Arama

Betül Mardin

Güncelleme: 4 Ocak 2012 Gösterim: 10.405 Cevap: 3
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Temmuz 2010       Mesaj #1
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Betül Mardin
Sponsorlu Bağlantılar

betlmardin

Betül Mardin (d. 1926, İstanbul) ünlü Türk halkla ilişkiler uzmanı. Türkiye' de halkla ilişkilerin temellerini atan kişilerden biridir.

Betül Mardin, kökleri Muhammed' in torunu Hüseyin' e kadar gittiği iddia edilen bir Osmanlı ailesi olan Mardin ailesinin ikinci çocuğudur. Ünlü müzik yapımcısı Arif Mardin'in ablası ve tiyatro oyuncusu Haldun Dormen' nin eski eşidir.

Arnavutköy Kız Koleji ve B.B.C. Televizyon Kursu Mezunu olan Mardin 1995 yılında Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği' nin (IPRA) başkanlığına kadar yükselmiştir ve bu göreviyle de IPRA' nın ilk Türk Müslüman kadın başkanı olmuştur. Daha sonra Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği tarafından kendisine verilen "Member Emeritus" unvanıyla da, dünyada sayılı kişide olan bu ödülle, halkla ilişkilerde bir üstad sayılmaktadır.

Ödülleri
  • 1998: Türk Kadınlar Birliği Şişli Şubesi tarafından Cumhuriyetin 75. Yılı ödülü.
  • 1996-1997: Kongre Gazetesi, IMAGE adına, "Yılın En Başarılı Tanıtım" Ödülü.
  • 1996: Kadıca Dergisi "En Başarılı Kadınlar" Ödülü.
  • 1995-'96/97/98/99(yılları): İletişim Fakültesi Başarılı İletişimcileri Ödülü.
  • 1994: IPRA "GOLDEN WORLD AWARDS"
  • 1994: Milli Prodüktivite Merkezi "Yılın Altı İşadamı" ödülü.
  • 1984: Sheraton Otelleri Halkla İlişkiler ve Pazarlama Başarı Belgesi.
  • 1983: Sheraton Otelleri (EAME-1) Halkla İlişkiler Ödülleri.
  • 1982: American Hotel Birliği Halkla İlişkiler Altın Anahtar 2.liği.
  • 1979: Halkla İlişkiler Dünya Kongresi Özel Olay Yarışması 3.lüğü.
Vikipedi


Biyografi Konusu: Betül Mardin nereli hayatı kimdir.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Temmuz 2010       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

1. Her sabah spor yapacaksın. Günaşırı filan değil evladım. Her sabah.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Hep çalışacaksın. Üreteceksin. Beynin meşgul olacak, hep koşturman gereken işler olacak.
3. Günceli takip edeceksin. Haber izle, dergi, kitap, gazete oku. Gündemi yakala. Her konuda kendini update et. Yeni çıkan kitapları da bil, yeni açılan lokantaları da, bu sene moda olan renkleri de.
4. Evlilik ise şart değil, kafanı takma. Gerekli de değil. Hatta şöyle söyleyeyim: One problem less! (Bir problem eksik!)
5. Çocuk meselesine gelince... Ha işte, burada akan sular duruyor. Yapabiliyorsan yap. Birini bu kadar çok sevmek, onun sorumluluğunu taşımak sadece onu değil, seni de mutlu eder. Doğurmayacaksan, evlat edin. O zaman da senin çocuğun değişen bir şey yok. Evlat edinmeyeceksen de, manevi çocuğun olsun, birini okut, geleceğini şekillendirmesine yardımcı ol.
6. Günde bir kere et ye. Mutlaka her öğün sebze ve meyve ye. Kusura bakma, ben tatlı severim. Tatlıdan uzak dur diyemeyeceğim!
7. Ölümden sonra yaşamak istiyorsan, günlük tut. O küçük notlar, hem kendi hayatının tanıklığı, hem de yarına kalan bir bilgi kaynağı. Mesele benim babam, hiç üşünmeden 60 sene boyunca her gün Ece Ajanda'sına o gün olanları yazmış. Hâlâ açıp okuyorum ve çok faydalanıyorum.
8. Olumlu olacaksın.
9. Bazı şeyleri kabul edeceksin. Bütün kadınların seni sevmesine imkân yok! Demek ki bazı kadınlara dikkat edeceksin.
10. Erkeklere gelince, aynı anda birkaçını sevmeyeceksin. Ama onların böyle bir yeteneği olduğunu bileceksin.

Basından

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Temmuz 2010       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi


Gençlere Mektup
Betül Mardin
Gençlere Mektup

'Tanrım, bana yaşamımın sonuna kadar çalışacak iş ver.

Tanrım bu işleri yapacak kadar da ömür ver.'
(Betül Mardin 16 yaşında iken anı defterine yazdığı not.)

Gençlere Mektup

Sevgili Gençler,

Size öğüt vereceğime, yaşam hikayemin bir yerinden girip diğer ucundan çıkmaya karar verdim. Yaşam, zaten ders kitabı değil midir?

Çocukken dilsizdim. İnsan özürlü olunca bir yolunu bulup, onu kapatmaya çalışır.Karşısındakini de kandırdığını, durumsuzluğunu idare ettiğini sanır. Ancak, o zaafla ilgili soru sorulursa sakatlığını bütün açıklığı ile hatırlatır.

Dostlar öğrenmek isterlerdi, 'O yıllarla ilgili neler hatırlıyorsun, çok mu acı çektin? Diye. Sıkıntım yoktu, fakat etrafdakilerin beni göstererek konuşmalarından bende bir eksiklik olduğunu anlıyordum.

Sonra kelimeler ağzımdan döküldü, konuştum.

Başlarda cümlelerin ortasında durup, yutkunup tekrar konuşmaya başlardım. Gene o özrümden dolayı algılama sorunum vardı. Arkadaşlar bir veya iki defada konuyu kavrıyorsa, ben yazıp çizip temize çekip, sabah erken kalkıp okursam ancak anlıyordum;

Ama ben öğrendiğim vakit arkadaşlara ders verecek duruma geliyordum. Dolayısı ile, araştırmak, derinine öğrenmek, bilgi edinmek bende bir emel oldu. Kelimeler aklımda kalmazsa, başka komik sözcüklerle kafiyelendirirdim. Bazen aksi anlamına gelen bir kelimeyle hatırlardım. Önemli satırların altını mutlaka çeşitli renklerde kalemlerle çizerdim.

Zaaflarıma kul köle olmamalıydım. Belki tüm yaşamımda bu doktirin ile başarılıydım diyemem ama, sanıyorum hiç olmazsa bu yolda çok çalıştım.

Sonra, bir gün büyükbabam bana bir 'iyi' bir 'kötü' ders verdi.

Devrin hem ileri gelen bir iş adamıydı, hem de çok önemli bir hukukçuydu. Ancak yemeklerinde arasında siyasetçiler, şairler, yazarlar ve düşünürler bulunurdu. Konuşmalar fevkalade ilginç ve benim için öğreticiydi.

O gece, yemeğin ortasında, sohbet koyulaştığı bir anda, evin kahyası büyükbabama eğilip gizlice bir not iletti. O da etraftakilerden özür dileyip kalktı ve yandaki salona geçti. Çok geçmeden geri döndü ve nerede kalmıştık edasıyla oturdu. Konuklar merak etmişti, kötü bir haber miydi? 'Hayır' dedi büyükbabam, 'bizim postacımız, yılardır Büyükdere-Sarıyer hattında görev yapar. Erzurum'a tayini çıkmış, ricaya gelmiş, posta müdürüne söyliyeyim diye.'

Konuklar ve aslında küçük ben, merak etmiştik, sorun çözülebilir miydi? Ümit var mıydı? 'Yok canım yardım sözü verdim ama müdürü de aramaya hiç niyetim yok' dedi. O an gözümün önüne postacının sevinç ve umutla eve dönüşü geldi. Halbuki, 'rica' yerine hiçbir zaman ulaşmayacaktı, ona ve ailesine çoktan yol görünmüştü.

O anda ömür boyu sürecek bir yemin verdim: benim defterimde insanı oyalamak olmayacaktı. Bir iş yapılacaksa, o an takibe alınacak veya baştan olumsuz cevap verilecekti.
Oyalamak, yapıyormuş gibi görünmek aslında karşısındakini aldatmak, onu hafife almak değil miydi?

Bu olayda büyükbabam iyi bir not almamıştı ama verdiği diğer ders ile hayatımı düzene koydu.

Şöyle ki:
Gene bir akşam, yemekten sonra, kahveler yudumlanırken yaşamın güçlükleri, aşılması imkansız manialardan söz ediliyordu. Büyükbabam 'Her mania aslında kapalı bir kapı gibidir.

Olay, o kapıyı ağzına kadar değil, bir kırıntık açabilmektir' dedi.

'Derhal, ayakkabınızın ucunu o araya sokup bekleyin. Kapı bir süre sonra mutlaka açılacaktır.'

Konuşmanın üzerinden birkaç yıl geçti ve babam benim yatılı olarak devam ettiğim koleji bitirmeme yasak koydu.Kapı yüzüme kapatılmıştı.

Yukarıdaki düsturu uygulamak üzere bir pazarlığa oturdum. Uzun tartışmalar sonucunda, gündüzcü olmak üzere anlaştık. Daha bir çok şart vardı ama ayağımın ucu kapının aralığından girmişti.

Ertesi yıl üniversite yasak edilince tekrar aynı metoda başvurdum.

Dört yıl süren 'biçki-dikiş, yemek-pasta, çocuk bakımı, ev idaresi' gibi kursları bitirdim. Tüm yaşamımda, kah tiyatro, sinema ve televizyonda çalışırken, kah turizm, ağırlama veya halkla ilişkilerde bu bilgi birikimimden yararlandım, çocuklarımı elden geldiğince doktorsuz büyüttüm. Kapı açılmıştı.

Derken, çalışmam bir meslek sahibi olmam yasaklandı. Ama artık dersimi biliyordum. İçimden bir enerji, önüne geçilmez bir güç yükseliyordu. Sanki çiçek açmış bir ağaç gibiydim. Kapının ardına kadar açılması yıllarımı aldı ama beklemek değdi diyorum.

Sevgili gençler, her şeyden önce amacınızı bilmeniz gerek. Güçlükleri aşmak, kapıları açmak hep o amaca varabilmek içindir.

Sevgilerimle,
Betül Mardin

GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
4 Ocak 2012       Mesaj #4
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
BETÛL MARDİN

Betûl Mardin İstanbul Amerikan Koleji'nden mezun olmuştur.

Meslek hayatına gazeteci olarak başlamış, Türkiye Radyo ve Televizyon (TRT) Kurumu için yapımcı olarak devam etmiştir. 1967 yılında Londra'da gerçekleşen bir BBC eğitim kursunu tamamladıktan sonra, 1968 yılında Ankara'da kurulmuş olan Türkiye Devlet Televizyonu'nun Oyun Bölümünü oluşturmuştur.

1968 yılından bu yana meslek hayatını halkla ilişkilere adamıştır. 1976-1982 yılları arasında Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Başkanlığı'nı yapmış olup Başkanlığı sırasında Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği (IPRA) Konsey Toplantısı İstanbul'da,

Betûl Mardin, mesleki etik, hoşgörü, ortaklaşa yardım ve saygının dünya genelinde önemini artırmak için çalışmıştır.

IPRA'da yıllarca aktif olarak görev almış ve Derneğin 40. yıldönümü olan 1995 yılında Dernek Başkanı seçilmeden önce IPRA Yönetim Kurulu'nda Sayman olarak çalışmıştır. Dünya çapında 40. Yıldönümü kutlamalarını düzenleyen kampanyaya başkanlık etmiş ve "Mükemmellik Vaadi" adlı hatıra kitabının ortaya çıkmasında ve IPRA'nın " Hoşgörü Yılı"nın oluşturulmasında rol almıştır.

Üç yıl boyunca ona göre Halkla İlişkilerin ihtilaflı yönleri üzerine çarpıcı bir yazı olan "Mardin denemesi"nin basımına sponsorluk yapmıştır. Ayrıca 1997, 1998 ve 1999 yıllarında yıllık deneme dizisinden oluşan IPRA Dergisinin de sponsoruydu.

1996 yılında, Türkiye Halkla İlişkiler Danışmanları Derneğinin Kurucu Başkanı oldu.

1998 yılında, mesleğin ilerlemesine bulunduğu katkılardan dolayı IPRA tarafından "Yaşamboyu Onur Üyesi" seçilmiştir. Aynı zamanda Derneğin Başkanlar Komitesi'nde de görev aldı ve Avrupa Halkla İlişkiler Konfederasyonu üyesi oldu.

Ortaklarıyla birlikte 1987 yılında Weber Shandwick Worldwide'ın Türkiye Temsilcisi Strateji Tanıtım ve I.M.A.G.E Halkla İlişkiler şirketinin Başkanı olarak bütün kuramlarını uygulamaya geçirdi. Müşteri listesi hem kalabalık hem de uluslararası olmakla birlikte şirketi de global ve çok uluslu kuruluşlar, Sivil Toplum Örgütleri ve hükümet organları için bir seçenek oluşturuyor. Ayrıca yeni yetenekleri mesleğin geleceğine katmak üzere işe alıp yetiştirmesiyle de tanınıyor.

Bu meslek alanı için etki ve önemi üniversite eğitimine yaptığı katkılarıyla da devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Fakültesi'nde düzenli olarak ders veriyor. 1997 yılından bu yana İstanbul Bilgi Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölüm Başkanlığı'nı yapmaktadır. Üniversitelerde verdiği dersler için yol gösterici bir kitap yazmıştır.

1998 yılında Anadolu Üniversitesi tarafından iletişim konusunda Fahri Doktor ilan edilmesinin yanı sıra bu meslek alanının gelişmesine bulunduğu katkı ve hizmetlerden dolayı birçok ulusal ve uluslararası ödül almıştır. Bunlar arasında:

Üstün Halkla İlişkiler Shareton Hotel Ödülü, 1983
Bursa Halkla İlişkiler Derneği: Betül Mardin'e teşekkürlerle, 1992
IPRA Golden World Ödülü; Viyana Opera Balosu, İstanbul, 1993
Türkiye Kadınlar Derneği- Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. Yılı onuruna: Türkiye Cumhuriyetine katkılarından dolayı, 1998
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı- Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. yılı onuruna; 23 yıllık desteği için
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi; 1998, 1999 yılının En İyi Halkla İlişkiler Kadını ve Yaşamboyu Başarı Ödülü, 2000
Bursa Halkla İlişkiler Derneği; Yaşamboyu Başarı, 2003
Ankara Halkla İlişkilker Derneği: Yaşamboyu Başarı, 2003
Dünya, Türkiye'nin iş dünyası gazetesi; "Başarılı Kadın" ödülü
.
.
.


Halkla ilişkiler sektörünün 'üstadı'

Betül Mardin kimdir

1927 yılında İstanbul'da doğdu. l1946 yılında Arnavutköy Kız Koleji'nden mezun oldu.

1956-58 yılları arasında Tercüman Gazetesi'nde çalıştı. 1958-67'de Dormen Tiyatrosu'na katkıda bulundu.

1964'te TRT'nin radyo bölümünde çalıştı. BBC'nin televizyon kursuna katıldıktan sonra 1966'da TRT Televizyonu'nun Oyun Bölümü'nü kurdu.

1968-71'de çeşitli kuruluşlarda Halkla İlişkiler Sorumlusu olarak çalıştı.1971-74'te IMSA London, Unilang Recordings'de Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yaptı.

Uluslararası İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın Halkla İlişkiler Sorumlusu oldu. Image İletişim, Araştırma, Geliştirme, Etüd, Organizasyon, Strateji Tanıtım Organizasyon, Imaj Entertainiment Organizasyon Hizmetleri 2000 Activita Saha Aktiviteleri şirketlerini kurdu. Türkiye Halkla İlişkiler Derneği'nde 7 yıl başkan olarak görev yaptı.

1992'de Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği'nin (IPRA) Yönetim Kurulu'na seçildi. Dönem Başkanlığı yaptı

Avrupa Halkla İlişkiler Federasyonu ve Halkla İlişkiler Derneği Üyesi Mardin, Halkla İlişkiler Danışmanlar Derneği'nin de Kurucu Başkanı. 1998'de IPRA tarafından Member Emeritus (Üstad) unvanı aldı.

Mardin'in çevirileri ve Alaaddin Asna ile Discover Turkey, Değerli Dostum adlı eserleri bulunuyor.

kaynak:
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

29 Nisan 2011 / careless_WhispeR Müzik tr
1 Ağustos 2008 / estudiantes Sinema tr
14 Kasım 2006 / Kral_Aslan Edebiyat tr
1 Mart 2010 / Daisy-BT Tiyatro tr