Arama

Hıdırellez (Hıdrellez) Bayramı

Güncelleme: 23 Haziran 2012 Gösterim: 32.308 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Aralık 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hıdırellez
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Hıdırellez Bayramı (Hıdrellez), Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas’ın yer yüzünde buluştukları gün olduğu savıyla kutlanmaktadır.
İslam coğrafyasına bakıldığında Hıdrellez gününün yoğunlukla Türkiye'de kutlanıldığı görülmektedir.
Bir görüşe göre; Türkler'in Orta Asya'dan getirdikleri Nevruz Bayramının başkalaşmış ve İslamlaşmış şeklidir. Öyledir ki Nevruz Bayramı kutlaması Anadolu Türkleri arasında önemini kaybetmiştir. Buna rağmen Hıdrellez eskiden beri kutlanmaktadır.

Etimolojisi

Hıdrellez günü, Gregoryen takvimi (MİLADİ takvimi)'ne göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır.
Rumi takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.

Kökeni
Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysa ki Hıdrellez Bayramı’nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği görülmektedir.

Hızır
Hızır; hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda insanlar arasında dolaşarak onlara yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında bir elçidir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, baharın, baharla vücut bulan taze hayatın sembolüdür. Hızır inancının yaygın olduğu ülkemizde Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:
  • Hızır, zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir.
  • Kalbi temiz, iyiliksever insanlara daima yardım eder.
  • Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
  • Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
  • Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
  • İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
  • Uğur ve kısmet sembolüdür.
  • Mucize ve keramet sahibidir.
Hızır, bu nitelikleriyle mitoloji dünyasının, kendilerine üstün yetenekler atfedilen tanrılarını hatırlatmaktadır.
Ülkemizde Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs tarihinde kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.

İstanbul'da Hıdırellez
Istanbul'da tarihi yarımadasında yerleşik Armada Otel'in 2000'li yıllara girerken başlattığı "Ahırkapı'da Hıdrellez Şenlikleri" ise giderek gelenekselleşen bir yapı almaktadır. Bu yıl 8. yapılacak şenlik, artık bir toplu sivil etkinliğe dönüşmüş olup, her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan akşam yerli yabancı binlerce kişinin katıldığı bir şenlik olarak tekrarlanagelmektedir.
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.

Kutlama Mekanı
Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.

Hıdırellez Gecesi
Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar.Ve aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar.

Gelenekleri
Baht açma: Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir.
  • Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”,
  • Denizli ve çevresinde “bahtiyar”,
  • Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”,
  • Erzurum’da “mani çekme” adı verilir.
Törenler baharda doğanın ve tüm canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı inancıyla, şanslarını denemek için yapılır. Hıdrellezden bir gece önce bahtını denemek ve kısmetlerinin açılmasını sağlamak isteyen genç kızlar yeşillik bir yerde veya bir su kenarında toplanırlar. İçinde su bulunan bir çömleğe kendilerine ait yüzük, küpe, bilezik gibi şeyler koyarak ağzını tülbentle bağladıktan sonra bir gül ağacının dibine bırakırlar.
Sabah erkenden çömleğin yanına giderek sütlü kahve içip ağızlarının tadının bozulmaması için dua ederler. Ardından niyet çömleğinin açılmasına geçilir. Çömlekten içindekiler çıkarılırken bir yandan da maniler söylenir. Buna göre eşyanın sahibi hakkında yorumlar yapılır. Hıdrelleze özgü bu uygulama temelde bu şekilde yapılmakla birlikte, yörelere göre bazı farklılıklar da gösterebilmektedir. Son zamanlarda ise bu tören yalnızca evde kalmış kızların kısmetini açmak amacıyla yapılmaktadır.
Sonuç olarak, Anadolu’da hala görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan (ERGENEKON DESTANI zamanından bu yana) beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır.

Hızır ve Kur'an
Aşağıdaki Bölüm Kuran'ın Elmalılı Hamdi Yazır Meali'nden alınmıştır:
KEHF 60 - Ey Muhammed! Bir vakit Musa genç adamına demişti ki:
"İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim, yahut senelerce gideceğim."
KEHF 61 - Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. Bu arada balık, denizde yolunu bulup kaybolmuştu.
KEHF 62 - İki denizin birleştiği yeri geçtikleri zaman, Musa genç arkadaşına: "Kuşluk yemeğimizi getir. Gerçekten biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk" dedi.
KEHF 63 - Adam: "Gördün mü! dedi. Kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı, muhakkak şeytan bana unutturdu. O denizde garip bir yol tutup gitmişti."
KEHF 64 - Musa da demişti ki: "İşte aradığımız o idi." Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.
KEHF 65 - Nihayet kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
KEHF 66 - Musa ona: "Allah'ın sana öğrettiği ilim ve hikmetten bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?" dedi.
KEHF 67 - (Hızır) dedi ki: "Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin.
KEHF 68 - "İçyüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin?"
KEHF 69 - Musa: "İnşaallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmeyeceğim" dedi.
KEHF 70 - (Hızır) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"
KEHF 71 - Bunun üzerine ikisi beraber yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman, o kul (Hızır) gemiyi deldi. Musa, ona şöyle dedi: "Geminin içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın."
KEHF 72 - (Hızır) "Sen benimle asla sabredemezsin, demedim mi?" dedi.
KEHF 73 - Musa dedi ki: "Unuttuğum şeyden dolayı beni suçlama ve bu işimden dolayı bana bir güçlük çıkarma."
KEHF 74 - Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: "Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın" dedi.
KEHF 75 - Hızır dedi ki: "Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?"
KEHF 76 - (Musa) dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma! Hakikaten benim tarafımdan ileri sürülebilecek son mazerete ulaştın.
KEHF 77 - Bunun üzerine yine yürüdüler. Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler. Ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. Hızır hemen onu doğrulttu. Musa: "İsteseydin elbet buna karşı bir ücret alırdın" dedi.
KEHF 78 - Hızır dedi ki: "İşte bu, seninle benim aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim."
KEHF 79 - "Gemi, denizde çalışan birkaç yoksula aitti. Onu kusurlu kılmak istedim, çünkü onların ilerisinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı."
KEHF 80 - "Oğlana gelince, onun ana-babası mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk."
KEHF 81 - "İstedik ki Rabbleri onun yerine kendilerine ondan temizlikçe daha hayırlı ve daha çok merhamet eden birini versin."
KEHF 82 - "Duvar ise, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı. Babaları da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ve ben bunların hiçbirini kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeylerin içyüzleri budur."

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
14 Eylül 2008       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Baharın gelmesi, doğanın yeniden canlanması ve bolluk-bereket olması için yaklaşık 5 bin yıldır kutlandığı bilinen Hıdrellez geleneğinin, İbraniler aracılığıyla Suriye Suriye ve Mısır üzerinden Eski Yunanistan'a, buradan da Anadolu'ya geçtiği biliniyor.

Sponsorlu Bağlantılar
Kültür Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, ilkçağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve Doğu Akdeniz çevresindeki ülkelerde bahar veya yazın gelmesi nedeniyle çeşitli törenler yapılıyor. Hıdrellez inanışının özelliklerini taşıyan ilk törenler M.Ö 3 binin sonlarında Mezopotamya'da, Fırat ve Dicle nehirlerinin etrafına bolluk ve bereket getirmesi için Tommuz veya Dumuzi adı verilen tanrı adına yapılıyordu. İbraniler kanalıyla Suriye ve Mısır üzerinden eski Yunanistan'a ve Anadolu'ya geçen bu inanç, doğanın canlanmasını ve yeniden yaşamaya başlamasını simgeliyor.

Anadolu'da Hıdrellez Geleneği

Anadolu'da Hıdrellez, yaygın inanışa göre, Hızır ile İlyas peygamberlerin biraraya geldiği günün anısına, 5-6 Mayıs'ta kutlanıyor. Hıdrellez günü (Rüz-ı Hızır), eski Türklerdeki halk takvimine göre 6 Mayıs-8 Kasım (Hızır Günleri) tarihleri arasında kalan ve yaz mevsimi döneminin başlangıcı kabul ediliyor.

Hıdrellez etrafında oluşan gelenekler, inançlar, törenler Sultan Nevruz ve diğer baharı karşılama gelenek ve törenleri ile karıştırılıyor. Gerek Anadolu'da ve gerekse Anadolu dışındaki Türk topluluklarında Hıdrellez'in yaklaşması ile çeşitli hazırlıklar yapılıyor. Hızır peygamberin eve uğramasını sağlamak için evler, ev eşyaları, mutfak eşyaları, kıyafetler temizleniyor. Hıdrellez günü kuzu veya oğlak kesilip, çeşitli yemekler hazırlanıyor.

Bazı bölgelerde ise bir gün öncesinden oruç tutularak karşılanan Hıdrellez gününde, ''Hıdırlık'' adı verilen mesire yerlerine gidilerek çeşitli eğlenceler düzenleniyor.

Niyet Oyunu ve Mayasız Yoğurt Çalma

Yörelere göre ''niyet çekme, baht çömleği, bahtiyar, bahtıbar'' gibi isimlerle anılan niyet oyunu, Hıdrellez'de gerçekleştirilen yaygın etkinliklerden biri... Oyunda, bir testi ile getirilen su çömleğe konur. Su dolu çömleğin içine çeşitli takılar konulabileceği gibi, fesleğen, nane veya mantuvar çiçeği de konulabilir. Çömlek arife günü (5 Mayıs) üstü bir örtü ile örtülerek bir gül ağacının dibine bırakılır. Küpün üzerine bir asma kilit koyulur ve kilitlenir. Ertesi günü tekrar biraraya gelen kızlar gül ağacının dibinden çömleği alırlar. Kilit açılır ve bir kişi, niyetleri çekmeye başlar. Niyetler çekilirken bir taraftan da maniler okunur. Her mani çömleğe bıraktığı nişanı çıkanın bahtına kabul edilir.

Oyun işaretler bitinceye kadar devam eder. Oyunda ''ümit, neşe, metanet, aşk, sevgi, şefkat, iyilik, kardeşlik, gurbet, vatan sevgisi'' gibi konuları içeren maniler söylenir.

Hıdrellez gününe ait yaygın inançlardan biri de yoğurt çalma geleneğinde kendini gösteriyor. Hıdrellez günü maya kullanmadan yoğurt çalınır. Yoğurdun tutması halinde eve Hızır'ın uğradığına inanılır.


Hıdrellez Geleneği Nasıl Ortaya Çıktı?

Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Halk Dili ve Edebiyatı folklor uzmanlarından Yard. Doç. Dr. Lütfi Sezen, mayıs ayının 6. günü olan 'Hıdrellez'in uygulama ve kutlamasının çok eskilere dayandığını ve birçok inanışlarının da günümüzde hala geçerli olduğunu söyledi.


Yard. Doç. Sezen'in belirttiğine göre, bugünle ilgili inanışlardan bazıları şunlar:
'Evlenmek isteyen kızlar, Hıdrellez günü, kimliklerini belli etmeden, kıbleye bakan dokuz komşu kapısını çalarlarsa, o yıl kısmetleri açılır. Hıdrellez sabahı, gün doğmadan bir kağıda yazılan dilek akarsuya atılırsa, o yıl gerçekleşir. 6 Mayıs günü sabahı, gün doğmadan sokak kapısı sonuna kadar açılırsa, Hızır eve girer, bolluk bereket getirir. Boyu kısa olan çocuk veya gencin başına bir oklava ile vurulursa, o yıl içinde boyu uzar. Kadınlar, başlarına çimen yeşili örtü örtünürlerse, o yıl, bol yağmurlu ve bereketli olur. Nişanlı çiftler, Hıdrellez günü ağaçlı, sulak yerlerde dolaşıp piknik yaparlarsa, kısmetleri bol olur. 40 çiçekten alınan yeşil yapraklar, bir kaptaki suya atılır. Yüzünde sivilce olanlar, bu su ile yıkanırlarsa, sivilcelerden kurtulurlar.'

Yard. Doç. Dr. Lütfi Sezen, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, hıdrellezin, Türklerin milli sembollerinden olduğunu vurgulayarak, "Türk kültürü dışında başka kültürlerde de görülen bahar ve yaz bayramı geleneğinin temelinde, tabiatın canlanması, kışın sona ermesi ve canlanan tabiatın sevinçle karşılanması yatıyor. Türk kültüründe derin izleri bulunan bu gelenek, binlerce yıldan beri, gelişerek ve zenginleşerek devam ediyor" dedi. Yard. Doç. Sezen, Türklerin, 11. asır sonları ile 12. asır başlarında Anadolu'ya geldiklerinde, beraberlerinde hıdrellez adetini de getirdiklerini bildirdi.

'Hıdrellez'in Anlamı

Yard. Doç. Sezen, seneyi, Ruz-ı Hızır ve Ruz-ı Kasım diye ikiye ayıran takvimi bilgilere göre, Ruz-ı Hızır'ın, yaz mevsiminin başlangıcı sayıldığını, 6 Mayıs'tan 8 Kasım'a kadar süren 186 günlük bu dönemin, 'Hızır Günleri' adıyla anıldığını, 9 Kasım - 5 Mayıs tarihlerini içine alan Ruz-ı Kasım kış devresinin ise, 'Kasım Günleri' olarak adlandırıldığını ve 178 gün sürdüğünü kaydetti.

Yard. Doç. Dr. Lütfi Sezen'in verdiği bilgiye göre, yazın ilk günü sayılan 6 Mayıs gününe 'Hıdrellez' denmesi, ermiş biri olduğunu inanılan Hızır'ın kurak bir yere oturması ile o yerin yeşerip dalgalanmaya başlamasından geliyor. Bu sebeple, yaz başlangıcında ortalığın yeşermeye başladığı güne, 'yeşil' manasına gelen Hızır Günü, yine bu güne, Hızır ile İlyas'ın buluştukları rivayeti sebebiyle de 'Hıdırellez (Hızır-İlyas)' denmiştir. Soğuk ve yağışlı geçen kış günlerinden sonra havaların ısınması ve toprağın yeşile bürünmesi, insanların açık havaya, kırlara çıkmak arzuları, Hızır ve İlyas'a Müslümanlar arasında duyulan sevgi ve saygı ile birleştirilerek böyle bir adet ortaya çıkmıştır. Ayrıca bugün, insanların bir araya gelip karşılıklı olarak muhabbet ve hürmet duyguları içinde sohbet ederek hoşça vakit geçirmelerine, kırlarda ve mesire yerlerinde birbirlerine hürmet ve ikramda bulunarak, aralarındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının kuvvetlendirilmesine vesile yapılmıştır.

Yard. Doç. Sezen, kimi rivayete göre Allah'ın sevgili kullarından Hızır ve İlyas'ın kardeş olduğunu, kimi rivayete göre de ikisinin arkadaş olduğunu söyledi.

Hıdrellezin hazırlık ve uygulamalarını çoğunlukla gençler yürüttüğünü hatırlatan Yard. Doç. Dr. Lütfi Sezen, "Bu günün pek çok olumlu niteliği yanında, kısmet açan ve mutlu yuvaların kurulmasına zemin hazırlayan yönleri olduğuna da inanılıyor" dedi.

Hıdrellez İnanışları

Yard. Doç. Sezen'in verdiği bilgiye göre, hıdrellezle ilgili inanışlar şunlar:

- Hıdrellez öncesi, 41 karınca yuvasından alınan toprak, ev halkının para cüzdanına az miktarda konursa, o eve bolluk ve bereket gelir.

- Evlenmek isteyen delikanlı, özel bir surette hazırlanmış tuzlu çöreği 5 Mayıs akşamı yiyerek gece uykusuna yatarsa, rüyasında evleneceği kızı görür.

- Hıdrellez günü için önceden ekmek pişirilir, bu ekmek parçalanmaz. Sofraya tam olarak konur. Tam ekmek ailenin bütünlüğünü simgeler.

- 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan akşam, soğanın yeşermiş yapraklarından ikisi aynı anda kopartılarak her biri için niyet tutulur. Hıdrellez günü bu yapraklardan hangisi daha çok uzarsa, o niyetin gerçekleşeceğine inanılır.

- Çocuğu olmayanlar, 5 Mayıs günü akşam ezanından sonra kutsal bilinen bir ağaca al- yeşil yazmalar bağlarlar. Sabah gün doğmadan yazmalara bakılır. Kaybolanların sayısı kadar çocuk olacağına inanılır.

- Çocuğu olmayan kadın, 5 Mayıs akşamı abdest alıp namaz kıldıktan sonra, bezden yaptığı bebeği, gül ağacının dibine koyarsa çocuğu olur.

- Hasta ve yaşlılar, 5 Mayıs akşamı çimenler üzerinde yuvarlanırlarsa şifa bulurlar.

- Hıdrellezden birkaç gün önce kırlardan toplanan 41 çeşit çiçek, bir kapta su içine konur. Bu su, Hıdrellez günü hastalara şifa vermesi dileği ile içirilir.

- Eve bolluk, bereket gelsin diye 5 Mayıs akşamı namaz kılınıp dua edilir.

- 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan akşam, soyduğu elmayı, yastığının altına koyup yatan genç, gece rüyasında evleneceği kızı görür.

Hıdrellez Günü Uygulamaları

- Hıdrellez günü, güneş doğmadan kalkılır. Verilen bilgiye göre, geç kalkanlar, şafak vakti evleri dolaşan Hızır'dan nasiplenemezler.

- Evlenmek isteyen kızlar, kimliklerini belli etmeden kıbleye bakan dokuz komşu kapısını çalarlarsa, o yıl kısmetleri açılır.

- Hıdrellez sabahı, gün doğmadan bir kağıda yazılan dilek akarsuya atılırsa, o yıl gerçekleşir.

- Evlenme çağına gelen genç kız, Hıdrellez günü yaptığı tuzlu çöreğin yarısını yer, diğer yarısını da dam veya duvar üstüne bırakır. Kargalar, bu çöreği alıp hangi evin bacasına götürürlerse genç kız o eve, uzağa götürürlerse uzağa gelin gider.

- Kocaya gidememiş, kısmeti kapalı kızlar için Hıdrellez günü, kilit açma pratiği uygulanır. Tanıdık yedi evden alınan yedi anahtar, evde kalmış kızın eline verilir. Kız, hiç kimseyle konuşmadan içinden dualar okuyarak bu yedi kapıyı anahtarlarla açarsa, kısmeti bir yıla kalmaz açılır.

- Kısmetinin açılmasını isteyen genç kız veya delikanlı, sabah namazından önce kıbleye bakan yedi çeşmeden su içerse, o yıl evlenir.

- 6 Mayıs günü sabahı, gün doğmadan sokak kapısı sonuna kadar açılırsa, Hızır eve girer, bolluk bereket getirir.

- Soğan kabuğu ile kaynatılan yumurta çocuklara yedirilirse, şifa kaynağı olur.

- Boyu kısa olan çocuk veya gencin başına bir oklava ile vurulursa, o yıl içinde boyu uzar.

- Seher vakti, bir akarsu kenarında çamurdan ev yapılır, içerisine buğday doldurulursa, o yıl mahsul bol olur.

- Kadınlar, başlarına çimen yeşili örtü örtünürlerse, o yıl, bol yağmurlu ve bereketli olur.

- Yağ ve ayran yapılan yayıklar, yeşil dal ve yapraklarla süslenirse, o yayıkta yayılan mahsul bereketli olur.

- Hıdrellez günü gözlerine sürme çeken kızların, o yıl başları ağrımaz.

- Herhangi bir kaba su konularak etrafına kızlar oturtulur. İple bağlanan pamuk topağı iğneye takılıp suya atılır, pamuk topağı hangi kızın önünde durursa, o kız diğerlerinden önce kocaya varır.

- Türbelere gidilip, adak ve kurbanlar kesilir.

- Komşulara yedi çeşit çerez dağıtılır.

- Nişanlı çiftler, Hıdrellez günü ağaçlı, sulak yerlerde dolaşıp piknik yaparlarsa, kısmetleri bol olur.

- Bekar kızın çeyizinden bir parça gül ağacının altına konur. Genç kız rüyasında kimi görürse, onunla evlenir.

- Türbelerde ve diğer kutsal yerlerde, hali vakti yerinde olanlar, fakirlere ziyafet verirler.

- Gül ağacının dibine altın bağlanırsa, o yıl ürün bol olur.

- Ev sahibi olmak isteyenler, Hıdrellez gününden başlayarak üç gün boyunca, gül ağacının dibine ev maketi yaparlarsa, o yıl ev sahibi olurlar.

- Tarla sahibi olmak isteyenler, gül ağacının dibine tarla toprağı koyarlar.

- Yılın bolluk ve bereket içinde geçmesini isteyen kişi, şafak vakti gül ağacının dibine özel eşyasını bırakır.

- 40 çiçekten alınan yeşil yapraklar, bir kaptaki suya atılır. Yüzünde sivilce olanlar, bu su ile yıkanırlarsa, sivilcelerden kurtulurlar.

- Yıl içinde kısmetinin açılıp açılmayacağını öğrenmek isteyen genç kız, tomurcuk halindeki bir çiçeği, suyun içine koyar, ertesi gün tomurcuk açılırsa, kısmeti olur.

Hıdrellez Yasakları

Anadolu'nun pek çok yöresinde, temizlik ve yemek pişirme işleri, Hıdrellez Günü'ne bırakılmaz, birkaç gün öncesinden yapılır. Bugün yeme, içme ve eğlenme dışında hiç bir iş yapılmaz. Süpürge tutulmaz, çünkü süpürge tutanların o yıl, sıkıntılı işlerinin çok olacağına inanılır. İğne iplik ele alınmaz ve dikiş dikilmez. Hıdrellez Günü eline iğne iplik alıp dikiş dikenlerin, o yıl boyunca kötülüklerle karşılaşacakları inancı yaygındır. Bu günü evde geçirenler, Hızır'ın ağaçlı, yeşillik ve sulak yerlerde dağıttığı nasipten yararlanamazlar. Bunun için Hıdrellez gününü evde geçirmek iyi sayılmaz.

Son düzenleyen fadedliver; 14 Eylül 2008 20:18 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
27 Ekim 2008       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Halk arasında yaz mevsiminin başlangıcı sayılan 6 Mayıs günü bir bahar bay­ramı olarak kutlanır. Hıdrellez, Hıdrellez Bay­ramı gibi adlarla anılan bu günde kırlara çıkı­lır, eğlenceler düzenlenir.
Eskiden halk arasında "çoban takvimi" di­ye adlandırılan mevsim hesabına göre yıl "Hı­zır" ve "Kasım" günleri olmak üzere ikiye ay­rılırdı. Kışın ilk günü sayılan Kasım, 8 Kasım' da; yazın ilk günü sayılan Hızır ise 6 Mayıs'ta başlardı. Müslümanlar arasında yaygın bir inanca göre Hızır ve İlyas ölümsüzlüğe eriş­miş iki peygamberdir. Her yıl 6 Mayıs'ta bir araya gelirler ve dilekte bulunanların emelle­rinin gerçekleşmesi için yardımcı olurlar. Gü­ne adını veren Hızır ve İlyas halk arasında zamanla "Hıdrellez" biçimine girmiştir.
Hıdrellez kutlamaları günümüzde eski can­lılığını yitirmişse de genellikle köy ve kasaba­larda yaşatılmaktadır. Halk Hıdrellez'den ön­ce bazı hazırlıklar yapar. Ev, üst baş temizliği, giyim, yiyecek ve içecek hazırlıkları bunların başlıcalarıdır. Bu günlerde evler, bağlar, bah­çeler temizlenir, kıştan kalan her türlü fazla­lık ortadan kaldırılır. Evler badana edilir, aile bireylerine, özellikle çocuklara yeni giysiler alınır.
Hıdrellez Bayramı sağlık, şifa, talih, kısmet açma, mal, mülk ve özellikle ev istekleriyle ilgili dualar, yakarışlar ve değişik büyülere başvurulmasıyla ayrıca renk kazanır. Hıdrel­lez gününün sağlık ve şifa getireceğine inanıl­dığı için kırlardan toplanmış yeşil otlar, kuzu eti ya da kuzu etiyle hazırlanmış yemekler ye­nilir, kır çiçekleri kaynatılarak suyu içilir. Hıdrellez gecesi göl ve akarsulara girerek yı­kanmak da aynı amaca yöneliktir. Kırlarda yakılan ateşlerin üzerinden atlamak, yeşil ot­ların üzerinde yuvarlanmak gibi davranışlara da yılı sağlıklı geçirmek amacıyla başvurulur.
Hıdrellez günü düzenlenen eğlenceler ara­sında genç kızların ve kadınların talih ve kıs­metle ilgili törenleri de vardır. Niyet çekme olarak da bilinen bu törenlerde Hıdrel­lez'den bir gün önce gül ağacının dibine içi su dolu bir çömlek konulur. Genç kızlar düğme, yüzük gibi kendilerine ait olduğu belli olan bir eşyayı niyet tutarak bu çömleğin içine atarlar. Ağzı yemeniyle bağlanan çömlek ertesi sabah açılır. Genellikle bir çocuk elini daldırarak, bu çömlekten rastgele bir şeyi çıkarır. Bu sıra­da topluluk içerisinde en çok mani bilenler­den biri makamla manisini okur. Okunan ma­nide geçen sözler, çömlekten çıkan eşyanın sahibi olan kızın üzerine söylenmiş sayılır. Kısmeti çıkmayanın başının üzerinde ise kıs­metinin açılacağı inancıyla kilit açılır.


MsxLabs & TemelBritannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
4 Mayıs 2010       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Bahar Bayramı Hıdırellez

5-6 Mayıs Hıdırellez

Hıdrellez inancı, bir çok toplumlarda görülen bahar bayramları, bir başka değişle doğanın yeniden uyanmasını kutlayan geleneklerle doğrudan ilgilidir. Bir inanışa göre Hızır, baharın müjdecisidir. Türlü renkli çiçeklerden örülmüş bir cüppesi vardır. Al yemenisi ile bastığı yerde güller açılır, bülbüller ötüşmeye ve baharın bereketi her yerde kendini göstermeye başlar.
Hıdrellez bir efsaneye dayanan bir gelenektir. Efsaneye göre Hızır ile İlyas, ölümsüzlüğe erişmiş olan bu iki peygamber Hıdrellez günü buluşup görüşmüşlerdir. Bazı yörelerde 5 Mayıs, bazı yörelerde ise 6 Mayıs'ta kutlanır. Günün adı olan hıdrellez sözcüğü, Hızır ve İlyas isimlerinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
Hıdrellez, Anadolu'nun değişik yörelerinde değişik adetlerle kutlanır. Kimi yerlerde gül dallarına para ve kırmızı bezler bağlanır. Kimi yerde sütler sabah erkenden tarladan toplanan çiğ ile mayalanır.
Ama genelde birlikte yemekler yenilerek, çeşitli oyunlar oynayıp eğlenilerek, baharın gelişinin kutlandığı bir gündür

Meselâ hıdrellez günü kır çiçeklerinin kaynatılarak suyundan içilmesinin hastalıklara şifa vereceği, hıdrellez gecesi bütün sulara nur yağacağından o gece suya girmenin her türlü hastalığa karşı bağışıklık sağlayacağı inancı birinci gruba örnek gösterilebilir.
Genellikle hıdrellez gecesi Hızır’ın yeryüzünde dolaştığı ve dokunduğu şeylere bereket getirdiği inancı çok yaygın olduğundan o gece evlerdeki yiyecek ve içeceklerin ağzının açık bırakılması, dileklerin bir kâğıda yazılarak gül ağaçlarının dibine konması vb. şeyler ikinci grubu teşkil eden uygulamalara örnek sayılabilir. Bunlara benzer pek çok örneğe her yerde rastlamak mümkündür.
Hıdrellez merasimleri Hızır ile İlyâs’ın buluşmasına atfen daima toplu olarak gerçekleştirildiği için bazı kasaba ve şehirlerin yakınında yeşillik bir mekândan oluşan ve “hıdırlık” denen, insanların bir arada yiyip içtiği, eğlendiği bir mesire yeri bulunur. Bu yerlerde icra edilen merasimler, eski devirlerde aynı zamanda evlenme yaşına gelmiş genç kız ve erkeklerin birbirlerini görüp beğenmelerine de imkân vermekteydi. Dolayısıyla hıdrellez merasimlerinin geleneksel Türk toplumlarında sosyal iletişim aracı olmak gibi pratik yönleri de bulunmaktaydı.
Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, ülkemizde etkin bir biçimde kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde hıdrellez için önceden hazırlık yapılır. Bu hazırlıklar, evin temizliği, üst-baş temizliği, yiyecek-içeceklerle ilgili hazırlıklardır. Hıdrellez gününden önce evler baştan başa temizlenir. Çünkü temiz olmayan evlere Hızır’ın uğramayacağı düşünülür. Hıdrellez günü giyilmek üzere yeni elbiseler, ayakkabılar alınır.
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme âdeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira bütün bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.
Sonuç olarak, Anadolu’da hâlâ görkemli törenlerle kutlanan Hıdrellez Bayramı insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da Hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve tabiatın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez evrensel bir nitelik kazanmıştır.






BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen The Unique; 6 Mayıs 2010 16:07 Sebep: Düzen
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
23 Haziran 2012       Mesaj #5
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
Hıdrellez Bayramı

Yazın başlangıcı sayılan 6 Mayıs günü ve o gün yapılan şenliklere verilen ad. Bu konudaki efsanelerden birine göre Tanrı, puta tapan İsrailoğulları'nı doğru yola getirsin diye İlyas Peygamber'i gönderdi; İsrailoğulları onu kovdular ve Tanrı'nın gazabına uğradılar; hatalarını anlayan İsrailoğulları İlyas'ı arayıp buldular; o da İsrailoğulları'na doğru yolu gösterdi. Onun geçtiği her yerde su fışkırıyor ve her taraf yeşilliğe bürünüyordu. Bu yüzden ona Hızır İlyas dediler. Diğer bir efsaneye göre Hızır ve İlyas adlı iki peygamber ölümsüzlüğe ermişlerdi. Her yılın 6 Mayısı'nda buluşur ve darda olan insanların yardımına koşarlardı. Bu yüzden 6 Mayıs halk arasında bayram gibi kutlanır, insanlar arzu ettikleri şeyleri yazıp ya da şekillerini yapıp gül ağacına asar ya da kıyılarda denize salarlar.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

3 Haziran 2019 / Misafir Müslümanlık/İslamiyet
23 Nisan 2011 / enes sakarya Soru-Cevap
22 Mayıs 2016 / byz_qny Din/İlahiyat
19 Ekim 2012 / nünü X-Sözlük
4 Mart 2015 / Nil Taslak Konular