Arama

Özvatan - Kayseri

Güncelleme: 17 Haziran 2013 Gösterim: 1.499 Cevap: 0
Elçin - avatarı
Elçin
Ziyaretçi
17 Haziran 2013       Mesaj #1
Elçin - avatarı
Ziyaretçi
Özvatan - Kayseri
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Özvatan, Kayseri ilinin bir ilçesidir. Çukur adıyla da bilinen ilçe 1956 yılında Belediye (Nahiye), 09.05.1990 yılında da ilçe olmuş, ilçe ismi Çukur da Özvatan olarak değiştirilmiştir (İlçe ismini Merhum 8.Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL'ın Soyadının ÖZ'Ü ile ANAVATAN PARTİSİ'nin VATAN'ının birleşmesi ile ÖZVATAN İsmi ortaya çıkmıştır). İlçe, eski bir yerleşim yeri olup, çeşitli tarihi kalıntıları mevcuttur.
Özvatan ilçesi su kaynakları bol olan bir yöredir.


Tarih
İlçede bulunan en eski yerleşim yerlerinin Kızılırmak kenarında bulunan Harsanız ve Zırha Kaleleri olduğu ve bunlarında Eti (Hitit)'lere ait oldugu bilinmektedir. O dönemlerde halkın bu bölgede madencilik ve ticaretle uğraştığı öğrenilmiştir. M.Ö. 430 yıllarında Zırha Kalesi'nin Roma topraklarına katıldığı yörede Roma medeniyetinin izleri görülmektedir. Kayseri Kültür Araştırmacılarının 1967 yılında yapmış olduğu araştırmada M.S.300-600 yıllarına ait mezar taşlarında Türk isimlerine rastlanmıştır. Bölgeye ilk gelen Türk aileleri Kasım Çelebi, Dik boynuz, Hıdır Kahya, İbrahim Oğulları, Mustafa Pasa aileleridir. Özvatan'daki ilk yerleşim yeri Kale Mahallesi olmuştur. Yöre Yozgat Sancağına bağlı iken "Kaleköy" seklinde haritaya geçmiştir. 1890-1900 yıllarında Özvatan (Çukur) Muncusun' a (Simdiki ismi ile Güneşli) merkez köy konumunda olduğu ve 1924 yılında da Selanik muhacirlerinin Çukur' a yerleştirildiği görülmektedir. İlçenin pek çok yerinde tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Bu tür ören yerleri Kanıderesi, Höyük ,Ortaoba,Hortum tepesi ve Kızılırmak kenarıdır.En eski yerleşim yeri ise Kızılırmak kenarında bulunan Zıhra kalesidir. Bu kale M.Ö.2000 li yıllarda yaşayan Hitit uygarlığına aittir.Hititlerden sonra Kapadokya Krallığının hakimiyeti devam etmiştir. Bölgeye M.Ö.430 yılında Roma imparatorlu u hakim olmuştur. Daha sonraları Roma imparatorlu unun bölünmesiyle bu bölge Bizans toprakları içinde kaldı. Roma ve Bizans dönemine ait bazı eserler ve sikkeler mevcuttur.(bkz.1) Yeni yerleşim alanının oluşumu,(Bu günkü yerleşim yerleri),M.S.600-650 yılları arasına rastlar. Buraya Avar veya Peçenek Türklerinin yerleştirildi i bilinmektedir. Şamanist(Gök Tanrı dini)olan bu Türkler burada Hıristiyanlık dinini tercih etmişlerdir.(bkz.2) Bölgede M.S. 700 lü yıllara ait mezar taşlarında, Batur, Karahan gibi isimlere rastlanmıştır. Bu yeni yerleşimciler Kale mıntıkasına bir kilise yapmışlar. Hayvancılık ve çiftçilikle hayatlarını sürdürmüşlerdir. Bölgeye zaman zaman Müslüman Araplar akın yapmışsa da hakim olamamışlardır. Müslüman Türk akınları ise 1068 Yılında Selçuklu Güney uç be i komutanı Afşın be tarafından düzenlenmiştir. Bu akınlardan sonra bölge Türk yurdu olmuştur. Müslüman Türklerin Çukura yerleşmesi ise 14. yüzyılda rastlamaktadır. İlk yerleşen Kasım Çelebi, bunu takiben Gürcü bey ve Hıdıroğlu olmuştur. İlk yerleşim alanı ise Çağşak suyu civarıdır. O yıllarda bölge tamamen ormanla kaplıydı. Ormanda çam, meşe ve ardıç a açları yo unluktaydı İlerleyen senelerde sürekli olarak göç edip yerleşen aileler olmuştur. Çukur tek bir boy veya aileden kurulmuş yerleşim yeri de ildir. Coğrafi olarak bölge saklanmaya müsait oldu undan, bazı kanun kaçaklarıda Çukura yerleşmiştir. Müslümanlar ilk mescidi Çağşak suyu yakınında yaptılar. Daha sonra Aşağı mahalleye ilk camii yapıldı, hutbe izni (Beraat) alındı. Hıristiyanlar kale bölgesindeki kiliseyi yıkarak bir kilometre kuzeyde bulunan İnüstüne (Yeni mahalle) yeni bir kilise yapmışlardı. Yine o bölgeye bir su değirmeni ve bezirhane yaparak kiliseye vakfedilmiştir. Çukurda yaşayan Hıristiyanlardan Hicri 981 yılında üç çocuk Yeniçeri ocağına acem oğlan olarak alınmıştır. Bu çocukların isimleri Şehrioğlu Saya, Ayayorioğlu Bala, Sevindikoğlu Timurdur. Bu çocuklara Müslüman halktan Tanrıverdi, Sevindik oğlu Budak ve Elvan oğlu Bayram kefil olmuşlardır. 1500 Yılında bazı kayıtlarda Çukurun ismi "Sirfe" ve Kenarı ırmak nahiyesi olarak ta geçmektedir 1520 yılında Çukur ve mezralarından Kemerli, Ilısu, Avlusun,Kuşan Kışla ı, Bağmezrası, İmaret ve Kemercülü mezrasından 9402 Akçe vergi alınmıştır.(bkz.3) 16.y.y.da Kenarı ırmak nahiyesinde 51 Cemaat yaşmıştır.Nahiyenin%55 i Müslüman’dı. Bu devirde bölgenin ekonomisi hayvancılık ve tarıma dayalı olup,üç tane su de irmeni mevcuttu.(bak.4) Çukur tımar bey li i Gürcü beyle başlamış onun çocuklarıyla devam etmiştir.Gürcü ailesi Kesik köprü (Gürcü köprüsü) vakfiyesiyle gelir sağlamakta idi(Hicri 610) Bu ailenin bir kısmıda daha sonraları Kayseri'ye yerleşmiş. Kayseri'ye yerleşenler Çukurluoğlu Camii ve çeşmesini yaptırmıştır. Bu aileden Çukurluzade Hacı Torun efendi namında büyük bir alim yetişmiştir.(D.1799-Ö.1855) (bkz.4) Gürcüoğlu Hüseyin Bey Kale mahallesine bir camii yaptırmış. Bu camiye kendi değirmeninin 1/4 hissesini vakfetmiştir. Çukurdaki Hıristiyanlar Taşlık ve Kavaklı mevkilerine çiftlik kurmuşlar ve bu çiftlikler zamanla mezra ve daha sonra köy olmuştur. Hıristiyanlar Taşlık ve Kavaklıya birer Kilise yapmışlardır. 6.Yüzyılda Türkmen göçerlerinin Çukur'a gelmesi ve kilise kalıntılarının bulundu u mevkie yerleşmesiyle Kiseköy kurulmuştur. Buraya(Hayriye) gelen göçerler Karışık (Kozmopolit bir yapıda) de il tek bir sozdan gelmektedir. Köy ortasında bulunan çeşmenin kitabesinde yapılış tarihi H. 1238 dir. Buraya yerleşen halk, ilk olarak bir camii yaptırmışlardır. (Yukarı Camii). Bu camiinin yapılışının tarihini bilmiyoruz. Kitabesinde Hicri 1293 yılında tamir edildi i yazılmaktadır. Buraya yerleşen ailelederden bazıları şunlardır; Göbülgil, Hebilgil ve Karamahmutgil gibi. 1831 Yılında yapılan nüfus sayımında,Çukur’daki Müslüman erkek sayısı 205 kişi,Hıristiyan erkekler 130 kişi,Kise köydeki erkek sayısı 179 kişidir.Toplam erkek sayısı 514 kişi(Kadın nüfus da erkekler kadar tahmin edilirse 1028 kişilik büyük bir yerleşim yeri oldu u görülmektedir. Çukur ve Kise köy arasında 18.y.y. küçük bir medrese yapılmış ve uzun yıllar hizmet vermiştir.Medresenin yakınında Demirli pınarı yapılmış,(H.1215)bu medreseden mezun olan kişiler çevre köylerde imamlık yapmışlardır.(bkz.5)Medresenin varlı ı Çukur'u bölgenin ilim merkezi haline getirmiştir.(Medresinin son müderrisli ini ise Abdullah Efendi yapmıştır.)Ayrıca hıristiyanlara ait,güneyde ve İnüstün de olmak üzere iki Bezirhane vardı.Burada halkın ihtiyacını gidermek için,bezir yağ ı üretilmekteydi.kireçyeri mevkiinde hıristiyanlar tarafından küçük ocaklarda kireç ürettikleri de bilinmektedir. Çukur sancak merkezine uzak oldu undan, Osmanlıya sürgün yeri olmuş. Dadaloğlu isyanıyla Bozok eyaletine sürülen Afşarlar Göç yolunu kullanmışlardır. Bu isyancıların Çukur yaylasında kaldıkları da bilinmektedir. Dulkadiroğullarından Paşaoğlu (Başoğlu) Mustafa'da o yıllarda Çukur'a zorunlu olarak yerleştirilmiştir. 1890 Yılında Çukur'da Cırığın ini üstüne zabdıye karakolu kurulmuş böylece bölgenin asayiş merkezi de Çukur olmuştur. Bu yıllarda Müslümanları irşad etmek için bazı din adamları yetişmiştir.Bunlar Molla Mahmut,Süleyman Efendi,Kazak Fakı, İnce Hoca daha sonraları Abdullah Efendi gibi. Çatlı Sicimo lu ismindeki Hiristiyan ,güney mahalleye küçük kiliseyi inşa etmiştir.Bazı Papazlar tıp tahsili de yapmış doktor idiler. Bunların en tanınmışı küçük kilisenin papazı Babavasil Süto lu 'dur. Bu papaz din ayrımı yapmaksızın Çukur ve çevre köylere de sağlık hizmeti vermiştir. Büyük Kilisenin papazı bölgedeki Hıristiyanların en saygın kişisi idi.Büyük Keyiş diye bilinen bu zatın adı Kumruoğ lu Lazaros'ta Camide cuma hutbelerini dinlerdi.Büyük bir hoş görünün hakim oldu u bu yıllarda Çukur Muncusu'na (Güneşli)ba lı bir köy idi.



Benzer Konular

17 Ağustos 2012 / Misafir Türkiye Coğrafyası
11 Eylül 2008 / Bia Taslak Konular