Arama

Yalova

Güncelleme: 18 Mayıs 2011 Gösterim: 30.124 Cevap: 20
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
18 Ekim 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Yalova

Sponsorlu Bağlantılar
Yalova yöresi , Türkler ‘den önce Roma - Doğu Roma (Bizans ) ‘ya , daha önce de Bitinya ‘ya bağlıydı.
Bitinya ‘yla ilgili Bizans arşivlerinin hemen hemen tamamının kaybolmuş olması , bu bölgenin Osmanlı fethi öncesindeki durumunun bilinmesini zorlaştırmaktadır.Ancak , Bizans kaynaklarının suskunluğu , arkeolojik araştırmalar ve bazı 15. yüzyıl Osmanlı kaynaklarıyla bir noktaya kadar giderilebilmektedir.
Bitinya ve önceki dönemde , Yalova yöresiyle ilgili olarak ; Prainetos – Prenektos (Karamürsel ) , Drepane – Drepanum ( Hersek civarında köy ) , Pylai ( Çiftlikköy civarında , olasılıkla Sahil Mahallesi civarında yerleşim yeri ) , Pythia Therma ( Termal Kaplıcaları ) , Soteropolis ( Koru Köy civarında bir yerleşim yeri ) , vb isimler göze çarpar.

yalova

Bazı kaynaklarda , 1236 yıllarındaki bir evrakta , Yalova yöresinin genel adının Pylopythia olduğu yazılıdır.Gerek Pylai ( Çiftlikköy ) , gerek Pythia ( Termal ) bu bölgede olduklarına göre , büyük bir olasılıkla bu iki isim birleştirilerek bölgeye ad olarak verilmiştir.
Daha sonra , bazı kaynaklarda , Yalova yöresiyle ilgili olarak Xenodochion ismine de rastlanır.
13. yüzyılda , günümüzdeki Karamürsel ve Yalova arasındaki düz kıyı ovası , Halizones Toprakları ya da Yalak Ovası olarak adlandırılıyordu.
Antik dönemde Arganthonios olarak tanınan Samanlı Dağları ‘nın adı da Sifones Dağları ‘ydı.
Türklerin eline geçtikten sonra , yöre hakkında çeşitli isimlerin kullanıldığı dikkati çeker.
Örneğin Katip Çelebi , Yalakabad adından söz etmekte ve kaplıcanın bulunduğu yere , Yalıova denildiğini işaret etmektedir.
Ahmet Refik Altınay ‘ın hazırladığı ,”Hicri Onikinci Asırda İstanbul Hayatı “ isimli kitaptaki Divan-ı Hümayun belgelerinde , Yalakabad hakkında çeşitli bilgiler vardır.Yalnız bir yerde Yalakabad yerine Yalive kelimesi geçer.
Dr. J. Siotis ‘in 1906 yılında hazırladığı “ Les Thermes de Pythia “ isimli kitapta ise YALOVA adı yer alır.
Türkçe ve Rumca , Yali / Yalı bugün , kıyı –sahil anlamına gelmektedir.Bu kelimenin sonuna Ova eklenmesiyle meydana gelen Yaliova / Yalıova , sahildeki ova anlamında kullanılmış ; Yalıova ‘ daki “ ı “ harfi , kullanım kolaylığından düşmüş ve YALOVA olarak halk diline yerleşmiş olabilir.
Atatürk ‘ün davranışı da , bu iddiayı doğrular görünümdedir. Atatürk , Türk Tarihi ile ilgili olarak Yalova ‘da yaptığı bir çalışmanın altını imzalarken , 16 / 17 .8.1931 tarihini yazmış ve altına :
( YALİ OVA / YALOVA ) DİYE NOT DÜŞMÜŞTÜR.


*
Son düzenleyen kompetankedi; 28 Mart 2008 12:43
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
20 Mayıs 2007       Mesaj #2
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Yalova

Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen asla_asla_deme; 12 Temmuz 2007 22:22
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
3 Temmuz 2007       Mesaj #3
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Yalova, bugünkü idari bölünüşe göre merkez ilçeyle birlikte 6 ilçeden oluşmaktadır. İlçeler; Yalova Merkez, Altınova, Armutlu, Çınarcık, Çiftlikköy ve Termal’dir. Yalova’nın 6 ilçe belediyesi ile birlikte , toplam 15 belediyesi bulunmaktadır; merkez ilçede 1 (Kadıköy), Altınova’da 3 (Kaytazdere,Subaşı ve Tavşanlı), Çınarcık’ta 4 (Koruköy,Esenköy, Kocadere ve Teşvikiye) ve Çiftlikköy’de 1 (Taşköprü) belediyesi ve toplam 43 köyü vardır.
Armutlu Yarımadası’nın kuzey kıyısı ile Samanlı Dağları’nın kuzey eteklerine kurulmuş olan Yalova, Türkiye’nin kuzeybatısında,Marmara bölgesinin güneydoğu kesiminde yer almaktadır.İlin kuzeyinde ve batısında Marmara denizi,doğusunda Kocaeli,güneyinde Bursa (Orhangazi-Gemlik ve İznik ilçeleri) ve Gemlik körfezi yer almaktadır. Yalova ilinin kuzeyinden güneybatısına kadar olan sınırları Marmara Denizi ile çevrilmiştir.
Kıyılar, girintili çıkıntılı bir özellik göstermez. Yalova’nın 39-40º kuzey enlemi, 29-61º doğu boylamları arasında denizden yüksekliği 2 metre ,en yüksek noktası 926 metredir. 839 kilometrekarelik alanı ile ülke yüzölçümünün % 0.11′lik bölümünü kapsamaktadır.
Yalova, yüzölçümü itibariyle Türkiye’nin en küçük ilidir ve 105 km ile denize en uzun kıyısı olan turistik illerinden de birisidir.
Yalova, verimli ve bereketli ovalara sahiptir. Çınarcık, Gökçedere, Kirazlı, Kılıçköy ve Taşköprü ile deniz arasında birbirinden alçak tepeciklerle ayrılan büyüklü küçüklü ovalar oluşmuştur. Bu ovalar, akarsular boyunca uzanmakta olup çevrelerinde meyvecilik ve sebzecilik yapılmaktadır.
Yalova’nın toplam yüzölçümünün (847,000 ha) %82si, tarım arazisi (221,730 ha), orman alanı (468,090 ha) ve çayır-mera arazisinden (7,944 ha) oluşmaktadır.
İlin bitki örtüsünü makiler ve ormanlar oluşturmaktadır. Samanlı Dağları’nın kuzey ve güneyinde vadi içlerinde bulunan makiler, bu kütlenin etekleri boyunca kesintili şeritler ve parçalar halinde bulunurlar.
Yalova’nın güneyindeki dik yamaçlar gür bir orman örtüsü ile tamamen kaplıdır. Ormanlık alanlarda genellikle kayın, meşe, gürgen, kızılcık, kestane ve ıhlamur ağaçları görülür. Yalova’daki ormanlardan çevrenin odun ve kereste ihtiyacı karşılanmaktadır.
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
17 Temmuz 2007       Mesaj #4
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
Yalova Yaylaları

yalova5
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
14 Ocak 2008       Mesaj #5
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
İpek Yolu 'nun Karamürsel İznik arasındaki bölümü....Eskiden Kocaeli ye baglı olan belde şimdi Yalovaya bağlıdır.

karamürsel ile İznik arasındaki dağ yollarından bir bölümü, eski İPek yoludur. Sarp kayaların arasından dere yatağına paralel gider.. Bu resimelrdeki bölüm, Altınovadan girip, Ayazma'yı geçtikten sonra, köylere doğru devam ediyorsunuz.. Valideköprü yolunda ve Semetler köyünün alt bölgelerine düşen dere yatağının olduğu yer.. eşkiyalar kervanların yolunu keser, bu kayaların içinde kendilerine yaptıkalrı kayadan evlerde ahzinelri saklarlarmış.. Halen dağlarda hazine aryanlar var

işte küçük bir bölgede, sadece etrafımda dönerek ve araba ile giderken görebilecegiz mukemmel yerlerden bir kac kesit.orası hep böyle!!! doyamazsınız tadına.. mutlaka görmelisiniz..

bölgede yaşayan herkes oraya hayran
Allah herkesin gönlüne göre versin diliyorum..
O kayalıklarda cok tırmanmıştım bi zamanlar
Buyrun seyrine doyun...

4034ipekyolu3

6963ipekyolu2

9880ipekyolu1

işte arkada görünen eski yol İPEK YOLU ... tabi her sene bakıma giriyor smile

7613ipekyolu4

ve BALLIKAYA 'çiftligi...
6102ipekyolu5

9584ipekyolu10

6195ipekyolu11

işte bu kaya kervan kesen eşkiyaların kayasısmile
1672ipekyolu12

9855ipekyolu13

3334ipekyolu14
Son düzenleyen asla_asla_deme; 27 Aralık 2008 22:22 Sebep: Kırık Link
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
12 Şubat 2008       Mesaj #6
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
Yalova
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
28 Ağustos 2008       Mesaj #7
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
YALOVA EFSANELERİ



1-TERMAL İLE İLGİLİ BİR EFSANESİ



Bitinyalılar Döneminde Hamamsuyu Vadisi’nin Sağlık ve Güç Tanrısı Mertebesine Çıkartılan Dev Ejderhanın Günümüze Masal Kahramanı Olarak Gelişinin Efsanesi:



GERYONES ADLI DEV EJDERHANIN YAŞADIĞI GERYONES VADİSİ (HAMAMSUYU VADİSİ)



1-DERLER Kİ ; DAĞ HAMAMLARI VE ÇEVRESİNDE GERYONES

ADINDA KOCA BİR EJDER YAŞIYORMUŞ.



Derler ki ; Dağ Hamamları ve çevresinde Geryones adında koca bir ejder yaşıyormuş.Ejder,dağdaki mağaralardan birinde barınıyor,sıcak sular ve buharları içinde yüzüyormuş.karnı acıkınca da öyle bir çığlık atıyormuş ki koca vadi inim inim inliyormuş.

Ejderin karnı acıktığında attığı çığlığı duyanların korkudan neredeyse kanı donarmış.O çığlıklar sırasında herkes kaçışıp saklanırmış.Ormandaki tüm canlıların korkudan sesi, soluğu kesilirmiş.Saatlerce ormandan çıt çıkmazmış.

Çevrede avlanmaya çıkan bir çok insanın küçük dikkatsizliği Geryones’in ağzına layık bir yeme dönüşürmüş..

Geryones’i gören kimileri de korkudan bayılıp öylece yem olurmuş.

Çevrede yaşayanlar,Hamamların olduğu vadiye Geryones’in Vadisi diyorlarmış.


2-GERYONES,YILAN GİBİ,SERT KABUKLU,DERİSİ PUL PUL,AYAKLARI KISA,GÜÇLÜ PENÇELİ,PENÇELERİ KESKİN SERT TIRNAKLIYMIŞ.



Geryones,yılan gibi,sert kabuklu,derisi pul pul,ayakları kısa,güçlü pençeli,pençeleri keskin sert tırnaklıymış.

Birer koca tepsi gibi fıldır fıldır dönen gözleri varmış.

Çok sert ve uzun bir çene ve ağız sahipmiş. Birer kol kadar sivri

dişleri, kimi zaman uzun ağzının ve yanaklarının kenarından taşarmış. Ağzını açtıkça bir alev gibi uzun ,çatallı dili dışarı taşarmış.

Geryones adlı ejderha mağarasından çıktığında, üzerindeki sıcak sular çevreye saçılır,metrelerce yürüdüğü halde üzerinden buharlar,dumanlar tütermiş.

Girdiği ve içinde yürüdüğü çalılık ya da bodur ağaçları yerle bir eder geçermiş.

Boyu kırk elli adımı geçermiş.

Derisi bir ressamın fırçasıyla işlenmiş gibi rengarenkmiş.Öyle parlak renkleri varmış ki gören canlılar istemeden ejderhaya bakakalırlarmış.

Geryones,daha çok akşamüstü ,hava daha kararmadan avlanmaya çıkarmış.



3-ŞİMDİKİ HAVUZUN OLDUĞU YER ÇAMUR VE BATAKLIKMIŞ.



Hamam Vadisinin sık ormanlığında yaşayan hayvanların su içmek için geldikleri Vadinin gölü’nün uygun bir yerindeki ağaçların arasına siner beklermiş.

Şimdiki havuzun olduğu yer çamur ve bataklıkmış.Çevresi sık bir orman ve otlarla çevriliymiş. Vadinin bu gülüne onlarca sıcak,soğuk derecikler akar suyunu ılıcık biçimde beslermiş.

Geryones,sessizce uzanır beklermiş.

O anda ,su içmeye gelen başta ceylanlardan birine o tiz ve gürültülü çığlığıyla saldırırmış..Zaten Ejderhanın, o sesi , duyan hayvanın dizlerinin bağını çözer,onu korkudan aptallaştırır,hayvanın nereye kaçacağını bilemeden oracığa yığılıp kalmasına neden olurmuş.Geryones,kaçışan hayvanların arasından yürür,gelir,yerdeki havyana dişlerini geçirdiği anda bu kez hayvanın çığlığı ortalığı inletirmiş.

Bu göldeden su içmeye gelen domuzlar,kurtlar,tilkiler,sırtlanlar,ceylanlar,dağ keçileri,ayılar,tavşanlar,bir çok kuş türleri Geryones’in çığlığını iyi tanırlarmış.



4-İNSANLAR HAMAMLARIN ÇEVRESİNDE GERYONES’E DENK GELİRLERSE,ONUN O ANLIK YEMEĞİ OLMAKTAN KURTULAMIYORLARDI.



Kimi zaman ,yörede yaşayan insanlar hamamların çevresinde Geryones’e denk gelirlerse,ya meraklarından ya da korkularından onun o anlık yemeği olmaktan kurtulamıyorlarmış.

Vadide yaşayanlar , oradaki sıcak sularının ve buharlarının sardığı bu vadinin hamamlarına ve ejderine hem korkuyla hem de inançla bakıyorlarmış.

Geryones’in avlanmaya çıkmadığı saatleri bilen insanlar Vadinin Gölünden taşıdıkları suyu ,yaralı ve hastalarının tedavilerinde kullanıyorlarmış.

Gölün suyu;yaralara,iç hastalıklara,sancılara,yüze,göze,güce,kısacası her şeye iyi geliyormuş.Ama insanlar bu suyu istedikleri zaman kullanamıyormuş.Bir çok kez hastalarına su getirebilmek için gidenlerin dev ejderhaya yem olduklarını görüyorlarmış.

Bu suların bekçisi olarak Geryones’in gönderildiğine inanıyorlarmış.Geryones’in varlığı,gücü, ve çevreyi titreten o çığlığı onun bu vadinin güçlü koruyucusu olduğuna inanmaya başlamışlar.

Yörede yaşayanlar, buraya “Geryones Vadisi” veya “Geryones’in Hamamları” diyorlarmış.

Geryones’in Vadisi ve Hamamları olarak adlandırılan bu yer,bölgedeki insanların inançlarına da yerleşmeye başlamış..Vadinin şifalı sularını içen ya da kullanan kişilerin güce ve sağlığa kavuştuğunu görenler vadiye ve Geryones’e tanrısal bir gözle bakmaya başlamışlar.

Böylece Geryones Vadisi’nin sağlık ve güç simgesi olan “Geryones” adlı ejderha, aynı zamanda yöredekilerin de koruyucu tanrısı konumuna yükselmiş.



5-İNSANLARIN HAYATTA KALMALARINI SAĞLAYAN DA GERYONES

VADİSİNDEKİ SUDUR.



Zaman geçmiş,gün gelmiş,yörede bir salgın hastalık başlamış.

İnsanlar bir bir dökülmeye,ölmeye başlamışlar.

Vadinin sularından içirilen insanlar kurtulmaya başlamış.

Yörede yaşayanlar,yaşlı kahine gitmiş,nedenini sormuşlar.O da onara tek bir cümle söylemiş:

“İnsanların hayatta kalmalarını sağlayan da Geryones Vadisindeki bu sudur.” Demiş.

Kahin demiş ama suyu getirip hastalara verebilecek güç ise yokmuş.

Bunun üzerine bütün yöre halkı bir araya gelmiş, bu Geryones adlı ejderha’dan kurtulmanın yollarını düşünmeye başlamışlar.Sonunda yine karşı vadide yaşayan yaşlı kahine gitmekten başka çarelerinin kalmadığını görmüşler.Kendi aralarında toplanmış,birkaç kişi seçmiş Yaşlı Kahin’e göndermişler.Gelenler,yaşlı kahine durumu anlatmışlar.Yaşlı kahin biraz düşünmüş,sonra gelenlere dönüp:

“Siz bu ejderi çok zor öldürürsünüz.Önce ona sığırlar,av hayvanları ve yiyecekler vermeniz gerekmektedir.O bunları yemekle meşgul olurken sizlerin onu haklamanız gerekir.Haa,Ejderhayı öldürmek öyle kolay bir iş değil.Önce bilinmesi gereken önemli bir nokta var.Ejderha yer altının güçleri tarafından büyülenmiştir.Kolayca ölmez.Boynunda bir noktası var.Ancak orayı üç kez kesebilirseniz öldürebilirsiniz.Yoksa kafasını kesseniz bile kafa yeniden çıkar,yeniden saldırır.Kesik yeri üç kez teker teker kesmeniz gerekecek.”demiş.

Yaşlı Kahin bunu söyledikten sonra Vadide yaşayanlar sessizce oradan çekilmiş,yaşadıkları yere dönmüş, düşünmeye başlamışlar.

Önce Vadinin güçlü, kuvvetli , bileği güç bükülür yiğitlerini toplamışlar.Bir savaş düzeni içinde çalışmışlar.Günlerce ejderi uzaktan izlemişler,onun geçtiği yerleri ve bıraktığı izleri bellemişler.



6-EJDERHAYI ÖLDÜRMEK ÖYLE KOLAY BİR İŞ DEĞİL.



Sonra,ejderi çeşitli avlarla içlere doğru çekip onun boyunu aşacak bir derin kuyu kazımışlar.Kuyunun üzerini ince dal parçacıklarıyla kaplamış,kuyunun hemen başına da kocaman bir sığırı ağaca bağlamışlar.Ardından ellerine sivri uçlu mızraklarını almış,her biri bir köşeye sinmişler.

Ertesi gün , yeri göğü çınlatarak gelen ejderin açlık sesi çevreyi inletmeye başlamış.Kendisine hazırlanan yolu ve yol başlarındaki avları yiye yiye yoluna devam etmiş.

Sonunda hazırlanan tuzağın başına gelmiş. İlerdeki koca sığırı görünce büyük bir çığlık atmış.Sığır bağlı olduğu ağacın dibinde yığılıp kalmış korkudan.Ejder büyük bir iştahla ava ulaşmak için hamle yapınca kendini kuyunun dibinde bulmuş.Çığlıkla kuyuya yuvarlanan ejder çıkmak için kuyunun kenarına doğru sıçramak istemiş ama ilk önce gözlerinden sivri mızrakları yemeye başlamış.Acı dolu çığlıklarla kuyunun kıyısına sıçramış.Tam bu sırada Vadinin yiğitlerinden biri çekip kılıcını ejderin boynunu uçurmuş.Çevreye bir azgın dere gibi kanlar fışkırmaya başlamış.Öyle ki bir anda kuyunun içi dolduğu gibi kan bir dere gibi Vadiden aşağılara doğru akmaya başlamış.O sırada ikinci yiğit gelmiş ikinci kez ejderin toparlanmaya başlanan boynunu kesmiş.Ejderin çığlıkları dağdan kayaları ağaçlarıyla birlikte söküyormuş.Bu kez de yerine yapışan boynunu üçüncü kez üçüncü delikanlı kesmiş.

Bu sırada da kuyunun kıyısına yapışan ejderin ayakları açılmış,kafası kuyunun dışında diğer yerleri kuyunun içine yuvarlanmış,üst üste yığılmış bir tepeye dönmüş.



7-“VADİNİN YİĞİTLERİ,GERYONES CANAVARININ BAŞINI UÇURDULAR.ARTIK VADİ VE ŞİFALI SULARI VADİDE YAŞAYAN HERKESİNDİR”



Vadinin bütün halkına haber uçmuş:

“Vadinin yiğitleri,Geryones Canavarının başını uçurdular.Artık vadi ve şifalı suları vadide yaşayan herkesindir”

Günlerce Geryones canavarının başını ve gövdesini görmeye gelenler çevreye doluşmuş.

Artık yöredeki hastalar,güçsüzler,yaşlılar bir bir sıcak hamamlara gelmeye başlamışlar.

Vadinin gençleri Geryones’in çevredeki pisliklerini ve dağınıklığını temizlemişle.Vadinin Gölü olan yere insanların içine girebilecekleri havuzlar,soyunacakları ve yatacakları mekanlar yapmışlar.Tümünü mermerlerden bir sırma gibi işlemişler.

Üstelik yeraltının derinliklerinden kendilerine uzatılan bu sağlık,şifa ve gençlik kaynağına da saygı ve bağlılık gösterip onu bir inanç sembolü olarak işlemişler.



8-İNSANLAR SAĞLIK,ŞİFA VE GENÇLİK KAYNAĞINA SAYGI VE BAĞLILIK GÖSTERİP ONU İNANÇ SİMGESİ HALİNE GETİRMİŞLER



Derler ki ; Vadide yaşayanlar,bu olaydan sonra yaşlı kahine tekrar gitmişler.

Vadi halkı ona teşekkür etmek istemiş.

Bu sırada ,yaşlı kahini yatağında ölmek üzere olduğunu görmüşler.Yaşlı kahin gelenleri görünce eliyle işaret edip çağırmış:

“Bu ejder bedeninde yeraltının büyülü gücünü taşıyordu.Ona ilk öldürücü darbeyi vuran gence bu güç geçmiştir.Bu genç ise bin yılda bir gelen bir insandır.İnsanların en güçlüsü,en kudretlisi olacaktır.O sizlere baş olacak.Varın gidin bu kaynaklara sahip olun.Bu kutsal mekanı boş bırakmayın.”demiş ve oracıkta ölmüş.



9-HER BİN YILDA BİR YİĞİT GELİR,ÇEVREYİ KORUR,DÜZENLER VE UZUN BİR SÜRE ADIYLA EN YÜCE BİR MERTEBEYE ÇIKAR



Denir ki ; o günden sonra, her bin yılda bir yiğit gelir,çevreyi korur,düzenler ve uzun bir süre adıyla en yüce bir mertebeye çıkar , sonraki bin yılda , bir başkası gelene kadar zamana hükmeder.
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
20 Ocak 2009       Mesaj #8
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
Yalova TermaL YoLu

474518185 ca03309985?v0
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
7 Şubat 2009       Mesaj #9
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
Yalova

114yv
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
7 Şubat 2009       Mesaj #10
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
DOĞA TARİH SPOR TURİZM KENTİ YALOVA…..
11ed
Yalova Adının Kaynağı :
Yerleşmenin Antik Çağ’daki adı tam olarak bilinmemekle birlikte Pylai (Bugünkü Hersek Köyü ) ve Termal kaplıcalarının o zamanki adı olan Pythia adları birleştirilerek havalinin ortak adı PYLOPYTHİA adını kullandığı sanılmaktadır. Daha sonraki kaynaklarda XENODOCHION adına rastlanmaktadır. 15. ve 16.yy. tarihçileri ise bu yöre için Yalakova adını kullanmışlardır. Bölgeye Yalakabad da denmiştir. 16.yy. tarihçilerinden bazıları, Yalakova adının İzmit ve Yalova’ya egemen olan ve İstanbul tekfuru ile ilişkisi bulunan Yalakonya adında bir kadının adıyla bağlantılı olduğu görüşündedirler. Evliya Çelebi Kara Yalvaçoğlu tarafından fethedilen havalinin Kara Yalovaç olarak adlandırıldığını yazmıştır. Yalıova olan bu adın zamanla ( -ı) harfinin düştüğü ve Yalova olarak söylendiği bilinmektedir. Atatürk’ün davranışı da , bu iddiayı doğrular görünümdedir. Atatürk , Türk Tarihi ile ilgili olarak Yalova’yaptığı bir çalışmanın altını imzalarken , 16 / 17 .8.1931 tarihini yazmış ve altına : ( YALİ OVA / YALOVA ) DİYE NOT DÜŞMÜŞTÜR.

Genel Tarihi :
Antik Çağ’da adı XENODOCHION olan yerleşme hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Yalova’nın tek başına tarihini ortaya çıkarmak mümkün olmamıştır. Prehistorik çağda bu bölgede Anadolu kavimleri yaşamıştır. Buluntulardan edinilen varsayımlara göre Yalova Prehistorik çağda bir geçit yeridir. Bu bölgede M.Ö.1200 yılında Frigler, M.Ö. 700 yıllarında Bithynler egemen olmuştur. Bizanslılardan sonra bir süre Selçukluların yönetimine giren kasaba, Haçlı Seferleri Sırasında yakılıp yıkıldı. Osman Bey’in komutanlarından Yalvaçoğlunca ele geçirilen yöre Yalakabad adını aldı. 1867′de Hüdavendigar ( Bursa ) Vilayet Merkez Sancağı’na bağlı bir kaza iken, 1901′de bağımsız İzmit Sancağı’na bağlandı. Atatürk’ün isteği üzerine 1930′da İstanbul İlçeleri arasına katılan Yalova, 6 Haziran 1995′de İl merkezi olmuştur. Merkez İlçeye bağlı 12 köy bulunmaktadır. Altınova İlçesi: Kocaeli İli Karamürsel İlçesi’nin bir bucak merkezi olan Altınova 1987′de belediye teşkilatı olmuş, Haziran l995′de ise İlçe Merkezi olarak Yalova İli’ne bağlanmıştır. İlçeye bağlı 16 köy bulunmaktadır. Altınova’da bulunan Helenopolis ( H) Konstantin tarafından kurulan önemli bir yerleşme merkezidir. Konstantin, annesi Helena’nın adına buraya Helenopolis adını vermiştir. Justiniaus devrinde Roma İmparatorluğu’nun merkezi İstanbul’a taşındıktan sonra Helenopolis İstanbul- İznik yolu üzerinde bulunduğu için çok önem kazanmıştır
TURİZM
Binlerce yıl öncesine uzanan tarihi, doğası, denizi, kaplıcaları, sıcak yüzlü insanları ve sayısız özelliği ile şehirlerin yüksek gürültüsünden, stresinden ve kirliliğinden uzaklaşmak isteyen yerli ve yabancı birçok turiste dört mevsim boyunca ev sahipliği yapmaktadır.

Termal Turizmi ( Sağlık Turizmi ) :

Termal Kaplıcaları :
Özellikle gençlik aşısı yerine geçen Hayat İksiri kaplıca suları ile dört bin yıldan beri bilinen Termal ve yakın çevresi Roma ve Bizans dönemlerinden bu yana sağlık turizmine hizmet eden bir bölgedir. Termal tesislerinde sıcak su, maden suyu, hamamlar, kaplıcalar, bunları tamamlayan kür merkezleri ve bazı tıbbi malzemeler sağlık arayan misafirlerine hizmet vermektedir. Ayrıca Termal’de Türkiye’nin tek şifalı Göz suyu lunmaktadır.
Atatürk Termal kaplıcalarına hayrandı. Buranın dünyaca ünlü bir merkez olması için hemen teşebbüse geçer. Kaplıcaları çalıştıran kişiden devralmak için Yalova’nın ileri gelenlerinden bir komisyon kurulur. Komisyon vasıtasıyla fiyat belirlenir, fiyat belirlenirken eski işletmecinin mağdur olmamasına özen gösterilir, kaplıcaları çalıştıran kişiye gerekli ödeme yapılır. Termalin onarım ve ihyası için yetkili biri Seyr-i Sefain Genel Müdürü Sadullah Güney atanır. Kısa sürede orman yolları açılır. Kaplıcalara yeni sıcak ve soğuk su boruları döşenir. Yeni su depoları yapılır. Termal Yalova arası yol düzenlenerek yolun iki tarafına çınar ağaçları dikilir. Sular ve suların yararlı olabileceği hastalıklar araştırılırdı.
Atatürk sayesinde Termal Dünyanın en güzel SAĞLIK, ŞİFA, DOĞA VE DİNLENME köşelerinden biri haline gelmiştir. Bu merkezin her taşında ATATÜRK’ ün anısını görmek mümkündür.

Gençlik Turizmi :
erkli0038ew
Yalova İli , kıyı, orman, yayla olanakları ve uygunluğu ile gençlik turizmine uygun bir yöredir. Yurtiçi ve yurtdışından gelen gençler gruplar halinde kamp yapmaktadırlar. Bilhassa Delmece Yaylası ve Sudüşen Şelalesi tercih edilen merkezlerdendir.

Üçüncü Yaş Turizmi :

Ülkemizde orta yaş gruplarının çoğunun tercih ettiği turizm türü Termalizm’dir. Bu bakımdan Yalova İli çok şanslı konumdadır. Özellikle kaplıca olanakları 3. yaş turizminin sürekliliğini sağlamaktadır.

Günübirlik ve Haftasonu Turizmi :

Yalova günübirlik Turizm olanakları zengin olan bir ildir. Ilde çok sayıda mesire yeri bulunmaktadır. Günübirlik turlar rekreasyon alanlarında ve doğal özelliklere sahip alanlarda yapılmaktadır. Hasanbaba piknik alanı mesire alanı ve hayvan koruma parkıdır.

Çınarcık-Hasan Baba-Esenköy :

Termal ve Çınarcık ilçeleri arasında ve Çınarcık sırtlarında bulunan Hasan Baba Piknik ve mesire yeri geniş bir alana yayılmış olup,meşe,kestane ve ıhlamur ağaçlarıyla kaplı, denize nazır, bir çok doğal güzellikler içermektedir. Ayrıca bu alanda doğal ortamda Geyik koruma alanı mevcuttur. Hasan Baba mesire yerinde, içme suyu ve yeme içme hizmeti sunan Restaurant bulunmaktadır. Çınarcık-Esenköy sahilleri , denize girmek için en çok tercih edilen sahil bandıdır. Çınarcık Esenköy arasında bulunan “Kumluk Plajı” kumsalı ve altyapısıyla en düzenli plaj durumunda olup, en yoğun olarak denize girilen plajdır. İlçede çok sayıda konaklama , yeme içme ve eğlence tesisi mevcuttur.

Yayla Turizmi :
Sudüşen Şelalesi:

Üvezpınar köyünden 8 km mesafede bulunan Şelale ve çevresi essiz doğal güzelliklere sahiptir.Şelaleye giden yol, mükemmel bir doğa yürüyüş Trekking parkuru olup, yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerce yoğun olarak tercih edilmektedir. Şelale’ye çıkan yol güzergahın da essiz bir baraj gölü, deniz ve doğa manzarası mevcuttur ki, bu güzergah foto safari, doğa yürüyüşü ve piknik alanı olarak kullanılmaktadır.

Delmece Yaylası :
İlimizin önemli yaylaları; Kocadere ve Tesvikiye beldelerinin güneyinde yer alan Erikli ve Delmece yaylalarıdır. Delmece Yaylası içerisinde Yalova’nın tek doğal Göl’ü “Dipsiz Göl” adi ile bilinen krater göl’ü bulunmaktadır. Bu yaylalar büyük oranda çam, meşe, kestane ve ıhlamur ağaçlarından oluşan ormanlarla kaplıdır.

Kıyı Turizmi :

Yalova İlinin tüm İlçelerinin Marmara Denizi’ne kıyısı bulunmaktadır. Özellikle Çınarcık ve Armutlu arası sahilleri hala bakir özellik taşımakta olduğundan kıyı turizmine elverişlidir. Deniz suyu sıcaklığı yaz aylarında ( Haziran - Eylül ) ortalama 19.9 C0 - 22.9 C0 arasındadır. Hava sıcaklığı ise aynı aylar arasında ortalama 20 C0 - 23.2 C0 arasında değişmektedir. İl merkezi kıyı şeridinde kamplar bulunmaktadır.
Spor Turizmi :
Yalova İlinin özellikle iç kesimlerinde ormanlık alanları yürüyüş ( trekking ), kırda gezinti ( hikking ) ve dağ bisikleti ( biking ) olanakları açısından son derece önemlidir. Yalova Üvezpınardan Gemlik Haydariye ,Teşfikiyeden Erikli, Delmece, Gemlik Şahin tepesinden KurtKöy ideal dağ bisikleti ve Trekking alanlarıdır. Ayrıca Kılıçköy, Kabaklı, Denizçalı, İlyasköy, Çukurköy, Dereköy, Laledere, Gacık, Soğuksu, Kocadere, Valide köprü İznik Gölüne kadar ideal bisiklet parkur alanlaridir.
Amatör bisiklet turu yapilabilecek sahalar; Yalova- Samanli köyü, Akköy yol ile Akköy yolundan Yenimahalleye devamla Gökçe baraji çevresi ve ayni güzergahtan geri dönüs yaklasik 50 km.lik bir parkur olusturur. Profesyonel bisikletçiler için ; Yalova- Samanli köyü ,Akköy yol ayirimindan Termal Arap mahallesi , Ortaburun, Çinarcik üzerinden Yalova’ya dönüs güzergahi parkur alani olarak kullanilabilir bir sahadir. Ayrica Çiftlikköy Ilçesinden hareketle Sultaniye , Gacik, Elmalik, Kazimiye köyleri üzerinden Sultaniye ve Çiftlikköye dönüs yapilabilecek alan bisiklet parkur alani olarak kullanilabilir ve bu alanda 1998 yilinda amatör bisiklet yarismasi yapilmistir.

Yağlı Güreş :

Altinova Fevziye Köyünde yagli güres müsabakaları her yil 8 Haziranda yapilmaktadir.
Kamp Çadır Karavan Turizmi :
Yalova kamp ve karavan turizmine elverişlidir. Özellikle doğal güzelliklere sahip kıyılarda, gençlere yönelik dogal değerleri koruyarak kamp yapma olanağı vardır. Üvezpınar ve Kurtköy bölgesi. İl merkezi kıyı şeridinde kamplar bulunmaktadır.
Av Turizmi :
Yalova hem kara hemde su avciligi bakimindan önemli bir konumdadır. İl, doğal yapısı nedeniyle çeşitli hayvan türlerinin yaşamasına olanak vermektedir. Bu yüzden av turizm cazip bir hal almaktadır. Bıldırcın ve üveyik avı bol miktarda yapılmaktadır.
Deniz avcılığı :
Su avcılığı Çobankaya burnu, Bozburun, Çalıdere burnu, Humburnu, Deveboynu, Çiftlikköy, Eski Mağaza açıklarında yapılmaktadır. Üvezpınar Köyü’nün batısında bulunan Sudüşen Çağlayanında Alabalık avlanabilir.

Zıpkinla Dalma :

Armutlu çevresinde bulunan kayalık alanlar zıpkınla dalmaya ve su sporlarına uygun bölgelerimizdendir. Bu spor faliyeti Bozburun ve Ayıburnu açıklarında yapılmaktadır. Esenköy, Armutlu kıyı şeriti ile Çınarcık Deveboynu ve Senköy mevkii kıyı şeritinde Levrek, Karagöz vb. zıpkınla avlanabilecek balık türleri bol olarak bulunmaktadır. Balıklar için yaşama ortamı olabilecek nitelikte kayalık kıyı kenarı denize dik olarak inen bir yapıda olan bu alan, ülkemizin zıpkınla dalmaya en uygun sahalarından birisidir.
Kara avciligi :
45vv
Mecidiyeköy, Armutlu göleti, Delmece yaylası, Esenköy, Ortaburun, Hacımehmet köyü, Esadiye, Sugören, Elmalık, Kapaklı, Kılıçköy, Ahmediye civarlarında yapılmaktadır.

İnanç Turizmi :

Akköy Köyündeki Şehitlik:

Yunan askerleri ile bunların silahlandırdığı Rum ahali tarafından meydana getirilen fecaatın tetkiki için Gemlik,Orhangazi ve Yalova havalisine gelen İngiliz Generali Firenkisin başkanlığı altındaki çeşitli heyetlerin gösterdiği lüzum üzerine ve Hilali Ahmer delaleti ile başkente nakledilen ve muhacirin dairesince Davutpaşa kışlasında iskan edilen isimleri kayıtlı muhacirin ifade ve müşahedelerinde ve Babı-Ali’de mevcut 7 Haziran 337 tarih ve 242 numaralı mazbatada : Akköy Nisan 337 zarfında Yunan subay ve askerleri tarafından silahlandırılan Rum eşkıyası 550 nüfuslu Akköy’ ü basarak köyde bulunan zenginleri toplayıp bir bir kollarını bağladıktan sonra İsmail Çavuş oğlu Hakkı ve diğer küçük kardeşini süngülerle yaralayıp öldürmüşlerdir. Takiben yağma ve talan başlamıştır. Köy ahalisinden 60 kişiden fazlası süngü, kasatura ve kurşunla parça parça edilmek suretiyle sokak ortalarında öldürme ve köyü yağma ve tahrip etmişlerdir. Şehitlik’de, şadırvan, mescit anıt ve kitabe bulunmaktadır. 18 Temmuz’da Anma Törenleri Yapılmaktadır
Çiçekçilikdeki yeri…ve ziyaretçileri
Çiçek Yalova’nın Simgesidir.
Türkiye’ da çiçek üretimi ilk kez Yalova’ da başlamıştır.
Türkiyenin çiçek üzeritimin halen % 85 inin ilimizde gerçekleşmektedir.
Süs Bitkileri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulma çalışmaları devam etmektedir.
Çiçek kenti Yalova, Flower Show 2003-Yalova Süs Bitkileri Fuarı ile gündeme geldi.
2003 yılında fuarın ilki düzenlendi.Bu ilk açılışta 64 üretici stand açarak dünyaya açılış yaptı.İlk Fuar Cumhuriyet alanında düzenlendi. 2004 yılında ise Fatih caddesi üzerinde bulunan arbaratum üzerinde daha geniş olarak yapıldı. Fuarın şehre uzak olması nedeni ile ziyaretçi sayısı 20 binde kaldı. 2005 yılında ise fuar alanı olarak yine Cumhuriyet alanı tespit edildi. Şehir merkezinde oluşu ziyaretçi sayısını arttırarak gezenlerin sayısı 35 bini buldu.2005 yılında yapılan fuarın tüm organizasyonu Yalova Ticaret ve Sanayi odası düzenledi. Önümüzdeki sene yurt dışından katılacak olan firmaların sayısının artacağı tahmin ediliyor. Bu yıl altı ülkeden çiçek üreticisi fuara katıldı.
2005 yılı fuarının açılışını yine Ticaret ve Sanayi Bakanı li Çoşkun yaptı.Çoşkun,” Yalova İlinin
Marmara bölgesinde çiçekçilikte uzmanlaştığını söyleyerek bu yıl içinde Altınova ilçes inde Çiçekçilik Organize Saniyi Bölgesinin temellerinin atılacağını belirtti.
Üç seneden beri yapılmakta olan Fuar açılışında Yalova dışında iyi tanıtımın iyi yapılmadığı görüldü.Fuara katılan üreticileri fuar açılışından önce büyük şehirlerdeki bilboardlara afişler asılarak daha iyi tanıtım yapılmasını istediler.

DİĞER

Yalova doğal parkurları, şelaleleri, yaylaları, uçsuz bucaksız ormanları ile Trekking, Hikking ve Biking doğa sporcularının, büyük şehirlerdeki gençlik gruplarının dört mevsim akınına uğramaktadır.
Yalova Üvezpınardan Gemlik Haydariye, Teşfikiyeden Erikli, Delmece, Gemlik Şahin tepesinden KurtKöy ideal dağ bisikleti ve Trekking alanlarıdır.Ayrıca Kılıçköy, Kabaklı, Denizçalı, İlyasköy, Çukurköy, Dereköy, Laledere, Gacık, Soğuksu, Kocadere, Valide köprü İznik Gölüne kadar ideal bisiklet parkur alanlarıdır.

Amatör bisiklet turu yapilabilecek sahalar
Yalova- Samanli köyü, Akköy yol ile Akköy yolundan Yenimahalleye devamla Gökçe baraji çevresi ve ayni güzergahtan geri dönüs yaklasik 50 km.lik bir parkur olusturur. Profesyonel bisikletçiler için ; Yalova- Samanli köyü ,Akköy yol ayirimindan Termal Arap mahallesi , Ortaburun, Çinarcik üzerinden Yalova’ya dönüs güzergahi parkur alani olarak kullanilabilir bir sahadir. Ayrica Çiftlikköy Ilçesinden hareketle Sultaniye , Gacik, Elmalik, Kazimiye köyleri üzerinden Sultaniye ve Çiftlikköye dönüs yapilabilecek alan bisiklet parkur alani olarak kullanilabilir ve bu alanda 1998 yilinda amatör bisiklet yarismasi yapilmistir.

Erikli Yaylası (Çınarcık)

Erikli Yaylası Yalova - Çınarcık’ ta Teşvikiye Köyü’nün 6 km. yukarısında eskiden yaylacıların yaz aylarında kaldığı, denizden 600m. yükseklikte bir yayladır. Kestane, karaağaç, ıhlamur, göknar ve elma ağaçlarıyla dolu bu yürüyüş parkurunun en önemli özelliği, kenarından yürünen Erikli Deresi üzerinde pek çok şelale olmasıdır. Yürüyüş Erikli Yaylası’nın 4 km. aşağısından başlıyor. Yaylada kısa moladan sonra şelalelere doğru hareket ediliyor. Yayladan sonra dere kenarındaki patikadan 30 dakikalık bir yürüyüşle ağaçların arasına gizlenmiş şelalelere varılıyor. 10 m.lik şelalenin üzerine çıkıldığında sizi daha küçük bir şelale karşılıyor.


Benzer Konular

6 Ekim 2014 / Jumong Sinema tr
5 Kasım 2013 / Gabriella Mustafa Kemal ATATÜRK
13 Eylül 2008 / GÜLGECELER Taslak Konular
3 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
3 Nisan 2011 / misafir Soru-Cevap