Arama

Laboratuvar Tanı Testleri ve Sonuç;ları (Biyokimya, İdrar, Tam Kan, vb.)

Güncelleme: 6 Şubat 2014 Gösterim: 471.101 Cevap: 9
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #1
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
LABORATUVAR TANI TESTLERİ

Sponsorlu Bağlantılar

vucut

Birçok hastalığın teşhisinde, hastanın genel durumu hakkında bilimsel veriler toplayabilmek için istenilen kan ve idrar tetkikleri vücudumuzun genel durumu hakkında hekime tıbbi dille bilgi veren en güvenilir araçlardır.


SGOT-AST-SGPT-ALT-GGT:


Kısaltmalar ile gösterilen bu testler karaciğer fonksiyon testleri anlamına gelir. Karaciğerin etkilendiği düşünülen hastalıklarda hekim tarafından istenilir. Örneğin alkol bağımlılarında, bu testler bakıldığında istenilen değerlerin yükseldiği görülür. Fiziksel muayenesinde karaciğer ağrılı olabilir. GGT(gama-Glutamil-Transferase) olarak isimlendirilen değer böbrek, pankreas, karaciğer, safra kesesi ve prostat epitel (deri) dokusunun hücre mebranında bulunan bir enzimdir. GGT; alkol ve bazı ilaçların etkisi ile yada akut kolesistit ( kolon iltihabı), akut pankreatit( pankreas iltihabı), karaciğer nekrozu( karaciğer dokusunun kansız kalması), ve karaciğer metastazlarında artış gösteren bir enzimdir. SGOT; Karaciğer hastalıkları, kalp hastalıklarında yükselebilir. SGPT; Karaciğer hastalıkları, kalp hastalıkları ve bazı maddelerin (ilaçlar) karaciğerdeki toksik etkileri ile kandaki değeri artabilir. Tüm bu testler genellikle karaciğerden kaynaklanan hastalıkların şüphe edilmesi durumda kanda bakılan testlerdir.


HDL, LDL:


Kan kolesterol seviyesi parmak ya da kolunuzdan alınan kan örneğinden ölçülür. Bu testte total kolesterol ve iyi kolesterol (HDL) seviyeniz belirlenir. Kan testi öncesi aç olmanız ya da özel bir şey yapmanız gerekmez. Ancak bu verilerin sonucunda kötü kolesterol (LDL) seviyesinin direkt ölçümü gerekebilir, bu test için aç olmanız şarttır. Kötü kolesterol seviyesi doktorunuza kalp hastalığı riskinizle ilgili daha fazla bilgi verir ve tedaviyi belirlemede yardımcı olur.


HGB ( HEMOGLOBİN ):


100 cc kanda ne kadar demir taşıyıcı hemoglobin molekülünün bulunduğunu gösteren bir değerdir. Hemoglobin; kanda varolan oksijenle birleşmiş alyuvarlardır. Hemoglobin miktarının normal değer aralığından düşük olması anemi( kansızlık) belirtisi sayılabilir. Hemoglobin; aşırı sıvı kaybında ve Polisitemilerde yüksek çıkarken; anemilerde değeri normalden düşüktür.


HEMATOKRİT:


Kan iki kısımdan oluşur. Şekilli elemanlar ve serum olarak ikiye ayrılır. Hematokrit; kanın şekilli elemanlarının, kanın serum miktarına oranıdır. Kan kaybı fazla olan yada yoğun adet kanaması geçiren kadınlarda hemotokrit değeri düşük çıkabilir.


WBC (Lökosit):


Beyazküreler yanı akyuvarlarımızın sayısını belli eder. Kanda bakılır. Akyuvar sayısının belirlenen normal kriterlerin üzerinde çıkması vücutta enfeksiyon olabileceğinin işaretidir.


Trombosit sayısı:

Kanın pıhtılaşmasını sağlayan şekilli elemanlardır. Eksikliğinde kan yeterli sürede pıhtılaşmayacağı için ağır kanamalara neden olabilir. Bu nedenle trombosit değeri vücut için önemli bir bulgudur. Eksikliğinde periferik yayma denilen ikinci bir test ile trombositlerin durumu incelenir. Operasyon yada doğum gibi kanamanın fazla olabileceği uygulamalardan önce KZ ( Kanama Zamanı) ve PZ (Pıhtılaşma Zamanı) olarak adlandırılan iki test daha yapılarak kişinin kanamaya karşı direnci ölçülür. KZ ve PZ testleri parmağa batırılan lancet( steril iğne) ile çıkan kanın hangi sürede duracağı hesaplanarak yapılır.


MCV:


Tam kan sayımında önemli olan bir bulgudur.Özellikle gebelik döneminde annenin kırmızı kan hücrelerinin şekli hakkında genel ve uyarıcı bilgi verir. MCV kırmızı kan hücrelerinin çapı anlamına gelir. Talasemi gibi önemli genetik bağlayıcılığı olan hastalıkların teşhisinde tam kan sayımı içerisinde bakılabilen oldukça pratik ancak genel durum hakkında uyarıcı bilgi veren bir tetkiktir. Talasemi hastalarında MCV oranı düşük çıkar.


RBC(Kırmızı kan hücreleri):


Kanda bulunan eritrosit/alyuvar miktarıdır. Kemik iliği hastalıkları yada diğer kan hastalıklarında önemli bilgi verir.


İdrar Rengi, İdrar dansitesi, İdrar PH, İdrar Glukoz Miktarı, Lökosit Esteraz, İdrar bilirubin, İdrarda kan, İdrarda Protein:


Eskiden beri idarın renginin, vücudumuzun sağlığı hakkında bilgi verdiği iddiası, günümüzde yapılabilen ayrıntılı idrar testleri ile o zamanlarda inanılan kriterlerin doğruluğunu destekleyici yöndedir. İdrar rengi normal koşullarda berrak ve açık sarıdır. İdrarın konsatrasyonu ile bu renk koyuluğu değişebilir. İdrarın kırmızı olması idrarda kan bulunduğuna yada ürenin çok yüksek olduğuna işaret olabilir. Ancak raifampisin türevi ilaçlar idrarı boyayarak renginin değişmesini sağlayabilir. İdrar dansitesi idrar içerisinde bulunan şekilli elemanların, idrarın su kısmına oranı olarak da açıklanabilir. Akut böbrek yetmezliklerinde ve günlük tüketilen su miktarı ile idrar dansitesinde değişimler görülebilir. İdrar PH’ı; geçirilen idrar yolu iltihaplarında normal değerlerin üzerine çıkabilir. İdrar glikozu sağlıklı bir insanda negatif değerdedir. Ancak kan değerlerinde glukoz miktarının artmış olması, idrarda glukoz bulunmasına neden olabilir. Lökosit esteraz pozitifliği idrarda varolan lokositi, nitrit pozitifliği ise idradaki bakteri varlığının duyarlı olmayan göstergeleridir. İdrarda protein varlığı dikkat edilmesi gereken bir değerlendirmedir. Çok su içen yada idrara sık çıkan dilüe olmuş idrarda protein miktarı normal değerleri şaşırtıcı boyutta az çıkabilir. Bu nedenle idrarda protein miktarına genellikle 24 saat idrar toplanarak yapılır.


BUN (KAN ÜRE NİTROJEN):


Genellikle renal yani böbrekten kaynaklı problemlerde istenen bir tetkiktir. Ancak BUN değeri karaciğerde sentezlendiği ve tübüler rezabzorsiyonu da olduğu için renal fonksiyon bozukluğu yaşanmadığı durumlarda da değişimler görülebilir. Fazla protein alımı, aminoasit infüzyonu, Gastrointestinal sistem kanamaları (örneğin mide kanaması) ve kortikosteroid ve tetrasiklin türü ilaçların kullanımı da BUN düzeyini artıran nedenlerdir. Yine protein eksikliği ( malnütrisyon, çölyak hastalığı, nefrotik sendrom gibi), herhangi bir nedenle oluşmuş akut ve kronik ağır karaciğer hastalığı gibi durumlarda kan BUN düzeyler düşük çıkabilmektedir.


KREATİNİN:


Kreatinin düzeyi kas metabolizması ile yakından alakalı bir değerdir. İlerlemiş böbrek fonksiyon hastalıklarında kreatin miktarı iki katına çıkabilir. Bu tür durumlarda 24 saat biriktirilen idrarda yapılan kreatinin klirens hesaplamaları renal fonksiyonlar hakkında bize bilgi verilebilir. Ancak kreatinin miktarının yüksek olması sadece böbrek fonksiyon bozukluklarında ortaya çıkmaz. Ağır spor yapan sporcularda kas metabolizmasının hızlı olması nedeniyle kreatinin düzeyi de yüksek çıkabilir. Serum kreatinin denilen ve kanda bakılan kreatinin miktarı genel anlamda renal fonksiyonumuzun ne durumda olduğu hakkında bilgi verir. Yapılışı ve tam kan tetkiki ile birlikte istenilmesi genel bir değerlendirme açısından oldukça pratiktir.

Son Güncelleme: 2005-06-17


Kaynak >>>


Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #2
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
TİROİT HASTALIKLARININ TEŞHİSİ

Tiroit hastalıkları nasıl teşhis edilir?
Sponsorlu Bağlantılar
Hastanın vereceği öykü tanıda ilk adımdır. Yakınmaların nasıl ve ne zaman başladığı nasıl seyrettiği hekime tam olarak anlatılmalıdır. Ayrıca daha önceden geçirilmiş sorunlar ayrıntıları ile belirtilmeli ve ailede tiroit ile ilgili sorunu olan bireyler hatırlanmalıdır. Bu bilgilerden elde edilenler hekime isteyeceği tetkikler hakkında fikir vereceği gibi gereksiz tetkiklerin de yapılmasını bir ölçüde önleyecektir.
Tanıda ikinci önemli adım hastanın hekim tarafından muayenesidir. Gerek tiroit bölgesinin gerekse diğer sistemlerin muayenesi hastalık hakkında önemli ipuçları verecektir. Böylece tiroitte büyüme olup olmadığı, varsa büyümenin şekli ve kanseri çağrıştırıp çağrıştırmadığı belirlenir ve tiroidin çalışması hakkında fikir sahibi olunabilir. Bu bölümde de hasta ile hekim arasındaki uyum olması önemlidir.


Kan testleri
  • Kanda TSH ve tiroit hormonlarının (T3 ve T4) düzeylerinin ölçülmesi: Tiroidin çalışması hakkında önemli bilgiler verir. Başlangıçta öykü ve muayenede çalışma bozukluğu belirlenememişse tek başına TSH'nın ölçülmesi yeterli olabilir. Duyarlı bir sonuç elde edilebilmesi için TSH' ya sensitif ya da ultrasensitif yöntemle bakılması tercih edilir. Üstünde önemle durulması gereken nokta: Bu tetkiklerin normal olması tiroidin çalışmasının normal olduğunu gösterir. Hastada guatr, tiroit kanseri gibi diğer hastalıkların olmadığını belirlemez. Bunlar için diğer tetkiklere gereksinim olabilir.
  • Bağışıklık sistemini kontrol eden testler: Bunlar antitiroglobulin antikor ( ATA ), anti TPO antikor ( AMA ) ve Anti TSH-R ( TRAb ) gibi isimler almaktadır. Graves hastalığı, Hashimoto hastalığı ve bazı tip tiroiditlerin tanısında yardımcı olurlar.
  • Tiroglobulin tayini: Bu test özellikle tiroit kanseri nedeniyle ameliyat olmuş hastaların izlenmesinde önemli ip uçları vermektedir. Ancak bu testin tam olarak değer kazanabilmesi için bireyde gözle görülebilir tiroit dokusunun kalmamış olması gerekmektedir.
  • Medüller kanserlerin tanı ve tedavisinde kanda tirokalsitonin: adı verilen bir hormonun ölçülmesi faydalı bilgiler verir.
  • Yine medüller kanser olan ailelerde diğer bireylerin taranması için ret genindeki mutasyonları gösterecek genetik çalışmalar yapılabilir.
TİROİT HASTALIKLARININ TEŞHİSİ

Tiroidin görüntülenmesi:
Tiroidin şekli, genel olarak büyüyüp büyümediği, nodül içerip içermediğinin tam olarak belirlenebilmesi için başvurulan testlere görüntüleme yöntemleri denir.
Hastaya küçük dozlarda, tiroit tarafından tutulabilen radyoaktif bir madde verildikten sonra özel bir kamera aracılığıyla bu maddenin tiroit tarafından ne oranda ve nasıl tutulduğu gösterilebilir. Bu yönteme tiroit sintigrafisi adı verilmektedir. Böylece tiroidin yapısı ve belli oranda çalışma şekli belirlenebilir. Resim 9'da bu yöntemle yapılmış bir tetkik görülmektedir.

Resim 9a:Sintigrafide normal tiroit
8a

Resim 9b: Sintigrafide nodül (beyaz ok)


8b



Ultrason ise ses dalgalarını kullanarak tiroidin yapısını göstermeye yönelik bir tetkiktir. Bu yöntemle ele gelmeyen çok küçük nodüller gösterilebilir . Ayrıca nodülün çok önemli olabilen iç yapısı hakkında da fikir edinilir. Resim 10 da görüldüğü gibi tiroidin sol tarafında bulunan bir nodülün içinin sıvı ile dolu olduğu ( kistik nodul ) belirlenmiştir. Bu bulgu büyük olasılıkla bu nodülün kanser olmadığını gösterir.
8c


Resim 10:Ultrasonda kistik nodül (Siyah yuvarlak alan, içinde sıvı varlığını göstermektedir.) Çok özel durumlarda hekimin kararına göre bilgisayarlı tomografi (BT) ve/veya manyetik rezonans (MR) görüntüleme sistemlerine de gereksinim duyulabilir. Ancak bu son iki yöntemin çok sınırlı kullanım alanı vardır ve hastalar bu tetkikleri kendi inisiyatifleri ile yaptırmamalıdır.

KAYNAK >>>>
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 25 Aralık 2008 19:05
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #3
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
HEMOGLOBIN VE HEMATOKRIT

Normal Değerler :
Hemoglobin: 14-18 g/dL (erkek); 12-16 g/dL (kadın)
Hemotokrit: % 42-52 (erkek); %36-46 (kadın)


Açıklama :

Hemoglobin ve hematokrit sıklıkla beraber istenen ve kanın oksijen taşıma kapasitesini ölçmek için kullanılan testlerdir. Hemoglobin kırmızı kürelerde bulunan ve temel olarak oksijenin taşınmasından sorumlu maddedir. Hematokrit ise kırmızı kürelerin kan içerisindeki yüzdesini gösterir. Genellikle hematokrit değeri hemoglobin değerinin üç katıdır. Hemoglobin ve hematokrit bebeklerde, gebe kadınlarda, bakım evlerinde yaşayan yaşlılarda, adet gören kadınlarda mutlaka kontrol edilmelidir. Bu testlerin en önemli yanı aneminin tespit edilebilmesini sağlamasıdır.

Artığı Durumlar :
Polisitemilerde, doğuştan var olan kalp hastalıklarında, aşırı su kaybında yüksektir. Orak hücre anemisi gibi kırmızı küre şekil bozukluklarında hemotokrit hatalı olarak yüksek çıkar, bunlarda hemoglobin miktarına bakılmalıdır.

Azaldığı Durumlar :
Anemilerde


KAYNAK >>>

Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #4
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
ALBUMIN
Normal Değerler : 3.5-5.5 g/dL

Açıklama :
Albümin karaciğerde sentezlenen bir protein türevidir. Sağlıklı yetişkin karaciğerinde günde 12-14 gram kadar albümin sentezi yapılır. Sağlıklı kişilerde rutin olarak albümin bakılmasına gerek yoktur. Sağlıklı bir kişide albümin düzeyinin biraz yüksek ya da düşük çıkması da klinik bir önem taşımaz. Kan albümin düzeyi ölçümü özellikle ödemi olan, karaciğer hastalığı bulunan veya beslenme bozukluğu düşünülen kişilerde önem taşır.

Arttığı Durumlar :
Albümin düzeyinin yüksek ölçülmesi genellikle vücuttan su kaybı bağlıdır. Önemli değildir.

Azaldığı Durumlar :
Yaşlı insanlarda, karaciğer hastalığı olanlarda ve beslenme bozukluğu bulunan kişilerde albümin azalır. Bazı hastalarda idrar ya da bağırsak yolu ile albümin kaybı gerçekleşmektedir. Sonuçta albüminin kan düzeylerinde azalma (hipoalbüminemi) kan onkotik basıncının düşmesine bu da dokular arasında sıvı birikimine neden olarak özellikle bacaklar ve sırtta ödeme neden olur.
Kaynak>>>
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #5
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
ALKALEN FOSFATAZ - ALP

Normal Değerler :
30-1 20 U/L

Açıklama :
Vücutta neredeyse bütün dokularda bulunan ama ne iş yaptıkları tam anlaşılamamış bir enzimdir. Normal yetişkinde kanda ölçülen ALP ın yarısı karaciğer yarısı da kemik kökenlidir. ALP özellikle safra akımının durması ya da yavaşlamasına bağlı olarak görülen karaciğer hastalıkları için iyi bir testtir.


Artığı Durumlar : Çocuk ve gençlerde hızlı kemik büyümesi nedeniyle normal yetişkine göre ALP değerleri 2-4 kat daha fazla olabilmektedir. Yine doğuma yakın gebelerde de plasenta tarafından sentezlendiğinden ALP değerleri yüksektir. Safra yollarındaki tıkanma sonucu ALP değerleri yükselir. Ayrıca kemik hastalıklarında da (özellikle Paget hastalığı) ALP değerleri yükselir. Pek çok ilaç da ALP düzeylerini yükseltebilir, bu nedenle ALP yüksekliği çoğu zaman bir hastalık belirtisi olmayabilir.

Kaynak>>>>
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #6
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
TRANSAMINAZLAR ( Aspartat (AST, SGOT) - Alanin (ALT, SGPT) )

Normal Değerler : Aspartat (AST, SGOT) : 0-35 U/L
Alanin (ALT, SGPT) : 0-35 U/L

Açıklama : Transaminazlar karaciğer hücrelerinde bulunan enzimlerdir. Karaciğer hasarında hücre dışına sızarlar.


Artığı Durumlar : Kan seviyelerinin yükselmesi, karaciğer hasarına bağlı olarak bu iki enzimin hücre dışına sızması anlamını taşımaktadır. Genellikle bu enzimlerin kan seviyeleri karaciğer hasarının şiddetini yansıtır.ALT karaciğere daha özgül iken, AST kalp ve iskelet kası harabiyetinde de yükselmektedir. Bu nedenle AST aynı zamanda myokard enfarktüsünün izlenmesinde de kullanılmaktadır. Karaciğerin hastalıklarında alkole bağlı karaciğer hasarı hariç ALT, AST den daha yüksektir.


Azaldığı Durumlar : ALT ve AST değerlerinin normalden düşük olması nadiren görülen bir durumdur. Eğer bilinen bir karaciğer hastalığı yoksa genellikle önem taşımaz.



Kaynak >>>

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ocak 2012       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Pardon ALT ile ilgili verilen bilgide bir yanlışlık var. ALT karaciğere spesifik bir enzim değildir. AST yani aspartate-oxaloacetate transferase karaciğere özgü olan enzimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Haziran 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Pardon, belki sizin yanlışınız olabilir. Çünkü AST'nin CPK'YA Oranından hastanın Kalp Krizi geçirip geçirmediği hesaplanabiliyor. Troponin değerleri ve EKG bulguları ile. Yani AST özellikle, Kalp Kasında da yoğun salgılanabilen bir enzim. Aslında bütün Karaciğer Enzimleri olarak bilinen enzimler; özellikle AST, CPK, LDH olanları Kalpte, İskelet Kaslarında salgılanır. Sadece Karaciğer hastalıklarında değil; Polimiyozit, Dermotomyozit denen Kas İskelet Sistemini tutan Inflamatuar Romatizmal Otoimmun Hastalıklarda da, Kalp Krizi gibi kalbin kas dokusunun hasar gördüğü durumlarda da, karaciğeri zorlayan bazı toksit ilaç maddelerinin aşırı kullanımlarında da ve bu gibi bir çok farklı faktörlerle yükselebilirler. Hatta egzersiz-spor yapmak, merdiven çıkma gibi kas iskelet sistemini zorlayan hareketlerden bile etkilenebilir bu değerler. Yenilen gıdalar yine etkileyebilir değerleri. Grip olmak, bir enfeksiyon veya ateşli hastalık geçiriyor olmak da bu enzimleri yükseltir. Dolayısıyla, bu enzimlerin çoğu Karaciğere özgü enzimler değiller; Karaciğer enzimleri diye anılırlar; ancak Kas İskelet Sistemi, Kalp, Böbrekler, Beyin gibi bir çok iç organın kas dokusunda salınımları vardır. Dolayısıyla sinir sistemi kaynaklı Nöropatik tutulumlarla da sebep-sonuç ilişkisi var bu enzimlerin. Organik hasar neredeyse, o nedenle yükselebilirler..Msn Happy
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Temmuz 2012       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MCH DEGRLERI 31.5H CRP DEGERLERI 11.9 H ACILIMINI YAPABILIRMISINIZ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Şubat 2014       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ALT(SGPT) Alanin 90

Benzer Konular

11 Şubat 2014 / sosyalci Soru-Cevap
12 Mayıs 2016 / Misafir Tıp Bilimleri
3 Mart 2009 / ankara006 Soru-Cevap
2 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük