Arama

Türkiye'nin Adaları - Adalar (Prens Adaları)

Güncelleme: 7 Eylül 2009 Gösterim: 9.073 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
11 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Adalar (Prens Adaları)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Adalar'ın İstanbul'daki konumu
istanbuldistricts
Bağlı olduğu il: İstanbul
Yüzölçümü: 16 km²
Nüfus: (2007) 10.460 (TÜİK)
Nüfus yoğunluğu: 1.108 kişi/km²
Mahalle sayısı: 5
Koordinatlar: 40°52′31″K, 29°05′40″D
Belediye başkanı: Mustafa Farsakoğlu (CHP)
Kaymakam: Mevlüt Kurban
Genel ağ sayfası: www.adalar.gov.tr
Adalar veya Prens Adaları, İstanbul'un Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası adlı 9 adadan oluşan ilçesi. 2000 Nüfus sayımına göre nüfusu 17.738'dir.
Adalar ilçesinin merkezi Büyükada olup, ilçe 5 mahalleden oluşmaktadır; Büyükada'daki Maden Mahallesi ve Nizam Mahallesi, Kınalıada Mahallesi, Burgazadası Mahallesi, Heybeliada Mahallesi.
İstanbul Adaları'nın, özellikle Bizans döneminde saray mensuplarının sürgün yerleri olduğu için Prens Adaları diye adlandırıldığı söylenir.
Adalar'ın İstanbul'a uzaklıkları, en yakın Kınalıada, en uzak Tavşanadası olmak üzere 7 deniz miliyle 13,5 deniz mili (25 km) arasında değişir. Adalar'a ilk vapur seferleri Galata Köprüsü'nden 1846 yılında başlamıştır. Bugün Kabataş, Kadıköy ve Bostancı'dan sürekli deniz yolu bağlantısı vardır.
Adalar'da yaşayan azınlık nüfusunun çeşitli toplumsal, siyasi olayların sonucunda dönem dönem buradan ayrılması, yerleşim alanlarının az olması ve yeni yapılaşmaya sınırlı olanak tanınması gibi nedenlerle nüfusu ya azalmış, ya da durağan kalmıştır. Özellikle 1950'den günümüze kadar, Adalar'da sürekli oturan nüfus azalırken yörenin etnik ve sosyal yapısı da değişmiştir. Hıristiyan, özellikle de Rum, Gürcü ve Ermeni nüfusta çok büyük azalma olurken İstanbul içi ve dışı doğumlu Müslüman nüfus büyük bir artış göstermiştir.
Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan Pierre De Tchihatchef'in orijinal adı Le Bosphore et Constantinople avec Perspectives des Pays Limitrophes (1864) olan Türkçe çevirisi "İstanbul ve Boğaziçi" adı ile yayınlanan eserin birinci kısmının çevirisine göre Adalar Boğaz'ın güney ağzıyla İzmit (Nikomedia) körfezinin girişi arasında, Bitinya sahilleri boyunca Hıristiyanlar tarafından Prens Adaları, Türkler tarafından da Kızıl Adalar ismiyle bilinen bir adalar dizisidir. Büyükada (Prinkipo), Heybeliada (Halki), Burgaz (Antigoni), Kınalıada (Proti), Yassıada (Plati), Sivriada (Ohia), Kaşık adası (Pita), Sedef Adası (Androvita) ve Tavşan Adası ( Neandros)
.
Prens Adaları'nın adını nereden aldığına dair toplumsal tarihin izlerinden giden bir kısa anlatı (1864)
Bizans imparatorları zamanında pek konuksever sayılamayacak bu dört ada, meşhur bahtsızlara sürgün ya da esaret yeri işlevi görüyordu. Bu sürgünlerin arasında çok sayıda taç giymiş insanın yer alması nedeniyle, bu kayalıklara Prens adaları adı verildi; daha sonra bu isim küçük takımadaların bütünü için kullanıldı. Bu takımadaların en büyük ve en güzel iki adası olan Büyükada ve Heybeli'nin prenslerin düşmanlıklarından çok görkemlerine tanık oldukları doğrudur. Çünkü bu adalar Bizans imparatorlarının yazlıklarıydı ve onların şatolarıyla güzelleştirilmişti. Ancak o zamanlar, hükümdarlar, bugünkünden daha hızlı bir biçimde saraydan zindana geçtikleri ve bu adalarda bahtı açık olanların ve çile çekenlerin konutları iç içe olduğu için, aynı adın bütün adalar için kullanılmasından daha doğal bir şey yoktur. Çünkü bugün bir adada oturanın ertesi gün bir başka adaya çok farklı bir konumda geçmesine alışılmıştı. Demek ki bu adalar halkın gözünde insan yaşamının en şiddetli karşıtlıklarının simgesi, gururla küçük düşmenin büyüklükle hiçliğin, mutlulukla sefaletin, birbirine karıştığı bir yerdi: Tek kelimeyle, bunlar gerçekten Prenslerin adalarıydı!
Prens Adaları topluluğu içinde İstanbul'a en yakın ada olması sebebiyle Kınalıada, tarihte en çok sürgün bu adaya yapılmıştır.

Adalar'ın Marmara Bölgesi'ndeki konumu

741pxprincesislands

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
7 Eylül 2009       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Prens Adaları
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Prens Adaları, Marmara Denizi'nin kuzeydoğusunda, İstanbul kentinin Anadolu ya­kası açığında yer alan ve dokuz adadan oluşan bir takımadadır. Kentin Anadolu yakası kıyı­sına paralel olarak kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda dizilen ve kısaca Adalar diye adlandırılan bu takımadalardan en büyüğü Büyükada'dır. Öteki sekizi ise Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Kaşıkadası, Tavşan-adası, Sedef adası, Yassıada ve Hayırsızada olarak da bilinen Sivriada'dır. Adalar, yönet­sel açıdan İstanbul iline bağlı bir ilçedir. Adalar ilçesinin merkezi Büyükada'dır. İstan­bul Büyük Şehir Belediyesi sınırları içinde bulunan Adalar'ın yüzölçümü 15 km²'dir.
Adalar jeolojik yapı bakımından Kocaeli Yarımadası'nın bir parçasıdır. Yarımada üs­tünde aşınmaya karşı dirençli bazı kayaçlardan oluşan tepelik alanların Marmara Denizi' nin yükselmesinden sonra suyun üstünde kalan bölümleri takımadaları oluşturmuştur. Topraklarının genel­likle kızıl renkli olması nedeniyle Türkler tarafından "Kızıl Adalar" olarak adlandırılan bu takımadalar, uzun bir süre "Papaz Adala­rı" adıyla da anılmıştır. Bunun nedeni, Orto­doks mezhebinde din adamı yetiştirmek ama­cıyla Heybeliada Papaz Mektebi adıyla 1844'te öğretime açılan okuldur. Bu adala­rın en büyükleri olan Büyükada eskiden Prinkipo ve Pityoussa, Heybeliada ise Halkis ya da Halki ve Khalkitis adlarıyla anılırdı.
Yassıada uzun bir süredir askeri amaçla kulla­nılmaktadır. Sivriada ile Eşekadası olarak da bilinen Tavşanadası ise yerleşim yerleri olma­yan ıssız adalardır.
İlk kez Roma döneminde yerleşildiği bili­nen Adalar'da daha sonraki Bizans dönemin­de birkaç balıkçı köyü vardı. Bizans dönemin­de prensler ile prenseslerin buraya sürgün edilmesi nedeniyle "Prens Adaları" adıyla anıldı. Adalar, daha çok batılılar tarafından Prens Adaları olarak adlandırılır. Bu takım­adalar, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u alması sırasında Osmanlı topraklarına katıldı. Adalar'daki yerleşim yerleri birer balıkçı kö­yü olma niteliğini 19. yüzyıl ortalarında yitir­meye başladı. Bunun başlıca nedeni, 1846'dan sonra düzenli vapur seferleriyle Adalar'ın İstanbul kentiyle bağlantısının sağlanmasıydı. Bu yüzyıl sonlarında yavaş yavaş bir sayfiye yeri haline gelmeye başlayan Adalar'a, İstanbul'da yaşayan azınlıklar ile Türki­ye'de yaşayan ve levanten denen batılılar tarafından bazı bahçeli, yazlık konutlar ve köşkler yaptırıldı. Cumhuriyet döneminde varlıklı Türkler tarafından da sayfiye yeri olarak kullanılmaya başlayan Adalar, eski yapıları ve eşsiz güzellikleriyle İstanbul'un başlıca dinlenme ve gezi yerlerindendir.
Kızılçamlarla kaplı bu takımadaların en yüksek noktası olan ve Büyükada'da yer alan 202 metre yüksekliğindeki Yücetepe'de bir kır gazinosu vardır. Aya Yorgi Tepesi olarak da adlandırılan bu yüksek noktaya açık bir havada çıkıldığında öteki adalar, Marmara Denizi, İstanbul ve hatta Yalova kıyıları rahatlıkla izlenebilir. Son yıllarda deniz oto­büsü seferleri de yapılan Adalar'ın nüfusu yazlığa gelenler nedeniyle yazın birkaç kat artar. Adalar'daki başlıca gezi alanları Büyük-ada'daki Dilburnu, Heybeliada'daki Değirmenburnu orman içi dinlenme yerleri ile Burgazada'daki Kalpazankaya yöresidir. Yö­rük Ali ve Nizam adıyla anılan plajları olan ve eskiden tertemiz koylarında denize girilen Adalar kıyıları, son yıllarda Marmara Denizi'nde görülen kirlenmeden büyük ölçüde etkilenmiştir. Belediye hizmetleriyle öteki resmi hizmetlerin karşılanması amacıyla çalıştırılanların dışında motorlu araç çalıştırılma­yan Adalar'da ulaşım faytonlarla sağlanır. Gezi amacıyla Adalar'a gelenler fayton turları ve çocuklar için büyük eğlence kaynağı olan eşek gezileri yaparlar.
Turizm açısından büyük değer taşıyan Ada­lar'da bazı önemli kurumlar da vardır. Bunla­rın başlıcaları, ülkemizin ilk sanatoryumu olan ve 1924'te açılan Heybeliada Sanatoryu­mu ile Deniz Kuvvetleri'ne bağlı Heybeliada Deniz Lisesi'dir. Ünlü edebiyatçılarımızdan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Heybeliada'da­ki, Sait Faik Abasıyanık'ın Burgazada'daki evleri müze haline getirilmiştir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

24 Mayıs 2011 / ThinkerBeLL Türkiye Coğrafyası
21 Haziran 2012 / ThinkerBeLL Taslak Konular
18 Ekim 2016 / Pollyanna Türkiye Coğrafyası
11 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Taslak Konular
1 Aralık 2008 / Pollyanna Türkiye Coğrafyası