Arama

Bakü Kız Kulesi

Güncelleme: 31 Ağustos 2012 Gösterim: 20.895 Cevap: 5
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
8 Haziran 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Bakü Kız Kulesinin Çözülemeyen Sırları

Sponsorlu Bağlantılar
Her başkentin kendine özgü bir mimari yapısı vardır. Kremlin, Kolizey, Big Ben…
Bakü için ise Kız Kulesi Azerilerin eşsiz ve Doğuda benzeri olmayan bir sanat yapısıdır.

baku2je6

Masalsal güzel görünümüyle Kız Kulesi deniz kıyısında yükselmektedir. … Bir zamanlar Hazar denizi dalgaları kulenin eteklerine kadar ulaşmaktaydı. … Kız kulesi ХII. Yüzyılda mimar Masud ibn Davut tarafından inşa edilmiştir. Kulenin gövdesi kireç taşından yapılmıştır. İçe meyilli yatay taş sıraları ise kaburgalı cephe görünümünü oluşturmaktadır. Kule, Rüzgarlar Şehri üzerinde 27 metre yükselmektedir.

Bu sırlar dolu kulenin ne zaman ve hangi koşullarda meydana geldiğini halen kimse çözememiştir… Kulenin yapımı ile ilgili birçok rivayetler vardır.

Örneğin, bu güzel adı Kız Kulesi nerden almıştır? Efsanelere göre eski zamanlarda bu yörelere hakim bir şah öz kızına aşık oluyor ve evlenmeyi düşünüyor. Zavallı kız babasını bu evlilikten vazgeçirmeye çalışıyor ve babasından kendisi için bir kulenin yapılmasını ve kule tamamlanıncaya kadar düğünü ertelemesini talep ediyor. Bu sırada kız gönlünü yakışıklı bir delikanlıya kaptırmış. Delikanlı kızın bu durumda olduğunu öğrenince kendisini kurtarmaya koyulmuştur. Prenses delikanlıyı yapılan kulenin üzerinde beklerken mutluluğuna ulaşmak üzereydi… Fakat, prensese ulaşmaya çalışan delikanlıyı dalgalı deniz kara sularına gömer. Delikanlının boğulduğunu gören kız kendisini denizin derin sularına atar ve sevgilisiyle birleşir...

Kim bilir, belki de her şey farklı olmuştur? Ve hayallerimizin kanatları bizi çok eski zamanlara, dedelerimizin Zerdüşti inancına sahip olduğu ateşe tapılan dönemlere götürmektedir. Belki de bu kuleyi Zerdüşt inancına sahip insanlar tapınak olarak yapmış olabilir ve mas mavi güney gecelerinde kule üzerinde sarı çiçeğe benzer parlak ateş yakmış olabilirler…

Zerdüşt serisinden daha korkunç başka bir hikayeye göre ölen insanların cesetleri Kız Kulesine getirilir ve yırtıcı kuşlara yem olarak kullandırılırdı. Ölü gözlerinin gökyüzüne bakarak kendilerine öbür dünyaya göç etmesinde refakat edecek kanatlı yırtıcıları hayal etmek bile tüyler ürperticidir…

Belki de kule üzerinden dünyaya farklı, daha canlı ve azimli, evrenin sırlarını çözmeye çalışan bakışlar da bakmış olabilirler… Çünkü Kız Kulesinin gözlem evi olarak kullanıldığını düşünen insan sayısı da az değil…

Romantik düşünceler yerine pratik bilgilere ağırlık veren araştırmacılar ise bu Kulenin ülke genelinde sayıları onlarca olan diğer kuleler gibi savunma amaçlı inşa edildiğini iddia etmektedirler. Fakat bu teori birçok insan tarafından benimsenmemektedir. Çünkü kule alanının az olması ve uzun süreli bir yaşam için elverişsiz olması savunma teorisini çürütmektedir. Diğer taraftan zor dönemlerde bu kule bir sığınak olarak kullanılmış ve sahip olduğu ‘kız’ imkanları ile insanları düşmanlardan korumuş olabileceğine kimse itiraz etmemektedir. Örneğin, XII. Yüzyılda Kız Kulesi Bakü’nün savunma sistemine dahil edilmiş ve Şirvanşahların en güçlü kalelerinden biri olmuştur.

Zerdüşt döneminde kulede ateşin yakılıp yakılmadığı kesin olarak teyit edilmemişse de, XVIII-XIX. Yüzyıllarda Kız Kulesi deniz feneri olarak kullanılmıştı. Fakat Bakü sürekli büyümekteydi ve deniz feneri ışıkları şehir ışıkları ile karıştığı için, fener Nargin adasına taşınmıştır.

Yakın geçmişte bilim adamı Vagif Alekperov’un öne sürdüğü teorisi ise çok ilgi çekicidir. Araştırmacıya göre Kız Kulesi adı Nostradamus’un kehanetlerinde bile geçmektedir. Alekperov, bilgisayar analizi sayesinde Senturi kitabından ‘Kule’ ile ilgili beş satır bulmuştur ve bu satırlardan her biri doğru okunduğunda Bakü’de bulunan Kız Kulesine işaret etmektedir.

…Bilim adamları ve araştırmacılar kulenin sırlarını çözmeye çalışırken Kız Kulesi büyüleyici görünümüyle deniz ufuklarına mı tarihin derinliklerine mi bilenmez eskisi gibi sessizce yerinde durmaktadır… Işıklandırılması yeni yapılan Kız Kulesine çıkarak aşıklar mektuplar yazar, hayalciler ise şehri seyreder.

Kule, tüm zamanlarda sanatçılara ilham veren bir yapı olmuştur. Kule ile ilgili bir çok opera ve bale sahneleri düzenlenmiş, sayısızca şiir yazılmıştır…

Aslına bakılırsa yüzyıllarca önce kulenin hangi amaçla inşa edildiği şu an pek de önemli değildir… Önemli olan Kız Kulesinin bugüne dek ayakta kalmasıdır. Belki de belli bir zaman sonra Kız Kulesi nazlanmaktan vazgeçer ve bizim çözemediğimiz sırları açıklığa kavuşturur…


baku1tm6
Alintidir..

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
T_walkeR - avatarı
T_walkeR
Ziyaretçi
14 Ocak 2009       Mesaj #2
T_walkeR - avatarı
Ziyaretçi
Tsk EderiM "BIA"saol BanA KedI ÜlkeM hakkinda BilmedigiM Bazİ Şeyleri HatirlatdiN ! ! !
Sponsorlu Bağlantılar
harmoni - avatarı
harmoni
Ziyaretçi
27 Aralık 2010       Mesaj #3
harmoni - avatarı
Ziyaretçi
evet benim ulkem benim sihirimMsn Happy
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
25 Ocak 2012       Mesaj #4
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
BAKÜ KIZ KULESİ


boardturkbakukizkulesi

Her başkentin kendine özgü bir mimari yapısı vardır. Kremlin, Kolizey, Big Ben…
Bakü için ise Kız Kulesi Azerilerin eşsiz ve Doğuda benzeri olmayan bir sanat yapısıdır.

Masalsal güzel görünümüyle Kız Kulesi deniz kıyısında yükselmektedir. … Bir zamanlar Hazar denizi dalgaları kulenin eteklerine kadar ulaşmaktaydı. … Kız kulesi ХII. Yüzyılda mimar Masud ibn Davut tarafından inşa edilmiştir. Kulenin gövdesi kireç taşından yapılmıştır. İçe meyilli yatay taş sıraları ise kaburgalı cephe görünümünü oluşturmaktadır. Kule, Rüzgarlar Şehri üzerinde 27 metre yükselmektedir.

Bu sırlar dolu kulenin ne zaman ve hangi koşullarda meydana geldiğini halen kimse çözememiştir… Kulenin yapımı ile ilgili birçok rivayetler vardır.

Örneğin, bu güzel adı Kız Kulesi nerden almıştır? Efsanelere göre eski zamanlarda bu yörelere hakim bir şah öz kızına aşık oluyor ve evlenmeyi düşünüyor. Zavallı kız babasını bu evlilikten vazgeçirmeye çalışıyor ve babasından kendisi için bir kulenin yapılmasını ve kule tamamlanıncaya kadar düğünü ertelemesini talep ediyor. Bu sırada kız gönlünü yakışıklı bir delikanlıya kaptırmış. Delikanlı kızın bu durumda olduğunu öğrenince kendisini kurtarmaya koyulmuştur. Prenses delikanlıyı yapılan kulenin üzerinde beklerken mutluluğuna ulaşmak üzereydi… Fakat, prensese ulaşmaya çalışan delikanlıyı dalgalı deniz kara sularına gömer. Delikanlının boğulduğunu gören kız kendisini denizin derin sularına atar ve sevgilisiyle birleşir...

Kim bilir, belki de her şey farklı olmuştur? Ve hayallerimizin kanatları bizi çok eski zamanlara, dedelerimizin Zerdüşti inancına sahip olduğu ateşe tapılan dönemlere götürmektedir. Belki de bu kuleyi Zerdüşt inancına sahip insanlar tapınak olarak yapmış olabilir ve mas mavi güney gecelerinde kule üzerinde sarı çiçeğe benzer parlak ateş yakmış olabilirler…

Zerdüşt serisinden daha korkunç başka bir hikayeye göre ölen insanların cesetleri Kız Kulesine getirilir ve yırtıcı kuşlara yem olarak kullandırılırdı. Ölü gözlerinin gökyüzüne bakarak kendilerine öbür dünyaya göç etmesinde refakat edecek kanatlı yırtıcıları hayal etmek bile tüyler ürperticidir…

Belki de kule üzerinden dünyaya farklı, daha canlı ve azimli, evrenin sırlarını çözmeye çalışan bakışlar da bakmış olabilirler… Çünkü Kız Kulesinin gözlem evi olarak kullanıldığını düşünen insan sayısı da az değil…

Romantik düşünceler yerine pratik bilgilere ağırlık veren araştırmacılar ise bu Kulenin ülke genelinde sayıları onlarca olan diğer kuleler gibi savunma amaçlı inşa edildiğini iddia etmektedirler. Fakat bu teori birçok insan tarafından benimsenmemektedir. Çünkü kule alanının az olması ve uzun süreli bir yaşam için elverişsiz olması savunma teorisini çürütmektedir. Diğer taraftan zor dönemlerde bu kule bir sığınak olarak kullanılmış ve sahip olduğu ‘kız’ imkanları ile insanları düşmanlardan korumuş olabileceğine kimse itiraz etmemektedir. Örneğin, XII. Yüzyılda Kız Kulesi Bakü’nün savunma sistemine dahil edilmiş ve Şirvanşahların en güçlü kalelerinden biri olmuştur.

Zerdüşt döneminde kulede ateşin yakılıp yakılmadığı kesin olarak teyit edilmemişse de, XVIII-XIX. Yüzyıllarda Kız Kulesi deniz feneri olarak kullanılmıştı. Fakat Bakü sürekli büyümekteydi ve deniz feneri ışıkları şehir ışıkları ile karıştığı için, fener Nargin adasına taşınmıştır.

Yakın geçmişte bilim adamı Vagif Alekperov’un öne sürdüğü teorisi ise çok ilgi çekicidir. Araştırmacıya göre Kız Kulesi adı Nostradamus’un kehanetlerinde bile geçmektedir. Alekperov, bilgisayar analizi sayesinde Senturi kitabından ‘Kule’ ile ilgili beş satır bulmuştur ve bu satırlardan her biri doğru okunduğunda Bakü’de bulunan Kız Kulesine işaret etmektedir.

…Bilim adamları ve araştırmacılar kulenin sırlarını çözmeye çalışırken Kız Kulesi büyüleyici görünümüyle deniz ufuklarına mı tarihin derinliklerine mi bilenmez eskisi gibi sessizce yerinde durmaktadır… Işıklandırılması yeni yapılan Kız Kulesine çıkarak aşıklar mektuplar yazar, hayalciler ise şehri seyreder.

Kule, tüm zamanlarda sanatçılara ilham veren bir yapı olmuştur. Kule ile ilgili bir çok opera ve bale sahneleri düzenlenmiş, sayısızca şiir yazılmıştır…

Aslına bakılırsa yüzyıllarca önce kulenin hangi amaçla inşa edildiği şu an pek de önemli değildir… Önemli olan Kız Kulesinin bugüne dek ayakta kalmasıdır. Belki de belli bir zaman sonra Kız Kulesi nazlanmaktan vazgeçer ve bizim çözemediğimiz sırları açıklığa kavuşturur…
In science we trust.
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
31 Ağustos 2012       Mesaj #5
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
baku2je6fa6

Bakü Kız Kulesi:

Masalsal güzel görünümüyle Kız Kulesi deniz kıyısında yükselmektedir … Bir zamanlar Hazar denizi dalgaları kulenin eteklerine kadar ulaşmaktaydı … Kız kulesi ХII Yüzyılda mimar Masud ibn Davut tarafından inşa edilmiştir Kulenin gövdesi kireç taşından yapılmıştır İçe meyilli yatay taş sıraları ise kaburgalı cephe görünümünü oluşturmaktadır Kule, Rüzgarlar Şehri üzerinde 27 metre yükselmektedir

Bu sırlar dolu kulenin ne zaman ve hangi koşullarda meydana geldiğini halen kimse çözememiştir… Kulenin yapımı ile ilgili birçok rivayetler vardır

Örneğin, bu güzel adı Kız Kulesi nerden almıştır? Efsanelere göre eski zamanlarda bu yörelere hakim bir şah öz kızına aşık oluyor ve evlenmeyi düşünüyor Zavallı kız babasını bu evlilikten vazgeçirmeye çalışıyor ve babasından kendisi için bir kulenin yapılmasını ve kule tamamlanıncaya kadar düğünü ertelemesini talep ediyor Bu sırada kız gönlünü yakışıklı bir delikanlıya kaptırmış Delikanlı kızın bu durumda olduğunu öğrenince kendisini kurtarmaya koyulmuştur Prenses delikanlıyı yapılan kulenin üzerinde beklerken mutluluğuna ulaşmak üzereydi… Fakat, prensese ulaşmaya çalışan delikanlıyı dalgalı deniz kara sularına gömer Delikanlının boğulduğunu gören kız kendisini denizin derin sularına atar ve sevgilisiyle birleşir

Kim bilir, belki de her şey farklı olmuştur? Ve hayallerimizin kanatları bizi çok eski zamanlara, dedelerimizin Zerdüşti inancına sahip olduğu ateşe tapılan dönemlere götürmektedirBelki de bu kuleyi Zerdüşt inancına sahip insanlar tapınak olarak yapmış olabilir ve mas mavi güney gecelerinde kule üzerinde sarı çiçeğe benzer parlak ateş yakmış olabilirler…

Zerdüşt serisinden daha korkunç başka bir hikayeye göre ölen insanların cesetleri Kız Kulesine getirilir ve yırtıcı kuşlara yem olarak kullandırılırdı Ölü gözlerinin gökyüzüne bakarak kendilerine öbür dünyaya göç etmesinde refakat edecek kanatlı yırtıcıları hayal etmek bile tüyler ürperticidir…

Belki de kule üzerinden dünyaya farklı, daha canlı ve azimli, evrenin sırlarını çözmeye çalışan bakışlar da bakmış olabilirler… Çünkü Kız Kulesinin gözlem evi olarak kullanıldığını düşünen insan sayısı da az değil…

Romantik düşünceler yerine pratik bilgilere ağırlık veren araştırmacılar ise bu Kulenin ülke genelinde sayıları onlarca olan diğer kuleler gibi savunma amaçlı inşa edildiğini iddia etmektedirler Fakat bu teori birçok insan tarafından benimsenmemektedir Çünkü kule alanının az olması ve uzun süreli bir yaşam için elverişsiz olması savunma teorisini çürütmektedir Diğer taraftan zor dönemlerde bu kule bir sığınak olarak kullanılmış ve sahip olduğu ‘kız’ imkanları ile insanları düşmanlardan korumuş olabileceğine kimse itiraz etmemektedir Örneğin, XII Yüzyılda Kız Kulesi Bakü’nün savunma sistemine dahil edilmiş ve Şirvanşahların en güçlü kalelerinden biri olmuştur

Zerdüşt döneminde kulede ateşin yakılıp yakılmadığı kesin olarak teyit edilmemişse de, XVIII-XIX Yüzyıllarda Kız Kulesi deniz feneri olarak kullanılmıştı Fakat Bakü sürekli büyümekteydi ve deniz feneri ışıkları şehir ışıkları ile karıştığı için, fener Nargin adasına taşınmıştır

Yakın geçmişte bilim adamı Vagif Alekperov’un öne sürdüğü teorisi ise çok ilgi çekicidir Araştırmacıya göre Kız Kulesi adı Nostradamus’un kehanetlerinde bile geçmektedirAlekperov, bilgisayar analizi sayesinde Senturi kitabından ‘Kule’ ile ilgili beş satır bulmuştur ve bu satırlardan her biri doğru okunduğunda Bakü’de bulunan Kız Kulesine işaret etmektedir

…Bilim adamları ve araştırmacılar kulenin sırlarını çözmeye çalışırken Kız Kulesi büyüleyici görünümüyle deniz ufuklarına mı tarihin derinliklerine mi bilenmez eskisi gibi sessizce yerinde durmaktadır… Işıklandırılması yeni yapılan Kız Kulesine çıkarak aşıklar mektuplar yazar, hayalciler ise şehri seyreder

Kule, tüm zamanlarda sanatçılara ilham veren bir yapı olmuştur Kule ile ilgili bir çok opera ve bale sahneleri düzenlenmiş, sayısızca şiir yazılmıştır…

Aslına bakılırsa yüzyıllarca önce kulenin hangi amaçla inşa edildiği şu an pek de önemli değildir… Önemli olan Kız Kulesinin bugüne dek ayakta kalmasıdır Belki de belli bir zaman sonra Kız Kulesi nazlanmaktan vazgeçer ve bizim çözemediğimiz sırları açıklığa kavuşturur…


Kaynak:
eku123 - avatarı
eku123
Ziyaretçi
31 Ağustos 2012       Mesaj #6
eku123 - avatarı
Ziyaretçi
Bakü (Azerice: Bakı), Azerbaycan Cumhuriyeti'nin, Hazar Denizi'nin batı kıyısında yer alan başkentidir. Kafkaslar’ın en büyük şehri, en önemli kültür ve ticaret merkezidir. Ülkenin en doğusundaki ve en önemli sanayi, ticaret ve kültür merkezi olmanın yanı sıra bir liman kenti olarak da önemlidir. Şehirde yaşayanların büyük çoğunluğunu Azerbaycanlılar oluşturur.
2006 yılında faaliyete geçen Bakü Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın (BTC) çıkış noktasıdır. Bakü Limanı, Hazar Denizi nin en önemli limanıdır. Şehirde tiyatro, kütüphane, sinema ve diğer kültürel mekânlara sık rastlanır. Şehir, Avrupa'da 2010 yılının en güzel sekizinci şehri seçilmiştir.[kaynak belirtilmeli] Lonely Planet'in sıralamasına göre, Bakü gece hayatı için dünyanın en önemli on destinasyonlarından biri.[2]
Azerbaycan ekonomisinin gelişmesiyle, Bakü hızla değişmektedir. 2000'li yılların başından itibaren şehrin dört bir köşesinde, birçok yeni alan inşa edilmiştir. Yeni altyapılarıyla (binalar, mahalleler, sokaklar, restoranlar ve diğer mağazalar) Bakü kenti hızla batılılaşarak, 70 yıl süren Sovyet idaresinin izini silmektedir.
Resmî istatistiklere göre 2011'deki Bakü şehir nüfusu 2.092.400'dür.[1] Kentin banliyöleri de dahil olduğu zaman şehrin toplam nüfusu yaklaşık 3.000.000 kişiye ulaşmaktadır[3], yani Azerbaycan nüfusunun üçte biri bu şehirde yaşamaktadır.
Bakü'nün tarihi eski devirlere uzanır. Abşeron arazisinde bulunmuş arkeolojik buluntular buranın eski yaşama yeri olduğunu ispatlar. Pirallahı, Zığ Gölü etrafı, Şüvelan, Merdekan, Binegedi, Emircan ve benzeri yerlerde milattan önce 3-1’inci bin yıllara ait arkeolojik malzemeler bulunmuştur.
Bakü şehrinin ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmemektedir. Bazı araştırıcılar Bakü'yü Kaytara (Kankara), Albana, Baruka v.b. ile özdeşleştirirler. Bakü'de bulunmuş 5-7. yüzyıllara ait Sasani hazinesi o devirde buranın yaşama yeri olduğunu gösterir. 5-6. yüzyıllarda Bakü, Bağavan ve Ateş-i Bakvan diye adlandırılır. Arap kaynaklarında (10. yüzyıl) "Bakuye", "Bakuh", "Baku", Rus kaynaklarında (15.yy.) "Baka", Safeviler devri Farsça kaynaklarda "Badükübe" olarak geçiyor.
220px Baku010
220px Baku01

Benzer Konular

31 Aralık 2014 / sanar Tarih
21 Aralık 2010 / Misafir Cevaplanmış
31 Aralık 2014 / Misafir Cevaplanmış