Arama

Sakarya (Adapazarı) - Sayfa 2

Güncelleme: 31 Temmuz 2012 Gösterim: 58.254 Cevap: 12
bilgecik - avatarı
bilgecik
Ziyaretçi
14 Mart 2011       Mesaj #11
bilgecik - avatarı
Ziyaretçi
Yıllar sonra bir ressam Mustafa Kemale Sakarya Savaşını gösteren bir tablo hediye etti. Kendisi ön planda yağız bir savaş hayvanına binmiş olarak görünüyordu. Ressam tebrik beklerken birdenbire Mustafa Kemalin "bu tabloyu kimseye göstermeyin" demesi üzerine şaşırıp kaldı. Kimse ne söyleyeceğini bilemiyordu. Mustafa Kemal açıkladı:
"Savaşa katılmış olan herkes bilir ki hayvanlarımız bir deri bir kemikten ibaretti bizim de onlardan arta kalır yanımız yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atları da savaşçıları da böyle güçlü kuvvetli göstermekle Sakaryanın değerini küçültmüş oluyorsunuz dostum"
Türkiyem
Sponsorlu Bağlantılar
Alıntı



bilgecik - avatarı
bilgecik
Ziyaretçi
14 Mart 2011       Mesaj #12
bilgecik - avatarı
Ziyaretçi
Sakarya

Sponsorlu Bağlantılar

Iklimi, verimli topraklari, ormanlari, akarsulari, gölleri ve önemli göç yollari üzerinde bulunmasi dolayisiyla eski çaglardan beri önemli bir yerlesim merkezi olan Sakarya’nin ilk yazili tarihi M.Ö. XII. yüzyila kadar uzanmaktadir.

Ilk yerlesik kavmi Frigler olan bölgede daha sonra sirasiyla; Bithynialilar, Kimmerler, Lidyalilar, Persler, Romalilar ve Bizanslilar hakimiyet kurmuslardir. Bizanslilara ait en ünlü eser, 560 yilinda Sakarya Nehri üzerinde kurulan Justinianos köprüsüdür.

Selçuklularin Anadolu’ya girmesinden sonra toprak kaygisina düsen Bizanslilar, iki devlet arasinda hudut olan Sakarya Nehri boyunca çok sayida hudut muhafaza kaleleri kurmuslardir. Halen harabe halinde olan bu kalelerden en önemlileri; Seyifler, Harmantepe, Adliye, Kurtköy, Çobankale, Pasalar ve Mekece kaleleridir.

1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun Türklere açilmasindan sonra, Selçuklu Sultani Alparslan’in komutanlarindan Artuk Bey’in Izmit yakinlarinda Bizanslilari bozguna ugratmasiyla bölge, Selçuklularin idaresine girmistir.

Selçuklularin zayiflamasiyla kisa bir süre Ilhanlilarin elinde kalan bölge,1291’de Osmangazi’ye bagli boy beylerinden Konur Alp tarafindan fethedilerek Osmanlilarin hakimiyetine geçmistir

1313-1337 yillari arasinda da Osmaneli, Mekece, Pamukova, Geyve, Mudanya, Akyazi, Mudurnu, Düzce, Sapanca, Kandira, Bursa, Iznik, Gemlik ve Izmit’ in fethiyle birlikte bölge, tümüyle Osmanli idaresine geçmistir.

1563’te köy, 1646’da Bolu’ya bagli bir nahiye olan Adapazari’ nin 1658’de tekrar köy, 1692’de kaza, 1701’de Sapanca’ya bagli bir köy, 1742’de nahiye ve 1837’de Izmit Sancagi’na bagli bir kaza haline getirildigi tarihi kayitlardan anlasilmaktadir.

1852’de Kocaeli Mutasarrifligina baglanan Adapazari, 22 Haziran 1954 tarihinde 6419 sayili kanunla il olmus ve “Sakarya” adini almistir.

26 Mart 1921’ de Yunan isgaline ugrayan bölge, 21 Haziran 1921 tarihinde düsman isgalinden kurtarilmistir. Nitekim 21 Haziran tarihleri, ilin düsman isgalinden kurtarilisinin yil dönümü olarak her yil törenlerle kutlanmaktadir.

Kurtulus savasinda önemli bir yeri olan Adapazari, Ali Fuat CEBESOY, Sirri BEY, Hasan Cavit Bey, Koçzade Mahmut Bey, Yüzbasi Abdurrahman Bey, Kaymakam Tahir Bey gibi Kuva-i Milliyenin pek çok kahramanina yardim ve destekle Milli Mücadelenin serefli sayfalarinda yer almistir.

SAKARYA'NIN İLÇELERİ

Taraklı
Söğütlü
Sapanca
Pamukova
Kocaali
Kaynarca
Karasu
Karapürçek
Hendek
Geyve
Ferizli
Akyazı
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2012       Mesaj #13
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Sakarya
MsXLabs.Org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi


sakarya

Marmara Bölgesi'nin kuzeydoğusunda il. Batıda Kocaeli, güneyde Bilecik, doğuda Bolu illeriyle sınırlanır. Kuzeyde, Kefken doğusunda Delikkaya Burnu'ndan Melen Deresi ağzına kadar Karadeniz'e açılır. Adını, il topraklarını güney-kuzey doğrultuda keserek Karadeniz'e dökülen ırmaktan alır. İlin güney kesiminde yüksek dağlardan oluşan engebeler vardır: Karadağ, Geyve Boğazı'nın batısında Samanlı Dağları'nın doğu uzantıları vb. Orta ve kuzey kesimleri, ova düzlükleri ortasında ada gibi yükselen bazı tepelik alanlar dışında, Sakarya ve kollarının meydana getirdiği geniş, yeni alüvyonlarla örtülü düzlüklerle kaplıdır; bu düzlükler Sakarya ili yer şekillerinde egemendir. Bu geniş düzlükler, bugün alanı çok azalmış olan bataklıklar ve koruluklar dışında, Türkiye'nin başlıca tarım alanlarından biridir.

Sakarya ili iklimi, il topraklarının Karadeniz ve Marmara arasında bir geçiş yeri üzerinde bulunmasının yarattığı etkileri yansıtır. İl topraklarının coğrafî merkezinde bulunan Adapazarı'nda en soğuk ve en sıcak ayların ortalamaları sırasıyla 5,8 ve 22,8 derecedir (aynı değerler Zonguldak'ta 21,6° ve 6°; İstanbul'da 5,4° ve 23,4°) Yıllık yağış tutarı 797 mm.dir; bu yağışın % 37,7'si kış, %18'i yaz mevsiminde düşer. Ana akarsu, 160 km.lik aşağı çığırıyla Sakarya'dır. Osmaneli'nin kuzeybatısında Sakarya il topraklarına giren Sakarya Irmağı, Mekece-Pamukova Ovası'ndan geçtikten sonra, Karadağ ve Samanlı dağları arasındaki Geyve Boğazı'na girer. Dik yamaçlarıyla derin bir vadi oluşturan boğazı geçtikten sonra, Doğançay'ın kuzeyinde geniş aşağı ovasına ulaşır. Bir dizi menderesler çizerek, il merkezinin doğu kenarından geçer ve Karasu kasabası yakınında denize dökülür. İlde aldığı en önemli kolları: sağdan Mudurnu ile soldan, Sapanca Gölü'nün ayağı Çarksuyu'dur. Sapanca Gölü'nün batı yarısı da il toprakları içinde kalır. Sakarya, 4.817 km2 yüzölçümüyle Kocaeli, Rize ve Trabzon'dan sonra Türkiye'nin dördüncü küçük ilidir. 1954'te il hâline getirilmiştir. İlin toplam nüfusu 732.414'tür (1997). Buna göre nüfus oldukça yoğundur. İl merkezi Adapazarı, Çarksuyu üzerinde ve Sakarya Irmağı'nın hemen batısında, büyük bölümüyle ovada, bir bölümüyle de güneybatısındaki tepeler üzerinde kurulmuştur. Ulaştırma bakımından avantajlı il merkezlerimizden biridir: 9 km.lik bir şube hattıyla Arifiye'de ana demiryoluna bağlı olduktan başka, muntazam şoselerle bir yandan 5 km. güneyindeki Ankara-İstanbul şosesine, öte yandan da ilçelerine ve komşu illere bağlanır (Karasu'da Karadeniz kıyısına; Akçakoca ve Ereğli'ye; Kaynarca, Kandıra üzerinden Şile ve İstanbul'a; Doğançay, Pamukova, İznik üzerinden Marmara Bölgesi'ne; Bilecik, Bozöyük üzerinden Eskişehir'e). Aşağı Sakarya üzerinde, havzanın gerçekten "pazar"ı olan Adapazarı, bu rolünü öteden beri oynamaktaysa da, özellikle 20. yüzyılın başlarından beri gelişip büyümeye başlamıştır. Gerek kırsal ve gerekse kentsel nüfusunun önemli bölümü, çeşitli tarihlerde Balkanlar'dan ve Kafkasya'dan gelen göçmenlerle, daha yakın tarihlerde Türkiye'nin öteki bölgelerinden (özellikle Doğu Karadeniz'den) gelmiş olan kişilerden meydana gelir. 20. yüzyılın başlarında birkaç bin nüfuslu bir yerleşme olan Adapazarı'nın nüfusu 1927'de 22.500'e ulaşmış ve bu tarihten beri gelişme hızı artarak 1997'de 170.000'i geçen nüfusuyla Türkiye'nin büyük il merkezlerinden biri olmuştur. Kent merkezi ve köyler, Kuzey Anadolu kırık hattına yakın bulunmaları ve çoğunlukla yumuşak bir zemin üstünde kurulmuş olmaları nedeniyle depremlerden zaman zaman zarar gören illerimiz arasındaydı. Ancak 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 depremlerinde Adapazarı, Hendek, Akyazı gibi pek çok yeri büyük zarar gördü. Sakarya, sanayi bakımından komşusu Kocaeli kadar değilse de, oldukça ileri düzeyde illerimizden biridir. başlıca sanayi kuruluşları şunlardır: Adapazarı Vagon Fabrikası, şeker fabrikası, Zirai Donatım Kurumu'nun tarım araçları fabrikası, oto lastiği, yem, asit, şişe fabrikaları; tuğla-kiremit ve öteki inşaat malzemeleri imalathaneleri ve daha küçük birçok sanayi kuruluşu.

Sakarya ili topraklarının tarım bakımından bölünüşü şöyledir: Orman % 35, tarla % 26,5, nadas % 6,4, bağ-bahçe % 10,8, çayır-mera % 3,1 ve yararlanma dışı topraklar % 18,1. Bu bölünüşe göre, Sakarya orman bakımından oldukça zengin illerimiz arasındadır. Öte yandan ekili-dikili toprakların alanı da % 40'a yaklaşır ki, bu da oldukça yüksek bir orandır. Tarım ürünleri çeşitlidir. Tahıl üretiminin en büyük bölümü buğday ve mısırdır. Türkiye'de mısır üretiminin en fazla ve özellikle üretimin en kararlı olduğu ildir. Bunun nedeni, bir yaz bitkisi olan mısırın, örneğin Doğu Karadeniz'de olduğu gibi, yalnız yaz yağışlarına bağlı kalmaması, taban suyu bol ve yüzeye yakın bir ovada yetiştirilmesidir. Baklagiller üretiminin büyük bir kısmı fasulyedir. Sanayi bitkileri içinde şekerpancarı baş yeri alır; bunu ayçiçeği izler. Patates başta olmak üzere her çeşit sebze yetiştirilir. 175.000 ton olan toplam meyve üretiminde üzüm, fındık ve elma başta gelir. Hayvancılık tarım kadar önemli değildir.
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

31 Temmuz 2012 / ThinkerBeLL Türkiye Cumhuriyeti
6 Temmuz 2011 / Misafir Soru-Cevap
3 Kasım 2009 / Daisy-BT Türkiye Coğrafyası