AÇIKLAMA, Açıklamak eylemi, bir bilinmeyeni, bir sorunu, bir kavramı açıklama: Bakanın bu konuyu basına açıklaması bekleniyor.
- Yetkili bir kişi tarafından bir soruyu, sorunu ya da konuyu ayrıntılı bir biçimde aydınlatmak, kavranmasını sağlamak amacıyla verilen bilgi; beyanat, demeç, izahat: Konuşmacıların gecekondu sorunu üzerindeki açıklamaları gerçekçiydi. Son düzenlemelerle ilgili açıklamalar çok çelişkili.
- Bir metnin bütününü ya da öğelerini aydınlatmaya yönelik çözümleme; yorum, tefsir: Kur'an-ı Kerim'in Türkçe açıklaması.
- Gizli olan ya da gizli kalması gereken bir bilgiyi, bir haberi duyurma; ifşa etme: Gazetenin kaçakçılıkla ilgili açıklaması büyük şaşkınlığa neden oldu.
- Anlaşılmadığı ya da yanlış anlaşıldığı düşünülen bir davranışın, bir sözün kapalı kalan yönlerini aydınlığa kavuşturma amacıyla verilen bilgi; tavzih: Bu konuda yeni bir açıklama bekliyorum. Akşamki davranışınla ilgili açıklamaların beni doyurmadı.
- Açıklama yapmak, açıklamada bulunmak, bir soruyu, bilinmeyen bir şeyi, bir olgunun, durumun nedenini ayrıntılı bir biçimde ortaya koymak; bilgi vermek, izah etmek, izahat vermek, tavzih etmek: Bakan son atamalar konusunda açıklama yapmaktan kaçındı. Son çıktığı gezi hakkında geniş açıklamalarda bulundu.
Sponsorlu Bağlantılar
Kaynak:Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.