Ziyaretçi
bit
Phthiraptera takımından, 3.300’ü aşkın kanatsız, küçük asalak böcek türünün ortak adı.
Sponsorlu Bağlantılar
Bitler, ağız parçalarının özelliklerine göre, Mallophaga ve Anoplura adlı iki büyük alttakıma ayrılır. Isırıcı bitler olarak adlandırılan Mallophaga alttakımmın üyeleri kuşlarda ve çeşitli memelilerde asalak yaşayan telek, tüy, kıl, yapağı, pul ve derinin yumuşak bölümleriyle, ara sıra da kurumuş kan ve doku sıvılarıyla beslenen bitleri kapsar. Emici bitler adıyla bilinen Anoplura alttakımmın üyeleri, insan da dahil olmak üzere yalnız memelilerde asalak yaşayan ve yalnızca kan emerek beslenen gerçek bitlerdir. Üçüncü alttakım olan Rhynchophthirina ise, tek bir cins içinde sınıflandırılan iki türü, Afrika ve Asya fillerinin asalağı olan Haematomyaus elephantis ile Afrika yaban domuzunun asalağı olan H. hopkinsVyi içerir. Ayrıca, yarımkanatlılar, kınkanatlılar ve eşkanatlılar takımının, hayvanlarda ve bitkilerde asalak yaşayan birçok türüne de bit denir (örn. bitkibıtleri, tahtabitleri).
Uzunlukları 0,3-11 mm arasında değişen, renkleri de genellikle kirli beyaz, sarı, kahverengi ve kara olan bitlerin vücudu yassıdır ve baş, göğüs, karın olmak üzere üç bölümden oluşur. Gözler, duyargalar ve ağız parçaları baş bölümünde yer alır. Bazı türlerde göz bulunmaz; bulunanlarda da bu organ yalnızca ışığa ve karanlığa duyarlıdır. Duyargalar kısa ve üç-beş parçalıdır; bazı türlerin erkeğinde, çiftleşme sırasında dişiyi sıkıca kavramaya uyarlanmıştır. Ağız yapısı, bağlı olduğu alttakıma göre değişir. Isırıcı bitlerin ağız parçalan ısırmaya ve çiğnemeye elverişliyken, emicEya da gerçek bitlerde deriyi delebilen ve hayvan beslenmezken başın içine çekilebilen üç tane ince ağız parçası bulunur; bu bitler, kanı emmeden önce içine pıhtılaşmayı önleyici özel bir tükürük salgısı karıştırırlar. Göğüs bölümü küçüktür; bu bölümde, bitin konağa sıkıca tutunmasını sağlayan birer tırnak ya da çengelle sonlanan üç çift kısa bacak bulunur. Sekiz-on halkadan oluşan karın bölümü yassı ve yarı saydamdır.
Giysi kıvrımlarında barınan insan vücut biti dışındaki bitlerin tümü, yumurtadan erişkin hale gelinceye değin bütün yaşam çevrimini konağın vücudunda geçirir. Dişiler genellikle erkeklerden daha iridir ve konaktaki dişi bitlerin sayısı çoğu kez erkeklerden daha fazladır; erkeklerin sayıca az olduğu bazı türler döllenmesiz çoğalmayla ürer. Dişi bit, sirke denen yumurtalarını tek tek ya da topaklar halinde genellikle konağın kıl ve tüylerine yapıştırır. Bırakılan yumurta sayısı çok fazladır ve koşullar elverişli olduğunda üreme hızı çok yüksektir; tek bir dişi sekiz haftada 5 bin yavru üretebilir. Sirkeler bir-iki hafta içinde çatlar. Üç kez deri değiştiren ve basit bir başkalaşma geçirerek her evrede biraz daha irileşip, erişkin biçimine biraz daha yaklaşan nemflerin gelişme süresi türe ve çevre sıcaklığına göre değişir. İnsan biti yumurta evresini 6-14 gün, erişkin duruma gelinceye değin geçirdiği her gelişme evresini de 8-16 gün arasında tamamlar.
Bit türlerinin hemen hepsi belirli türden konakların üzerinde asalak yaşar ve konak türünü çok ender olarak değiştirir. Doğada, konak canlılar arasında bit salgınlarına çok sık rastlanır. Aşın derecede bitlenen evcil hayvanlar da bu asalaklardan son derece rahatsız olur ve kaşınma ya da sürtünme sonucunda derilerinde açılan yaralar hastalık yapıcı mikroorganizmaların bulaşmasına ortam hazırlar. Aynca, bir konaktan öbür konağa geçen bitler de çeşitli hastalıkların yayılmasına neden olur; örneğin köpek biti köpek tenyasının arakonağı, fare biti ise farelerden insana bulaşan tifüs etkeninin taşıyıcısıdır.
Evcil hayvanlara dadanan bitlerin büyük bir bölümü gerçek bitler, bir bölümü de ısırıcı bitlerdir. Kuşların çoğunda, vücudun değişik bölgelerinde yaşamaya uyum sağlamış en az dört ya da beş tür bit aynı anda asalak olarak yaşamını sürdürür.
İnsanda en çok görülen bit türü, genellikle insan biti adıyla bilinen Pediculus huma- nus'tur; bu tür, yaşadığı vücut bölgesine göre baş biti (P.h. capitis) ve vücut biti {P.h. corporis ya da P.h. humanus) olarak adlandırılan alttürlere ya da çeşitlere ayrılır. Kasık biti ya da kıl biti de (Phthirus pubis) insanlarda asalak yaşayan bit türlerindendir. Bit salgınları en çok aşırı kalabalık yerleşmelerde ve temizlik koşullarına yeterince uyulmayan yerlerde görülür. Baş ve vücut biti doğrudan temasla ya da tarak, şapka, giysi, yatak gibi kişisel eşyaların ortaklaşa kullanılmasıyla insandan insana geçer; kasık bitinin bulaşması ise daha çok cinsel ilişkiyle olur. Bitlenme, şiddetli kaşıntı ve derinin tahrişi sonucunda, açılan yaralardan bulaşan ikincil enfeksiyonlara, özellikle çocuklarda impetigo denen iltihaplı deri hastalığına yol açar. Ayrıca vücut biti, tifüs, siper humması, dönüşlü humma gibi bulaşıcı hastalıklardan sorumlu olan mikroorganizmaların başlıca taşıyıcısıdır. Bit salgınlarını önlemenin en etkili yolu temizlik koşullarına dikkat etmek, lindan gibi böcek ilaçlarıyla bitlerin çoğalmasını denetim altına almak, benzen heksaklorürlü şampuanlar, sabunlar ve vücut losyonlarıyla bulaşmış bitleri temizlemektir; asalağın yayılmasını önlemek için elbise, yatak ve öbür eşyaların da dezenfekte edilmesi gerekir.
Saç bitleri insan saçında yaşayan ve üreyen çok küçük , kanatsız, günde 2-8 kez kan emerek beslenen gri böceklerdir. Sirke denilen yumurtaları görmek bitin kendisini görmekten daha kolaydır ve genellikle enseye yakın, kulakların arkasında ve başın arkasında saç tellerine tutunmuş halde bulunurlar. Sirkeler kir veya kepek gibi yıkanarak temizlenemezler. Önce etkili bir ürün ile öldürülmeli, sonra bu amaç için yapılmış ürünün kutusundan çıkacak olan özel bir tarak ile saçtan temizlenmelidir.
Saç biti insan vücudu dışında yalnızca 48 saat yaşayabilir ve evcil hayvanlar üzerinde yaşayamaz. Sirkeler ise insan vücudu dışında kumaş ve battaniye üzerinde 10-15 gün canlı kalabilirler.
Nasıl Bulaşır?
Bitlenmenin yaygın olarak düşünüldüğü gibi pislikle bir ilgisi yoktur; aslında bit temiz, sağlıklı saçı, kirli saça tercih eder. Yetişkin ya da çocuk, herkes bitlenebilir. En yaygın belirtisi, başın ve ensenin şiddetle kaşınmasıdır. Saç biti son derece bulaşıcıdır. Tarak, fırça, eşarp, yastık, şapka ve tüylü oyuncaklar gibi paylaşılan kişisel eşyalar ile yayılırlar. Tekrarlanan salgın riskini azaltmak için bu eşyaları paylaşmaktan kaçınılmalıdır.
Bitlendiğimizi Nasıl Anlarız?
Bitlenmeyi gösteren ilk ipucu sık sık kafa derisinin kaşınmasıdır. Biti tespit etmek ve yayılmasını engellemek amacıyla, ensenin arka kısmındaki ve kulak arkasındaki saçlar dikkatle incelenmelidir. Bitler ışıktan kaçtıkları için, yalnızca saç kılına yapışmış küçük beyazımsı, oval yumurtaları (sirkeleri) görebilirsiniz.
İdeal Bir Bitlenme Tedavisi Nasıl Olmalıdır?
- Tek uygulama ile kısa sürede etki göstermeli.
- Güzel kokulu, saçları dolaştırmayan, taramayı zorlaştırmayan, etrafa bulaşmayan, boyalı ve permalı saçlarda problem yaratmayan özelliklere sahip olmalı.
- Kalıcı etkisiyle bitlerin saça tekrar yerleşmesini engellemeli.
- Sadece bitleri değil,sirkeleri de yok etmeli.
- Kullanıcı tarafından iyi tolere edilmeli, yan etkileri olmamalı.
- Kullanıcıya toksik etkisi olmamalı
- Bugüne kadar pek çok yolu kullanarak insanoğlu bitle mücadele etmeye çalışmıştır. Kötü kokulu gaz ve kimi zehirli maddeler içeren ilaçlar bunlardan bazılarıdır. Daha çok çocuklarda rastlandığı için tedavinin çocuklar için güvenli, yüksek oranda etkili, sadece bitleri değil yumurtalarını da öldüren bir bit ilacı ile yapılması gerekir.
Oysa günümüzde artık bu alanda kullanılan madde ve ilaçlarda büyük gelişmeler kaydedilmiş, hatta koruyucu etkili permetrin etken maddesi içeren ilaçlar geliştirilmiştir. Saç biti tedavisinin bitleri olduğu kadar yumurtaları da öldürmesi ve tekrar bulaşmayı önlemesi gerekir. Piyasada birkaç bit öldürücü ilaç vardır ve değişik şekillerde bulunmaktadır; şampuan, saç kremi gibi. Fakat bunların hepsi bit tedavisinde istenen etkiyi göstermez!!!
Bitlenme tedavisinde kullanılan çeşitli maddeler şunlardır:
Gamma Benzen Hekzaklorid
Böceğin sinir sistemini felç ederek etki gösterir. Ülkemizde yasaklanmıştır.
Benzil Benzoat
Deri ve mukozayı tahriş ettiği için bit tedavisinde pek tercih edilmez.
Fenotrin (Sumitrin)
Işıkta stabilitesini koruyamaz. Uygulamadan sonra güneş ışığı altında etkinliğini yitirir. Bu nedenle kalıcı etkisi yoktur.
Piretroidler 1. Jenerasyon
Krizantem çiçeğinin böcek öldürücü etkisi Farslar zamanında fark edilmiştir. Eski Yugoslavya toprakları üzerinde olan Dalmaçyadaki bir halk hikayesine göre, yaşlı bir kadın beyaz papatyalara benzeyen bir çiçeği toplar. Çiçek solduğunda bir köşeye atar, daha sonra dönüp baktığında solmuş çiçeklerin çevresinde ölü böcekleri fark eder ve krizantem ailesinden olan bu çiçek çeşidinin böcekler üzerinde öldürücü etkisi bu şekilde fark edilir. 1800lü yıllardan başlayarak kuru çiçekler böcek öldürücü olarak ABDye ihraç edilir. 1900lü yıllarda piretroid olarak adlandırılan bu madde bit tedavisinde kullanılmıştır, ancak ışıkta bozulması sorun oluşturmuştur.
Permetrin 2. Jenerasyon 1973de ışığa dayanıklı piretroid olan permetrin İngilterede geliştirilmiştir. Permetrin aynı zamanda bit tedavisinde en az iki haftadan altı haftaya kadar koruyucu etkiye de sahiptir. Günümüzde permetrin koruyucu özelliği, kullanım kolaylığı, yan etkilerinin az olması ve güvenilir olması nedeniyle en çok tercih edilen ilaçlardandır.
Son düzenleyen Safi; 26 Temmuz 2016 17:51