Arama

Arz Nedir?

Güncelleme: 1 Mart 2016 Gösterim: 3.051 Cevap: 3
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Mayıs 2011       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
arz
TDK,Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar

isim Arapça ¤arø
1 . Sunma.
2 .
Piyasaya mal sürülmesi, sunu.

3 .
Yüksek bir makama anlatma, bildirme.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • arz etmek
Birleşik Sözler
  • arzıendam
  • arz odası
  • arz talep
  • arzuhâl
  • para arzı

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Mayıs 2011       Mesaj #2
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
arz (II)
TDK,Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar

isim, eskimiş Arapça ¤arø

En, genişlik.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
6 Mayıs 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
arz (III)
TDK,Türk Dil Kurumu

isim, eskimiş Arapça arø
Yer, yeryüzü:
"Büzülüp kaldığım köşede sabahın bir an evvel olmasını, güneşin bir saat evvel arza inmesini bekliyorum."-
E. İ. Benice.

Birleşik Sözler
  • arz cazibesi
  • arz dairesi
  • arz derecesi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
1 Mart 2016       Mesaj #4
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
MsXLabs.org & Büyük L.

ARZ a. (ar. carz).
1. Bir dileği, bir durumu bir makama, bir yetkiliye, saygı duyulan bir kimseye sunma, bildirme: Derdimi arza cesaret edemiyorum.
2. Bir şeyi bir kimseye, bir makama (onun bilgisine, onayına, iznine vb.) arz etmek, onu, onay ya da karar için sunmak ya da bildirmek: Bu projeyi onayınıza arz ediyorum. Dilekçemi ilgili mercie arz ettim. Size durumu daha önce arz etmiştim.
3. Bir şey, bir durum arz etmek, söz- konusu bir durum ise, belli bir nitelik taşımak ya da o niteliği taşıdığını göstermek: Bu durum sağlık açısından tehlike arz ediyor. Kuraklık vahim bir durum arz ediyor.
4. Bir kimseye, bir makama arz olunmak, ona, o makama bildirilmek,' sunulmak: Konu yetkili mercilere arz olundu.
5. Arzı endam etmek, gözükmek, boy göstermek anlamında şaka yollu kullanılır: Az sonra beyimiz arzı endam ettiler.

—Esk. Arz-ı cemal, arz-ı didar, yüzünü gösterme, görünme: "Cihad-ı hamiyet ta' rifatı arasında enzara arz-ı cemal edince..." (Namık Kemal, XIX. yy.). || Arz-ı hacet, ihtiyaç, istek bildirme: "Oraya arz-ı hacet et. Hacetin reva olur. Ümidin yerin bulur" (Süleyman Paşa, XIX. yy.). || Arz-ı hüner, marifet gösterme, ustalığını belli etme. j| Arz-ı hürmet, hürmet gösterme, saygı sunma. || Arz-ı kamet, boy gösterme: "Perde indikçe kıyametler kopup biçare mekkare-i salhurde yedi sekiz defa perdeden arz-ı kamet etmeğe mecbur olurdu " (Sadullah Paşa, XIX. yy.). || Arz-ı kudret, gücünü gösterme, teftiş verme. || Arz-ı meram, meramını, derdini arz etme: "Lisan-ı umumi ile arz-ı meram eyle " (Et- hem Pertev Paşa, XIX. yy.). || Arz-ı minnet, minnet gösterme. || Arz-ı müddea, iddiasını, fikrini bildirme. || Arz-ı nefs, nefsini, kendini öne sürme.

—Bors. Arz fazlalıklı piyasa, bir menkul kıymetin mali piyasaya, talebi aşacak kadar büyük miktarlarda teklif edilmesi (bu durumda arz fazlalıklı ya da arza doygun piyasa deyimi kullanılır). || Arz fiyatı, borsa acentaları sendika odası'nın, böyle büyük miktardaki arzlarla, talep arasında oluşan dengesizlik dolayısıyla hiçbir menkul kıymet işlemi yapılamadığı zaman, resmi listesine koyduğu kayıt. (Kural olarak, İstanbul borsası’nın günlük fiyat bültenlerinde yalnızca arz—ya da yalnızca talep—fiyatı gösterilmemekte, ancak, kesinleşen işlemlere ilişkin değişim fiyatları ilan edilmektedir.)

—ikt. Bir mal ya da hizmetin, belli bir fiyatta piyasaya sürülmek istenen miktarı. (Bk. ansikl. böl.) || Arz ekonomisi, üretim araçlarını özendirici önlemlere (kamu harcamalarındaki büyümenin yavaşlatılması, işletmelerin üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi, serbest piyasaya güven gösterilmesi, vb.) ağırlık veren iktisat öğretisi. (Neoliberalizmden esinlenen bu öğreti, Keynes’çiliğe ve monetarist akıma karşıdır.) || Arz fiyatı, bir mal için bir üreticinin kabul edeceği en düşük fiyat. |] Arz ve talep kanunu, fiyatı, bir mal ya da hizmetin arz hacmi ile talep hacmi arasında denge kurulduğu noktada belirleyen iktisat yasası. || Aşırı arz, belli bir fiyatta bir üründen arz edilen miktarın talep edilen miktarı aşan bölümü. (Bir rekabet piyasasında aşırı arz varsa, satıcılar arasındaki rekabet, uzun sürede fiyatı arzla talebin eşit olduğu düzeye düşürür.) || Bileşik arz, doğal ve yapay kauçuk gibi, farklı süreçlerle üretilen malların toplam arzı; tereyağı ve margarin gibi aynı gereksinimi karşılayan malların toplam arzı. || Rekabetçi arz, üretim faktörlerinin sınırlı olduğu tam istihdam durumundaki bir ekonomide üreticilerin karşılaştığı durum. (Böyle bir durumda, bir malın arzının artırılması diğer mal ya da malların arzının azalması pahasına olur.) || Sabit arz, bir malın arzının kısa ya da uzun dönemde, başka ekonomik etkenler değiştiği halde, aynı kaldığı durum. (Bk. ansikl. böl.) || Tamamlayıcı arz, aynı üretim sürecinin sonucu olarak elde edilen iki ya da daha çok sayıda mal. (Tamamlayıcı arzın özelliği, bu arza konu olan mallardan biri üretilecekse,diğerini ya da diğerlerini üretmenin zorunlu olmasıdır. Buğdayla saman, koyun eti ile yün gibi.) || Toplam arz, belli bir zaman süresinde (genellikle bir yıl) piyasaya sunulan mal ve hizmetlerin toplam değeri.

—Kur. tar. Divanı hümayunda alınan kararların padişahın bilgi ve görüşüne sunulması. || İslam devletlerinde ordunun geçit resmi sırasında denetlenmesi, geçit resmi. || Arz ağalan, sarayda hasoda- iıların en kıdemli dördüne verilen ad. (Arz işlerinde görevli bu ağalar sırasıyla, hasodabaşı, silahtar ağa, çuhadar ağa, rikabdar ağaydı.) || Arz divanı, Kimi İslam ülkelerinde silahlı kuvvetlerin defterlerini tutan, maaşlarını dağıtan,donanımlarını sağlayan daire. (Bk. ansikl. böl.) || Arz günleri, Divanı hümayun haftada dört gün toplanıyorsa pazar ve salı, iki gün toplanıyorsa yalnız salı günleri divan kararlan padişaha sunulurdu. || Arza girmek, arz günleri Divan'da alınan kararları bildirmek üzere divan üyelerinin padişah katına çıkmaları. (Bk. ansikl. böl.)

—Uluslarar. ikt. Arzı daraltma anlaşması, iki ya da daha fazla ülke arasında belli bir malın üretimini azaltma doğrultusunda varılan anlaşma.

—ANSİKL. ikt. Mantıksal olarak, bir malın fiyatı arttığı zaman, arzı artar, fiyatı düştüğü zaman arzı azalır (ikame etkisi). Bununla birlikte, kimi zaman, iktisadi birimlerin, satışlarından değişmeyen bir gelir elde etmek istedikleri durumlarda, yukar- dakinin tersi bir eğilimle karşılaşılır. Bu gi bi durumlarda, iktisadi birimler fiyatlar düştüğü zaman arz miktarlarını artırmaya yönelirler (gelir etkisi). Bu etki, özellikle, iş piyasasında ve bazen tarımsal piyasalarda hiç de gözardı edilemeyecek niteliktedir. Fakat, genel olarak sinaı ürünler için, ikame etkisi gelir etkisini aşar.
Mal arzı, mal talebi derecesinde psikolojik öğelere bağlı değildir; özellikle teknik etkenlerce belirlenir. Bir satıcıyı yönlendiren, bir malın daha fazla ya da daha az yararlı olması değil, onun maliyeti, yani sanayici söz konusuysa o malı üretmenin, aracı söz konusuysa satın almanın, kendisine kaça mal olduğudur. Satı cinin davranışını, iki büyüklük arasındaki karşılaştırma belirler: bir yanda satış fiyatı, öbür yanda üretim maliyeti; piyasaya arz edilen mal miktarları, bu karşılaştırma sonucunda ortaya çıkacak kârın önemine göre daha az ya da daha çok olur. Demek ki, fiyat bir veri olarak alınırsa, arzı belirleyen başlıca öğe, üretim maliyetidir.
Talep için olduğu gibi, bir malın arzının fiyat değişikliklerine gösterdiği tepkinin büyüklüğü, arzın elastikliği ile ölçülebilir. Belli bir andaki arz, stokların varlığına ve stoklama olanaklarına bağlıdır. Bu olanaklar yoksa, arzın elastik olması için, üretimi artırma olanakları ve elde yeter miktarda üretim faktörü bulunmalıdır.
,Arz eğrisi. Bir mal ya da hizmetin arzı, grafik üzerinde gösterilebilir. Tipik arz eğrisi soldan sağa yükselir. Gerçekten de, normal olarak, fiyat yükseldikçe arz edilen miktar artar (Şek. 1).
Fiyat p, iken, arz edilen miktar q,'dir; daha düşük bir p2 fiyatında, arz edilen miktar artar ve g2 düzeyine yükselir. Üretici, gerekli saydığı bir toplam gelir miktarını koruyabilmek için,daha düşük fiyata rağmen, piyasaya daha büyük miktarda mal arz eder. Kendi işgücünü arz eden emekçi için durum çoğunlukla böyledir. Satılmayan malları stoklama olanaksızlığı da, fiyattaki düşüşe rağmen arz edilen miktarın artmasına yol açabilir.
Buıada ep, aız elastikliğini, q, arz edilen miktarı; p, fiyatı göstermektedir. Arz eğrisi, elastiklik katsayılarına göre, şekil 3,4 ve 5'teki durumlardan birini alabilir. Bunlar da istisnai arz eğrileridir.
Sabit arz, iki durumda sözkonusu olur.
1 - Bir malın fiyatındaki değişmelerin uzun sürede bu maldan arz edilen miktarları et kilemedıği durum. Bu durumda arzın artırılması olanaksızdır. Günümüzde Rembrand’ın tabloları gibi.Bu tablolara talebin değişmesi yalnız fiyatı etkiler
2 Stokların bulunmadığı bir rekabet piyasasında, aşı rı kâr artsa da, üretime katılan girdilerin değiştirilemeyeceği kadar kısa sûrede arz sabittir.

—Kur. tar. Arz divanı,ıs\am ülkelerine Sa saniler'den geçen bir kurumdu Abbasi ler'de ordu mensuplarının defterlerini tu tan, ödeneklerini dağıtan divana, "dıvan-ı ceyş” de denilirdi. Bu kurum Mısır'a, Kuzey Afrika yoluyla Endülüs devletine de geçti, ispanya daki hırıstiyan devletler de bu kurumu taklit ettiler Divanın başındaki büyük memura ârız ya da sahib-i divân-ı arz denirdi Samaniler, Gazneliler, Selçuklular, Harizmşahlar, İlhanlIlar ve Hindistan'da kurulan türk devletlerinde arz divanı ortak bir kurumdu.

Arza girmek, divan görüşmeleri tamamlandıktan sonra divan üyeleri birlikte yemek yer, padişah huzuruna çıkarlardı. Padişah huzuruna çıkabilmek için sadrazam, huzura kabulü dileyen bir telhis yazdırarak bunu kapıcılar kethüdasıyla padişaha yollardı, izin çıktığı zaman önce yeniçeri ağası huzura kabul edilir, ocak hakkında bilgi sunardı. Yeniçeri ağası çıkınca Rumeîi ve Anadolu kazaskerleri huzura girerdi. Kazaskerler, kadı atamaları hakkında bilgi verir, kadılarla ilgili telhislerini okurlardı. Sadrazam, vezirler, defterdarlar, nişancı ile birlikte üçüncü sırada huzura çıkardı. Sadrazam, vezirler yer öperek padişahı selamlayıp, padişahın sağ yanında protokoldeki yerlerine göre sıralanırlardı. Divanda beylerbeylerinden biri bulunmuşsa o da vezirlerle birlikte ar- za^irer, kendi işini arz ettikten sonra çı kardı. Defterdarlar da mali işlerle ilgili bilgiler verdikten sonra çıkar, Babüssaade’ de vezirlerin çıkmasını beklerlerdi. Sadrazam, padişaha arz edeceklerini söylerken, vezirler sol tarafa geçip beklerlerdi. Arz tamamlanınca padişah izin verir ve sadrazam yer öpüp padişahı selamlayan vezirlerin önünde huzurdan çıkardı. Sadrazam ile vezirler huzurdan çıktıktan sonra yine divanı hümayuna dönüp yerlerine otururlardı. Bu sırada çavuşbaşı gelip mühri hümayunu sadrazamdan alır, ruz- name kesesini, maliye defterhanesini ve hazine ile defterhaneyi mühürler, mührü yine sadrazama verirdi. XIX. yy.'da divanı hümayunun yerini Babıâli alınca arza girme, yalnızca ulufe dağıtımı ve elçi kabulü gibi olaylar jçin yapılmaya başlandı. Sadrazamlar, padişahla görüşmek istediklerinde bir ariza ile izin isterler, padişah da kabul gün ve saatini sadrazama bildirirdi.

ARZ a. (ar. arz). Esk.
1. Toprak, yer, zemin.
2. Memleket, ülke.
3. Dünya, yerküre.
4. Arz üzerinde, ölçüm vb. için uygulamalı olarak, yerinde, anlamında kullanılır.

—Din tar. Arz-ı Kenan, Kenan ülkesi. (Peygamber Nuh'un torunu Kenan ve çocuklarının yerleştikleri yer. Sınırı Sayda’ dan Gazze’ye kadardır.) || Arz-ı mev'ut, vaat edilmiş toprak. (Tevrat'a göre, burası Nuh’un öteki oğlu Şam'ın soyundan gelen İbrahim peygambere Tanrı tarafından vaat edilmiştir.) || Arz-ı mukaddes, Ku- ran'da Arz-ı Kenan ve Arz-ı mev'ut için kullanılan deyim. (Bu yerin neresi olduğu hakkında çeşitli yorumlar varsa da, en yaygın olanı Filistin ve yöresi olduğu inancıdır.)

—Esk. coğ. Kürre-i arz, yeryuvarı. || ilm-i tabakat ûl-arz, jeoloji. || Arz-ı meskûn, dünya üzerinde insanların yerleşik yaşam alanı, ökümen. || Coğrafi arz, enlem, dünya üzerinde bir nokta ile ekvator arasındaki coğrafi meridyen yayının derece türünden değeri.

—Esk. fiz. Arz cazibesi, yerçekiminin eski eşanlamlısı.

ARZ a. (ar. "arz) .Esk. En, genişlik.

—Gökbil. ve Coğ. Arz-ı belde, arz derecesi, enlem. || Arz-ı belde tayini, kutup ya da başka belirgin yıldızlara bakarak yer
yüzünde herhangi bir yerin bulunduğu enlem dairesini bulmak. || Arz-ı cenubi, güney enlemi. || Arz-ı kevkeb, bir yıldızın enlemi |j Arz-ı şimali, kuzey enlemi.
Son düzenleyen Safi; 1 Mart 2016 21:11
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ

Benzer Konular

27 Mart 2011 / asla_asla_deme Müslümanlık/İslamiyet
26 Kasım 2012 / nötrino Ekonomi
19 Nisan 2009 / KisukE UraharA Ekonomi
26 Kasım 2012 / tokiohotel Ekonomi