Arama

Yaşanabilir Dünya Benzeri Gezegenler

Güncelleme: 27 Kasım 2016 Gösterim: 1.599 Cevap: 4
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
7 Şubat 2013       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
Kırmızı Cüce Yörüngesindeki Yaşanabilir Gezegen

Sponsorlu Bağlantılar
NASA'a ait Kepler uzay teleskobundan alınan verilere dayanarak yapılan hesaplamalar, 13 ışık yılı uzaklıkta Dünya'ya benzeyen bir gezegenin olabileceğini gösterdi.Teleskobun halka açık verilerine ilişkin yaptıkları araştırmanın sonuçlarını açıklayan, Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics (CfA) araştırma merkezinden astronomlar, Dünya'ya en yakın, benzer gezegenin 13 ışık yılı uzaklıkta olabileceğini hesapladıklarını duyurdu. Astronomlar bu sonuca, kırmızı cüce adı verilen yıldızların yörüngesinde bulunan gezegenlerin yüzde 6'sının yaşama elverişli olduğunu ortaya çıkarmak suretiyle vardıklarını kaydetti.

Araştırma heyetinin başı Harvard Üniversitesi astronomlarından Courtney Dressing ABD'nin Massachusetts eyaletine bağlı Cambridge kentinde düzenlediği basın toplantısında yaptıkları bilimsel çalışmanın sonuçları hakkında bilgi verdi... ABD'li astronom Courtney Dressing yaptığı açıklamada "Dünya benzeri gezegenler için büyük mesafeleri araştırmamız gerektiğini düşünürdük, şimdi ise başka bir Dünya'nın arka bahçemizde bulunmayı beklediğini fark ettik" dedi.

75 Milyar Yıldızın Dörtte Üçü

Güneş'ten daha küçük, soğuk ve donuk yıldızlara kırmızı cüce adı veriliyor. Ortalama büyüklükleri Güneş'in üçte biri, ortalama parlaklıkları da Güneş'in binde biri kadar olan kırmızı cüceler, Samanyolu Galaksisi'ndeki en az 75 milyar yıldızın dörtte üçünü oluşturuyor. Güneş'e göre daha küçük boyutta olmaları kırmızı cüceleri, Dünya'ya benzeyen, yaşama elverişli gezegenlerin bulunması ihtimalinin en yüksek olduğu yıldızlar yapıyor.

Bu tip yıldızların küçük olması nedeniyle etrafında dönen gezegenlerin bu yıldızlar üzerindeki etkisi daha büyük oluyor. Dünya ile aynı büyüklükteki bir gezegen yıldızın yuvarlak yüzeyini daha büyük oranda kaplaması, kırmızı cücelerin yörüngesindeki Dünya'ya yakın büyüklükteki gezegenlerin belirlenmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca gezegenlerin, Güneş'ten daha soğuk bu yıldızlara, Güneş'e göre daha yakın bir yörüngede dönmeleri de bu gezegenlerin hayata elverişli gezegen kuşağında olma şansını azaltmıyor.

Nasıl Hesaplandı?

Araştırmalarında, kırmızı cüceleri belirlemek amacıyla Kepler teleskobunca yerleri saptanan 158 bin hedef yıldızı ayıklayan Dressing ve ekibi, daha sonra büyüklüklerini ve ısılarını daha kesin olarak hesaplayabilmek amacıyla bu yıldızları yeniden analiz etti. Böylece araştırmacılar, yaptıkları analiz sonucu kırmızı cücelerin tamamının eskiden sanıldığından daha küçük ve daha soğuk olduğunu belirledi. Yeni veriler ışığında yaptıkları araştırma sonucu kırmızı cücelerin yörüngesinde 95 Dünya benzeri gezegen olmaya aday gezegen saptayan araştırmacılar, bu tip yıldızların yüzde 60'ının Güneş Sistemi'ndeki Neptün gezegeninden daha küçük gezegenlere sahip olduğunu hesapladı.

Bu 95 aday gezegenden sadece 3'ünün yeterince sıcak ve aşağı yukarı Dünya ile aynı büyüklükte olduğunu belirleyen araştırmacılar, istatistiki olarak bakıldığında bunun, tüm kırmızı cücelerin etraflarında dönen gezegenlerin yüzde 6'sının Dünya'ya benzeyen gezegenlerden oluştuğu anlamına geldiğini ortaya koydu. Güneş'e en yakın mesafedeki yıldızların yüzde 75'inin kırmızı cücelerden oluştuğunun bilindiğini kaydeden araştırmacılar, kırmızı cücelerin etrafındaki gezegenlerin yüzde 6'sının hayata elverişli olması gerektiğine ilişkin yaptıkları hesaplamadan yola çıkarak Dünya'ya en yakın Dünya benzeri gezegenin 13 ışık yılı uzaklıkta olması gerektiğini hesapladı.


Kaynak: AA / BBC (07 Şubat 2013,00:16)
Son düzenleyen nötrino; 31 Mart 2016 23:13
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Şubat 2013       Mesaj #2
Avatarı yok
Yasaklı
Dünya Benzeri Hangi Gezegenler Yaşama Elverişli Koşullara Sahip?

Sponsorlu Bağlantılar
Evrende Güneş gibi yıldız sistemlerinde bulunan, Dünya ile aynı boyutlarda gezegenler yaygın olarak bulunuyor. Peki, bu gezegenlerde canlı yaşamı gelişebilir mi? Astronomlar, Güneş sistemi dışı gezegen arayışında Güneş’ten ve pek çok diğer yıldızdan daha soğuk ve küçük, özellikle M cüceler denilen yıldızlara odaklanıyorlar.Bu cüce yıldızlar, Güneş’in 1/4’ü kadar kütleye sahip ve Güneş’ten yayılan ışımanın çok küçük bir parçası kadar ışıma yapabiliyorlar. Daha az ışımaları, sahip olabilecekleri potansiyel gezegen sistemlerini tesbit etmeyi kolaylaştırıyor. M cüceler, galaksimizdeki yıldızların %75’ini oluşturuyor, bu yüzden eğer Güneş sistemi dışı gezegen arıyorsak, M cüceler bakmak için en uygun yer!

Dünya benzeri gezegen arayışında iki yeni bulgu astronomların soğuk kızıl cücelere olan ilgisini arttırdı. Avusturya’lı Helmut Lammer ve ekibi tarafından 3 farklı yıldız civarında, varlıkları kesinleşmiş olan 7 gezegen incelendi. Bu yıldızlardan biri G- yıldızı denilen Güneş benzeri bir yıldız, diğeri Güneş’ten biraz daha soğuk olan K- yıldızı ve en sonuncusu her ikisinden de biraz daha soğuk olan M- yıldızı. Tesbit edilen bu yedi gezegen, Dünya’nın 2 ila 4,5 katı yarıçapa ve 2 ila 13 katı kadar da kütleye sahip! Bu gezegenler yıldızlarına çok yakın bir yörüngede bulunuyorlar, öyle ki bu mesafe, suyun sıvı halde gezegen yüzeyinde bulunamayacağı, dolayısıyla canlı yaşamın gelişemeyeceği kadar az. Sahip oldukları kütle ve yarıçap, bu gezegenlerin atmosferlerinin şişkinleşmiş olduğunu gösteriyor.

Şişkinleşmiş atmosferler, hidrojence zengin ilkel bir zarf gibidir. Bu hidrojen gazı, ya gezegenin oluşumu sırasında meydana gelen diskten yayılan ve bu diskin çevresinde toplanan gazdan, ya da yine gezegenin oluşumu sırasında, gezegen yüzeyine çarpan cisimlerin (asteroit gibi) neden olduğu gaz çıkışıyla yayılan malzemeden oluşur. Bu atmosferler, kendi Güneş sistemimizde gördüğümüz katı gezegenlerin sahip olduğu atmosferlerden çok farklı. Çünkü bebek yıldızlar (yani yeni oluşmuş yıldızlar), bolca ultaviyole ve X – ışını yayarlar. Yayılan bu ışınlar da yakınlarında bulunan proto-gezegenlerin (bir gezegenin oluştuğundaki ilkel hali) atmosferlerini dağıtır ve yok ederler. Lammer ve ekibi de bu süreci, yani yıldız kaynaklı radyasyonun bu hidrojence zengin ilksel zarfı nasıl ısıtarak buharlaştırdığını hesapladılar. Buldukları sonuç şuydu: tesbit edilen bu yedi gezegen bu süreç sonucunda kütlelerinin büyük bir bölümünü kaybetseler de, bu kayıp bizim sıcak Jüpiter’imizin kaybettiği kütlenin yarısı büyüklüğündeydi (bu durum büyük ihtimalle, daha küçük gezegenlerin büyük olanlara oranla daha yoğun olmasından kaynaklanıyor).

Peki, bunun anlamı nedir? Bu gezegenlerin atmosferlerini hala tam olarak kaybetmediği ve büyük bir atmosfere ve küçük katı çekirdeğe sahip mini Neptünler olarak kalacakları anlamına geliyor. Bu sonuca göre, yıldızlarına bu kadar yakın olan gezegenler bile radyasyondan bu kadar az etkileniyorsa, daha uzak yörüngelerde bulunan gezegenlerin daha korunmuş bir atmosfere sahip olacakları anlamına geliyor. Çünkü yıldızdan yayılan ışıma yıldızdan uzaklaştıkça zayıflıyor. Bu yüzden, Lammer’a göre, M cücelerin çevresinde dönen gezegenlerde canlı yaşamına uygun koşullar bulmak mümkün.

Bu koşulları sağlayan, potansiyel birkaç grup Courtney Dressing ve David Charbonneau tarafından yeni tesbit edildi (Harvard- Smithsonian Astrofizik Merkezi). Dressing ve Charbonneau 3,897 adet soğuk K ve M kızıl cüceyi NASA’nın Kepler uzay aracı ile incelediler. Sonuçlara göre, kızıl cücelerin %6’sının yaşama elverişli koşullara sahip bölgede bulunan, Dünya ile aynı boyutlarda gezegenleri bulunuyor. Bir de soğuk olmaları gerektiğini hesaba katarsak, bu en yakın Dünya boyutundaki gezegenin bizden tam olarak 20 ışık yılı uzaklıkta bulunduğunu ortaya koyuyor. Tabii ki sonuçlar sadece “potansiyel”, yani bu gezegenlerin atmosferlerinin yaşama elverişli olup olmadıklarının anlaşılması için üzerlerinde daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.


Kepler gözlemleri 64 yıldız çevresinde dönen 95 potansiyel gezegen adayı ortaya koydu. Bunların arasında sadece 3’ü yaşanabilir koşulların olduğu bir bölgeye sahip. Bu bölge, görselde yeşil olarak işaretlenmiş alan. Yaşanabilir bölge, sıvı suyun gezegende bulunabileceği (yani tümünün buharlaşmış olmayacağı) sıcaklıkların etkili olduğu bölge anlamına geliyor. Soldan sağa doğru gezegen ve yıldızı arasındaki mesafe azalıyor. Düşey skala gezegenin Dünya’ya göre boyutunu, yatay skala ise gezegene ulaşan yıldız kaynaklı ışımanın Dünya’ya göre oranını temsil ediyor.

Cüce Yıldızlar: Bu terim Danimarkalı astronom Ejnar Hertzsprung tarafından ortaya atıldı. Hertzsprung, en çok kızıla kayan (Harvard şemasına göre K ve M) yıldızları Güneş’ten daha parlak ya da daha sönük olmalarına göre dev ve cüce olarak iki sınıfa ayırdı. Cüceler anakol yıldızlarıdır. Kızıl cüceler ise, düşük kütleli anakol yıldızlarıdır.



Kaynak: Astrophysical Journal / SkyTelescope (24 Şubat 2013)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 0 üye beğendi.
Son düzenleyen nötrino; 24 Kasım 2015 16:10
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Nisan 2013       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
'Kepler 62' Yıldız Sistemi'ndeki Okyanusla Kaplı Dünya Benzeri Gezegenler

Ad:  page_kepler-dunyaya-en-cok-benzeyen-gezegeni-bulmus-olabilir_041465330.jpg
Gösterim: 234
Boyut:  36.2 KB
Kepler-62f.

NASA’nın ‘gezegen avcısı’ Kepler teleskobu, Güneş Sistemi dışında üç Dünya benzeri gezegen keşfetti. Bilim insanları tarafından yapılan açıklamada, gezegenlerin yaşama olanak veren şartlara sahip olabileceği, hatta bugüne kadar keşfedilen ‘en Dünya benzeri’ gezegenin de bulunmuş olabileceği ifade edildi. Büyük miktarda su bulundurduğu düşünülen gezegenlerde yaşamın ne seviyede olabileceği merak konusu.

Astronomi dünyası, Kepler teleskobu tarafından keşfedilen yeni bir yıldız sisteminin heyecanını yaşıyor. Kepler-62 adı verilen yıldız sistemindeki üç gezegen, yıldızlarına olan konumları ve Dünya’ya olan benzerlikleriyle Dünya dışı yaşam olasılığı için de potansiyel içeriyor.

Space'in verdiği bilgiye göre, keşfedilen üç gezegenden en dikkat çekici olan, Dünya’dan 1.4 kat daha büyük olan Kepler-62f. Bu gezegenin komşusu ise Dünya’dan 1.6 kat büyük olan Kepler-62e. Bu iki gezegen, Güneş’ten biraz daha küçük ve sönük olan yıldızlarının ‘yaşanabilir alanı’ içinde yer alıyor. Bu alan, gezegenlerin su bulundurmalarını sağlayacak sıcaklıkta olmalarını sağlayan, yıldızlarından olan mesafeyi kapsyıyor.
Kepler görevinde yer alan Bill borucki, NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nde yaptığı açıklamada, ‘Kepler-62 yıldız sisteminde beş gezegen bulunduğunu, Kepler-62e ve 62f’nin yaşam için en büyük potansiyeli taşıdığını’ belirtti.

3. Bir Dünya'da Olabilir

Kepler-62 yıldız sistemi'nde bulunan 62e ve 62f’nin dışında, bir başka yıldız sisteminde yaşam potansiyeli bulunan diğer bir gezegen daha tespit edildi.Dünya’dan 1.7 kat daha büyük olan Kepler-69c, ‘bugüne kadar bir yıldızın yaşanabilir bölgesinde bulunan en küçük gezegen’ olarak tanımlandı. Gökbilimciler, 69c’nin, ‘en Dünya benzeri’ gezegen olabileceğini belirtti.

Kepler, Ocak ayında Dünya’dan 0.75 astronomik birim (AU) uzaklıkta, Dünya’dan 1.5 kat büyük bir süper-Dünya olan KOI 172.02 gezegenini keşfetmiş ve ‘en Dünya benzeri gezegenin keşfedilmiş olabileceği’ ifade edilmişti. Ancak Kepler-69 yıldızının Güneş’e benzerliği ve yıldızına konumu sebebiyle, Kepler-69c bu unvanı alabilir
. Space’e konuşan Borucki, “Güneş benzeri bir yıldızın yörüngesinde yer alan Dünya benzeri bir gezegen bulmaya çok yakınız” dedi. Genel olarak, Kepler teleskobu, Kepler-62 yıldız sisteminde 5, Kepler-69 yıldız sisteminde 2 yeni gezegen keşfetti.

Su Dünyası mı?

NASA, Kepler-62 yıldız sistemi'nde yer alan üç gezegenin süper Dünya (Dünya’dan biraz daha büyük olan yaşam potansiyeli bulunduran gezegenler) olmalarının yanı sıra, ‘okyanuslarla kaplı olabileceklerini’ de belirtti. Gezegenlerin keşfi, NASA’nın düzenlediği basın konferansında açıklandı. Borucki tarafından hazırlanan Kepler-62 hakkındaki Science dergisinde yer alırken, Kepler-69 yıldız sistemi hakkında çalışma yapan Bay Area Çevresel Araştırma Enstitüsü’nden Thomas Barclay’in makalesi de The Astrophysical Journal dergisinde yayımlandı.

Yaşam Ne Düzeyde?

Kepler-62’de yer alan 5 gezegen, Dünya’dan yaklaşık 1.200 ışık yılı uzaklıktaki Çalgı (Lyra) takımyıldızı'nda yer alıyor. Gezegenlerin büyüklükleri Dünya’ya oranla 0.54 ile 1.95 kat arasında değişiyor. Kepler-62e ve f yaşam potansiyeli taşırken, diğer üç gezegen yıldızlarına çok yakında bulundukları için yaşam bulundurabilmek adına çok sıcak bir yüzeye sahipler.

Kepler 62e ve f’de bir yıl sırasıyla 122 ve 267 günde tamamlanıyor. Kepler-62 yıldızı, Güneş’in sadece yüzde 20’si kadar parlak olsa da, yakınlıkları sayesinde 62e ve f’ye yeterli Güneş ışığını ulaştırıyor.
Max Planck Astronomi Enstitüsü ve Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Lisa Kaltenegger, yer aldığı çalışma hakkında, “Bu gezegenlerde yaşam olabilir, ancak bizimki gibi teknolojiye sahip olabilirler mi? Kepler 62e ve f’de yaşam suyun altında ve metallere, elektriğe ve metalurjiye erişimin çok zor olduğu bir halde olurdu” ifadesini kullandı.

Kaltenegger, “Yine de, bu gezegenler turuncu bir yıldızın etrafında dönen güzel gök cisimleri ve burdaki hayatın teknolojiye erişme isteğini görmek sürpriz verici olurdu” dedi. Kepler-62e’nin, f’den daha sıcak olduğu düşünülürken, 62f’nin okyanuslarında donma yaşanmaması için bir sera etkisine ihtiyaç duyabileceği ifade edildi. Araştırma ekibinde yer alan Harvard Üniversitesi’nden Dimitar Sasselov, “Kepler-62e çok bulutlu bir gökyüzüne sahip olabilir. Kutup bölgelerine kadar uzanan bu bulutlar sıcak ve nemli olmalı... Kepler-62f ise daha soğuk olmalı, yine de yaşama olanak verebilir” dedi. Kepler-69c ise Dünya’dan yaklaşık 2.700 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor.

Gezegen Avlamaya Devam

‘Gezegen avcısı’ olarak adlandırılan 600 milyon dolar değerindeki Kepler teleskobu, Mart 2009’dan bu yana birçok önemli keşfe imza attı. Yıldızlarının önünden geçerlerken oluşturdukları küçük lekeden gezegenleri tespit eden Kepler, faaliyete geçtiği günden bu yana yaşam olasılığı sunabilecek 2.700’den fazla gezegen tespit etti.

Gök bilimciler, Kepler’in tespitlerinden bugüne kadar sadece 120 gezegenin varlığını teyit edebilmiş olsa da, toplam rakamın yüzde 90’ının yaşam potansiyeli bulunan gezegenlere işaret ettiğini düşünüyor.
Borucki, ‘Dünya’nın gerçek bir ikizini henüz bulamış olsalar da buna yaklaştıklatını, Kepler-69c’nin buna çok iyi bir örnek olduğunu’ söyledi. Borucki, “Dünya’nın ikizini bulmak yolunca çok iyi bir ilerleme kaydediyoruz... Elimizde birçok güçlü aday var” dedi.

Kaynak: Ntvmsnbc / Science - The Astrophysical Journal (19 Nisan 2013,09:16)
Son düzenleyen nötrino; 31 Mart 2016 22:40
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
25 Kasım 2015       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Yer Benzeri Gezegen

Bilim adamları Dünya'ya benzer, kütlesi ve büyüklüğü Dünya'ya yakın yeni bir gezegen keşfetti. Gezegene "GJ1132b" adı verildi. Dünya'dan 39 ışık yılı uzakta olduğu bildirilen gezegenin bugüne kadar keşfedilen Dünya'ya en yakın ve benzer büyüklükte ilk gezegen olduğu açıklandı. Dünya'ya yakın olması sebebiyle bir atmosfere sahip olup olmadığını araştırma olanağı verecek gezegen, bilim adamlarına gelecekte diğer gezegenlerde de hayat belirtisi bulabilmelerine yardım edecek.Sıcaklığın 260 derece olarak tespit edildiği gezegen, su bulundurmaya imkan vermezken gezegenin Güneş yörüngesinde değil, yıldız yörüngesinde olması dolayısıyla Güneş sistemi dışında bulunan en önemli gezegen olduğu açıklandı. Bilim adamları GJ1132b gezegeninde bu sıcaklıkta bir yaşam olamayacağını ancak Güneş sistemi dışında yer alan bir hayatı inceleme bakımından çok değerli olabileceğini belirtiyor.

Robotik Teleskoplar Kullanıldı

Keşif için, Şili'de bulunan Cerro-Tololo, Inter- Amerikan Gözlemevi'nde 40 santimetre büyüklüğündeki robotik teleskoplar kullanıldı. İngiliz Guardian gazetesine konuşan Massachusetts Institute of Technology Astronomi ve Uzay Araştırmaları'ndan Zachory Berta-Thompson, gezegenin atmosfere sahip olması durumunda küçük yıldızların yörüngesinde ve daha soğuk derecede diğer gezegenler bulabileceklerini kaydetti. Maryland Üniversitesi'nden Gök Bilimci Drake Deming ise GJ1132b'nin Güneş sistemi dışında bugüne kadar keşfedilen en önemli gezegen olduğunu söyleyerek yeni gezegenin konumu dolayısıyla Gök Bilimcilerine daha önce olmadığı kadar gezegeni gözlemleme imkanı vereceğini ifade etti. Deming '' yeni gezegen, bize yakın, Dünya'ya benziyor ve yıldızı engellemeyecek'' diye konuştu.

Kaynak: DHA (12 Kasım 2015)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Kasım 2016       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
İki Yıldızlı Bir Dünya Daha!

İki yıldız çevresinde dolanan bir gezegen Hubble uzay teleskobu ile mikromercekleme yöntemi yardımıyla onaylandı. Gezegen ilk kez 2007 yılında gözlenmiş ve adaylar arasına alınmıştı.
Ad:  otegezegen.jpg
Gösterim: 204
Boyut:  31.3 KB

Aralarındaki uzaklık 11 milyon km olan iki kırmızı cüce yıldız çevresinde dolanan Satürn büyüklüğündeki gezegen, yıldızlardan 40 milyon km uzakta dolanmaktadır. Sistem bizden 8000 ışık yılı uzaktadır (Telif: NASA, ESA, and G. Bacon (STScI)).

Bilinen ötegezegenlerin büyük bir kısmı tek yıldızın çevresinde dolanır. İki yıldız çevresinde dolanan şimdiye kadar sadece birkaç gezegen keşfedilmiştir. Bu çoklu sistemlerin büyük bir kısmı NASA’nın Kepler uzay gözlemevi yardımıyla bulunmuştur. OGLE adlı projeyle gökyüzünde mercekleme etkisi yardımıyla uzak cisimler ortaya çıkarılır. Kütle-mercekleme etkisi ilk kez Einstein tarafından dile getirilmiştir. Buna göre uzak bir cisimden yayılan ışınlar büyük kütleli cismin yakınından geçerken, uzay-zamanın eğriliği nedeniyle yolundan sapar. Bu da uzaktaki cisme dürbünle bakıyormuşçasına daha yakın görünmesine neden olur. Olaya mikro-mercekleme etkisi adı verilir. OGLE gözlemlerinde OGLE-2007-BLG-349 adlı gezegen ise iki yıldızdan gelen bir dizi ışığın bükülmesiyle keşfedildi. Veriler hem Hubble hem de OGLE ile sağlandı. Böylece çoklu veri sistemiyle gezegenin varlığı onaylandı.

Çalışma ekibinden Andrzej Udalski: “OGLE ile 17 binin üzerinde mikro-mercekleme olayı gözledik. Ancak bu olaya bir gezegen sisteminde ilk kez tanık oluyoruz” diyor. Bu öncü keşif bazı ilginç olasılıkları da ortaya koydu. Kepler daha küçük yörüngelerde dolanan gezegenleri tespit etme yeteneğine sahipken, mikro-mercekleme yöntemiyle çok daha uzak mesafelerde dolananlar keşfedilebilmektedir. Almanya Astronomisches Recheninstitut’den Yiannis Tsapras: “Bu keşif ikili mercekleme olayına işaret ettiğinden gözlem stratejilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini göstermektedir. Dolayısıyla önemli bir keşifle karşı karşıyayız” diyor. Mikro-mercekleme olayı ile Hubble gibi teleskoplarla keşfi zor gezegenlerin görülmesinin mümkün olduğu ortaya çıkmıştır.


Kaynak: Hubble Space Telescope (22 Eylül 2016)

Benzer Konular

25 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
1 Mayıs 2012 / ßüşRa.. Cevaplanmış
30 Temmuz 2015 / nötrino Uzay Bilimleri
26 Mart 2016 / Baturalp Uzay Bilimleri