OYMA a.
1. Oymak eylemi.
2. Oyularak yapılan süsleme: Koltuğun oymaları.
—Cerr. Yüzeysel bir yarmadan sonra dışarı alınan kapsüllü bir uru özel çıkartma yöntemi.
—Grav. Oyma kalemi, ağaç ya da maden kazıma işleminde kullanılan çok ince çapla. (Kesiti oval biçimde olabilir, ucu köşeli ya da sivridir.)
—Güz. sant. Oyma sanatı. Oyma işleri.
—Jeomorfol. Alttan oyma, bir engebenin temelden oyularak yıkılması. (Bk. ansikl. böl.)
—Mak. san. Kopyalı oyma tezgâhı, bir gravürün kopyasını çıkarmaya yarayan tezgâh. (Bk. anskil. böl.)
—Marangl. Testere, dekupaj ve şerit testere makinesiyle ahşaba biçim vermek, kalınlığını tümüyle almak işlemi. || Çevreleyen bölümlerinde kabartmalar meydana getirmek için küçük yüzeyli pano ve levhaların bazı bölümlerinin kalınlığını azaltmak işlemi. (Bk. ansikl. böl.) || Kafes oyma, ince bir levhanın (örneğin, kontrplak kaplama) kalınlığını dolu ve boş bölümler oluşacak biçimde tümüyle çıkararak yapılan oyma. (Kafes oyma, dekupaj ve küçük kasnaklı şerit testere makinesiyle yapılır.) || Yuvarlatarak oyma, masif bir parçayı istenen eğim, kavis ve yuvarlaklıkta keserek yapılan oyma. (Özellikle, koltuk, sandalye, masa ayak-kayıt ve arkalıklarının, kulp ve askıların hazırlanmasında uygulanır. işlem darlamalı şerit testere makinesinde gerçekleştirilir.)
—Metalürj. Oyma masası, akımla metal kaplama (galvanoplasti) uygulamalarında mum ya da gutta-perka üzerine izlerin kazınarak işlendiği tezgâh.
—Oftalmol. Göz oyma, görme siniri kesilerek göz küresinin çıkartılması. (Sakatlayıcı olan bu ameliyattan sonra yapay bir göz takılması gerekir.) || Gözçukuru oyma, gözçukurunun yumuşak kısımlarının, göz- kapaklarıyla birlikte çıkartılması. (Bu ameliyat kemikzarı yerinde bırakılarak ya da kemikzarı alınarak gerçekleştirilebilir Göz çukurunu tümüyle boş bırakan bu ameliyat kötücül ur olgularında uygulanır.)
—Süslem. sant. Kafes oyma - KAFES.
—Ferz. Nakış, dantel ya da kumaştan bir motifin çok sık bir dikişle kumaşa aplike edildikten sonra altta kalan kısmın kesilip çıkarılmasıyla elde edilen motif.
♦ sıf. Oyularak yapılmış şey için kullanılır: Oyma kapı. Oyma yazı.
—Denize. Oyma kayık, kalın bir ağaç kütüğünü oyarak yapılan ilkel tekne.
—ferz. Oyma aplike yapmak, bir süs motifini kumaş üzerine oyma aplike tekniğiyle uygulamak.
—ANSİKL. Jeomorfol. Irmaklarda, yamaçların alt bölümünün alttan oyulması genellikle ot köklerinin saçaklarıyla tutunan üst bölümün çökmesine yol açar. Bu olay daha çok, su akıntısının çarptığı içbükey kıyılarda etkili olur. Akıntı, bu biçimde toplanan malzemeyi boşaltacak kadar güçlü değilse bunları hemen yakınında aşağıçığırdaki dışbükey kıyıya biriktirir ve böylece menderesler oluşur.
—Mak. san. Bir gravürün kopyası aynı boyutlarda; büyütülerek ya da küçültülerek çıkarılabilir. Kopya çıkarma oranı, bir yandan freze bıçağını tutan mili, diğer yandan da kopyası çıkarılacak nesneyle temas halindeki yoklayıcıyı taşıyan bir koşutkenarın uzunluk/genişlik oranı değiştirilerek belirlenir. Kopyalı oyma tezgâhına genellikle elle kumanda edilir; ancak kimi kez, bazı tiplerde bulunan yeni geliştirilmiş bağlama düzenlerinin yardımıyla kopya çıkarma işlemi bütünüyle otomatik olarak da gerçekleştirilebilir. Metalürji sanayisinin değişik sektörlerinde, takım yapımında yaygın olarak kullanılan bu tezgâhlar, özellikle maoalyacılıkta kesitleri küçültülen torna tezgâhının vazgeçilmez yardımcısıdır.
—Marangl. Kalınlığın azaltılması geniş bir yüzey üzerinde yapıldığı zaman oyma “zemin” adını alır. Oyma tamamen kapalı olduğu zaman, yani her yanı, kendisiyle bir bütün oluşturan kabartmalarla çevrili olduğu zaman, oymayı elde etmek için panonun tümünü oyma telemiyle oymak gerekir. Bu zorluktan kaçınmak için pano, kiniş, lamba ve kordon rendesiyle biçimlendirilmiş çıtalarla çerçeveleme yoluna gidilir.
Kaynak: Büyük Larousse