Arama

Metal Müzik Nedir? - Sayfa 2

Güncelleme: 21 Temmuz 2009 Gösterim: 51.824 Cevap: 13
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
21 Mayıs 2009       Mesaj #11
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi
Gothic Metal Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Paradise Lost 1991'de "Gothic" albümünü çıkardığında, kimse bu ikinci albümlerinin bizleri yepyeni bir türle 'Gothic Metal'le tanıştıracağınıbilmiyordu. Bu albümde "Paradise Lost", doom ve death metallerden elementler kullanıp bunlara Nick Holmes'un erkeksi ve Sarah Marrion'un duruseslerini eklemişti. İngiltere'ye kalsaydı kadın vokaller fazla ilgi görmediğinden bu hikaye burada biterdi elbet. My Dying Bride ve Anathemakadın vokalsiz bu işi sürdürenlerin başını çektiler. (Arada Sarah diye birini kullandıysalar da şu anda kimse nerede olduğunu bilmemekte bukişinin..)
Avrupa`nın diğer ülkelerinde durum farklıydı tabii ki. 1992'de Hollandalı grup "The Gathering" Bart Smits`in kükrediği ve Marike Groot`unşakıdığı ilk albümleri "Always..."i yayınladı. 1995`teki üçüncü albümleri "Mandylion"la bir devrim gerçekleştirdiler: Bart kovuldu ve
"Anneke Van Giersvergen" tahtı ele geçirdi.
Aynı yıl, "Theatre of Tragedy" adlı grup Norveçte ilk albümlerini yayınladı. Albümde "Raymond I Rohonyi" ve "Liv Kristine Espenaes" yineyumuşak kadın ve sert erkek vokali örneklemelerine katkıda bulundular. "Velvet Darkness They Fear" ; grubun 1996 çıkışlı albümü; 1994`te
yayınlanan "The Third And The Mortal" demosu "Sorrow" ile birlikte Norveç açısından satır başı sayılırlar. Bu çalışmalarda geleneksel müziklebirleşen sert gitar rifleri hem grupların hem de grupların ürettikleri müzik olan "gothic metal"in daha geniş kitlelere yayılmasını sağlamanın yanısıraülkeyi de oldukça etkiledi. Netekim Norveçli grupların çoğu röportajlarında "Paradise Lost"un adını ansalarda çoğu hem kendileri gibi Norveçlihem de gizemli vokal "Kari Rueslatten" ve grubu "The Third And The Mortal"a da çok şey borçludurlar. Female vokalli, dark metal yapan gruplarNorveçte yükselişe geçerler. İçlerinden biri etkileyici vokalisti yada başka bir deyişle "Attractive Frontwoman" "Vibeke Stene" ile biraz dahayükselir, "Tristania". Takip eden gruplar "Sins Of Thy Beloved", "Madder Mortem", "Sirenia" oldular. Norveç hala "Paradise Lost"un kadın ve erkekvokalleri karıştırma geleneğini takip ediyor fakat bu genellemeye "Madder Mortem" ve "Trail of Tears" katılmamakta. "Trail of Tears" çok sevgili
bayan vokali gruptan atıp "Green Carnation"dan "Kjetill Nordhus"u getirdiler.
Hollanda cephesinde 1997`de ilk albümleriyle "Within Temptation" göze batan gruplardandır. Vokalist "Sharon den Adel" başlarda onların da Paradise Lost`tan
etkilendiğini itiraf ediyor. "After Forever", "Autumn" ve "Epica"nın ise aynı yıl "Angels Fall First" albümünü çıkaran "Nightwish"ten etkilendiğini düşündüğünü söylüyor. Finlandiyalı grup Nightwish sırasıyla "Oceanborn" (1999), Wishmaster (2000), "Century Child" (2002) ve "Once" (2004) albümleriylekendine hatırı sayılır bir kitle oluşturdu. "Within Temtation" ise 2000 tarihli "Mother Earth" albümünün getirdiği başarının molasını 2004`ün sonuna kadar
sürdürürken, peşinden pek çok grubu sürüklemeye başlayan Nightwish Avrupa`yı fethetmeye kafasına koymuştu.
Tamamı Hollanda kökenli olan "After Forever" 2000, "Autumn" 2001, "Epica" ise 2003`te kuruldular. Fakat kurulur kurulmaz "Epica" kendilerine
hiçte hoş olmayan "Replica" daha bir Türkçeleştirmek gerekirse "KOPYA" nickname`ini aldı.
Peki Avrupa`nın geri kalanı? Fransada "Penumbra", Hırvatistanda "Ashes You Leave", İtalyada ise "Lacuna Coil" Avrupada adını sıkça duyuran diğer gruplardandır.
Almanyada "Gothic metal" popüler bir tür olmasına rağmen, ülke "Flowing Tears" dışında adı duyulmuş başka gruba evsahibi olmamıştır. Lüksemburg'da "Erben der Schopfung" (Daha sonra grubun adını insancıl davranıp "Elis" olarak değiştirdiler), Avusturyada ise Nightwish`in birebir kopyası "Edenbridge" boy göstermiştir.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Mayıs 2009       Mesaj #12
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Gotik Metal
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
  • Müzikal kökeni: Death/doom, Gotik rock
  • Kültürel kökeni: Avrupa'da 1990'ların başları
  • Genelde kullanılan enstrümanlar: Vokal, Gitar, Bas gitar, Davul, Klavye
  • Popülerliği: 1990'ların ortalarından beri popülerliğini korumaktadır.
Gotik metal (gothic metal ve goth metal olarak da bilinir), bir heavy metal alt türüdür. Heavy metalin agresifliği ile gotik rock'ın karanlık ve melankolik atmosferini kombine eder. 1990'ların başında death/doom çıkışlı bir tür olarak ortaya çıkmıştır. Heavy metalin farklı türlerine gotik tarzın yedirilmesiyle müzikal açıdan kollara ayrılmıştır. Gotik romanlara dayanan şarkı sözlerinde de melodram ve kederden kişisel deneyimlere kadar birçok temaya rastlamak mümkündür.
Türün öncüleri Paradise Lost, My Dying Bride ve Anathema adlı İngiliz gruplardır. Diğer başlıca gruplar; ABD'li Type O Negative, İsveçli Tiamat ve Hollandalı The Gathering olarak gösterilebilir. Norveçli topluluk Theatre Of Tragedy, bugün gotik metalde pek çok grup tarafından benimsenen erkek brutal vokal ile bayan vokalin bir arada kullanıldığı "beauty and the beast" tarzını geliştirdi. 1990'ların ortalarında Moonspell, Theatres des Vampires ve Cradle Of Filth gibi türe black metal açısından bakan gruplar ortaya çıktı. Sonlarında ise Tristania ve Within Temptation'ın öncülük ettiği senfonik metale yakın çeşit oluşmuştu.
21. yüzyılda The 69 Eyes, Entwine, HIM, Lullacry, Poisonblack, Sentenced gibi ticari grupların yetiştiği Finlandiya başta olmak üzere Avrupa'da gotik metal popüler bir türdür; ABD'de ise aaralarında Lacuna Coil'ın da bulunduğu çok az sayıda grup ticari başarı elde etmiştir.


Özellikleri
Müzik
Gotik metalin müziği karanlık olmasıyla tanınır. "Karanlık" sözcüğü burada "derin, depresif, romantik, tutkulu ve yoğun" anlamı taşımaktadır. Gotik metal, "gotik rock'ın karanlıklığı ve karamsarlığının heavy metal ile karışımı" olarak da tanımlanır. Gotik metali "gotik rock'ın soğuk ve kasvetli atmosferi ile heavy metal'in agresifliği ve gürültülü gitarlarının birleşimi" şeklinde tanımlayan All Music Guide, "gerçek gotik metal her zaman direkt gotik rock'tan etkilenmiştir - hafif ve ince sintisayzırlar ve ürkütücü temalar gitar rifleri kadar önemlidir" demiştir.
Gotik metal, icra eden grupların "yavaş ve aşk temalı"dan "orkestral ve abartmalı"ya kadar farklı yerlere taşıdığı bir türdür. Türün mimarları Paradise Lost ve My Dying Bride'ın doom metal yaklaşımı; Artrosis ve Draconian tarafından devam ettirilmiştir. Moonspell'in ilk çalışmalarının ve Cradle of Filth'in black metale yakın olan müziği; Graveworm, Drastique ve Samsas Traum tarafınca takip edildi. Tristania ve Within Temptation'ın öncülük ettiği senfonik metal çıkışlı olan hali ise Epica'nın da yaptığı çeşitlemedir. Onun dışında gotik metali; death metal (Trail of Tears), folk metal (Midnattsol) ve alternatif metal (Katatonia) ile birlikte görmek de mümkündür.
Vokaller
Gotik metalde vokaller de çeşit çeşittir. Erkek vokaller; Dani Filth ve Morten Veland gibi brutal tarzı vokalistlerden, Østen Bergøy gibi kontrtenorler ve Peter Steele gibi bas vokallere kadar uzanan çeşitlerdedir. Bayan vokalistlerdeki çeşitler ise Cadaveria'nın scream ve brutal tarzı, Tanja Lainio'nun (Lullacry) "pop-vari" vokalleri ve Vibeke Stene'in operatik sopranosuyla örneklendirilebilir. Bayan vokaller gotik metalde diğer metal müzik türlerinden daha sık kullanılmaktadır; ancak tarzın "zorunlu" ögelrinde birisi de değildir. Theatre Of Tragedy ve Leaves' Eyes'ın vokalisti Liv Kristine, "gotik" etiketinin sıklıkla yanlış yorumlandığını ve "her bayan vokali olan grubun gotik olmadığını" düşünmektedir. Gotik metal aynı zamanda diğer metal müzik türlerine göre daha fazla bayan hayranı olmasıyla da bilinmektedir.
Şarkı Sözleri
Gotik metal şarkı sözleri "epik ve melodramatik" olarak tanımlanmaktadır. Türün öncüleri olan üç İngiliz gruba göre, hüzünlü ve depresif şarkı sözleri onların doom metal geçmişini yansıtmaktaydı. My Dying Bride'ın müziği "aldatma ve çeşitli günahlardan oluşan lirik büyüleciliği"ni "acı ve hainlikler"lerle dolu şarkı sözlerinden alıyordu. Anathema, hayatın anlamsızlığı ve intihar konularına yoğunlaşırken Paradise Lost da depresif tarafını hiçbir zaman kaybetmemişti.
Korku ve romatizmden beslenen gotik edebiyat; Cadaveria, Cradle Of Filth, Moonspell, Theatres des Vampires ve Xandria gibi gotik metal grupları için büyük esin kaynağı olmuştur. Eleştirmen Eduardo Rivadavia (Allmusic), drama ve acınaklı güzelliğin bu tarzın vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyler. My Dying Bride'a göre, "ölüm, sefalet, kayıp aşk ve romatizm" hemen sürekli başka açılarda görülmeye başlanmıştır. Özellikle kayıp aşk temasının Leaves' Eyes ve Theatre Of Tragedy gibi pek çok grup tarafından benimsendiği görülebilir.
Kişisel deneyimlere dayanan şarkı sözleri de Anathema, Elis, Tiamat, Midnattsol ve The Old Dead Tree gibi pek çok gotik metal grubunda görebileceğimiz özelliklerendir. Önceleri fantastik öyküler üzerine düşen Graveworm, sonraları müzik tarzlarına daha uygun buldukları kişisel şarkı sözlerine geçiş yapmıştır. İtalyan grup Lacuna Coil'ın şarkı sözlerinde de "fantastik ve gerçeküstü ögelere" yer verilmemektedir; çünkü vokalist ve söz yazarı Cristina Scabbia öbür şekilde, grubu dinleyenlerin kendilerini grupla daha kolay ilişkilendirebileceğini düşünmektedir. Aynı şekilde, "insal ilişkileri" ile alakalı şarkılara birinin "daha kolay bağlanabileceğini" düşünen Lullacry de şarkı sözlerini "aşk, nefret, tutku ve acı" üzeirne kurmaktadır.


Tarihçe
Türün Ataları
1. Heavy Metal
Heavy metal, gotik alt kültürün bir parçası olanlar tarafından "gotik rock'ın kaba, ilkel, maço antitezi" olarak algılanmaktadır. Gotik müziğin "hafif" ve "feminen" karakterinin aksine heavy metal; agresiflik, cinsiyet ayrımı ve erkeksilik ile ilişkilendirilir. Bu farklılığa rağmen, "Black Sabbath'ın kendi adlarını taşıyan ilk albümleri bazı cesur bünyeler tarafından ilk gotik rock kaydı olarak nitelendirilmişti". Gavin Baddeley adlı yazar, "albüme adını veren şarkının satanik bir ayini anlattığını ve şiddetli yağmur ve çan efektleriyle tamamlandığını, kapağın ise siyah pelerinli hayalet görünümlü bir kıza odaklandığını" belirtmiştir.
Rainbow, Dio ve Judas Priest'ın "belirsiz ve az sayıda klavye tonları", gotik rock'ın bir post-punk türü olarak ortaya çıkmasından önce "gotik" olarak algılanmıştır. Blue Öyster Cult ve Iron Maiden'ın da "(Don't Fear) The Reaper" ve "Phantom Of The Opera" gibi şarkılarında olduğu gibi gotik şarkı sözleri kullandığı görülebilir. Danimarkalı metal grubu Mercyful Fate, "Gotik saplantılarını şeytan ve gizemle göstermiştir". Vokalist King Diamond, gotik hikaye anlatıcılığına olan ilgisini solo kariyerinde de "ses efektleri ve şarkılarla Gotik korku hikayeleri anlatan konsept albümler" yayınlayarak devam ettirmiştir. Eski Misfits vokali Glenn Danzig, ikinci grubu Samhain'in 1988'lerde dağılması ve solo kariyerinin kurulmasıyla kendine heavy metal rifleri ile "yüksek derecede romatik, düşündürücü, gotik bir duygusallıktan" beslenen bir tarz yaratmıştır.
Bauhaus ve Siouxsie & The Banshees gibi gotik rock gruplardan esinlenen İsviçreli grup Celtic Frost da gotik metalin atalarındandır. Grubun "vahşi black metal ve klasik müzikten parçaları" birleştiren ve "avantgard" olarak tanımlanan tarzı "Avrupa heavy metalinin patlamasında büyük etki sahibi olmuştu". Senfonik metal grubu Therion'dan Christofer Johnsson, Celtic Frost'un "Into The Pandemonium" (1987) albümünün 1990'lardaki "gotik ve senfonik gruplar dalgasında" önemli bir rol olmadığını belirtir.


2. Gotik Rock
Gotik rock, 1980’lerde bir post-punk alt janrı olarak ortaya çıkan bir türdü ancak onyılın sonunda farklı yönlere çekilmiş; The Cure, Mission U.K. ve Siouxsie & The Banshees gibi gruplar "pop ve alternatif ögelerine" daha fazla yer verirken The Sisters Of Mercy, Fields Of The Nephilim ve Christian Death "daha sert ve metale daha yakın" bir yaklaşımı benimsediler. “Yavaş, kasvetli, ağır ve dans beatleri sunan” tarzıyla The Sisters Of Mercy, 1980’lerin öncü gotik rock gruplarındandı. Sadece üç stüdyo albümü yayınlayan grubun ilk albümü “First And Last And Always” 1985’te satışa sunuldu. Son albümleri Vision Thing (1990) gotik müzik ile heavy metali birleştiren ilk albümlerdendi. Fields Of The Nephilim da 1991’de ilk kez dağılmadan önce sadece üç albüm piyasaya sürmüştü. Daha sona yeniden bir araya gelip başka albümler kaydeden ve neticede “birçok metal grubunu etkileyen” grup, "gotik ögelerin belli bir şekilde arttığı bir tarz yaratmıştı – özellikle takdire değer senfonik klavye tonlarıyla".
Noise rock ve endüstriyel müziği birleştiren bir grup olarak başlayıp “Children Of God” (1987) ile minimal ve deneysel bir gotik rock tarzına yelken açan Swans, gotik metalin diğer öncülerindendi; nitekim grubun Type O Negative gibi yeni ufuklar açan gruplara ilham kaynağı olduğu görülebilir.
Allmusic’e göre, "gotik metal 80’lerin başlarında Christian Death tarafından başı çekilen Los Angeles’ın sözde 'death-rock' sahnesinin etrafında dönmekteydi"."Amerikan gotik rock’ının babaları" Christian Death, 1985’te lider ve kurucu Rozz Williams’ı bünyesinden kopararak büyük bir kadro değişikliğine gitti. Gitarist Valor Kand’ın ipleri eline almasıyla Christian Death daha metal-vari bir yöne dümen kırdı. Özellikle 1988 tarihli albümleri “Sex And Drugs And Jesus Christ” eleştirmen Steve Huey tarafından "metal eğilimi olan ağır gotik rock” şeklinde tanımlandı.
Kökenler
Peaceville Üçlüsü
Müzikal tarz olarak gotik metal gerçek anlamda 1990’larda hareketin merkezi Kuzey İngiltere’de kurulan Paradise Lost, My Dying Bride ve Anathema ile ortaya çıkmıştı". 1990’ların başında üç grup da Peaceville Records ile anlaştığından Peaceville Üçlüsü olarak anılmaktadır. Abrasif death metal kökenlerine sahip olsalar da Paradise Lost vokali Nick Holmes’un ‘oldukça karanlık ve kasvetli’ olarak tanımladığı tarzıyla Dead Can Dance de grupların esin kaynakları arasındadır". İlk olarak Paradise Lost, 1988’de Halifax, İngiltere’de kuruldu. İlk albümleri “Lost Paradise” (1990), "death/doom metalin kurallarını kesin olarak koymuştu". “Hızlı bir kliple gittikçe büyüyen” grubun bir sonraki yıl yayınlanan albümü “Gothic, grubun ilk fanlarını hayal kırıklığına uğratacaktı. “Daha ölçüsüz ve enerjik düzenlemeleriyle albüm “grubun oldukça depresif power chordlarına farklı atmosferle katan klavye ve bayan vokalleriye" de dikkat çekmekteydi. Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki listelerde büyük başarılar yakalayan “Gothic” albümü gotik metal tarzını yaratan albüm olarak heavy metalin en önemli çalışmalarından biri olarak tarihte yerini aldı. Grup, 1992 tarihli “Shades Of God” ile değişimini devam ettirirken 1993 tarihli albüm “Icon”; sentezlenen yaylıları, timpanisi, piyanoları ve meleksi bayan vokalleriyle grup için bir dönüm noktasıydı. “Draconian Times” albümü ve sonrasında Paradise Lost’un tarzı "saf, ağır gotik rock ile gürültücü heavy metal arasında duran" şeklini tamamen almıştı. Bu beş albümle grup "Metallica’nın karanlık döneminin The Sisters Of Mercy seven bir grup tarafından çalınan halini yansıtan bir koleksiyon oluşturdu”. Kimilerine göre ise "yakın yıllarda diğer grupların biçeceği tarzın tohumunu atmışlardı".
Yine bir Halifax çıkışlı bir grup olan My Dying Bride, 1990’da kuruldı. “Symphonaire Infernus Et Spera Empyrium” adını taşıyan EP’leri ile ilgileri üzerine çeken grup, ilk uzunçalar kayıtları “As The Flower Withers” aynı yıl içerisinde piyasaya sürdü. 1993’te kadrosuna bir kemancı ekleyip “Turn Loose The Swans”ı yayınlayan grup, bu çığır açan albümünde doom tarzlarında daha fazla romatik ögelere yer verdi. Vokalist Aaron Stainthorpe grubun bu yöne dönüşünü şu şekil açıklar:
“Paradise Lost bu tür şeylerle uğraşıyordu; ama romantik tarafı bu derecede yansıttıklarını sanmıyorum. Bu gotik çekicilik üzerine kesinlikle çalıştık ve nedenini gerçekten bilmiyorum.”
1990'da kurulan Liverpool asıllı grup Anathema, oldukça olumlu tepliker alan EP'si "The Crestfallen"ı 1992'de yayınladı. Bu albümdeki "gürültülü duygusal doom/death" tarzını "Serenades" adlı ilk albümünde de sürdüren grup, 1993 yılında satışa çıkarılan bu albümüyle geleneksel doom tarzına en çok bağlı kaldığı çalışmaya imza attı. 1995 yılında Darren White'ı kadrosundan çıkaran grup aynı yıl 1994'te kaydettiği "Pentecost III" EP'sini de yayınladı. Ardından gitarist Vincent Cavanagh'ın vokalleri üstlendiği grup aynı yıl "The Silent Enigma"yı piyasaya sürdü. Grubun tarzı adına önemli bir dönüm noktası haline gelen ve birtakım eleştirilerde grubun Pink Floyd ile de karşılaştırılmasına neden olan albüm, piyasa tarzıyla ilgilenenlerin beğenisini kazanmakla beraber koyu doom hayranlarını da hayal kırıklığına uğrattı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Blue Lucifer - avatarı
Blue Lucifer
Ziyaretçi
24 Mayıs 2009       Mesaj #13
Blue Lucifer - avatarı
Ziyaretçi
HEAVY METAL ASLA SADECE BIR MUZIK DEGILDIR

Bircok kisi Heavy Metal dinliyor, hatta bunlarin onemli bir kismi bu muzigi icra etmeye de calisiyor. Peki acaba bunlarin kaci Heavy Metal’in ne oldugu hakkinda bir dusunceye sahip? Bu insanlar icin Heavy Metal’in ne gibi bir anlami var?

Bu sorulari cevaplayabilmek icin once sanirim Heavy Metal’in nasil ve hangi sartlar altinda ortaya ciktigini incelemek gerek. Heavy Metal’in tarihini inceleyenlerin bircoguna gore ilk ates Black Sabbath ile yanmistir. Sabbath in ilk albumunun 1970’te ciktigini hesaba katarsak atesi yakan kivilcimlarin 60’li yillarin sonunda parlamaya basladigini soylemek sanirim dogru olur.

60’li yillarin sonunda dunya buyuk degisimlere gebeydi. Ozellikle ABD’nin Vietnam Savasi’na karsi genclerin olusturdugu buyuk kitlesel tepkiler, 68 hareketinin ortaya cikmasi, ABD ve SSCB arasindaki rekabetin sahasinin dunyayi da asarak uzaya tasmasi ve daha onlarca neden. Ortalikta dolasan nukleer savas soylentileri... Dunyadaki, ozellikle de ucuncu dunyadaki, gelir adaletsizliginin, suc oraninin, insan haklari ihlallerinin dayanilamaz hale gelmesi... Hepsi cesitli patlamalarin habercisiydi sanki.

Ve mevzubahis patlamalar da oldu. Bircok degisik alanda cereyan eden bu patlamalar muzik alaninda da kendini gostermisti. Muzigin de yardimiyla varolan duzendeki bozukluklardan tutun da yasamimizi olusturan ogelerden hemen hepsi sorgulanmaya calisilmis ve sorgulama sonucu bulunan yanlisliklar da tum ciplakligiyla gozler onune serilmeye baslanmisti.

Heavy Metal kavrami bu sekilde ortaya cikti. Ve ortaya cikis sekline bir daha bakacak olursak HM’in sadece bir muzik turu olmaktan cok daha ote vasiflar tasidigini da gorebiliriz. Diger muzik turlerinde olmayan turden bir protest ruh, diger turlerdeki kokusmus romantizmin yerine yalin ve sert bir realizm ve tum bu tepkileri de ayni yalinlik ve sertlik cercevesinde ifade edebilecek turden bir RAW ve HEAVY sound... HM’in ozu bariz bu sekilde olustu. Black Sabbath War Pigs’i neden yapti? Gercek anlamda ilk HM parcalarindan biri olarak War Pigs’i gostermek sanirim yanlis olmaz. Su ana kadar bahsetmis oldugumuz butun nitelikleri icinde barindiran essiz bir eserdir cunku o.

Black Sabbath’i takiben bircok onemli grup daha cikti 70’lerde. Ama HM adina asil patlama 79 yilinin sonlarinda ve 1980 yilinda yasanacakti ki ortaya cikan bu dalga bugun New Wave Of British Heavy Metal olarak adlandirilmakta.

Yine soguk savasin yarattigi gerilimin en ust duzeye vurdugu bir zaman. Ayrica Ingiltere de o zamana kadar gelmis en muhafazakar hukumetlerden biri olan Thatcher hukumeti gorev basinda. Demokrasinin ve insan haklarinin besiklerinden sayilan bir ulkede kelle vergisi alacak kadar dengeleri bozmus bir hukumet... Dolayisiyla cogu cesitli yerden tepkiler alacakti. Yine dunya geneline bakilacak olursa iki super guc arasinda surekli artan bir ivmeyle buyuyen gerilim, dinmek bilmeyen savas cigliklari... Insanlar buna da tepki verecekti. 60’larin sonundaki sartlar 70’lerin sonuna gelindiginde sanki daha bunalimli bir hal almis ve daha buyuk bir cikmaza girmisti. Dolayisiyla verilecek tepki de on yil oncesindekine gore daha sert ve siddetli olmaliydi. NWOBHM da boylesine sartlar sonucu patlayiverdi zaten.

Tum NWOBHM gruplari saf bir protest ruha sahipti. Hepsi hemen her sarkisinda dunyada olup bitmekte olan ne kadar yanlis varsa, ne kadar carpiklik varsa, bunlarin hepsini ellerinden geldigince anlatmaya calisiyordu. Kimisi bunu hicbi sekle sokmadan, gayet acik ve net bi sekilde soyleyerek yaparken kimisi ise sarkilarinda dogaustu imgelere yer vererek dolayli bir anlatim yolunu seciyordu.

Tabii ki HM’in sahip oldugu protest nitelikler cogu kisiyi ve grubu rahatsiz etmekte gecikmedi. Zaaflarindan yararlandiklari sistemlerin elestirilmesi, yaptiklari duzenbazliklari goremeyen insanlarin uyanmaya cagirilmasi bu tip kisileri nasil rahatsiz etmesin ki!? Dolayisiyla HM’in, kurmus olduklari cikar iliskileri icin bir tehdit olusturmaya basladigini goren bu kesimler, HM aleyhinde yaralayici girisimlerde bulunmakta tereddut etmediler.

Oncelikle ise karalama kampanyalariyla basladilar. HM gruplarinin adeta ruh hastasi denebilecek kisiler tarafindan olusturuldugu, bunlarin kan ve vahset sevdalisi birer zavalli olmaktan oteye gidemedigi ve genclige cok kotu birer ornek teskil ettikleri turunden asagilik ithamlarla HM’in uzerine gittiler.

Oysa ki HM’in amaci kana ve vahsete karsi bir sevda beslemek degil tam tersine dunyada zaten var olan kani ve vahseti insanlarin gozu onune tum ciplakligiyla serebilmekti. Cunku insanlarin yanlislari duzeltebilmesi icin oncelikle hepsini net bi sekilde gormesi gerektigine inaniyordu HM.

Karalama kampanyalariyla da en fazla bi yere kadar gidilebilecegini ama bunun HM olusumunu temelden sarsamayacagini anlayanlar bu sefer distan saldirmaktansa kaleyi icten fethedecek bir yontem gelistirmeyi tercih ettiler. HM pop kulturunun icine cekilecek ve o kulturun bir parcasi haline getirilecekti ve bunun yapilmasinda da HM grubu olarak lanse edilen ama gercekte HM ile pek de bi alakasi olmayan bircok grup basrol oynayacakti. HM icindeymis gibi gorunen bircok trend de bilincli olarak bu gruplarin ureyebilmesi icin yaratildi zaten.

Yillar gectikce bu dogrultuda bircok alt tur cikti. Degisim maskesi altinda sayisiz grup turetildi. Hepsi protest ruhtan arindirilmis, imaj duskunu genclerin ilgisini cekebilmek icin tonla zirva ve ozenti seklin icine sokulmus, HM’in ozunden uzaklastirilmis ama duzenin usagi plakcilik firmalari istedi diye sirtlarina HM etiketi yapistirilmis, tonla mantar grup...

Amac belliydi. HM’i insanlara farkli bir sekilde gostermek ve bu illuzyon sayesinde insanlarin HM’in aslini unutmalarini saglamak. Dolayisiyla HM’in o sivri dilinden kurtulmak. Gozleri boyanmaya calisilan kisilerin HM’in yardimiyla gozlerini acmasinin onune gecmek. Koyunlarin koyunlugunu baki kilip, onlari eskiden oldugu gibi yalan ve dolanlarla gutmeye devam etmek...

HM’in insanlara sunulus sekli degistirilse de HM’in ozu asla ve asla degismez. Cunku HM baslikta da dedigim gibi asla sadece bir muzik degildir. Eline elektro gitari alan metalci olmaz. Plak firmalarinin yapistirdigi sahte etiketlerle de olunmaz bu. HM’in ozunde gercekleri gormek vardir. Pesisira da bu gorulenleri sorgulamak. Sorgulama sonrasinda da birtakim sonuclara varmak ve varilan bu sonuclari da toplumun gozleri onune sermek... Iste HM’in ozu ve bir HM grubunun yegane gorevi. Sound bundan sonra gelir. Olayin sadece sound da bittigini zannedenler maalesef HM ile dogru durust bi iliski icinde olmayan kisilerdir. Is oncelikle sekilde degil dusuncede... En basta dusunceyi olusturacaksin, daha sonra da bu dusunceyi en iyi sekilde ifade edebilecek soundu yaratacaksin. Zaten is boyle olursa “sound nasil olmali” sorusu da kendiliginden cevaplanmis olur.

Savundugum dusunceyi orneklemek icin simdi cesitli gruplardan ornek sarkilar yazmak istiyorum. Gercek HM gruplari tarafindan uretilen gercek HM sarkilarina cesitli ornekler...

ACCEPT – Balls To The Wall
BLACK SABBATH – Sabbath Bloody Sabbath
DEMON – The Plague
DIO – We Rock
GRAVE DIGGER – Inquisition
HELLOWEEN – I Want Out
HOLOCAUST – Death Or Glory
JUDAS PRIEST – Breaking The Law
MOTORHEAD – Live To Win
OZZY – Crazy Train
QUEENSRYCHE – Revolution Calling
RAVEN – Don’t Need Your Money
RUNNING WILD – Raise Your Fist
SAVAGE – Dirty Money
SAVATAGE – Agony And Ecstacy
SAXON – Never Surrender
TWISTED SISTER – We’re Not Gonna Take It
TYGERS OF PAN TANG – Gangland
WARLOCK – East Meets West
WASP – Headless Children

Tum bunlarin ustune HM’i en guzel sekilde tanimlayan objelerden biri olduguna inandigim “Iron Maiden’in Sanctuary singleinin kapak resmini” de ornek verecek olursam sanirim soylemek istediklerimin kafalarda daha iyi sekillenmesini saglamis olurum. Hatirlayacak olursaniz mevzubahis resimde Eddie, duvardaki bir Maiden posterini yirtmis olan donemin basbakani Margaret Thatcher’i bicaklayarak oldurmustur. HM’in ne denli protest bir yapiya sahip oldugunu gostermek icin sadece bu ornegi vermek bile yeterli olur sanirim.

HM degismez, degistirilemez. Dunyada insanlarin hayatlarini karartma pahasina genellikle maddi cikarlar ugruna oynanan kirli oyunlar yok olmadikca ve daha da kotusu insanlar bunlarin farkina varmakta zorlandikca da HM varolmaya devam eder. Ancak insanlar gozleri onune surulen bircok sahte ornek arasindan dogruyu ne sekilde secer bu da tartisilir. Gunumuzde gelinen nokta maalesef cogunlugun oyuna geldigini ve sahte orneklerin pesinden giderek HM’in ozunden uzaklastigini gostermekte.

Butun bunlari goz onune alinca, bugun ortada iki cesit metal turu oldugunu goruyoruz: Birincisi, koklerine sadik ve bu sadakat sayesinde hala o asil HM tavrina ve durusuna sahip olan gruplarin ortaya koydugu tur: adiyla, saniyla, sadece ve sadece HEAVY METAL! Ikincisi ise, somuru duzeninin, kendisinin hic de isine gelmeyen seyler ureten Heavy Metal’i sulandirmak ve bulandirmak amaciyla ortaya cikardigi trendlerin urunu olan veya zamanla bir sekilde bu trendlerin icine cekilen gruplarin ortaya koydugu tur. Bunun da ismini tahmin etmek, su sozu hatirlayinca zor olmasa gerek: There are two kinds of metal – Heavy Metal and Bullshit!

Benzer ayrimi yapmak icin “It rocks or not” sozunu kullanmak da fayda saglar. Neyin “it rocks”, neyin de “it doesn’t rock” basligi altina konabilecegi, yukarda oz bir bicimde anlatilmaktadir...


Kaynak
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
21 Temmuz 2009       Mesaj #14
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Senfonik Metal (Opera Metal)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Müzikal kökeni:
  • Gotik metal
  • Melodik power metal
  • Progresif metal
  • Klasik batı müziği
Kültürel kökeni: 90'ların ortaları
Öncüleri:
  • Therion
  • Haggard
Genelde kullanılan enstrümanlar:
  • Vokal
  • Gitar
  • Bas gitar
  • Klavye
  • Piyano
  • Davul
  • Keman
Popülerliği: En çok İskandinavya ve Hollanda
Karışım türleri:
  • Senfonik black metal
  • Senfonik power metal
Senfonik metal ya da opera metal, metal müziğin klasik batı müziğindeki senfonik öğeler içeren türüne denilir. Senfonik metal hem başlı başına bir tarz olabildiği gibi başka tür metallerle karışım olarak da karşımıza çıkabilir. Diğer türlerle karışımına göre oldukça çeşitlilik gösterse de temel olarak klasik müzik melodilerinin ve enstrümanlarının metal müzik ile uyumunun sağlanması, kadın vokaller kullanılması ve bir opera veya senfoni dinlermiş havası uyandırmasıyla kendini ayırır.

Ana Müzikal Ögeleri

Kamelot ve Nightwish gibi diğer metal türlerinde de kısıtlı olarak senfonik enstrümanları ve melodileri kullanan gruplar bazen türün altında gösterilseler de bu senfonik çizgiyi devam ettirmedikleri için senfonik metal grubu sayılmazlar. Sayılsalar da senfonik metalin alt türlerinden (senfonik power metal, senfonik black metal) sayılırlar.
Senfonik metalin kökleri öncül gotik metale, power metale ve klasik batı müziğine dayanmaktadır. 1990'lı yılların başında gotik metalden ayrılan akım daha çok bas ve ritm gitarlarda türün atası olarak kabul edilen gotik metale sıkı sıkıya bağlıdır. Fakat daha sonraları black metal, death metal, power metal ve progresif metalin gitar melodileri adapte edilmiş ve türün kendi sentezleri yaratılmıştır. Tür klasik batı müziği melodileri ve tarzını heavy metal'e adapte ederek güclü bir senfoni havası hâkim kılmaya çalışır. Klasik müziği çok kullanamayan gruplar ise heavy metal'e ağırlık verip basit ve akılda kalıcı melodilerle genele hitap etmeye gayret ederler. Bir diğer önemli unsur ise power metal'dekine benzer gitar melodileri kullanarak müziğe daha aydınlık, olumlu ve pozitif bir atmosfer vererek gotik metaldeki karanlık ve kasvetli havayı dağıtmaktır.

Gotik metalde olduğu gibi klavye müziğin belkemiğini oluşturan yapıtaşıdır. Müziğin merkezinde klavye bulunmaktadır. Arka plan müziği en kolay melodileri çalarken en zor ve teknik melodiler klavye tarafından çalınır. Hatta birçok klasik müzik enstrümanı da klavye sayesinde seslendirilerek konserlerde bir cok enstrüman kullanılmadan da senfonik metal üretilir. Fakat albüm kayıtlarında gerçek klasik müzik enstrümanları kullanılır. Bazı gruplar konserlerinde piyanist, kemanist, harpist veya flütist kullanırlar. Hatta bazı grupların tam zamanlı flütist veya kemanistleri bile vardır.
Müziğin atmosferi şarkıda işlenen konuya uyum gösterir. Neşeli ve mutlu şarkılar hızlı ve canlı tonlarla işlenirken, karanlık ve melankolik şarkılar yine uygun şekilde eşlik edilirler. Power metal neşeli şarkılara; black metal, gotik metal veya death metal de karanlık konulu şarkılara ilham kaynağı olur. Müziğin atmosferi klavye tarafından sağlanırken diğer enstrümanlar ona uyum sağlarlar.
Senfonik metal şarkıları birçok değişik konuyu işleyebilir. Genelde şarkılarda power metal'de olduğu gibi fantastik hikâyeler veya opera konuları işlenir. Bunun yaninda efsaneler, tarihi özgün hikâyeler ve destanlar da senfonik metal şarkılarının konusu olabilir. Gotik metalde olduğu gibi tek bir hikâyeyi anlatan albümleride sıkça hazırlanmıştır (Dragonforce, Epica ve Rhapsody of Fire bu biçimde güzel calışmalar ortaya koymuşlardır; power metal grubu Kamelot'un "Epica" albümü en akılda kalan örneklerindendir).
Senfonik metal gruplarının bir diğer önemli özelliği kadın vokaller kullanmalarıdır. Ön vokal her zaman kadındır, mezzo-soprano tarzında eserler icra ederler. Çoğu zaman hiç erkek vokal kullanılmaz veya kullanılsa dahi arka vokallerde duyulur. Çoğunlukla gotik metaldeki erkek vokallerini andırırlar.


Temelleri

İlk olarak ortaya çıkmasında death metal ve gotik metal türlerinde klasik müzik enstrüman ve öğelerinin kullanılmaya başlaması etkili olmuştur. Özellikle ilk olarak death metal grubu olarak kurulmuş Therion müziğini daha çok klasik ögelerle pekiştirmiş ve nihayet konserlerinde tam orkestra kullanmaya baslamış ve yeni yarattıkları senfonik metal müzikle anılmaya başlamışlardır. Her ne kadar Therion kadar ünlü olmasa da 1991'de kurulan ve 1992'den beri senfonik metale yönelen Haggard da bu türün önemli temsilcilerindendir.
1997 yılında Nightwish ve Within Temptation ilk albümlerini piyasaya sürmüş ve Therion'un tarzından oldukça etkilenmişlerdir. Within Temptation gotik metalin ögelerini uyarlayarak klavyeyi müziğe yerleştirmiş, vokalistleri Sharon den Adel'in soprano vokallerini arttırırken erkek vokalleri tamamen kaldırarak türe katkıda bulunmuştur. Nightwish ise daha cok power metal tarzına yakın melodiler seçmiş, opera tarzı soprano vokalleri Tarja Turunen ve klasik batı müziği etkileşimli besteci-klavyecileri Tuomas Holopainen ile bugünün en çok tercih edilen senfonik metal türü olan senfonik power metalin öncüsü olmuştur.
Günümüzde ise daha önceleri death metal, doom metal, gotik metal, power metal veya black metal olarak başlayan gruplar dahi senfonik metal grubu olarak bilinmeye başlamışlardır. Bazıları senfonik metalin heavy metal alt türü oluğunu savunurken başkaları herhangi bir metal türünde kullanılabilecek bir stil olduğunu düşünmektedirler.


Alt ve Melez Türler


Senfonik Power Metal
Senfonik power metal, power metali klavye ve diğer enstrümanların kullanımıyla senfonik metal ile uydurarak sentezler oluşturan bir senfonik metal alt türüdür. Günümüzde en çok dinlenen senfonik metal türüdür. Örnek gruplar: Nightwish, Rhapsody, Kamelot.

Senfonik Black Metal
Senfonik black metal, black metal ve klasik batı müziğini harmanlayan bir müzik türüdür. Melodik black metal ile benzerlikler gösterir ancak klavye kullanımı çok daha yoğun ve klasik müzik özellikleri çok daha öndedir. Black metalin en popüler türevidir. Örnek gruplar: Dimmu Borgir, Emperor.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

22 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
30 Mayıs 2015 / jake422 Soru-Cevap