Arama

Sırt Nedir?

Güncelleme: 1 Kasım 2015 Gösterim: 3.327 Cevap: 1
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
18 Mayıs 2011       Mesaj #1
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
sırt
TDK,Türk Dil Kurumu
Sponsorlu Bağlantılar


sırt
isim, anatomi

1 . Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm:
"Arabacı katırın sırtına binmiş."- F. R. Atay.
2 . anatomi İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı.
3 . Kesici araçların kesmeyen kenarı:
"Bıçağın sırtı."- .
4 . Dağların veya tepelerin üst bölümü:
"Beşiktaş sırtları pırıl pırıl, aradaki boğaz parçası masmaviydi."- O. V. Kanık.
5 . İnsanın üstü:
"Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu."- C. Külebi.
6 . Bir şeyin üstü, üst bölümü.
7 . Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • sırtı kaşınmak
  • sırtına almak
  • sırtına geçirmek
  • sırtından atmak
  • sırtından bıçaklamak
  • sırtından çıkarmak
  • sırtından geçinmek
  • sırtından (para) kazanmak
  • sırtında yumurta küfesi olmamak
  • sırtını dayamak (veya vermek)
  • sırtını dönmek sırtını sıvazlamak (birinin)
  • sırtını yere getirmek
  • sırtı yere gelmek
  • sırtı yere gelmemek
  • sırt (veya sırtını) çevirmek
Birleşik Sözler
  • sırt sırtasırtüstüsırtıkarasırtı
  • peksırtı sırasırtı
  • yufkasallasırtbalıksırtıbıçaksırtıbıçak
  • sırtıdalga
  • sırtıeşeksırtıevi
  • sırtında

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Kasım 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SIRT, -ti a.
1. Yukarıda omuzlar ve ense, aşağıda leğen arasında kalan gövde bölümü. (Bk. anslkl. böl,)
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir organın arka tarafı.
3. Kesici araçların kesmeyen yanı; Bıçağın sırtı,
4. Bir dağ, bir tepe yamacının üst bölümü: Emirgân sırtlan.
5. Üst, arka (İyelik ekiyle): Sırtında kalın, siyah bir palto vardı.
6, Bir şeyin üstü, üstte kalan yüzü: Elinin sırtıyla dudağını silmek.
7. (Bir kimseye) sırt çevirmek, birini önemsememek, ona değer vermemek. || (Bir şeye) sırt çevirmek, bir şeyi değersiz, geçersiz bularak ona uymamak, bağlı kalmamak: Bu tür törelere sırt çevirmişler, yeni bir yaşama biçimine yönelmişlerdi. || Sırt sırta, sırtları birbirine değecek biçimde: Sırt sırta oturmak. || Sırt sırta vermek, sözkonusu birden çok kimseyse işbirliği, güçbirliği yaparak yardımlaşmak, dayanışmak: Sırt sırta verdik mi, yenemeyeceğimiz güçlük yoktur. || Sırt üstü - SIRTÜSTÜ. || Sırtı kaşınıyor, uygunsuz davranışlarda bulunarak dayak yemeyi hak edenler için kullanılır. || Sırtı pek, kalın giysi giyinmiş olan. || Sırtı sıra, birbirinin ardından, peşinden. || Sırtı yere gelmemek, yenilmemek, alt olmamak. || Sırtı yufka, ince giysi giymiş olan. || Sırtında, yumurta küfesi yok ya, eski tutumunu, düşünce ve yönünü hemencecik değiştiriveren, verdiği sözden kolayca cayan kimseler için kullanılır. |{ Sırtından atmak, bir kimsenin, bir şeyin sorumluluğunu üzerine almamak, başından savmak. || (Birinin) sırtından çıkarmak, yapılan bir harcamayı onun kesesinden ödetmek, ona yüklemek. || (Bir kimsenin) sırtından geçinmek, geçimini o kimsenin kazancıyla sağlamak, onun asalağı olarak yaşamak. || (Birinin) sırtından (para) kazanmak, bir kimsenin olanaklarını kullanarak para sağlamak Yapmam, kimseye sırtımdan para kazandırmam. || (Birine) sırtını dayamak, birine sırtını vermek, güçlü birinin desteğine, koruyuculuğuna güvenmek, ondan güç almak: Sırtını zengin babasına dayamıştı. || (Birinin) sırtını yere getirmek, sözkonusu güreşçiyse, hasmını sırtüstü yere yatırarak yenmek; yenilgiye uğratmak, üstün gelmek.

—Al. tak. Üzerinde bir kanal bulunan ve bir testerenin sırtını güçlendirmede kullanılan tahta ya da metal parça. || Bir eğe başlığında, ince bir eğeyi tutan metal parçaların her biri.

—Anat. Sırt geniş kası, sırtın tüm alt bölümünü örten, yassı, yüzeysel kas. || Sırt omurları, yukarıda boyun, aşağıda bel omurlarıyla eklemleşen on iki omur. Göğüs kafesinin arka kısmını oluşturur ve kaburgalara desteklik eder. || Sırt uzun kası, birinci sırt omurundan başlayıp omurganın iki tarafında boylu boyunca uzanan, uzun kas şeridi.

—Ask. Sırt çantası, askerler ve kampçılar tarafından sırtta taşınan ve içine gereksinim duyulan eşyanın konduğu çanta.

—Bes. san. Sığırın sırt kısmından çıkarılan ve ''biftek” adı verilen etlerden yapılan pastırma. (Orta yağlı ve yumuşak olan sırt, en iyi pastırma türlerindendir.)

—Bot. Bir organda eksene karşıt olan yüzeye denir, ikiçenekli bitkilerde yaprakların alt yüzü sırt yüzüdür.

—Böcbil. Sırt damarı, böceklerde bedenin sırt kısmında orta çizgide yer alan ve kalp görevi yapan kasılgan boru. (Sırt damarı kanı arkadan öne doğru iter.)

—Camc. Aynanın sırtı, aynanın arka yüzü.

—Ciltç. Cildin ön ve arka kapağını bağlayan yan bölüm. (Klasik ciltlerde sırt düzdür; yazı ya da bezeme yoktur.) || Sırt kâğıdı, bir yüzü dikilmiş durumdaki kitabın sırtına, öbür yüzüyse ciltlenen kitabın sırt kartonuna yapıştırılan kâğıt.

—Sanayi ciltçiliğinde, kılıflamadan önce cildin sırtına yapıştırılan kâğıt şerit. || Sırta toplamak, kambura işleminden sonra içbükey bir durum alan önağzın düz bir duruma gelmesi ve kırpma işleminin yapılabilmesi için bir kitabı bükmek. || Bütün sırtlı ya da sabit sırtlı cilt, cilt kapağı sırtının dikilmiş formalara yapışık olduğu cilt. || Kırma sırtlı cilt, cilt kapağı sırtının, dikilmiş formalara yapışmadığı cilt. || Kordontu sırt, üzerindeki kordonları kabartma biçiminde olan cilt sırtı. || Uzun sırt, üzerinde, görünür biçimde kordon bulunmayan kitap sırtı. || Yalancı sırt, cildin sırt kaplama malzemesinin üzerine yapıştırıldığı karton.

—Coğ. Bir dağın iki yamacını ayıran çizgi. (Bk. ansikl. böl.)

—Denizbil. Çoğu kez iki okyanus havzasını birbirinden ayıran, dar, uzun ve dik yamaçlı yükseklik. (Bk. ansikl. böl.) || Bütün bir okyanus boyunca uzanan dağ sistemi. || Basınç sırtı, bankizde basınç etkisiyle oluşan ve basınç eksenine dik açı yaparak uzanan çizgisel kabartı. (Genellikle basınç sırtlarının yanında çatlaklar da bulunur.) || Dalga sırtı, dalganın (ya da soluğanın) yüksek kesimi. || Sırt katı, bir okyanus sırtının en yüksek ve eksenel bölümü. (Atlantik tipi sırtların orta bölümünde, ıraksayan levhaların arasında açılmış dar bir çukur bulunur.)

—Foto. Sırt katmanı, bir duyarlı yüzey dayanağının arkasına sürülen katman.

—Inş
1. Bir kemerde ya da bir tonozda içsırt bükey alt bölüm olan karın' ın tersine, dışbükey, üst yüzey. || Kırma sırt, bir ya da birkaç eğik yüzey oluşturan sırt. || Koşut sırt, eğrisi, karın eğrisiyle eşmerkezli olan sırt. || Yatay sırt, tonozu yatay bir düzlemle sona erdiren sırt.
2. Açık bir ocakta dip duvarı. || Eğik sırt, bir şömine hunisinin üst yüzeyi.

—Jeomorfol. Antiklinal sırt, dirençli kayaç- lardan oluşan tepesi olduğu gibi kalmış (ilksel sırt) ya da aşınarak incelmiş (incelmiş sırt) bir antiklinalin oluşturduğu dağ. (Antiklinalin tepesinde oyulmuş bir çukur içinde aşınımla belirmiş benzer yüzey şekline türemiş sırt denir) || Üçgen sırt, dirençi ve dirençsiz katmanlardan oluşan bir antiklinalin ya da kubbemsi yapının yamaçlarında, enine vadilerin yarılmasıyla meydana gelen, tepesi antiklinal eksenine bakan, üçgen biçiminde monoklinal sırt.
üçgen sırtlar

—Kürkç. Sırt çizgisi, bir derinin sırtındaki, genellikle daha koyu orta çizgi. (Derinin en güzel bölümü burasıdır.)

—Meteorol. Barometre sırtı, eşbasınç haritası üzerinde yüksek basıncı gösteren en yüksek nokta.

—Nalbantl. Örs sırtı, örsün arka bölümü; demirci bu tarafta çalışır.

—Oto. Bir lastiğin yuvarlanma tabanı üzerindeki girinti ve çıkıntıların tümü. (Eşanl. DİŞ ALANI.)

—Oy. Sırtı kara, tavlada büyük çiftlere (düşeş, dübeş) verilen ad.

—Patol. Sırt ağrısı, anatomik olarak, boyun dibi (birinci sırt omuru) ile bel omurgasının başlangıcı (birinci bel omuru) arasında duyulan ağrı. Nedenleri çok çeşitlidir (travma, enfeksiyon, artroz). Sırt ağrı ları, komşu içorganlardaki (sindirim siste mi, ateiğer-plevra) hastalıkların belirtisi de olabilir. || Sırt artrozu, sırt omurları arasındaki eklemlerde görülen artroz.

—Sesbil. Ağız boşluğunda kalkan dil sırtının etkin katılımıyla gerçekleşen bir ünsüz için kullanılır.

—Spor. Sırt çaprazı, güreşte bir oyun. (Güreşçi, kollarını rakibinin koltuk altından geçirerek göbeğinin üzerinde sıkıca ke netler. Rakip, havaya kaldırılıp taşınarak tuşla sonuçlanabilecek bir durum ortaya çıkarılır.)

—Yerbil. Sırt düzlüğü, bir yamaçta, ıkı dik eğim arasında kalan daha yumuşak eğim. (Sırt düzlükleri, yamacın oyulduğu iki dayanıklı katman arasında yumuşak bir katmanın ortaya çıkmasından ileri gelebı lir; eski bir aşınım düzeyinin kalıntısı ta olabilirler.)

—Zool. Sırt yüzgeci, balıklarda ve balina larda sırt çizgisi üzerinde bulunan ve genellikle düzgün yüzmeye yarayan yüzgeç. (Bk. ansikl. böl.)

—Zool. ve Zootekn. Bedeni ikiyanlı bakı şım gösteren bir hayvanda, karnın ya da alt yüzün karşıt yanında bulunan üst bölüm. (Zooteknisyenler dörtayaklılarda cıdago ile sağrı ve iki yanda kaburgalar ara sında kalan bölüme sırt derler.) (Bk ansikl. böl.)

—Zootekn. Hayvanlarda omuz başından kuyruğa kadar uzanan beden bölümü || Sırt-karın düzlemine göre bakışım hayvanlarda yatay bir düzleme göre değil sırttan ve karından geçen dikey bir düz leme göre olan bakışım.

—ANSİKL. Anat. Sırt, omurların dikensi çıkıntılarından oluşan orta dikey çizgiyle bakışımlı iki bölüme ayrılır. On ikinci omura kadar yukarıda göğüs kafesinin arka duvarını, aşağıda karnın arka duvarını oluşturur.

—Coğ. Bir dağı, en alçak noktada bir boğaz oluşturarak komşu dağlara bağlayan sırtlar, bu dağın başlıca sırtlarıdır. Bazı ikincil sırtlar, doğrudan vadiye sokulur; dik eğimli olduklarında genellikle mahmuz adını alırlar. Sırtlar, yamaçlar kadar dik olmadıkları, çığ ya da kayması açısından daha az tehlikeli oldukları ve sundukları çok güzel manzaraları nedeniyle dağcıların doğal tırmanma yollarıdır.

—Denizbil. Sırtları iki öbekte toplamak mümkündür: depremsiz sırtlar ve okyanus sırtları (ya da okyanus alanının ortasındaysa okyanus ortası sırtları). Okyanus sırtları, dünyayı 60 000 km’yi aşan bir uzunluk boyunca kuşatan, oluşum halinde bir denizaltı dağsırası meydana getirirler. Bunlar Arktika'dan Kuzey Amerika' nın batısına kadar kesim kesim izlenirler.
Atlas okyanusu'nda, sırtlar üzerinde volkanik kökenli takımadalar (İzlanda, Asor adaları) yer alır; sırtlar Hint okyanusu'na girer ve Aden körfezinin girişine kadar uzanır; Röunion adası hizasında bundan ayrılan bir kol önce Hint okyanusu-Antarktika sırtını, sonra Doğu Büyük Okyanus sırtını oluşturur. Buna enine kırıklarla (kırık kuşakları) ötelenmiş olan doruk çizgisi, ortalama 2 500 m derinliktedir; yani ortalama okyanus diplerinden 2 km kadar yüksektirler. Sırtlar, birbirinden uzaklaşan ve araya volkanik kökenli oluşukların sokulması (okyanus tabanlarının yayılması) nedeniyle büyüyen iki taşküre levhası arasındaki ıraksama kuşalüarı boyunca sıralanır Yayılma hızı, iki tip okyanus sırtı ayırt edilmesine olanak sağlar.
Atlantik tipi sırtlarda hareket yavaştır (yıllık yayılma hızı birkaç santimetre). Bunlar yeni açılan bir okyanusun eksenel kanununda yer alırlar. Hareketsiz kenarlarla sınırlı kıtaların çevresine yarı paralel olarak uzanırlar. Sırtın en yüksek bölümü (sırt katı), tabanında alçak ve çatlaklı tepeler bulunan bir orta vadiyle birbirinden ayrılan bir çift doruk dizisinden oluşur Yan kesimleriyse (kanatlar katı), basamak basamak alçalan ve üzerlerinde bazen denizaltı dağları da bulunan platolardan oluşur.
Büyük Okyanus ya da Pasifik tipi sırtlalaha hızlı hareket eder (yıllık yayılma hızları 10 cm ya da daha çok). Eskiden açılmış ve okyanusal kabuğun dalma batma kuşaklarında batması sonucu küçülme eğilimi gösteren bir okyanustaki sırtlar, okyanus alanının ortasında değildir Hem bol, hem kolayca yayılmış lavlar, eksenleri boyunca belirsiz bir çukurun bulunduğu kemer biçimli geniş kabartılar oluşturur Galapagos adaları bölgesinde e Kaliforniya körfezinin girişinde batiskaflarla yapılan dalışlar fCyana, Alvin), garip şekillerin (lav "gölleri” ve sütunları, çok metalli sülfür bacaları ve tepeleri) varlığını ve derin sularla beslenen sıcak su kaynakları çevresinde ("vahalar") yoğun bir dip yaşamı bulunduğunu ortaya koymuştur.

—Zool Işınsal bakışımlı hayvanlarda (örneğin knidliler ya da derisidikenliler) sırt ve karın terimleri yerine ağız yüzü (ağız bulunan yüz) ve anüs yüzü (bir anüs bulunsun bulunmasın ötekine karşıt olan yüz) terimleri kullanılır, ikiayaklı hayvanlarda, ayakta duruş halinde gövdenin arkada kalan yüzüne sırt denir. Karada ya da sığ sularda yaşayan hayvanlarda sırt genellikle çevreyle renkteş olduğundan hayvanı düşmanlarının gözünden saklar Ayrıca su hayvanları hep avlanma tehlikesi içinde olduklarından kalın bir dış iskeletle donanırlar (kabukluların başlıgöğsü, böceklerin tergiti, kaplumbağaların ve ta- tuların bağası, karıncayiyenin ve kirpinin dikenleri). Bazı türlerse yumurtalarını (kuyruksuz kurbağalar) ya da yavrularını (örümcekler) sırtlarında taşırlar.
• Sırt yüzgeci. Sırt yüzgeci sadece etten olabileceği gibi bağdokusuyla destekli de olabilir (balinaların, ilkel kemikllbalıkların yağdokulu sırt yüzgeci). Balıklardaki, sırt yüzgeçleri, iskelet olarak çok değişik yapıda ışın ya da kılçık taşır: kireçleşebilen ya da komikleşebilen ışınsal, eğri, boynuzsu ya da yassı kılçıklar. Kemikllbalıklarda sırt yüzgeci, hiç değilse ön bölgesinde, yumuşak kılçıklarla (yumuşakyüzgeçliler) ya da kemikleşmiş kılçıklarla (Acanthopterygii) desteklenmiş olabilir. Çoğu balıklarda 1, 2 ya da 3 sırt yüzgeci bulunur; uskumrugillerde sırt yüzgecini değişik sayıda pinnulalar (tek ışınlı yüzgeççikler) izler. Yapışkanbalıklarda sırt yüzgecinin ön bölümü bir tutunma çekmenine dönüşmüştür. Ceretiidae familyası üyelerinde sırt yüzgecinin ön kılçığı illiciyum biçiminde uzanır ve ucunda yalancı yem görevi yapan etli bir uzantı taşır. Yembalıklarında, zehirli bezler, ön sırt yüzgecinin bazı dikenli kılçıklarına bağlıdır.

—Zootekn. Düzgün bir sırt uzunlamasına çok hafif çukurca, iki yana doğru genişçe ve bacaklara göre de uzunlukça orantılı olmalıdır. Atta iyi bir sırt hafifçe çukur, yeterince geniş, çeki ya da yük hayvanı ise kısa, binek hayvanı ise uzun olmalıdır. Sırt-bel çizgisi fazla çukur olan ata "çukur belli" denir Sırt düz ya da tümsek ise "katır sırtı" ya da "balık sırtı" denir. Sırt çizgisi eğik de olabilir, öne eğik olana "dalıcı sırt”, arkaya eğik olana "yatık sırt” adı verilir. Eğer yanlar çok dikse ya da eğikse sırt "keskin"dir. inişli çıkışlı ise "çifte sırt" sözkonusudur.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

14 Ocak 2012 / Misafir Tıp Bilimleri
3 Nisan 2010 / Misafir Soru-Cevap
17 Ekim 2009 / Misafir Soru-Cevap
14 Temmuz 2013 / Misafir Soru-Cevap