Arama

Ürtiker (Kurdeşen)

Güncelleme: 28 Haziran 2012 Gösterim: 76.451 Cevap: 6
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Sponsorlu Bağlantılar
Toplumda sık görülen rahatsızlıklardan biri olan kurdeşen bazı durumlarda gerçekten hem hasta hem de hekim için sorun yaratan hastalıkların başında gelebilir. Tıp dilinde “ürtiker” diye anılan kurdeşen iki formda olabilir. Bunlardan ilki şikayetlerin 6 haftadan kısa sürdüğü akut ürtiker; diğeri ise şikayetlerin 6 haftayı geçtiği kronik ürtikerdir. Her iki durumda da hastalığın bulguları birbirine benzese de hastalığın oluşum nedenleri açısından belirgin farklar vardır.
Hastalığın bulguları arasında kaşıntılı, deriden kabarık, kızarık 0,5cm ila çok büyük ölçülerde deride plaklar bulunur. Bu plakların bazıları birleşme eğilimindedir. Plakların sınırlarını net olarak çizmek herzaman mümkün olmaz. Lezyonlar genellikle birkaç saat içerisinde solar, yerine başka alanlarda yenileri çıkabilir.
Ayrıca bazı ürtiker vakalarına “anjioödem” dediğimiz tablo da eşlik edebilir. Anjioödem genelde göz kapaklarında (genellikle tek taraflı), dudakta, yüzün diğer kısımlarında, kol ve bacaklarda, parmaklarda, genital bölgelerde oluşabilir. Bunlarda da özellikle şişlik ön plandadır. Her iki hastalıkta da deriden kabarık olan durumu ortaya çıkaran şey deri içinde ödem olmasıdır. Anjioödemde derinin alt tabakaları da olaya iştirak ettiği için şişlik çok ön plandadır. Şişliğe kaşıntıdan ziyade yanma hissi eşlik edebilir.
Daha önce de bahsedildiği gibi 6 haftadan kısa süreli kurdeşen akut ürtiker olarak anılır. Bu hastalıkta neden genellikle allerjidir. Bu allerji de genellikle ağız yolu ile alınan allerjenlerle oluşur. Yani gıdalar ve ilaçlar akut ürtikerdeki en önemli sebeplerdir. Bunun dışında çok nadir de olsa solunum yolu ile alınan bazı allerjenler (örneğin ev tozu akarları) de akut ürtiker yapabilir. Kronik ürtikerin altında ise allerji pek bulunmaz. Bu hastaların ancak %3-5’ inde allerji rol oynayabilirler. Bu allerjenler de genel olarak ağız yolu ile alınan allerjenlerdir (gıdalar...). Bunun dışında bu hastalığın çok değişik sebepleri olabilir. Bunlar içerisinde otoimmun hastalıklar (otoimmün tiroidit, sistemik lupus eritematozus vb.), kronik enfeksiyonlar (tuberküloz, bruselloz vb.), fokal enfeksiyonlar (sinüzit, diş ve dişeti enfeksiyonları vb.), Helikobacter pylori enfeksiyonları, bazen hepatitler, bazen bazı kanser türleri vardır. Bu nedenle bir çok araştırma yapmak gereklidir. Tüm ayrıntılı araştırmalara rağmen %60-65 vakada hiçbir neden bulunamayabilir. Bu hastalar da idiyopatik (sebebi bilinmeyen) kronik ürtiker olarak adlandırılır.
Hastalarda iyi bir hastalık öyküsü sonrası, allerji testlerini içeren araştırmalar yanında diğer bahsi geçen hastalıkların araştırmaları yapılmalıdır.
Altta yatan hastalığın tedavisi sonucunda genel olarak ürtiker kendiliğinden geçer ve tekrar etmez. Ancak sebebi bilinmeyen ürtiker hastalarında antiallerjik ilaçlardan faydalanılır. Bu hastalarda kalsik olarak sabahları sedatif olmayan antiallerjikler, akşamları sedatif antiallerjikler ve H2 reseptör blokerleri birlikte kullanılır. H2 reseptör blokerleri asıl itibari ile mide asiditesini azaltmak için kullanılan ilaçlardır. Ancak derideki histamin reseptörlerinin % 20 kadarı H2 tipinde olduğu için bu tür ilaçlar bu hastalarda faydalı olmaktadır. Bunun dışında bunlara cevap vermeyen hastalarda kortizon dahi kullanılabilir.
Bunlar dışında ayrıca değişik kurdeşen türleri de vardır.

Aşağıdaki tabloda bu ürtiker tiplerini görmektesiniz:
  • Fiziksel ürtiker
  • Aquajenik ürtiker (su ile temas sonucu oluşan)
  • Kolinerjik ürtiker (terleme, aşırı efor sonucu oluşan)
  • Soğuk ürtikeri (soğuk havada oluşan)
  • Dermografizm (ciltte çizik ile veya kaşınma ile oluşan ürtiker)
  • Gecikmiş basınç ürtikeri
  • Solar ürtiker (güneş ışınları ile oluşan)
  • Vibratuvar ürtiker (vibrasyon yapan aletlerle oluşan)
  • Herediter ürtiker (ailenin diğer fertlerinde de görülen tip)
  • Ürtikeryal vaskülit (ürtiker plaklarının 24 saatten uzun sebat ettiği damar iltihabı ile giden tip)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 22:21
JuNe - avatarı
JuNe
VIP WaMPiR
9 Kasım 2007       Mesaj #2
JuNe - avatarı
VIP WaMPiR
Ürtiker vücudun herhangi bir yerinde gruplar halindeoluşan, soluk kırmızı renkli kabarıklıklardır. Bu döküntü bir kaç saat içinde geriler. Eski bir döküntü solarken yerine yenileri çıkabilir. Boyutları bir kalem arkası büyüklüğünden, bir tabak büyüklüğüne kadar değişebilir ve birleşerek büyük alanlar oluşturabilirler. Genellikle kaşıntılıdır, fakat yanma ve batma hissi de olabilir.
Ürtiker kan plazmasının derideki küçük damarlardan dışarı çıkması sonucu oluşur. Bu duruma histamin denen kimyasal maddenin salgılanması neden olur. Histamin mast hücresi dediğimiz hücrelerden salgılanır. Alerjik reaksiyonlar, yiyeceklerin içinde bulunan bazı kimyasal maddeler ve bazı ilaçlar histamin salınımına neden olabilir. Bazen ürtikerin neden oluştuğu saptanamayabilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Ürtiker oldukça yaygındır. İnsanların % 10-20 si yaşamı boyunca en az bir kez ürtiker atağı geçirir. Bir çok atak bir kaç gün veya haftada geriler. Bazen de yıllarca sürebilir.
Ürtiker göz etrafında, dudakda, cinsel bölgede geliştiğinde aşırı bir şişliğe neden olur. Bu durum hastaları korkutmasına rağmen, genellikle 24 saat içinde geriler. Bununla birlikte nefes almakta ve yutkunmakta zorluk var ise acilen bir doktora başvurulmalıdır.

Akut Ürtiker
Altı haftadan kısa süren ürtikere akut ürtiker denilir. Bu tip ürtikerlerde genellikle ürtikere sebep olan neden bulunabilir. En sık rastlanılan neden gıdalar, ilaçlar ve enfeksiyonlardır. Böcek ısırıkları ve bazı iç hastalıkları ile birlikte görülebilir. Diğer nedenler ise basınç, soğuk ve güneş ışınlarıdır.

Gıdalar
En sık ürtiker yapan gıdalar fındık, çikolata, balık, domates, yumurta ve süttür. Pişmemiş yiyecekler pişmişlere göre daha sık olarak reaksiyona neden olur. Gıdalara eklenen katkı maddeleri ve koruyucular da ürtikere neden olabilir.
Ürtiker neden olan yiyeceğin yenilmesinden bir kaç dakika ile 2 saat arasındaki bir sürede meydana gelir. Bu süre gıdanın sindirim sisteminden emilme süresine göre değişir.

İlaçlar
Antibiyotik, ağrı kesici, sakinleştirici ve idrar söktürücü ilaçlar sıklıkla ürtikere neden olur. Anti asit denen mide ilaçları, romatizmada kullanılan ilaçlar, vitaminler, göz ve kulak damlaları, kabızlık ilaçları vajinal fitiller ürtiker nedeni olabilir. Bu tip bir döküntünüz olduğunda doktorunuza kullandığınız ilaçları söylemek önemlidir.

Enfeksiyonlar

Bir çok enfeksiyon ürtikere neden olabilir. Çocuklarda soğuk algınlığı en sık rastlanılan nedendir.

Kronik ürtiker
Altı haftadan fazla süre devam eden ürtikere kronik ürtiker denilir. Bu tip ürtikerin nedenini bulmak, akut ürtikere göre çok zordur. Kronik ürtilerli hastaların çok azında etken saptanabilir. Doktorunuz ürtikerin sebebini bulmak için size bir takım sorular soracaktır. Hastalığa ait spesifik bir test bulunmadığından doktorunuz size soracağı sorular ve muayene bulgularına göre bazı testler isteyecektir.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Ne MUTLU TÜRKÜM Diyen !Türkiyem
H€L€N - avatarı
H€L€N
Ziyaretçi
9 Kasım 2007       Mesaj #3
H€L€N - avatarı
Ziyaretçi
Ürtiker (kurdeşen) Nedir?
Ürtiker, basınca solabilen, kırmızı ve deriden kabarık, sıklıkla kaşıntılı ve 1 - 2 mm. den bir kaç cm.ye kadar değişebilen büyüklükte, kenarları düzensiz kabartılardan oluşan bir grup deri hastalığıdır. Kabarıklıklar, sıklıkla 48 saatten daha kısa bir zamanda kaybolma eğilimindedir. Daha derin deri yapıları ve deri altı dokusunun keskin kenarlı şişliği ise anjioödem adını alır. Her iki hastalık da toplumda yaygın görülen hastalıklardır. Kadınlarda ve 20 - 40 yaşlarında daha sık rastlanmaktadır. Altı haftadan daha kısa süreli ürtiker - anjioödem ani (akut), daha uzun süreliler ise süregen (kronik) ürtiker - anjioödem olarak adlandırılır.

Ürtikerin Sebepleri Nelerdir?
Ani ürtikerin sebeplerini saptamak genellikle daha kolaydır. Bunlar arasında mikropların yol açtığı solunum yolu enfeksiyonları, besinler, temas edilen kimyasal maddeler, barsak parazitleri, sinüzit, idrar yolu iltihaplanmaları sayılabilir. Buna karşılık süregen ürtiker vakalarında ancak % 10 oranında bir sebep bulunabilmektedir. Bulunabilen sebepler arasında da besinlere hassasiyet ilk sırayı almaktadır. Özellikle besin katkı maddelerini içeren yiyecek ve içecekler (boyalı sakızlar, şekerler, patates cipsi vb.), baharatlı ve konserve edilmiş yiyecekler, kabuklu kuru yemişler en sık sorumlu tutulan maddelerdir. Halk arasında sanıldığının aksine ürtikere yol açan nedenler arasında çok az oranda iç organ bozuklukları yer alır. Bunlar arasında karaciğer, böbrek ve tiroid gibi organların bozuklukları sayılabilir. Bu organlara bağlı bozukluklarda ürtiker oluşabilir ise de bu organların işlevlerinin bozulmasından ileri gelen belirtiler çoğu kez daha ön plandadır. Örneğin karaciğer bozukluklarında sarılık veya karında şişlik olması (asit) ürtikerden daha çok dikkat çeker.


Diğer Ürtiker Tipleri Nelerdir?
Akut ve nedeni bilinmeyen kronik ürtikerin yanı sıra çocuklarda daha sık görülen herediter anjioödem ve fiziksel sebeplerle oluşan ürtiker tipleri de vardır.

Herediter anjioödem, doğuştan itibaren ortaya çıkar. Ailevi geçiş gösterir, tekrarlayıcı ve kendiliğinden sınırlanan anjioödem nöbetleri ile kendini belli eder. Deri, derialtı, üst solunum yolları ve gastrointestinal kanalın tutulduğu bu dönemler genellikle bir kaç saat sürer ve nadiren 2 - 3 günü aşar. Anjioödeme ürtiker veya kaşıntı eşlik etmez.
Fiziksel nedenlerle oluşan ürtikerlerde hastalık belirtileri ancak deri çeşitli fiziksel uyarılarla karşılaştığında ortaya çıkmaktadır. En çok görülenleri şunlardır:
Soğuk ürtikeri kaşıntı, eritem ve soğuğa maruz kalmayı izleyen bir kaç dakika içinde ortaya çıkan şişlik şeklindedir. Belirtiler genellikle 1 - 2 saat içinde ortadan kalkar. Tanısı ön kola bir buz küpünü 5 dakika süreyle uygulamak ve hastayı 10 - 15 dakika süreyle gözlemekle konulur.
Dermatagrafizm ve basınç ürtikerinde deriye basınç uygulanan yerde beş dakika içinde kabarıklık ve kırmızılık ortaya çıkar. Dermatografizmde deri üzerine basınç yaparak yazı yazılırsa bir kaç saniye içinde burada kabarıklık ve kızarıklık olmaktadır. Dermografizme sağlıklı insanların % 5’inde rastlamak mümkündür.
Kolinerjik ürtiker kaşıntılı, noktalar tarzında ve bastırıldığında solan kırmızı kabarcıklar şeklinde olup vücut sıcaklığının artışı sonucu ortaya çıkar. Kolinerjik ürtiker pratikte rastlanan ürtiker vakalarının yaklaşık % 3.5 - 4’ünden sorumludur. Egzersiz, sıcak duş ve banyo, ateş ve anksiyete oluşmasını kolaylaştırır.
Su ürtikerinde suyun sıcaklığı ile ilişkisi olmadan su ile karşılaşma durumunda ürtiker oluşmaktadır. Çok seyrek görülen bir durumdur.
Güneş ışığına bağlı (solar) ürtiker, güneşe veya suni ışığa maruz kalma sonucu ürtiker ortaya çıkmasıdır.

Ürtiker nedir?
Ürtiker, vücudun çeşitli bölgelerinde batıp çıkmalar şeklinde seyreder. Kırmızı, deriden kabarık, değişik çap ve şekillerde olabilir. Bazen küçük küçük, çok sayıda yan yana ve ayrı bölgelerde, bazen birbiri ile birleşerek ortası beyazlaşan, kenarı kırmızı, dantela gibi sınırları net belli olan şekiller alır. O kaybolurken bir başka yerde yeniden çıkar. Birkaç dakika ile saatler boyu arasında değişen sürelerde kalabilir. Bazen çocuğun tüm vücudunu kaplayıp anne babayı paniğe sokabilir. Ancak en önemli özelliği, bu kötü görünüme karşın çocuğun genel durumunun iyi olması, kaşıntı dışında rahatsızlık vermemesidir.

Ürtiker nedenleri:

1. Gıda allerjisi
En sık karşılaşılan, bir gıdayı yemek veya içmek sonucu ortaya çıkan şeklidir. Gıdanın alımından kısa bir süre sonra; bazen dakikalar bazen saatler içinde ortaya çıkar. Gıda allerjisinin tek belirtisi ürtiker değildir. İshal, kabızlık, karın ağrısı, solunum sistemi belirtileri, çarpıntı, halsizlik gibi çok çeşitli belirtiler olabilir. Ancak en sık rastlananı ürtikerdir. Gıdanın bizzat kendisine allerji olabileceği gibi, içine konan koruyucu veya katkı maddeleri de yol açabilir.

2. Enfeksiyonlar
Çocuklarda, vücuda giren mikrobun bizzat kendisi, salgıladığı kimyasal maddeler veya bu mikroba karşı vücudun kendisini savunmak için salgıladığı kimyasal maddeler ürtikere yol açabilir. Basit bir boğaz ağrısı deyip geçiştirilen ama aslında çok önemli olabilen bademcik iltihabı, farenjit, diş çürüğü, sinüzit, idrar yolu enfeksiyonu gibi akut enfeksiyonlar kendini ilk ürtikerle gösterebilir. Daha uzun süreli (kronik) enfeksiyonlardan sarılık mikrobunun yol açtığı hepatit A, hepatit B gibi adları olan ve esas karaciğer hasarı yapan enfeksiyonlarda da ürtiker görülür. Zaten halk arasında yaygın bir inanış vardır; ürtiker görünce hemen karaciğerin bozulmuş olduğuna yorulur. Oysa o kadar ön sırada değildir. Barsak parazitleri; solucan, kıl kurdu gibi parazitlere bağlı ürtiker olabilir.

3. Sinek-böcek sokmaları
En sık karşılaşılan nedenlerdir. Evde tahtakurusu sokması, yol yol, her biri ayrı, yuvarlak, kaşıntılı, yaklaşık 1cm çapında kırmızı lekeler şeklinde görülür. Sabah kalktığında fark etmeyip güm içinde fark edilebilir; böylece parazit ihtimali akla gelmez. Evcil hayvanlardan, başka insanlardan ve ortamlardan rahatlıkla geçebilir. Yine okulda, kreşte, piknikte, ağaç altında oynayan çocuğun yakasından içeri giren tırtıl veya ağaçtaki böcek yumurtaları, aslında kapalı olan vücut bölgelerinde de ürtikere yol açar. Akşam evde çocuğun üstü değiştirilirken fark edilir, panik içinde yeni bir olay şeklinde yorumlanıp acile başvuru nedeni olabilir. Sivrisinek başta olarak çeşitli uçan veya yürüyen böcekler, karıncalar da ürtikere yol açabilir.

4. Fiziksel nedenler
Güneş, sıcak hava, soğuk hava, su, giysi lastiğinin basısı gibi çeşitli dış etkenlere bağlı olabilir.

5. Diğer sistemik hastalıklar
Kollajen doku hastalığı denen daha ciddi ve araştırılıp kesin tanı konarak mutlaka tedavisi gereken bir hastalık grubuna bağlı ürtiker görülebilir. Yine çok ciddi kan veya diğer organ hastalıklarının da bir belirtisi olabilir.

Ne kadar sürer?
Sebebe bağlıdır. Ancak sinek sokması, alınan bir gıda gibi bilinen ve tekrarlanmayan nedenle olursa, birkaç saatte rahatsız edici hali geçer. İzi de, kaşıyıp mikrop kaptırıp yara yapılmamışsa kısa sürede kaybolur. Kalıcı iz bırakmaz. Bazen 6 haftadan uzun süren şekli; kronik ürtiker denir. Ayrı bir konu olarak mutlaka bir allerji uzmanınca araştırılması ve tedavi edilmesi gerekir.
Tedavisi
Sadece sinek-böcek sokmasına bağlı olduğunda, dıştan bir delik ile vücuda giren kaşındırıcı bir zehir söz konusudur. O zaman bu bölgeye kortizonlu-antihistaminikli bir pomad, jel, losyon sürülebilir. Diğer tip ürtikerde dıştan sürülen ilacın faydası yoktur. Etkenin bulunup ortadan kaldırılması ve tedavisi esastır. Ama hemen rahatlatma adına da antihistaminik ilaçlar; şurup, hap, iğne şeklinde kullanılabilir. Küçük çocuklarda sakinleştirici etkisinden de yararlanmak için 1. kuşak denilen, eskiden beri bilinen yaygın kullanılan antihistaminik ilaçların dozuna dikkat edilerek verilmesi uygundur.

Anjioödem nedir?
Ürtikerle beraber veya tek başına, belli vücut bölgelerinin şişmesidir. En çok dudaklar, göz kapakları, eller-ayaklar, kulaklar şişer. Tüm vücut bile şişebilir. En önemlisi ise, ağız içinde dilin, boğazın şişmesi sonucu nefesi engelleyip ölüme bile yol açabilir. En kısa sürede bir doktora ulaşmak gerekir.
Bazı ürtiker ve anjioödemler de ailesel, kalıtsal bir hastalıktır. Ailede birden fazla kişide görülüyorsa, hele tekrarlıyorsa, mutlaka bu yönden de araştırıp tedavi edilmesi gerekir.
hep_haistos - avatarı
hep_haistos
Ziyaretçi
21 Aralık 2007       Mesaj #4
hep_haistos - avatarı
Ziyaretçi
Merhabalar,
hepinize geçmiş olsun. Ssize tavsiye edebilecegim ürtikerli bölgeye İsveç şurubu ve propolis sürmeniz, aynı şekilde ağızdan da kullanmanız olacak. Anladığım kadarıyla alerjik bünyeye sahip insanlarda daha sık görülmekte. Dünyamızı o kadar hor kullandık ve kullanmaya devam ediyoruz ki alerji gelecekte kanser gibi herkesin başını agrıtacak gibi görünüyor.
Ayrıca apiterapi.uzerine.com adlı sitemi de inceleyebilirsiniz.

İyi bayramlar...
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
19 Temmuz 2011       Mesaj #5
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bu maddede yazılanlar hekim uyarısı ya da önerisi değildir.

Ürtiker, hassasiyet sonucu ortaya çıkan Alerjik reaksiyonlar ile deride döküntüler ve kaşıntı ile kendini gösteren duruma tıpta verilen addır. Halk dilinde kurdeşen olarak bilinmektedir ve 6 haftadan az sürene akut, fazla sürene ise kronik denilmektedir. Kronik ürtikerin cildin daha derin kısmını etkilemesi durumunda Anjioödem ortaya çıkar.
Akut ve Kronik Ürtikerin belirtileri aynı olmakla birlikte nedenleri farklı olabilmektedir.

Belirtileri

  • Etrafı kızarık ortası soluk yüzeysel kaşıntılı cilt döküntüsü
  • 2mm'den 30cm'ye kadar ulaşan kaşıntılı kabarıklık.
  • Aniden başlayan ateşle birlikte kaşıntı.
Akut Ürtikerin Nedenleri
  • Enfeksiyonlar
  • laç ve diğer kimyasal maddeler
  • Besinler( çerezler, yumurta, balık ve diğer deniz ürünleri, süt, çilek,...)
  • Böcek sokmaları ( arı , örümcek,..)
  • İlkbahar polenleri (çiçek polenleri , Kavak polenleri v.b
Kronik Ürtikerin Nedenleri
  • stres, basınç,soğuk, güneş,egzersiz,
  • Diğer bazı cilt hastalıkları veya cilt dışı sistemik hastalıklar
  • Ailevi/kalıtsal hastalıklar
  • Alerjiye yol açan maddenin sürekli alımı.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
akif2 - avatarı
akif2
Ziyaretçi
9 Kasım 2011       Mesaj #6
akif2 - avatarı
Ziyaretçi
Ürtiker denince ne anlaşılır?
Ürtiker deride şiddetli kaşıntı yapan küçük kızanklık ve kabarıklıklardır. Belli bir bölgede görülebileceği gibi bütün vücuda yayıldığı da olur. Yüzde anjiyonörotik ödem ya da Quincke ödemi biçiminde görülür. Mukozalarda görülme­si özellikle tehlikelidir, çünkü glottis ödemi boğulmaya neden olabilir.

URTİKER

Kurdeşen olarak da bilinen ürtiker bir deri hastalığıdır. Belirleyici özelliği yoğun kaşıntının eşlik ettiği deri dökün­tüleridir. Genellikle erken yaşlarda görü­dür. Sonraki yıllarda sıklığı azalırsa da, 30 yaşından başlayarak yeniden artar. Kadınlarda daha yaygındır. Bu özellik hormon dengesizliğine bağlı damar olay­larının ortaya çıkmasına bağlı olabilir.

BELİRTİLERİ

Ürtikerin en önemli belirtisi kabartılı kızarıklıklardır. Deriden kabarık olan ürtiker plağı, sınırlan belirli ve yuvar­lakça bir görünüm taşır. Kabarcığın ça­pı birkaç milimetreden birçok santimet­reye kadar değişebilir. Açık kırmızı olan rengi ortada beyazlaşır. Yoğun bir kaşıntıyla birlikte belirir.
Kabarcıklar bütün vücuda yayılabile­ceği gibi, vücudun herhangi bir bölü­müyle de sınırlı olabilir. Gözkapağı gibi bazı bölgelerin özellik gösteren anato­mik yapısı nedeniyle, ürtiker bu bölge­lerde yaygın bir şişkinlik yaratabilir. Ödemler bazen büyük boyutlara ulaşabi­lir. Çoğunlukla inatçı bir kaşıntı görülür.

urtiker 300x243

Ödemli kabarcık birden ve çok hızlı oluşur; birkaç dakika ya da saat içinde kaybolur-. Bazen döküntüler gece ortaya çıkar; hasta sabah hekime ve aile birey­lerine böyle bir döküntü geçirdiğini söyler, ama lezyonlan gösteremez.Hastalık çoğunlukla kabuklu deniz ürünleri ya da çilek yendikten sonra or­taya çıkar. Bazı olgularda ise, çoğun­lukla ishalle birlikte görülen mide-bağırsak ya da mide İltihabı öyküsün­den sonra hastanın vücudunda ödemli kabarcıkların oluştuğu gözlenir. Müshil vb ilaçlar da ürtikere neden olabilir. Gereksiz müshil alımı birçok olguda kalıcı bağırsak örselenmesine neden olur. Böylece vücudun duyarlılığım ar­tırıcı bazı maddelerin bağırsaklardan emilimi ve dolaşıma katılımı kolaylaşır.
Başta ürtiker olmak üzere alerjik hastalıkların oluşum sürecini başlatabilen sayısız madde vardır. En iyi bilinen ürtiker nedenleri yiyecekler ile ilaçlar­dır. Bunlara enfeksiyonlar sonucunda gelişen ürtikeri de ekleyebiliriz. Enfeksi­yon etkenleri bademcikler ya da dişlerde odaklanan mikropların toksinleri ya da bağırsak asalakları (tenya, oksiyür, aska-ris vb) olabilir. Ayrıca fiziksel etkenlerle ortaya çıkan ve oldukça sık görülen bir ürtiker tipinden de söz edilebilir. Deri yüzeyinde sürtünmeye ya da sürekli ze­delenmeye uğrayan yerlerde ödemli kabarcıklar ortaya çıkar. Fiziksel etkenlere bağlı ürtiker olgularında, çizgi biçimli ya da yaygın kabarcıklar banyo sonra­sında, ayak tabanlarmdaki kabarcıklar ise uzun yürüyüşlerden sonra görülür. Bunlar kaygılandırın olmakla birlikte gerçek anlamda hastalık değildir. Ayrıca deriyi etkileyen zedelenmeler sonucun­da sağlam deri üstünde kalıcı ürtiker ka­barcıkları oluşabilir; bu olaya yapay ür-tÜcer ya da dermografizm adı verilir.Dermografizm bazı olgularda ömür-boyu sürebilir, bazılarında ise aşamalı olarak kaybolur. Kanamalı (hemorajik) ürtiker oldukça ender görülen bir tiptir;damar yatağının aşın kırılganlığı sonu­cunda kanın dokulara sızmasıyla ortaya çıkar.

NEDENLERİ

Ürtiker genellikle alerjiden kaynaklanır. Hastalığın oluşumu ana hatlarıyla şu sü­reci izler: Antijen denen belirli bir mad­de (örneğin bir protein) vücuda girer. Vücudun savunma sisteminde bu mad­deye karşı antikor denen maddeler üre­tilir. Antikorların görevi antijenin isten­meyen olası etkilerini engellemektir. Bu nedenle yalnız antijene karşı etkili olma özellikleri vardır. Antijenin yeniden vü­cuda girmesi ve bunu izleyen antijen-antikor karşılaşması ürtiker belirtilerini başlatır. Alerjen olarak da bilinen anti­jene karşı antikorlar üreten vücudun du­yarlılığı artar. Vücudun bütün sistemleri bu tür hastalıklardan etkilenebilir. Solu­num sisteminde saman nezlesi ve bron-şiyal astım, sindirim sisteminde mide-bağırsak iltihabı görülebilir. Alerjenin araştırılarak belirlenmesi tedavi açısın­dan büyük önem taşır. Alerjen madde­nin ortamdan uzaklaştırılması en etkin tedavi yöntemidir. Böylece hastalığı başlatan süreç engellenmiş olur.
Alerjik ürtiker dışında rastlantıyla oluşan ürtiker olgularına da rastlanır. Bunlar özellikle örseleyici maddelerle temastan sonra ortaya çıkar. Isırganotu gibi bitkiler, böcek sokması gibi uya­ranlar ve soğuk ya da sıcak etkisi ürti-kere yol açabilir. Bu olgularda Ödemli kabarcık yalnız temas bölgesinde beli­rir. Ama daha önce belirtildiği gibi, aşı­rı duyarlı kişilerde döküntüler hızla ya­yılarak bütün vücudu kaplayabilir.Ürtikerde kabarcığı oluşturan biyo­kimyasal süreç antijen-antikor birleş­mesiyle başlar. Bu süreçte iki kimyasal bileşik ortaya çıkar: Histamin ya da his-tamin benzeri maddeler ve serotonin. Bunlar derialtı dokusundaki damarları etkileyerek damarlarda genişlemeye (kızarıklık), ayrıca damarların geçir­genliğini değiştirerek damar yatağı dışı­na serum sızmasına (ödem ve ürtiker kabarcığının oluşumu) yol açarlar. Alerjiye neden olan etken bazen kolay­ca belirlenir. Alerji yapabilecek madde­lerin tek tek denenerek ayıklanması alerji etkeninin bulunmasında sonuca götürücü olabihr.
Zor belirlenen alerjenler için uygu­lanan “deri testleri” her zaman istenen sonuçlan vermeyebilir. Çoğunlukla bir­den” çok uyarana karşı duyarlı olan bu hastalar çok sayıda maddeye tepki gös­terirler.
Alerjik durumlar dışında, organ ve sistemlerin özellik gösteren hastalıkla­rında da ürtikerin ortaya çıkışı kolayla­şır. Karaciğerin işlevini iyi yapamama­sına bağlı sindirim güçlüklerinde ya da kolit tarzında kronik enfeksiyonlara bağlı rahatsızlıklarda da ürtiker görüle­bilir. İç salgı sistemi bozuklukları da ürtiker nedeni olabilir. (Erişkinlik dö­nemine geçişten sonra bazı alerjik has­talıkların iyileştiği bilinmektedir.) Has­talığın görülmesinde ailesel ve kalıtsal etkenlerin önemli rolü vardır. Dolayı­sıyla bir ailede aynı ya da değişik yapı­da alerjik hastalıkların bulunması pek ender değildir.

TEDAVİ

Ürtiker tedavisinin temelini antihista-minik ilaçlar oluşturur. Bunlar döküntü­lere yol açan biyokimyasal süreçleri en­geller. Ayrıca kaşmtıyı ve derideki yan­ma duyusunu hafifletir, deri döküntüle­rini hızla geriletir ve bir sonraki nöbetin gelişimine engel olur. Tepkimeyi önle­yen kortizon ya da ACTH (adrenokorti-kotrop hormon) gibi daha kuvvetli ilaç­lan, kan basıncının önemli ölçüde düş­tüğü daha ağır olgularda kullanmak ye­rinde olur. Ürtiker tedavisinde en önemli amaç hastalık etkenini saptayıp ortadan kaldırmaktır. Eğer bu yapılamı­yorsa, alerjen maddeleri ortamdan uzaklaştırma yoluna gidilir. Örneğin her salam yediğinde ürtikerle karşılaşan bir hastanın döküntülerinden kurtulmak için bir daha salam yememesi gerekil. Ürtikere neden olan madde belirlene-mezse, bütün kuşkulu olgularda hasta­nın hafif bir beslenme programı uygula­ması Önerilir. Buıada kolayca ürtikere neden olabilecek yiyecekler verilmez. Genelde pirinçli sebze ve meyveye da­yalı bir beslenme programı 4-5 gün ka­dar ciddi biçimde uygulandığında, akut ürtiker olgularının büyük bir bölümün­de iyi sonuçlar alınmaktadır.
Hastalığın uzun süre devam etmesi, alınan önlemlerin yeterli olmadığım gösterir. Bu durumda, vücudun aşın duyarlılığını değiştirecek bir duyarlılık gi­derici tedavi gerekir. Bu arada sindirim sisteminin düzenli işlev görmesini sağ­lamak da çok önemlidir. Karaciğer ve bağırsak rahatsızlıkları tedavi edilmeli­dir. Karaciğeri zehirli maddelerden arındıran ilaçların ve süt mayalarının kullanılması yararlı olabilir. Hastada iç salgı sistemi bozuklukları da varsa, bunların düzenlenmesi yararlı sonuç verir. Enfeksiyon odaklan ortadan kal damlamalıdır. Ürtikerde mentollü, kala-minli losyonlar yerel olarak kullanıldı­ğında hastayı rahatlatır. Deriye uygu­landıklarında temas alerjisi oluşturabi­leceği için, yerel antihistaminikler kul­lanılmamalıdır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
KAPTAN - avatarı
KAPTAN
Ziyaretçi
28 Haziran 2012       Mesaj #7
KAPTAN - avatarı
Ziyaretçi
KURDEŞEN / ÜRTİKER


SORU: Ürtiker nedir?
YANIT: Ürtiker kelimesi Latincesi “Urtica” olan ısırgan otundan gelmektedir ve ciltte oluşan döküntü ısırgan otunun deride yaptığı reaksiyonu anımsattığından bu isim verilmiştir. Halk arasında “kurdeşen" olarak bilinen bu hastalıkta genelde tüm vücutta yaygın olarak görülen, ciltten hafif kabarık, sınırları genelde belirgin, farklı boyutlarda, kızarık, bazen ortası soluk olabilen döküntüler oluşur. Bu döküntülerin bir bölgede oluşup kaybolması genelde birkaç saati almakla birlikte hiçbir zaman aynı yerde 24 saatten fazla kalmaz.

SORU: Ürtiker hayati tehlike yaratır mı ?

YANIT: Ürtiker sadece cilde lokalize kaldığında hayati tehlikesi yoktur. Fakat, eğer ciltte döküntüye yol açan deri altı ödem üst solunum yolları ve soluk borusunda da oluşursa, dikkatli olmak ve acile başvurmak gerekir. Ürtiker benzeri bu tabloya "anjioödem" denir ve kaşıntıdan ziyade yanma hissi bulgulara eşlik eder.

SORU: Anjioödem ne gibi klinik bulgular verir?

YANIT: Genellikle göz kapakları ve dudakların şişmesi şeklinde klinik bulgu veren bu tabloya, gözlerde sulanma, hapşırma, nefes darlığı, karın ağrısı, bulantı-kusma ve ishal gibi sistemik bulgular da eşlik edebilir. Bu tablo müdahale edilmezse daha da ilerleyebileceğinden acile başvurmak gerekir.

SORU: Ürtikerin tipleri var mıdır?

YANIT: Ürtikerin süresine ve nedenine bağlı tipleri mevcuttur. Eğer bulgular 6 haftadan kısa sürüyorsa “akut” ürtiker , 6 haftayı aşıyorsa “kronik ürtiker" adını alır.
Başlatıcı nedenlere göre de;
dermografizm (yapay ürtiker=cilde uygulanan travma sonucu ürtiker döküntülerinin oluşması),
basınç ürtikeri (cilde uygulanan basınçtan yaklaşık 4-6 saat sonra genelde ağrılı olan bir derin şişlik oluşması. Örneğin uzun süre yürüme sonrası ayak tabanlarında oluşan ağrılı şişlik),
kolinerjik ürtiker (vücut ısısını arttıran egzersiz, stres, sıcak duş gibi durumlar sonrasında ürtikeryal döküntü oluşması),
soğuk ürtikeri (soğuk su veya hava teması ile),
solar ürtiker (güneş teması ile başlayan ürtiker),
kontakt ürtiker (bazı maddelerin deriye temasından dakikalar sonra ortaya çıkan ürtikeryal döküntü) ve
akuajenik ürtiker (su ile temas sonrası oluşan ürtiker) gibi
pek çok tipi vardır.

SORU: Akut ve kronik ürtiker olarak ikiye ayırmak neden önemli?

YANIT: Hem nedenlere hem de tedaviye yaklaşımda önemli bir ayırımdır. Ürtiker akut ve şiddetliyse bulguları ortadan kaldırıp hastayı rahatlatmaya yönelik semptomatik tedavi yapılır. Kronik ürtikerde ise esas nedene yönelik ayrıntılı tetkiklerin yeraldığı inceleme yapmak gerekir.

SORU: Ürtikerin nedenleri neler olabilir?

YANIT: Ürtikeri başlatan bir veya birkaç etken olabilir. Öncelikli olarak;
ilaçlar ( penisilin başta olmak üzere antibiyotikler, aspirin başta olmak üzere ağrı kesiciler ve diğer pek çok ilaç sorumlu olabilir),
gıdalar (kuruyemişler, yumurta, balıklar, deniz kabukluları gibi pek çok gıda) ve yine özellikle gıdalardaki katkı maddeleri (koruyucular, boyalar gibi),
solunum yoluyla alınan ev tozları, hayvan tüy ve epitelleri gibi birçok allerjen,
vücuttaki enfeksiyon odakları (diş absesi, farenjit, mide rahatsızlıklarına yol açan Helicobacter pylori enfeksiyonu gibi),
barsak parazitleri,
böcek ısırmaları (özellikle arı sokması),
maliniteler (kanserojen durumlar)
ve diğer pek çok hastalık kronik ürtikerin nedeni olabilir. Yapılacak olan pek çok tetkik bunları saptamaya yöneliktir.

SORU: Stres ürtikere neden olur mu?

YANIT: Stres ürtikerde hem esas neden olabilir, hem de ürtikerin ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktör olarak etki edebilir.

SORU: Tüm araştırmalara rağmen nedenin bulunamadığı durumlar olabilir mi?

YANIT: Tüm araştırmalara rağmen % 60-65 gibi oldukça yüksek bir oranda neden saptanamayabilir.Bu durumda hastalık “idyopatik (nedeni bilinmeyen) ürtiker" olarak adlandırılır.

SORU: Ürtikerin tedavisi nedir?

YANIT: Öncelikle tespit edilen başlatıcı etkenden uzaklaşılmalı. Bu etken akut ürtikerde daha çok gıda ve ilaçlar olduğu için mümkün olduğunca gereksiz ilaç kullanılmamalı ve balık,yumurta, kabuklu deniz ürünleri, katkı maddeli gıdalardan uzak durulmalıdır. Yine etken ve alevlendirici olabilecek stres faktörü olabildiğince engellenmelidir. Bu tedbirlere ilaveten doktorunuzun önereceği antihistaminik grubu ilaçlar kulanılabilir.
Kronik ürtikerde ise sebebe yönelik araştırmalarda tespit edilenler tedavi edilmeli veya ortadan kaldırılmalı, ek olarak yine doktorunuz tarafından başlanacak tedavi eksiksiz ve kesintiye uğratılmadan uygulanmalıdır.
Ürtikerde şikayet tekrarında doktorunuzu değiştirmek yerine tekrarın neden kaynaklandığını belirlemek amacıyla tedavinizi düzenlemiş olan eski doktorunuza tekrar başvurun.
Anjioödemin tedavisi ise ürtikerden çok farklıdır. Öncelikle en yakın acil merkeze başvurulmalı ve stresi mümkün olduğunca azaltmaya çalışarak durumun ağırlaşmamasına çalışılmalıdır.

SORU: Ürtikere neden olan madde tespit edildiğinde ne yapmalıyım?

YANIT: Mutlaka bu madde (örneğin bu bir ilaçsa) ile tekrar temas etmemeye çalışın. Yakın çevrenize bu maddeden uzak durmanız gerektiğini söyleyin, hatta bir kâğıda yazarak cüzdanınızda taşıyın ki acil durumda yanlışlıkla bu madde ile temasınıza neden olunmasın.Anjioödem başlangıcında sizi hemen en yakın acil merkeze ulaştırmaları gerektiğini anlatın.

Hazırlayan: Dr. E. Pınar Güzel

Benzer Konular

20 Ekim 2016 / GÖNÜL Soru-Cevap
14 Aralık 2015 / muhsine64 Soru-Cevap
18 Haziran 2012 / Misafir Soru-Cevap
9 Ocak 2015 / MERYEM SERDAR Soru-Cevap