Arama

Derece Nedir?

Güncelleme: 24 Aralık 2018 Gösterim: 7.000 Cevap: 2
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
9 Mart 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

DERECE

Ad:  derece.JPG
Gösterim: 263
Boyut:  17.5 KB

a. (ar. derece).
Sponsorlu Bağlantılar

1. Herhangi bir aşama düzeninde kademelerin he: biri; rütbe, basamak: Memurlara yeni bir derece verdiler. En üst dereceye kadar yükseldi.
2. Bir durumun, bir niteliğin, bir şeyin uiaştığı noktanın göreceli şiddeti: Yanığın derecesi ne? Kızgınlığının, kırgınlığının derecesi. Kabalığı hoş görürüm, ama bir dere ceye kadar
3. Sıcaklık ölçmeye yara yan araç. Derece kırıldı.
4.
  • Derece almak, derecece girmek, bir yarışmada kazananlar arasında yer atmak: İlk üç gü reşte derece afucağıtrnzı sanıyorum.
  • Derece derece, azar azar, yavaş yavaş, teb ricen: Bölge doğuya doğru derece derece yükselir.
  • Derecesini almak, bir hastanın vücut ısısını ölçmek.
  • Bu, o derece, son derece, çok fazla, pek fazla: O derece kötü olduğunu sanmıyorum. Bu derece kaba olabileceğini düşüne emiştim.
—Esk. Derece-i arz, enlem. | ( Derece-i gıi zet ve hiffet, hafiflik ve kalınlık derecesi...|| Dereceı hararet. ısı derecesi. || Derece -i kâfiye yeter derecede! Derece-: müsavat, eşitlik derecesi. || Derece! nihayet, son de rece. || Derece-i saniye, ikinci derece. ll Derecei sullem, merdiven basamağı ll Derece-ı tafdil, üstünlük derecesi. ll Derecei tul, boyiam. ll Derecei ûlâ, birinci derece.

—Anal. kim. Bir çözelti derişimınin ölçüm birimi. || Baumâ derecesi, bir sıvının yoğunluğunu ölçmekte kullanılan aerometre çubuğunun göreceli olarak tanımlanmış bölümlerinden her bin. || Klorölçüm derecesi, etkin klor oranı.

—Astrol. Zodyak burçlarının bölümü. (Her burç 30°’ye bölünür. Zodyakın 360“'ye bölünmesi, İ.Û. 170'te Yunanlılar tarafından biliniyordu; bu teknik, İsa'dan binlerce yıl önce Sümerier tarafından bulunmuştu. Kolomböncesi arrıerika halklarının da bu konuda bilgileri vardı.)

—Biyol. Evrim derecesi, canlı türlerden oluşan bir topluluğun bulunduğu evrim aşaması.

—Dağc. Güçlük derecesi, kayalıklara tırmanmada her aşamada karşılaşılan güçlüklerin derecesi. (Bu güçlükler r den [kolay] Vi ya [oldukça güç] kadar numaralanmış derecelerle belirtilir. Her derece kendi içinde alt derecelere bölünür: düşük, normal, ya da yüksek. Yapay tırmanmalar için A1, A2, A3, A4 olarak belirtilmiş dört derece sözkonusudur.)

—Dilbilg. Bir sıfat ya da belirteçle dile getirilen kavramın ulaşabileceği değişken yoğunluk düzeyi (eşitlik, azlık, çokluk). 'Karşılaştırmanın olup olmamasına göre, noe, derece ya da mutlak nitelik taşır. sıfatlarda derece değişkenliği söz konusu değildir. Bunun nedeni ya anlamlarının n rtî olması (birinci, yuvarlak, sonuncu). ya da kimi dillerde, sözkonusu sıfatların Karşılaştırma, enüstünlük bildiren biçimlerinin bulunmasıdır],

—Eğit. Unvan, diploma: Lisans derecesi, doktora derecesi.

—Geom. Dönemi 360 olan pozitif faz. (Simgesi °.) || Cebirsel bir eğrinin ya da düzlemin derecesi, bunların denklemlerinden birini tanımlamaya olanak veren polinomun derecesi.

-Heykc. Metalürj. Döküm kumunu model üstünde sıkıştırmaya yarayan, kare, dikdörtgen ya da çeşitli biçimlerde metal çerçeve.

—Kim. Alkol derecesini düşürme, su katarak alkol oranını azaltmak eylemi,

—Mad. oc. Cevher oranını belirlemede kullanılan, % 1’e eşdeğer ölçü birimi. (Uygun işletme yöntemi, oranın birkaç derece artmasını sağlar.)

—Mant. Birinci dereceden dil, örneğin, birey kümeleri ya da sınıflarının değil de, yalnızca birey değişkenlerinin nicelendirıidiği dil. || Birinci dereceden kuram, birinci dereceden bir dilde biçimselleştirilen kuram.

—Med. huk. Hısımlık derecesi -HISIMLIK. || ipotek derecesi - İPOTEK.

—Mûz. Iskaladaki seslerden her biri. (Derece kavramı, tonalite kavramına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir derece, gamın içerdiği hiyerarşiye ve gam içinde üstlendiği işleve göre tanımlanır. Derecelerin sayısı yedidir: durak [1. derece], durak-üstü [2 derece), ortanca [3. derece], çeken-altı [4. derece], çeken [5. derece], çeken-üstü [6. derece], yeden [7. derece],)

— Ûlçbil. Çeşitli deneysel ölçü bölmelerine verilen ad: Fahrenheit derecesi (sıcaklık), alkol derecesi (alkol oranı), Baumâ derecesi (yoğunluk). [Santigrat derecesi de denilen ve kelvine eşit olan SI sıcaklık birimi Celsius derecesi (simgesi °C) yalnızca Celsius sıcaklığını ifade eder: Buz sıfır derece Celsius'ta erir.] || Çember uzunluğunun 1/360’ına eşit yay birimi. || Çember üzerinde bir derecelik bir yayı gören merkez açıya eşdeğer açı birimi (simgesi °). [Dik açı 90°’dir. Derecenin askatları dakika (simgesi') ve yay saniyesi ya da açı saniyesi'dir (simgesi ").]

—Petr. san. Bir yağlayıcının, eş nitelikte, arna değişik akışmazlığı olan ürünler dizisi içindeki akışmazlık düzeyi.

—Polim. Termoplastik bir maddeye, özellikle polietilene, erimiş durumdaki akışkanlığını belirtmek üzere verilen birleşik sayı. (Derece, erimiş durumda, bir norm ile akışmazlığa bağlanan saymaca bir büyüktür. Benzer terimler olarak [ama bunlar farklı bir normu gösterir] "akışmazlık indisi" ile “erime göstergesi" de sayılabilir.) ll Polimerleşme derecesi, bir polimer molekülünde yer alan monomer motif ya LU birimlerin sayısı.

—Seram. Düşük derece kilin suyunun giderildiği ve 200“ ile 60C°C arasında gerçekleştirilen nişim evresi, || Yüksek derece, masenin istenen sertliği kazandığı ve kesin rengini aldığı, sırın eridiği ve renklerin oluştuğu pişim evresi.

—Sesbilg. Nicel bir almaşmaya uğrayan ünlünün çeşitli durumlarına (tam, indirgenmiş ya da uzun) verilen ad.

—Şarapç. Alkol derecesi, yüzde olarak şarapta bulunan etil alkol miktarı.

—ANSİKL. Biyol. Paleontoloji hem hayvanlar, hem bitkiler bakımından, uzaktan akraba olan birçok ayrı soyun nasıl birbirine koşut evrim geçirdiğini gösteren sayısız örneklerle doludur. Bu nedenle en gelişmiş türlerin ortak bir soydan geldiğine şimdi daha çok inanılmaktadır. Bu türler atalarının bulunduğu evrim derecesinden daha üstün bir evrim derecesine ulaşmışlardır; ancak bu kavram büyük grupları (sınıf, takım, familya, vb.) kapsamaz Örneğin böceklerdeki nemf uykusu, omurgalılardaki sıcakkanlılık, çiçeklerdeki bitişik taçyapraklılık birer evrim derecesidir; hatta bitki ve hayvanların su dışındaki yaşama uyum sağlamaları da bir evrim derecesi sayılabilir. Demek ki. bu kavram çok kesin bir geçerlik taşımaz, ama biyolojik evrimin önemli bir yönünü gösterir: koşutluk, hatta yöneşme, evrimin karşıt bir yönü olan çeşitfenmeyle, yani ayrı doğrultuda gelişmeyle tam bir aykırılık halindedir.

—ida. huk. Devlet memurları yasası'nda, memurların öğrenim durumlarına göre girebildikleri ve yükselebildikleri dereceler, 15. dereceden 1. dereceye kadar bir tablo halinde gösterilmiştir. Devlet memurları koşulları uygunsa bulundukları dereceden bir üst dereceye yükselebilirler. Bu yükselmeye dikey yükselme de denir.

—Polim. Bir polimer, makromolekül adı verilen çok büyük boyutlu moleküllerden oluşur; bu makromoleküller de, monomer motifi ya da monomer birimi denen aynı yapının yinelenmesinden meydana gelir.
Bir polimeri oluşturan makromoleküller, n sayıda monomer birim içerirse bütünün M molar kütlesi:
M = monomer birimin molar kütlesi xn olur.
örneğin polimerleşme derecesi 50, monomer birimin molar kütlesi 226 olan bir poliamit 6,6'nın molar kütlesi, 226 x 50 - 11 500'dür.
Kimi doğal makromoleküllü maddeler dışında bir polimer, gerçekte her zaman farklı polimerleşme derecelerindeki makromoleküllerin karışımından oluşur. Bu nedenle, ortalama polimerleşme dereceleri ile ortalama molar kütlelerinin tanımlanmaları yoluna gidilmiştir.
Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 24 Aralık 2018 00:59
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Aralık 2018       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Derece
isim Arapça derece
Sponsorlu Bağlantılar
1 . Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe:
"Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı."- Ö. Seyfettin.
2 . edat
Denli, kadar:
"Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti."- E. E. Talu.
3 . fizik
Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri:
"Sıcakölçerin dereceleri."- .
4 . fizik
Sıcaklıkölçer:
"Hastaların ateşini ölçen aletle, dereceyle ancak asker ocağında karşılaşabilirdi."- N. Hikmet.
5 . kimya
Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim.
6 . matematik
Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi:
"Dik açılar doksan derecedir."- .
7 . spor
Başarı gösterme.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • derece almak (veya yapmak)
  • dereceye girmek
Birleşik Sözler
  • derece derece
  • bir derece
  • ifrat derecede
  • arz derecesi
  • donma derecesi
  • eşitlik derecesi
  • karşılaştırma derecesi
  • polimerleşme derecesi
  • tavlama derecesi
  • tul derecesi
  • üstünlük derecesi
  • yakınlık derecesi

SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Aralık 2018       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

DERECELEME


a. Derecelemek eylemi.

—Ceb. Bir A halkasının derecelemesi, A nın, n>0 olmak üzere(A„)altgrupları dizisi; A, A„ lerin doğrudan toplamıdır ve her (m,n) tamsayı İkilisi için, A„ nin bir elemanının, Anin bir elemanıyla çarpımı, A„+m ye aittir. (A nın birim elemanı Af, a aittir.) || Bir G grubunun derecelemesi, G nin aitgrupları dizisi; G bunların doğrudan toplamıdır.

—Ed. Bir sözcük ya da deyim dizisini yükselen ya da inen bir sıraya göre dizme: "Tarık ibni Ziyat neler değil, serdar değil, bir ordu idi, bir kal'a idi (Abdülhak Hamit). [Eşanl. TEDRİÇ.]

—Geom. Bir D doğrusundan İR üzerine tanımlı bijeksiyon. (g, böyle bir derecelemeyse, bütün öbürleı i a-g+b biçimindedir; burada a ve b, ikisi birden sıfır olmayan gerçek değişmezlerdir. Birim uzunluk, 0 ve 1 öncüllerini ayıran uzaklığa karşılık gelir.)

DERECELEMEK


g f. Derecelere ayırmak.

—Geom. Bir D doğrusunu derecelemek, D üzerinde bir dereceleme tanımlamak.
derecelendirmek g.f. Bir şeyi derecelendirmek, onu bir aşama düzenine göre sıraya koymak.

DERECELİ


1. Derecelere ayrılmış olan araç gereç için kullanılır: Dereceli şişe. Dereceli ölçek.
2. Aşama aşama, ilerleyen şey için kullanılır: Tek dereceli seçim
3. Derecesi belirtilen düzeyde olan: Yüksek dereceli memurlar.

—Ceb. Dereceli grup, bir derecelemeyle donatılmış grup. || Dereceli halka, bir derecelemeyle donatılmış halka. || Dereceli küme, aşağıdaki koşulları sağlayan sıralı E kümesi; E den, bağıl tamsayılar kümesi Z içine bir g uygulaması vardır ve bu uygulama da aşağıdaki koşulları gerçekler:
x<y - g (x) < g (y),
x önceler y» g(x) = g(y+1),
E kümesi içindeki sıralama bağıntısı < ile gösterilir.

—Sine. Dereceli filtre, zonlara göre az ya da çok soğurucu filtre. (Görüntünün kimi bölümlerinin görsel izlenimini değiştirmek amacıyla mercek önüne yerleştirilen bu filtre, özellikle gündüz çekilen "gece" sahnelerinde gökyüzünü karartmaya yarar.)

DERECESİZ


sıf. Derecesi olmayan; derecelere ayrılmamış.

—Metalürj. Derecesiz kalıp, dökümden önce derecesinden ayırılmış kum kalıp. (Derecesiz kalıpta kalıplama geleneksel olarak az sayıda üretilecek parçalara uygulanır; derecesiz kalıp, derece çıkarıldıktan sonra ve dökümden önce gerekirse çemberlenir. Günümüzde yatay ya da düşey kalıpla çalışan üretimi yüksek atölyeler de vardır. Bu atölyelerde derecesiz kalıplar birbirine karşı sıkıştırılır (Disamatic yöntemi); iki derecesiz kalıbın birbirine değdiği yüzey, parçanın sınır yüzeyidir; bu parçanın bir bölümü derecesiz kalıbın bir yüzünde, diğer bölümü bir sonraki kalıbın öbür yüzünde kalıplanır.)

♦ be. Pek çok, ölçüsüz: Beni aramana derecesiz memnun oldum.
Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

14 Aralık 2012 / Ziyaretçi Cevaplanmış
27 Ekim 2006 / GusinapsE Taslak Konular
27 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
24 Şubat 2014 / Misafir Cevaplanmış
24 Ocak 2015 / ceo Soru-Cevap