Arama

Topuk Ağrıları

Güncelleme: 7 Ocak 2011 Gösterim: 9.102 Cevap: 2
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
12 Haziran 2010       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Sponsorlu Bağlantılar

Topuk Ağrıları


Doç. Dr. Emre Toğrul (ÇÜTF Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı)

Topuk günlük yaşamda fiziksel bir dayanak noktası görevi yapan ve insan gelişiminde önemli yeri olan bir vücut bölümüdür. Mitolojide geçen aşil topuğu kavramı ile insanın yaralanabilirliği simgelenmiş, insan gelişiminde bir dayanak noktası olarak yüzyıllar içinde uygarlıkların yükünü taşımıştır. Uygarlık sonucu gelişen yaşam şartları ve ayakkabı değişimlerinden en fazla etkilenen vücut parçalarından biri topuktur. İlkel çağlarının zor koşullarındaki çıplak topuğun günümüz dünyasının şartlarında ve korumasında bile hala ağrılı olabilmesi anatomik yapıdaki özelliklerinden dolayıdır.
Topuk ağrısı kendine özgü belirtiler veren ve çok farklı etyolojik nedenlere bağlı olabilen bir yakınmadır. Ağrı lokalizasyonu tanıdaki en belirleyici faktördür. Ancak muayenede tüm alt ekstremite hatta lumbar vertebralar unutulmamalıdır. Ayak yapısı, yürüyüş paterni gözönüne alınmadan ve basarak çekilen iki yönlü ve oblik grafilerle değerlendirilmeden topuk ağrısının tanı ve tedavisi yapılmamalıdır
Topuk ağrısını anatomik olarak dört lokalizasyonda incelemek gerekir. Bunlar posterior, plantar, lateral ve medialdir. Plantar ağrı genelikle bir bası ağrısıdır. Direkt bası topuk yastığını ve periostu innerve eden posterior tibial ve peroneal sinir dallarının uyarılması ile oluşur. Plantar topuk ağrısı nadiren dinlenmede olur. Genellikle topuğun medial yada lateral kenarında tam lokalize edilmeyen sızı şeklinde bir ağrıdır. Medial malleolden distale uzanan, topuğun iç tarafından yere temas eden kısımda yada üstünde bir ağrı şeklindedir. Medial plantar sinir üzerinde direkt bası ile oluşabilir. Ayrıca posterior tibial sinirin kalkaneal dalı ile oluşabilen ağrı medial topuğun yere basma noktasında hissedilir. Lateral topuk ağrısı hareket yada kontrakt ağrısı şeklinde olup lateral mallealden peroneal tüberküle uzanır. Çok nadir rastlanır. Posterior topuk yada topuk kordu ağrısı ise bu bölgeyi innerve eden posterior tibial sinir yoluyla iletilen bir ağrıdır. Hemen her zaman hareket ve germe ile oluşan bir ağrı şeklindedir
Topuk ağrısını oluşturan etkeni saptamadan yapılan, ağrıya yönelik palyatif tedavi başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle topuk ağrılarının ağrının yeri, etyolojik etken ve anatomik yapılara göre ayrı ayrı sınıflandırılması tanı koymada büyük kolaylık sağlamaktadır.

TOPUK AĞRISI NEDENLERİNİN AĞRI YERİNE GÖRE SINIFLAMASI
A - Plantar topuk ağrısı yapan sebebler:
aprobul1 İnfrakalaneal plantar fasciitis aprobul1 Kalkaneal spur aprobul1 Primer Pronasyona sekonder aprobul1 Fat pad hastalıkları B - Medial topuk ağrısı yapan nedenler:
aprobul1 Tarsal tunnel sendromu aprobul1 Kalkaneal dal nörodinisi aprobul1 Posterior tibial tendon hastalıkları C - Posterior topuk ağrısı yapan nedenler:
aprobul1 Kalkaneal bursit (Pump Bump) aprobul1 Kalkaneal tendinit aprobul1 Kalkaneal ekzostos (Haglund sendromu) aprobul1 Enthesopatiler D - Lateral topuk ağrısı yapan nedenler:
aprobul1 Kalkaneofibüler irregülarite aprobul1 Peroneal tendon bozuklukları aprobul1 Statik bozukluklar

TOPUK AĞRISI NEDENLERİNİN ETYOLOJİK ETKENE GÖRE SINIFLAMASI

A - Atletik hastalıklar:
aprobul1 Koşucu topuğu aprobul1 Aşil tendon lezyonları aprobul1 Aşırı kullanma sendromu aprobul1 Kalkaneus stress kırıkları B - Artritler:
aprobul1 Romatoid artrit aprobul1 Ankilozan spondilit aprobul1 Psöriatik artrit aprobul1 Reiters sendromu aprobul1 Psöriasis aprobul1 SLE C - Metabolik Hastalıklar:
aprobul1 Gut aprobul1 Pseudogut aprobul1 Diabet D - Enfeksiyonlar:
aprobul1 Tüberküloz aprobul1 Gonore

TOPUK AĞRISI NEDENLERİNİN DOKULARA GÖRE SINIFLAMASI

A - Cilt dokusu
aprobul1 Hiperkeratoz, marginal topuk kallusu aprobul1 Pump bump B - Yağ dokusu (Fat pad)
aprobul1 Fat pad atrofisi aprobul1 Fat pad enflamasyonu aprobul1 Fat pad’in kalkaneustan seperasyonu aprobul1 Fad pad papülleri C - Sinir dokusu:
aprobul1 Tarsal tunnel sedromu aprobul1 Lateral plantar sinir Abd. digiti quinti dalı sıkışması aprobul1 Medial kalkaneal sinir nöromu D - Bursa
aprobul1 Yüzeysel aşil bursiti aprobul1 Retrokalkaneal bursit aprobul1 Haglund sendromu E - Tendon hastalıkları:
aprobul1 Tibialis posterior tendiniti aprobul1 Fleksör hallucis longus tendiniti aprobul1 Aşil tendiniti aprobul1 Peronal tendinit F - Fascia:
aprobul1 Plantar fasciit aprobul1 Plantar fascia rüptürü G - Kemik hastalıkları:
aprobul1 Primer ve pronasyona sekonder kalkaneal spur aprobul1 Kalkaneal stress fraktürü aprobul1 Os trigonum patolojileri

TOPUK AĞRILARININ AĞRI BÖLGELERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ


POSTERİOR TOPUK AĞRISI

Posteriordaki en önemli landmark posterior kalkaneal tuberositasdır. Superior ucuna aşil tendonu yapışmaktadır. Aşil ile bu kemik çıkıntı arasında retrokalkaneal bursa bulunur. Cilt ile aşil arasında da yine subkutaneal bir bursa yer alır. Plantar ağrıdan sonra ikinci sıklıktadır. Yüzeyel aşil bursiti retrokalkaneal bursit, Haglund sendromu, insersiyonel kalsifik aşil tendiniti posterior topuk ağrısı yapar. Kalkaneusun bu bölgedeki posterosuperior tuberositasına Haglund proçesi de denir. Özellikle dorsifleksiyonda bu bursa aşil ile kemik arasında bir tampon rolü oynar. Aşil kalkaneusun 2/3 inferioruna yapışır ve plantardan fascia olarak devam eder. Medial ve lateral ekspansiyonları ise plantar fasciaya karışır.

A) Yüzeyel Aşil Bursiti: En sık arka topuk ağrısı yapan nedendir. Genellikle ayakkabının üst kısmındaki topuk bölgesinde hassasiyet ve ağrı olur. Enflamasyon oluşması ve ciltte fissürleşme ile giden tabloya ‘pumb bump’ adı verilir. Zira bu tablo ayağa uymayan pump ayakkabı giyen kadınlarda daha sık görülür. Bu olgularda ayakkabı modifikasyonu, topuk yükseltme ve topuğu çevreleyen kısmın yumuşatılması gibi konservatif yöntemlere başvurulur. Kısıtlı sayıdaki olguda ise steroid enjeksiyonları yapılabilir

B) Retrokalkaneal Bursitis : Kalkaneus ve aşil tendonun arasındaki bursanın enflamasyonudur. Sıklıkla dorsifleksiyonda irrite olan bu bursanın aşırı kullanılmaya bağlı bir hastalığıdır. Haglund topuk adını alan ve kalkaneal superior procesin büyümesiyle karakterize bir tablo oluşabilir. İlk olarak 1928’de Haglund tarafından sert ve alçak topuklu ayakkabı ile golf oynayanlarda ‘’ kültürlü insan topuğu’’ olarak tarif edilmiştir. Kadın/erkek oranı 20/1’e dek çıkmaktadır. Etyolojikde sistemik hastalıklar (entesopatiler) ve aşil yapışma anormallikleri araştırılmalıdır. Patolojik incelemede posterosuperior kalkaneal procesin büyüdüğünü ve sklerotik olduğu görülür. Tedavide ayakkabı modifikasyonları önceliklidir. NSAİ ilaçlar ile tedavi en az 3 hafta uygulanmalıdır. Ancak steroid enjeksiyonu ve cerrahi eksizyonda tedaviye dirençli olgularda uygulanabilir. Ayakkabı modifikasyonlarında 2-2,5 cm topuk yükseltme, aşil yastığını uzatma ve ayakkabı dilinin uzatılarak stabil yürümeyi sağlama önerilebilir

C) Kalsifik tendinit : Sıklıkla entasopati yapan romatizmal hastalıklara ve Haglund topuğuna eşlik eder. Plantar fleksiyona ve dorsifleksiyonda topuk posteriorunda krepitasyon ve ağrı mevcuttur. Radyolojik olarakta kalsifikasyon konfirme edilir. Plantar fleksiyonda çekilen lateral grafilerle os trigonum impingement sendromu ayırd edilir. Açık arkalı ayakkabılar, topuğu yükseltme, kontrast banyolar, aşil germe egzersizleri, antienflamatuar ilaçlar ve steroid enjeksiyonları tedavideki seçeneklerdir. Nadiren kalsifik depositler eksizyonu yarar gösterir

PLANTAR TOPUK AĞRISI

Plantar topuk ağrısı sırasıyla plantar fasciitis, plantar fascial rüptür, kalkaneal plantar spur, fat pad atrofisi enflamasyonu ya da degenerasyonu, kalkaneus stres kırıkları ve bazı fat pad tümörleri nedeniyle oluşur. Topuk yastığının biyomekaniği gözönüne alındığında 70 kg luk bir insanın ortalama 23 cm’lik topuk yağ yastığı üzerine her adımda verdiği yük yürürken 5 kg/cm2 ve koşarken 9.3 kg/cm2 dir. Yaşlanma ile yağ yastığı dejenere olup atrofiye gider. Bundan bir takım semptomların ortaya çıkmasını sağlar.

A) Plantar Fasciit: Medial kalkaneal tuberositeden kaynaklanan ve ayağın medial anterior kısmında seyreden plantar fascianın enflamasyonu va kalınlaşmasıdır. Çoklukla bir fibröz aponevroz olan bu yapıda repetitif traksiyon stresi sonucu mikro yırtılmalar ve yapışma yerinde zorlanmalar olur. Hastalar çoğunlukla obes ve yakınmalar iki taraflıdır. Sabahları ilk birkaç adımla başlayan gün içinde azalan ve gün bitiminde ortaya çıkan tipik bir ağrı seyri vardır. Parmakların ucunda yürüme, parmak pasif dorsifleksiyonu veya plantar fasya üzerine basmakla ağrı tanıda yardımcı olur. Kalkaneal spur ağrının nedeni değil patolojinin sonucudur. Topuk ağrısı olanların %50 sinde kalkaneal spur görülebilir. Ancak topuk ağrısı olmayan populasyonun %16 sında yine kalkaneal spur görülebilmektedir. Ayrıca Du Vries ve Tanz spur origosunun fleksör digitorum brevisin başlangıç yeri olduğunu ve plantar fascia ile ilgisi olmadığını da göstermişlerdir. Bu nedenle tüm kalkaneal spurlar ağrı nedeni olarak değerlendirilmemeli ve şüpheli olgularda yapılacak bir sintigrafi de ortaya çıkacak enflame periostal dokudaki technetium uptake artışı ayırıcı tanı için kullanılmalıdır. Bu bölgedeki diğer bir ağrı sebebi de abduktor digiti quintiye giden lateral plantar sinir dalının medial kalkaneal spur altında sıkışmasıdır ki , tek tedavisi cerrahi serbestleştirmedir. Bu tabloda ağrı daha batıcı ve zaman zaman elektriklenme atakları şeklindedir. Plantar fasciit ve kalkaneal spur tanısında ayak grafileri, sintigrafi ve EMG yardımcıdır. Nonoperatif tedavide NSAİ ilaçlar, ortotik cihazlar ve steroid enjeksiyonları önerilir. Özel şok absorbe edici (UCBL cup) topuklar ve plastazot ortezi kullanılabilir. Plantar fasciitte polipropilen taban moldları kullanılarak topuk posteromediali yükseltilmek ve medial arkın yükünü azaltmak suretiyle rahatlama sağlanmaktadır. Cerrahi olarak spur eksizyonu çok nadiren (%2-%25 hastada) gerekir. Hastalığın doğal seyri konusunda cesaretlendirilen hastalar tedaviye daha çabuk ve iyi yanıt vermektedirler

B) Fat Pad Dejenerasyonu, Atrofisi veya Enflamasyonu: Fat pad atrofisi ve dejenerasyonu genellikle sert ve düzgün olmayan yüzeylerde kalkaneodynia şikayeti olan yaşlı populasyona özgüdür. Bu hastalarda yumuşak, düzleşmiş ve kalkaneusun kolaylıkla palpe edildiği bir topuk mevcuttur. Plantar fascia hassas değildir ve ağrı tam topuk altında ve ortadadır. En uygun tedavi şok absorban materyalden yapılmış bir topuk desteği ve topuğun yükseltilerek yükün ön ayağa kaydırılmasıdır. Fat pad enflamasyonun atrofiden farkı topuğun incelmemesidir. Aşırı kullanma ve aktivite sonrası oluşan ve dinlenmekle geçen bir ağrıdır. Genellikle travma sonrası fat padin alttaki kemikten ayrılması ile oluşabilir. Seperasyonun onarımı 6 ay gibi bir sürede oluşur. Bu nedenle bu dönemde semirijit plastik topuk kapları kullanılarak topuk yağ yastığı stabilize edilir. Steroid enjeksiyonları her iki tabloda da kontrendikedir. Fat paddeki piezojenik papüller ve glomus tümörleride ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Özellikle subkutan yağ dokusunun dermisteki defektlerden hernisyonu patolojinin fat pad kanlanma bozukluğuna bağlı olduğunu düşündürür

C) Entezopatiler:Topuğun artritik hastalıkları genellikle entezopatik posterior plantar ağrı yapar. Topuk ağrısı bazen romatizmal hastalıklarda ilk ve tek bulgu olabilir. Romatoid artritte topuk ağrısı spur oluşumu ile karakterizedir ve genellikle bilateraldir. Tüm seropozitif artritlerde olduğu gibi ciltteki incelme tabloyu ağırlaştırır. Psöriasis, ankilozan spondilit ve Reiters sendromunda aşilin kalkaneal ekspansiyonlarında entesopatik gerilme ağrısı mevcuttur. Gut, pseudogut ve diyabet gibi hastalıklar da plantar topuk ağrısı yapabilir. Ağrı spur formasyonundan çok plantar fasciiti taklit eder. Palyatif tedavi sistemik hastalığın tedavisi ile birlikte yürütülür

MEDİAL TOPUK AĞRISI

A)Tarsal tunnel sendromu : Posterior tibial sinir ve dallarının fleksör retinakulum altında sıkışması sonucu oluşan bir nöropatidir. Post travmatik yapışıklıklar, kemik çıkıntıları, kronik inflamasyon, selim tümörler etyolojik etkenlerdendir. Arka ayak varusu ve ön ayak pronasyonu tarsal tunnel sendromuna sebep olan en önemli mekanik etkendir. Ayak medialinde iç malleolden ön ayağa dek yayılan ağrı, yanma ve karıncalanma mevcuttur. Medial malleolün bir parmak inferiorunda ve Licinate ligament altında hassasiyet vardır. Tinnel testi pozitiftir ve tibial sinir innervasyon sahasında iki nokta duyarlılığı azalmıştır. %25 proksimal ağrı yayılımı vardır. EMG tanı koyduran bir yöntemdir. İzole topuk ağrısı genellikle tarsal tunnel sendromundan uzaklaştırır. En seçkin tedavi yöntemi tibial sinir ve dallarının dekompresyonudur. Ayak bileğinin medial kenarında oluşan batıcı ve yüklenmeyle başlayıp adım atarkende devam eden ağrıda ise kalkaneal dal nörodinisi düşünülebilir. Ağrının diğer bir özelliği ise distale değil topuk medialinden topuk yağ yastığına yayılmasıdır. Tedavide medial ark destekleri ve cerrahi serbestleştirme en uygun yöntemlerdir

B) Tibialis Posterior Tendiniti : Hastalar genellikle 4. ve 5. dekattaki planovalgus ayak yapısına sahip kişilerdir. Ayakta aşırı valgus zorlamasına sebep olan repetitif hareketler sonucu tibialis posterior tendon gerilmesi veya kopması sonucu oluşur. Hastanın yürüme kapasitesini düşüren ağrı topuk medialinde ve tibialis posterior boyuncadır. Medial ark desteği, NSAİ ilaçlar, kısa bacak ateli ile dinlendirme veya peritendinöz steroid enjeksiyonu tedavi seçenekleridir. Tendon içine yapılan enjeksiyonlar rüptür riskini arttırır

C) Kronik Fleksör Hallucis Longus Tendiniti: Topuk medialinden başlayıp plantar fasciaya doğru yayılan bir ağrı mevcuttur. Plantar fasciit ile karışır. Her ikiside pasif başparmak dorsifleksiyonu ile ağrı oluşturur. Ağrının resistif başparmak fleksiyonunda geçmesi plantar fasciit, artması FHL tendiniti için patognomoniktir. Yararlı tedavi yöntemleri arasında dinlenme, NSAİ tedavisi, kontrast banyoları, ultrasound ve iontoforez sayılabilir

LATERAL TOPUK AĞRISI

Sıklıkla peroneal tendonların kalkaneus kırığı gibi bir travma ile distorsiyonu sonucu oluşur. Ayrıca peroneal tendonlar traselerini terkedip lukse olabilir. Topuk lateralinde ağrı ve hassasiyetin yanısıra palpe edilebilen peroneal tuberkülün olması tanı koydurur. Tedavide steroid enjeksiyonu ve cerrahi yerleştirme yapılır

SONUÇ:

Topuk ağrısı etyolojisinde farklı hastalıkların ve dokuların bulunduğu bir yakınmadır. Tanıda ağrı lokalizasyonu en belirleyici faktörlerden biridir. Ağrı nedeni tam ortaya koyulmadan yapılan tedaviler yararlı olamamasının yanısıra tabloyu ağırlaştırabilir. Çoğunlukla yanlış ayakkabı kullanımına bağlanan ve kalkaneal spur tanısıyla yeterli tetkik edilmeden eksik tedavi edilen bu yakınma, iyi irdelendiğinde sistemik bir hastalığın ilk belirtisi yada cerrahi girişim gerektiren bir tablo olarak karşımıza çıkabilmektedir. Topuk ağrısını basit bir yakınma olarak değerlendirmeden nedene yönelik tüm tetkiklerin yapılması, çok fazla tedavi seçeneği arasından uygun modalitenin saptanması kısa sürede rahatlık sağlamanın en emin yoludur.


"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
12 Haziran 2010       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Topuk ağrısı nedenleri topuk ağrısı tedavisi topuk ağrısı nasıl önlenir

Sponsorlu Bağlantılar
Topuk günlük yaşamda fiziksel bir dayanak noktası görevi yapan ve insan gelişiminde önemli yeri olan bir vücut bölümüdür. Mitolojide geçen aşil topuğu kavramı ile insanın yaralanabilirliği simgelenmiş, insan gelişiminde bir dayanak noktası olarak yüzyıllar içinde uygarlıkların yükünü taşımıştır. Uygarlık sonucu gelişen yaşam şartları ve ayakkabı değişimlerinden en fazla etkilenen vücut parçalarından biri topuktur. İlkel çağlarının zor koşullarındaki çıplak topuğun günümüz dünyasının şartlarında ve korumasında bile hala ağrılı olabilmesi anatomik yapıdaki özelliklerinden dolayıdır Topuk ağrısı kendine özgü belirtiler veren ve çok farklı etyolojik nedenlere bağlı olabilen bir yakınmadır. Ağrı lokalizasyonu tanıdaki en belirleyici faktördür. Ancak muayenede tüm alt ekstremite hatta lumbar vertebralar unutulmamalıdır. Ayak yapısı, yürüyüş paterni gözönüne alınmadan ve basarak çekilen iki yönlü ve oblik grafilerle değerlendirilmeden topuk ağrısının tanı ve tedavisi yapılmamalıdır

Nedenleri

Tendon iltihabı : Topuk kemiğinizin ön kısmından başlayıp ayağınızın altı boyunca uzanan bir ağrınız var.
Bunun nedenleri içi dönme (yürürken veya koşarken ayağın düztabanlaşması ve yuvarlanması), taban desteği zayıf ayakkabı, sert tabanlı ayakkabı, kumsalda uzun yürüyüşler ve koşma ya da ani dönüşler yapmalı gerektiren stresli faaliyetler olabilir. Kendi kendine tedavi yöntemleri sorunu ortadan kaldırabilir.
Bursit (kese iltihabı) : Ayakkabının baskısı nedeniyle keseleriniz iltihaplandı. Veya topuğunuzun üzerine ser ve kötü bir şekilde bastığınız için topuğunuzun altındaki kese iltihaplandı. Kendi kendine tedavi yöntemleri yararlı olabilir, ancak yürüyüşünüzü düzeltmek için bir tabanlığa ihtiyaç duyabilirsiniz.
Aşil kirişi iltihabı : Bacak kaslarınızı topuğunuzun arkasına bağlayan uzun kirişte ağrı, muhtemelen şiş ve hassasiyet var. Bu büyük ölçüde bacak kaslarınızdaki kısalmadan veya esneme azlığından, sağlam olmayan ve şoku emmeyen ayakkabılardan, içe dönmeden veya sert yüzeylerde koşmaktan kaynaklanır. Kendi kendine tedavi yöntemlerini deneyin.

Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?
Topuk sorunlarının tümünün iyileşmesi uzun sürer. İltihaplı kiriş, kese iltihabı, taban fasyası iltihabı ve Aşil kirişi iltihabı için şunları yapabilirsiniz:
Bir hafta süreyle ayağınızı mümkün olduğu kadar dinlendirin.
Ağrıyı azaltmak için aspirin veya ibuprofen kullanın.
Uygun ayakkabı, topukluk veya tabanlık kullanın.
Yürüyüşten sonra 5 dakika buz masajı uygulayın.

Önleme
Her gün rahat ayakkabı giyin. Egzersiz yaparken veya çalışırken gerekli ayakkabıları kullanın.
Ayaklarınızı ve ayak bileklerinizi germek ve güçlendirmek için egzersizleri öğrenin.

Öteki Nedenler
Yaralanma
Taban fasyası iltihabı
Topuk dikeni
Romatizmal artrit
Gut
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
7 Ocak 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Sabah kalktığınızda topuğunuz üzerine basmakta zorlanıyorsanız, yada uzun süre ayakta kalınca ayak tabanında rahatsız edici ağrılar oluşuyorsa plantar fasiit ve/veya epin kalkanei’den (topuk dikeni) muzdarip olabilirsiniz. Oldukça sık görülen bu rahatsızlık aslında kolayca tedavi edilebilir bir durumdur.
İnsan ayağı mekanik ve fonksiyon açısından mucizevi bir yapıdır. Oldukça geniş bir kütle olan insan vücudu, bu yapıya göre çok dar olan bir yüzey (ayak tabanı) üzerinde durur. Aslında bütün yük, tüm ayak tabanına binmeyip kubbe şeklinde bir yapının bacaklarını oluşturan üç noktaya biner; topuk kemiği ile, baş parmak ve 5. parmağın dip kısmı. Ayağın kubbemsi çatısı, bu üç noktanın arasındaki bağlantıyı sağlayan destek doku tarafından oluşturulur (plantar fasia). Günlük hareketler sırasında bu destek doku esneyip kısalarak, kas ve kirişlerle birlikte kemik yapıyı bir arada tutar. Tekrarlayıcı zorlamalar (ani koşma, zıplamalar), ayağa aşırı yüklenme (uzun süre ayakta kalma, sert zeminde çıplak ayak yürüme, vb) veya alışık olunmayan türde bir aktivite veya spor yapma sonucu bu dokuda bir yangı meydana gelir. İşte bu yangılı duruma “plantar fasiit” adı verilir ve erişkinlerde görülen topuk ağrılarının en sık nedenidir. Uzun süreli plantar fasiiti olanların yaklaşık yarısında, bu dokunun topuk kemiğine yapışan kenarında bir kemik çıkıntı görülür ki buna da “epin kalkanei” yada halk arasında bilinen adıyla “topuk dikeni” denir. Daha çok kilolu kişilerde, ve orta yaş ve üzerindeki populasyonda görülen topuk dikeni, bazen ağrısız olarak da tespit edilebilmektedir.

Plantar fasiitli hastalarda tipik olarak sabah kalktığında ilk yere basarken veya uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkarken başlayan, aktivite ile azalan fakat aktivite uzadıkça tekrar ortaya çıkan bir topuk-ayak tabanı ağrısı vardır. Ağrıyan nokta çoğunlukla topuğun alt-ön kısmı ve taban çukurluğunun başladığı noktadadır. Bazen tüm ayak tabanına yayılabilir. Ayak bileği ve parmaklar gerildiğinde ağrı artar.

Plantar fasiit, tespit edilip bazı basit önlemler alındığında kendiliğinden geçebilen veya tedaviye iyi cevap veren bir rahatsızlıktır. Ancak sebebin gerçekten plantar fasiit olup olmadığından emin olunmalıdır. Bu yüzden, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon veya Ortopedi uzman hekimine başvurulmalıdır. Bu tip ağrılar bazen stres kırıkları, Paget hastalığı, tümörler, sakral radikülopatiler, topuk yağ yastığı atrofisi, iltihabi romatizmal hastalıklara bağlı tutulum ve tarsal tünel sendromu ile karışabilmektedir. Tanı kesinleştikten sonra ilk yapılacak şey topuğa aşırı yüklenmekten kaçınılmasıdır. Evde çıplak ayakla gezilmemeli, sert zeminlerde uzun süreli ayakta durulmamalı, sıçramalı ve ani depar gerektiren sporlar yapılmamalıdır. Aşırı kilo varsa verilmeye çalışılmalıdır. Evde yumuşak ve ortopedik tabanlı terlikler tercih edilmeli, dışarıda ise ayakkabı içine silikon topuk-taban destekleri konmalıdır. Giyilen ayakkabıların tabanı, zemindeki çıkıntı ve düzensizlikleri ayağa yansıtmayacak şekilde sert/kalın olmalıdır. İnce tabanlı sandalet tarzı ayakkabılarla dışarı çıkılmamalıdır. Ağrı kesiciler ve ılık su banyoları kısmen rahatlatıcı olabilir. Ayak masajı, ayak tabanı-ayak bileği germe egzersizleri ve ayak içi kasları çalıştıran egzersizler (parmaklarla havlu buruşturma, bilye toplama, vb) önerilir.
İnatçı ve şiddetli durumlarda, 1990’lardan beri Avrupa’da kullanılan, 2000 yılında FDA onayı alarak Amerika ve tüm dünyada popüler hale gelen ESWT yöntemi uygulanmalıdır. Hiçbir yan etkisi yada vücuda zararı olmayan, ağrısız ve hızlı etkili olan bu yöntemde vücuda her hangi bir kimyasal madde verilmez. Özel bir pnömatik kompresör benzeri cihaz yardımıyla vücuda güçlü şok dalgaları yollanarak ağrı ve yangı azaltılır, hasarlı dokuların yenilenmesi sağlanır. Beş-yedi gün aralıklarla tekrarlanan 3-5 seans sonunda hastaların büyük çoğunluğunda rahatlama görülmektedir.

Eğer yine sonuç alınamaz ise ağrılı bölgeye kortikosteroid enjeksiyonu denenebilir. Ancak bu yöntemin bazı istenmeyen etkileri olduğu unutulmamalıdır. Bazı hastalarda fasya yırtıklarına, bazılarında ise yağ yastığı atrofisine yol açarak ağrının ve basma zorluğunun artışına sebep olabilir. Bunların dışında da uygulana gelen diğer bazı yöntemler olmakla birlikte (laser, ultrason, manuplasyon, taping, vb), bunların etkinliğine dair bilgi ve kanıt yoktur.

Tüm tedavi seçenekleri denenip başlangıçtan itibaren bir yıl geçmesine rağmen sonuç alınamıyor ise son çare cerrahi tedavidir, ancak bu yönteme başvurmaya genellikle gerek kalmaz.




Benzer Konular

22 Şubat 2010 / Misafir Tıp Bilimleri
11 Aralık 2013 / Misafir Soru-Cevap
2 Ağustos 2010 / RivaN Taslak Konular
19 Ağustos 2015 / LaSalle X-Sözlük
22 Ağustos 2013 / _Yağmur_ Tıp Bilimleri