Arama

Yumurtalık (Over) Kanseri

Güncelleme: 22 Mart 2017 Gösterim: 12.537 Cevap: 6
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
17 Eylül 2008       Mesaj #1
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  over kanseri.jpg
Gösterim: 1837
Boyut:  44.9 KB

YUMURTALIK KANSERİ


Yumurtalık kanserleri oldukça ölümcül olan bir kanser türüdür. Amerika’daki kadınlarda 5. sıklıkta görülen ve aynı zamanda kadınlardaki kanserlere bağlı ölümler arasında 5. sırada yer alan kanser çeşididir. Tanısı çek konabilen bir kanser olması bu kanserin önemini belirtmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar

Yumurtalık kanserine yakalanan kadınlarda beş yıllık yaşam oranı %30 dolayındadır. Eğer kanser belirli bir bölgede sınırlı ise hastaların çoğu beş yıldan daha fazla yaşar.
Her yaşta ortaya çıkabilen bir kanser türü olan yumurtalık kanseri sıklıkla 45’li yaşlardan sonra görülmektedir. Özellikle menopozdan sonra görülme olasılığı artmaktadır. Bu dönemden sonra yaş arttıkça yumurtalık kanseri riski artmaktadır.
70 yaşından sonra en yüksek düzeye yaklaşmaktadır.

Yumurtalık kanseri, köken aldığı dokunun çeşidine göre farklı türlere ayrılır. Bu türlere bağlı olarak da görülme sıklığı ve başlama yaşı değişir. En sık görülen türü ise yüzey epitelyum hücrelerinden köken alan kanserdir.

NEDENLERİ
Yumurtalık kanseri için belirtilmiş birkaç neden vardır. Bu nedenlerin arasında en önemlileri doğum yapmamış olma ve ailesel öyküdür. Az doğum yapan kadınlarda veya hiç evlenmemiş kadınlarda kanser görülme ihtimali yüksektir. Gebeliği engelleyici ilaçların uzun bir süre kullanılması kanser riskini bir miktar azaltmaktadır. Yani bu ilaçların kansere karşı bir koruyucu özelliği vardır. Ayrıca genç yaşta hamile kalmak, riski azalmaktadır. Yumurtalık kanserlerinin yalnızca yaklaşık %10 unun ailesel olmasına karşın, hatalı genlerin tespit edilmesi, kanserin moleküler nedenine yönelik birçok bilginin edinilmesini sağlamıştır. Birinci derece akrabalarında yumurtalık kanseri olan kadınlarda kanser görülme ihtimali yüksektir.

Ayrıca hormonların ve çevresel etkenlerin yumurtalık kanserinin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Menopoz döneminden sonra kadınlık hormonu olan östrojenin tek başına verilmesi kanser riskini arttırmaktadır. Bu yüzden bu dönemde östrojen ile birlikte progesteron hormonu da verilmektedir.

BELİRTİLER
Bütün yumurtalık kanserleri erken dönemde semptom ve belirti vermediklerinden dolayı oldukça endişe vericidir. Aralarında büyük yapısal farklılıklar olmasına rağmen yumurtalık kanserlerinin klinik bulguları birbirlerine oldukça benzerdir. Yüzey epitelinden köken alan yumurtalık kanserleri yeterli büyüklüğe ulaşıncaya kadar genellikle belirti vermez. Fakat büyürse karın ağrısı, sık idrara çıkma, karında şişlik, hazımsızlık gibi sindirim sistemine ait belirtiler verir.
Yumurtalık kanserlerinin yaklaşık %30’u jinekolojik muayene sırasında tesadüfen saptanır. İleri dönemde ise vajinal kanama, karında fazla şişlik, karında asit birikimi gibi şikâyetler ortaya çıkmaktadır.

TEŞHİS
Yumurtalıklar kasıkların iç tarafında olduğundan, erken dönemde yumurtalık kanserinin teşhisi oldukça zordur. Hiçbir şikâyeti olmayan kadınlarda tarama amaçlı bir test yoktur. Jinekolojik muayene sırasında bu bölgede kitle saptanması doktorun bir takım testler istemesini sağlar. Bu testlerden birisi ultrason görüntüleme yöntemidir. Vajinanın iç kısmına küçük bir alet yerleştirilerek yapılan bu yöntemde yumurtalıklardaki kitle saptanır. Bu kitlenin hareketsiz olması yumurtalık kanseri olma riskini arttırır.

Fakat bu yöntemle tümörün iyi veya kötü huylu oldu anlaşılamaz. Bunu anlamak için doktor karın bölgesinde küçük bir kesik yaparak laparoskop denilen aletle yumurtalıkları görüntüler. Bu sırada tümörden küçük bir parça alır. Ayrıca yapılan kan testlerinde bir kanser göstergesi olan CA-125’in yüksek saptanması, diğer testlerle birlikte tanıyı büyük ölçüde koydurur. Ayrıca bu test hastaların takibinde oldukça önemlidir. Belirli aralıklarla bu testin yapılması hastaların tedaviye verdiği cevabı ve tekrarlama ihtimalinin takip edilmesini sağlar.

Fakat CA-125 sadece yumurtalık kanserinde yükselmez. Yumurtalık kistleri, enfeksiyon gibi durumlarda da bu maddenin kandaki düzeyi artmaktadır. Hastalığın kesin tanısı için tümörden alınan parçanın patoloji laboratuarında incelenmesi gerekir.

TEDAVİ
Ne yazık ki yumurtalık kanserinin tedavi seçenekleri günümüzde dahi yeterli değildir. 70’li yıllardan bugüne kadar geçen dönemde sağ kalım oranında az bir iyileşme sağlanmıştır. Yumurtalık kanserinin tedavisinde birçok doktorun bir araya gelerek bir ekip çalışması içinde olması gerekir. İlk tedavi seçeneği ameliyattır. Daha sonra hastaya kemoterapi ve ışın tedavisi uygulanır. Bazı durumlarda ameliyat ve ilaç tedavisi sonrası ikinci bir ameliyat yapılması gerekir. Bu ameliyattan sonra hastanın durumu yeniden değerlendirilir.
Hastalığın seyrinde en önemli kriterlerden birisi hastalığın kaçıncı evredeyken saptanmış olmasıdır. Birinci evrede teşhis edilen ve tedavisi yapılan yumurtalık kanseri hastalarında beş yıllık sağ kalım oranı %70’lerde iken dördüncü evrede yakalanan hastalarda beş yıllık sağ kalım ihtimali yoktur. Bu yüzden tedavinin şeklinin belirlenmesinde erken teşhis çok önemlidir.

Son düzenleyen perlina; 22 Mart 2017 14:44
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
10 Mayıs 2011       Mesaj #2
pesimist - avatarı
Ziyaretçi

Yumurtalık kanseri nedir?


Yumurtalık kanserleri dünyada giderek artmaktadır. Tüm yaşamı boyunca bir kadının yumurtalık kanserine yakalanma riski % 1 – 2’dir. Bazı tiplerinde genetik geçiş söz konusudur. Bu kadınlar gen araştırması yapılarak sıkı takibe alınmalıdır.
Sponsorlu Bağlantılar

Yumurtalık kanseri risk faktörleri
  • - Doğum yapmamış olma,
  • - Erken adet görme,
  • - Geç adetten kesilme,
  • - Meme ve rahim kanseri geçirmiş olma,
  • - Ailesinde genetik geçişli meme kanseri olmasıdır.
Doğum kontrol haplarının 2 yıl kullanılması % 50, 5 yıl kullanılması % 70 oranında yumurtalık kanserinden koruma sağlamaktadır.
Hastalık erken belirti vermez, belirti verdiğinde tümör genellikle ileri evredir. Belirtiler daha çok mide bağırsak sistemiyle ilişkili hazımsızlık, karında şişme, bulantı ve kilo kaybıdır.

Yumurtalık kanserinden en önemli korunma yöntemi düzenli aralıklarla jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılmasıdır. Riskli olduğu saptanan kadınlarda ise bazı kan testleri (tümör belirteçleri) ve ultrasonografik takip önemlidir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 17 Mart 2017 20:37
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
9 Şubat 2012       Mesaj #3
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Over Kanseri
Jinekolojik kanserleri içinde en geç tanısı konabilen ve bu nedenle en fazla ölüme sebebiyet veren kanser türü olması nedeni ile ayrı bir öneme sahiptir. Kadın kanserlerinn %4'ünü, genital kanserlerin ise %23'ünü meydana getirir. Over kanseri tanısı konan kadınlarda 5 yıllık yaşam % 35 civarındadır. Endüstrileşmiş ülkelerde daha fazla görülür. Bu çevresel faktörlerin etkisini düşündürmektedir.

Her yaşta görülebilmesine rağmen en fazla 45 yaşından sonra rastlanır. 75-79 yaşlar arasında pik yapar. Menopoz öncesi dönemde over tümörlerinin sadece % 7'si kanserken bu oran menopoz sonrası %30'a çıkar. Over dokusu pek çok değişik hücreyi barındırır. Kanserin köken aldığı hücre türüne göre de görülme yaşları ve oranları değişir. Overin ve diğer tüm dokuların ana yapısını oluşturan epitel hücrelerden köken alan tümörler en sık görülen tümürlerdir. Menopoz sonrası kanser teşhisi konan vakaların % 80'i epitheliyal tümörlerken, 20 yaş altında teşhis edilen vakaların % 60'ı germ hücreli yani embryonik döneme ait hücreler ile ilgili tümörlerdir.
Ad:  yumurtalik-kanseri.jpg
Gösterim: 690
Boyut:  39.6 KB
Risk Faktörleri
Hormonal, ailesel ve çevresel faktörlerin over kanseri gelişmini etkiledikleri düşünülmektedir. Sık ve fazla sayıda kesintisiz bir şekilde yumurtlama olanlarda kanserin daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Buna göre hiç gebe kalmamışlarda risk daha fazlayken doğum yapanlarda risk 1/2 ile 1/4 oranında azalır. Yumurtlamayı baskılayarak etki eden doğum kontrol hapları da kanser görülme sıklığını belirgin derecede azaltır. Yani inanılanın aksine OK'ler kanser yapmadığı gibi kansere karşı koruyucu rol oynarlar. Buna karşılık menopoz sonrası dönemde eğer progesteron eklenmeden tek başına östrojen verilirse over kanseri riskinin arttığı iddia edilmektedir. Birinci derece akrabalarında over kanseri olanlarda hastalığın daha sık görülmesi genetik bir faktörün etkisini düşündürmektedir. Bu gözleme yönelik çalışmalar sonucu meme ve over kanserine neden olduğu saptanan bazı genler bulunmuştur.

Belirtiler
Over kanserinde erken tanı son derece zordur. Çünkü çoğu zaman şikayetler belirgin değildir. Karın ağrısı , şişkinlik, hazımsızlık erken devredeki belirtilerdir. İleri evrelerde ise komşu organlara ait bası bulguları, karın ağrısı, pelviste kitle ve aşağı doğru bası hissi, vajinal kanama gibi spesifik olmayan şikayetlerdir. Hastayı doktora götüren en sık şikayet ise aşırı derecede karın şişliğidir. Bu şişliğin sebebi çoğu zaman karın içerisinde sıvı birikimi yani asittir.

Tanı
Muayeneler esnasında özellikle menopoz sonrası kadınlarda pelvik alanda kitle saptanması over kanserini düşündürmelidir. Ultrasonografide çift taraflı ovarian kitle, 8 cm'den büyük kitle ile muayende bu kitlenin hareketli olmaması tanıyı destekler. Ayırıcı tanıda myomlar, normal ve anormal gebelikler ve diğer komşu organ kanserleri ekarte edilmelidir. Over kanseri düşünülen hastalarda aile öyküsü dikkatli alınmalı, iyi bir sistemik ve jinekolojik muayene yapılmalı, özellkle genç hastalarda smear tetkiki elde edilmelidir. Ayrıca damarlanmanın tespiti açısından doppler ultrason ile komşu organları incelemeye yönelik radyolojik tetkikler yapılmalıdır. Manyetik rezonans ve bilgisayarlı tomografi kitlenin daha iyi incelenmesine olanak sağlar. Over kanseri tanısını güçlendiren ve bu konuda hekimlere son derece yardımcı olan bir başka tetkik de tümör belirteçleridir.

Tedavi
Over kanserinin tedavisi birçok branştan hekimin bir arada davranmasını gerektirir. Bunlar jinekolog, onkolog, radyoterapist, kemoterapist, patolog, dietisyen ve psikiyatristtir. Tedavi kabaca cerrahi ve cerrahi olmayan olarak ikiye ayrılır. Bazen klinik olarak bulgu vermeyen vakalarda başka bir nedenden dolayı yapılan ameliyat sonucu şans eseri over kanseri tanısı konabilir. Bu gibi durumlarda evrelemeyi tamamlamak için hastanın yeniden ameliyat edilmesi gerekir. Cerrahi sonrası ise kemoterapi ve radyoterapi yaygın olarak uygulanır. Günümüzde henüz deneme aşamasında olan bazı hormon ve allerjik tedavilerde vardır.

Son zamanlarda ikinci bakı cerrahisi kavramı over kanseri tedavisinde giderek popülerite kazanmaktadır. Buna göre cerrahi ve kemoterapiyi takiben hasta ikinci kez ameliyat edilir ve yeniden durum değerlendirmesi yapılır.

Prognozda en önemli faktör hastalığın evresidir. Buna göre evre 1 de 5 yıllık yaşam % 70, evre 2 de %25, evre 3 de %18 ve evre 4 de %0'dır.
Son düzenleyen perlina; 22 Mart 2017 14:46
Sen sadece aynasin...
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
30 Eylül 2013       Mesaj #4
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye

Yumurtalık Kanseri ve Tedavisi


MsXLabs.org

Over (yumurtalık) kanseri; kadınlarda en sık rastlanan beşinci kanser türüdür ve jinekolojik kanserler arasında da ikinci sıklıkta görülmektedir. Dünyada yılda 190 bin yeni over kanseri olgusuna tanı konduğu tahmin edilmektedir.

Over kanserinin erken tanısı güçtür ve olguların yüzde 75'ine ileri evrelerde tanı konabilmektedir. Over kanseri hastalarının iyileşme şansı, tanı sırasında saptanabilen hastalığın yaygınlık derecesine bağlıdır. Erken evrede ve lokal hastalık saptanan olguların yaşama şansı, uzak metastaz (yayılma) saptanan olgulardan üç kat daha fazladır.

Ad:  yumurtalık kanseri.jpg
Gösterim: 604
Boyut:  30.3 KB
Bu nedenle erken tanı ve tarama testleri çok önemlidir. Over kanseri tanısında; pelvik muayene, ultrasonagrafi ve CA125 ölçümü en sık kullanılan yöntemlerdir. Over kanseri taramasında standart olarak yapılan pelvik muayene, hastalığı belirlemede yetersizdir. Ultrasonografi ise yıllık olarak yapıldığında hastalığın daha erken evrede belirlenmesini sağlayabilir ama over hacminin normal olduğu olgularda, over kanserini belirlemede etkili değildir.

DEĞERLENDİRME ÖNEMLİ
CA125, over kanserinin taramasında kullanılan bir tümör belirleyicisidir. Ancak tek başına CA125'in duyarlılığı ve belirleme oranı; hem premenopozal (menapoz öncesi), hem de postmenopozal (menopoz sonrası) kadınlarda düşüktür. CA125, birçok jinekolojik ve jinekolojik olmayan durumlar yüzünden yükselebilir.

Özellikle premenopozal dönemde, birçok yaygın jinekolojik hastalıkta yükselme eğilimi olduğu için test sonuçlarının dikkatlice değerlendirilmesi gerekir. CA125 dışında birçok yeni tümör belirleyicinin over kanserinde arttığı saptanmıştır.

Bunlar; osteopostin, CA72-4, EGFR, ERBB2 (Her-2), activin ve İnhibin'dir. Son zamanlarda SMRP ve HE4 adlı iki tümör belirteci daha bulunmuştur. Son araştırmalar yeni HE4 tümör belirleyicisinin, CA125 ile birleştirilmesinin; CA125'in ölçümüne çok önemli katkıda bulunduğunu ve bu ikili tümör belirtecini over kanserinin erken dönemde tanısı için yararlı olduğunu göstermektedir. Ayrıca CA19.9 adlı tümör belirleyici de yumurtalıkta müsinöz adeno (bir çeşit kist) CA'larda yüksek bulunabilir. Bu da, CA12.5 düşük olanlarda göz önünde bulundurulmalıdır.

YÜZDE 10 RİSK TAŞIYOR
ABD'de her yıl yaklaşık 289 bin kişi; over kisti ya da pelvik kitle (karın bölgesinde şişlik) nedeniyle hastaneye yatmaktadır. ABD'deki tüm kadınların yüzde 10'unun şüpheli over kanseri için operasyona girme ihtimali bulunmaktadır. Ancak bu kadınların yalnızca küçük bir yüzdesinde epitelyal over kanseri (yumurtalıkları kaplayan hücrelerde gelişen kanser) saptanır.

TEDAVİ İÇİN ERKEN TANI ŞART
Over (yumurtalık) kanserinin tedavisinde; tümörün operasyonla çıkarılması ve kapsamlı cerrahi sınıflama önceliklidir. Erken tanı, optimal cerrahi temizlik ve sınıflama hayati önem taşımaktadır. Evre IA ve evre IB epitelyal over kanseri tanısı konmuş kadınlarda, yalnız cerrahi tedavi ile sıklıkla kür sağlanabilmektedir. Erken dönem hastası olduğu düşünülen kadınların yüzde 30'u, cerrahi tedaviyi takiben kemoterapi alır.

KANSER SÖZKONUSU OLMAYABİLİYOR
CA125, over kanserlerinin yüzde 80'inde yüksek olarak saptanır. Ancak birinci evre olguların yalnızca yüzde 40-50'sinde yüksektir. Tersine CA125'in yüksek olduğu hastaların çoğunda over kanseri söz konusu olmayabilir. Sağlıklı kadınların yüzde 1-4'ünde CA125; eşik değer kabul edilen 35 U/mL'nin üzerindedir.
Kaynak
Son düzenleyen perlina; 22 Mart 2017 14:48
Sen sadece aynasin...
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Mart 2017       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Ad:  over3.JPG
Gösterim: 807
Boyut:  55.3 KB

Kan Testi Yumurtalık Kanserinin Erken Teşhisine Yardımcı Oluyor!


Yumurtalık kanseri, yapılacak kan testleriyle erken evrede teşhis edilebilecek. İngiltere'de 4 bin 348 kadın üzerinde yapılan çalışma, her 4 ayda bir kan testi yaptırmanın, yumurtalık kanserine yakalanma riski taşıyan kadınlarda kanserin erken evrede teşhis edilebileceğini ortaya çıkardı.

Ülkedeki 42 merkezde 3 yıl süresince yürütülen çalışmada, yılda üç kere kadınlardan alınan kan örneklerindeki Kanser Antijeni (CA125) seviyesinde artış olup olmadığı gözlemlendi. CA125 seviyesindeki artışın kanserin bir belirtisi olarak görüldüğü araştırmada katılımcılar, yıllık tarama da yaptırdı. Çalışmadaki son taramanın üstünden bir yıl geçmesinin ardından 10'u erken evre olmak üzere 19 kadında kanser vakası tespit edildi. Yumurtalık kanseri, her 100 kadından ikisinde görülüyor.

Kaynak: AA (1 Mart 2017)
Son düzenleyen perlina; 22 Mart 2017 14:49
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
22 Mart 2017       Mesaj #6
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Yumurtalık Kanseri



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
22 Mart 2017       Mesaj #7
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  kadinlarda-kist.jpg
Gösterim: 556
Boyut:  56.3 KB

YUMURTALIK (Over) KANSERLERİ

Geç bulgu verdikleri için genellikle kanserin ilerlemiş dönemlerinde yakalanır. Bu nedenle, yumurtalık kanserleri en şanssız ve ölüme en sık yol açan jinekolojik kanserlerin başında gelir. Kadındaki tüm kanserlerin %4’ünü oluşturur. Genital (kadın üreme organları) kanserlerin ise yaklaşık dörtte biridir. Ancak, genital kanserlerden ölümlerin yarıya yakın sebebidir. Her yaşta görülür ancak, daha çok ileri yaşlarda menopoz sonrasında görülür. Genç kızlar ve kadınlarda da yumurtalık kanseri nadir de olsa görülür ancak bunlar daha çok germ hücreleri denilen eşey hücrelerinden kaynaklanan kanserlerdir.

Bazı tip yumurtalık tümörleri daha iyi seyirli ve tedavi şansı yüksektir. Buna karşın bazı tipler daha kötü seyirlidir. Ancak hangi tip olursa olsun erken tanı hastalığı yenme ve yaşam şansını artırır. Örneğin Evre 1-2 olarak adlandırdığımız hastalığın sadece yumurtalıkta sınırlı olduğu hastalarda tedavi şansı %80’lere ulaşırken Evre 3-4 gibi tümörün metastaz (sıçrama) yaptığı hastalarda şans %10-20’lere kadar düşer. Bu yüzden kadınların yılda bir kez jinekolojik kontrolden geçmeleri erken tanı ve dolayısıyla hastalığın tamamen iyileşme şansını artıracaktır.

Sebepleri ve Risk Faktörleri


Yumurtalık kanserine neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir ancak, bazı risk faktörleri yumurtalık kanseri riskinin görülme sıklığını artırabilir. Genetik faktörler, çevresel faktörler ve hormonal faktörler yumurtalık kanseri gelişiminde suçlanmıştır.

Ailesinde meme ya da over kanseri olanlarda over kanseri riski artar. Son yıllarda bazı genlerdeki değişikliklerin over kanseri riskinde artışa yol açtığı gösterilmiştir. Bu genleri taşıyan ailelerde risk artar. Bu nedenle, anne, kızkardeş, teyze, anneanne gibi yakın akrabalarda yumurtalık ve/veya meme kanserleri birden fazla kişide görülüyorsa yüksek risk taşıyan bu kadınların daha sıklıkla jinekolojik kontrolden geçmesi gerekir. Özellikle, bu hastalıklar ailede erken yaşlarda görülmüşse risk daha da artabilir.

Yumurtlamayı artırıcı ilaçları kullananlarda risk bir miktar artar. Buna karşın doğum kontrol hapı kullanımı riski azaltır. Hiç gebe kalmamışlarda risk artar buna karşın doğum yapanlarda risk azalır.

Belirti ve Bulgular


Daha önce de söylendiği gibi over kanserleri geç bulgu verirler. Şikayetler çoğu zaman nonspesifiktir yani çok özgün, tipik bir bulgusu yoktur. Örneğin karın ağrısı, şişkinlik, mide-barsak şikayetleri gibi çok çeşitli hastalıklarda hatta bazen normalde de görülen çok spesifik olmayan şikayetler bulunabilir. İlerlemiş olgularda, karından ele gelen kitle, aşağı doğru basınç hissi, karında sıvı birikmesine (bu durum assit olarak adlandırılır) bağlı karın şişliği, çevredeki organlara bası yapmasına bağlı idrar ve barsak şikayetleri görülebilir.

Bazı yumurtalık kanserleri hormon salgılayabilir. Buna bağlı adet düzensizlikleri olabilir. Bazı yumurtalık tümörlerinde de erkeklik hormonu salgılanabildiğinden tüylenme, erkek tipi saç dökülmesi bile görülebilir. Hastaların en sık başvuru nedeni assit oluşumuna bağlı karın şişliğidir. Çoğunlukla assit oluştuğunda ileri evrelerdedir.

Tanı


Over kanserinin erken tanısı için yapılabilecek en iyi şey yıllık rutin jinekolojik muayenelerin ve ultrasonların yapılmasıdır. Bu durum bile her zaman tanıyı koydurmaz, ancak şüpheli durumlarda daha ileri araştırmalar yapılarak erken tanı koyma şansı artar. Şüpheli durumlar, muayenede ele kitle gelmesi ya da ultrason ile overlerde kist ya da kitle görülmesidir.

Overde kist görülmesi bunun her zaman kanser olduğu anlamına gelmez. Hatta üreme çağındaki kadınlarda görülen kistlerin çoğu aslında tümöral olmayan basit kistlerdir. Bunların bir çoğu hiç bir şey yapılmasa bile kendi kendine kaybolacaktır. Önemli olan nokta ultrasonda ya da muayenede yumurtalıkta bir kist tespit edildiğinde bunun tümöral mi yoksa basit kist mi olduğunun ayırt edilmesidir. Bu nedenle henüz adetten kesilmemiş hastalarımızın herhangi bir şekilde yumurtalıklarında kist saptandıysa panik olmamaları gerekir, ancak mutlaka doktorunuz tarafından ileri değerlendirmelerin yapılıp olası tümöral kist veya basit kist ayırımı yapılmalıdır.

Menopozdaki kadınlarda ve adet görme çağı öncesi genç kızlardaki her türlü kist ise tümöral kist olarak değerlendirilmelidir.

Tümöral olduğu şüphelenilen over kist ve kitlelerinin ileri araştırmalarında kanda tümör belirteçlerine bakılır. Bazı tümör belirteçleri (özellikle CA 125) bazı over tümörü tiplerinde yüksek bulunur. Ancak, CA125 ve diğer tümör belirteçlerinin yüksekliği her zaman kitlenin kanser olduğunu göstermeyeceği gibi tümör belirteçlerinin düşük olması da kanseri ekarte etmez. Tümör belirteçleri dışında doppler ultrasonografi de kan akım değişikliklerini göstererek iyi huylu ve kötü huylu tümör ayırımında yardımcı olabilir.

Ancak tüm bu yöntemler yardımcı yöntemlerdir. Hiç biri kesin tanı koydurmaz. Tümöral olduğu düşünülen (ister iyi huylu ister kötü huylu olsun) kist ve kitleler ile ayırım yapılamayan olgularda cerrahi yapmak ve ameliyat sırasında patolojik örnek biyopsi almak kesin tanıyı koydurur.

Ancak, kist varlığında tümör belirteçleri ve doppler incelemeleri normal ise ultrason ve muayene ile tümöral olduğunu düşündüren hiç bir bulgu yoksa ve kist 8 cm’den küçük ise bir süre takip edilebilir. Takip sırasında küçülme veya kaybolma olmuyorsa ameliyat yapılması tercih edilir.

Tedavi


Over kanserinin tedavisi cerrahidir. Bazı kanser türlerinde ileri evrelerde ameliyat önerilmezken over kanserinde hangi evrede olursa olsun hastanın ameliyat edilmesi ve kitlenin ilk ameliyatta mümkün olduğu kadar çıkarılması gereklidir. Ancak, bazı durumlarda kitlenin çıkarılması hayati organlara zarar verme riski taşıyorsa önce kemoterapi (ilaç tedavisi) ile kitlenin küçültülmesi sonra tekrar ameliyata alınarak kitlenin çıkarılması gerekebilir. Cerrahi sırasında eğer yayılım yoksa kemoterapi gerekmeyebilir ancak, yayılım olan olgularda kemoterapi bazen de radyoterapi (ışın tedavisi) uygulanmalıdır.

Cerrahi de sadece tek yumurtalık alınabileceği gibi rahim, yumurtalıklar ve rahim tamamen de alınabilir.

Hastanemiz jinekolojik onkoloji polikliniğine genellikle kanser şüphesini ekarte etmek amacıyla hastalar refere edilir. Ancak, jinekolojik onkoloji polikliniğine gönderilen her hasta kanser değildir ve hatta bunların çoğunda kanser saptanmaz. Bu yumurtalıkta rastlanan kist ve tümörler için daha da doğrudur.

Konusunda uzman doktorlar tarafından değerlendirilme yapılması ve şüpheli durumlarda gecikmeye mahal tanımadan en doğru yaklaşımla gerekli tedavilerin ve girişimlerin gerçekleştirilebilmesi nedeniyle jinekolojik onkoloji polikliniğimize başka birimlerden refere edildiğinizde gecikmeden başvurmanız sizin için en doğrusu olacaktır.

Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi
zbt.gov.tr
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

17 Mart 2017 / _Yağmur_ Tıp Bilimleri
4 Haziran 2013 / reyan Biyoloji
22 Mart 2017 / zz-zülal Cevaplanmış