Ziyaretçi
çakmak (I) -ğı
isim
isim
Sponsorlu Bağlantılar
"Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı."- B. Felek.
2 . Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti.
3 . eskimiş Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni.
çakmak (II) -ğı
isim, tıp (***)
Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı.isim, tıp (***)
çakmak (III) -ar
(-i, -e)
(-i, -e)
1 . Vurarak sokup yerleştirmek:
"Çiviyi tahtaya çakmak."- .
2 . Çivi ile tutturmak:
"İsa'nın ruhu eğer bugün içinden çıkmış olduğu yere inerek bu sahneyi görseydi, kim bilir patriklerini hangi oduna çakardı."- F. R. Atay.
3 . Kazık çakıp hayvan bağlamak:
"Atı çayıra çakmak."- .
4 . Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak.
5 . (nsz) Parıldamak, ışık vermek:
"Bütün gözler çakar şimşekler gibi parlıyordu."- A. Ş. Hisar.
6 . mecaz Saplamak:
"Bir tanesi altısına yeterken, ben altı kurşunu bir tanesine çakıverdim."- A. Gündüz.
7 . teklifsiz konuşmada Sezinlemek, anlamak, farkına varmak:
"Vallahi çaktı mı çakmadı mı anlayamadım. Parasını aldı, tüydü."- S. F. Abasıyanık.
8 . (nsz), argo İçki içmek.
9 . (-den), argo Anlamak, bilmek:
"Ay, bu kadın İngilizceden de çakıyor mu?"- N. Araz.
10 . (-i), argo Vurmak.
11 . (nsz), argo Sınavda başarısız olmak.
12 . argo Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamak:
"Kalp parayı birisine çakmak."- .
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.