Arama

Gagavuz Türkleri (Gökoğuzlar)

Güncelleme: 1 Ağustos 2011 Gösterim: 26.891 Cevap: 4
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
21 Mayıs 2008       Mesaj #1
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye
Gagavuz (Gökoğuz)
Ortodoks Hristiyan bir Türk topluluğu olan Gagavuzlar
Sponsorlu Bağlantılar
1989 nüfus istatistiklerine göre eski Sovyetler Birliği sınırları içinde sayıları 197.164'tür. Bulgarlar, Gagauzları "Türkleşmiş Bulgar" kabul ettikleri için Bulgar istatistikleri bu konuda sessiz kalmakta, bu sebeple de bunların oradaki sayılarını tespit etmek mümkün olmamaktadır. Ama Gagauzlar bütünü hesap edildiğinde, bunların tahminen 250 bin olduğunu söylemek mümkündür. Gagauzlar, din, dil ve kültürel özellikler bakımından kendine has bir Türk topluluğudur. Gagauzya=Gagauz yeri diye anılan Güney Moldova başta olmak üzere Ukrayna'nın Odesa ve eski bir Baserabya toprağı olan Bolgrad'dan başka Kabardina-Balkar, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Yunanistan ve Romanya'da yaşamaktadırlar.
Bugün halâ halis bir Rumeli Türkçesi konuşan Gagauzlar Ortodoks Hristiyanlardır. Günümüzde Moldova, Bulgaristan, Ukrayna, Yunanistan, Romanya, Makedonya, Türkiye, Kazakistan, Özbekistan ve hatta Arjantin'e yayılmış bir coğrafyada yaşamaktadırlar. Gagauzlar menşe'i ve buna dayalı olarak da Gagauz adı üzerinde faraziye ileri sürülmüştür. Bunlardan "Gagauzların İslâmiyeti kabul etmemek için Orta Asya'dan Avrupa kıtasına kaçmış olan Türklerin torunları olduğu" gibi, tamamen gayri ciddi ve mantık dışı olanlarını da bir yana bırakırsak, diğerlerini şöylece sıralamak mümkündür.
1. Gagauzların Uz (Oğuz)ların torunları olduğu. Gagauz adının da Gök Uz'dan geldiği.
2. Gagauzların Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus'u takiben Sarı Saltuk liderliğinde Dobruca'ya gelip yerleşen Anadolu Selçuklu Türklerinin torunları olduğu, Gagauz adının da "Keykavus'tan geldiği".
3. Gagauzların "Türkleşmiş Bulgar" oldukları.
Günümüz genç Gagauz araştırmacıları, Gagauzların, Oğuzların torunları olduğunu kabul etmekte, Gagauz adının da Hak Oğuz'dan geldiğini ileri sürmektedirler. Gagauzların, Oğuzlardan geldiği tezine katılmakla birlikte, Gagauz adının Hak Oğuz'dan geldiğini kabul etmek mümkün değildir. Bir kavmin adını (Gagauz) kendi dilinde bulunmayan bir kelime ile ifade etmesi mümkün değildir.
Sonuç itibariyle en aklî ve tarihî gerçek, Gagauzların, Peçenek, Uz (Oğuz) ve Kıpçaklarla Anadolu Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvus (1236-1276)'u takiben Dobruca'ya yerleşen Selçuklu Türklerinden olduklarıdır.
Bu Türk topluluğu tarih boyunca Bizans, Selçuklu, Osmanlı, Bulgar, Romen ve Rus egemenliğinde kalarak, dil, din, kültürel yabancılaşmalara ve baskılara karşı koyma mecburiyetiyle yaşamıştır. Ayrıca Bulgaristan'da Provadya yakınında, Varna bölgesinde köylerde, Dobruca ve Kavarna ile Bulgaristan'ın güneyindeki Yanbol ve Topolovgrad çevresinde de Gagavuzlar yaşamaktadırlar.
VII. yüzyıl ortalarında batı Göktürk devletinin çözülmesi sonucu batıya başlayan ve ilkini Peçeneklerin meydana getirdiği göç dalgası Türk tarihinin önemli olaylarından birini meydana getirir. Türk illerinde başlayan iç mücadeleler sonunda Peçenekler batıya doğru hareket etmiş, 860-880 yıllarında Don-Kuban nehirleri havalisine gelmişlerdir. Daha sonraları bu hareketlerini sürdüren Peçenek kitleleri Don'dan Tuna'ya kadar uzanan bozkırları işgal edip Kiev Rusyası ile komşu olmuş, 948 yılında da Kive'i kuşatarak Knez Svyatoslav'ı öldürmüşlerdir.
Peçeneklerin bu sahada bulunmaları Ruslarla düşman olmaları, Rusların Karadeniz'e inmelerini engellemesi yanında, Peçeneklerin Bizansla dost olmasını sağlamış ve bu andan itibaren Peçenek-Bizans ilişkileri başlamıştır. Bu sırada Peçeneklerin doğu sınırına hücumlarını artıran Uz (Oğuz)lar, Peçenekleri sıkıştırdılar. Bir yandan Oğuz kitlelerinin, diğer yandan Rusların baskısı sonucu Peçenek reisleri arasında anlaşmazlık çıktı. 1046 yılında Belçer Oğlu Kegen 20 bin Peçenek ile Kağan Turak'a karşı ayaklandı. Bu zor durumda kurtulmak isteyen Kegen, Bizans İmparatorluğuna sığınmaya karar verdi. Hristiyanlığı kabul etti.
Bizans İmparatorluğu'ndan Kegen'in iadesini isteyen Turak, isteğinin reddedilmesi üzerine, kendisine bağlı kuvvetlerle Tuna'yı geçerek Bizans ülkesini yağmalamaya başladı. Fakat aralarında çıkan salgın hastalık ve Turak'ın durumu iyi değerlendirememesi sonucu Turak'a bağlı kuvvetler yenildi. Bunlardan 140 Peçenek büyüğü İstanbul'a getirilerek Hristiyan edildiler. Esir edilen diğer Peçenekler ise Sofya-Niş arasındaki ovalık bölgelere yerleştirildiler. Diğer kalanlar ise Makedonya'ya iskan edildiler.Sofya-Niş arasına yerleştirilen Peçenekler, birkaç defa Bizans'a başkaldırdılarsa da başarılı olamadılar. Ve 29 Nisan 1091 yılında Kıpçak-Bizans ittifakı sonucu mağlup edilen Peçenekler askeri güç olmaktan çıktılar. Bunların da bakiyeleri Balkanların değişik yörelerine yerleştirildiler.
Bizans ordusuna da pek çok Uz alınmıştır. İşte bu Uzlar daha sonra Bizans tarihinde önemli rol oynayacak olan Türkopol adlı askeri kıtaları meydana getirmişlerdir. Bu kıtaların 1071 Malazgirt Meydan muharebesindeki hizmetleri bir gerçektir.
Uzların diğer bir kısmı ise, geriye dönerek Rusya'ya sığınmış, onların sınır muhafızlığını yapmışlar ve Karakalpakların teşekkülünü sağlamışlardır. Rusların etkisi ile Hristiyanlaşan bu Oğuzlar, 1233 yılında Ruslarla-Kıpçaklardan müteşekkil ordunun Moğol tarafından imhası üzerine kitleler halinde göç etmeye mecbur kalarak ikinci defa Tuna nehrini geçmiş ve Türk kitlelerinin yoğun olarak bulunduğu Dobruca'ya yerleşmişlerdir.Günümüzde ise Romanya'da sadece birkaç Gagauz köyü bulunmaktadır. İstilalara ve sürekli değişen yönetimlere bağlı olarak sık sık göç etmek zorunda kalan Gagauzlar'ın etnik çekirdeği de değişime uğramıştır.
Kültür, edebiyat, gelenek ve görenekte Anadolu Türkleriyle birçok benzerlik taşıyan Gagauz Türkleri bugün uzun mücadeleler sonucunda Maldova Cumhuriyeti içinde ve Moldova Anayasasına eklenen bir maddeyle sağlanan Özel Hukuki Statüye istinaden Gagauz Yeri Özerk Cumhuriyeti çatısı altında varlıklarını sürdürmektedirler.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
22 Haziran 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Gagavuz Türkleri

Sponsorlu Bağlantılar
Asya’dan Avrupa’ya uzanan büyük Türk coğrafyasının içerisinde küçük bir topluluk olan Gagavuz Türkleri , yaklaşık iki yüzyıl yakın çevrelerindeki hiçbir topluluğun Türkçe konuşmadığı bir coğrafyada güçlü ana dilleri sayesinde yok olmadan günümüze kadar gelmişlerdir.

Gagavuz Türkleri, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını ilan eden Moldova Cumhuriyeti’nde ‘’Gagavuz Yeri’’ adıyla özerk bir cumhuriyet kurmuşlardır. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle Latin alfabesine geçmişlerdir. Dil ve Edebiyatın günden güne gelişme göstermekte olduğu Gagavuz Yeri’ndeki okullarda dil ve edebiyat dersleri Türkçe yapılmaktadır.

Gagavuzlar genellikle Ortodoks Hıristiyan olup günümüzde, başta Moldova sınırları içerisindeki özerk cumhuriyetlerinde olmak üzere Aktyubinsk, Semiplatinsk, Furunze(Bişkek), Taşkent, Bulgaristan, Ukrayna ve Romanya’nın çeşitli bölgelerinde yaşamaktadırlar.1989 nüfuz istatistiklerine göre Gagauz Yeri’nde 197.764 kişi yaşamaktadır. Bulgaristan nüfus istatistiklerine göre Gagauzlar hakkında bilgi verilmediği için bu ülkede yaşayan Gagavuzların sayılarını tespit etmek mümkün olmamıştır.Belirtilen diğer coğrafyalarda da az sayıda bulunmakla birlikte nüfus istatistikleri mevcut değildir. Gagavuzların büyük çoğunluğu Hıristiyan olmakla birlikte, Hıristiyanlardan farklı olarak kurban kesmekte, Divanü Lügati’t_Türk destanlarında önemli bir yer tutan ve Türk kavimlerince kutsal kabul edilen ‘’Kurt’’ için ‘’Kurt Bayramı’’ kutlamaktadırlar. Gagavuzlar genellikle cennet, cehennem, hac, oruç, Allah gibi islami terminolojiye ait kelimeleri kullanmaktadırlar.

Gagavuzların kökeni hakkında birçok görüş mevcuttur. Bazı araştırmacılar onların kökenlerini Uzlara, bazıları Karakalpaklara, bazıları Kumanlara, bazıları XIII.Yüzyılda Bizans İmparatorluğuna sığınmış olan II.İzzettin Keykavus’u takiben Rumeli’ne geçmiş olan Selçuklu Türlerine bağlamaktadırlar. Birkaç Bulgar Tarihçi de Gagavuzların Türkleşmiş Bulgarlar olabileceğini söylemektedir.

Tarihçilerin genel görüşü, Gagavuzların tarihini yalnız Selçuklulara veya tek başına kuzeyden gelerek Kuzey_Doğu Bulgaristan’la Balkanların çeşitli bölgelerine yerleşmiş Oğuz, Peneçek ve Kuman Türklerine bağlamanın doğru olmayacağı, bu coğrafyaya X. ve XIII.Yüzyıllar arasında yüz binlerce kişilik Türk göçünün olduğu, bunların büyük bölümünün Slavlaşarak Türklüklerini kaybettiklerini, bir kısmının Hıristiyanlaşmasına rağmen ana dilleri sayesinde milli kimliklerini korudukları yönündedir. Bu yüzden Gagavuzları Türk kütlelerinin üst üste oluşturduğu Oğuz aralıklı bir katman olarak görmek doğru olacaktır. Dili ciddi bir ölçü kabul edersek Gagavuz ağızları içinde yer alan Kıpçakça unsurların da böyle izah edilmesi gerekmektedir.

Gagavuzlar XIV.Yüzyıl başlarında Balık Bey liderliğinde bir devlet kurmuş ve bugünkü Bulgaristan sınırları içinde bulunan Balçık(Karvuna) şehrini de başkent yapmışlardır. Balık Bey’den sonra devletin başına Dobrotiç daha sonra da Yanko(İvanko) geçmiş ve bu küçük Oğuz devletinin toprakları 1417 yılında Osmanlı ülkesine katılmıştır.

Sovyetler birliği döneminde Gagavuz aydınları milli varlıklarıyla, kültür ve dillerini korumak için önce kendilerine ait bir alfabenin olmasını, bu alfabeyle kitaplar basılması ve okullarda ana diliyle eğitim yapılması gerektiğini düşünüyorlardı. 1957 yılına kadar Gagavuzların milli bir alfabeleri olmamıştı. Osmanlılar döneminde dini bilgileri Rum alfabesi ile yazılmış Karamanlıca kitaplardan öğrenmişlerdi. 30 Temmuz 1957’de Moldova SSR(Sovyet Sosyalist Respublikası) Yüksek Sovyetinin kararıyla Gagavuzlara alfabe verilmesi kabul edildi. Moldova Hükümeti 16 kasım 1957 tarihinde Türkçe eğitime izin verdi. 01 Eylül 1958’den itibaren Gagavuz okullarında ana dilinin öğretilmesine başlandı. Bu durum 1961 yılına kadar sürdü. 1961 yılında baskılar neticesinde milli okullar kapatıldı, ana dili dersleri kapatıldı. 1986’ya kadar devam eden bu süreç Gagavuz tarihi için karanlık bir dönemdir. 1984 yılından itibaren Gagavuz aydınlarının ana dilinde eğitim yapma isteği tekrar gündeme geldi ve seslerini Moskova’ya duyurmaya başladılar. Bu istekler Moskova’daki ilmi kongrelerde dahi gündeme gelmeye başlandı. Bu kongrelerin birinde alınan Gagavuzca’nın okullarda öğretilmesine dair karar Moskova Komünist Partisi’nce uygun görülünce 23 Haziran 1988 tarihinde Moldova Eğitim Bakanlığı Gagavuz okullarında ana diliyle eğitime izin verdi. Bu tarihten sonrada Gagavuzlar milli hakları için siyasi mücadeleye devam ettiler. Gagavuz aydınlarının ev toplantılarıyla başlattığı mücadele, mahkumiyetlere rağmen artarak sokağa taştı. 27 Ağustos 1991’de bağımsızlıklarını ilan ettilerse de Moldovanlar bu bağımsızlığı tanımadı. Özellikle Moldovan Milliyetçilerin iktidarda olması sebebiyle Gagavuzlar 1994 yılına kadar zor günler geçirdiler. 29 Ocak 1993’te Gagavuz Yüksek Sovyeti yaptığı toplantıda Latin harflerinin kabul edilmesi kararını onayladı. Bu dönemde Halk Bankası kuruldu ve dil kanunu da kabul edildi. ’’Bucak’’ adlı silahlı kuvvetlerin kuruluşu gerçekleştirildi. Gagavuzlar bu yıllarda uluslar arası arenada tanınmak için çok çalıştılar. Cumhurbaşkanı Stepan TOPAL Moskova, Kiev, Trispol, Kişinev başta olmak üzere Sovyetler Birliğinden ayrılan diğer cumhuriyetlerin yöneticileriyle üst düzey görüşmeler yaptı. Bu dönemde Türkiye’ye de altı kez gelen Stepan TOPAL üst düzey görüşmelerde bulundu. Gagavuz halkının meselelerinin daha bilimsel ortamda tartışılmaya başlaması 11 Şubat 1991’de Komrat’ta Gagavuz Devlet Üniversitesi’nin açılmasıyla mümkün olmuştur. Bu durum 07 Eylül 2000’de Gagavuz Milli Üniversitesi’nin kurulmasıyla daha da olumlu bir seviyeye taşınmıştır. 1994 yılında Moldova’da iktidar değişip Köylü partisi seçimleri kazanınca Moldovan-Gagavuz gerginliği bitmiş, Gagavuzlara daha sıcak bakılmaya başlanmıştı. 1994 yılı ortalarında Moldova Cumhuriyeti Gagavuz Yeri’nin idari yetkisini Gagavuz halkına devretme kararı almıştır. Bu süreçte çıkarılan kanunlarla Gagavuzların Moldova Cumhuriyeti tarafından politik özerkliği kabul edilmiştir. Bu gelişmeyle Gagavuzlar self determinasyon hakkına sahip bir millet sayılmışlardır. Unutmamak gereken, bu sürece Türkiye’nin önemli katkılar yaptığıdır. 1995 yılı Kasım ayında Gagavuz Yeri Meclisi Komrat’ın başşehir olduğunu resmen onaylamıştır.

Artık Gagavuz Yeri ve dışındaki Gagavuz Türklerinin en büyük sorunları ekonomik temellidir. Bağımsızlık mücadelesini son derece demokratik ve bilimsel temeller üzerine oturtmuş Gagavuz halkının değişen dünya düzeni içerisinde alacağı yer, geçmişte verdikleri mücadeleye bir anlam daha katacaktır.

Fatih KOŞAK
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Edd-iTöR - avatarı
Edd-iTöR
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #3
Edd-iTöR - avatarı
Ziyaretçi
Romanya'nın kuzeyinde, Moldova Cumhuriyeti güneyinde yer alan Gagauz Cumhuriyeti'nin Nüfusu 200.000'dir. Oğuzların bir kolu olan Gagauzlar Ortodoks Hristiyan olup, Gagauz Cumhuriyeti dışında 300.000'den fazla Gagauz yaşamaktadır. Başkenti Komrad'dır.

Deliorman Türkleri, Asparuk Bulgarları da denilen Gagauzlar, Anadolu Türkçesine yakın bir dil kullanmaktadırlar. Türk kök ve kültürüne bağlı kalmış ve günümüze kadar da bunları yaşatmışlardır.

XVI. asırda Osmanlı İmparatorluğuna katılan Gagauzeli, 1918 yılında Rusya, 1941 yılında Romanya, 1944 yılında da SSCB idaresine girmiş, SSCB tarafından Ukrayna'ya bağlı olan Moldova SSC'nin sınırları içinde kabul edilmiştir.

SSCB'nin yıkılmasından sonra 21 Ağustos 1990 tarihinde bağımsızlık ilân edilerek, Gagauz Cumhuriyeti ilân edilmiştir. 25 Ekim 1990'da seçim yapan Gagauzlara Mirce Durağ idaresindeki "Milliyetçi Moldova Halk Cephesi"nin 50 bin militanı silâhlı saldırıda bulunmuştur. Bu saldırılara karşı ölümü göze alan 100.000 Gagauz Komrad'da toplanarak karşı koymuş, bütün Gagauz köylerinin bu direnişe katılmaları sonucu 25 Ekimde seçimler yapılmış, 31 Ekim'de de Gagauz Meclisi oluşturulmuştur. Ancak Moldova Yüksek Sovyeti Bağımsızlık ilânını kabul etmemiştir.

27 Ağustos 1991 yılında Moldova'nın bağımsızlık ilân etmesi üzerine Gagauzlar da Özerk Cumhuriyetlerini ilân etmişler ve 23 Aralık 1994 yılında Moldova Cumhuriyeti bu özerkliği tanımıştır.

28 Mayıs - 11 Haziran 1995 yılında Gagauzeli'nde yeniden seçim yapılmış ve 34 milletvekili ve "Halk Topluluğu" adı verilen Gagauz Meclisi teşkil edilmiştir. Aynı ay yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise eski Komünist Parti lideri ve Moskova'ya bağlılığı ile tanınan Georgu TOBUNSCİK Cumhurbaşkanı seçilmiştir.

Gagauzeli'nde bağımsızlık ile ilgili birçok kurum ve basın faaliyette olup, Gagauz Sesi gazetesi bunun öncülüğünü yapmaya çalışmaktadır. Eski Cumhurbaşkanı Stephan Topal ve Petr Zavriçko'nun liderliğinde faaliyetlerine devam etmektedir
Gagavuz Türkleri (Gökoğuzlar)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Aralık 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gökoğuz (gagavuz türkler) Moldova devleti içerisinde özerk Gagauzya cumhuriyetinde yaşamaktadırlar.Nüfusları 300 bin civarındadır.Hristyan türk boyu olarak bilinmektedirler.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
1 Ağustos 2011       Mesaj #5
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Gagavuzlar

Kuzeydoğu Bulgaristan'da, Romanya'da, Moldova ve Ukrayna'da yaşayan Hristiyan Türkler. Gagavuz adının Gök Oğuz adından geldiği ileri sürülmüşse de Paul Wittek bu adın, Keykâvus adından geldiğini savunmuştur. Güçlü bir Bulgar etkisinde kalmış olan Gagavuzlar, hayvancılık, bahçıvancılık ve bağcılıkla uğraşırlar. Türkçe konuşan Gagavuzların, nereden ve hangi yolla bu yörelere geldiği konusu oldukça tartışmalıdır. Bir görüşe göre Karadeniz kuzeyindeki bozkırlardan geçip geldikleri; diğer bir görüşe göre de, Moğol akınından kaçan Kuman Türkleri oldukları ileri sürülmüştür.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
🌘 🚀

Benzer Konular

4 Mart 2009 / ThinkerBeLL Türk ve İslam Dünyası
8 Ekim 2008 / GÜLGECELER Türk ve İslam Dünyası
8 Mayıs 2010 / Misafir Cevaplanmış
8 Ekim 2008 / Bia Türk ve İslam Dünyası