Arama

Güneş Sistemi - Sayfa 3

Güncelleme: 30 Mayıs 2020 Gösterim: 159.684 Cevap: 22
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Ağustos 2018       Mesaj #21
Avatarı yok
Yasaklı

Güneş Sisteminde Yeni Keşif!


NASA'ya ait uzay aracı New Horizons'ın Güneş sisteminin sınırını görüntülemiş olabileceği belirtildi. New Horizons'ın üzerinde bulunan uzay cisimlerinin atmosferini inceleyen morötesi teleskop Alice, Güneş sisteminin kıyısından geldiği sanılan morötesi bir parıltı tespit etti.
Sponsorlu Bağlantılar

Güneybatı Araştırma Enstitüsü'nden (SwRI) bilim adamı ve New Horizons uzay aracı ekibinden Leslie Young, yaptığı açıklamada, Alice aracılığıyla ulaşılan görüntülerde Güneş sistemini galaksiden ayıran sınırdan geldiği sanılan morötesi bir parıltının görülebildiğini aktardı.

SwRI'dan bilim adamı Randy Gladstone, New Horizons'ın 2007-2017 yıllarında morötesi gökyüzünü 7 kez taradığını belirterek, Güneş sisteminin sınırından geldiği sanılan ışığın galaksinin derinliklerinde bilinmeyen başka bir kaynaktan da gelmiş olabileceğine dikkat çekti. New Horizons uzay aracının morötesi ışınlar için gökyüzünü yılda 2 kez tarayacağı bildirildi.

Kaynak: Geophysical Research Letters / Science News (10 Ağustos 2018)

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
4 Ekim 2018       Mesaj #22
Avatarı yok
Yasaklı

Sistem Dışında Uydu Keşfi!


Güneş sistemi dışında da uydu olabileceğine dair bulgulara ulaşıldı. Uydunun çevresinde döndüğü gezegen Dünya'ya 8 bin ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Tahminler doğru çıktığı takdirde Güneş sistemi dışındaki ilk uydu keşfedilmiş olacak. Bilim insanlarının ölçümlerine göre, Güneş sistemi dışındaki uydunun kütlesi, çevresinde döndüğü gezegenin yüzde 1,5'una tekabül ediyor. Ay kütlesi ile Dünya arasındaki kütle ilişkisi de neredeyse aynı oranı buluyor. Güneş sistemi dışındaki gezegen, Güneş sisteminin en büyük gezegeni Jüpiter'den büyük olduğundan uydu kütlesinin Neptün'ün büyüklüğüne eşit olduğu ve Neptün gibi gazlardan oluştuğu tahmin ediliyor. Dev boyutlardaki "gaz gezegen" Güneş sisteminde keşfedilen 200 dolayındaki gezegenden farklılık gösteriyor.
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  45746951_303.jpg
Gösterim: 640
Boyut:  19.2 KB
Sistem Dışında Keşfedilen İlk Ay!
Sadece Kepler – 1625b gezegeninin uyduya sahip olduğu ve bu gezegenin Güneş büyüklüğünde ama Güneş'ten yaşlı olan Kepler – 1625 yıldızının çevresinde döndüğü tahmin edilmekteydi. Kepler – 1625'in ışığındaki gölge ve kararmaları inceleyen araştırmacılar buna Kepler – 1625b gezegeni gibi uydudan kaynaklanan ışık dalgalanmalarının da yol açabileceği görüşündeler. Hubble teleskobuyla elde edilen bilgilerin gezegen ile ilgili verileri doğrulaması durumunda gezegenler sisteminin gelişimini anlatan önemli bulgulara ulaşılabileceğini ifade eden araştırmacılar, böyle bir durumda gezegen uydularının oluşumuyla ilgili teorileri revize etmek gerekebileceğini belirtti.

Kaynak: Science Advances (4 Ekim 2018)

Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
30 Mayıs 2020       Mesaj #23
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Güneş Sistemi İçin Bir Kılavuz: Güneş Sistemi İçindeki Cisimler Hakkında Neler Biliyoruz?

Ad:  evrim ağacı bilim.png
Gösterim: 614
Boyut:  1.26 MB

Güneş sistemi; gezegenler, uydular, asteroitler, kuyruklu yıldızlar, ve meteorlar dahil olmak üzere Güneş ve yörüngesinde dolaşan her şeyden oluşmaktadır. Güneş sistemi; Antik Romalıların Sol adını verdikleri Güneş’ten başlayıp, dört "iç gezegeni" geçip, Asteroit Kuşağı boyunca uzanıp, dört gaz devine gider ve oradan da disk şekilli Kuiper Kuşağı üzerinden, gözyaşına benzeyen "heliopause" alanının çok ötesine kadar uzanır. Bilim insanları Güneş Sistemi’nin sınırlarının, Güneş’ten yaklaşık olarak 15 milyar kilometre uzaklıkta olduğunu tahmin ediyorlar. Helipause’un ötesinde de Güneş Sistemi’ni çevreleyen dev küresel Oort bulutu vardır.

Ad:  Güneş Sistemi.png
Gösterim: 628
Boyut:  680.1 KB
Güneş Sistemi'nin sınırlarını Heliopause belirlemektedir.

Güneş Sistemi'nin Keşfi
Bin yıl boyunca, gökbilimciler yıldızlar arasında hareket ediyor gibi görünen ışık noktalarını takip ettiler. Antik Yunanlar onlara "gezici" anlamına gelen gezegenler adını verdiler. Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn Antik Çağ’da biliniyorlardı. Teleskobun icadı Asteroit kuşağı, Uranüs, Neptün, Plüton ve bunların çoğunun uydularını da bilinenlere kattı. Uzay Çağı’nın doğuşu ile uzaya sistemimizi keşfetmek üzere düzinelerce insansız uzay roketi fırlatıldı ki bu macera hala devam etmekte. Şimdiye kadar ise yalnızca bir uzay aracı, Voyager 1, yıldızlararası uzay eşiğini geçebildi. Eris’in keşfi, kısa sürede yeni cüce gezegenlerin keşfini başlattı ve en sonunda da Uluslararası Astronomi Birliği’nin "gezegen" kavramını gözden geçirmesine yol açtı. Bu gözden geçirme sonucunda, 2006 yılında Plüton’un statüsü gezegenden cüce gezegene değiştirildi. Bu karar halen tartışmalı durumda... Özellikle de New Horizons görevinin 2015 yılında Plüto’nun yüzeyinde muazzam bir jeolojik çeşitlilik bulmasından sonra...

Ad:  cüce gezegen eris.png
Gösterim: 675
Boyut:  742.4 KB
Cüce Gezegen Eris

Gökbilimciler, 20 Ocak 2016 tarihinde varlığının kanıtlanmasından itibaren Güneş Sistemi’nde başka bir gezegeni, hakiki bir 9. Gezegeni araştırıyorlar. Bilim insanlarının deyişiyle 9. Gezegen, Dünya’nın kütlesinin 10 katı, Plüton’nun kütlesinin ise 5.000 katı kadar.

Güneş Sistemi'nin Oluşumu
Birçok bilim insanı Güneş Sistemi’nin Solar Nebula olarak bilinen dev, dönen bir gaz ve toz bulutundan oluştuğunu düşünüyorlar. Nebula yerçekimi yüzünden çökünce daha hızlı döndü ve bir disk şeklinde düzleşti. Materyallerin çoğu Güneş’i oluşturmak için merkeze doğru çekildi. Diskin içindeki diğer parçacıklar çarpıştı ve bazıları planetasimal denilen asteroit boyutlu nesneleri oluşturmak için, bazıları ise asteroitleri, kuyruklu yıldızları, uyduları ve gezegenleri oluşturmak için bir araya geldiler.

Ad:  Güneş Sistemi oluşumu.png
Gösterim: 633
Boyut:  768.2 KB
Güneş Sistemi'nin Oluşumu

Güneş’ten gelen güneş rüzgarı o kadar kuvvetliydi ki hidrojen ve helyum gibi daha hafif elementlerin çoğunu en içteki gezegenlerden süpürdü ve geriye çoğunlukla küçük, kayalık gezegenler bıraktı. Güneş rüzgarı dış bölgelerde çok daha zayıftı, bunun sonucunda gaz devleri çoğunlukla hidrojen ve helyumdan oluştu.

Güneş Nedir?
Güneş, Güneş Sistemi’nin kütlesinin %99.8’ini içermesiyle sistemdeki açık ara farkla en büyük cisimdir. Dünya’da ve muhtemelen başka yerlerde yaşamı mümkün kılan ısı ve ışığın çoğunu Güneş yayar. Gezegenler, Güneş’in her elipste merkezden hafif kaymış olmasıyla birlikte, Güneş’in etrafında oval yapılı elips adı verilen yörüngelerde dönerler.

Ad:  Güneş.png
Gösterim: 710
Boyut:  771.7 KB
Güneş

NASA; Güneş’in bileşimi hakkında daha çok bilgi edinebilme, Güneş etkinliği ve Dünya üzerindeki etkileri ile ilgili daha iyi tahminler yapabilme amacıyla güneşi gözlemleyen bir uzay aracı filosuna sahiptir.

İç Güneş Sistemi'nde Neler Var?
İç Güneş Sistemi'ni oluşturan dört iç gezegen (Merkür, Venüs, Dünya, Mars), çoğunlukla demir ve kayalardan oluşmuşlardır. Benzer büyüklükleri ve bileşimleri sebebiyle Dünya benzeri gezegenler olarak bilinirler. Dünya’nın bir tane doğal uydusu (Ay) vardır. Mars’ın ise Deimos ve Phobos isimli iki uydusu vardır.

Ad:  ceres.png
Gösterim: 515
Boyut:  302.4 KB
Ceres

Dünya küçük filolar ve uzay araçları tarafından çevrelenmiştir aynı zamanda Mars da birçok uzay aracı tarafından ziyaret edilmiştir. Önde gelen Mars görevlerinden bazıları şunlardır: Curiosity, Opportunity Spirit, Mars Reconnaissance Orbiter (yörüngeden yüksek çözünürlüklü fotoğraflar alır) ve Viking. Venüs ise onyıllar boyunca Amerika, Avrupa ve Sovyet uzay araçları tarafından araştırıldı. Merkür birkaç alçak uçuş ve iki tane uzun süreli göreve ev sahipliği yaptı: MESSENGER (tamamlandı) ve BepiColombo (2018 yılında fırlatıldı ve 2025 yılında yörüngeye ulaşması bekleniyor)

Dış Güneş Sistemi'nde Neler Var?
Dış Güneş Sistemi'ni oluşturan gezegenler olan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün, kalın gaz katmanları olan dev gezegenlerdir. Bu gezegenler arasında kayalıklı, buzlu hatta volkanik (Jüpiter’in İo’su) olmak üzere çeşitli bileşimlere sahip düzinelerce uydular vardır. Neredeyse tüm bu gezegenlerin kütlesi hidrojen ve helyumdan oluşmuştur, bu da onlara güneşe benzeyen bileşimler verir. O kalın katmanlarının altında ise katı bir yüzey yoktur. Atmosferlerinden gelen basınç kayalık çekirdeğe sahip olmalarına rağmen, iç kısımlarını sıvılaştırır.

Tüm bu devleri toz, kaya, ve buz çemberleri çevreler ki bu, Satürn'ü de meşhur eden özelliğidir.
Mars ve Jüpiter arasında ise Asteroit Kuşağı bulunur. Asteroit, "küçük gezegen" anlamına gelir. Bilim insanları bunların 750.000’den fazla ve 1 milin beşte üçünden daha büyük çapları olduğunu, aynı zamanda da milyonlarca küçük asteroit olduğunu tahmin ediyorlar.
Çapı yaklaşık olarak 590 mil (950 km) olan cüce gezegen Ceres de buradadır. Birkaç asteroitin yörüngesi, onları Güneş Sistemi’ne yaklaştıran biçimdedir ve bu nedenle bazen Dünya'ya veya diğer iç gezegenlere çarpabilirler.

Ad:  Satürn.png
Gösterim: 633
Boyut:  318.0 KB
Satürn

Kuyruklu yıldızlar çoğunlukla buz ve kaya içeren kirli kar topları olarak bilinirler. Bir kuyruklu yıldızın yörüngesi onu Güneş’e yakınlaştırdığında, merkezi çekirdeğindeki buzun bir kısmı, Güneş tarafından ısıtılarak gaza dönüşür ve Güneş rüzgarı da bu gazı uzun bir kuyruğa dünüştürür. Yörüngelerini 200 yıldan kısa bir sürede tamamlayan kısa periyotlu kuyruklu yıldızların disk şeklindeki Kuiper Kuşağı'ndan köken aldığı, yörüngelerini tamamlamaları 200 yıldan fazla süren uzun periyotlu kuyruklu yıldızların ise küresel şekildeki Oort Bulutu'ndan köken aldıkları düşünülmektedir. Jüpiter ve Satürn birkaç uzay aracı tarafından ziyaret edildiler. Jüpiter, June ve Galileo; Satürn ise Cassini olmak üzere uzun süreli görevlere de ev sahipliği yaptılar. Ancak Uranüs ve Neptün sadece 1980 yılında Voyager 2 isimli bir uzay aracının alçak uçuşu sırasında görülebildiler. Bazı bilim insanları 2030’larda yollanmak üzere bir Uranüs ya da Neptün mekiği üzerine çalışıyorlar. Bilim insanları aynı zamanda gaz devlerindeki iklim değişikliklerini ve bulut oluşumlarını takip etmek amacıyla yeryüzünde de gözlemler yapıyorlar.

Neptün - Ötesi Bölge
Bilim insanları uzun bir süre boyunca Kuiper Kuşağı olarak bilinen buzlu bir materyal şeridinin Neptün’ün yörüngesinin ilerisinde de var olduğundan ve Dünya ile Güneş arası uzaklığın 30-55 katı kadar genişlediğinden şüpheleniyorlardı. Uzmanlar, 20. yüzyılın son on yılından bugüne kadar bahsedilen bu cisimlerden 1000’den fazla buldular. Araştırmacılar, Kuiper Kuşağı’nın yüzbinlerce yıldır muhtemelen 100 kilometre genişlikteki buzlu cisimlere ve bir trilyondan fazla kuyruklu yıldıza ev sahipliği yaptığını tahmin ediyorlar. Plüton, şu anda cüce gezegen olarak kabul ediliyor. Bu cüce gezegen, Kuiper Kuşağı’nda yer alıyor; ama orada yalnız değildir. Son araştırmalar Makemake, Haumea ve Eris gibi gök cisimlerini de Kuiper Kuşağı’na dahil etmiştir. Diğer bir Kuiper Kuşağı cismi ise büyük ihtimalle bir cüce gezegen olacak kadar büyük olan fakat henüz bu şekilde sınıflandırılmamış olan Quaoar’dır. Plüton’un 3-4 katı olan Sedna, Oort Bulutu’nda keşfedilen ilk cüce gezegendir. NASA’nın New Horizons görevi 14 Temmuz 2015’te tarihin ilk Plüto alçak uçuşunu gerçekleştirdi ve Kuiper Kuşağı’nı keşfetmeye hala devam etmektedir. New Horizons, 1 Ocak 2019 tarihinde 2014 MU69 cisminin yanından geçmiştir.

Ad:  plüton.png
Gösterim: 569
Boyut:  472.4 KB
Plüton

9. Gezegen, eğer var ise, Güneş’in etrafında, Neptün’ün yörüngesinin 20 kat daha uzağından dönüyor.(Neptün’ün yörüngesi Güneş’e en yakın noktasında, Güneş’ten 4.3 milyar kilometre uzaklıktadır.) Tuhaf gezegenin yörüngesi Dünya’nın Güneş’ten uzaklığının 600 katı kadar uzaklıktadır. Bilim insanları aslında 9. Gezegeni doğrudan görmediler ve bazı gökbilimciler, Kuiper Kuşağı’ndaki diğer cisimler üzerindeki yerçekimi etkileri ile ortaya çıkan varlığını tartışıyorlar. Kuiper Kuşağı sonrasında ise Güneş Sistemi’nin en uç noktası olan heliosfer, Güneş tarafından verilen elektrik yüklü parçacıklar içeren geniş gözyaşı şeklindeki uzay alanıdır. Birçok gökbilimci helipause olarak bilinen heliosferin limitinin Güneş’ten 15 milyar kilometre uzakta olduğunu düşünüyorlar. Oort Bulutu, Kuiper Kuşağı’nın çok ötesindedir ve teorik olarak 5-100.000 astronomik birim (AU) kadar uzanır. 1 AU, Güneş ve Dünya arasındaki mesafeye eşittir; yani yaklaşık olarak 150 milyon kilometredir. Ve NASA’ya göre Oort Bulutu, yaklaşık olarak 2 trilyon adet buzlu cisme ev sahipliği yapar.

Çevirmen: Kardelen Şabanoğlu - Kaynak: Evrim Ağacı
🌘 🚀

Benzer Konular

12 Mayıs 2015 / bse_nr Soru-Cevap
15 Nisan 2015 / Misafir Soru-Cevap
31 Mart 2016 / modemm Cevaplanmış
5 Mayıs 2010 / Misafir Soru-Cevap
4 Mart 2014 / Misafir Cevaplanmış