Arama

Kalıp Nedir?

Güncelleme: 13 Şubat 2016 Gösterim: 5.826 Cevap: 3
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
16 Ekim 2008       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
kalıp -bı
isim Arapça ®¥lib
Sponsorlu Bağlantılar

1 .
Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç:
"İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir."- P. Safa.
2 .
Biçki modeli, patron.
3 .
sıfat Genellikle küp biçiminde yapılan:
"Bir kalıp peynir."- .
"İki kalıp sabun."- .
4 .
mecaz Gösterişli görünüş:
"Kalıbına bakarsan aslan gibi."- .
5 .
mecaz Biçim, durum:
"Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu."- H. E. Adıvar.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
kalıba dökmek kalıba vurmak kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek) kalıbını basmak kalıbının adamı olmamak kalıp gibi oturmak kalıp gibi serilmek kalıp gibi uyumak kalıp kesilmek kalıptan kalıba girmek
Birleşik Sözler
kalıp kıyafet kalıp sigarası alçı kalıp basmakalıp baskı kalıbı basma kalıbı buz kalıbı pasta kalıbı silme kalıbı yüz kalıbı

Kaynak:Türk Dil Kurumu

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
8 Temmuz 2012       Mesaj #2
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Kalıp
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Aruz ölçüsünde belirli sözcüklerden, hece ölçüsünde belirli sayıda heceden oluşan bütün. Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde dizeyi oluşturan hece grupları kalıpları meydana getirir. Aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerin kalıpları ise belli sözcüklerdir (feilâtün, mefâilün, müstefilâtün gibi).

In science we trust.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KALIP a. (ar. kâleb ya da kâtib).
1. Yumuşak, sıvı ya da toz halindeki bir maddeye belirli bir şekil vermek için o maddenin içine döküldüğü oyuk nesne: Pasta kalıbı. Döküm kalıbı. (Bk. ansikl. böl. Heyke. ve Süslem. sant.)
2. Herhangi bir şeye biçim vermek ya da eski biçimini korumak için kullanılan o şeyin biçiminde, araç: Şapka kalıbı.
3. Bir şeye örneklik eden model, özellikle de biçki modeli: Elbise kalıbı.
4. Dış görünüş; biçim: Sen onun kalıbına bakarsan aldanırsın.
5. Alışılmış ve sıradan düşünme, duyma, davranma vb. biçimi, kişinin zorla uydurulmak istendiği model: Kalıplar içinde yaşamak. insanları tek bir kalıba sokmaya çalışmak. Onu belli kalıplara göre yargılayamazsın.
6. Bir şeyin, ona göre belirlendiği biçim, tip, model: Şiiri, geleneksel kalıplardan kurtarmak. Okul kitapları genel olarak belli kalıplara göre yazılmıştır.
7. Esk. Hile, oyun, düzen.
8. Kalıp gibi, durumunu hiç değiştirmeden, bozmadan: Yatağında hiç dönmez, kalıp gibi yatar, kalıp gibi kalkardı. || Kalıp gibi oturmak, sözkonusu giysi vb. ise, giyenin vücuduna tam gelmek, iyi uymak: Bakın, kalıp gibi oturdu üstünüze. || Kalıp gibi serilmek, yorgunluktan boylu boyunca uzanıp yatmak. || Kalıp gibi uyumak, sağa sola dönmeden derin bir uyku uyumak. || Kalıp kesilmek, hiç kıpırdamadan olduğu gibi durmak. || Kalıp kıyafet, bir kimsenin dış görünüşü. || Kalıp sigarası, elle değil, sigara makinesiyle sarılmış sigara. || Kalıba, çekmek, koymak, vurmak, biçimi bozulmuş bir şeye biçim vermek için kalıba geçirmek: Şapkayı kalıba vurmak. || Kalıba çekmek, insanlardan söz ederken, çiftleşmek, cinsel ilişkide bulunmak (arg.). |j Kalıba dökmek, döküm yaparken ergimiş madeni kalıbın içine akıtmak. || Kalıbı kıyafeti yerinde, görünüşçe gösterişli, üstü başı düzgün. || Kalıbı değiştirmek, dinlendirmek, ölmek: Ne yaptılarsa fayda etmedi, adam iki gün sonra kalıbı değiştirdi. || Kalıbı kalıbına, tam olarak, aynen, tıpatıp. || Kalıbını basmak, bir şeyin doğru olduğunu inançla, güvenle savunmak, desteklemek: Kalıbımı basarım ki böyle bir sözü arkadaşım söylememiştir. || Kalıbının adamı olmamak, görünüşünden beklenileni ya da umulanı gerçekleştirebilecek bir yapıda olmamak: Bırak onu, kalıbının adamı değilmiş, korkağın tekiymiş. || Kalıptan kalıba girmek, sözkonusu bir kimseyse, sürekli olarak çıkar amacıyla görüş ve tutum ya da iş değiştirmek.

—Esk. Kalıb-ı bican, cansız kalıp; ceset, ölü beden.

—Arıc. Tahta kalıp, kovan çerçevelerine yapma petek takmak için mum levhanın altına konan dikdörtgen biçiminde tahta. Mumun üstünde kalan teller bir mahmuzla tahta kalıp üzerindeki mum levhaya (yapma petek) batırılarak kaynatılır.

—Ayakkc. Ayakkabı yapımında kullanılan ve modaya göre biçimlendirilen, ayak hacminde, ahşap, plastik ya da metal alet. (Tekparça, köşeli, eklemli, kızaklı, genişleyebilen kalıp türleri vardır.) || Gerilerek biçimini korumasını sağlamak için ayakkabı içine yerleştirilen yaylı, ahşap ya da plastik alet. || Kalıp atölyesi, bir ayakkabı fabrikasında kendi üretimi için gerekli kalıpları yapan özel atölye. || Kalıba çekmek, sayanın tümünü ya da bir bölümünü kalıbın üzerine oturtarak, geçici ya da kesin olarak tespit etmek. || Ayakkabı açma kalıbı, ayakkabıyı genişletmeye ya da uzatmaya yarayan alet.

—Balıkç. Ağ kalıbı, mekikle ağ örerken ağın göz açıklığını ayarlama olanağı veren, silindir biçimli tahta alet.

—Bes. san. Izgaralı kalıp, peynir yapılırken içine teleme doldurulan ve dibi kolaylıkla çıkabilen kalıp.

—Bilş. Giriş kalıbı, ilksel bilgilerin bir program dilinde ve tek bir ad altında gruplan- dırılması. || Makinenin giriş kalıbı, bir bilgisayarın mantık ve donatım düzeni.

—Ciltç. Ciltçinin, deri üzerine koyduğu ve bu deriden aynı boyutta bir parça kesmek için kazı bıçağıyla çevresini çizdiği, uygun boyutlarda kesilmiş dörtgen karton. (Eşanl. ŞABLON.) || Ciltçilikte, çeşitli motiflerin deriye geçirilmesinde kullanılan demir, tunç, tahta ya da sertleştirilmiş deriden (özellikle deve derisi) yapılmış alet. || Kalıp baskısı, ciltçilerin, kalıptaki motiflerin cilde çıkması için, kalıbın üzerine »bastırdıkları alet. || Yaldız kalıbı, cilt kapaklarını elle ya da sıcak yaldız presiyle süs- . lemekte kullanılan, kabartmalı olarak oyulmuş metal (bakır, çelik) alet. (XVI. yy.’da dolu altından, yatay ve eğik taramalı ya da oymalı kalıplar ["aldino" kalıpları] kullanılıyordu.)

—Çiçekç. Kalıp ütüsü, yapma çiçekçilikte taç yaprakları ve yaprakları biçimlendirmekte kullanılan çiçek ütüsü. (Lastik bir zemin üzerine yerleştirilen yapraklar üzerine kızdırılarak basılan kalıp ütüsü, yaprak üzerinde istenen girinti ve çıkıntılarla damarların oluşmasını sağlar.)

—Denize. Gemi çatkı sacının ya da parçasının biçimini veren, ahşap, plastik kâğıt ya da metal patron. (Eşanl. GABARİ.) [Bk. ansikl. böl.] || Kalıp çıkarma, ağaç gemi inşaatında, eğrilere verilecek biçimi tam olarak elde etmeyi sağlayan işlem. || Kalıp genişliği, bir geminin en geniş bölümü.

—Deric. Kalıba çekme, sanayide kullanılan bazı deri parçalarının, ayrıca çeşitli eşyaların (örneğin fotoğraf makinesi kılıflarının) üretilmesi amacıyla, derinin ateşte, basınç altında, kalıp kullanılarak işlenmesi.

—Diplom. Diplomatik belgelerde, belgenin içerdiği hükümleri olabildiğince açık bir biçimde dile getirmeye, yanlışlardan. iki anlama gelebilen sözcüklerden ya da olası yanlış anlamalardan sakınmaya yönelik anlatım ya da cümle. (Başlangıç kalıpları [başvuru, kimlik, hitap, selamlama, bildirme] ve sonuç kalıpları ya da sonuç hükümleri vardır.)

—Dy. Traversleri taşıyan balastın, buraj kazmasının etkisi ya da trenlerin geçişiyle sıkışmış halde bulunan bölümü.

—Ed. Masalların belirli yerlerinde belirli amaçlarla yer verilen klişeleşmiş söz. (Bk. ansikl. böl.) || Şiirde birbirine denk dizelerin, vezin bakımından uygun olması beklenen ölçü: aruz kalıbı (örn. feûlün feûlün
feûlün feûl [ —]); hece kalıbı (örn. 11 heceli kalıp [4+4+3]).

—El.sant. Yazmacılıkta üzerine kumaşa basılacak desenin kabartma olarak oyul- duğu ya da metal şeritler halinde çakıldığı ağaçtan yapılmış şablon. (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp işi, tahtadan yapılmış kalıplarla desenlendirilmiş yazma. || Kalıp -kalem tekniği, kumaşı kalıpla ve elle boyayarak desenlendirme tekniği. (Desenin konturları kalıpla basılır, renkli bölümler elle boyanır. Eski İstanbul yazmaları genellikle bu teknikle desenlendirilmiştir.) || Kalıp-kalem yazma, konturları kalıpla basılarak, renkli bölümleri elle boyanarak desenlendirilmiş yazma. || Kalıpla yazma tekniği, kumaşı üzerine çeşitli desenler oyulmuş ağaç kalıplarla desenlendirme tekniği. (Bk. ansikl. böl.)

—Eldivc. Kesme işleminden sonra eldiven haline getirilmek üzere, enine ve boyuna uzatılmış, gerilmiş ve kalıplanmış, yaklaşık dörtgen biçiminde ham deri parçası. || Kalıba çekmek, kesme işleminden sonra deriyi demir ele uygun boyutta mukavva bir kalıba uzunlamasına yerleştirerek eldivene son biçimini ve ölçülerini vermek.

—Ev eşy. Çok değişik biçimlerde, metal, toprak ya da ateşe dayanıklı camdan yapılmış, bazı yemeklerde hamura biçim vermek amacıyla kullanılan mutfak aleti (pasta kalıbı, çörek kalıbı, kek kalıbı, vb.).

—Güz. sant. Kalıp alma, herhangi bir eşya ya da heykeli sonradan kalıp olarak kullanılabilecek alçı gibi bir maddeyle kaplamak işlemi. (Kalıp alma işleminde alçı, balmumu, toprak; ayrıca cam, yalancı mermer, kalıptık karton hamuru, plastik maddeler vb. seramik maseleri kullanılır.)

—Haritc. Bir grafik öğe ya da bir simgenin az çok düzenli bir biçimde yinelenmesinden oluşan yüzey yapısı.

—Hat. Hattatlarca celi yazıların taslaklarına verilen ad. (Hattatlar kalıp hazırlamada değişik yöntemler uygularlardı. Bunların en yaygın olanı yazıların sulu mürekkeple kaba kâğıt üzerine yazılıp düzeltildikten sonra, ciltçiler tarafından çoğunlukla iğneleme yoluyla istenen yere geçirilmesiydi. Şefik Bey, İstanbul Üniversitesi dış kapısı üzerindeki yazının kalıbını, iki kalemini birbirine bağlayarak bir günde hazırlamıştı.)

—Heyke. Çoğaltma kalıbı yöntemi, birkaç kez kullanılabilecek bir kalıpla çalışma yöntemi. || Kayıp ya da bozma kalıp yöntemi, elde edilen örneğin çıkarılması sırasında kırılan bir kalıpla çalışma yöntemi.

—Hidr bağl. Kalıp sökücü, harç ya da beton kalıplarının kolayca sökülebilmesi için bu kalıplar üzerine sürülen sıvı ya da hamursu ürün. (Kalıp sökücü fırça ya da bezle sürülebileceği gibi püskürtmeyle de uygulanabilir.)

—Inş. ve Bayınd. Betona istenen biçimi vermek için kullanılan ve priz tamamlanınca sökülen ahşap, metal ya da herhangi bir gereçten yapılmış araç. (Bk. ansikl. böl.) ||Kalıp alma ya da kalıp sökme, beton sertleşip kendini taşıyabilecek dayanımı kazandıktan sonra kalıpları çıkarma; bir kemer, bir tonoz yapmak için kurulan iskeleyi inşaat tamamlanınca kaldırma. (Betonarme bir inşaatta kalıplar söküldükten sonra beton yüzeye sıva vurulmaz ya da kaplama yapılmazsa, bu yüzeye brüt ya da çıplak denir.) [Bk. ansikl. böl.] j| Kalıp iskelesi, betonarme kalıbında dikme başlıklarının altında kalan ve taze betonun kalıp kaplamasına yaptığı basınç ve yükleri taşıyan bölüm. || Kalıp planı, betonarme bir yapının projesinde döşeme demirlerini, kirişleri ve sütunları gösteren plan. || Kalıbı yağlamak, kalıbın kolayca sökülmesini sağlamak için iç yüzüne makine yağı, sıvı sabun, niteliksiz bir boya vb. sürmek. ||Kemer kalıp şablonu, yapımı sırasında bir kemerin ya da tonozun bir bölümünü ya da tümünü taşıyan kalıbın öğelerinden her biri. (Bk. ansikl. böl.) ||Ö/ü kalıp, sökülmesi mümkün ya da gerekli olmadığı için yerinde bırakılan kalıp,

—işlem. Delme kalıbı, yinelenen bir işlemde, delinecek parça üzerine yerleştirilen ve delme kovanlarıyla donatılan levha.

—Kim. Süzgeç kalıbı, düzenli ve hızlı biçimde kâğıt süzgeç üretmeye yarayan aygıt.

—Kuyumc. Kalıp çarpma, kalın bir tunç çubuğun ucuna oyulan negatif kabartmanın, bir çekiç darbesiyle metal üzerine pozitif olarak geçirilmesi tekniği. (Tas, vazo vb. eşyanın ağız kenarlarını kuşak olarak süsleyen kabartmalar bu yöntemle elde edilir Çarpma tekniğiyle yapılan süslemeden daha kolay ve çabuk bir yöntemdir.) [Eşanl. ISTAMPA BASMA.]

—Marokene. Tahta kalıp, bir eşyanın (örneğin para cüzdanı, sigara paketi kılıfı) istenilen biçimi alması için kalıba çekilmesi sırasında, destek görevi gören, tahtadan yapılmış alet.

—Matbaac. Bir çember ya da kalıp çemberine atılıp sıkıştırılmış tipo dizgisi. || Baskıya yarayan levha ya da silindir (ofset levhası, helyogravür silindiri vb.). || Kalıp makinesi, kalıp hazırlamaya, tipografik karakterlerin (dökme karakterler) dökümü ya da devingen karakterli mekanik dizgi (Monotip kalıp makinesi) için erimiş bir madde dökmeye yarayan makine. || Kalıp plakası, bir el tezgahında, üstüne kalıbın yerleştirildiği, almaşık bir hareketle çalışan bölüm. || Arkayüz kalıbı, önyüzü basılmış bir kâğıdın arkayüzünün basılmasında kullanılan baskı kalıbı. || Kesme kalıbı, tipografi ya da kesme presi üzerinde bir araya getirilmiş, kartonları kesmeye yarayan yiv ve bıçakların tümü.

—Metalogr. Kalıba alma, metal bir örneği metal ya da metal olmayan sert ve katı bir malzeme içine gömmeyi sağlayan işlem. (Kalıba alma kütlesi tozların yani ter- moplastik, ısılsertleşir ya da soğukta po- limerleşebilir malzemelerin dökümüyle ya da sinterlenmesiyle elde edilir. Bu işlem küçük örnekleri işlemede [parlatma, mik- rografik etki, mikroanaliz] kullanılır.) [Eşanl. BAKALİTE ALMA.]

—Metalürj. Cisimlerin döküm yoluyla üretilmesinde içine erimiş metal dökülen kum, toprak ya da metal aygıt. (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp boşluğu, model ya da plakmodelin kalıp içinde bıraktığı boşluk.
|| Kalıp boyası, bir kalıbın iç kısmını, dökülen metalin yapışmasını önlemek için sıvamada kullanılan toz.

—Bir kalıbı sıvı metalin etkisinden koruyan kaplama ürünü.

—Dökümcülükte metal olmayan ateşe dayanıklı bir malzemenin yüzeyine, metalle ya da alevle tepkimeye girmesini önlemek için sürülen ürün. || Kalıp makinesi, dökümcülükte kum kalıp yapımında kullanılan makine. (Kumu plakmodele karşı sıkıştırmayı, kalıp boşluğu oluştuktan sonra kalıbı sökmeyi sağlar.) || Kalıp sökme, bir döküm parçasını kalıptan çıkarma. (Bu işlem genellikle titreşimli bir ızgarada gerçekleştirilir.) || Çekme, tel çekme, ekstrüz- yon kalıbı, plastik biçimlendirmede kullanılan takım. (Bk. ansikl. böl.) || Destek kalıp, sağlamlaştırmak amacıyla esas kalıbı çevreleyen kalıp. || Dövme kalıbı, BASKI" KALIBInın eşanlamlısı. || Ek kalıp, önceden kalıplanmış bir öğeden elde edilen kısmi kalıp. || Sarsmak kalıp makinesi, dökümcülükte, model çevresindeki kumu derece içinde sıkıştırmaya yarayan makine. || Yalancı kalıp, maçaları kalıbın dışında birleştirmede ve bunları kalıp içine yerleştirmede kullanılan montaj gabarisi.

—Müz. Çalgı yapımcılığında, birtakım parçaların (ut, tanbur, lavta ve mandolinde dilimlerin; keman ailesinden çalgılarda yanlıkların, takozların ve köşelerin) birleştirilmesini sağlayan, çalgının teknesiyle aşağı yukarı aynı biçimde, ahşap çatı.

—Polim. Kalıp partisi, tek bir presle kalıplanmış eşya grubu. || Kalıp yarımı, kalıbın, plastik maddeleri sıkıştırmaya yarayan donanımlı iki bölümünden her biri. (Kalıbın alt yarımı bir boşluk içeren dişi kalıbı, üst yarımı da dalıcı-pistonu ya da rımbayı oluşturur.) || Fışkırtma kalıbı, bir fışkırtıcının, sonsuz bir vidayla, yumuşatılmış madde itilen uç bölümü. (Bk. ansikl. böl.) || Soğutma kalıbı, kalıplanmış bir plastik parçanın gerçek biçim ve boyutlarında (iç ya da dış) olan düzenek. (Parçanın kalıptan çıktıktan sonra soğuma sırasında biçim değiştirmesini önlemeye yarar.)

—Seram. Fırınlanarak kiremit ya da tuğla haline getirilecek bir kil masesine baskıyla kabartma vermeye yarayan biçim. (Eskiden bir kalıpçının elle kullandığı tahta kalıp bugün bronz ya da alçıdan yapılmakta ve hidrolik bir presle çalışmaktadır.) || Kalıp tahtası, kalıptan çıkarılan seramik hamurunun üzerinde kurutulduğu tahta.|| Kalıba basma, alçı ya da ahşap kalıp içine seramik hamurunu sıkıştırarak biçimlendirme.

—Süslem. sant. Kalıp işi, yapma çiçeklerin taçyapraklarını ya da yapraklarını biçimlendirmek için uygulanan işlem. || Kalıp silmek, halkâr süsleme yapılacak zemine kaymayacak biçimde tutturulmuş olan alt kalıbın üzerinde, söğüt kömürü tozu doldurulmuş ya da tebeşir tozu sürülmüş bir bezi hafif vuruşlarla dolaştırmak. (Böylece kalıp üzerinde iğneleme yoluyla hazırlanmış olan motifler, deliklerden geçen tozlarla zemine aktarılır.) || Alt kalıp, halkâr süslemede üzerine iğneleme yoluyla desenin çıkarıldığı kopya kalıplara verilen ad. || Üst kalıp, üzerine ana desenin çizili olduğu kâğıt. (Üst kalıp kirlenmemesi ve bozulmaması için kullanılmaz, örnek olarak saklanır.)

—Sütç. Kalıp kesme, peynir yapımında, katılaşmış olan peynir kütlesini düzgün biçimde, ama peynirin tipine göre değişik büyüklükte parçalara bölme işlemi.

—Teknol. Kalıba basmak, normal olarak sıvı halde bulunabilen (plastisol) ya da önceden ısıtarak akışkanlaştırılmış (PVC, kauçuk vb. taneleri, bantları, tozu vb.) çeşitli ürünleri basınç etkisiyle bir kalıp içine dökmek.

—Tekst. Delme kalıbı, armür mekanizmalarında ve jakar tezgâhlarında kullanılan kartonları delmeye yarayan 'üst üste yerleştirilmiş ve üzerlerine belli sayıda delik açılmış iki metal plakadan oluşan alet.

—Ferz. Şeritçilikte kullanılan iplik ve ilmiklerle kaplanmak üzere yapılmış, tahtadan çekirdek.

—'Fiyat. Eskiden commedia dell’arte oyuncularının tuluat sırasında yararlandıkları taslak. (Bugün de kalıp, çağdaş toplu yaratım çalışmasında bazı doğaçlama türlerinin çatısı anlamına gelir.)

—Tuhf. Kalıp alma, sanayide bir giysi üretim yöntemi; giysi termoplastik bir dokumanın yüksek sıcaklıkta bir kalıp üzerine yerleştirilmesi ya da kalıbın üstüne bir bağlayıcıyla birleştirilmiş sentetik liflerin püskürtülmesi yoluyla elde edilir.

♦ sıf.
1. Say. sıt. + kalıp, bir kalıba dökülerek yapılmış ya da belli bir biçimde kalıplanmış şey için kullanılır; parça: Bir kalıp peynir. İki kalıp sabun.
2. Kalıplaşmış, yeniliği, özgünlüğü olmayan, basmakalıp: Kalıp sözler. Kalıp düşünceler.

—Dilbil. Kalıp cümle, üretici dilbilgisinde, bir yerleştirme işlemi sırasında içine, kurucu denilen başka bir cümlenin yerleştiği.cümle.

—El sant. Kalıp örs - AYKENAR ÖRS

—Metalürj. Kalıp baskı, parçayı döverek düzeltmede kullanılan oyuk biçimli takım. || Kalıp baskıyla dövme, kalıp baskıyla biçimlendirme (Bk. ansikl. böl.) || Kalıp baskıyla biçimlendirmek, bir parçaya kalıp baskısıyla döverek biçim verme.

—ANSİKL. Denize. Kimi kalıplar, otomatik oksijen makinesiyle kesilecek parçanın kopyasını çıkarmada kullanılır; bu kalıplar genellikle metalden, plastikten ya da kâğıttan gerçek büyüklüklerinde, 1/10, hatta 1/100 ölçeğinde de üretilir. Ne var ki kalıplar, parçaya biçimini veren bilişim programlı sayısal oksijen makinelerinin kazandığı duyarlık yüzünden önemini yitirmiştir Ahşap kalıplar ise, gemilerin baş ve kıç bordo kaplamalarının yuvarlak saclarını biçimlendirmede kullanılır.

—Ed. Masalcının ustalığı, kalıpları zengin bir biçimde ve yerli yerinde kullanılmasıyla belli olur. Masalların başlangıç ve bitimlerinde “Bir varmış, bir yokmuş...", "Onlar ermiş muradına..." gibi kalıplara yer verilir. Masal varlıkları belli kalıplarla tanımlanır: "Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte..." Masal kişilerinin hareketlerini anlatan kalıplar vardır: "Demir asa, demir çarık yollara düşmüş; kırk gün kırk gece gitmiş, bir de arkasına bakmış, bir arpa boyu yol gitmemiş!" Birçok durum, davranış kalıplarla belirtilir: “Atın önünde et, aslanın önünde ot varmış...", “Kapalı kapıyı açmış, açık kapıyı kapamış..." ( MASAL).

—El sant. Yazmacılıkta kullanılan kalıplar tahta ve metal olmak üzere iki türlüdür. Tahta kalıpların yapımında, yumuşak olması ve kolay oyulması nedeniyle genellikle ıhlamur ağacı kullanılır. Armut ağacı ve sarı çamdan da yapılır. Armut ağacı tırmanan tipte metal kalıp sert olduğundan oyulması güçtür, bununla birlikte kolay aşınmadığından uzun süre baskı yapılabilir. Sarı çam ise suya dayanıklı olduğundan yeğlenir. Kalıp yapılacak ağacın kuru ve iyi fırınlanmış olması gerekir, aksi takdirde boyaya batırılıp ıslandığında düzgünlüğünü yitirir ve net bir baskı elde edilemez.
Kalıplar oyulmadan önce sıcak balmu- muna batırılır. Balmumu tahtanın kolay oyulmasını sağlar ve kalıba dayanıklılık kazandırır. Bundan sonra desen özel bıçaklarla kabartma olarak ağaç üzerine oyulur Kalıp yapma ustalık isteyen bir iştir Günümüzde kalıp oymacılığı eskiye oranla yok denecek denli azalmış, özgünlüğünü ve inceliğini yitirmiştir. İstanbul'da ve Anadolu’nun çeşitli yörelerinde bugün de sürdürülen yazmacılıkta zamandan ve işçiden tasarruf amacıyla fon baskıları için film baskı tekniği kullanılmakta, el baskısı görünümü vermek üzere de renkler kalıpla basılmaktadır. Kumaşı tümüyle tahta kalıpla desenlendirme tekniği giderek or tadan kalkmaktadır.
Metal kalıplar, metal şeritlerin desene göre bükülüp diklemesine kalıptık tahta üzerine çakılmasıyla oluşturulur Daha çok kontur baskısı içindir ve rezerve baskı sisteminde kullanılır. Geleneksel türk yazmacılığında bu tür kalıplara rastlanmaz.

Kalıpla yazma tekniği, bu teknikle desenlendirilecek kumaşlara ilkin desene göre kabartma olarak oyulmuş kalıplarla siyah kontur basılır. Desendeki öteki renklerin baskısı da kalıpla yapılır. En çok kullanılan yazma tekniklerindendir. Elle desenlendirilen kalem işi yazmaların yapım zorluklarını ortadan kaldırmak üzere başvurulan bir tekniktir. Bununla birlikte bu teknikle desenlendirilmiş yazmalar, kalem işi yazmaların kalitesine ulaşamaz.

—inş. ve Bayınd. Kalıpların amacı, betonu prizi tamamlanıncaya kadar tutmaktır. Önceleri tüm inşaat kalıpları ahşaptan yapılırdı. Elde edilen yüzeyin düzgün olmaması ahşabın ince bir sacla kaplanmasını, rendelenmiş ve yağlanmış levhalar ya da kontrplaklar kullanılmasını gerektiriyordu. 1925'ten sonra Batı'da, ahşap kalıpların yerini metal kalıplar almaya başladı. Bunlar, keskin kenarlı, takviye edilmiş sac levhalardır. Gerçekleştirilecek yüzeyin biçimine göre, düz ya da kavisli köşebentler metal kalıpları takviye etmede kullanılır.
Büyük beton yüzeyler için tırmanan kalıplar ve kayan kalıplar kullanılır. Tırmanan kalıp, düşey kirişler üzerine tespit edilmiş bir sıra levhadan oluşur. Bir kat düzeyindeki işlemler tamamlanınca, kirişler ve levhalar sırayla yükseltilir ve işlem sırasında bir bölüm ötekini taşır.
Kayar kalıplar kesintisiz uygulamalarda kullanılır ve genellikle yalnızca prizmasal biçimler için uygundur. Kalıplama düzeneği. kalıbın takviyesini sağlayan bir çalışma platformuyla birleştirilmiştir. Kalıbın doldurulmasından ve yüzeyde sertleşme görülmesinden sonra, kalıp ve platform krikolar yardımıyla, saatte 10-15 cm yükselecek biçimde kaldırılır. Kayar kalıplar fabrika bacalarının, su kulelerinin vb. yapımında kullanılır.
Düşey doğrultuda yer değiştiren bu iki sistemden başka, yatay yönde hareket eden kalıplar (yeraltı galerileri), eğrisel (önüretimli borular) ya da esnek (kanalizasyon inşaatında) kalıplar ve yatay yüzeyler için (döşemeler) kalıplar da bulunur.

Tonoz ve kemer kalıpları, iskelenin alt kirişi üzerine dayanır ve uçlarında göğüslemelerle taşınır. 20x30 cm kesitli, 2,50-4 m uzunluğundaki bu tür kalıplar, kimi zaman birkaç parçanın üst üste getirilmesiyle oluşturulur. Üst yüz kemer ya da tonoz karnıyla aynı eğrilikte alt yüzse düzdür. Bu kalıpları sökmede iki yöntem uygulanabilir: 1. kalıpla taşıyıcıları arasına yerleştirilen kama, gergi, kriko gibi aygıtlar yardımıyla kalıp indirilir; 2. eklemli, betonarme bir tonoz sözkonusu olduğunda tonoz yükseltilir. Freyssinet'nin Villeneuve-sur -Lot köprüsünde geliştirdiği bu yöntem, kemerin kilittaşına hidrolik krikolar yerleştirmeye ve tonozun iki parçasını birbirinden ayırmaya dayanır: bu iki parça kalıptan sökülerek yükselir.

—Kuyumc. Kuyumcu işçiliğinde kalıp ve kalıpçılık tekniği, yaygınlaşmış takı türlerinin çoğaltılması amacıyla uygulanan bir yöntemdir Daha çok yüzük, küpe türlerinde geçerliliğini sürdürmekte olan eski tip kalıpçılık, kimi yörelerde gelenekselleşmiş, kimileri de klasikleşmiş biçimlerin yapımı ve çoğaltılması için, önceden hazırlanmış özel kalıplar kullanılarak uygulananbir iş kolu durumundadır Bu işlemde son yıllarda gelişen modem elektronik döküm tekniklerinin yanı sıra, geçmiş yıllardan kalan ilkel kum dökümü yöntemi bugün de sürdürülmektedir. ilkel uygulanımda, takının kullanılması istenen taşın büyüklüğüne ve parmağın ölçülerine uydurulabilmesi için pirinç, bakır gibi metallerden yapılmış olan kalıplar, bakışık iki parçadan oluşur. Bu parçalar inceltilmiş, ısıya dayanıklı silis bileşimli . bir ortamda sıkıştırılarak meydana getirdikleri boşluğa özel olarak açılmış ince bir kanaldan, eritilmiş değerli metalin akıtılmasıyla çoğaltılmaktadır. Hazır kalıpların yaygınlaşmış tipleri Adana erkek yüzüğü, kazayağı yüzük, gül yüzük ya da küpe, armalı erkek yüzük, şövalye yüzük gibi adlar taşır. Modern kalıp yapımı artık tek tek işletmelerin kendi istekleri doğrultusunda hazırladıkları kalıplar nedeniyle büyük çeşitlilik kazanmıştır Elektronik döküm uygulamalannda özel bir mum işlenerek istenen kalıp hazırlanıp alçıya alınır; yüksek ısıda, dengeli bir ısıtma sonucunda alçı içindeki mumun erimesiyle meydana gelen boşluğa eritilmiş metal akıtılarak ilk kalıp, bu da yeniden kauçuk içinde pişirilerek dişi kalıp elde edilir. Bu kez de eritilmiş mum kauçuğun içine fışkırtılarak istenen sayıda kum kalıplar oluşturulmaktadır. Bugün tüm bu işlemler artık özel atölyelerce, otomatik kontrollü ve duyarlı elektronik araçlar aracılığıyla son derece yetkin bir biçimde ve hızla uygulanabilmektedir.

—Metalürj.
Kalıbın cinsi.
1. Tekkullanım kalıpları. Yalnızca bir kez kullanılan kalıplar arasında en yaygın olanları elenmiş doğal kumla genellikle kil kökenli bağlayıcı karışımından oluşan, kum ya da toprak kalıplardır. Eskiden kumu iyileştirmek için katılan çok çeşitli maddelerin (toz, talaş) yerine günümüzde plastiktik, tutarlık, gözeneklilik, geçirgenlik ve yüksek sıcaklığa dayanım gibi değişmez özellikler taşıyan "sentetik" kumlar elde etmek için iyi tanımlanmış mineral ya da organik ürünler kullanılmaya başlandı; bilindiği gibi kesin ve ince profilli kalıp boşluğunun döküm sırasında erimiş metale dayanması ve gazların kolayca dışarı çıkmasını sağlaması gerekir Küçük parçalar için dökme demir, ‘‘yaş’’ kum kalıplara dökülür. Büyük boyutlu kalıplar tuğlaları ve döküm toprağını (harç) birleştirerek oluşturulur
Kille bağlanmış kumlara, çimento, sodyum silikat/C02 ya da reçinelerle bağlanmış kum katılır; ısılsertleşir ya da furan reçinelerinin kullanımı, günümüzde fırında kurutma işlemini ortadan kaldırmıştır. Kalıp yüzeyine, kuma metal sızmasını önlemek ya da azaltmak, "döküm kabuğunu" iyileştirmek, yükseltgenmeye engel olmak için çeşitli kalıp boyaları ya da sıvalar vurulur.
2. Sürekli kalıplar Günümüzde kullanılan başlıca sürekli kalıplar döküm metalinin katılaşmasını hızlandıran, dökme demir, olağan çelikten ya da çelik alaşımından yapılmış kalıplardır; kimi kez başka maddelerden, örneğin grafitten üretilmiş kalıplar da vardır. Demir-çelik sanayisinde külçe dökümü için sığaları onlarca kilogramdan yüzlerce tona değin değişen dökme demirden kalıplar kullanılır; ayrıca başlıca ara ürünleri sürekli işlemede, demirdışı metallerin dökümünde olduğu gibi suyla soğutulan bakır kalıplardan yararlanılır. Dökümcülükte iki tür döküm vardır: kokil dökümde ya da üstten dökümde metal, kalıp içine yalnızca doğal kuvvetlerin etkisiyle akar; ve basınç altında dökümde (100 ile 1 000 bar) metal akışı bir pistonla mekanik olarak sağlanır Öte yandan metal bekletme fırınından kalıba doğrudan aktarılıyorsa, “sıcak odalı” döküm makinesi (erime noktası düşük çinko ağırlıklı alaşımlarda) söz konusudur. Metal, bağımsız bir fırından alınıyorsa, döküm makinesine “soğuk odalı" makine denir (alüminyum, magnezyum ya da bakır alaşımlarının dökümü). "Düşük basınçlı” makinelerde metal, fırından kalıba bir gaz basıncıyla (0,6 ile 1,5 bar) aktarılır. Sürekli kalıplama orta serilerin kokil dökümünü, büyük serilerin de basınç altında dökümünü sağlar. Kalıpla takım halinde bir ya da birçok parça elde edilebilir. Parçaların boyutu sınırlıdır; basınç altında dökülmüş en büyük parçalar; otomobillerin alüminyum alaşımından yapılan motor bloklarıdır. Günümüzde dökme demirlerin kokil dökümü belli bir gelişme göstermiştir. Savurma dökümde de metalden yapılmış kokil kalıplar kullanılır.
Basınçlı kalıp, biri döküm makinesinin devingen tablasına, öbürü sabit tablaya bağlanmış en az iki parça içerir Ateşe dayanıklı çelikten kalıp boşlukları daha düşük nitelikte soy metallerden çerçevelere monte edilir. Makinede sabit tablayı*geçen meme ve mekanik olarak çalışan kalıptan çıkarıcılar dışında sabit ya da çekmecelerle devinen metal maçalar, delikler için silindirsel miller vb. bulunabilir. Kokil döküm kalıpları farklı karmaşıklıklar gösterir; kimi kokil kalıplar tümüyle otomatiktir, kimi kalıplar da elle kullanılır ve beslenir Bazı kokil kalıplarda öngörülen kum maçaların kullanımı basınç altında dökümle bağdaşmaz.

Çekme tel çekme ekstrüzyon kalıbı. Plastik biçimlendirmede kullanılan bir kalıbın çalışma yüzeyi iki bölümden oluşur: metalin kesitini küçülten yakınsak bölüm ve parçanın boyutlanmasını sağlayan silindirsel dayanak. Çekme kalıbı genellikle ger- meli olarak bağlanır; ağzı elmastan (ince tel çekme), kobalt katkılı tungsten karbürden (tel çekme, çekme, soğuk dövme) ya da özel çeliktendir (ekstrüzyon). Eksenel bakışımlı ürünleri çekmede yakınsak bölüm bir konidir; bu koninin tepe açısı, sürtünmeyle harcanan işle plastik biçim değiştirmeyle harcanan iş arasında bir uyum sağlamak için.Jsüçük çap düşürmelerde birkaç dereceden (12-ile 18°) büyük çap düşürmelerde 180°'ye kadar değişir. Profil çekmede kullanılan ekstrüzyon kalıplannın geometrisi çok daha karmaşıktır (alüminyum profillerin sıcak ekstrüzyonu için köprülü ekstrüzyon kalıpları).

Kalıp baskı. Kalıp baskı basit biçimler için tek parça olabilir; ama genellikle iki ayrı parçadan oluşur: alt ve üst parça. Kalıp baskılar yarısert çeliktendir, ancak darbelere karşı dayanım kazanmaları için özel bir ısıl işlemden geçirilir. Örste çalışırken alt kalıp baskı örs gözüne yerleştirilir, üst kalıp baskı ise metal üzerinde tutulur. Döv- meci üst baskı üzerine vurduğunda metal biçim değiştirir ve kalıp boşluğunun iç yüzeyine oturur Elle ve örste çalışan kalıp baskıların dışında, çok daha yüksek bir çalışma hızıyla çalışan ve parça boyutlarda daha büyük bir değişmezlik sağlayan mekanik vurma kollu daha büyük kalıp baskılar da vardır.

Kalıp baskıyla dövme. Kalıp baskıyla dövmenin amacı metalin uzaması değildir. Parça kalıp baskının iki bölümü arasına yerleştirildikten sonra işçi üst baskı üzerine vurarak parçayı istediği kadar ilerletir. İşlem kimi kez, biri taslak çıkarma, diğeri bitirme olmak üzere iki kez uygulanır.

Kalıp malzemeleri. Kalıp yapımı aşağıdaki türlere ayrılır: kum kalıp yapımı, kabuk kalıp yapımı, metal, kokil ya da basınçlı kalıp yapımı.

Kalıp hazırlama yöntemleri. Dereceli kalıp yapımı'nda, kum kalıbın her parçası, metal bir derece içinde hazırlanır ve derece çeşitli işlemler boyunca kumu sıkıştırılmış halde tutar; kalıbı oluşturmak için parçanın büyüklüğüne, yüksekliğine ya da karmaşıklığına göre gereğinde birçok derece, aralarına bir ya da birçok çerçeve koyarak üst üste yerleştirilebilir, iki dereceyi ayırma yüzeyine ayrım düzlemi denir. Üstte derece yer almıyorsa, döküme "açık" döküm adı verilir. Derece yalnızca kumun elle ya da mekanik olarak doldurulmasında kullanılmışsa derecesiz kalıp yapımından söz edilir. (DERECESİZ KALIP.)
Model üzerine kalıp yapımı'nda. kalıbın bir bölümü geçici kalıp içine ayrım yüzeyine kadar gömülmüş bir modelin üstünde kum sıkıştırılarak hazırlanır. Derece ters çevrilerek geçici kalıp çıkarılır, ayrım düzlemi perdahlanır ve sıkıştırılmayla kalıbın ikinci parçası hazırlanır. Sonra kalıp açılarak model ayrılır ve döküm yollukları, döküm delikleri, düşey yolluklar, kanallar, çıkıcılar, havalandırma delikleri gibi yardımcı parçalar ve düzeltmeler yapılır. Kalıp daha sonra grafit boyası ya da talkla sıvanır ve kurutulur. Kalıp kapamada maçalar ya da kalıp parçaları, besleyiciler yerleştirilir ve kalıp, büyüklüğüne göre yüklenir ya da kelepçelenir. Kimi polistirenden modeller ya kalıp içinde dökümden önce ya da döküm sırasında sıvı metalle yakılır.
Model üzerine kalıp yapımının bir değişik türü de plak-model üzerinde kalıp yapımı'dır; bu yöntemde kalıbın her bölümü, bir plakmodel üzerinde kumu sıkıştırarak ayrı ayrı elde edilir. Elle kalıp yapımı, bir el takımıyla (tokmak, ispatula vb.) uygulanır ve büyük boyutlu, özel biçimli ya da az sayıdaki üretilecek parçalar için kullanılır. Mekanik kalıp yapımı, kalıplama makinesinde plakmodelle kalıp öğelerini hazırlamayı sağlar. Kumu sıkıştırma yolları basınç, titreşim, sarsma ve püskürtmedir; boyutlarda yüksek duyarlık isteniyorsa, yüksek basınçlarda sıkıştırma yoluna gidilir. 1980’de, bir gazın yanmasından doğan darbe dalgasının etkisiyle kalıp yapımı ortaya çıktı. Bu amaçla basınçlı havanın genleşmesinden de yararlanılır.
Kayıp mum yöntemiyle kalıp yapımı, bronz heykel dökümünde Antikçağ'dan beri kullanılıyordu; bu yöntemden 1935'e doğru sanayide ilk olarak diş protezi parçalarının yapımında yararlanıldı. Mumdan, özel plastikten ya da üreden yapılan model, ardışık katmanlar halinde ateşe dayanıklı bir kalıp boyasıyla kaplanır ya da bu boyaya daldırılır. Bu işlemden sonra model, mumun erimesi (mum boşaltma) ve boşalması için kurutma fırınına sokulur, ardından elde edilen seramik kalıp fırında pişirilir. Kabuk kalıp yapımı 'nda (seri üretim için) 250°C’ta ısıtılmış bir plakmodel üzerine döküm kumuyla ısılsertleşir reçinelerden oluşan bir karışım çöktürülür. Oluşan kabuk sökülür ve kurutma fırınında pişirilir. Hazırlanan kalıplar kolayca depolanabilir, ancak metal dökümü sırasında, bir çerçeve içinde dolgu malzemesiyle desteklenmelidir Döndürmen kalıp ya- pimi'nda (dönel parçalar, çan dökümü) bir ekseni çevresinde istenen profilde bir levha yani kalıp döndürülür; böylece kalıp kumda istenen dönel biçimi oluşturur.
1971'de bulunan japon “V-process” inde, plastik yaprakla sınırlı bir kalıp boşluğu kullanılır; bu yaprak alçak basınçlı, titreşen bir dereceye doldurulmuş kuma atmosfer basıncıyla baskı uygular.

—Polim. Fışkırtma kalıbı, deliğinin biçimine göre bitmiş ya da yarı bitmiş bir ürüne (örneğin lif) belirli bir şekil verir. Değişik tiplerde pek çok fışkırtma kalıbı vardır:
1. düz fışkırtma kalıbı, plaka, yaprak ve film yapımında kullanılır;
2. boru fışkırtma kalıbı, boru ya da hortum üretiminde kullanılır Boru, kalıp çıkışında kolayca biçim değiştirebilir; bu nedenle son biçimi ve kesin boyutu, suyla soğutulan bir fışkırtma kalıbının iç çeperine dayandırılarak verilir; bu işleme boyutlama denir. Boruyu fışkırtma kalıbının iç çeperine dayama, ya içeriye basınçlı hava gönderilerek ya da dış hava basıncı kaldırılarak gerçekleştirilir. Boru fışkırtma kalıbından çıkan ürünün bir film inceliğinde olması isteniyorsa içine hava üflenir;
3. profil fışkırtma kalıbı, kalıbın biçimi, elde edilmek istenen eşyanın biçimine göre değişir (bu yöntemde de çoğunlukla bir boyutlama işlemine başvurulur);
4. tel kaplama kalıbı, metal bir teli, az ya da çok kalın, yalıtkan ya da koruyucu bir malzemeyle kaplamada kullanılır. İki tür tel kaplama kalıbı vardır; düz fışkırtma kalıbı, bu kalıpta vidanın ortasından kılavuz- lanan metal tel, çıkışta erimiş plastik kütlenin içinden geçer (bu durumda fışkırtıcının düz bir fışkırtma kafasıyla donatıldığını eklemek gerekir); gönyeli fışkırtma kalıbında kaplanacak telin yönü, vidanın eksenine diktir (buna "gönye kafası"da denir).

—Süslem. sant. ve Heykc. Kalıplar metal dökümlerde ya da kalıp almada kullanılır
Kalıp almada kullanılan kalıplar alçıdan, topraktan, jelatinden, PVC’den, silikondan vb. yapılabilir. Kayıp ya da bozma kalıp yöntemiyle "orijinal" denilen tek bir örnek elde edilir. Bu örneği almak için kalıbı kırmak gerekir. Buna karşılık çoğaltma kalıbı birçok örnek elde etmek için birçok kez kullanılabilir. Bu kalıp, genellikle çok sayıda parçadan oluşur ("parçalı kalıp”); parçalar birbirine bağlanarak dişi kalıp elde edilir; gömlek ya da şapa adı verilen dış kalıp hepsini sarar. Elde edilen örneklerde birbirinden ayrılabilen bu parçalar, her eklemde bir “iz", bir çapak bırakırlar; izler silinse de tam olarak kaybolmaz. Bir, sanatçının elinden çıkmış “özgün alçı” ite bir heykel, bir alçakkabartma, bir sanat yaptfından daha sonra alınan alçıdan kalıp arasındaki fark böylece anlaşılır. Esnek plastik maddelerden yapılan teksir kalıpları tpk parçalı olabilir (örneğin çıkarılması, kalıbın esnekliği sayesinde gerçekleşir),

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
kalıp ingilizcesi
  • form, mould, mold; pattern, model; template; (ayakkabý) last; (þapka) block; (sabun, vb.) bar, cake, piece; appearance; shape
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

24 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Mühendislik Bilimleri
7 Şubat 2011 / _Yağmur_ Taslak Konular