Arama

Bahar Hastalıkları

Güncelleme: 1 Nisan 2017 Gösterim: 12.165 Cevap: 4
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
29 Eylül 2006       Mesaj #1
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Bahar Yorgunluğu

Sponsorlu Bağlantılar
Bahar aylarında insan metabolizmasında oluşan değişiklikler beraberinde yorgunluğu da getiriyor. Bahar yorgunluğu bir hastalık olarak tanımlanıyor ve önlem alınması gerekiyor. Önlem alınmazsa bahar yorgunluğu kronikleşebiliyor.

Kışın soğuk günleri yavaş yavaş yerini baharın neşesine ılıklığına bırakırken birçok kişide halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak şikayetler gözleniyor. Bu yakınmaların çoğu bahar yorgunluğuna bağlanıyor.

Bu yorgunluğa bağlı olarak kalp ve romatizma hastalarında yakınmaların arttığını belirtiyor. Bahar yorgunluğu önlem alınmazsa kronik yorgunluk sendromuna da dönüşebiliyor.

Havadaki elektrik artıyor:
Bahar mevsiminde havadaki elektrik yükü artıyor. Bu yükün iyonlar aracılığıyla taşındığı vurgulanmaktadır. Pozitif ve negatif değerde iki tür iyondan pozitif olanlar arttıkça vücuda zindelik getirir. Negatif yüklü iyonların artması ise yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere neden olur. Havadaki elektrik yükü şehirlerde daha fazladır. Taşıtların havayı kirletmesi, sanayi atıkları, trafik keşmekeşi elektrik yükünü artırır.

Elektrik yükünün yoğunluğu, bahar mevsiminde sinir gerginliğini ve stresi tırmandırıyor. Bu durum, damarlardaki büzülmeyi artırıyor. Damarlardaki büzülme midede olursa ülsere bile neden olabiliyor. Uzmanlar, bahar mevsiminde sebze ve meyvelerin yanısıra bol sulu gıdaları da soframızdan eksik etmememiz gerektiğini söylüyorlar; çünkü meteorolojik değişiklikler yüzünden vücuttaki su oranında bozukluklar görülebiliyor.

Bahar yorgunluğunun etkilerinden kurtulmak mümkün. Eğer yakınmalar süreklilik kazanmışsa ve kendinizi her zaman halsiz ve bitkin hissediyorsanız, kronik yorgunluk ile karşı karşıyasınız demektir.

A tipi insanlar aday:
Eğer, yönetici kadrosunda çalışan sorumluluğu fazla olan biriyseniz, halsizlik, kırıklık, boğaz ve baş ağrılarıyla gelişen kronik yorgunluk sendromu sizin de kapınızı çalabilir. Kronik yorgunluk sendromu olan kişi, gözlerinin önünde beneklerin uçtuğunu, devamlı baş ağrısı ile birlikte sanki kerpetenle ensesinin sıkıldığı hissine kapıldığını söyler. Eklem ağrılarından yakınır. Bu kişilerin işteki konsantrasyonları bozulur. Eklem ağrıları, ruhsal sıkıntılar yakalarını bırakmaz.

Kronik yorgunluk sendromuna yakalanan kişilerin çoğunluğu yaptığı işten, çalışma ortamından ötürü devamlı duygularını, sıkıntılarını baskı altına alıyor. Bu şekilde yıllarca baskı altında kalan duygular, stres ve iş yoğunluğu sonucunda patlama noktasına geliyor.

Mutsuzluk yorgunluğu:
Bahar yorgunluğu ve kronik yorgunluk dışında bir de “mutsuzluk yorgunluğu” denilen bir yorgunluk türü var. Kendini sürekli halsiz, isteksiz, yorgun hissedenler bu gruba giriyor. Söz konusu kişilerin yorgunluk hisleriyle mutsuzlukları arasında bağlantı olduğunu belirtiliyor. Mutsuzluk yorgunluğu, insanın psikolojisiyle çok yakından ilgilidir. Bu sorundan kurtulmak için öncelikle yaşamı sevmek, mutsuzlukların, hayal kırıklıklarının gelip geçici olduğuna inanmak gerekir. Söz konusu gruba giren kişilerde şikayetler bedensel bir rahatsızlıktan değil de, psikolojik sorunlardan kaynaklandığı için hastaların psikolojik tedavi görmesi gerekebilir.

Kronik yorgunluktan korunun:
Kronik yorgunluğunuzun gerçek nedenini araştırın. Eğer sorun iş yoğunluğunuz ise çalışma temponuzu düşürün, monotonluk ise yaşamınızı renklendirecek uğraşlar bulun.

* Kronik yorgunluğa karşı en iyi ilaç tatile çıkmaktır. İmkanlarınızı zorlayarak birkaç günlüğüne de olsa kent dışına kaçın.
* Her gün sabahları aç karnına en az 5 dakika yürüyüş yapın. Ancak bu yürüyüşleri güneşli günlerde yapmaya özen gösterin.ı.
* Her sabah 10-15 dakika aç karnına jimnastik yapın. Ama vücudunuzu aşırı yormaktan da kaçının. Jimnastik yapacağınız odayı ciğerlerinize bol oksijen girmesi için bir süre havalandırmayı unutmayın.
* Sofranızdan meyve ve sebzeyi eksik etmeyin. Sevmeseniz de mevsimin özelliğini taşıyan meyve ve sebzelerin bütün çeşitlerinden bol miktarda yiyin.

Önlemler:
* Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı oluyor. Özellikle de B ve C vitaminleri ile potasyuma. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde, potasyum da domates, patates ve kayısıda bol miktarda bulunuyor.

* Günde 3 litre su için. Yemek yemeden ve yatmadan önce azar azar içerek vücudunuza ihtiyacı olan suyu sağlayın.
* Uyku ritmine dikkat edin. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stres nedenlerinizi aklınızdan uzaklaştırın. Hoşunuza giden konuları düşünün veya hoşlandığınız bir film seyredin.
* Alkol kullanıyorsanız, mümkün olduğunca azaltın. Çünkü yorgunluktan kurtulmak için alkole sarılmak çözümü zor problemleri ortaya çıkarabilir.

Prof. Dr. Turgay Çelikel

Son düzenleyen asla_asla_deme; 17 Haziran 2010 06:25
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
29 Eylül 2006       Mesaj #2
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Ağaçların genellikle ilkbahar başlangıcında, çayırların ilkbahar ve yaz başlangıcında, otların ise yaz sonbaharda polenlerini atmosferde yaydığını belirterek, "Hastaların çoğunda belirtiler 1 metreküp havada polen sayışı 25-50'ye ulaşınca görülmeye başlıyor. Alerjenler vücuda solunum yoluyla, mide - barsak sistemiyle veya deri teması ile girebiliyor. Bu aşırı duyarlılığın asıl nedeni çevrede alerjen maddelerin bulunuşu değil kişinin alerjik bünyeli oluşudur" diyor. Op. Dr. Leyla Çelikkol, polenler gibi mantar sporlarınin ve ev tozlarının da atmosferde bulunup alerjik reaksiyonlara yol açtığım belirterek şunları söyledi: "Ilık ve nemli iklim, mantarların lehinedir. Kesin mevsimsel ayırım göstermese de havada ilk görülmeleri ilkbaharın ilk günlerinde başlar ve ilk don olayı ile son bulur. Kapalı mekanlarda ise yıl boyunca mevcutlular.

Sponsorlu Bağlantılar
Clodosporium, Alter-naria, Aspergillus, Pemcilim ve Mucor gibi mantarlar mantar alerjisinin en önemli nedenleridir. Yıl boyu süren alerjik rahatsızlıkların en önemli nedeni ev tozu akarlarıdır. Ev tozu akarları evlerde yatak, döşeme ve halılarda bulunan ve gözle görülmeyecek kadar küçük, haşereye benzeyen yaratıklardır. Bu yaratıkların dışkılarının içinde uçuştuğu odanın havasım soluyan kişinin solunum yollarına ulaşabilir ve kişi alerjik bünyeliyse alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bahar mevsiminde göz polikliniklerine başvuran hastaların önemli bir kısmının alerji problemi olanlar oluşturuyor. Gözün alerejik hastalıklarının başlıca üç ana grupta toplandığını belirten Op. Dr. Leyla Çelikkol, “Bunlar alerjik konjuktivitler, vernal konjuktivitler ve atopik konjuktivitlerdir. Konjunktivita, gözün konjunktiva adı verilen zarının iltihaplanmasıdır. Konjunktiva ise göz kapağının içini ve göz küresinin ön yüzünün beyaz görünen kısmınmı kaplayan koruyucu bir tabakadır. Burun iç yüzeyini ve solunum yolunu örten zar gibi konjuktiva alerjenlerden etkilenebilir. Dışa'rar gelen alerjenler göz kapağının içinde bulunan mast hücrelerini uyararak alerjik reaksiyona sebep olurlar" diye konuştu.

Hastaların mümkün olduğunca kendilerine ahatsızlık veren alerjenlerden uzak durmaları gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Leyla Çelikkol, şunları kaydetti: "Ağır vernal konjuktivitlilerin soğuk iklimlere taşınmaları tavsiye edilir. Güneş gözlüğü, hatta kenarları da kapalı gözlükler kullanılmalıdır. İlaç tedavisinde kısa süreli kortizonlu damlalar ve alerjiye karşı çeşitli damlalar kullanılır. Ağır durumlarda sistemik etkili ilaçlar ağızdan veya damar yolundan verilir. Atopik konjuktivitte soğuk pansuman faydalıdır. Uzun süreli alerji tedavisi görenler ilaçların yan etkileri yönünden devamlı doktor kontrolünde olmalıdır.”

Op. Dr. Leyla Çelikkol

NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
29 Eylül 2006       Mesaj #3
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Daha çok çocuk ve gençlerde rastlanan bu göz hastalığı çift taraflı bir konjuktivitis şeklidir. Her ne kadar adını bahar mevsiminden alsa da yaz mevsiminde ortaya çıkar. Erkeklerde ve sıcak iklimlerde yaşayanlarda daha çok görülür. Semptomlar; Kaşıntı, ışıktan rahatsız olma, sulanma ve göz kapaklarında şişlik hissidir.

Klinik: Vernal konjuktivitis iki şekilde ortaya çıkar. Palpebral form ve bulbar form. Bazen iki şeklin de kombine olduğu olgular olabilir.

1. Palpebral form'da üst kapak konjuktivasında daha bariz olmak üzere bütün konjuktivanın kırmızı renkte olduğu görülür. Papiller dediğimiz konjuktivada hipertrofik ve poliglonal şekil gösteren sert kabarık üstleri düz olan ve mavi beyaz renkte süt görünümünde kabartılar mevcuttur.

2. Bulbar form ise palpebral kadar karakteristik değildir. Kızarıklık hafiftir ve jelatinöz kabarık kalınlaşmalar limbusta nodül veya halka şeklinde ortaya çıkar. Bazen interpalpebral veya subtarsal sahaları tutar veya komşu kornea kenarına doğru ilerler ve Bowman zarını bozabilir.

Ayırıcı tanı: Bahar nezlesi; folikül, papil, marjinal infiltrat gösteren trahom, inklüzyon konjuktivitisi, limbal granüloma, phylicten veya episkleritisden ayırt edilmesi gerekir. Kaşıntı, eozinofil hakimiyeti ve inklüzyon yokluğu karakteristik olup ayırıcı tanıda önemlidir.

Patoloji: epitel proliferasyonu eozinofil artışı, stroma kalınlaşması, konjuktiva bağ dokusunun artması söz konusudur. Hyalin dejenerasyonu ve epitel kalınlaşması süt gibi beyazımsı görüntüyü sağlamaktadır.

Etyoloji: Mevsim insidansı göstermesi kaşıntı mevcudiyeti ve eozinofil invasyonu allerjik olduğunun göstergesidir ancak spesifik bir allerjen tesbit edilememiştir.

Tedavi: Semptomatiktir. Kortizonlu damla ve pomadlar supresyon amacıyla kullanılır. Ayrıca krioterapi ve cerrahi tedavisi de mevcut olup çok büyük vejetasyonlarda tarsektomi ve eksizyon önerilmektedir.

Uz.Dr. Nurten Öztürk
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
2 Nisan 2008       Mesaj #4
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Bahar yorgunluğu nedir? Belirtileri nelerdir?

Bahar yorgunluğu, hemen herkesin mevsim dönüşlerinde hissedebildiği bir takım ruhsal ve bedensel belirtilere verilen genel isim olarak ele alınıyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte birçoğumuz için yataktan kalkmak çok daha zor bir hal alırken gündelik işleri yaparken daha isteksiz olabiliyoruz. Bu durumu genellikle değişen hava koşullarına bağlasak da, uzun süren yorgunlukların ciddiye alınması, altta yatan başka bir sorunun da geçiştirilmesini engellemiş oluyor.

Bazı dönemlerde yeterli besin alınmaması, vitamin ve minerallerin eksik kalması, tiroit bezinin çalışma düzensizlikleri, tansiyon - kalp - enfeksiyon hastalıkları, sigaranın fazla kullanılması yorgunluk belirtilerini artıran unsurlar olarak sıralanıyor.

Bahar aylarında yorgunluk neden artıyor?

Bahar aylarında havadaki elektrik yükü artıyor. Pozitif ve negatif yüklü iyonların artması da insan biyoritminde olumlu ya da olumsuz etkiler yaratıyor.

Pozitif iyonlar insanı daha zinde hissettirirken, negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz hissetmesine ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili oluyor. Ayrıca bahar aylarında, aslında vücudumuz daha aktif olmamızı sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın eğer ortada vitamin eksikliği, beslenme bozukluğu varsa, vücut buna aynı uyumu gösteremiyor ve yorgunluk hissi artıyor.

Ayrıca bu aylarda neşeli ve enerjik olunmasının da temel nedenlerinden biri yine hormonlar. Bazı hormonlar karanlık ortamlarda daha fazla salgılanırken, bazı hormonlar ise insan metabolizması gereği güneş ışığı gördüğünde daha fazla salgılanıyor.

Yazın güneşin fazla görüldüğü dönemlerde ise depresyondan çıkışı kolaylaştıracak, daha neşeli hale getirecek hormonlar salgılanıyor.

Ancak kişinin ruhsal yapısı da bu durumdan ne kadar etkileneceğinde belirleyici oluyor. Örneğin eğer kişi depresif bir yapıya sahipse herkesin neşelendiği bir ortamda kendini daha depresif hissedebiliyor.

Yorgunluktan korunmak için neler yapılabilir?

Yorgunluğu gidermek için vitamin ve besin destek ürünlerinin alımı büyük önem taşıyor. Mümkün olduğu kadar sadece bahar aylarında değil, kış aylarında da eksik olan vitaminlerin alınması bahar yorgunluğunu fazla hissetmeden o dönemin geçirilmesini sağlar. Özellikle B ve C vitaminleri, potasyum ve çinko içeren besinler önemlidir. Yeterli düzeyde karbonhidrat alımı yorgunluktan korunmada önemlidir. Vücut enerjisinin yüzde 50-60’ı karbonhidratlardan sağlanmaktadır.

Rafine edilmemiş karbonhidratların tüketimine ağırlık vermeliyiz. Bunlar taze meyve ve sebzelerde, tam buğday ekmeği ve tahıllarda bulunan karbonhidratlardır. Protein, dokularımızın temel taşı olduğundan diyetimizde yeterli düzeyde proteine yer verilmeli.

Mevsim meyve ve sebzeleri de daha az kimyasal maddeye maruz kaldığı için daha sağlıklıdırlar. Bu nedenle sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmesi önem taşıyor.

Enerjimizi doğru kullanmanın da yorgunluk giderilmesinde faydası var mıdır?

Yorgunlukla baş edebilmek için öncelikle enerjinin doğru kullanılmasının öğrenilmesi gereklidir. Çalışma ve dinlenme periyotlarımızı ayarlamalıyız. Kısa ve sık dinlenme aralıkları yorgunluğun ortaya çıkmasını önleyebilir.

Çalışırken vücut mekaniklerini doğru kullanarak kas ağrılarını engelleyebiliriz. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olmalıyız. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres yaratır.

Vücudun susuz kalması yorgunluğu artırır mı?

Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalmasının dahi metabolizmayı yavaşlattığını hatırlatılırken, günde en az 8-10 bardak su içilmesi ve kahve ile çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekiyor.

Düzenli egzersiz olarak neler yapılabilir?

Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır ve dinlenmiş duruma göre daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınımını sağlar. Özellikle aerobik tipte olan yürüyüş, koşu, bisiklet, yüzme, dans gibi egzersizler tercih edilmelidir.

Sürekli yorgunluk hissi ne gibi hastalıkların belirtisi olabilir?

Yorgunluk, vücudumuzun fiziksel çalışmaya, psikolojik strese, uykusuzluğa verdiği fizyolojik bir cevap olarak tanımlanıyor. Yorgunluk fizyolojik bir cevap olabildiği gibi bazı hastalıkların ön belirtisi olarak da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle yorgunluk uzun sürdüğünde mutlaka altta yatan nedenlerin araştırılması gerekiyor.

Kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları, tümörler, yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, uyku bozuklukları, stres, depresyon gibi sebepler yorgunluk için araştırılması gereken sorunlar arasında geliyor.

Ne zaman doktora başvurmak gerekir?

Yorgunluk uzuyor ve kişinin gündelik işlevlerini bozuyorsa, ya da okul veya işyerindeki performansını engelliyorsa artık onu bahar yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekiyor.

Elbette bu durumun ortaya çıkmasında mevsimlerin, ışığın, ısının rolü var. Ama bahar yorgunluğu diye geçiştirildiği takdirde tedavisi gecikebilecek bazı psikiyatrik durumlar da var. Sadece psikiyatrik değil, hem bedensel hem ruhsal belirtilerle giden başka durumları da unutmamak gerekli.

Uzun süren yorgunluklarda, en başta depresyon, daha sonra, kaygı bozuklukları, demans, eşzamanlı alkol ve/veya madde kullanımı, birincil uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, hatta şizofreninin bile tanılar arasında düşünülüp dışlanması gerekiyor.

Bir de, toplumda daha az bilinen, esas olarak fonksiyonel bedensel belirtilerle giden, eskiden “nevrasteni” tanısı altında ele alınan bazı rahatsızlıklar var. Bunların başında da fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromu geliyor.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Nisan 2017       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı

Bahar Yorgunluğu Nedir, Nasıl Geçer?


Bahar yorgunluğu özellikle mevsim geçişlerinde kendini hissettiriyor. Bu dönemlerde meydana gelen bahar yorgunluğu nedeniyle insanlar uykusuzluk, stres, yorgunluk gibi sorunlarla karşılaşıyor. Bu sorunlar bireylerin iş ve özel yaşamını olumsuz etkiliyor. Peki bahar yorgunluğu nedir, nasıl geçer?

Mevsim geçişlerinde hastalanan, kendini yorgun, sıkılgan hisseden, depresif bir halde günlerini geçiren insanlar mutlaka çevrenizde bulunmaktadır. Bu durumlar genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsiminin başlangıç döneminde belirtilerini göstermeye başlar. Bahar yorgunluğu belirtileri ortaya çıkmaya başladığı andan itibaren kişilerin özel ve iş yaşamını olumsuz etkiler, hayat kalitesinde azalmalara neden olur. Kış aylarında yavaşlayan metabolizmanın baharın gelişine ayak uyduramamasından kaynaklanan bahar yorgunluğu, eğer 2 haftadan daha uzun sürüyorsa, konusunda uzman bir hekimden yardım almak gerekmektedir. Önlem alınmadığı takdirde bu durum yeniden tekrar edebilir. Peki bahar yorgunluğu belirtileri nelerdir, bahar yorgunluğuna ne iyi gelir? Bahar yorgunluğu nasıl geçer?

Bahar Yorgunluğu Belirtileri!


Mevsim geçişleri hemen herkes için zor geçmektedir. Özellikle soğuk kış aylarının ardından gelen bahar döneminde havalar ısınmaya başlarken, bireylerde daha fazla uyku, daha fazla, sıkılganlık, daha fazla yorgunluk görülmeye başlar. Gündelik işleri yapmada iyice sıkılgan hale gelir, işe gitmek ya da bir şeyler yapmak istemeyiz. Kişide ortaya çıkan kaygı, asabiyet, uyku, dikkatsizlik, halsizlik yorgunluk gibi durumlar bahar yorgunluğunun tipik belirtileridir.

Vücut Neden ve Neye Tepki Veriyor?


Öncelikle mevsim şartları insanların metabolizmalarını etkilemektedir. Yani kış aylarında yavaş çalışan metabolizma, baharda hızlanırken, vucüt buna uyum sağlayamayabilir. Öte yandan baharla birlikte havadaki elektrik yükü artar ve bu da insan kimyasında olumlu yahut olumsuz etkilere neden olur. Eğer vücudunuzda pozitif yüklü iyonlar artarsa daha zinde ve mutlu hissedersiniz. Ancak negatif iyonların artması durumunda ise kendinizi yorgun, halsiz hissedersiniz. Bu durum da bahar yorgunluğu olarak tabir edilen durumun ortaya çıkmasına neden olur. Tüm bunların yanında bahar aylarında metabolizma hızlanırken, vücudumuzda vitamin eksikliği bulunması durumunda da vücut geçiş koşullarına uyum gösteremez. Yine kan şekeri düşüklüğü, tiroit hormunu azlığı ve böbreküstü bezinin az çalışması da yorgunluk yapan nedenler arasında gösterilebilmektedir.

Bahara Stresli Girilmemeli!


Mevsimler insanların hormonlarını etkilemektedir. Eğer depresyona eğiliminiz varsa, stresli bir işte çalışıyorsanız, özel hayatınızda mutsuzsanız, bahara geçişte ruhsal değişimlerin görülme ihtimali artmaktadır. Özellikle kır yaşamında bu durum daha az görülürken, büyük şehirlerde yaşayanlar çevresel koşulların da etkisiyle bahar yorgunluğundan etkilenebilirler. Yine beslenme düzeniniz ve yediğiniz yiyecekler bu durumun oluşmasında etkili olacaktır. Burada önemli nokta bu durumun ne kadar sürdüğüdür. Eğer uzun süre devam ediyorsa, bir an önce doktora başvurmak gerekmektedir.

Bahar Yorgunluğu Nasıl Geçer?


Öncelikle bahara hazırlığı bahar geldiğinde değil, bahar henüz gelmeden yapmak gerekmektedir. Vücudumuzu geleceğe hazırlamak önemlidir. Özellikle mevsim meyve ve sebzelerinden oluşan yiyecekler vücut dengemizi düzenlemede yardımcımız olacaktır. Kış aylarında bolca C vitamini ve B vitamini depolamak bahara geçişte vücut dengemizi korumada yardımcı olacak. Bize enerji verecek yiyecekler tüketmeliyiz. Yine enerjimizi nasıl kullandığımıza dikkat etmeliyiz. Pek çok insanın çalışma saatleri belli bir standarda bağlı olduğundan dolayı dinlenme ve uyku için zaman ayırmalı, bu zamanı doğru kullanmalıyız. Yine vücudun en fazla ihtiyacı olan maddelerden biri sudur. Bu nedenle su tüketimine dikkat edilmesi gerekiyor. Susuz kalan vücutta metabolizma yavaşlar. Bu sebeple günde en azından 10 bardak su içmek doğru olacaktır. Diğer yandan aşırı kahve ve çay tüketiminden de kaçınmak gerekir. Bunun yanında süt ve süt ürünleri tüketimi tercih edilebilir.

Bahar yorgunluğuna karşı alınacak en önemli tedbirlerden biri de spordur. Düzenli egzersizler yapmak metabolizmanın hızlanmasını sağlar. Kış aylarında daha az hareket ederiz. Eğer spor yaparsak burada bir denge sağlama şansımız olur. Solunumun düzenlenmesi de sporla mümkündür. Vücuda yeteri miktarda oksijen girmesini sağlamak bahar yorgunluğuna alınacak önlemlerdendir. Basit egzersizler, yürüyüş, koşu, yüzme ve bisiklet gibi egzersizler bu dönemde tercih edilebilir. Spor yaparken vücudu zorlamamak gerekir.

Uzun Süren Etkiler Hastalığın Habercisi Olabilir!


Bahar yorgunluğu geçiş evresinde yaşanabilen bir durumdur ancak bu durum uzarsa başka hastalıkların habercisi olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir. Vücudun verdiği fiziksel ya da ruhsal tepkilere göre; kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları, tümörler, yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, uyku bozukluğu, depresyon gibi sorunların habercisi olabileceği unutulmamalıdır.

Kaynak: CNN Bilim (31 Mart 2017)

Benzer Konular

30 Temmuz 2008 / KisukE UraharA Sinema tr
22 Eylül 2007 / Tiglon Spor tr
9 Ocak 2009 / TiglonBoYs Spor tr
22 Aralık 2007 / KisukE UraharA Sanat tr
3 Ağustos 2010 / LaSalle Müzik tr