ÖYLESİNE SEVMİŞTİM
Şimdi gidiyorsun. Git. Bütün sabahları üşüdüğüm, bütün gördüğüm senli günlerim Onlarda gitsin. İçimde bir şarkı, gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat Kapat gözlerimi sevdiğim anlarda gitsin. Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden Sevdiğimiz şarkıları da, pencereme konan Yusufçukları da Bana karanlığı bırak Beni bırak, beni böyle bırak Böyle ansızın böyle yakışıksız böyle anlamsız böyle dağınık Öyle kapıda susuşun, öyle sarsak öyle serkeş, öyle çerkez duruşun Koy beni sensizliğe ve otursun içime kül gibi kor yangının. Şimdi gidiyorsun, git Hadi git. Hepsi hepsi bir sevda benimkisi alda git Hadi kanatma hadi yıkma hadi dokunma Zaten ben seni öylesine sevmiştim. Şimdi gidiyorsun. Git. Bütün sabahları üşüdüğüm, bütün gördüğüm senli günlerim Onlarda gitsin. İçimde bir şarkı, gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat Kapat gözlerimi sevdiğim anlarda gitsin Şimdi gidiyorsun, git Hadi git. Hepsi hepsi bir sevda benimkisi alda git Hadi kanatma hadi yıkma hadi dokunma Zaten ben seni öylesine sevmiştim. VUR BİTSİN
Orada, masanın üzerinde bir resim, ikimiz denize karşı durmuşuz Üsküdar’da,
Saçlarımızın üzerinde martılar, gözlerimizde acemi bir aşk ve biraz umut
Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk,
Senin sırtında sarı yağmurluğun, Kadıköy’de ucuzluktan almışız.
Bende o siyah kazak, hani bir kedi gibi sokulduğun
Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse ıslatan her tarafımızı
Orada,masanın üstünde bir resim. Yak, bitsin.
Orada, kapının arkasında bir yazı, seviyoruz yazmışız birlikte
Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde. Bir pazartesi akşamı ben eve dönünce
Bütün acımasızlığını hayatın ve anlamsızlığını unutup sarılınca boynuna
Tutup öyle yazmışız nerden estiyse. Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere
Ne yaptığın çorbanın, ne pilavın tadı. Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam
Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın
Orada, kapının arkasında bir yazı. Sil, bitsin
Orada, sehpanın üstünde iki bardak, senin demlediğin çayı içmişiz birlikte
Nasılda dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle
Umudu sürmüşüz ortaya, kocaman yüreklerimizi bilemişiz onca kahıra
Bir masalmış, bir yalanmış gibi korkmuşuz
Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına
Ben tek sen üç şeker atmışsın filiz çayımıza
Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz
Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza
Orada, sehpanın üstünde iki bardak. Kır, bitsin.
Orada, odaya saçılmış küçük hatıralar, ne yana dönsem senden bir parça bir şey
Evet, küçük şeyler belki, biraz dalgınlığın, belki minik kızgınlığın,
Belki bir gülüşün uluorta, böreğin altını yakışın, düğmemi dikerken iğneyi eline batırışın
Ve saçların, kan gülleri taktığın, beni mahpus bıraktığın saçların
Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
Hep o kanepede oturmuşluğun
Şu senin küçük yastığın, şu eşarbın, şu beni paramparça eden gözlerinin yankısı
İşte şu bir Haziran akşamı gitmek için ayaklanışın
Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
Orada, odaya saçılmış küçük hatıralar. Git, bitsin.
Orada, ayaklarının dibinde bir adam, adam bütün adamlığını dökmüş önüne
Öyle kaç gün yada kaç gece ayaklarının dibinde
Öyle kolay mı, öyle kolay gitmek
Her şeyi bu İstanbul’u, o sevdiğin adaların kokusunu, mısır çarşısını
Eminönü’nün balık ekmeğini, Beyoğlu’nun sinema salonlarını
Birlikte beklediğimiz 28 numarayı unutmak öyle kolay mı
Öyle kolay.
Orada, ayaklarının dibinde bir adam. Kov, gitsin.
Orada, çekmecede yediotuzbeş bir silah, babadan kalma
Hani bir bayramda saydırmışız havaya
Sen biraz ürkek sokulmuşsun omzuma
Kuşlar havalanmış, bütün kuşları İstanbul’un
Giderken galiba bir beni, bir bunu unutmuşsun
Orada, yediotuzbeş bir silah
Burada zaten öldürdüğün bir yürek. Vur, bitsin.
ON YEDİ YAŞIMSIN
Sen benim on yedi yaşımsın, deli çağımsın.
Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın. İlk cıgaram, ilk ıslığım,ilk kızgınlığım,
İlk aldanışımsın.
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim,ilk şiirim, ilk kavgam,
Yaşamı ilk fark edişimsin.
Sen benim on yedi yaşımsın.
Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan, Cebinde iki gazoz parası
Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan.
İki film var bu akşam. Birinde Yılmaz Güney oynuyor, Birinde Fikret Hakan.
Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plakta, rüyadır gördüğüm bütün ümitler,
Gözlerin aklımı perişan eyler. Aşk masalından şarkılar söyler. Beni hülyalara salan gözlerin.
Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan. Bir külah çekirdeği, mangal gibi yüreği var.
Sen benim on yedi yaşımsın, deli çağımsın.
Aynaya ilk bakışım, babamla ilk kavgam evden ilk kaçışımsın.
Serçeleri sevdimse senden, minibüslerde muavinlik ettiysem,
Bir teselli veri dinlediysem Orhan Gencebay’dan, Emirgan’da çay içtiysem,
Tophane de sabahçı kahvelerini öğrendiysem, nerden bildiysem şiirlerini Ümit Yaşar’ın.
Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem, içimde kıpır kıpır bu son nerden.
Sen benim on yedi yaşımsın,
Okulu ilk asışım, ilk kez birine gümüş kolye alışımsın.
Sen benim ilk sakarlığım, ilk tuhaflığım ilk yakalanışımsın.
Sen benim on yedi yaşımsın.
Mahallenin delikanlısı elleri ceplerinde, dudağında ıslığı, başında kavak yelleri.
Şarkılar mırıldanıyor. Zalimin zulmü varsa sevenin Allah’ı var yeni çalıyor 45’lik plaklarda.
Hayri Şahin ortalığı kavuruyor.
Mahallenin delikanlısı, cebinde iki gazoz parası, yüreğinde garip bir pıtırtı.
Alışmaya çalışıyor, sana alışmaya.
Akşamları işportaya çıkıyor, bi defter bi kalem bide çakı alana aynayı bedavadan veriyor.
Yani günler geçiyor on yedi yaşımın bütün tadıyla.
Sen benim on yedi yaşımsın, deli çağımsın.
İlk maça gidişim, Cemil Turan’ı ilk seyredişim, ilk sevincimsin.
Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme, öyle güvendiğimsin.
Sabahları eskici geçiyor kapıdan karşı komşu Nafile teyze bakkaldan ekmek istiyor.
Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında. Bi bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyimi,
Her şey güzel oluyor. Bu hengame nasıl yakışıyorsa İstanbul’a,
Bana da aşk öyle yakışıyor.
Anam koş kapa diyor muslukları, üç gündür akmayan sular geliyor.
Ben on yedi yaşındayım, hayat benden yana duruyor.
Sen benim on yedi yaşımsın, deli çağımsın.
Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın. İlk cıgaram, ilk ıslığım,ilk kızgınlığım,
İlk aldanışımsın.
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim,ilk şiirim, ilk kavgam,
Yaşamı ilk fark edişimsin.
Sen benim on yedi yaşımsın,
Sen benim, sen benim, sen benimsin.
Sen benim her şeyimsin.
HİÇBİRŞEYİMSİN...