Galaksiler Arası Yolculuk / Yıldızlara Seyahat Mümkün mü?
Gezegenler arası seyahat, zor da görünse bugünün teknolojisi ile mümkün. Zaten Ay’a gitmiş olan insanoğlu belki de bu yazıyı okuyanların çoğu yaşamı boyunca Mars’a da gidecek. Daha ileride Güneş sistemindeki diğer gök cisimlerine gitmeyi de mümkün görüyor ve düşünebiliyoruz. Fakat daha ötesini düşünmek şimdilik ancak bilim kurgu çerçevesine sığar. Güneş sistemimizin dışına, diğer yıldızlara, hele hele Samanyolu’nun da dışına, başka gökadalara seyahat hiçbir bilinen veya düşünülebilen bilimsel ve teknolojik ilerleme ile mümkün görünmüyor.
Ancak iki hafta kadar önce bir grup Alman ve Yunan araştırmacılardan bu sonuca “acaba” dedirtecek bir açıklama geldi. Kuramsal olarak da şimdiye kadar mümkün görülmeyen bir fiziksel olayın, gerçekte mümkün olabileceği ileri sürüldü. Bir solucan deliğine (wormhole) girerek ışık hızını engelini tamamen aşmanın, başka yıldızlara gitmenin bir yolu olabilir denmekte.
Halen Einstein tarafından ortaya konmuş olan ışık hızı geçilemez varsayımı ortada durmakta. Bir yasa niteliği kazanmış bu varsayımın ihlali görülmediği gibi, ona dayanan, tutarlı, kapsamlı ve gözlemlere dayalı kanıtlarla desteklenen bir görelilik kuramı inşa edilmiş.
Işık hızı saniyede 300.000 kilometre. En hızlı giden insan yapısı füzelerin bile hızı saniyede 10 km dolayında. Mevcut veya hayal edilebilen hiçbir teknoloji ile, ışık hızının binde birine kadar bile yaklaşma düşünülemiyor. Diyelim ki ışık hızında giden araçlar yaptık. O zaman bile böyle seyahatler binlerle hatta milyonlarla yıl sürecek.
Peki nedir bu solucan deliği? Solucan deliği Einstein’ın genel görelilik kurmanın öngördüğü bir sonuçtur. 1916 yılında kuramın yayınlanmasından kısa süre sonra Avusturyalı fizikçi Ludwig Flamm, 4 boyutlu uzay-zaman’da bir noktadan diğerine böyle bir geçiş olabileceğini öne sürmüştü. Daha sonra 1935’te Einstein ve meslektaşı Nathan Rosen bu konuyu araştırdılar ve iki karadelik arasında bir solucan deliği (tünel) olabileceğini gösterdiler.
Yalnız bunun olması için deliğin iki ucunda kara deliklerde özel tür bir madde ve negatif enerji olması gerekiyordu. Bilinen karadelikler çevrelerindeki her şeyi içlerine çektikleri için, Einstein- Rosen solucan deliğinin oluşmasına izin vermezler. Böyle bir tünelin ancak bizim evrenimizle başka bir paralel evren arasında bağlantı sağlayabileceği görüldü. O zamanlar paralel evrenler henüz düşünülemeyen, sözü edilmeyen kavramlardı.
Einstein-Rosen solucan deliği matematiksel bir tuhaflık olarak kalmışken 1955’te Amerikalı fizikçi John Wheeler, görelilik kuramı ve madde çekim kuramını yeniden inceleyerek, bizim kendi evrenimizde iki uzak noktayı bağlamanın başka bir yolu olduğunu gösterdi. Bunu solucan deliği olarak adlandıran Wheeler aynı zamanda karadelik terimini de çıkaran kimsedir.
Wheeler solucan deliğinin gene eskisi gibi zorlukları vardı. Solucan deliği kararlı (stabil) değildi. Negatif enerji olması gerekiyordu ve en küçük bir maddesel hareket, bir fotonun girmesi bile, solucan deliğini hemen kapatıyordu.
İşte şimdi Alman ve Yunan araştırmacıların kuramın yeni bir matematiksel analizi sonucu son buluşu, bunlara gerek olmadan da solucan deliğinin mümkün olabileceğidir. Negatif enerjiye ihtiyaç olmadığı gibi normal dışı maddeye de ihtiyaç yoktur. Ancak söz konusu olan enerji miktarları Güneşimizin ürettiği enerjiden çok büyüktür ve insanlığın olanağının çok ötesindedir.
İleri teknolojik bir uygarlık bunun bir yolunu bulmuş ve evrende dolaşıyor olabilir. Araştırmacılar bizim solucan deliği yapma olanağımız bulunmasa da buna sahip başka uygarlıkları veya doğal solucan deliklerini keşfedebiliriz, diyorlar. Astronomlar böyle olguları gözlemlemek için de ipuçları veriyorlar.
Belki de günün birinde insanlar Güneşlere hükmedecek kadar ileri bir teknolojik düzeye gelirse, söz konusu keşif bizi anında uzak yıldızlara götürebilir ya da ışınlayabilir.
Daha fazla bilgi için=>arxiv
Kaynak : Bilimania (NewScientist / 13 Nisan 2012)
Sponsorlu Bağlantılar
Ancak iki hafta kadar önce bir grup Alman ve Yunan araştırmacılardan bu sonuca “acaba” dedirtecek bir açıklama geldi. Kuramsal olarak da şimdiye kadar mümkün görülmeyen bir fiziksel olayın, gerçekte mümkün olabileceği ileri sürüldü. Bir solucan deliğine (wormhole) girerek ışık hızını engelini tamamen aşmanın, başka yıldızlara gitmenin bir yolu olabilir denmekte.
Halen Einstein tarafından ortaya konmuş olan ışık hızı geçilemez varsayımı ortada durmakta. Bir yasa niteliği kazanmış bu varsayımın ihlali görülmediği gibi, ona dayanan, tutarlı, kapsamlı ve gözlemlere dayalı kanıtlarla desteklenen bir görelilik kuramı inşa edilmiş.
Işık hızı saniyede 300.000 kilometre. En hızlı giden insan yapısı füzelerin bile hızı saniyede 10 km dolayında. Mevcut veya hayal edilebilen hiçbir teknoloji ile, ışık hızının binde birine kadar bile yaklaşma düşünülemiyor. Diyelim ki ışık hızında giden araçlar yaptık. O zaman bile böyle seyahatler binlerle hatta milyonlarla yıl sürecek.
Peki nedir bu solucan deliği? Solucan deliği Einstein’ın genel görelilik kurmanın öngördüğü bir sonuçtur. 1916 yılında kuramın yayınlanmasından kısa süre sonra Avusturyalı fizikçi Ludwig Flamm, 4 boyutlu uzay-zaman’da bir noktadan diğerine böyle bir geçiş olabileceğini öne sürmüştü. Daha sonra 1935’te Einstein ve meslektaşı Nathan Rosen bu konuyu araştırdılar ve iki karadelik arasında bir solucan deliği (tünel) olabileceğini gösterdiler.
Yalnız bunun olması için deliğin iki ucunda kara deliklerde özel tür bir madde ve negatif enerji olması gerekiyordu. Bilinen karadelikler çevrelerindeki her şeyi içlerine çektikleri için, Einstein- Rosen solucan deliğinin oluşmasına izin vermezler. Böyle bir tünelin ancak bizim evrenimizle başka bir paralel evren arasında bağlantı sağlayabileceği görüldü. O zamanlar paralel evrenler henüz düşünülemeyen, sözü edilmeyen kavramlardı.
Einstein-Rosen solucan deliği matematiksel bir tuhaflık olarak kalmışken 1955’te Amerikalı fizikçi John Wheeler, görelilik kuramı ve madde çekim kuramını yeniden inceleyerek, bizim kendi evrenimizde iki uzak noktayı bağlamanın başka bir yolu olduğunu gösterdi. Bunu solucan deliği olarak adlandıran Wheeler aynı zamanda karadelik terimini de çıkaran kimsedir.
Wheeler solucan deliğinin gene eskisi gibi zorlukları vardı. Solucan deliği kararlı (stabil) değildi. Negatif enerji olması gerekiyordu ve en küçük bir maddesel hareket, bir fotonun girmesi bile, solucan deliğini hemen kapatıyordu.
İşte şimdi Alman ve Yunan araştırmacıların kuramın yeni bir matematiksel analizi sonucu son buluşu, bunlara gerek olmadan da solucan deliğinin mümkün olabileceğidir. Negatif enerjiye ihtiyaç olmadığı gibi normal dışı maddeye de ihtiyaç yoktur. Ancak söz konusu olan enerji miktarları Güneşimizin ürettiği enerjiden çok büyüktür ve insanlığın olanağının çok ötesindedir.
İleri teknolojik bir uygarlık bunun bir yolunu bulmuş ve evrende dolaşıyor olabilir. Araştırmacılar bizim solucan deliği yapma olanağımız bulunmasa da buna sahip başka uygarlıkları veya doğal solucan deliklerini keşfedebiliriz, diyorlar. Astronomlar böyle olguları gözlemlemek için de ipuçları veriyorlar.
Belki de günün birinde insanlar Güneşlere hükmedecek kadar ileri bir teknolojik düzeye gelirse, söz konusu keşif bizi anında uzak yıldızlara götürebilir ya da ışınlayabilir.
Daha fazla bilgi için=>arxiv
Kaynak : Bilimania (NewScientist / 13 Nisan 2012)
Son düzenleyen nötrino; 2 Mayıs 2016 01:14