Arama

Foton Kuşağı

Güncelleme: 16 Eylül 2012 Gösterim: 9.749 Cevap: 2
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
19 Mart 2008       Mesaj #1
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Foton Kuşağı

Sponsorlu Bağlantılar
Yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak.

2012 yılında güneş sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kuşağa girdiğinde dünyamızın ozon deliği onarılacak ve tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek. İnsanların 2 sarmallı DNA'ları ikişerli olarak biraraya gelip 12 sarmallı bir DNA'ya sahip olacaklar. Bu olay sırasında tüm insanların chakra'ları açılacak ve duyuları ve algılamaları artacak. Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek, önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek. İnsanlar birbirinin auralarını görebilecekler. 12 sarmallı DNA'ya geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler. İnsanlar ölümsüz olacaklar. Ölüm olayı ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak. Yani, dünya'da geri kalanlar (kalmayı seçenler) ölmeye (başka boyut gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu görecekler. Fiziksel dünyamızda kalmayı seçen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit geçirecekler. Fiziksel olarak 2000 yıl sürecek olan bu olay sonrasında foton kuşağı güneş sistemimizi terkedecek.

Foton kuşağı ilk kez ingiliz astronom Edmund Halley (1656-1742) yılında Pleiades takımyıldızlarını kuşatan gazımsı bir kuşak olarak gözlendi (Halley kuyruklu yıldızını da keşfeden astronom). Fredrick Wilhelm Bessel ise foton kuşağının dönüş hızını keşfetti (herbir yüzyılda 5.5 derece saniye). Jose Comas Sol Pleiades takımyıldızındaki güneş sistemlerini keşfetti. Paul Otto Hesse foton kuşağının kalınlığını saptadı (2000 ışık yılı). Güneş sistemimiz her 25.860 yılda bir Pleiades çevresinde bir tur dönmektedir. Yani, yaklaşık olarak her 12.500 yılda bir güneş sistemimiz bu foton kuşağının içine girer. Güneş sistemimizin foton kuşağının içindeki yolculuğu 2000 sene kadar sürer. Yani, foton kuşağından çıktıktan sonra tekrar foton kuşağına girmek için 10.500 yıl geçmektedir. Bu devrelerin alt devreleri de vardır ama üst devre 206 milyon yıl sürer.

Foton kuşağının kendisinin de aurası var ve ilk aura katmanına (enerji seviyesine) 1962 yılında dünyamız (ve tüm güneş sistemimiz) girmiş durumda. Yani şu anda foton kuşağının düşük enerjili ilk kısmının içinde bulunuyoruz. Dünya'mız ikinci enerji seviyesine ise 1987 yılında girdi. 2012 yılında üçüncü enerji seviyesine girmesi sırasında 110-144 saat (5-6 gün) boyunca karanlıkta kalacağız. Üçüncü enerji seviyesine (foton kuşağının kendisinin bulunduğu esas enerjili kısım) girildiğinde ise karanlık sona erecek ve artık hiç gece olmayacak yeryüzünde.
Sırasıyla yazarsak:


1. gün: 21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık


2. gün
: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu)


3.-4. gün
: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.


5.-6. gün
: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).


Kısaca, foton kuşağı dünya'daki tüm yaşam için çok büyük bir faydası olan, yüksek enerjili fotonlardan oluşan devasa bir kemer. Güneş sistemimiz bu kuşağa girdiği zaman tekrar çıkması 2000 sene sürecek. Foton Kuşağı (Manaşik Halka) kendi etrafındaki dönüşünü 25.860 yılda bir tamamlamakta ve güneş sistemimiz her bir 10.500 yılda bir foton kuşağına girmekte. Foton kuşağı torus şeklinde (araba lastiği biçiminde) bir kemer ve bunun kalınlığı (çapı değil, kemerin kalınlığı) 2000 ışık yılı. Önemli bir husus elektrikli hiçbir aygıtın ise foton kuşağına girildikten sonra hiçbir şekilde çalışmaması. 2000 yıl boyunca sürecek olan safhada elektrik enerjisi ile çalışacak araca ihtiyaçta olmayacak zaten. Çünkü süperbilinç halinde olma hali ve foton enerjisi kullanabilecek teknoloji ile elektrik enerjisini kullanmaya ihtiyacımız olmayacak.


fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
13 Eylül 2008       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Daha yüksek titreşim seviyesine doğru tırmanma süreci içersinde,bir zamanlar alışık olduğunuz bazı gıdalarla ilgilenmez duruma gelebilirsiniz.Söz konusu daha yüksek titreşim deneyiminden geçen insanların genellikle terk ettiği ve terk etmek zorunda kalacağı üç gıda: çay ve kahve ve et dir. Bunlardan et ,son derece ağır bir gıda grubu olup, hele hormonlusu, vucut enerjinizi olumsuz yönde etkiler. Özellikle erkeklerin buna hiç ihtiyaçları yoktur. Bazı gıdalara aşırı istek duyabilir, yada favori gıdalarınızı unutabilirsiniz. Bu durum normaldir ve yüksek titreşime doğru olan değişimin bir kısmıdır.Eğer böyle birşeyin olduğunu fark ederseniz bırakın olsun,telaşlanmayın. Genel olarak titreşiminizi yükseltirken,farklı şuur seviyelerinden geçersiniz.Titreşimsel olarak değişmeye başladığınız ilk dönemde, içinde bulunacağınız şuur düzeyi ay şuuru diye tanımlanan süreç tir. Bu aşamada duyarlılığınız artar, ruhsal şifa ve duru görü yetenekleriniz ortaya çıkar. Bu şuur düzeyi yaklaşık beş senelik bir süreci kapsar. Bundan sonraki ikinci aşama güneş şuurudur.Bu aşamada enejiye daha uyumlu olur ve insanların suptil bedenlerindeki sorunları giderebilecek bir şifa yeteneği kazanırsınız.bilindiği gibi fizik bedenlerimizin yanı sıra, eterik, mantal, kozal ve ruhsal bedenlerimiz var. Bu şuur düzeyinde, bütün bedenlerinizdeki sorunları giderebilirsiniz. Bu değişimin tamamlanması yaklaşık 3 - 5 yıl alır. Bu oldukça yüksek bir seviye olduğundan, bir çok insan daha ileri gidemez.bundan sonrası yıldız şuur seviyesidir. Bu seviye çok yüksek düzeyde olan konularla ulaşabileceği bir düzeydir. Bu düzeye gelmiş olmak tüm çakraların tamamen temizlenmiş olduğu anlamına gelir. Muhtemelen karmalarında temizlenmiş olmasıyla ruhsal alem için tertemiz bir kanal olamak durumuna gelmişşiniz diyebiliriz.Bundan sonrası sadece çok büyük insiyelerin ulaşabileceği bir aşamadır. Foton kuşağı dünya planını daha yüksek bir seviyeye çıkaracaktır. Olması gereken tüm negatifleri yani uyumsuzlukları temizleyip, yeni enerjiye yer açmak ve dünya beşerinin enerjisini yükseltmesine yardımcı olmaktır.

Sponsorlu Bağlantılar
1. gün: 21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık
2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu)
3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.
5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).

şu okuduklarımızı sırasıyla yorumlayalım

21 aralıkta yani en uzun gecede son uzun gece yaşanmış olacak.
yıl 2012 yani tüm kahinlerin odaklandığı meşhur tarih! 2012 dünyanın sonu deniyordu. maya takvimleri vs. yeryüzünde yaşam bitişi olarak yorumluyordu. ayrıca mısır'ın ölüler kitabında da 2012 tarihi firavunların yeniden doğuşuna dair bilgiler veriyordu.

şimdi belki saçma ama demekki telekinezi vs... gibi güçleri mısırda firavunlar kullanıyordu. zaten o piramitleri kocaman yapmışlar hepsi belli tarihlere bağlıydı ya demek ki insanlık eski mısırda ki firavunlarla aynı özelliklere sahip olacak. yani firavunlar dirilmiyor ama herkes firavun özelliği kazanıyor. firavunlarda rahip olunuyordu önce ve rahip olmak için zaten ruh bedenden ayrılıp tekrar bedene sokuluyordu. bunu yaşayanlar firavun oluyordu.boyut değişeceğine göre bu özelliklere sahip olup mısır'ın ölüler kitabının rivayetleri gerçekleşecek!

daha önce dünyada birçok canlı buzul çağında yok olmuştu. şimdi de buzul soğuğuyla direnç kazanacağız.

tarihlerin sonuncusu yani 6. gün çok ilginç Hz. İsa'nın doğum günü ! İncil'de de zaten dünyanın 6 günde yaratıldığı yazar. demek ki 6 günlük değişimden sonra Hristiyanlık inancına göre onun gökten inmesi olası. yeniden yaratıyor ve ilk peygamberi tekrar yolluyor.

kıyamet alameti diye bahsedilen ne varsa 2012 yılında 6 günde yaşanacak

lafazan arkadaşım akaşa kayıtlarından bahsetmişsin. akaşa kayıtları reenkarnasyon sonrası yaşantılar için geçerli aslında. tekrar doğmadan önce beyininde yaşanmışlıklara dair ne varsa silinir. yani akaşa kayıtları beyninde saklanır ama beyin gücümüz yetmediğinden hatırlayıp anlatamayız. ama bazı insanların beyinlerinin bazı bölgeleri fazla çalıştığından bu kayıtları ara ara ya da tamamen hatırlarlar.

eğer şu psişik yetenekler uyanırsa zaten kimsede gizli kayıt kalmayacak. herkes herşeyi hatırlayacak. aslında bu insanlığın çığrından çıkışı olur. tüm dünya akraba. bu da şey gibi hani adem havva ilk insandı , kardeş sayılırlar olayından hepimiz kardeşiz tarzı konuşmaları direk destekliyor

Son düzenleyen asla_asla_deme; 27 Mayıs 2010 21:16 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
oguzkaan015 - avatarı
oguzkaan015
Ziyaretçi
16 Eylül 2012       Mesaj #3
oguzkaan015 - avatarı
Ziyaretçi
Nasa bunu ne kadar reddetsede arkadaşlar sonunda bir kaç şey açıklamış dünyaya gelen ışınlarla ilgili ve Ruslar zaten astronomi alanında büyük çalışmlar içerisindeler.

Şimdi Rusların Açıklamaları


RUS BİLİM ADAMLARININ FOTON KUŞAĞINA BAKIŞI
Sadece gizemli diye Maya uygarlığının yazıtlarındaki kehanetlerin gerçekleşeceğine inanmak bilim kesimlerine beklide imkansız geliyor.Ancak olaya bilimsel açıdan yaklaşıldığında Rusya’da ve 51. bölgede yapılan araştırmalar bu 21.12.2012 kehanetlerini destekler nitelikte.2012 ve Foton Kuşağı hakkında çalışmalarını sürdüren Rus Ulusal Bilim Akademisi evrende bugüne kadar görülmeyen çok önemli değişimleri gözlemlediklerini ifade ediyorlar.Bu bilimsel grubun sözcüsü konumunda olan Dr. N.Dmitriev ,Güneş sistmi,Güneş ve gezegenlerin çok hızlı bir değişim içinde olduğunu ve bugüne kadar görülmemiş bir gelişime uğradığını ifade ediyor.Bununda evrenin merkezinden yaklaşmakta olan büyük bir enerjinin varlığını doğrulayabileceğini ifade ediyor.
EVRENDEKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİMLER
Yaklaşan bu enerjiye karşı gezegenlerin kendi önlemlerini almaya başladıkları da gözlemleri arasında.Örnek olarak Dünyamızın Uydusu Ay kendi atmosfer sistemini oluşturmakta,Hayat varmı yokmu araştırmalarının odağı olan Mars gezegeninin atmosfer Kalınlığı gün geçtikçe artmakta,Dünyamızın atmosferindeki Hidroksit oranıda günden güne belirgin bir şekilde artış göstemekte ve bunun nedeninin küresel ısınma,sera etkileri vs. olamayacağı vurgulanıyor.Ve yine gözleniyorki bu atmosferler fazla enerjilerini sürekli boşaltıyorlar.Ayrıca Uranüs,Venüs ve jupiter gibi gezegenlerde yoğun manyetik alan oluşumu ve bu gezegenlerin parlaklıklarının sürekli artışta olduğu gözlemlenen sonuçlar arasında.Günümüzde arttığı tüm insanlar tarafından da fark edilebilen depremler,volkanik aktivasyonlar,seller,tufanlar gibi doğal afetler elbetteki bir tesadüf sonucu artış veya azalış göstermiyor.Dr.N.Dmitriev dikkat çektiği bu husus Güneşteki değişimler ile Dünya arasındaki bağlantı.Bundan 10bin yıl önce böyle bir değişim olduğunun bilindiğini söyleyen Dmitriev ,Uzayda çok yüksek enerjide ve titreşimi sürekli artan bir manyetik alana girmekte olduğumuz sonucuna vardıklarını vurguluyor.Bunların birçok yetkili bilim çevreleri tarafından da gözlemlendiğini ancak birçok bilginin gün ışığına çıkarılmadığı da söyledikleri arasında.
Sibiryadaki bu akadaminin varmış olduğu sonuç foton kuşağına işaret ediyor.Ve bu yüksek enerjili kuşağa geçişin sonucunda gezegenlerin desteklediği yaşam biçimine etkileri anlatılıyor.Bu enerji sürecinde canlılardaki iki sarmallı DNA spirallerinin mutasyonlarla birlikte on iki ye çıkacağı ifade ediliyor.
Rus Ulusal Bilim Akademisinin ortaya koyduğu bu çalışma ve varlığını desteklediği bu boyutta bir enerjinin zaten gerek hücresel gerek ruhsal bazda yapacağı değişimler kaçınılmaz olur.Bugün çevremize baktığımızda sosyal olarak değişen bir insanlık ,günden güne düzenini yitiren bir çevre,iklim,doğa vs. zaten görünüyor.Bunun sonucunda toplu bir değişim şart gibi duruyor.




Şimdide Amerikanın açıklamaları


Dünyamıza Kozmik Işın Yağıyor

Kozmik ışınlar Dünya üzerinde elde edilemeyecek kadar yüksek enerjili ve yüklü,helyum veya proton çekirdeğine benzeyen az miktarda foton ve elektron karışımından oluşan,ışık hızına yakın hareket eden atomaltı parçacıklardır.Uzayda nasıl oluştuğu ve kaynağının ne olduğu günümüzde hala anlaşılamamıştır. Uzayın her yönünden Dünyamıza yağabilen kozmik ışınlar çoğu zaman yeryüzüne kadar inebilmektedir.Ancak dünyamızın manyetik alanından dolayı enerjilerini yitirmekte ve insanlara hasar vermemektedirler.
Son yıllarda ise Dünyamızın maruz kaldığı kozmik ışın yağmurları epeyce artmış,bu da bilim çevrelerini endişeye sevketmiştir.Durumu Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA da “Keşif” başlığıyla duyurduğu haberde,Dünyamızın güneş sistemi dışında kaynağı belirlenemeyen bir yerden gelen kozmik ışınların bombardımanı altında bulunduğunu ifade etmiştir.Nasa bilim adamlarında heyecan yaratan yüksek enerjili yoğun elektron bombardımanının daha öncekilerden farkı ise güneş sistemi dışında farklı bir kaynaktan geldiğinin gözlenmesi ve bu kaynağın ne olduğunun saptanamaması.Louisiana Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. John Wefel ise böyle birşeyin ilk kez görüldüğünü, ışınların kara delikten gelme ihtimali üzerinde durulduğunu ve bunun büyük bir keşif olduğunu vurguluyor.Güneşten gelen kozmik ışınlar genelde atmosferde sapmaya uğrarken,bu ışınların ise nasıl bir etki göstereceği henüz tam olarak bilinmiyor.2012 Söylentilerini her fırsatta reddeden NASA’nın bu ışınlar hakkında yaptığı son incelemeleri bilmiyoruz ancak, NASA kozmik ışınların yüksek enerjili bir şekilde yeryüzüne ulaşması sonucunda insanın genetik yapısı DNA ya etki edebileceği,hücre yapısına ciddi değişiklikler ve bozulmalar doğurabileceği,elektrik,elektronik sitemlere hasarlar verebileceğini belirtiyor.
2012 ye yaklaşık iki yıl kadar bir sürenin kaldığı şu günlerdeFoton kuşağı ve etkilerini hatırlarsak,insan DNA ’sında oluşacağı söylenen değişme ve gelişmeler,2 sarmallı DNA dan 12 sarmallı DNA ya yükseliş,insan hücrelerinin büyüyüp şişmesi, elektriksiz ve karanlık günler vs..ortak noktalar olarak göze çarpıyor ve aceba kozmik ışınlarla foton kuşağını ve 2012 yi ilişkilendirebilirmiyiz diye düşünmeden edemiyoruz.Tabi bizim düşünce ve yorumlarımız bi yana işin uzmanları önümüze nasıl bir tablo koyacak şuan için onu beklemek zorundayız.






Lütfen tamamamını Okuyu arkadaşlar





Nasa bunu ne kadar... | Facebook

Benzer Konular

3 Mart 2012 / asla_asla_deme Fizik
20 Mart 2009 / Misafir Kültür
1 Eylül 2009 / ThinkerBeLL Sanat
30 Ocak 2010 / loly girl Soru-Cevap
5 Ocak 2012 / Misafir Soru-Cevap