MATRAK a. (ar. mı(rak, sopa’dan).
1. Esk. Kalın sopa, değnek.
2. Arg. Alay, eğlence, komiklik: Sen onları ciddiye alma, matrak olsun diye öyle yapıyorlar.
3. Bir kimseyle matrak geçmek, bir kimseyi alay konusu yapmak, onunla eğlenmek (arg.). || Bir kimseyi matrağa almak, biriyle eğlenmek, alay etmek (arg.).
—Dans. Esk. Ortaya dikilen bir direğin tepesinden bağlanıp aşağı sarkıtılan kurdelelerle yapılan bir tür dans. (Bk. ansikl. böl.)
—Esk. sey. oy. Matrak oyunu, oyuncuların ellerinde kalın bir değnek ya da tahta bir kılıç ve kalkan gibi kullandıMarı bîr yastıkla yaptıkları bir tür ritmik dövüş. (Savaşı simgeleyen bir seyirlik oyundu. Yarı spor, yarı dans niteliğindeydi.)
—Esk. sil. Üzeri deri kaplanmış, yuvarlak başlı kalın bir sopadan meydana gelen ve acemilerin eğitiminde kullanılan talim silahı. || Sepetten örülmüş ve üstüne ibrişim ya da sahtiyan kaplanmış bir tür talim kalkanı.
♦ sıf. Arg. Eğlendirici, gülünç, komik kimse ya da şey için kullanılır: Ne matrak kız. Görmeliydin, çok matrak bir filmdi.
—ANSİKL. XIX. yy.’da osmanlı sarayında moda olmuş bir danstı. Harem eğlencelerinde, bayramlarda ve özel günlerde sergilenirdi. Matrak dansı için ortaya dört ayaklı ve cilalı bir direk konur, tepesine birer uçları aşağı sarkacak biçimde renkli kurdeleler bağlanırdı. Müzik başlayınca kurdelelerin renginde giyinmiş kızlar döne döne dans ederek giysilerinin rengindeki kurdeleleri ucundan tutar, tepeye değin ördükten sonra gene dans ederek gözerlerdi.
Kaynak: Büyük Larousse