MAHYA a. (fars. mah, ve ar. -iyye; ma- hiyye'den).
1. Ramazan ve kandil gecelerinde camilerde iki minare arasına gerilen ya da üzerine kandil ya da elektrik ampulleriyle yazılan yazı, çizilen şekil. (Bk. ansikl. böl.)
2. Mahya kurmak, minarelerin arasına ip ya da tel gererek mahya asmak.
— inş. iki dam sağrısının en üst noktadaki arakesitinde oluşan ve çatıya düşen suların eğimler yönünde akmasını sağlayan çizgi.
—iki dam sağrısının karşılaştığı yerde oluşan, düz ya da eğik çıkıntılı çizgi. || Mahya aşığı, bir çatıda dam örtüsünü taşıyan merteklerin dayandığı üst parça. || Mahya dolgusu, mahyayla kiremitler arasında kalan boşluğu tıkayan harç ya da alçı dolgu. || Mahya kiremidi, bir çatıda mahyayı örtmek için kullanılan oluklu kiremit. || Mahya örtüsü, çatıda mahyayı örten kurşun levha ya da kiremit dizisi. || Alt mahya aşığı, mahya aşığı altına yerleştirilen ve onunla bağlantılı olan yatay ahşap parça.
—Teknol. Bir çadırda, ön direğin tepesini arka direğin tepesiyle birleştiren ve çatının, tüm uzunluğu boyunca bükülmezlik kazanmasını sağlayan metal çubuk.
—Ansİkl. Mahya kurmak İslam dünyasında daha çok türk kentlerinde yaygın bir gelenek olarak ortaya çıktı, ilk uygulamanın ne zaman ve nerede başladığı bilinememektedir. Türk tarihçi Ata Bey'in kendi adı ile anılan tarihinde Selim II döneminde (1566-1574) mahya kurulduğu belirtilirse de bu bilgi de kesin değildir Başka bir kaynak İstanbul'da ilk mahyanın 1617'de Sultanahmet camisi'nde kurulduğunu bildirir. OsmanlI döneminde ilk zamanlar iki ve daha çok minareli camiler yalnızca padişahlar adına yaptırılabildiğinden, mahya da ancak selatin (sultanlar) camilerinde kurulabiliyordu. 1723'te (Takvim üt-tevarih’e göre 1721’de) çıkarılan bir fermanla birden fazla minareli bütün camilerde mahya kurma zorunluluğu getirildi. Zamanla iki minare arasına olduğu gibi cami içlerindeki uygun yerlere ve açık havada değişik mekânlara da mahya kuruldu.
Mahyalar yağ ya da mum fenerlerinin iki minare arasına gerilen iplere (ya da tellere) cepheden bakıldığında yazıyla özlü sözler ve çeşitli motifler oluşturabilecek biçimde ve karşıdan görülebilecek bir düzende yerleştirilmesiyle kurulurdu. Sonraları bu iş için fener yerine elektrik ampulleri kullanılmaya başlandı. Belli bir yetişkinlik ve beceri isteyen mahya kurma işiyle uğraşanlara mahyacı denirdi.
Mahyalara yazılan yazılar genellikle dinsel içerikli olur, ilk zamanlar "Ya Mabut", “Ya Şefî”, "Ya Settar”, “Ya Kâfi" gibi Tanrı adları ve sıfatları: “inna fetahnaleke fethan mübina" gibi dinsel cümleler, "Bismillah", "Maşallah" gibi sözler; sadaka ve zekâtla ilgili özdeyişler mahyalarda yer alırdı. Birinci Dünya savaşı yıllarında mahyalara "Hübb ül vatan min el-iman” (vatan sevgisi imandan gelir), "Hilali ahmer'i unutma", "Muhacirlere yardım ediniz” gibi toplumsal içerikli sözler de yazıldı. Cumhuriyetin ilk yıllarında mahyalarda "Hâkimiyet milletindir", "Yaşasın Gazi'miz” gibi cümleler de görüldü. Günümüzde ramazanın ilk günlerinde “Hoş geldin ramazan", “Allah”, "Muhammet" ve Tanrı'nın ad ve sıfatları ve çeşitli dinsel içerikli sözler; ramazan ayının sonuna doğru "Elveda ramazan" vb. sözler yazılmaktadır OsmanlIlar döneminde süsleme öğesi "açık şemsiye", "çiçek', "köşklü kayık", "ayyıldız" ve hatta "tramvay” motifleri olan mahyalar da kurulurdu.
Kaynak: Büyük Larousse