Arama

Multipl Skleroz (MS) Hastalığı

Güncelleme: 11 Ekim 2009 Gösterim: 74.326 Cevap: 3
Pasakli_Prenses - avatarı
Pasakli_Prenses
Ziyaretçi
27 Eylül 2006       Mesaj #1
Pasakli_Prenses - avatarı
Ziyaretçi
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.

Sponsorlu Bağlantılar

1. MULTİPL SKLEROZ NEDİR?
Multipl Skleroz (MS) iki önemli bölümden, beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemine ait bir hastalıktır. Merkezi sinir sisteminde sinir liflerini çevreleyen ve koruyan miyelin isimli yağlı bir doku vardır ve bu doku sinir liflerinin elektrik uyarılarını iletmelerine yardımcı olur. MS’de miyelin skleroz adı verilen nedbeler bırakarak birçok bölgede yok olur. Hasar gören bu bölgeler plaklar veya lezyonlar olarak da bilinir. Miyelin sadece sinir liflerini korumakla kalmayıp, görevlerini yerine getirmelerini de sağlar. Miyelin yok olduğunda veya hasar gördüğünde, sinirlerin beyine giden veya beyinden gelen elektrik uyarılarını iletebilme kapasiteleri kesintiye uğrar ve bu durum çeşitli MS belirtilerini (semptomlarını) ortaya çıkarır.
MS bulaşıcı değildir. Aile hiç kimse hastadan bu hastalığı kapmaz.

2. BU HASTALIĞIN NEDENLERİ NELERDİR?
MS’in kesin nedeni bilinmese de, birçok araştırmacı miyelin hasarının vücudun immün sisteminin (bağışıklık sisteminin) anormal bir yanıtından kaynaklandığına inanır. Normal koşullarda, immün sistem virüsler veya bakteriler gibi yabancı “istilacılara” karşı vücudu korur. Otoimmün hastalıklarda vücut istemeyerek kendi dokularına saldırır.
MS’de ise, saldırılan madde miyelindir.
Bilim adamları miyeline saldırması için immün sistemi tetikleyenin ne olduğunu henüz bilmiyor. Birçoğu çok sayıda faktörün devreye girdiğini düşünüyor.

3. MS BELİRTİLERİ (SEMPTOMLARI) NELERDİR?
Belirtiler merkezi sinir sisteminin hangi bölgelerinin etkilendiğine bağlı olarak ortaya çıkar. Herkes aynı şekilde etkilenmez. Belirtiler sadece kişiden kişiye değişiklik göstermekle kalmayıp, aynı kişide zaman içinde de değişiklik gösterebilir. Bu belirtiler ciddiyet ve süre açısından da çeşitlilik gösterir.
MS’i olan bir kişi genellikle birden fazla belirti yaşar ancak bu belirtilerin hepsi herkeste görülmez.
Belirtiler, halsizlik, karıncalanma, hissizlik veya duyu zayıflaması, koordinasyon zayıflığı, yorgunluk, denge problemleri, görme bozuklukları, istemsiz hızlı göz hareketi (nistagmus da denir), titremeler, spastisite veya kas sertleşmesi, bozuk konuşma, bağırsak veya mesane problemleri, yalpalayarak yürüme (ataksi), cinsel işlev sorunları, ısıya hassasiyet ve kısa süreli bellek sorunları, hüküm veya muhakeme problemlerinden (kognitif problemler) oluşur. Ciddi durumlarda MS kısmi veya tam felce neden olabilir.
MS’i olan kişilerin çoğunda bu belirtilerin tamamı görülmez.

4. MS TANISI NASIL KONMAKTADIR?
Tek başına hiçbir test MS tanısı koyamadığı için çeşitli test ve yöntemlere gerek duyulur. Bu testler şunlar olabilir;
* Doktorun geçmiş belirti ve bulguların varlığını araştıracağı tıbbi öykü.
* Ayrıntılı bir nörolojik muayene.
* Beyin ve omuriliğin kesin ve oldukça detaylı görüntülerini veren ve görece yeni bir görüntüleme biçimi olan MRI (manyetik rezonans görüntüleme).
* “Uyarılmış potansiyeller” adı verilen ve merkezi sinir sisteminin belli bir uyarıya verdiği yanıtı ölçen çalışmalar.
Daha az kullanılan ancak tanının olağandan daha zor olduğu durumlarda faydalı olan diğer bir inceleme de:
* Spinal kanalı çevreleyen sıvının (serebrospinal sıvı veya SSS) bileşimini araştıran beyin omurilik sıvısı incelemesi.

5. İKİNCİ GÖRÜŞLERİ - TANIYI DOĞRULAMAK İÇİN - ALMAK İYİ BİR FİKİR Mİ?
Hasta sadece bir doktorla görüştüyse, hiç kuşkusuz ikinci bir görüş almak mantıklı olur. Tanıyı doğrulatma ilk doktorunuzu aşağılamaz veya üzmez. Başka bir uzmana sevk edilmek için doktor tavsiyesi alabilir veya MS derneklerine telefon edebilirsiniz.

6. BİR SONRAKİ AŞAMA NE OLACAK?
Bunu hiç kimse gerçekten bilmiyor; ancak hasta ve doktorun kişisel durum üzerine mutlaka bir konuşma yapması önerilir.
Hastanın en sık duyacağısözler “öngörülemez” ve “değişken” sözleridir. MS sadece kişiden kişiye büyük oranda değişiklik göstermekle kalmayıp, aynı kişide zaman içinde de değişiklik gösterir. Bu öngörülmezlik ile yaşamak MS ile yaşamanın parçasıdır.
Birçok kişi şiddetlenme dönemleri geçirir. Bunlar yeni belirtilerin ortaya çıktığı akut ataklar, veya varolan belirtilerin daha ciddi hale geldiği nüksler olarak da isimlendirilirler. Şiddetlenmeleri genellikle düzelme dönemleri (remisyonlar) izler ve bu remisyonlar hastayı nüks öncesi haline geri döndürebildikleri gibi, geriye bazı sakatlıklar da bırakabilirler. Bu MS biçimi genellikle nüks-remisyon gösteren MS olarak isimlendirilir. (Relapsing-remitting MS)
Her MS aynı olmaz. Bazı kişilerde birkaç ciddi atak görülür veya hiç görülmez, bunun yerine belirtilerin sürekli kötüleştiği ve zaman içinde sakatlığın ortaya çıktığı da görülebilir. Erken bir nüks-remisyon dömemini sürekli kötüleşme durumu izleyebilir, ki bu durumda sekonder progresif MS ismini alır. Veya başlangıçtan itibaren ilerleme mevcut olabilir ve bu durumda primer progresif MS ismini alır. Şekil ne olursa olsun MS herhangi bir zamanda duraklayabilir.
İlk birkaç yıllık MS deneyi, hastalığınuzun vadeli seyrinde hasta ve doktor için muhtemelen en iyi yol gösterici olur. Geçmişte MS’i olan başka hastaların bakımını da yapmış bir doktor, hastanın durumu ile ilgili başka görüşlere de sahip olabilir.

7. MS KALITSAL MIDIR?
MS doğrudan doğruya kalıtsal olmamak ile birlikte çalışmalar ailesel eğilimin varolduğunu ortaya çıkadılar. Bu durum da kardeşlerin veya diğer yakın akrabaların hastalığı geliştirmelerinin bir ölçüde daha mehtumel olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, MS’i olan kişilerin yüzde 80’inde MS’i olan yakın bir akraba görülmez.

8. MS KİMLERDE GÖRÜLÜR?
MS kadınlarda erkeklerin neredeyse iki katı bir oranda görülür. Birleşik Devletler’de yaklaşık 350.000 kişinin MS ile yaşadığı tahmin ediliyor. Bazı karmaşık MS olgularına tanı koymak zor ve bulaşıcı bir hastalık olmadığı için olguların bildirilmesi zorunlu yok. Bu nedenle MS’i olan kişilerin gerçek sayısı sadece tahmin yoluyla hesaplanabiliyor.
Bütün dünyada MS tropikal iklimlere nazaran ılıman iklimlerde daha sık görülüp ve beyaz tenli, özellikle de ataları Kuzey Avrupalı olanlar arasında daha sık ortaya çıkıyor.

9. MS’İ DURDURACAK VEYA TEDAVİ EDECEK HERHANGİ BİR TEDAVİ VAR MI?
Bilinen bir tedavi mevcut değil. Ancak atakların sıklığını veya ciddiyetini azaltan ve özürlülük artışını yavaşlatan yeni tedaviler bulunuyor. Umut veren ilaçlar üzerinde da çalışmalar sürüyor. MS tedavisi oldukça hızlı değiştiği için doktordan güncelleşmiş tavsiyeleri almak üzere temas içinde olmanız iyi bir fikir. Ulusal MS Derneği de yeni gelişmeleri almak için bir bilgi kaynağıdır.
Türkiye için telefon numaraları:
1) Türkiye MS Derneği Genel Merkezi: 0212 275 22 96 - 275 22 97
2) Türkiye MS Derneği Ankara Şubesi: 0312 440 02 65
3) İzmir MS Derneği: 0232 238 88 88
4) Bursa MS Derneği: 0224 442 83 00

10. BELİRTİLERİ İYİLEŞTİRMEYE YÖNELİK HERHANGİ BİR TEDAVİ MEVCUT MU?
Evet. Örneğin, kaslardaki sertleşme bazı ilaçlarla azaltılabilir. Spastisite ve yorgunluk fizik tedavi rehabilitasyon tedavisi ile de tedavi edilir.
Mesane problemleri bazen çeşitli ilaçlar ile iyileşme gösterebiliyor. Kendi kendine kateter takma gibi teknikler kolayca öğrenilebilir. İdrar yolları enfeksiyonlarının hemen tedavi edilmesi ve yeterli sıvı alımı başka mesane komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olabilir. Bağırsak problemleri hacimi artırmaya yönelik diyet, fitiller ve ilaçlarla tedavi edilebilirler. Yakıcı, ağrılı veya sıra dışı duyular ilaçlarla tedavi edilebilirler. Kognitif problemlerle ise rehabilitasyon ve eğitim ile başedebilir.

11. REHABİLİTASYON NE SAĞLAYABİLİR?
Fizik tedavi (FT) zayıflamış veya eşgüdüm bozukluğu olan kasların kuvvet kazanmalarına yardımcı olabilir. FT düzenli hareket egzersizlerini, germeyi, yürüme eğitimini ve bastonları, yürüteçleri ve diğer yardımcı aletleri en iyi şekilde kullanmayı, nakil eğitimini (yani örneğin, tekerlekli sandalyeden arabalara geçmeyi öğrenmek) ve toplam fonksiyonu ve dayanıklılığı iyileştirmeye yönelik kuvvetlendirme egzersizlerini kapsayabilir.
Rehabilitasyon tedavisi (RT) günlük yaşamda bağımsızlığı iyileştirmeye hedefler. RT giyinme, kendine düzen verme, yemek yeme ve araba kullanma tekniklerini öğretir ve koordinasyon ve kuvvetlenmeye yönelik egzersizler de sunabilir. Bir rehabilitasyon terapisi evi veya işyerini güvenilir ve bağımsız hareket edilebilir mekanlar halinde düzenlemek için aletler ve yollar tavsiye edebilir.
Konuşma tedavisi kasların zayıflaması veya kötü koordinasyonu nedeniyle konuşma veya yutkunma zorluğu çekenler için iletişimi kolaylaştırır. Konuşma terapistinin kullandığı teknikler egzersizi, ses eğitimini veya özel aletlerin kullanımını içerebilir.

12. EGZERSİZ YARDIMCI OLUYOR MU?
Tek başına egzersiz MS’i düzeltemez ancak genel sağlığı iyileştirebilir ve kullanılmamaktan veya etkinsizlikten kaynaklanan komplikasyonların önüne geçebilir. Egzersiz iştah ve uykuyu düzenlemeye yardımcı olduğu ve kendini iyi hissetmeye katkıda bulunduğu için düzenli bir egzersiz programı fiziksel olduğu kadar psikolojik avantajların da elde edilebilmesini sağlar.

13. YA İŞ HAYATI? İŞVERENLERİN NELERİ BİLMESİ GEREKLİDİR?
Kişiden kişiye değişiklik gösteren MS’in, dolayısıyla iş durumu üzerindeki etkisi de değişiklik gösterir.
Bir krizin ortasında iken -gerek tanının hemen sonrasında, gerek belirtilerin birdenbire canlandığı bir sırada- işle ilgili büyük kararlar vermek pek akıllıca olmaz. İlk olarak, acil sorunlardan kurtulmak için hastanın kendisine zaman tanıması gerekir. Sonra seçeneklerini anlamasına yardımcı olacak bilgi toplaması önerilir.
Hastanın konulan tanıyı iş arkadaşlarına ve patronuna açıp açmaması kişiye kalır. Eğer tıbbi bir muayeneyi gerektiren bir iş imkanı sunuluyor ise, tanı ve/veya belirtiler konusunda dürüst olmanız iyi olur.

14. MS CİNSELLİĞİ ETKİLER Mİ?
MS ile bağlantılı her şey fiziksel belirtilerden duygusal etkisine dek cinsel hayatı etkileyebilir. Ancak bu cinsel problemlerin başarılı bir şekilde tedavi edilemeyecekleri anlamına gelmez. MS’i olan kişiler tatminkar bir cinsel yaşam yaşayabilirler.
Birkaç önemli öneri:
* Eşinizle duygularınızı paylaşmaya çalışın.
* Dürüstçe iletişim kurun.
* Fiziksel belirtilerle ilgili tıbbi tedavi görün.
* Fiziksel olmayan problemler için bir psikoterapist veya cinsel terapi konusunda uzmanlaşmış bir danışmana da başvurulabilir.

15. MS’İ OLAN BİR KİŞİDE DEPRESYONA SIK RASTLANIR MI?
MS tanısı konulduğunda veya MS kötüleştiğinde hasta korku, şaşkınlık, kontrol kaybı ve bir ızdırap duyabilir. Şu ya da bu zamanda MS’i olan kişilerin yüzde 30 ila 40’ı doktorların hafif ya da orta derecede depresyon olarak tanımladıkları öküntüye girmektedirler. Depresyon bu hastalığın neden olduğu hasarın doğrudan bir sonucu da olabilir. Depresyon ilaçlarla ve danışmanlıkla tedavi edilebilir.
Kendini rahatsız hisseden hastanın, yardım istemenin zayıflık değil, güçlülük olduğunu unutmaması gerekir. Ve bir uzmana sevk etmesi için doktoru ile konuşması önerilir.

16. AİLE DANIŞMANLIĞI YARDIMCI OLABİLİR Mİ?
Bütün aile MS ile yaşar. İş, oyun -neredeyse herşey- açısından ailenin gündelik alışkanlıklarını değiştirebilir ve herkes bundan etkilenir. Danışmanlık hizmeti vermek bütün ailenin hastalığı alışmasına yardımcı olabilir.

17. ÇOCUKLARA MS’İ ANLATMANIN EN İYİ YOLU NEDİR?
Küçük çocuklar temel, basit açıklamalara ihtiyaç duyarlar. Konuları gizlemek yerine tartışmak her yaştan çocuk için daha faydalı olur. Çocuklar genellikle ailelerinin düşündüğünden daha esnektirler ve acı gerçekleri kabul edebilirler. Hiç kuşkusuz, bütün çocukların MS ne getirirse getirsin güvenilir olacaklarına ve bakılacaklarına dair güvence duymaya ihtiyaç duyarlar.

18. GEBELİĞİN MS ÜZERİNDE BİR ETKİSİ VAR MI?
Çalışmalar gebeliğin MS’in uzun vadeli seyrini değişikliğe uğratmadığı gösteriyor. Bununla birlikte, birçok kadın gebelik sırasında bir remisyon yaşıyor ve ardından doğum sonrasındaki belirtilerde geçici bir artış gösteriyor.

19. STRES MS’İ KÖTÜLEŞTİRİR Mİ?
Stresin MS’e neden olduğuna veya kötüleştirdiğine ilişkin kanıt yok. Ancak MS’i olan kişiler stresle de mücadele tekniklerinden fayda görebilirler:
* Olabildiğince aktif olun -zihinsel ve fiziksel açıdan.
* Zamanı enerjiyi koruyacak şekilde kullanın.
* Yaşamı basitleştirin -öncelikler koyun.
* Gevşeme/meditasyon egzersizlerini öğrenin.
* Çözülmesi zor sorunlar için yardım alın.
* Eğlenceye zaman ayırın ve mizah duygunuzu koruyun.
* Gerçekçi hedefler ve beklentiler oluşturun.
* Değiştirilemeyecek olanı kabul edin.

20. SİGARA VE İÇKİ İÇMEK MS’İ ETKİLER Mİ?
Sigara içmenin MS’i kötüleştirdiğine ilişkin kanıt yok. Ancak sigara nefes darlığına, akciğer enfeksiyonlarına eğilimli olmaya ve kalp düzensizliklerine neden olabilir -bunlar sakatlığa katkıda bulunabilecek bulgular olup kuvvet azlığı ve ince beceri koordinasyon bozukluğu nedeniyle bu belirtileri gösteren kişi sigara kullanıyorsa, yangına neden olabilir.
İçki içme ince beceri bozukluğuna, denge bozukluğuna ve kötü konuşmaya neden olur. Aynı zamanda muhakemeyi kötüleştirir ve davranışı değiştirir. Yine alkolün MS’i kötüleştirdiğine dair kanıt olmasa da bütün bunlar varolan nörolojik bulgulara eklenmektedir.

21. SICAKLIK MS’İ NASIL ETKİLER?
Sıcaklık MS’i kalıcı bir şekilde kötüleştirmez. Ancak hepsi olmasa da, MS’i olan birçok kişi sıcak ve nemli havanın, sıcak bir banyo veya duşun veya ateşin belirtileri geçici olarak kötüleştirdiği görüşündeler. Günün sıcağından kaçınmak ve sıcak su yerine ılık suda banyo yapmak iyi olur. MS’i olan birçok kişi buz torbaları, buzlu içecekler ve ılık banyolarla serinlemenin belirtilerin azalmasına yardımcı olduğunu düşünüyorlar.

22. LOKAL YA DA GENEL ANESTEZİ TEHLİKELİ MİDİR?
MS’i olan bir kişi için genel anestezinin taşıdığı riskler herhangi birinin taşıdığı riskle yaklaşık aynı olup yalnız bir istisna bunun dışında tutulur: Ciddi, ilerlemiş MS’i olanlar önlem alınmasını gerektiren solunum problemlerine sahip olabilirler.
Allerjisi olmayan hastalar için sadece novokain gibi sık kullanılan lokal anestezilerden kaçınmak gerekmez. Doğum sırasında kullanılan epidural anestezi gibi omurilik anestezileri daha problemli olabilir. MS’i olan çok sayıda kişi epidural anesteziyi iyi tolere edebilse de, bazı nörologlar yöntemde olası komplikasyonların olduğunu düşünüp, bu yöntemi önermiyorlar.

23. GRİBE KARŞI AŞI YAPTIRMAK GEREKLİ MİDİR?
Grip aşısı tartışmalıdır. Grip aşıları bazı kişilerde MS belirtilerinde bir artışa neden olabiliyor. Bununla birlikte, grip aşılarının şiddetlenmelerin sayısında bir artışa neden oldukları fikrini destekleyecek kanıt da halihazırda mevcut değildir.
Öte yandan, grip gibi viral enfeksiyonlar ve şiddetlenmeler arasında bir ilişki olduğuna ilişkin yeterli kanıt vardır. Gribi izleyerek bir şiddetlenme yaşamış kişiler grip aşısı olmayı düşünebilirler. Bir kural olarak, immünsupresif ilaçlar kullanan kişilerin her türlü aşılamadan kaçınması gerekir.

24. MS’İ OLAN BİR KİŞİ İÇİN HERHANGİ BİR DİYET ÖNERİSİNDE BULUNULABİLİR Mİ?
MS’in diyete bağlı bir nedeninin olduğuna ilişkin bilimsel kanıt yoktur, bu nedenle özel bir diyete gerek duyulmaz. Birçok “MS diyeti” mevcuttur ancak bunların hiçbirinin uzun vadede etkili olduğu kanıtlanmamıştır.
İyi dengelenmiş yemekler genel sağlık için çok önemlidir, bu nedenle hastanın ne yediğine dikkat etmesi esas alınır.

25. ALTERNAİTF TEDAVİLER YARDIMCI OLUR MU?
Akapunkturun, yoganın, görselleştirme ve gevşeme tekniklerinin veya katkılı gıdaların (vitaminler dahil) MS üzerinde kanıtlanmış bir etkisi yoktur. Bununla birlikte, bazı kişiler alternatif tedavilerin kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olduğunu düşünüyorlar.
MS’i olan bir kişi, kendine yardımcı olan her tekniği seçebilir. Ancak alternatif bir tedavi görmeye karar vermeden önce, bu tedavinin potansiyel risklerini, yararlarını ve maliyetini araştırması önerilir. Ayrıca planlarını doktoru ile konuşması tavsiye edilir.

26. DOKTORUNUZU GÖRMEK İLE İLGİLİ ÖNERİLER VAR MI?
Doktor ile hasta MS ile başetmekte bir ittifak içinde olacaktır. Pratik bütün soruları tartışma konusunda hastanın kendisini rahat hissetmesi gerekir. Semptomlarda bir kötüleşme olduğunda veya yenileri başladığında her zaman bunun bildirilmesi gerekir.
Bununla birlikte, fiziksel veya duygusal bir problemin MS ile hiçbir ilişkisinin olmaması da mümkündür. Hastanın bütün problemlerini MS’e bağlamaktan kaçınması gerekir.

27. MS İLE MÜCADELE ETMEK NE ANLAMA GELİR?
Herkes farklı şekilde mücadele eder. Burada iyi yaşamak için bazı genel ipuçları verilebilir:
* Kendinize dikkat edin. İyi beslenin, egzersiz yapın ve yeterince dinlenin.
* Duygusal sağlığınızı kontrol altında tutun. Konuşabileceğiniz ve duygularınızı paylaşabileceğiniz ve size destek sağlayabilecek kişileri bulun.
* Sizin MS’iniz size özgüdür. Bazı kişiler bir günlük tutmanın, ne olduğunun ve ne zaman olduğunu izlemenin faydalı oludğunu düşünmektedirler.
* İçinde bulunduğunuz günü yaşayın. MS gelecekle ilgili belirsizlikler getirir. Enerjinizi bugüne yöneltin ve gelecekte yaşanabilecek sorunlara üzülmemeye çalışın.
* Önceliklerinizi inceleyin. Kendi dünya görüşünüz dahilinde, kişisel değerlerinize ve anlayışınıza göre yaşamınıza anlam vermeye çalışın. Yeni ilgi alanları, hobiler bulun.
* Bilgi almak, başvuruda bulunmak ve destek almak için MS Derneğini kullanın. Size en yakın derneği arayın ve programlarını öğrenin.

28. MULTİPL SKLEROZ DERNEĞİ NASIL YARDIM EDEBİLİR?
MS Derneği bölümleri aracılığı ile danışmanlık, eğitmenlik, sosyal etkinlikler ve rekreasyon etkinlikleri, bilgi ve dahasını sunmaktadır.
Multipl Skleroz Dernekleri multipl sklerozla ilgili bir bilgi kaynağı olmaktan gurur duyarlar. Yorumları mesleki önerilere, yayınlanmış deneyime ve uzman görüşlerine dayanır; ancak tedavi tavsiyelerini veya reçete bilgisini temsil etmezler. Özel bilgi ve öneri için bir uzmana danışmanız önerilir.

.....
Son düzenleyen Daisy-BT; 11 Ekim 2009 13:28
SiMYaCı - avatarı
SiMYaCı
Ziyaretçi
20 Ekim 2006       Mesaj #2
SiMYaCı - avatarı
Ziyaretçi
Multipl Skleroz (MS) Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar
Beyin ve Omuriliğin ( Merkezi Sinir Sisteminin ) bir hastalığıdır. MS beynin görme, konuşma, yürüme gibi fonksiyonlar üzerindeki kontrol kabiliyetini bozar. Beynin ve omuriliğin bir çok farklı alanı etkilenir. Belirtiler hafif ya da ağır olabilir. Aniden ortaya çıkabilir, ya da kaybolabilir. Hastalık beyin ve omuiliğin hasarlı alanlarında sklerozan plaklar, yani sertleşmiş dokular oluşturur.Merkezi sinir sisteminin (SSS) gençler arasında görülen yaygın bir hastalığıdır.MS’ lilerin aileleri ve yakınlarında oluşan çok daha fazla sayıda kişi ise duygusal, maddi ve fiziksel zorluklarla karşı karşıyadır.Genç erişkinler MS’e yakalanma olasılığı en yüksek olanlardır; hem de hayatlarının en verimli yıllarında...Her yıl araştırma için dünyada milyonlarca dolar harcanmaktadır. En az bir o kadarı da yardım ve destek için harcanmaktadır. Hastalık nedeniyle kaybolan işgücü değeri ise faturayı ayrıca kabartmaktadır.MS’i daha yakından tanımakla MS’lilerin hayattan daha çok tad almalarını ve MS’den daha az etkilenmelerini sağlayabilirsiniz.

“Multipl” denmesinin nedeni:

• Beyin ve omuriliğin bir çok farklı alanı etkilenir.



• Belirtileri hafif ya da ağır olabilir. Aniden ortaya çıkabilir ya da
kaybolabilir.


“Skleroz” denmesinin nedeni:

• Hastalık beyin ve omuriliğin hasarlı alanlarında sklerozan plaklar,
yani sertleşmiş dokular oluşturur.


• Bir akıl hastalığı değildir.


• Bulaşıcı değildir.


• Henüz önlenebilir ya da tamamen tedavi edilebilir değildir.

MS Sinir Sistemini Nasıl Etkiler ?

Merkezi sinir sistemi sinirler boyunca vücudun çeşitli bölgelerine elektriksel mesajlar gönderen bir telefon santralına benzer.Bu mesajlar bilinçli ve bilinçsiz tüm hareketlerimizi kontrol eder. Multipl Skleroz mesajların düzgün bir şekilde İletilmesini bozar.Sağlıklı sinir liflerinin çoğu mesajların iletilmesini kolaylaştıran myelin denen yağlı bir madde ile çevrelenmiştir. MS’de myelin parçalanır ve myelin yerini nedbeleşmiş ( sertleşmiş ) doku alır. Bu da mesajın geçişini saptırır ya da tümden bloke eder. Vücut fonksiyonları kontrol edilemez hale gelir, çünkü; Mesajlar gerektiği gibi iletilemez.Mesajlar yanlış bölgeye gider.


MS'e Yol Açan Nedir ?

Bu, tıbbın en büyük sırlarından biridir. Sebeb bilinmemektedir. Bir tedavi bulunamamıştır. Kimin MS‘ye yakalanacağını önceden bilmek mümkün değildir. Bu konuda 3 yaygın teori vardır :
1-Virus Saldırısı
2-Bağışıklık reaksiyonu
3-Kombinasyon

Virus Saldırısı: Virüsler vücuda girdiklerinde vücut hücreleri içinde hızla çoğalırlar. Çoğu virüsler hızla bazı hastalık belirtilerine yol açarlar. Yavaş etkileyen belirli bazı virüsler ise daha sonra ortaya çıkarak yeni belirtilere yol açarlar. Diğer bazı yavaş etkili virüsler ise vücutta herhangi bir hastalığa yol açmadan önce aylar hatta yıllarca gizli kalabilirler. MS bazı yavaş etkili virüsler tarafından meydana getirilebilir ya da bilinen bir virüse karşı gösterilen gecikmiş bir reaksiyon olabilir.

Bağışıklık Reaksiyonu: Vücudumuz, virüsler ve bakteriler gibi hastalık etmenlerini yok eden ve doğuştan gelen bir savunma sistemine sahiptir. Savunma sistemi geri tepebilir ve vücudun kendi hücrelerine saldırabilir. Buna "Oto immun reaksiyon" denir. MS, vücudun yanlışlıkla kendi dokusuna saldırdığı bir oto immun reaksiyon sonucunda ortaya çıkmış olabilir.

Kombinasyon: Hem virüsler hem de bağışıklık sistemi reaksiyonu MS e yol açabilir. Virüsler vücuda girdiğinde hücreler içinde gelişmeye başlarlar. Vücudun savunma mekanizması hem virüslere karşı hem de vücudun kendi hücrelerine karşı tahrip edici olabilir.


Kimler Yakalanır?

MS hakkında bilmediğimiz o kadar çok şey var ki, kimin MS ‘ e yakalanacağını tahmin edemeyiz. Gene de kimlerin MS 'e yakalanma olasılığının Daha yüksek olduğu hakkında şöyle bir tablo çizilebilir:

Genç Erişkinler: Belirtiler genellikle 20 - 40 yaşları arasında ortaya çıkar. 15 yaşın altında ve 50 yaşın üstünde nadiren görülür
Kadınlar: Kadınlar erkeklere göre daha fazla oranda MS’e yakalanırlar. MS hamilelikle ilgili değildir. ( MSli hanımlar çocuk sahibi olabilirler)
Ilıman İklim kuşağında oturan insanlar: MS, 40 - 60 derece güney ve kuzey enlemleri arasında daha sık görülür. Bir bölge Ekvator’a ne kadar yakınsa MS vakası da o kadar azdır.
Sağlık Şartlarını iyi olduğu bölgelerde yaşayan insanlar: Bu bölgelerde MS vakası sık görülür. Muhtemelen bu bölgede yaşayan çocuklar MS’e karşı bağışıklık sağlayacak bazı faktörlere maruz kalmamaktadırlar.

Belirtileri Nelerdir ?

MS’in Belirtileri çok çeşitlidir. Kişiden kişiye değişir. Aynı kişide zaman zaman değişebilir. MS Belirtileri şunları içerebilir :

Göz bozukluğu: Çift görme veya gözün irade dışı hareketi.
Konuşma Bozuklukları: Dilde peltekleşme gibi.
Felçler: Vücudun herhangi bir bölgesinin kısmen veya tamamen felç olması.
Halsizlik, Yorgunluk: Aşırı halsizlik veya kendini alışılmamış biçimde yorgun hissetme.
Ellerde Titreme.
Koordinasyon Bozukluğu.
Mesane veya Kalın barsak kontrolünün kaybı.
Uyuşma veya karıncalanma hissi.
Sendelenme veya denge kaybı.
Ayakların belirgin şekilde sürüklenmesi.


MS Tanısını:

MS tanısını koymak için iki temel bulgu aranır.
1.Sinir sistemi hasarının belirtileri
Elde ve ayakta hissizlik veya titreme, ani güç kaybı veya felç ortaya çıkabilir. (bu durumda merkezi sinir sisteminin iki ya da daha çok bölgesi tutulmuş olmalıdır.)
2. İyileşmeler ve kötüleşmeler
MS belirtileri diğer sinir sistemi hastalıklarından farklı olarak herhangi bir uyarı olmaksızın ortaya çıkabilir ve kendiliğinden iyileşmeler gösterebilir.

Fakat MS tanısı ümitsizliğe yol açmamalıdır. Çünkü çok az hastada ilerleyici ve ciddi komplikasyonlarla karşılaşılır. MS'lilerin çoğu tekrarlayan alevlenmelere rağmen aktif bir hayat sürerler ve hayata olumlu yönden bakmayı öğrenebilirler. MS uygun bir yaklaşımla ele alındığında şikayetler en aza indirgenebilir.


Tedavi:

Halen MS için kesin bir tedavi yoktur. Fakat hastaların bağımsız, rahat ve üretken olmalarını sağlamak için çok şey yapılabilir.

Genel vücut sağlığını korumak:Herkes gibi MS lilerinde aktivitelerini sürdürmeleri, besin değeri yüksek bir diyet uygulamaları, kendilerini iyi hissetmek ve dirençlerini korumak için yeterince dinlenmeleri gerekir. Enfeksiyonların, özellikle solunum veya idrar yolları enfeksiyonlarının anında tedavi edilmesi son derece önemlidir.

Fizyoterapi: Egzersiz programları ve kasların çalıştırılması hastaların akut atak döneminin izlerini silmesine ve kas spazmlarının giderilmesine yardımcı olur. Barlar ve diğer yardımcı aletlerle yapılan çalışmalar birçok hastanın kendine güvenini arttırır.

Psikoterapi ve Danışmanlık: Kişisel ve grup terapileri hastalara ve ailelerine depresyon, korku ve MS’in yol açtığı sınırlamalarla mücadelede yardımcı olur. (Ne kadar süreceği belli olmayan iyileşme dönemleri bu hastalığa uyum sağlamayı özellikle güçleştirir.)

İlaç Tedavisi:

Multipl Skleroz’un ilaçla tedavisinin iki ana hedefi vardır. Birinci hedef, sinir dokusu içerisinde çoğu zaman hiç durmaksızın süren, myelin ve akson ( sinir teli ) yıkımına neden olan ve zaman zaman alevlenen iltihabi süreci kontrol altına almaktır.

Bu hedefe yönelik ilaçlar içerisinde yer alan steroidler, akut atakların şiddetini ve süresini azaltmak için kullanılır. Steroide yanıt vermeyen ağır atağı olan hastalarda plazmaferez adı verilen, kandaki, bir anlamda iltihaba yol açan maddeleri ayıran bir yöntemin yararlı olduğuna ilişkin bilgi ve gözlemler vardır.Sık atak geçiren ve kalıcı özürlülük eğilimi gösteren hastalarda sinir dokusu içerisindeki iltihabi süreci etkilemek ve sürekli kontrol altında tutmak için ilaç kullanmak gerekir. Uzun süreli tedavi gerektiren yukarıda belirtilen durunlarda sorumlu hekimin, kişiye göre yapacağı değerlendirmeyle azathiopirin ve benzeri özgül olmayan bağışıklık sistemi baskılayıcıları ya da son yıllarda geliştirilen interferon beta türleri ya da glatiramer asetat gibi ilaçlar seçilebilir.

Multipl Skleroz adı verilen tablonun çeşitli tipleri bulunduğu, herkesin Multipl Skleroz’ u kendine özgü olduğu için bu ilaçların etkisi kişiden kişiye değişebilir. Bu ilaçlar bugün için MS ‘ te kesin çözüm olmamakla birlikte, bir grup hastada olumlu sonuçlar alınmaktadır. İlaçların seçimi de yarar ve yan etkilerin değerlendirilmesi de sorumlu hekim tarafından yapılmalıdır.

Multipl Skleroz tedavisindeki ikinci hedef ise bazı şikayetleri ortadan kaldırmaktır. Örneğin, kas spazmlarını ve sertliklerini ortadan kaldırmak için kas gevşeticiler, idrar problemlerini ortadan kaldırmak için mesane işlevlerini düzenleyici ilaçlar, yorgunluk için amantadin ve benzeri ilaçlar kullanılır.


Diğer noktalar:

Sürekli İzleme: MS’in seyri önceden tahmin edilemez, gereksinimler ve sakatlıklar değişebilir. Bu nedenle sürekli tıbbi gözetim esastır.
Ortaya çıkabilecek bütün tıbbi sorunlar MS’e bağlı olmayabilir. Ancak bir doktor belirtilerin tedavi gerektiren başka bir hastalığa bağlı olup olmadığını saptayabilir.
Tıbbi Yardım: Bir çok ülkede teşhis imkanları ve MS hastalarının ihtiyaçlarına uygun çeşitli tedavi merkezleri mevcuttur.
Özel Cihazlar: Örneğin asansörler, yürüteçler, ev işlerinde yardımcı aletler ve tekerlekli sandalyeler sosyal hizmet birimlerinden, sağlık merkezlerinden ya da MS derneğinin şubelerinden ödünç ya da satın alınabilir.
Psikososyal Yardım:Grup Terapileri, ortak problemlerin tartışılmasını ve çözümlerin karşılaştırılmasını sağlar. Örneğin kişiler arası problemler, cinsel problemler, iş ya da toplum hayatındaki zorluklar gibi.
Pratik yardım: Evin düzenlenmesi, taşınma, mesleki eğitim ve işe yerleştirme gibi konuları kapsar
Boş Vakitleri Değerlendirme:Hobi toplantıları, spor çalışmaları, açık hava gezileri gibi faaliyetler bir çok MS’li için eğlenme, arkadaşlık ve egzersiz olanağı sağlar. Ev ziyaretleri hastalar arasındaki ilişkileri sürdürür, sosyal ve zihinsel uyarım sağlar, aile üyelerine kendi ilgi alanlarını sürdürme şansı verir. MS’lilere ve ailelerine yardım için gelişmiş bir çok ülkede MS dernekleri aşağıda sunulan hizmetleri gerçekleştirmektedir. Ümid ederiz ki derneğimiz kısa bir süre sonra örgütlenmesini tamamlıyarak aşağıdaki yardımları MS lilere sunabilecektir.


ÖYLEYSE NE YAPMALI

MS’lilerin ve onların ailelerine siz yardım edebilirsiniz.

• MS hakkındaki gerçekleri öğrenin ve başkalarına da öğretin.


• Gönüllü çalışmalar programına katılın ve MS hastaları için pratik
yardımlar sağlayın.


• MS derneğine gelir getirecek aktivitelere katılın, derneğe üye olun,
kampanyalarda görev alın.


• Fiziksel özürlü insanların toplumda yaşamasını kolaylaştıran yasaların
çıkarılmasına destek verin.


Örneğin, bütün halka açık yerlere rampaların ve asansörlerin konması


• Özürlülere uygun tuvaletlerin yapılması


• Özürlülerin toplu taşıma araçlarından faydalanması v.s.


Böylece onlara kendi kendilerine yetme şansı verin!.


1) Multipl Skleroz Nedir?

MS, iki önemli bölümden, beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sistemine ait bir hastalıktır. Merkezi sinir sisteminde sinir liflerini çevreleyen ve koruyan miyelin isimli yağlı bir doku vardır ve bu doku sinir liflerinin elektrik uyarılarını iletmelerine yardımcı olmaktadır. MS'de miyelin skleroz adı verilen nedbeler bırakarak birçok bölgede yok olur. Hasar gören bu bölgeler plaklar veya lezyonlar olarak da bilinmektedir. Miyelin sadece sinir liflerini korumakla kalmayıp, görevlerini yerine getirmelerini de sağlar. Miyelin yok olduğunda veya hasar gördüğünde, sinirlerin beyine giden veya beyinden gelen elektrik uyarılarını iletebilme kapasiteleri kesintiye uğramakta ve bu durum çeşitli MS belirtilerini (semptomlarını) ortaya çıkarmaktadır. MS bulaşıcı değildir. Ailenizde hiç kimse sizden bu hastalığı almayacaktır.

2) Bu Hastalığın Nedenleri Nelerdir?

MS'in kesin nedeni bilinmese de, birçok araştırmacı miyelin hasarının vücudun immün sisteminin (bağışıklık sisteminin) anormal bir yanıtından kaynaklandığına inanmaktadır. Normal koşullarda, immün sistem virüsler veya bakteriler gibi yabancı ''istilacılara'' karşı vücudu korur. Otoimmün hastalıklarda vücut istemeyerek kendi dokularına saldırır. MS'de ise, saldırılan madde miyelindir. Bilim adamları miyeline saldırması için immün sistemi tetikleyenin ne olduğunu henüz bilmemektedir. Birçoğu çok sayıda faktörün devreye girdiğini düşünmektedir.

3) MS Belirtileri (Semptomları) Nelerdir?

Belirtiler merkezi sinir sisteminin hangi bölgelerinin etkilendiğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Herkes aynı şekilde etkilenmez. Belirtiler sadece kişiden kişiye değişiklik göstermekle kalmayıp, aynı kişide zaman içinde de değişiklik göstermektedir. Bu belirtiler ciddiyet ve süre açısından da çeşitlidir. MS'i olan bir kişi genellikle birden fazla belirti yaşar ancak bu belirtilerin hepsi herkesde görülmez. Belirtiler, halsizlik, karıncalanma, hissizlik veya doku zayıflaması, koordinasyon zayıflığı, yorgunluk, denge problemleri, görme bozuklukları, istemsiz hızlı göz hareketi (nistagmus da denir), titremeler, spastisite veya kas sertleşmesi, bozuk konuşma, bağırsak veya mesane problemleri, yalpalayarak yürüme (ataksi), cinsel işlev sorunları, ısıya hassasiyet ve kısa süreli bellek sorunları, hüküm veya muhakeme problemlerinden (kognitif problemleri) oluşmaktadır. Ciddi durumlarda MS kısmi veya tam felce neden olabilmektedir. MS'i olan kişilerin çoğunda bu belirtilerin tamamının görülmediğini unutmayalım.

4) MS Tanısı Nasıl Konmaktadır?

Tek başına hiçbir test MS tanısı koyamadığı için çeşitli test ve yöntemlere gerek duyulmaktadır. Bu testler şunlar olabilir;

* Doktorun geçmiş belirti ve bulguların varlığını araştıracağı tıbbi öykü
* Ayrıntılı bir nörolojik muayene
* Beyin ve omuriliğin kesin ve oldukça detaylı görüntülerini veren ve görece yeni bir görüntüleme biçimi olan MRG (manyetik rezonans görüntüleme)
* ''Uyarılmış potansiyeller'' adı verilen ve merkezi sinir sisteminin belli bir uyarıya verdiği yanıtı ölçen çalışmadır.
* Daha az kullanılan ancak tanının olağandan daha zor olduğu durumlarda faydalı olan diğer bir inceleme de spinal kanalı çevreleyen sıvının (serebrospinal sıvı veya SSS ) bileşimini araştıran beyin omurilik sıvısı incelemesidir.

5) Tanıyı Doğrulamak İçin - İkinci Görüşleri - Almak İyi Bir Fikir mi?

Eğer sadece bir doktorla görüştüyseniz, hiç kuşkusuz ikinci bir görüş almak mantıklı olur. Tanınızı doğrulatmak istemeniz ilk doktorunuzu kırmayacak veya üzmeyecektir.

6) Bir Sonraki Aşama Ne Olacak?

Bunu hiç kimse gerçekten bilmiyor; ancak siz ve doktorunuz kişisel durumunuz üzerine konuşabilirsiniz ve bu konuşma mutlaka yapılmalıdır.

Sözler ''öngörülemez'' ve ''değişken'' sözlerdir. MS sadece kişiden kişiye büyük oranda değişiklik göstermekle kalmayıp, aynı kişide zaman içinde de değişiklik göstermektedir. Bu öngörülmezlik ile yaşamak MS ile yaşamanın parçasıdır. Birçok kişi şiddetlenme dönemleri geçirmektedir. Bunlar yeni belirtilerin ortaya çıktığı akut ataklardır, veya varolan belirtilerin daha ciddi hale geldiği nüksler olarakda isimlendirilmektedirler. Şiddetlenmeleri genellikle düzelme dönemleri (remisyonlar) izlemektedir ve bu remisyonlar sizi nüks öncesi halinize döndürebildikleri gibi geriye bazı sakatlıklar da bırakabilirler. Bu MS biçimi genellikle nüks*remisyon gösteren MS olarak isimlendirilir. (Relapsing-remitting MS)

Her MS aynı değildir. Bazı kişilerde birkaç ciddi atak görülür veya hiç görülmez, bunun yerine belirtilerin sürekli kötüleştiği ve zaman içinde sakatlığın ortaya çıktığı görülür. Erken bir nüks-remisyon dönemini sürekli kötüleşme durumu izleyebilir, ki bu durumda sekonder progresif MS ismini alır. Şekil ne olursa olsun MS herhangi bir zamanda duraklayabilir.

İlk birkaç yıllık MS deneyiminiz, hastalığınızın uzun vadeli seyrinde siz ve doktorunuz için muhtemelen en iyi yol gösterici olacaktır. Eğer doktorunuz geçmişte MS'i olan başka kişilerin bakımını da yapmışsa, sizin durumunuzla ilgili başka görüşlere sahip olabilir.


7) MS Kalıtsal mıdır?

MS doğrudan doğruya kalıtsal değildir, bununla birlikte bazı çalışmalar ailesel eğilimin varolduğunu ortaya çıkarmışlardır. Bu durum kardeşlerşn veya diğer yakın akrabaların hastalığı geliştirmelerinin bir ölçüde daha muhtemel olduğu anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, MS'i olan kişilerin yüzde 80'inde MS'i olan yakın bir akraba görülmemektedir.

8) MS Kimlerde Görülür?

MS kadınlarda erkeklerin neredeyse iki katı bir oranda görülmektedir. Birleşik devletlerde yaklaşık 350.000 kişinin MS ile yaşadığı tahmin edilmektedir. Bazı karmaşık MS olgularına tanı koymak zordur ve bulaşıcı bir hastalık olmadığı için olguların bildirilmesi zorunlu değildir. Bu nedenle MS'i olan kişilerin gerçek sayısı sadece tahmin yoluyla hesaplanabilmektedir.

Bütün dünyada MS tropikal iklimlere nazaran ılıman iklimlerde daha sık görülmekte ve beyaz tenli, özelliklede ataları Kuzey Avrupalı olanlar arasında daha sık ortaya çıkmaktadır.

9) MS'i Durduracak veya Tedavi Edecek Herhangi Bir Tedavi Var mı?

Bilinen bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Ancak atakların sıklığını veya ciddiyetini azaltan ve özürlülük artışını yavaşlatan yeni tedaviler bulunmaktadır. Üç inteferon beta ( Betaferon(r), Avonex(r) ve Rebif (r)) ile Glatiramer asetat ülkemizde ruhsatlanmıştır. Umut veren diğer ilaçlar üzerine çalışmalar sürmektedir. MS tedavisi oldukça hızlı değiştiği için güncel tavsiyeleri almak üzere doktorunuzla temas içinde olmanız iyi bir fikirdir. Türkiye MS Derneği de yeni gelişmeleri almak için bir bilgi kaynağıdır.

Türkiye için telefon numaraları:

1) Türkiye MS Derneği Genel Merkezi: 0 212 275 22 96 - 275 22 97
2) Türkiye MS Derneği Ankara Şubesi: 0 312 440 02 65
3) İzmir MS Derneği: 0 232 238 88 88
4) Bursa MS Derneği: 0 224 442 83 00

10) Belirtileri İyileştirmeye Yönelik Herhangi Bir Tedavi Mevcut mu?

Evet. Problemleriniz ile ilgili olarak doktorunuzla konuşun. Örneğin, kaslardaki sertleşme (spastisite) baklofen ( Lioresal (r) ), dantrolen (dantrium (r)) veya diazepam (diazem(r)) gibi ilaçlarla azaltılabilmektedir. Spastisite ve yorgunluk fizik tedavi rehabilitasyon tedavisi ile de tedavi edilmektedir.

Mesane problemleri bazen oksibutinin (Uropan (r)) veya propantelin (ProbanthineMsn Rainbow) ile iyileşme göstermektedir. Kendi kendine katater takma gibi teknikler kolayca öğrenilebilir. İdrar yolları enfeksiyonlarının hemen tedavi edilmesi ve yeterli sıvı alımı başka mesane komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olabilir. Bağırsak problemleri hacimi artırmaya yönelik diyet, fitiller ve ilaçlarla tedavi edilebilirler. Yakıcı, ağrılı veya sıradışı duyular (parestezi denilen ) karbamazepin (Tegretol (r)) veya amitriptilin (LaroxylMsn Rainbow) gibi ilaçlarla tedavi edilebilirler. Kognitif problemlerle ise rehabilitasyon ve eğitim ile başedilebilmektedir.

11) Rehabilitasyon Ne Sağlayabilir?

Fizik Tedavi (FT) zayıflamış veya eşgüdüm bozukluğu olan kasların kuvvet kazanmalarına yardımcı olabilir. FT düzenli hareket egzersizlerini, germeyi, yürüme eğitimini ve bastonları, yürüteçleri ve diğer yardımcı aletleri en iyi şekilde kullanmayı, nakil eğitimini ( yani örneğin, tekerlekli sandalyeden arabalara geçmeyi öğrenmek) ve toplam fonksiyonu ve dayanıklılığı iyileştirmeye yönelik kuvvetlendirme egzersizlerini kapsayabilir.

Rehabilitasyon tedavisi (RT) günlük yaşamda bağımsızlığı iyileştirmeyi hedefler. RT giyinme, kendine düzen verme, yemek yeme ve araba kullanma tekniklerini öğretir ve koordinasyon ve kuvvetlenmeye yönelik egzersizler de sunabilir. Bir rehabilitasyon terapisti evi veya işyerini güvenilir ve bağımsız hareket edilebilir mekanlar halinde düzenlemek için aletler ve yollar tavsiye edebilir. Konuşma tedavisi kasların zayıflaması veya kötü koordinadyonu nedeniyle konuşma veya yutkunma zorluğu çekenler için iletişimi kolaylaştırır. Konuşma terapistinin kullandığı teknikler egzersizi, ses eğitimini veya özel aletlerin kullanımını içerebilir. Doktorunuza rehabilitasyonun size ne sağlayabileceğini sorun veya bölgenizdeki MS Derneğini arayın.

12) Egzersiz Yardımcı Oluyor mu?

Tek başına egzersiz MS'i düzeltemez ancak genel sağlığı iyileştirebilir ve kullanılmamaktan veya etkinsizlikten kaynaklanan komplikasyonların önüne geçebilir. Egzersiz iştah ve uykuyu düzenlemeye yardımcı olduğu ve kendini iyi hissetmeye katkıda bulunduğu için düzenli bir egzersiz programından fiziksel olduğu kadar psikolojik avantajların da elde edilebilmesi mümkündür.

Siz ve doktorunuz veya terapistiniz size en faydalı olacak ekinliklerin bir karışımını hazırlayabilirsiniz.

13) Ya İş Hayatı? İşverenlerin Neleri Bilmesi Gereklidir?

MS kişiden kişiye değişiklik göstermektedir, dolayısıyla iş durumunuz üzerindeki etkisi de değişiklik göstermektedir.

Bir krizin ortasında iken gerek tanının hemen sonrasında, gerek belirtilerin birdenbire canlandığı bir sırada işle ilgili büyük kararlar vermenin iyi bir fikir olmadığını akıldan çıkarmayın. İlk olarak, acil sorunlardan kurtulmak için kendinize zaman tanıyın. Sonra seçeneklerinizi anlamanıza yardımcı olacak bilgi toplayın.

Size konulan tanıyı iş arkadaşlarınıza ve patronunuza açmak ya da açmamak size kalmıştır. Hukuksal açıdan bu bilgiyi açıklamanız gerekli değildir. Eğer size tıbbi bir muayeneyi gerektiren bir iş imkanı sunuldu ise, tanınız ve /veya belirtileriniz konusunda dürüst olmanız gereklidir. Bununla birlikte bir iş imkanı sadece size konan tanıya dayanarak geri çekilemez.

14) MS Cinselliği Etkiler mi?

MS ile bağlantılı herşey fiziksel belirtilerden, duygusal etkisine dek cinsel hayatı etkileyebilir. Ancak bu cinsel problemlerin başarılı bir şekilde tedavi edilemeyecekleri anlamına gelmez. MS'i olan kişiler tatminkar bir cinsel yaşam yaşayabilirler ve yaşamaktadırlar.

Birkaç önemli öneri:

* Eşinizle duygularınızı paylaşmaya çalışın
* Dürüstçe iletişim kurun
* Fiziksel belirtilerle ilgili tıbbi tedavi görün
* Fiziksel olmayan problemler için psikoterapiste veya cinsel terapi konusunda uzmanlaşmış bir danışmana başvurmayı düşünün.

15) MS'i Olan Bir Kişide Depresyona Sık Rastlanır mı?

MS tanısı konduğunda veya MS kötüleşmeye başladığında korku, şaşkınlık, kontrol kaybı ve bir ızdırap duymak olağandır. Şu ya da bu zamanda MS'i olan kişilerin yüzde 30 ila 40'ı doktorların hafif ya da orta derecede depresyon olarak tanımladıkları çöküntüye girmektedirler. Depresyon bu hastalığın neden olduğu hasarın doğrudan bir sonucuda olabilir. Depresyon ilaçlarla ve danışmanlıkla tedavi edilebilir.

Eğer duygularınız sizi rahatsız ediyorsa, yardım istemenin zayıflık değil, güçlülük olduğunu unumayın. Sizi bir uzmana sevk etmesi için doktorunuza başvurun.


16) Aile Danışmanlığı Yardımcı Olabilir mi?

Bütün aile MS ile yaşamaktır. İş,oyun neredeyse her şey açısından ailenin gündelik alışkanlıklarını değiştirebilir ve herkes bundan etkilenir.Danışmanlık hizmeti vermek bütün ailenin hastalığa alışmasına yardımcı olabilir.

17) Çocuklara MS’i Anlatmanın En İyi Yolu Nedir?

Küçük çocukların temel, basit açıklamalara ihtiyaçları vardır. Konuları gizlemek yerine tartışmak her yaştan çocuk için daha faydalıdır.Çocuklar genellikle ailelerinin düşündüğünden daha esneklerdir ve acı gerçekleri kabul edebilmektedirler. Hiç kuşkusuz, bütün çocukların MS ne getirirse getirsin güvenilir olacaklarına ve bakılacaklarına dair güvence duymaya ihtiyaçları vardır.

18) Gebeliğin MS Üzerinde Bir Etkisi Var mı?

Çalışmalar gebeliğin MS’in uzun vadeli seyrini değişikliğe uğratmadığını göstermektedir.Bununla birlikte,birçok kadın gebelik sırasında bir remisyon yaşamakta ve ardından doğum sonrasında belirtilerde geçici bir artış görülmektedir.

19) Stres MS’i Kötüleştirir mi?

Stresin MS’e neden olduğuna veya kötüleştirdiğine ilişkin kanıt yoktur. Ancak MS’i olan kişiler stresle de mücadele tekniklerinden fayda görebilirler:

- Zihinsel ve fiziksel açıdan olabildiğince aktif olun.
- Zamanı enerjiyi koruyacak şekilde kullanın.
- Yaşamı basitleştiren, öncelikler koyun.
- Gevşeme/ meditasyon egzersizlerini öğrenin.
- Çözülmesi zor sorunlar için yardım alın.
- Eğlenceye zaman ayırın ve mizah duygunuzu koruyun.
- Gerçekçi hedefler ve beklentiler oluşturun.
- Değiştirilemeyecek olanı kabul edin.

20) Sigara ve İçki İçmek MS’i Etkiler mi?

Sigara içmenin MS’i kötüleştirdiğine ilişkin kanıt yotur. Ancak sigara nefes darlığına, akciğer enfeksiyonlarına eğilimli olmaya ve kalp düzensizliklerine neden olabilir bunlar sakatlığa katkıda bulunabilecek bulgulardır. Kuvvet azlığı ve ince beceri koordinasyon bozukluğu nedeniyle bu belirtileri gösteren kişi sigara kullanıyorsa, yangına neden olabilir. İçki içme ince beceri bozukluğuna, denge bozukluğuna ve kötü konuşmaya neden olur. Aynı zamanda muhakemeyi kötüleştirir ve davranışı değiştirir. Yine alkolün MS’i kötüleştirdiğine dair kanıt olmasa da bütün
bunlar varolan nörolojik bulgulara eklenmektedir.

21) Sıcaklık MS’i Nasıl Etkiler?

Sıcaklık MS’i kalıcı bir şekilde kötüleştirmez. Ancak hepsi olmasa da, MS’i olan birçok kişi sıcak ve nemli havanın, sıcak bir banyo veya duşun veya ateşin belirtileri geçici olarak kötüleştirdiğini söylemektedir. Günün sıcağından kaçınmak ve sıcak su yerine ılık suda banyo yapmak iyi olur. MS’i olan birçok kişi buz torbaları, buzlu içecekler ve ılık banyolarla serinlemenin belirtilerin azalmasına yardımcı olduğunu düşündürmektedir.

Eğer doktorunuz öneriyorsa, klima da kullanabilirsiniz.

22) Lokal ya da Genel Anestezi Tehlikeli midir?

MS’i olan bir kişi için genel anestezinin taşıdığı riskler herhangi birinin taşıdığı riskle yaklaşık aynıdır, yalnız bir istisna bunun dışında tutulmalıdır: ciddi, ilerlemiş MS’i olanlar önlem alınmasını gerektiren solunum problemlerine sahip olabilirler.

Bunlara alerjiniz olmadığı sürece novokain gibi sık kullanılan lokal anestezilerden kaçınmak gerekli değildir.

Doğum sırasında kullanılan epidural anestezi gibi omurilik anestezileri daha problemli olabilir. MS’i olan çok sayıda kişi epidural anesteziyi iyi tolere edebilse de, bazı nörologlar yöntemde olası komplikasyonların olduğunu düşünmekte ve bu yöntemi önermemektedir.

23) Gribe Karşı Aşı Yaptırmak Gerekli midir?

Grip aşısı tartışmalıdır. Grip aşıları bazı kişilerde MS belirtilerinde bir artışa neden olabilmektedirler. Bununla birlikte, grip aşılarının şiddetlenmelerin sayısında bir artışa neden oldukları fikrini destekleyecek kanıt halihazırda mevcut değildir. Öte yandan, grip gibi viral enfeksiyonlar ve şiddetlenmeler arasında bir ilişki olduğuna ilişkin yeterli kanıy vardır. Gribi izleyerek bir şiddetlenme yaşamış kişiler grip aşısı olmayı düşünebilirler. Bir kural olarak, immünsupresif ilaçlar kullanan kişiler her türlü aşılamadan kaçınmalıdırlar. Kişisel beklentilerinizi ve sonuçlarını doktorunuzla tartışmalısınız.

24) MS’i Olan Bir Kişi İçin Herhangi Bir Diyet Önerisinde Bulunulabilir mi?

MS’in diyete bağlı bir nedeninin olduğuna ilişkin bilimsel kanıt yoktur. Birçok “MS diyeti” mevcuttur ancak bunların hiçbirinin uzun vadede etkili olduğu kanıtlanmamıştır. İyi dengelenmiş yemekler genel sağlık için çok önemlidir, bu nedenle ne yediğinize dikkat etmek esastır.

25) Alternatif Tedaviler Yardımcı Olur mu?

Akupunkturun, yoganın, görselleştirme ve gevşeme tekniklerinin veya katkılı gıdaların (vitaminler dahil) MS üzerinde kanıtlanmış bir etkisi yoktur. Bununla birlikte, bazı kişiler alternatif tedavilerin kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olduğunu düşünmektedirler.
MS’i olan bir kişi olarak, size yardımcı olan her tekniği seçebilirsiniz. Ancak alternatif bir tedavi görmeye karar vermeden önce, bu tedavinin potansiyel risklerini, yararlarını ve maliyetini araştırın. En önemlisi, planlarınızı doktorunuzla tartışın.

26) Doktorunuzu Görmek İle İlgili Öneriler Var mı?

Doktorunuz MS ile baş etmekte sizinle ittifak içinde olacaktır. Pratik bütün soruları tartışma konusunda kendinizi rahat hissetmelisiniz. Semptomlarda bir kötüleşme olduğunda veya yenileri başladığında her zaman bunu bildirin. Bununla birlikte, fiziksel veya duygusal bir problemin MS ile hiçbir ilişkisinin olmaması da mümkündür. Bütün problemlerinizi MS’e bağlamaktan kaçının.

27) MS İle Mücadele Etmek Ne Anlama Gelir?

Herkes farklı şekilde mücadele eder. Burada iyi yaşamak için bazı genel ipuçları veilmektedir:

- Kendinize dikkat edin. İyi beslenin, egzersiz yapın ve yeterince dinlenin.
- Duygusal sağlığınızı kontrol altında tutun. Konuşabileceğiniz ve duygularınızı paylaşabileceğiniz ve size destek sağlayabilecek kişileri bulun.
- Sizin MS’iniz size özgüdür. Bazı kişiler bir günlük tutmanın, ne olduğunun ve ne zaman olduğunu izlemenin faydalı olduğunu düşünmektedirler.
- İçinde bulunduğunuz günü yaşayın. MS gelecekle ilgili belirsizlikler getirir. Enerjinizi bugüne yöneltin ve gelecekte yaşanabilecek sorunlara üzülmemeye çalışın.
- Önceliklerinizi inceleyin. Kendi dünya görüşünüz dahilinde, kişisel değerlerinize ve anlayışınıza göre yaşamınıza anlam vermeye çalışın. Yeni ilgi alanları, hobiler bulun.
- Bilgi almak, başvuruda bulunmak ve destek almak için MS Derneğini kullanın. Size en yakın derneği arayın ve programlarını öğrenin.



arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Ekim 2006       Mesaj #3
arwen - avatarı
Ziyaretçi
MS NEDİR ?
Multipl Skleroz (MS) beyinde ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir telleri etrafındaki koruyucu kılıfın (miyelin kılıfı) hastalığıdır. Kılıfın hasar gördüğü yerlerde sertleşmiş dokular (skleroz) yer almaktadır. Bu sertleşmiş alana da plak denir. Bu plaklar, sinir sistemi içinde pek çok yerde oluşabilir ve sinirler boyunca mesajların iletilmesini engelleyebilir.
MS belirtileri, şiddet ve seyir yönünden hastadan hastaya çok büyük değişiklikler gösterebilir. Bazı hastalarda değişik hastalık tabloları arka arkaya ortaya çıkar, daha sonra tam ya da kısmi iyileşme görülür. Belirtiler etkilenen sinir sistemi bölgesine göre farklıdır. Bunlar arasında halsizlik, karıncalanma, uyuşma, duyu eksikliği, denge bozukluğu, çift görme görme azlığı, konuşma bozukluğu, titreme, kol ve bacaklarda sertlik, güçsüzlük, idrar kaçırma veya yapamama, erkeklerde cinsel güç azlığı ... sayılabilir. Tanımlanan belirtilerin bir ya da birkaçına birlikte rastlanabilir.
Multipl Skleroz (MS) genç insanlarda trafik kazaları dışında nörolojik nedenli özürlülüklerde birinci sırayı almaktadır. Hastalık genellikle gençlerde, kadınlarda, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek toplumlarda, kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek kişilerde görülen bir hastalıktır.
Hastalığın ilk belirtileri birkaç gün içinde ortaya çıkar; alevlenmeler ve düzelmelerle seyreder. Başlangıç dönemlerinde tam bir düzelme gösterirken bazen hastalığın ilerlemiş evrelerinde, az sayıda hastada baştan itibaren düzelmeler olmaksızın kötüleşme söz konusu olabilir.
Bütün bunların dışında MS'in ne olmadığının da belirtilmesi, konunun daha iyi anlaşılması için yararlı olacaktır. Öncelikle Multipl Skleroz ölümcül bir hastalık değildir. Bu konuda yapılmış pek çok çalışma vardır. Bu çalışmalarda ortalama yaşam süresi açısından MS'lilerle sağlıklı bireyler arasında önemli bir fark olmadığı ortaya konmuştur.
MS'li kişilerin, bazen aldıkları ilaçların etkisiyle enfeksiyon hastalıklarına karşı direnme güçleri azalır. Bu nedenle hastaların solunum yolları enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları gibi hastalıklara diğer insanlardan daha fazla yakalanma eğilimleri vardır.
MS, bir akıl ya da ruh hastalığı değildir. Halkımız arasında "sinir hastalığı" deyimi akıl hastalığı deyimi ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Oysa MS tıbbi olarak tamamen bir sinir sistemi hastalığı olup merkezi sinir sistemi ile organların bilgi iletişimini sağlayan omuriliğin miyelin tabakası üzerindeki fiziksel tahribatın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
MS kalıtsal bir hastalık değildir. Bununla birlikte, genel olarak ailelerde genetik ortak faktörler kuşaktan kuşağa taşındığından ailelerinde MS bulunan kişilerin MS'e yakalanma eğilimi az da olsa vardır. Bunlara ek olarak MS'te bulaşıcılık söz konusu değildir.
MS'in nedeni henüz kesin olarak tespit edilebilmiş değildir. Bununla birlikte, beyin ve omurilikteki sinir telciklerinin etrafını saran miyelin tabakasının etkilendiği bilinmektedir. Burada bozulan, sinir dokusunun miyelin adı verilen özel bir bölümüdür ve bu tip bozukluğun adı "demiyelinizasyon"dur. Miyelininin bozulduğu alanda oluşan ve basitçe yara kabuğuna benzetebileceğimiz bu sınırlı alana da "PLAK" adını veriyoruz. Bu plaklar, daha önce yukarıda da belirttiğimiz gibi beyin ve diğer organlar arasındaki iletişimi engelleyerek bir takım bozuklukların oluşmasına neden olur.
Merkezi sinir sistemi (MSS) öğeleri, fonksiyonlarına göre semptomların nereden kaynaklandığını belirlemeye yarar. Beyin, (cerebrum) düşünce ve hareketi kontrol eder. Bu bölgede demiyelinizasyon (miyelin eksikliği) ; hafıza, motivasyon, kavrama, kişilik, dokunma, duyma, görme ve kas gücünü etkileyebilir. Beynin arkasında yer alan beyincik (cerebellum), hareketlerdeki koordinasyon ile bacaklar, kollar ve elleri kapsayan kas etkinliklerini kontrol eder.
Beynin bu bölümü, aynı zamanda yürüme, koşma gibi faaliyetler sırasında bedenin dengesini sağlar. Beynin 12 kranial sinirinin de etkilenme olasılığı vardır ki bunlar da ; görme, göz hareketleri, konuşma, yutkunma ve duymada zaaflara neden olabilir. Beyin sapı (brain stem), kafatasının merkezinde bulunur ve özerk (istem dışı) fonksiyonlar kadar göz hareketlerinden de sorumludur. Örneğin nefes almak, kalp atışları, terlemek, tuvalet gereksinimlerini karşılamak özerk fonksiyonlardır.
Son bölüm ise omuriliktir (spinal cord). Bu, geniş bir elektrik hattı gibi sinir tellerinin üzerindeki emirlerin beyin ve bedenin diğer bölümleri arasında rahatça dolaşımını sağlar. Bu bölümdeki harabiyet, vücut ve beyin arasında iletişim kaybına neden olur. Dokunma algısını da içeren mesajların beyne ulaşımı engellenir. Benzer olarak bacaklar, eller ve diğer organlara yönelik beyin emirleri engellenir.
Henüz bilinmeyen ve önceden anlaşılmayan bir nedenle ortaya çıkan ve en az 24-48 saat devam eden yeni bir nörolojik bozukluk (uyuşmalar, denge ve yürüme bozuklukları, görme bozuklukları ve kayıpları ....) veya uzun zamandır devam eden bir durumun belirgin kötüleşmesi şeklindeyse bu durum "ATAK" olarak değerlendirilir. Bir ay içinde olan tüm olaylar aynı atağın parçaları olarak düşünülür.
Ataklar uygun şekilde ve mümkün olduğunca çabuk tedavi edilmelidir. Bu nedenle atak geçirdiğinizi düşünüyorsanız mutlaka zaman geçirmeden tedavinizi yürüten tıp merkezine başvurmalısınız. Bir atağın devam süresi ve ne zaman geçeceği önceden tahmin edilemez. İki atak arasında bir iyilik dönemi vardır. Bu dönem içinde hastalık ilerlemez ve vücut kendi kendini iyileştirmeye çalışır.
İki atak arasındaki iyilik döneminin ne kadar süreceği de bilinememektedir. Bazı MS'liler bir ataktan sonra bazen uzun yıllar ikinci bir atak geçirmemektedirler.
MS TANISI NASIL KONUR ?
MS, beyin ve omurilikten gelen elektriksel mesajları organlara ileten sinirlerin miyelin adı verilen kılıflardaki iltihaplanmalar ve daha sonra bu iltihaplanan kısımlarda oluşan sertleşmeler nedeniyle mesajların organlara iletilmemesinden oluşur demiştik. Bu durum , bahsettiğimiz beynin ve omuriliğin çok farklı ve birbirine benzemeyen yerlerinde meydana geldiğinden değişik şikayetlere neden olur. Ortaya koyduğu sorunlar tablosu her hasta için farklıdır ve diğer hastalıkları çağrıştıran bir şekil alabilir.
Laboratuar yöntemlerindeki büyük gelişmelere rağmen MS tanısı esas olarak hastanın öyküsü ile bulgu ve belirtilere dayanır. Yineleyip düzelmeler ile yani açıkça ayırt edilebilen ataklarla giden ve sinir sisteminde dağınık yerleşime ait bulguların saptandığı bir hastada tanı hiç zor değildir. Ancak bir atakla başvuran ya da hastalığın sinsi başlayıp yavaş yavaş ilerlediği durumlarda standart tanı kriterleri tam olarak karşılanmaz ve kesin tanı gecikebilir.
İlk olarak baş dönmesi, çift görme, tek veya çift gözde görme azalması, dengesizlik ya da kol ve bacaklarda güç yitimi gibi semptomlar (belirtiler) ortaya çıkabilir. Nörolojik açıdan hastanın aşikar fonksiyon kayıplarının dışında kalan sistemlerine ait bozukluklar da saptanırsa MS'ten kuşkulanılır. Akabindeki dönemlerde, her bir atağın ardından görülen düzelici (remisyon) niteliği de gözlenirse tanı büyük ölçüde kesinleşir.
Her iki bacakta yavaş ilerleyici güç azlığı özellikle tanı zorluğu gösteren bir durumdur. Bu hastalarda sinir sisteminin diğer bölgelerine ait tutuluş bulgularının varlığı ve yardımcı laboratuar incelemeleri ( manyetik rezonans görüntüleme, uyarılmış yanıtlar ) ile tanı konulabilir.
Tanıya yardımcı araçlardan en önemlisi beyin ve omuriliğin Manyetik Rezonans Görüntüleme ( MRG ) yöntemiyle incelenmesidir. Beyindeki plaklar MRG ile açık olarak görülürler. Plakların etkinlikleri ise damar yoluyla para manyetik bir madde olan Gadolinyum ( Gd ) verilerek belirlenir. Bir plağın Gd tutması etkin olduğunu gösterir.
Tanıya yardımcı olarak beyin omurilik sıvısının bazı özellikleri incelenebilir. Olignokal band, miyelin temelli protein, immun globulin G indeksi gibi ölçümlerde normal dışı değerler bulunması beyinde bağışıklık sistemiyle ilgili bir sorun olduğunun habercisidir. Ayrıca görsel, işitsel, ve bedensel uyarılmış yanıtlarda anormallikler olması da sırasıyla göz ve kulağın beyin bağlantıları üzerinde ve omurilikte yerleşmiş plağa işaret eder.
Dikkatli bir hastalık öyküsü, nörolojik inceleme ve doğru kullanılmış laboratuar değerlendirmeleri genellikle kesin tanıyı sağlar. MS tanısının olabildiğince çabuk ve doğru konması önemlidir. Hastaların çoğu gençtir ve tanıya bağlı pek çok önemli yaşam kararı vermeleri ( eğitim, evlilik, çocuk ...) gerekecektir. Ancak tanı netleşmeden hiçbir hastaya MS tanısı yakıştırılmamalıdır.
MS EN ÇOK HANGİ YAŞLARDA ORTAYA ÇIKAR ?
Hastaların yaklaşık 2/3'ünde ilk belirtiler, 20-40 yaşlar arasında ortaya çıkar ancak 10 yaş gibi erken başlangıçlı hastalar ve 40 yaşından sonra başlayan vakalar da vardır. Kadın-erkek dağılımı açısından kadınlarda 2/3 kat daha sıktır.
MS HANGİ ÜLKELERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR ?
Genel olarak bir ülke ekvatora ne kadar yakınsa orada MS daha az görülür. Kuzey ülkeleri gibi soğuk, rutubetli ve yağışlı ülkeler MS'in en sık görüldüğü ülkelerdir. Her iki yarı kürede de ekvatordan uzaklaştıkça risk artmaktadır. En yüksek sıklığı 40-60 derece enlemler arasında görülür. Ülkemiz orta derece risk kuşağında yer almaktadır ve yaklaşık otuz-otuz beş bin MS'li olduğu sanılmakla birlikte dünyada bu sayının üç milyon kadar olduğu tahmin edilmektedir. Her ırkta görülen bir hastalıktır. Ancak beyaz ırk, sarı ve siyah ırka oranla daha sık hastalanmaktadır. Örneğin aynı enlemlerde yer alan Japonya ve ABD karşılaştırıldığında; Japonya'da hasta oranı 4/100.000 iken, Amerika'da 40/100.000 dolayındadır. Irsi olmamakla birlikte bu hastalık için genetik bir yatkınlığın söz konusu olduğu kabul edilmektedir.
FARKLI ŞEKİLLERİ VAR MIDIR? VARSA NASILDIR?
Seyir olarak hastalığın dört tipi vardır:
1-İyi Huylu MS ( Benign ): Bu tipte hafif ataklar vardır ve atakları tam düzelme takip eder. Zamanla biriken bir kötüleşme olmaz ve kalıcı bir hasar bırakmaz. Bu tipte ilk belirti, genellikle el ve ayaklarda uyuşmalardır. Ancak hastalığın başlangıcından 10-15 yıl sonra , bazı olgularda küçük sekeller bırakabilirler. MS'li hastaların %10-15'i bu gruba dahildir.
2-Tekrarlayan ve Düzelen Tip (Relapsing-Remitting): MS'lilerin yaklaşık %25'i bu gruba girer. Erken dönemde genellikle benign tipe benzer ve ataklardan sonra tam iyileşme olur. Ataklar; gün, hafta veya aylarca sürebilir. Ataklar daha önceki bulguların alevlenmesi veya yeni bir şikayet şeklinde olabilir. Yine de tekrarlayan ataklar sonrası bazı sekeller kalabilir.
3-İkincil İlerleyen Tip: Başlangıcı "Tekrarlayan ve Düzelen" tip gibidir.Relapsing-Remitting MS'lilerin % 40-50'si ikincil ilerleyen tipe dönüşür. Tekrarlayan ataklar sonrası düzelme daha zorlaşabilir, hatta durabilir. Böylece sekeller artabilir. Bu grup genellikle hastalığın başlangıcının 15-20 yılı içinde ortaya çıkar.
4-Birincil İlerleyen Tip: Ataklarla birlikte ya da ataksız seyir gösterebilir. Ataklı seyirde hastalığın başlangıcından itibaren giderek artan fonksiyonel kayıplar yani sakatlıklar ataklarla daha da şiddetlenebilir ve giderek kalıcı fonksiyonel bozukluklar artar. MS'lilerin % 10-15'i bu gruba girer.
MS'lilerin üçte biri on yıl sonra da halen fonksiyoneldir ve özürlülük derecesi düşüktür. Bu nedenle yaşam kalitesini etkilese bile genel olarak iyi gidişli bir hastalık olarak kabul edilir. Hastalığın daha başlangıçta nasıl seyredeceğini bilmek olanaksızdır. Çünkü seyir kişiden kişiye değişmektedir. Ancak bazı hastalık özellikleri bize bir takım ipuçları verebilir. Örneğin; kadın olmak hastalığın ataklarla seyrediyor olması, birinci ile ikinci atak arasındaki sürenin uzun olması, ilk atakları iyileşerek atlatmak, hastalık başlangıç yaşının genç olması, ilk atakların dengesizlik, ellerde beceriksizlik, titreme gibi gibi bulgularla başlamaması gibi özellikleri iyi seyir lehindedir. Kısa sürede yatağa yahut tekerlekli sandalyeye bağımlı kalmak ya da yaşam süresini kısaltmak gibi klinik tablolar çok azdır.
HASTALIĞIN NEDENLERİ NELERDİR ?
Bu konuda pek çok farklı teoriler olmasına rağmen, elimizdeki bilgilere dayanarak MS'e neyin neden olduğu tam olarak saptanamamıştır. Yapılan değişik araştırmalarda hastalığa neden olabilecek çok çeşitli nedenler ( daha önce geçirilmiş virütik enfeksiyonlar, çevreden kaynaklanan bazı zehirli maddeler, beslenme alışkanlıkları, coğrafi etmenler, vücudun savunma sistemindeki bozukluklar ) sorgulanmışsa da hiç biri kesin neden olarak saptanamamıştır.
Bazı araştırmacılar, MS'e henüz belirlenemeyen bir virüsün neden olduğunu ileri sürmektedirler. Bu teoriye göre, çocuklukta veya gençlik döneminde vücuda giren bu virüs; beş, on ya da on beş yıl gibi bir süre hiçbir belirti göstermeden vücutta kalmakta, daha sonra yine bilinmeyen bir nedenle, örneğin şiddetli bir üst solunum yolu hastalığı sırasında ortaya çıkmaktadır.
Diğer bir grup bilim adamı ise, oto-immün ( vücudun kendi bağışıklık sisteminin neden olduğu ) bir hastalık olduğunu düşünmektedirler. Bu teoriye göre; vücudun bağışıklık sistemi normal olarak ,vücuda giren yabancı mikrop ya da viruslara karşı vücudu korumak için karşı saldırıya geçip onlarla mücadele etmesi gerekirken, MS'li kişilerde bilinmeyen bir nedenle, merkezi sinir sistemindeki sinirlerin miyelin kılıfına saldırıp onları tahrip etmektedir.
Yine araştırmalar göstermiştir ki, MS bu hastalığa genetik bir yatkınlığı olan kişilerde daha sıklıkla görülmektedir. Bu, MS'in kalıtsal olduğu anlamına gelmez, fakat beyaz kan hücrelerinde bir cins HLA antigenleri bulunan kişilerin MS'e diğer insanlardan daha çok yakalandıkları anlaşılmıştır.
Bu teorilerin tümünün bir arada etkileşim gösterdikleri de düşünülebilir. Yani genetik olarak yatkın kişilerde, MS ile ilgili bilinmeyen bir virüsün, vücudun bağışıklık sistemini olumsuz yönde harekete geçirerek, sinirlerin miyelin tabakasına saldırmaya ve onu tahrip etmeye yönlendirdiği söylenebilir.
karayel - avatarı
karayel
Ziyaretçi
7 Eylül 2008       Mesaj #4
karayel - avatarı
Ziyaretçi
MS HASTALIĞI

Multipl Skleroz (MS) Hastalığı

Multipl Skleroz (MS) santral sinir sisteminin yani beynin ve omuriliğin inflamatuar (yangısal) bir hastalığıdır.

Özellikle santral sinir sistemindeki beyaz madde yapıları hastalanır. Beyaz madde, santral sinir sisteminin kendi içerisinde ve bu bölüm ile vücudun diğer bölümleri arasında iletişimi sağlayan sinir liflerinden oluşur.

MS'li hastalarda santral sinir sistemindeki bu beyaz maddede plak veya lezyon diye adlandırılan hasarlı alanlar görülür. Bu hasarlı alanlarda siniri çevreleyen myelin denilen bir maddede kayıp gözlenir. MS'de olabilecek olaylar önceden tahmin edilemez ve oldukça değişkenlik gösterir. Bu nedenle MS'i tanımlayabilmek çok zor bir durumdur. Sinir sisteminde etkilenen yere ve etkilenme derecesine göre, hastalığın tipi ve şiddeti hastadan hastaya değişebilir.

Tıpatıp aynı şekilde gelişen ve aynı bulgularla seyreden iki MS'li hasta bulabilmek mümkün değildir. Hastalığın bireyin kendisinde ve hastalar arasında farklı seyretmesi, hastalığın zamanlamasını, beyinde tuttuğu yeri ve bulguların şiddetini farklı kılmaktadır.

Genel olarak MS'li olgularda, beynin veya omuriliğin kontrol ettiği her hangi bir fonksiyonun tam veya yarı tam kaybı gözlenir.
MS'in nedeni olarak birkaç teori vardır, fakat bunlarla hastalık oldukça zayıf bir şekilde anlaşılabilmektedir. Hastalık hakkındaki her yeni bilgi, daha fazla soruyu beraberinde getirmektedir. Araştırmalar hızlı bir şekilde sürmektedir. MS'in nedeni, kompleks bir konudur. Geçerli olan teoriler, şöyle özetlenebilir:

1. Otoimmunite: MS'in otoimmün bir hastalık olduğu, bilim ve tıp dünyasında önde gelen teorilerdendir. Oto kendisi için demektir ve otoimmünite kendine karşı bağışık anlamındadır. MS'e uyarlandığında, vücudun doğal defans güçlerinin kendisine ait myeline karşı davranması, saldırmasıdır. Myelinin hasarlanmasında immün sistemin rol oynadığını gösteren pek çok kanıt gösterilmiştir.

2. Patojenler: MS'in nasıl olduğu hakkında diğer bir bilimsel teori patojen ile oluşmasıdır. Patojen, virus, bakteri, fungus gibi küçük mikroplar için kullanılan genel bir kelimedir. Bazı istatistikler viruslarla ilgili önemli sonuçlar getirmektedir.

3. Genetik: Aile çalışmaları, MS'lilerin 1. derece akrabalarının, normal kişilerden 20-40 kez daha fazla risk altında olduğunu göstermiştir. Yine de bu ilişki, diğer genetik hastalıklara göre zayıftır. İkizlerin biri MS ise diğerinin MS olma olasılığı %30'dur.
4. Kan ve beyin arasındaki bariyerin hasarı
5. Anne karnında oluşan biokimyasal olaylar
6. Diyet ve vitamin yetmezlikleri
7. Alerjik reaksiyonlar
Bulguları:
MS'li hastalar, tam veya yarı tam olarak aşağıdaki problemlerin her hangi birini ataklar ve düzelmeler veya yavaş kötüleşen bir seyir izleyerek yaşayabilirler:
Uyuşukluk, karıncalanma, iğnelenme,
Güç kaybı, spazm, kas sertliği, kramp, ağrı. Güç kaybı vücudun bir tarafındaki kol ve bacakta veya her iki bacakta birden olabilir.
Görme kaybı, çift görme,
İdrar kaçırma ve idrar aciliyeti,
Kabızlık,
Konuşma bozukluğu,
Cinsel fonksiyon bozuklukları,
Denge kaybı, bulantı,
Yorgunluk,
Depresyon,
Kısa süreli hafıza problemleri,
Yutma zorluğu…
Tanı ve tedavi:
MS için özel bir test yoktur. MS tanısı koymak, bir yerde diğer olasılıkları elimine etmek
anlamındadır.
MRI: MRI filmleri beyin ve omurilik hakkında detaylı bilgi verir. MS lezyonları bu filmlerde soluk alanlar olarak görülürler.
Beyin omurilik sıvısının incelenmesi: Bu sıvıda, bağışıklık sisteminin aktivitesini gösteren oligoklonal bandlar, myelin proteini saptanabilir.
Uyarılmış yanıtlar: Bu testler, sinirlerin ileti hızlarını ölçme teknikleridir. Myelin kılıfı hasarlanmış sinirler, iletileri daha yavaş iletirler. 3 ana tipi vardır:
Görsel uyarılmış yanıtlar: Görme ile ilgili sinirleri inceler.
İşitsel uyarılmış yanıtlar: İşitme ile ilgili sinirleri inceler.
Somatosensoriyel uyarılmış yanıtlar: Kol ve bacaklardaki duyusal sinirleri inceler.
Bu gün için MS'in tedavisi yoktur. Fakat hastalığın seyrini yavaşlatmak ve etkilerini azaltmak için yapılan tedaviler vardır.

Kaynak: Uz. Dr. Abdullah Özkardeş Memorial Hastanesi Nöroloji Bölümü

Benzer Konular

16 Mart 2018 / GusinapsE Tıp Bilimleri
29 Mart 2009 / HipHopRocK Tıp Bilimleri
3 Ağustos 2008 / Pasakli_Prenses Tıp Bilimleri
10 Mayıs 2011 / Ziyaretçi Taslak Konular
3 Kasım 2015 / Safi X-Sözlük