Arama

Sakarya (Adapazarı)

Güncelleme: 31 Temmuz 2012 Gösterim: 58.237 Cevap: 12
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
18 Ekim 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Sakarya (Adapazarı)

Sponsorlu Bağlantılar
Sakarya ( Adapazarı ) İlinin adını nereden aldığına ilişkin bilgiler Frigler dönemine değin uzanmaktadır. İle adını veren ırmak, O dönemde en önemli Frig tanrılarından olan Sangari’nin adını taşıyordu. Bu ad, Helenistik çağda Sangarios biçimine dönüştü ve uzun yıllar bu şekilde kullanıldı. Ayrıca eski Yunanlıların Sakarya Irmağı’na "Saldırgan" anlamına gelen Zakharion adını verdikleri de bilinmektedir. Bu ad daha sonraki yıllarda dönüşüme uğrayarak Sakarya biçimini almıştır. İl merkezi olan Adapazarı ise daha yakın bir tarihte kuruldu. Kentin ilk olarak 14 ncü yüzyılın başlarında Orhan Gazi’nin komutanlarından Konuralp tarafından Tığcılar adıyla kurulduğu bilinmektedir. Tığcıları içine alan toprak parçası Sakarya’nın iki kolu arasında sıkışmış bir ada görünümünde olduğundan, daha sonraki yıllarda bu yerler ADA adıyla anılır oldu. Giderek bir alış veriş merkezi özelliği kazanmaya başlayan yerleşim merkezi Ada Karyesi ve Adapazarı adını aldı. II. Mahmut zamanında (1837) Adapazarı kaza haline gelmiştir. 19. Asrın sonlarına doğru İzmit Sancağı’nın kazası olmuştur. 22 Haziran 1954 tarihinde 6419 Sayılı Kanunla İl olmuş ve Sakarya adını almıştır. Adapazarı ve civarının ilk Türk sakinleri, göçebeliği terk ederek yerleşik düzene geçen Türkmen aşiretlerinden yörüklerdir. Bugün Adapazarı mahallelerinin adları Türk oymaklarının adları ile anılır. (Tığcılar, Hasırcılar, Semerciler, Papuçcular, Çıracılar, Yağcılar gibi) Adapazarı’nın Kurtuluş Savaşı’nda da önemli bir yeri vardır. Alifuat Cebesoy, Sırrı Bey, Hasan Cavit Bey, Çerkez Sait Bey, Koçzade Mahmut Bey, Metozade Hüseyin Efendi, Abdurrahman Bey, Cevat Bey, Kaymakam Tahir Bey, İbsiz Recep, Kazım Kaptan, Halit Molla gibi pek çok kahramanımız Kuva-i Milliye hareketine sağladıkları yardım ve destekle milli mücadelenin şerefli sahifelerinde yer almışlardır.

sakarya

*
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen kompetankedi; 28 Mart 2008 15:47
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
4 Haziran 2007       Mesaj #2
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Sakarya2

Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen asla_asla_deme; 12 Temmuz 2007 22:56
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
3 Temmuz 2007       Mesaj #3
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Elverişli iklim ve toprak şartlarına sahip olan Sakarya ilinde tarım başlıca geçim kaynağıdır. Ancak son yıllarda sanayi alanında da hızlı gelişmeler görülmektedir. İzmit körfezi kıyısında yerleşen ve büyüyen sanayi alanı Adapazarı ovasına doğru uzanmaktadır. İl topraklarının %36'sını ekili ve dikili topraklar oluşturmaktadır. Ormanlar ise toplam alanın %35'ini oluşturmaktadır.
Tahıl tarlaları ekili alanların %82'sini ve sanayi bitkileri ekilen alanlar da %11'ini oluşturmaktadır. Soğan ve patates önemli tarım ürünleridir. Dikili alanların en önemli kısmını fındıklıklar oluşturmaktadır. İpekböcekçiliği ilin önemli özelliklerinden birisidir. Sakarya ilinin çeşitli yerlerinde kurşun ve bakır yataklarına rastlanmıştır. İlde birkaç büyük sanayi kuruluşu ile çok sayıda küçük kuruluş vardır. Şeker fabrikası, Demiryolu fabrikası, Zirai Donatım Fabrikası ve otomobil lastiği fabrikası ilin en önemli sanayi kuruluşlarıdır. Sakarya’da beş devlet, bir SSK, üç adet özel hastane bulunmaktadır.
Sakarya Üniversitesi 20.000 öğrenci, 7 fakülte ile Sakarya iline kültürel ve ekonomik canlılık kazandırmaktadır.
Sakarya ilinin ulaşımı demiryolu ve karayolu ile sağlanır. İlin turistik açıdan önemli sayılabilecek yerleri arasında Karadeniz kıyısındaki plajlar, Sapanca gölü ve Beşköprü sayılabilir.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
10 Eylül 2007       Mesaj #4
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
SAKARYA'DA İSTİHDAM
1-) Yatırım İçin Hazır Organize Sanayi Bölgeleri Mevcuttur;
• Sakarya'da; mevcut 3 Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır. Organize Sanayi Bölgeleri alanı toplam 755 hektar olup, 236 sanayi parseli bulunmaktadır.
• Sakarya; konumu ve özellikle oluşturulan uygun yatırım alanları ile müteşebbisler için cazip yatırım merkezidir. Bu nedenle müteşebbisler tarafından gelecek talepler doğrultusunda yerleri tespit edilmiş olan 3 Organize Sanayi Bölgesi devreye sokulacak vaziyettedir.
• Ayrıca Sakarya; gerek iklim, gerekse toprak yapısı bakımından iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliğine uygun olması, bu konuda faaliyet gösteren işletmelerin sayısının her geçen gün artması ve bu alanda yatırım yapmayı düşünen işletmecilerin varlığı sektörü cazip hale getirmiştir. Bu nedenle İlimizde Dış Mekan Süs Bitkiciliği üzerine Organize Sanayi Bölgesi kurulması için çalışmalara başlanılmıştır
2-) Yerli-Yabancı büyük sanayi kuruluşları bölgeye yönelik yatırımları artarak devam etmektedir.
Otomotiv Sektöründe ; Toyota, Otoyol, Otokar, Tırsan, Federal-Mogul, Takanachi,Lucas, Goodyear, Yazakisa
Gıda Sektöründe ; Ülker (Akgıda), Colo Turka, Gıdasa, Şenpiliç, Pak Tavuk, ÖmürPiliç, Cargill, Kar-su, Doğan Gıda, Balsu, CP yem
Tekstil Sektöründe; Talu Tekstil (LCW-Waikiki), Panoteks, Aydın Örme, PTS Giyim, Birteks, Seher Tekstil, Ada Nakış, Uğur Balkuv, Çak Tekstil, Toprak İplik gibi sanayi kuruluşları yatırımlarını Sakarya'da yapmışlardır.
Sakarya'da diğer sektörlerde yapılan önemli yatırımlar ise;
Toprak İlaç, Toprak Sağlık Ürünleri, Çamsan, Noksel Boru, Pilsa, Asaş Alüminyum,Subor Boru, Federal Elektrik, Akgün Seramik, gibi büyük sanayi kuruluşları
yatırımlarını Sakarya'da yapmışlardır.
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
28 Ağustos 2008       Mesaj #5
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
Krallıklar Devrinde Sakarya


Sakarya ilinin bilinen tarihi Hititlerle başlamaktadır. Çünkü Anadolu’da ilk siyasi birliği Hititler kurmuşlardır. Bu dönem de M.Ö. XIII. Yüzyıllara rastlar. M.Ö. 1200 yıllarında Hint-Avrupa asıllı ve Deniz Kavimleri denen topluluklar, Friglerle birleşerek Hitit egemenliğine son vermişlerdir. Bu kez Frigler Sakarya Irmağı ile Büyük Menderes’e kadar olan bölgeye sahip oldular. Sonra da hakimiyet alanlarını doğuda Kapadokya, batıda da Kilikya (Adana)’ya kadar genişlettiler. Başkent ise Gordion şehriydi.

Sakarya Irmağı ile Ankara arasında yoğunlaşan Friglere M. Ö. VII. Yüzyılın ilk yarısında Kafkasya üzerinden Anadolu’ya gelen Kimmerler son vermiştir. Aynı dönemde Ege bölgesine Lidyalılar hakim olmuşlar ve hakimiyet alanlarını Sakarya’yı da içine alacak şekilde genişletmişlerdi. Ancak milli bir ordu meydana getirememeleri, Lidyalıların ömrünün kısa sürmesine yol açmıştır.


Sakarya Karasu ilçesi

Karasu Sakarya ilinin bir ilçesidir.

Türkiye'nin en güzel sahillerinden birine sahip olan Karasu'nun başlıca geçim kaynagı fındık ve turizm'dir.

Nüfusu 24.500 olan Karasu yaz aylarının başlaması ile birlikte nufusunu 250.000'lere kadar çıkartabiliyor.

10 km'ye varan muhteşem sahili ile özellikle gurbetçi vatandaşlar tarafından tercih edilen Karasu Sakarya'nın en çok sevilen ve ziyaret edilen ilçesi konumundadır.

Adapazarı'na 50 km uzaklıkta olan bu şirin ilçenin bir başka büyük özelligi ise kuzeyindeki muhteşem sahil ve Karadenizin o muhteşem suyunda denizin keyfini çıkarırken güneyinde ise muhteşem yeşillikleriyle karadenizin yaylalarını aratmayacak kadar güzel bir yeşillikle karşılaşırsınız.

Sakarya merkezde oturanlar ya da diğer ilçede oturanlar özellikle yaz aylarında günü birlikte olsa Karasu'ya giderek sahilin ve denizin tadını çıkarırlar.

KARASU TARİHİ

Karasu ilçesinin tarihi Frigya dönemine kadar uzanır. Karasu'nun ilk yerleşim birimi Küçük Karasu Köyü’dür. Bu köyün mezarlığı incelendiğinde bir zamanlar nüfusun kalabalık olduğu mezar taşlarının incelenmesinden ise Roma-Bizans sanatını yansıttığı anlaşılmaktadır.1326 tarihinde Sultan Orhan'ın uç beylerinden Konuralp kumandasında Türk Osmanlı birlikleri Sakarya
bölgesi ile birlikte Karasu'yu da Osmanlı topraklarına kattı.Karasu'da kanal çalışmaları sırasında ortaya çıkan eski Karasu mezarlığında Helenistik çağa ait yazılı taşlara rastlanmıştır.Bu belgeler ne yazık ki incelemeye alınmamıştır.

Kurtuluş savaşı sırasında İpsiz Recep (sağda), yanındaki 1800-2000 kişi ile düşmanı Karasu'ya sokmamış, Anadolu hükümeti yanında yer alarak şerefle milli davaya hizmet etmiştir.Cumhuriyet döneminde ise Karasu (Eski adı İncilli) Kocaeli Vilayetine bağlı iken 1933 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur.Adapazarı’nın Sakarya adıyla 1954 yılında il olması ile Sakarya’ya bağlanmıştır.

Kuvai Milliye Ruhu İle 2000’li yıllara
İpsiz Recep huzuru temin edip çalışmaya başladığı zaman İstiklal Harbi patlar.Recep onbeş arkadaşıyla birlikte İstanbul’dan ayrılıp Kefken Adası’na gelir. Arkadaşları ile birlikte dinlendikleri bir zamanda yabancı bandıralı bir geminin kendilerine doğru geldiğini fark eder. İyice yaklaştığı zaman geminin Fransız olduğu anlaşılır. Onbeş arkadaşı ile birlikte gemiyi çevirip teslim alırlar. Gemiyi Sakarya Nehrine kadar getirip zamanın Karasu Bucak müdürüne teslim ederler. Geminin arpa yüklü olduğu görülür. Bu hareketinden sonra İpsiz Recep Karasu’da karargah kurup Ankara ile irtibat sağlar. Ankara kendisine Milis Kuvvetleri Komutanlığı olarak Yüzbaşı rütbesi verir. Bundan sonra İpsiz Recep etrafında 1800-2000 kişi kadar genç toplar.


Bu gençlerin katılması ile İpsiz Recep Karasu ve civarının savunmasını ele alır. İpsiz Recep dürüstlüğü ve mertliği sayesinde, etrafın taktirini toplayıp sözü geçen kişi durumuna gelmiş, halk kendisine "EMİCE" ünvanı vermiştir. İpsiz Recep’in bu durumunu tesbit eden Ankara emrine üç İstihbarat subayı vererek harp hali ve şekli üzerinde nasıl hareket edeceğine dair emirler göndermiştir.İpsizRecep aldığı emir gereğince Karasu’ya saldırmak üzere hazırlık yapan Yunan ordusuna karşı taaruza geçerek Yunan kuvvetlerini püskürtmüş, bozguna uğrayan düşmanı takip ederek Geyve Boğazı, Bilecik, Eskişehir Milis kuvvetlerine katılarak püskürtmede başarı sağlamıştır.

İstiklal savaşında gösterdiği başarıdan dolayı kendisine İstiklal Madalyası verilmiştir. İstiklal savaşında iç ve dış düşmanlara karşı milli duygularla dolu olarak saldıran bu konuda anlayış gösterenlerin yardımlarından yararlanan İpsiz Recep ve mahiyetindeki milliyetçiler amansız bir mücadele ileYunan ve Çerkez Ethem kuvvetlerinin herhangi bir şekilde zarar vermelerine meydan vermemişlerdir. Düşman denizden bombalarla dağları dövmüşsede çıkarma yapma imkanı bulamamıştır. Karasu’da ilerleyemediği gibi çekilip bilinmeyen yönlere doğru gitmek zorunda kalmıştır.

İstiklal savaşında her türlü zorluğa karşı mücadelesini sürdürüp Milli duygularının sesine uyarak fedakarlıktan çekinmeden başarı gösteren İpsiz Recep 1928 yılında Yenimahalle’deki evinde ölmüş ve vasiyeti üzerine şehir mezarlığına defnedilmiştir. Şehir mezarlığında heybetlice görünüşü ile göze çarpan mezarı İpsiz Recep’in kişiliğini tanıyan iyiliğini unutmayıp yardımı borç ve görev bilen Karasu’lular tarafından hizmeti ve kişiliğine yaraşır şekilde yaptırılmıştır.


İpsiz Recep Kimdir? Rize,nin Portakallık Mahallesinde 1862 yılında doğan İpsiz Recep'in annesi Cemile,babası Hüseyin'dir.Emiroğulları’ndan olan İpsiz Recep genç yaşında çalışmak için İstanbul'a gider. Yelkenli teknesiyle Boğaziçi'nde çalışmaya başlar.Cesareti,gözüpekliği ve ataklığı sayesinde "İpsiz" lakabını alır.Milli mücadele yıllarında göstermiş olduğu kahramanlıklarla milis yüzbaşı rütbesini alır.Karasu'da 1928 yılında ölür.
freedream - avatarı
freedream
Ziyaretçi
23 Nisan 2009       Mesaj #6
freedream - avatarı
Ziyaretçi
sakarya1
Sakarya'da Bitinya'lıların, ardından Bizanslıların yaşadıklarını bildirmektedir.

Öte yandan, ilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre; Sakarya Nehri’nin birkaç asır öncesine kadar, diğer kolunun Beşköprü’nün altından geçip Çark Deresi’yle birleşerek şehrin batı yakasında iki farklı koldan aktığı tespit edilmiştir.

1324’de Orhan Gazi zamanında Bizanslılardan fethedilen yerleşim birimlerine “Ada Karyesi” (Adaköy) adının verilmesi, söz konusu bilgileri doğrulamaktadır. Halen mevcudiyetini koruyan Orhan Camii, deprem ve yangınlarla mimarisi değişse de, Osmanlı Fethinin en önemli ayak izlerini taşımaktadır.

Başta Gubarizadeler, Arapzadeler, Abasıyanıkzadeler ve Rençberzadeler olmak üzere 12 aile tarafından kurulan köy; bölgede ziraatın canlanması üzerine pazarıyla ilgi çekmiş, ardından bölgede nüfus artmaya başlamış, 16’ncı yüzyılda “Ada Nahiyesi”ne dönüşmüş, 18’nci yüzyılda Kocaeli vilayetine bağlı “Ada Kazası” adını almıştır.

Bölgenin zirai ve ticari yapısına göre şekillenen yerleşim; Semerciler, Tığcılar, Hasırcılar, Papuçcular ve Çıracılar adını taşıyan mahalleler kurulması ve Sakarya Nehri’nin iki kolu arasında kurulan pazarıyla, gerçek bir “Adapazarı” hüviyeti kazanmıştır.

1868 yılında “Adapazarı Belediyesi” adıyla belediye teşkilatı kurulan ilçe, “93 Harbi” diye bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında, bilhassa Kafkas ve Balkanlar’dan yoğun göçe maruz kalmış ve bir nevi “Der Seadet” (huzur yurdu) hüviyetini kazanmıştır.

I.Cihan Harbi sırasında üç kez Yunan ve onların işbirlikçisi çetelerin işgaline maruz kalan Adapazarı, bölgedeki Milis Kuvvetleri sayesinde 21 Haziran 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır.

“Akova” adıyla bilinen ve ülkenin en verimli ovasında ziraat ağırlıklı bir gelişme gösteren Adapazarı’na, 1940 ve 1950 yıllarında bilhassa Karadeniz sahillerinden, Bulgaristan ve Yunanistan’dan yoğun göçler olmuştur.

Şeker Fabrikası, Ziraat Aletleri Fabrikası ve Vagon Fabrikası Adapazarı'nda sanayinin gelişmesine öncülük ederken köyden kente göçü de hızlandırmıştır.

17 Haziran 1954 tarihinde TBMM’de kabul edilen kanunla, Kocaeli Vilayeti’nden ayrılarak merkez ilçesi Adapazarı olan Sakarya Vilayeti kurulmuştur.

17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depremi Adapazarı’nda büyük can ve mal kaybına yol açmıştır. Resmi kayıtlara göre 3.891 insanımız hayatını kaybetmiş, 5.185 kişi de yaralanmıştır. Sakarya ili içinde 81.702 konut ve işyeri çeşitli düzeylerde hasar görmüştür.

6 Mart 2000 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 593 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “Büyükşehir Belediyesi” kurulmuş, Adapazarı Belediyesinde Büyükşehir Belediyesi’nin “Merkez” isimli alt kademe belediyesine dönüştürülmüştür.

Bu tarihten ilk mahalli idari seçimlere kadar (28.03.2004) Adapazarı Merkez Belediyesi’ne ait görev ve yetkiler Büyükşehir Belediyesi’nce yerine getirilmiştir. 22.10.2000 tarihinde yapılan son nüfus sayımı sonuçlarına göre, Adapazarı Büyükşehir nüfusu ise 303.989’dir.

Adapazarı, farklı kültürlerdeki insanların huzur içinde yaşadığı, ticaret ve sanayi yönünden hızla gelişen, zengin güzellikleri ve sevecen insanlarıyla modern bir Anadolu şehridir. Alntı
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
1 Ocak 2010       Mesaj #7
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Keremali Yaylası

Sakarya Akyazı'ya 17 km ve 30-35 dakika uzaklıkta olan Keremali Yaylası'nda yerleşim olup yayla evleri mevcuttur. Değişik yüksekliklerde birbirine yakın dört yayladan oluşmaktadır. Bölgedeki diğer yaylalar Soğucak Yaylası, Kırca Yaylası, Katırözü Yaylası , Kirpiyan Yaylası, Sultanpınar Yaylası, Acelle Yaylası, Yanık Yaylası, Sulucaova Yaylası , Yörükyeri Yaylası,Çiçekli Yaylası, Akar Yaylası, Haydarlar-Kuloğlu Yaylası, Davlumbaz Yaylası, Turnalı Yaylası, Çiğdem Yaylası, Dikmen Yaylası, Karagöl Yaylası , Hamzapınar Yaylası, Belengerme Yaylası, İnönü Yaylası, Güzlek Yaylalarıdır.

128358370146081471 wide
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
1 Ocak 2010       Mesaj #8
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Sakarya ili, adını ülkedeki en büyük üçüncü akarsuyu olan Sakarya Irmağından almıştır. Sakarya Irmağının beslediği Sakarya tarım açısından oldukça elverişli bir şehir durumundadır. Sakarya ili Karadeniz ve Marmara Bölgelerinin geçiş noktasını oluşturmaktadır. Sakaryada gezilecek yerler arasında Sapanca Gölü, Karasu Plajı, Hasan Dağı, Orhan Gazi Camisi, Yunus Paşa Camisi, Elvan Bey İmareti, Sakarya Köprüsü ve Jüstinyen Köprüsü sayılabilir. Sakarya İlinin İlçeleri Ferizli, Akyazı, Geyve, Hendek, Karasu, Karapürçek, Kocaali, Kaynarca, Pamukova, Sapanca, Söğütlü, Taraklı İlçeleridir.
bilgecik - avatarı
bilgecik
Ziyaretçi
14 Mart 2011       Mesaj #9
bilgecik - avatarı
Ziyaretçi
Sakarya ili, tabiî güzellikleriyle zengin bir ilimizdir. İl toprakları zelzele bölgesinde ve târihî istilâ yolları üzerinde olduğu için târihî eserlerinden mühim kısmı zamânımıza ulaşamamıştır. Başlıca târihî eserleri şunlardır:

Rüstempaşa Câmii ve Hamamı: Sapanca ilçesindedir. 1553’te Kânûnî Sultan Süleymân Hanın vezirlerinden Rüstem Paşa adına, Mîmar Sinân tarafından yapılmıştır.

Orhan Gâzi Câmii: Orhan Gâzi zamânında 1317’de yapılmıştır. Merkez ilçededir. Sultan Abdülhamîd Han tarafından yeni baştan yapılmıştır. Dernekkırı Osman Câmii de denir.

İmâret Câmii: Taraklı ilçesindedir. Yavuz Sultan Selim Han, Ridâniye Seferinden önce burada kışlamış ve onun veziri Yunus Paşa yaptırmıştır.

Şeyh Muslihiddin Câmii: Kaynarca ilçesinin, Küçük Kaynarca köyündedir. Fâtih Sultan Mehmed Hanın mîmarlarından Şeyh Muslihiddin adına yapılmıştır.

Elvan Bey İmâreti: Geyve ilçesindedir. On beşinci asırda kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Avlusunda Elvan Beyin türbesi vardır.

Sakarya Köprüsü: Geyve ilçesindedir. On beşinci asırda yapılmıştır. On dört kemerli taş köprünün, yıkılan iki kemeri demirdendir. Günümüzde de kullanılmaktadır.

Eski eserler:

Başköprü (Justinianus Köprüsü): Bizans İmparatoru Justinianus tarafından 6. asırda yapılmıştır. Adapazarı’ndadır. Sekiz gözü olan bu taş köprünün uzunluğu 429 metredir. Bizanslılardan kalma Pontogephyra, Zampi ve Tantaendie köprüleri de vardır.

Harmantepe Kalesi: Harmantepe köyündedir. Adapazarı’na 12 km mesâfededir.

Çobanlar Kalesi: Sakarya Nehri kenarında ve Geyve’ye yakın bir yerdedir.

Paşalar Köyü Kalesi: Pamukova’nın Paşalar köyündedir.

Adliye Kalesi: Adliye köyündedir.

Söğütlü Kalesi: Çark Suyunun Sakarya Nehrine döküldüğü yere yakın bir yerdedir.

Seyitler Kalesi, Kurt Köy Kalesi, Kanlıçay Kalesi, Karapürçek Kalesi eski kalelerden bâzılarıdır.

Ali Fuat Paşa Köprüsü: Geyve Boğazındadır. Târihî bu köprüyü 1497’de İkinci Bâyezîd Han tamir ettirmiştir.

Zafer Takı: Justinianus Köprüsünün bir ucundadır. Yıkıntı hâlindedir.

Akyazı Tümülüsü: Küçücek Köyü yakınlarındadır. Roma devrinden kalma târihî eserler bulunmuştur.

Roma Anıt Mezarı: Pamukova-Bilecik yolu üzerindedir.

Bitinya Mezarları, Ayvalıkdere Çeşmesi ve Kadı Köprüsü eski çağlardan kalma diğer eserlerdir.

Mesire yerleri: Karadeniz iklimiyle Akdeniz iklimi arasında bir geçiş iklimine sâhip olan Sakarya’da çok sayıda mesire yeri vardır. Bunlar genellikle göl kıyılarıyla ormanlık arâzide ve Karadeniz kıyılarında toplanmıştır. Başlıcaları şunlardır:

Hasan Dağı: İstanbul-Ankara karayolu üzerinde Sapanca Gölü kıyısındadır. Sedir ve çam ağaçları arasında güzel manzaralı bir mesire yeridir. Temiz ve tatlı suları meşhurdur.

Çark Mesiresi: Adapazarı’na çok yakın Çark Deresi kıyısında bir mesire yeridir. Sapanca’dan çıkan Çark Suyunun etrafı çok güzeldir. Yeniden düzenlenerek halkın hizmetine sunulmuştur.

Akgöl: İl merkezine 12 km mesafede Karasu karayolu üzerindedir. Gölün kenarında küçük koru piknik alanıdır. Gölde her türlü tatlı su balığı yaşar. Ayrıca göl çevresinde tavşan, keklik ve yaban ördeği avlanır.

Sakarya Ağzı: Sakarya Nehrinin Karadeniz’e döküldüğü yerdedir. Plajı, tatlı suyu ve mağaraları ile ilgi çeker. Soğuk suyu ile meşhur, Ayı İni mağarası buradadır.

Sapanca Gölü: Manzarası çok güzeldir. Gölde tatlı su balıkları bulunur. Av hayvanları bakımından da zengindir. Kıyısında turistik tesisler vardır.

Mâden Deresi: Derenin iki tarafı ormanlık ve fidanlıktır. Yukarı kısımlarındaki çağlayanlar ilgi çeker. Mesire yerinde bir av evi bulunur.

Domdom Kaya: Geyve’nin Hırka köyündedir. 476 m yükseklikte bir kayadır. Geyve civarı ve Pamukova’ya hâkimdir. Kayanın altındaki mağaradan Güreyik Suyu çıkar.

Acarlar Gölü: Kaynarca ilçesindedir. Gölün çevresi dişbudak asmalarıyla çevrilidir. Güzel bir piknik yeridir.

İçme ve kaplıcalar: Sakarya ilinde pekçok kaplıca ve içme vardır. Bazıları şunlardır:

Kuzuluk Kaplıca ve Mâden Suyu: Akyazı ilçesine 8 km uzaklıkta Kuzuluk köyündedir. Tesisleri mevcuttur. Kaplıca suyu banyo ile romatizma, nevralji, nefrit ve kadın hastalıklarına; içme ile mîde rahatsızlıklarına, karaciğer ve safra yolları hastalıkları, şeker hastalığına, ekzama ve sedef gibi cilt hastalıklarına iyi gelir.

Ilıcaköy İçmesi: Geyve ilçesine 15 km uzaklıkta, Ilıcaköy ilçesindedir. Beş musluklu çeşme hâlinde olup, konaklama tesisleri yoktur. Mîde rahatsızlıklarına iyi gelir.

Kıl Hamamı: Pamukova ilçesinin Paşalar köyündedir. Tesisleri yetersizdir. Kaplıca suyu romatizma, nevralji, nefrit, kadın hastalıklarına, nevrasteni ve sinirli hastaları için tavsiye edilir.


ALINTI
bilgecik - avatarı
bilgecik
Ziyaretçi
14 Mart 2011       Mesaj #10
bilgecik - avatarı
Ziyaretçi
Sakarya - Ekonomi
Tarıma elverişli iklimi, verimli ve geniş arazileri ile kadim bir tarım kenti olan Sakarya bu özelliğini, sanayi ve ticaret alanlarında elde edilen son gelişmelere rağmen de sürdürmektedir.

İLİN ARAZİ VARLIĞI -TOPRAK VE SU REJİMİ

Sakarya İlinde tarım yapılan topraklar 245.356 hektar genişlikle ilin yaklaşık %51’ini kaplamaktadır. Sulanabilme kabiliyetine haiz 93.000 hektarlık alanın yaklaşık 20 bin hektarlık (toplam alanın % 8’i) bölümünde sulama ünitelerinden fiilen yararlanılarak sulu tarım yapılmaktadır.

TARIMIN İLİMİZ EKONOMİSİNDEKİ YERİ
Ülke genelinde tarım sektörü GSMH içinde %14,5’lik payla sanayi ve ticaret sektörlerinden sonra üçüncü sırada yer almakta iken, diğer sektörler karşısında sanayinin tartışılmaz üstünlüğü görülen Marmara bölgesinin bir ili olan Sakarya’da sanayi sektörünün az bir farkla arkasından gelen ve sanayiye kaynak aktaran itici bir güç konumundadır. İlimiz ekonomisi içerisinde tarım sektörü önemli bir paya sahiptir.

2005 yılında bir işletme başına düşen GSH 20 bin 916 YTL.’dır. İşletmelerdeki ortalama fert sayısının 5,5 olduğu varsayıldığında fert başına düşen GSH 3 bin 803

Tarımsal üretim değeri bu yılın cari fiyatlarına göre 1 milyar 234 milyon YTL olarak gerçekleşmiştir. Bu değerin sektörlere göre dağılımına baktığımızda %42,03’lik bir payla hayvansal üretim ilk sırada yer almaktadır. Bunu %37,63’lük oranla meyve üretimi, %13’lük oranla tarla bitkileri üretimi ve %7,09’luk oranla sebze üretimi izlemektedir.

Tarımsal üretim değerinde 2004 yılına göre %12’lik bir azalma olmuştur. Bu azalmada en önemli faktör, 2005 yılında fındık rekoltesinin %45 azalması ve mısır alım fiyatlarının bir önceki yıla oranla çok düşük seyretmesidir.

İlin güneyinde yer alan ilçelerimizde sebzecilik ve çeşitli meyveler, orta kesimde başta mısır olmak üzere tarla ziraatı ve sebzecilik, kuzeye gidildikçe fındığın öne çıktığı görülmekle birlikte il genelinde hayvancılık yaygın olarak yapılmaktadır.
Türk Sanayiinin Yükselen Yıldızı Sakarya

Sakarya, Cumhuriyetin ilk yıllarında kamu yatırımları ile başlayan sanayileşme sürecini, özel sektör yatırımları ve organize sanayi bölgeleri devam ettiren bir ildir. Sakarya son yıllarda kurulan büyük ölçekli sanayi kuruluşları ile ülke sanayinin gözde yatırım bölgelerinden birisi olma özelliğini kazanmıştır. Sakarya, tarım temelli ekonomiden sanayi temelli ekonomiye hızlı ve sağlıklı geçişin modeli konumundadır.

İnsan ihtiyaçlarının sonsuz olması, sanayinin gelişmesine, hızlanmasına ve modernleşmesine sebep olmuştur. İhtiyacın büyük emek gücüyle karşılanması, bunun sonucunda maliyetin pahalıya mal olmasına nedendir. İnsan emeğinin az harcandığı sanayi bugün inanılmaz boyutlara ulaşmıştır.

Gerek yerleşim yeri üstünlüğü, gerek alt yapı imkanlarının varlığı ve gerekse İstanbul gibi büyük bir kentin varlığı sanayi yatırımlarının Marmara Bölgesi'nde ve özellikle İstanbul'da yoğunlaşmasını sağlamıştır. Ancak sanayi yatırımlarının bölgesel yoğunlaşması olumsuz etkiler yaratmakta ve üretim maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. İstanbul, çevre sorunlarının artması, enerji sıkıntısı, alt yapı ve arazi maliyetlerinin giderek artması sonucu çekiciliğini kaybetmiştir. Yeni yatırımlar alt yapı ve pazarın gelişmiş bulunduğu çevre illere Bursa, Kocaeli, Tekirdağ ve Sakarya'ya kaymaya başlamıştır.

Sakarya, çeşitli iklim şartları, ucuz arazi varlığı, elektrik enerjisinin toplaşım yeri, kara ve demir yolları ağına dahil oluşu, nüfus yoğunluğunun sağladığı iş kolu imkanları ile sanayi kuruluşlarını kendine cezbetmektedir.

Sakarya, Cumhuriyet öncesinde ve 1940'lı yıllara kadar çok zengin ormanlık alanlara sahip bir vilayetti. Bu nedenle, bölgede sanayinin ilk adımlarının ağaç işleriyle atıldığı görülür.

1900 yılında Türkiye'nin ilk demir yolları yapılırken ray döşemesi için kullanılan traverslerin, 1.Dünya Savaşı'nda ordumuza yapılan arabaların ve tüfek kundakları için gereken ağaç ihtiyaçlarının Sakarya'daki ormanlık alanlardan sağlandığı bilinmektedir.

Sonraki yıllarda adı Türkiye Zirai Donatım Kurumu olan, Demir Tahta Fabrikası (DA-TA) Adapazarı'nda 1917 yılında kurulmuştur. Bu yıllarda, ağaç sandalye ve ev eşyası imalatı yaygındır.

1.Dünya Savaşı öncesinde, Adapazarı'nda yaşayan azınlıklar içinde Rumlar ipekböcekçiliğini geliştirmişler, 16 ham ipek atölyesi işletmişlerdir. Adapazarı Cumhuriyet Döneminde büyük gelişme göstermiş, şehirde 1935 yıllarında birçok ipek fabrikası kurulmuştur. Bu işletmeler varlıklarını suni ipek yaygınlaşıncaya kadar sürdürmüşlerdir. Bu arada bölgenin tarıma elverişli olması nedeniyle, Adapazarı'nda bir un fabrikası kurulmuş. Adapazarı-Hendek yolu üzerinde de, halkın "Ateş Değirmenleri" diye nitelendirdiği un değirmenleri varmış.

Tarıma elverişi olan Adapazarı topraklarının kiremit yapımına uygun olduğu 1900'lü yıllarda bilinmektedir. Bugün hemen her çatıda görmeye alıştığımız "Marsilya Tipi Kiremit” 1900'lü yıllarda Adapazarı'nda üretilmeye başlanmıştır. Marsilya tipi Kiremitten önce, Adapazarı'nda,"Alaturka" denilen, yarım ay biçiminde iç içe geçme kiremitler kullanılırdı. Tanin Gazetesi'nde 1909 yılında yayınlanan araştırmaya göre, makineleşmemiş 7 kiremit ocağının sadece ikisinde yerli işçiler çalışırken, beşinde Ermeni işçiler olduğu tespit edilmiş.

Adapazarı'nda sanayi gerçek atılımını 1940-1950'li yıllarda ve 1 Aralık 1954 tarihinde il olduktan sonra yapmıştır. Bu yıllarda büyük sanayi kamu kuruluşları ile gelmiştir. Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun çiftçilerimize tarım aletlerini yapan fabrikası 1943 yılında kurulmuştur. Askeri Ağır Bakım Fabrikası 1943, yılında Çorlu'dan Adapazarı'na nakledilmiş, TCDD Vagon Fabrikası 1951 yılında işletmeye açılmıştır. Adapazarı Şeker fabrikası ise 1953 yılında işletmeye açılmıştır. Bölgede sanayinin ve sanayi işletmeciliğinin oluşmasını sağlayan kamu kuruluşlarından sonra, Sakarya'da sanayi yatırımlarının hemen hemen tamamı özel sektör tarafından yapılmıştır. Sözü edilecek tek kamu yatırımı 1973 yılında işletmeye açılan, halkın Tank-Palet ismiyle tanıdığı 1010 Ordu Donatım Ana Tamir Fabrikası olmuştur.

1950'li yıllardan günümüze kadar Uniroyal Lastik Fabrikası (Daha sonra Good- Year olmuştur), Satüdaş, Paksan Kireç Sanayi, Alüminyum Alaşımları Anonim Şirketi, Lucas Elektrik Sanayi, Doğan Gıda, Freuhauf, Otoyol Sanayi AŞ. Gibi sanayi kuruluşları Adapazarı'nda faaliyetleriyle öne çıkmıştır. Günümüzde küçük imalat sanayi kent içinde ( şeker, yağ, sabun, bisküvi, gazoz, kolonya, el sanatları... vs.) binaların alt katlarına bunun yanısıra kent içinde faaliyet gösteren torna, tesviye, marangoz aletleri, ısı cihaz ve alet-makina sanayileri kent dışına çıkmıştır. Kent dışına çıkan bu kuruluşlar toplu haldedir. Örneğin Marangozlar sitesinde Marangozlar, Dörtyol sanayi çarşısında otomotiv sanayisine yönelik faaliyetler toplanmıştır. Kent içinde ise dağınık şekildedirler. Fabrikaların çoğu eski konumuna göre kent dışında iken nüfus artışı ve yerleşme neticesinde kent çekirdeğinin içerisinde kalmıştır.

Sakarya, 1987-1998 yılları arasında Türkiye'nin refah düzeyi artan illeri içinde yer almıştır. Kaldı ki bu gelişme istatistikleri Sakarya'da her yıl üretilen, Gayri Safi Milli Hasıla'yı tam anlamıyla yansıtmamaktadır. Sakarya'da faaliyet gösteren ve büyük çaptaki firmalarımız Türkiye'nin en büyük 500 kuruluşu içinde yer almaktadır. İlimizde üretim yapan dev kuruluşların (Otoyol, Toprak Grubu, Pilsa, Yazakisa, Goodyear, Noksel) yönetim merkezleri Sakarya'da olmadığından, ürettikleri GSMH’lar İlin yıllık üretim değerleri içinde görülmemektedir.

Günümüzde sanayi yatırımlarını teşvik, düzenli şehirleşme ve istihdam sorunlarını çözümlemeye yönelik etkili bir kalkınma aracı olarak görülen Organize Sanayi Bölgesi kurulması çalışmaları 1976 yılından itibaren Sakarya'da devam eden Organize Sanayi Bölgesi 1993 yılında nihayet bulmuştur..
Sakarya’da son yıllarda özellikle otomotiv, tekstil ve gıda sektörlerinde büyük gelişmeler yaşanmıştır. Bu sektörlerde önümüzdeki yıllarda da hızlı bir büyüme beklemekteyiz. Otomotiv devi olan Toyota, Otoyol, Otokar ve Tırsan firmalarının önemli yatırımlarını İlimizde yapmaları, beraberinde İlimiz otomotiv yan sanayi üreticilerinin de hızla büyümelerini sağlayacaktır.

Gıda sektöründe özellikle Süt ürünleri ve Tavukçuluk alanında önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Ülker grubunun Pamukova ve Akyazı ilçelerinde, Şenpiliç A.Ş. Geyve ilçesinde, Köy-tür A.Ş. Kaynarca ilçesinde yapmış olduğu yatırımlar İlimizde mevcut diğer üreticiler için de bir ivme kazandırmıştır.

Tekstil sektöründe de son yıllarda İlimizde önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Bunun en önemli sebeplerinin başında Sakarya’nın Tekstilin önemli merkezleri olan İstanbul ve Bursa illerine olan yakınlığıdır.

Sakarya, otomotiv ve yan sanayi, tekstil, gıda, orman ürünleri, elektrik-elektronik, yapı-inşaat malzemeleri, süs bitkiciliği gibi alanlarda yatırıma uygun konumu ile Türkiye’nin önemli bir yatırım merkezidir.

Sakarya’nın çeşitli bölgelerinde değişik sektörlerde üretim yapan yaklaşık 700 KOBİ‘de 20.000 civarında kişi istihdam edilmektedir.


İlimiz; coğrafik konumu, verimli toprakları, iklimi, turizmi, sanayileşme hızı ve diğer sosyo-ekonomik göstergelere göre önemli bir ticaret ve sanayi merkezidir.
Sakarya`da ticaret, tarım ile birlikte, bu güne kadar il ekonomisini sürükleyen en önemli faktör olmuştur. Avrupa`yı, Asya`ya ve hatta Afrika`ya bağlayan karayollarının Sakarya`dan geçmesi; ülkenin en zengin ekonomik potansiyeline sahip İstanbul`u Anadolu`ya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunması, İl ticaretinin her zaman canlı olmasını sağlamıştır.

Osmanlıların, bölgeyi ilk fethinde Sakarya`daki ormanlardan sağlanan ağaçları gemi yapımında kullanmaları, orman ürünleri ticaretini geliştirmiştir. Anadolu demir yolu hattı ve İstanbul-Adapazarı demiryolu hattı yapılırken, Sakarya ormanlarından sağlanan ağaç traversler kullanılmıştır. Mobilyacılıkta kullanılan ceviz kerestesi ve yakacak ihtiyacı da Adapazarı dolaylarından temin edilmiştir.

Orman ürünleri pazarlamasıyla, bölgede oldukça önemli sermaye birikimi sağlanmıştır. Adapazarı`nda çeşitli kuruluşlar ve ülkemizin ilk milli özel bankası bu dönemde kurulmuştur. Türkiye`de kurulan ilk milli özel banka olan Adapazarı İslam Ticaret Bankası 9 Mart 1913 tarihinde Adapazarı`nda hayata geçirilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı`ndan önce Rum azınlık, Adapazarı`nda ipek böcekçiliği endüstrisini geliştirmiştir. Bu dönemde Adapazarı`nda 16 ham ipek atölyesinin faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Cumhuriyet döneminde ise Adapazarı`nda büyük gelişme yaşanmış ve 1935 yıllarında birçok ipek fabrikası kurulmuştur. Suni ipek kullanımı yaygınlaşana kadar da, ipekçilik varlığını sürdürmüştür.

Türkiye`nin en kalabalık nüfusunu barındıran, İstanbul her zaman Sakarya ticaretini etkileyen en önemli Pazar olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren, meyve, sebze, süt ürünleri ve diğer ticari mallar İstanbul pazarına sunulmaktadır.

Bilecik, Bolu, Zonguldak illerinin ticaret erbabı alışveriş için yıllarca Adapazarı`nı tercih etmişlerdir. İstanbul, Bursa, Kocaeli, Eskişehir gibi önemli üretim potansiyeline sahip illerle, Bolu, Bilecik, Zonguldak illeri pazarının ulaşım odağında yer alan Sakarya, Ticaretini her zaman canlı tutmuştur.

İlin bereketli tarım arazilerini su taşkınlarıyla sürekli tahrip eden Sakarya nehri, 1949 yılında Porsuk, 1956 yılında da Sarıyer Barajı yapıldıktan sonra, düzene girmiş ve kaliteli sulama işlevi görmeye başlayarak, tarım ürünü miktarını arttırmıştır. Bu yıllarda tarımda görülen makineleşme, gübreleme, ilaçlama teknolojisi de ürün artışı ve çeşitliliği getirmiştir.

Bu yıllarda ticaret kesiminde önemli bir sermaye ve bilgi birikimi oluşmuş, 1950`lerin ikinci yarısında bu birikimin bir bölümü sanayi yatırımlarına dönüşmüştür. Ticaretin en önemli ağırlığını taşıyan tarım ürünleri, sanayide işlenmeye başlanmış, il ticaretindeki önemini arttırmıştır. Nişasta, bitkisel yağ ve sabun üretim tesisleri yanında, şeker pancarının bölgede büyük üretim potansiyeli oluşturması, sanayi ürünlerinin ticaretteki hacmini büyük boyutlara ulaştırmıştır.

Bu gün Sakarya`nın ticaret potansiyeli çok gelişmiştir.

Benzer Konular

31 Temmuz 2012 / ThinkerBeLL Türkiye Cumhuriyeti
6 Temmuz 2011 / Misafir Soru-Cevap
3 Kasım 2009 / Daisy-BT Türkiye Coğrafyası