MAZERET, -ti a. (ar. ma’zeret).
1. Kendini ya da başka birini temize çıkarmak, haklı göstermek için ileri sürülen neden; özür: Bu durumdan kurtulmak için kötü bir mazeret seçtin.
2. Bir şeyden kaçınmak için ileri sürülen neden; bahane: Gelmeyişine mazeret olarak kötü havayı öne sürdü. Yardım etmemek için her zaman iyi bir mazereti vardır.
3. İstenmeden ortaya çıkan ve bir kimseyi özürlü gösteren durum ya da olay; özür: Mazeretim olduğu için toplantıya katılamadım.
4. Mazeret kâğıdı, bir öğrencinin okula gelmeme nedenini açıklayan ve velisinin imzasını taşıyan belge; tezkere.
—Esk. Mazeretcu, mazeret arayan. || Mazeret-hah, özür dileyen. || Mazeret- mend, mazereti olan. || Mazeret-i şeriye, yasal, geçerli özür.
—Huk. Mazeret izni - İZİN.
Kaynak: Büyük Larousse