SINIFLANDIRMA a. Sınıflara, türlere ayırmak eylemi, bölümleme; bölümleme sistemi; tasnif (Eşanl. SINIFLAMA): Bu sınıflama, sınıflandırma hangi ilkelere göre yapıldı.
—Aşındc öğütmeden sonra aşındırıcı tanelerini iriliklerine göre gerek kesin ve kontrol edilmiş boyutlarda gözleri olan eleklerden geçirerek, gerek çok ince taneler için tortulaşma hızlannı ölçerek ayırma.
—Bakteriyol. Bakteri sınıflandırması, bakterilerin sınıflandırılmasını sağlayan yöntemlerin tümü. (Bk. ansikl. böl.)
—Belgi. Belgeleri ve yapıtları belli bir düzene göre seçme ve sıralama işi. (Birkaç çeşit sınıflama vardır: alfabetik sınıflama [harflerin alfabetik sırasına göre], sayısal sınıflama [belgeler, geliş sırasına göre numaralanır ve sınıflanır], konu ya da alana göre sınıflama. Sonuncu sınıflama belgelerin araya katılmasına olanak verir; bu sayısal sınıflamada olanaksızdır.) || Onlu sınıflama, amerikalı Melvil Devvey'in bulduğu insan bilgilerini on sınıfa ayıran konu sınıflaması; her sınıf on alt gruba ayrılır vb. (Bk. ansikl. böl.) || Evrensel onlu sınıflama, P. Otlet ve H. La Fontaine'in Devvey'in onlu sınıflamasından hareketle geliştirdiği ve bu sınıflamaya biçim, yer, dil, ırk ve kronoloji ortak alt grupları eklediği sınıflama. (Bk. ansikl. böl.)
—Bes. san. Besin maddelerini özellikle taneleri, meyveleri, sebzeleri, yumurtaları imalat standartlarınca öngörülen kategorilere (çap ya da ağırlık) ayırma işlemi.
—Biyol. Canlı varlıkların aşama sıralı gruplar halinde dağılımı (kimi gruplar türün alt- bölümleridir [alttür, çeşit, coğrafi ırk, külti- var...], kimileri birçok türü kapsar [cins, familya, takım, sınıf, şube ve gerekirse bunların arasında oymak, altfamilya, üstfamilya, alttakım, üsttakım, altsınıf vb.]). [Bk. ansikl. böl.] || Sosyal sınıflandırma, canlı türler arasında, yalnız görünüm benzerliklerine göre değil, bilinen soyoluşsal yakınlık derecesine göre yapılan sınıflandırma sistemi.
—Camc. Cam sınıflandırması, camın ve özel olarak düz camın kabul edilebilirlik normlarına göre belirlenmiş kalitelere göre sınıflandırılması. (Kategori ve normların tümü, camın kalitesini sayılandırmayı ve kullanımını belirlemeyi sağlayan asli sınıflandırma baremini oluşturur.)
—Deniz huk. Sınıflandırma sertifikası, sınıflandırma kuruluşlarınca yaptırılan bilirkişi incelemesinden sonra, gemilerin niteliklerini belirtmek üzere verilen belge. (Bk. ansikl. böl.) || Sınıflandırma şirketi, geminin ticari ve yapısal özelliklerini, sefere elverişlilik durumunu deniz sigorta şirketlerine bildiren kuruluş. (Bk. ansikl. böl.)
—ida. huk. Belirli bir mülkü özel bir hukuksal statüye (tarihi yapı vb.) sokan idari karar.
—istat. Sınıflandırma hatası, sürekli bir değişkene dayanarak yapılan sınıflamada, sınıfı temsil ettiği kabul edilen değerlerin sayısal veri olarak kullanılmalarından ileri gelen hata. || Otomatik sınıflandırma, bir birey kümesinde, birtakım hesap yöntemleriyle, iç içe bir dize bölmelemeyi sağlayan yöntemler kümesi. (Çok boyutlu veri çözümlemesinin bir kolu olan otomatik sınıflama yöntemleri, genellikle, sonuçların dahi iyi yorumlanmasını sağlayarak faktör çözümlemesini tamamlarlar. Başlıca üç gruba ayrılırlar: yükselen, düşen ve bölmeleyen yöntemler.) || Verilerin sınıflandırması, bir olayın toplam değişim alanını belli sayıda eşit aralıklı sınıflara bölmek ve sonra aynı sınıfa düşen tüm gözlemleri bir araya getirmekten oluşan işlem. Değişkenin bir sınıftaki her değeri, sınıf ortasını veren değere eşit kabul edilir.
—Kâğ. san. ELEME'nin eşanlamlısı.
—Kim. müh. Bir malzemeyi boyut, yoğunluk, eşdeğerlik, biçim vb gibi belirgin her hangi bir niteliğine göre bölümlere ayırma. || Farklı boyutlarda tanelerden oluşan bir beslemede, taneleri belli bir boyutun altında ve üzerinde olmak üzere iki ayrı gruba ayırma. (Bu işlem, sınıflandırılması istenen malzemenin bileşenlerinin bir akışkan içindeki farklı yer değiştirme hızlarından yararlanılarak yapılır. Bu nedenle ya bir yerçekim alanı içinde ya da merkezkaç bir alan içinde uygulanır.)
—Metalürj. Hidrolik sınıflandırma. AKIŞKANLA AYIRMAnın eşanlamlısı.
—Tarım. Sınıflandırma makinesi, çeşitli tarımsal ürünleri (yumurta, meyve, yumru vb.) ağırlıklarına ve büyüklüklerine göre ayırmaya yarayan makine.
—Zool. ve Bot. Uluslararası kongrelerde kabul edilmiş olan ve hem zooloji hem botanik alanında temel alınan kurallara göre hayvanların ve bitkilerin bağdaşık biçimde adlandırılması. (Bu kurallar ilk kez 1867'de belirlenmiştir.) (Bk. ansikl. böl.]
—ANSİKL. Bakteriyol. Bakteriler birhücreli organizmaların hayvanlar âlemi (protozoa) ile bitkiler âlemi (mikroskobik mantarlar ve yosunlar) arasında yer alan bölümüdür. Hem DNA'ya, hem RNA'ya sahip olmakla virüslerden ayrılır, çünkü virüsler yalnız bir tip nükleik asit içerir.
Basit sınıflandırmalar bakterilerin anatomik yapısını, özellikle çeperlerinin bileşimini ve düzenini göz önünde bulundurduğu gibi (bu sayede, basit bir boyama ve optik mikroskopla yapılan bir inceleme dış zardan yoksun, yalın kat, kalın çeperli Gram pozitif bakteriler ile, iki katlı bir dış zarla kaplı Gram negatif bakteriler arasında ayırım yapılabilir), fizyolojilerini (aero- bi ya da anaerobl), hatta metabolizmalarını ya da besin gereksinimlerini vb., son olarak da hastalık yapma güçlerini göz önüne alır.
Günümüzde fanotipe dayalı sınıflandırma yöntemleri (istatistik yöntemlerle analojiye dayalı gruplandırma yapmayı sağlayan. standart kültür koşullarıyla ya da katılan bazı ayıraçlarla ifade edilen, birtakım büyük fizyolojik karakterlerin incelenmesi) kullanıldığı gibi genotipe dayalı sınıflandırma yöntemleri de kullanılır (aynı tür bakteriler İçinde değişmez olan, adenin + timin bağına göre guanin + sitozin oranının ölçümü ve farklı bakteri döllerinin DNA'81 arasındaki benzeşikliğin kromozom melezlemesi yöntemleriyle ölçümü).
—Belgi.
• Onlu sınıflandırma. Bu sınıflama tarzı önce, 1895’te Brüksel Uluslararası kaynakça konferansı tarafından benimsendi; Konferans, Belçika hükümetiyle anlaşarak bir uluslararası kaynakça enstitüsü kurulmasını kararlaştırdı. Birkaç hükümetin paraca desteklediği bu enstitü uluslararası bir kaynakça repertuvarı hazırladı.
Onlu sınıflandırmada bütün bilim dalları on ana konuya ayrılır:
0, genel;
1, felsefe;
2, din, tanrıbilim;
3, sosyal bilimler ve hukuk;
4, filoloji, dilbilim;
5, matematik ve doğa bilimleri;
6, uygulamalı bilimler, teknoloji;
7, güzel sanatlar;
8, edebiyat;
9, tarih ve coğrafya.
Bu temel konuların her biri on alt gruba ayrılır: sözgelimi 7, güzel sanatlar sınıfı; 70, genel yapıtlar; 71, peyzaj ve bahçeler; 72, mimarlık; 73, heykel ve nümis- matik; 74, desen, bezekleme; 75, resim; 76, gravür; 77, fotoğrafçılık; 78, müzik; 79, eğlence, oyun, spor alt gruplarını içerir. Bu alt grupların her biri kendi içinde ona ayrılır; sözgelimi 33, ekonomi politik alt grubu: 330, genel yapıtlar; 331, sermaye, işgücü, ücretler; 332, banka, para, kredi vb.
Brüksel Uluslararası kaynakça enstitüsü değişmez bir sınıflamalar kataloğu yayımlamaktadır. Kaynakça bilginlerince (Löopold Delisle, Ch.-V. Langlois, H. Le Soudier, G. Fumagelli vb.) eleştirilmesine rağmen bu sınıflama birçok kütüphanede ve çok sayıda kaynakça indeksinde uygulandı.
• Evrensel onlu sınıflandırma. P. Otlet ve H. La Fontaine, Devvey'in onlu sınıflandırmasını süreli yayınlarda çıkan makaleleri konu alan daha gelişmiş bir sınıflamaya uygularken, böylesi bir çalışma için bu sınıflandırmanın yeterince esnek olmadığını fark ettiler ve ortak alt grupları sınıflama tekniğinde simgeler kullanarak daha öncekilerden ayrıldılar: kronolojik bölünmeler için tırnak işareti (" "), diller için eşittir işareti (-), ırklar için parantez içinde eşittir ve bu işareti izleyen ilgili rakam (- 44), kaynakça biçimi için parantez içinde 0’ dan önce gelen bir rakam. Daha sonra, görüşleri gösteren bölünmeler için nokta ve bu işareti izleyen sıfır (.0), ve analitik bölünmeler İçin tire işareti (-) gibi yeni simgeler eklendi. Evrensel onlu sınıflandırma, bazen konular arasındaki iki bağlantıyı ifade edebilir — hiyerarşik ya da içerme bağıntısı ve tüm öbür tipler için geçerli, “genel" bağıntı. Çok nadir kullanılan bir bağıntıyı ifade eden başka bir yöntemde toplama işaretiyle (+) anlatılan toplama işlemi olabilir.
Evrensel onlu sınıflandırma, 4 no.'lu sınıf dışında Devvey'in onlu sınıflandırmasının aynı temel alt gruplarını korudu; bu 4 no.'lu sınıf Devvey tarafından dilbilim- filolojiye ayrılmıştı. Dilbilim-filolojinin edebiyattan ayrılması bir sakınca yaratıyordu; işte bu nedenle, önemli incelemelerden sonra mart 1962'de 4 no.'lu sınıfın bırakılması (halen boş) ve 8 no'lu sınıfın dilbilim- filolojiye ayrılması kararlaştırıldı; bu sınıf 1962'den önce edebiyatı kapsıyordu. Uluslararası düzeyde kullanılan evrensel onlu sınıflandırma, içermelerden oluşan hiyerarşik bir sınıflandırmadır. Pozitivist bir dönemin gereksinimlerine yanıt veren bu sınıflandırma, bilim ya da alt-bllim dallarından çok inceleme konularına ağırlık veren çağdaş eleştiri çağına pek uygun değildir.
—Biyol. Sınıflandırma, başlangıçta, aynı grup içinde sıralanan türler arasında, gözlemlenmesi kolay, tek benzerliğe dayanıyordu. örneğin Llnnâ çiçekli bitkileri er- kekorganların sayısına göre sınıflandırıyordu. Bu sınıflandırma tarzı bugün, söz ge- llmi sırtipinin varlığı gibi organlaşmanın en genel ve en eski çizgilerine göre bir dağılım lehine terk edilmiştir. Bu belirleyici karakterler büyük grupları belirler ve grubun bütün türlerinde bulunur. Altbölüm- ler, böyük gruptaki türlerin ancak bir kısmının özelliği olan ve bağımlı denen başka karakterlere göre belirlenir. Gözlemler, aynı gruptaki türlerin çoğunlukla, aralarında hiçbir nedensellik bağı olmayan birçok ortak karaktere sahip olduklarını göstermektedir (gevişgetirenlerin boynuzları, işkembesi ve toynakları, birçeneklilerin üçüz bakışımı, bütün omurgasızlarda altı bacağın bulunması, kanatlı olma vb.).
Bu gerçeklere dayanılarak, tanımlanmış olan grupların doğal oldukları, yani onların karakteristik özelliklerini taşıyan ortak atalardan türemiş ve uyum sağlayıcı bir evrim geçirerek çeşitli biyotoplara ayrılmış akraba türlerini bir araya getiren gruplar olduğu söylenebilir. Toplulukların biyokimyasal, serolojik, genetik, biyocoğrafi ve istatistik çözümlemesi, ayrıntılı sınıflandırmanın sonuçlarını pek çok noktada doğrulamıştır.
• Bitki sınıflandırması. Bitkileri bilimsel olarak sınıflandırma denemeleri ilkin yunan uygarlığı ile ortaya çıktı (Aristoteles [I.Ö. 384-322], Teophrastes [İ.O. 372-287]). I.S. 60 yılına doğru Dioskurides (İ.S. I. yy.) ve Yaşlı Plinius (İ.S. 23-79) bitkiler üzerinde o zamana kadar bilinen verileri bir araya getirmeye çalıştılar ve bunun sonunda Dioskurides 700'e yakın türü sıraladı.
XVI. yy.'da bitkileri kitaplarda ve botanik bahçelerinde sınıflandırma gereği ortaya çıktı. Bir kısmı tohumların özelliklerine dayanan (örneğin Cösalpin [1519 -1603]), birçok sistem öne sürüldü. XVII. yy.'da Ray (1627-1705) birçenekliler ile iki- çenekliler arasındaki ayrımı ortaya çıkardı. Tournef 1 (1656-1708) ortak karakterleri olan türleri cinslerde ve familyalarda topladı, isveçli botanikçi Linnö (1707-1778) bu konudaki olağanüstü etkisiyle XVIII. yy.'a damgasını vurdu. 8 000'den fazla türün, günümüzde de kabul gören tanımlarını ona borçluyuz. Onun her türe verdiği latince iki adın biri cinsi, diğeri türü belirlemektedir Bu ikili adlandırma bugün uluslararası düzeyde kullanılmaktadır. Ama onun erkekorganların sayısına ve konumuna dayanan yapay sınıflandırması tamamen terk edilmiştir.
Pyrame de Candolle (1778-1841) o dönem için çok ilginç sayılabilecek bir Fransa florası yayımladığı gibi, bütün dünyadaki familyaları, cinsleri ve türleri tanımlamaya çalıştığı dev bir yapıt daha yayımladı: Prodrome. Kriptogramları üç gruba ayıran ve damarlı bitkiler ile damarsız bitkiler arasında ayırım yapan ilk botanikçi odur.
Ingiliz Robert Brown (1773-1858) ilk olarak kapalıtohumlular ile açıktohumlular arasındaki farklılığı ortaya koydu. Fransız Bernard Jussieu (1699-1777) ile doğal sınıflandırmanın ilkeleri açıklığa kavuştu: karakterler arasındaki eşgüdüm ve bağımlılık. Adolphe Brongniart (1801-1876), Paris'teki Jardin des Plantes'ın botanik okuluna uzun zaman temel olan bir sınıflandırma önerdi. Fakat, modern büyük sınıflandırmalar W. Hofmeister (1824-1877) ve J. Sachs (1832-1897) tarafından yapıldı.
Evrimci görüşlerin zaferinden sonra, XIX. yy.’ın son botanikçileri türler arasındaki akrabalığı ortaya çıkarmaya çalıştılar ve soy zinciri kavramı, sınıflandırmalarda hem karakterlerin incelenmesine (öncelikle de cinsel karakterleri) hem jeolojik çağlar boyunca meydana gelen evrime dayalı düzeltmeler yapılmasını zorunlu kıldı.
Yeni sınıflandırmalar arasında, A. Engler’ln (1884-1930) ve K. Prantl'ınkl (1849 -1893) pek çok botanik enstitüsünce kabul edilmiş durumdadır. Bu sınıflandırma birçeneklileri ikiçeneklilerden önceye alır ve bu İkinci grubun İçinde de evrimin archlchlamydea'dan metachlamydea'ya doğru olduğunu kabul eder.
Pek çok araştırmacının benimsediği J. Hutchinson (1884-1972) sınıflandırmasına göre, odun saplı bitkiler en eski bitkilerdir ve otsu bitkiler bunlardan türemiştir; tek çiçekli bitkiler daha eskidir, şemsiye ya da kömeç çiçekliler daha sonra ortaya çıkmıştır.
• Hayvan sınıflandırması. Bitkilerin sınıflandırması gibi bu sınıflandırma da ilk olarak memelileri, kuşları, balıkları ve balinalarla kafadanbacaklıları tanımlayan Aristoteles tarafından ele alındı. Ondan sonra az çok değer taşıyan bir yapıtla karşılaşabilmek için ta XIII. yy.'ı beklemek gerekti (Vincent de Beauvais [1190'a doğr. -1264], Albertus Magnus [1193'e doğr. -1280]), ve ancak Rönesans'ta, İngiliz E. VVotton (1492-1555) ve fransız Rondelet (1507-1566) ile sınıflandırma kaygıları kendisini göstermeye başladı. Sistematiğin gerçek babası, ikili adlandırmayı getiren Linnö'dir; onun koyduğu esaslar sayesinde A. felenciennes (1794-1865) balıkları, C. Dumöril (1774-1860) sürüngenleri tanımladı ve sınıflandırdı. Fakat şimdiki ve fosil Hayvanlar âleminin tümü ancak Cuvier'nin (1769-1832) ilginç çalışmaları ile modern sınıflandırma düzenine kavuştu. Cuvier yumuşakçaları, eklemlileri (eklembacaklılar) ve ışınlıları (derisidikenliler) açıkça birbirinden ayırdı ve omurgalılar için şube kavramını yarattı. Bununla birlikte, doğal soy zincirlerinin aranması ile sınıflandırma üzerinde de etki gösteren hayvan türlerinin evrimi kavramı Cuvier'siz ve Cuvier' ye karşı yaygınlaştı. Günümüzde, evrim zincirinin parçalarını birleştirebilmek için araya yapay hayvanlar icat edip sokmaktan çekinmeyen Haeckel'in aşırılıklarından sonra, bugünkü benzerliğe ve olası akrabalığa yer veren daha görgül sınıflandırmalara ulaşıldı. Bugün omurgalıları derisidikenlilere ve stomocorda grubuna yaklaştırmak (tümü birlikte deuterostomia'yı oluşturur), halkalısolucanlarla yumuşakçalar arasında yakınlık bulmak, vücudun yalnız sert kısımlarını değil, sinir sistemini de hesaba katmak, nihayet aralarında çok az yakınlık bulunan türler arasında beklenmedik "yakınlıklar" bulup ortaya çıkarmak için çaba harcanmaktadır.
—Deniz huk. Ticaret gemileri sınıflandırma kuruluşlarınca belirli sınıflara ayrılır. Gemilerin sınıflandırılması için birçok şirket kurulmuştur. Bunların en önemlilerinden biri İngiliz Lloyd’s Register of Shipping'dir. Kimi ülkelerde bu işleri yürüten resmi kuruluşlar da vardır. Bir kaza geçiren geminin tamir edilmesinden sonra yeniden sınıflandırma sertifikası alması gerekir Ticaret gemileri belirli zamanlarda sınıflandırma kurulaşlarının denetiminden geçerler. Bu denetim, tekneyle ilgili olabileceği gibi, makineyle de ilgili olabilir. Çeşitli denetimler vardır: yıllık denetim, ara denetimi, gemi teknesinin sınıf yenileme denetimi, mekanik kısımların özel denetimi, sınıf uzatma denetimi, hasar ve onanm denetimi vb. Birinci sınıf özelliklerini kaybeden eskimiş gemiler ikinci ya da üçüncü sınıfa aynlırlar. Bu durumda ödenecek sigorta primleri de yükselir.
Türk hukukunda sınıflandırmayla ilgili ya- «I düzenlemeler, 10 haziran 1946 tarih ve 1922 sayılı. Denizde can ve mal koruma lakkırıda kanunda yer alır Bu yasaya göe, ulusal ve uluslararası tanınmış sınıflanlırma kurumlarından verilmiş geçerli bellesi olan gemilere belgesinde yazılı süre e görev için, ayrıca denetleme yapılmaan denize elverişlilik belgesi verilir (md. 5).
-Zool. ve Bot. Eskiden karmaşık dolayla- lalarta (çokterimli) adlandırılan ve ayn türnır sayılan canlı varlıklar, sistemi genelleşmen Linnö'den beri, birincisi türün içinde «er aldığı cinsi, İkincisi türü gösteren iki latince adla belirtilmeye başlandılar Bu bilimsel adlandırmaya ikili adlandırma adı verildi. İkili adlandırmanın başlıca kuralları şunlardır:
1. cins adı bileşik kökenli olsa bile tek bir sözcüktür: bu sözcük ya latincedir ya da latinceleştirilmiştir (doğa bilimcilerinin latincesi, yunanca köklerden ya da çağdaş dillerden kaynaklanır);
2. tür adları yalın ya da bileşik olabilir; istisna durumlar dışında, cins adının dilbilgisi bakımından cinsi neyse ona uydurulur Tür adları başlıca üç kökenden gelir;
a) türün biyolojik bir özelliğini (biçim, renk, yaşama alanı, davranış vb) gösteren bir ad ya da sıfat: cordiformis (ipsi), coenıleus (mavi), parisiensis (parisli), cursor (koşucu) vb;
b) yerli adlar ya da yakın yahut benzer bir cinsin adı: Prunus mahaleb (mahaleb eriği) vb;
c) türün adandığı kişinin adı. (O zaman ad, daima adın -in hali anlamını taşımak üzere latincei ya da -ii sonekini alır: cuvieri, tolunayi vb., ama baş harfi büyük olmaz. Aynı ad bir kişiye ya da bir yere ait olabilir: Saint-Pierre adası için Saint-Pierri denmez, sancb-petri denir; ayrıca yer adından kurallara uygun olarak türetilen bir sıfat da kullanılır Lyon yerine lugdunensis.) Bazen bu adlar açıklayıcı olabilir: özel adlar (Nector, Massena) ya da cins adlar (cor [kalp], cal-car [mahmuz]); ayrıca cins adlan bileşik ad da olabilir (mica auri, cor anguinum vb.);
3. özgül sıfatların baş harfi küçük yazılır; cins adları daima büyük harfle başlar;
4. ikili adlar italik yazılır. Türün özelliklerini tanımlamış olan kişinin ya da kişilerin adının kısaltılmış hali tür adına eklenir. Örneğin Cicindella gallıca Brul. (Cidndella cinsinden bu türe ga/fca adını vermiş olan doğa bilimcinin adı olan öru//e’nin kısaltması); floşa alpina L. (Linnö);
5. bir cins altcinslere ayrılırsa, eski ad cinsin ilk tipini içeren alt bölüme verilmelidir;
6. familya adları, hayvanlarda, örnek tip olan cinsin latince adına -idae takısı eklenerek yapılır. Örneğin Falco, Falconıdae; Felis, Felidae; Coluber, Cotubridae (Türkçe familya adlannda cinsin adına - güler takısı eklenir. Örneğin, kartal, kartalgiller, kedi, kedigiller.) Bitkiler için familya adlan, aynı koşullarla bilimsel adlarda cinsin adına - aceae türkçe adlarda gene -giller takısı eklenerek yapılır. Oymak adları -ini ya da -irtae ile sona erer: Carabidae, familya; Carabtnı, oymak. Takım adları genellikle -ateş ya öa jormes takısı alır (türkçede -ter, -lar takısı). Öbeklerin hiyerarşisi de şöyledir: çeşit, tür, altcins, cins, altoymak, oymak ya da altfamilya, familya, üstfamilya, alttakım, takım, üsttakım, altsınıf, sınıf, altşube, şube Örnek olarak benekli kertenkeleyi (Lacer- ta ocellata) alalım: bu hayvan omurgalılar şubesinin sürüngenler sınıfının, sauna takımının, kertenkeleler alttakımının, kerten- kelegiller familyasının, Lacerta cinsinden- dir; tür adı ocellata'rjır (benekli);
7. sınıflandırma kurallan öncelik yasasına da uyar ve böylece her takson için daha önce yayımlanmış ve kullanılmış en eski adın (kurallara uygun olmak koşuluyla) korunmasına olanak verir.
Sponsorlu Bağlantılar
—Bakteriyol. Bakteri sınıflandırması, bakterilerin sınıflandırılmasını sağlayan yöntemlerin tümü. (Bk. ansikl. böl.)
—Belgi. Belgeleri ve yapıtları belli bir düzene göre seçme ve sıralama işi. (Birkaç çeşit sınıflama vardır: alfabetik sınıflama [harflerin alfabetik sırasına göre], sayısal sınıflama [belgeler, geliş sırasına göre numaralanır ve sınıflanır], konu ya da alana göre sınıflama. Sonuncu sınıflama belgelerin araya katılmasına olanak verir; bu sayısal sınıflamada olanaksızdır.) || Onlu sınıflama, amerikalı Melvil Devvey'in bulduğu insan bilgilerini on sınıfa ayıran konu sınıflaması; her sınıf on alt gruba ayrılır vb. (Bk. ansikl. böl.) || Evrensel onlu sınıflama, P. Otlet ve H. La Fontaine'in Devvey'in onlu sınıflamasından hareketle geliştirdiği ve bu sınıflamaya biçim, yer, dil, ırk ve kronoloji ortak alt grupları eklediği sınıflama. (Bk. ansikl. böl.)
—Bes. san. Besin maddelerini özellikle taneleri, meyveleri, sebzeleri, yumurtaları imalat standartlarınca öngörülen kategorilere (çap ya da ağırlık) ayırma işlemi.
—Biyol. Canlı varlıkların aşama sıralı gruplar halinde dağılımı (kimi gruplar türün alt- bölümleridir [alttür, çeşit, coğrafi ırk, külti- var...], kimileri birçok türü kapsar [cins, familya, takım, sınıf, şube ve gerekirse bunların arasında oymak, altfamilya, üstfamilya, alttakım, üsttakım, altsınıf vb.]). [Bk. ansikl. böl.] || Sosyal sınıflandırma, canlı türler arasında, yalnız görünüm benzerliklerine göre değil, bilinen soyoluşsal yakınlık derecesine göre yapılan sınıflandırma sistemi.
—Camc. Cam sınıflandırması, camın ve özel olarak düz camın kabul edilebilirlik normlarına göre belirlenmiş kalitelere göre sınıflandırılması. (Kategori ve normların tümü, camın kalitesini sayılandırmayı ve kullanımını belirlemeyi sağlayan asli sınıflandırma baremini oluşturur.)
—Deniz huk. Sınıflandırma sertifikası, sınıflandırma kuruluşlarınca yaptırılan bilirkişi incelemesinden sonra, gemilerin niteliklerini belirtmek üzere verilen belge. (Bk. ansikl. böl.) || Sınıflandırma şirketi, geminin ticari ve yapısal özelliklerini, sefere elverişlilik durumunu deniz sigorta şirketlerine bildiren kuruluş. (Bk. ansikl. böl.)
—ida. huk. Belirli bir mülkü özel bir hukuksal statüye (tarihi yapı vb.) sokan idari karar.
—istat. Sınıflandırma hatası, sürekli bir değişkene dayanarak yapılan sınıflamada, sınıfı temsil ettiği kabul edilen değerlerin sayısal veri olarak kullanılmalarından ileri gelen hata. || Otomatik sınıflandırma, bir birey kümesinde, birtakım hesap yöntemleriyle, iç içe bir dize bölmelemeyi sağlayan yöntemler kümesi. (Çok boyutlu veri çözümlemesinin bir kolu olan otomatik sınıflama yöntemleri, genellikle, sonuçların dahi iyi yorumlanmasını sağlayarak faktör çözümlemesini tamamlarlar. Başlıca üç gruba ayrılırlar: yükselen, düşen ve bölmeleyen yöntemler.) || Verilerin sınıflandırması, bir olayın toplam değişim alanını belli sayıda eşit aralıklı sınıflara bölmek ve sonra aynı sınıfa düşen tüm gözlemleri bir araya getirmekten oluşan işlem. Değişkenin bir sınıftaki her değeri, sınıf ortasını veren değere eşit kabul edilir.
—Kâğ. san. ELEME'nin eşanlamlısı.
—Kim. müh. Bir malzemeyi boyut, yoğunluk, eşdeğerlik, biçim vb gibi belirgin her hangi bir niteliğine göre bölümlere ayırma. || Farklı boyutlarda tanelerden oluşan bir beslemede, taneleri belli bir boyutun altında ve üzerinde olmak üzere iki ayrı gruba ayırma. (Bu işlem, sınıflandırılması istenen malzemenin bileşenlerinin bir akışkan içindeki farklı yer değiştirme hızlarından yararlanılarak yapılır. Bu nedenle ya bir yerçekim alanı içinde ya da merkezkaç bir alan içinde uygulanır.)
—Metalürj. Hidrolik sınıflandırma. AKIŞKANLA AYIRMAnın eşanlamlısı.
—Tarım. Sınıflandırma makinesi, çeşitli tarımsal ürünleri (yumurta, meyve, yumru vb.) ağırlıklarına ve büyüklüklerine göre ayırmaya yarayan makine.
—Zool. ve Bot. Uluslararası kongrelerde kabul edilmiş olan ve hem zooloji hem botanik alanında temel alınan kurallara göre hayvanların ve bitkilerin bağdaşık biçimde adlandırılması. (Bu kurallar ilk kez 1867'de belirlenmiştir.) (Bk. ansikl. böl.]
—ANSİKL. Bakteriyol. Bakteriler birhücreli organizmaların hayvanlar âlemi (protozoa) ile bitkiler âlemi (mikroskobik mantarlar ve yosunlar) arasında yer alan bölümüdür. Hem DNA'ya, hem RNA'ya sahip olmakla virüslerden ayrılır, çünkü virüsler yalnız bir tip nükleik asit içerir.
Basit sınıflandırmalar bakterilerin anatomik yapısını, özellikle çeperlerinin bileşimini ve düzenini göz önünde bulundurduğu gibi (bu sayede, basit bir boyama ve optik mikroskopla yapılan bir inceleme dış zardan yoksun, yalın kat, kalın çeperli Gram pozitif bakteriler ile, iki katlı bir dış zarla kaplı Gram negatif bakteriler arasında ayırım yapılabilir), fizyolojilerini (aero- bi ya da anaerobl), hatta metabolizmalarını ya da besin gereksinimlerini vb., son olarak da hastalık yapma güçlerini göz önüne alır.
Günümüzde fanotipe dayalı sınıflandırma yöntemleri (istatistik yöntemlerle analojiye dayalı gruplandırma yapmayı sağlayan. standart kültür koşullarıyla ya da katılan bazı ayıraçlarla ifade edilen, birtakım büyük fizyolojik karakterlerin incelenmesi) kullanıldığı gibi genotipe dayalı sınıflandırma yöntemleri de kullanılır (aynı tür bakteriler İçinde değişmez olan, adenin + timin bağına göre guanin + sitozin oranının ölçümü ve farklı bakteri döllerinin DNA'81 arasındaki benzeşikliğin kromozom melezlemesi yöntemleriyle ölçümü).
—Belgi.
• Onlu sınıflandırma. Bu sınıflama tarzı önce, 1895’te Brüksel Uluslararası kaynakça konferansı tarafından benimsendi; Konferans, Belçika hükümetiyle anlaşarak bir uluslararası kaynakça enstitüsü kurulmasını kararlaştırdı. Birkaç hükümetin paraca desteklediği bu enstitü uluslararası bir kaynakça repertuvarı hazırladı.
Onlu sınıflandırmada bütün bilim dalları on ana konuya ayrılır:
0, genel;
1, felsefe;
2, din, tanrıbilim;
3, sosyal bilimler ve hukuk;
4, filoloji, dilbilim;
5, matematik ve doğa bilimleri;
6, uygulamalı bilimler, teknoloji;
7, güzel sanatlar;
8, edebiyat;
9, tarih ve coğrafya.
Bu temel konuların her biri on alt gruba ayrılır: sözgelimi 7, güzel sanatlar sınıfı; 70, genel yapıtlar; 71, peyzaj ve bahçeler; 72, mimarlık; 73, heykel ve nümis- matik; 74, desen, bezekleme; 75, resim; 76, gravür; 77, fotoğrafçılık; 78, müzik; 79, eğlence, oyun, spor alt gruplarını içerir. Bu alt grupların her biri kendi içinde ona ayrılır; sözgelimi 33, ekonomi politik alt grubu: 330, genel yapıtlar; 331, sermaye, işgücü, ücretler; 332, banka, para, kredi vb.
Brüksel Uluslararası kaynakça enstitüsü değişmez bir sınıflamalar kataloğu yayımlamaktadır. Kaynakça bilginlerince (Löopold Delisle, Ch.-V. Langlois, H. Le Soudier, G. Fumagelli vb.) eleştirilmesine rağmen bu sınıflama birçok kütüphanede ve çok sayıda kaynakça indeksinde uygulandı.
• Evrensel onlu sınıflandırma. P. Otlet ve H. La Fontaine, Devvey'in onlu sınıflandırmasını süreli yayınlarda çıkan makaleleri konu alan daha gelişmiş bir sınıflamaya uygularken, böylesi bir çalışma için bu sınıflandırmanın yeterince esnek olmadığını fark ettiler ve ortak alt grupları sınıflama tekniğinde simgeler kullanarak daha öncekilerden ayrıldılar: kronolojik bölünmeler için tırnak işareti (" "), diller için eşittir işareti (-), ırklar için parantez içinde eşittir ve bu işareti izleyen ilgili rakam (- 44), kaynakça biçimi için parantez içinde 0’ dan önce gelen bir rakam. Daha sonra, görüşleri gösteren bölünmeler için nokta ve bu işareti izleyen sıfır (.0), ve analitik bölünmeler İçin tire işareti (-) gibi yeni simgeler eklendi. Evrensel onlu sınıflandırma, bazen konular arasındaki iki bağlantıyı ifade edebilir — hiyerarşik ya da içerme bağıntısı ve tüm öbür tipler için geçerli, “genel" bağıntı. Çok nadir kullanılan bir bağıntıyı ifade eden başka bir yöntemde toplama işaretiyle (+) anlatılan toplama işlemi olabilir.
Evrensel onlu sınıflandırma, 4 no.'lu sınıf dışında Devvey'in onlu sınıflandırmasının aynı temel alt gruplarını korudu; bu 4 no.'lu sınıf Devvey tarafından dilbilim- filolojiye ayrılmıştı. Dilbilim-filolojinin edebiyattan ayrılması bir sakınca yaratıyordu; işte bu nedenle, önemli incelemelerden sonra mart 1962'de 4 no.'lu sınıfın bırakılması (halen boş) ve 8 no'lu sınıfın dilbilim- filolojiye ayrılması kararlaştırıldı; bu sınıf 1962'den önce edebiyatı kapsıyordu. Uluslararası düzeyde kullanılan evrensel onlu sınıflandırma, içermelerden oluşan hiyerarşik bir sınıflandırmadır. Pozitivist bir dönemin gereksinimlerine yanıt veren bu sınıflandırma, bilim ya da alt-bllim dallarından çok inceleme konularına ağırlık veren çağdaş eleştiri çağına pek uygun değildir.
—Biyol. Sınıflandırma, başlangıçta, aynı grup içinde sıralanan türler arasında, gözlemlenmesi kolay, tek benzerliğe dayanıyordu. örneğin Llnnâ çiçekli bitkileri er- kekorganların sayısına göre sınıflandırıyordu. Bu sınıflandırma tarzı bugün, söz ge- llmi sırtipinin varlığı gibi organlaşmanın en genel ve en eski çizgilerine göre bir dağılım lehine terk edilmiştir. Bu belirleyici karakterler büyük grupları belirler ve grubun bütün türlerinde bulunur. Altbölüm- ler, böyük gruptaki türlerin ancak bir kısmının özelliği olan ve bağımlı denen başka karakterlere göre belirlenir. Gözlemler, aynı gruptaki türlerin çoğunlukla, aralarında hiçbir nedensellik bağı olmayan birçok ortak karaktere sahip olduklarını göstermektedir (gevişgetirenlerin boynuzları, işkembesi ve toynakları, birçeneklilerin üçüz bakışımı, bütün omurgasızlarda altı bacağın bulunması, kanatlı olma vb.).
Bu gerçeklere dayanılarak, tanımlanmış olan grupların doğal oldukları, yani onların karakteristik özelliklerini taşıyan ortak atalardan türemiş ve uyum sağlayıcı bir evrim geçirerek çeşitli biyotoplara ayrılmış akraba türlerini bir araya getiren gruplar olduğu söylenebilir. Toplulukların biyokimyasal, serolojik, genetik, biyocoğrafi ve istatistik çözümlemesi, ayrıntılı sınıflandırmanın sonuçlarını pek çok noktada doğrulamıştır.
• Bitki sınıflandırması. Bitkileri bilimsel olarak sınıflandırma denemeleri ilkin yunan uygarlığı ile ortaya çıktı (Aristoteles [I.Ö. 384-322], Teophrastes [İ.O. 372-287]). I.S. 60 yılına doğru Dioskurides (İ.S. I. yy.) ve Yaşlı Plinius (İ.S. 23-79) bitkiler üzerinde o zamana kadar bilinen verileri bir araya getirmeye çalıştılar ve bunun sonunda Dioskurides 700'e yakın türü sıraladı.
XVI. yy.'da bitkileri kitaplarda ve botanik bahçelerinde sınıflandırma gereği ortaya çıktı. Bir kısmı tohumların özelliklerine dayanan (örneğin Cösalpin [1519 -1603]), birçok sistem öne sürüldü. XVII. yy.'da Ray (1627-1705) birçenekliler ile iki- çenekliler arasındaki ayrımı ortaya çıkardı. Tournef 1 (1656-1708) ortak karakterleri olan türleri cinslerde ve familyalarda topladı, isveçli botanikçi Linnö (1707-1778) bu konudaki olağanüstü etkisiyle XVIII. yy.'a damgasını vurdu. 8 000'den fazla türün, günümüzde de kabul gören tanımlarını ona borçluyuz. Onun her türe verdiği latince iki adın biri cinsi, diğeri türü belirlemektedir Bu ikili adlandırma bugün uluslararası düzeyde kullanılmaktadır. Ama onun erkekorganların sayısına ve konumuna dayanan yapay sınıflandırması tamamen terk edilmiştir.
Pyrame de Candolle (1778-1841) o dönem için çok ilginç sayılabilecek bir Fransa florası yayımladığı gibi, bütün dünyadaki familyaları, cinsleri ve türleri tanımlamaya çalıştığı dev bir yapıt daha yayımladı: Prodrome. Kriptogramları üç gruba ayıran ve damarlı bitkiler ile damarsız bitkiler arasında ayırım yapan ilk botanikçi odur.
Ingiliz Robert Brown (1773-1858) ilk olarak kapalıtohumlular ile açıktohumlular arasındaki farklılığı ortaya koydu. Fransız Bernard Jussieu (1699-1777) ile doğal sınıflandırmanın ilkeleri açıklığa kavuştu: karakterler arasındaki eşgüdüm ve bağımlılık. Adolphe Brongniart (1801-1876), Paris'teki Jardin des Plantes'ın botanik okuluna uzun zaman temel olan bir sınıflandırma önerdi. Fakat, modern büyük sınıflandırmalar W. Hofmeister (1824-1877) ve J. Sachs (1832-1897) tarafından yapıldı.
Evrimci görüşlerin zaferinden sonra, XIX. yy.’ın son botanikçileri türler arasındaki akrabalığı ortaya çıkarmaya çalıştılar ve soy zinciri kavramı, sınıflandırmalarda hem karakterlerin incelenmesine (öncelikle de cinsel karakterleri) hem jeolojik çağlar boyunca meydana gelen evrime dayalı düzeltmeler yapılmasını zorunlu kıldı.
Yeni sınıflandırmalar arasında, A. Engler’ln (1884-1930) ve K. Prantl'ınkl (1849 -1893) pek çok botanik enstitüsünce kabul edilmiş durumdadır. Bu sınıflandırma birçeneklileri ikiçeneklilerden önceye alır ve bu İkinci grubun İçinde de evrimin archlchlamydea'dan metachlamydea'ya doğru olduğunu kabul eder.
Pek çok araştırmacının benimsediği J. Hutchinson (1884-1972) sınıflandırmasına göre, odun saplı bitkiler en eski bitkilerdir ve otsu bitkiler bunlardan türemiştir; tek çiçekli bitkiler daha eskidir, şemsiye ya da kömeç çiçekliler daha sonra ortaya çıkmıştır.
• Hayvan sınıflandırması. Bitkilerin sınıflandırması gibi bu sınıflandırma da ilk olarak memelileri, kuşları, balıkları ve balinalarla kafadanbacaklıları tanımlayan Aristoteles tarafından ele alındı. Ondan sonra az çok değer taşıyan bir yapıtla karşılaşabilmek için ta XIII. yy.'ı beklemek gerekti (Vincent de Beauvais [1190'a doğr. -1264], Albertus Magnus [1193'e doğr. -1280]), ve ancak Rönesans'ta, İngiliz E. VVotton (1492-1555) ve fransız Rondelet (1507-1566) ile sınıflandırma kaygıları kendisini göstermeye başladı. Sistematiğin gerçek babası, ikili adlandırmayı getiren Linnö'dir; onun koyduğu esaslar sayesinde A. felenciennes (1794-1865) balıkları, C. Dumöril (1774-1860) sürüngenleri tanımladı ve sınıflandırdı. Fakat şimdiki ve fosil Hayvanlar âleminin tümü ancak Cuvier'nin (1769-1832) ilginç çalışmaları ile modern sınıflandırma düzenine kavuştu. Cuvier yumuşakçaları, eklemlileri (eklembacaklılar) ve ışınlıları (derisidikenliler) açıkça birbirinden ayırdı ve omurgalılar için şube kavramını yarattı. Bununla birlikte, doğal soy zincirlerinin aranması ile sınıflandırma üzerinde de etki gösteren hayvan türlerinin evrimi kavramı Cuvier'siz ve Cuvier' ye karşı yaygınlaştı. Günümüzde, evrim zincirinin parçalarını birleştirebilmek için araya yapay hayvanlar icat edip sokmaktan çekinmeyen Haeckel'in aşırılıklarından sonra, bugünkü benzerliğe ve olası akrabalığa yer veren daha görgül sınıflandırmalara ulaşıldı. Bugün omurgalıları derisidikenlilere ve stomocorda grubuna yaklaştırmak (tümü birlikte deuterostomia'yı oluşturur), halkalısolucanlarla yumuşakçalar arasında yakınlık bulmak, vücudun yalnız sert kısımlarını değil, sinir sistemini de hesaba katmak, nihayet aralarında çok az yakınlık bulunan türler arasında beklenmedik "yakınlıklar" bulup ortaya çıkarmak için çaba harcanmaktadır.
—Deniz huk. Ticaret gemileri sınıflandırma kuruluşlarınca belirli sınıflara ayrılır. Gemilerin sınıflandırılması için birçok şirket kurulmuştur. Bunların en önemlilerinden biri İngiliz Lloyd’s Register of Shipping'dir. Kimi ülkelerde bu işleri yürüten resmi kuruluşlar da vardır. Bir kaza geçiren geminin tamir edilmesinden sonra yeniden sınıflandırma sertifikası alması gerekir Ticaret gemileri belirli zamanlarda sınıflandırma kurulaşlarının denetiminden geçerler. Bu denetim, tekneyle ilgili olabileceği gibi, makineyle de ilgili olabilir. Çeşitli denetimler vardır: yıllık denetim, ara denetimi, gemi teknesinin sınıf yenileme denetimi, mekanik kısımların özel denetimi, sınıf uzatma denetimi, hasar ve onanm denetimi vb. Birinci sınıf özelliklerini kaybeden eskimiş gemiler ikinci ya da üçüncü sınıfa aynlırlar. Bu durumda ödenecek sigorta primleri de yükselir.
Türk hukukunda sınıflandırmayla ilgili ya- «I düzenlemeler, 10 haziran 1946 tarih ve 1922 sayılı. Denizde can ve mal koruma lakkırıda kanunda yer alır Bu yasaya göe, ulusal ve uluslararası tanınmış sınıflanlırma kurumlarından verilmiş geçerli bellesi olan gemilere belgesinde yazılı süre e görev için, ayrıca denetleme yapılmaan denize elverişlilik belgesi verilir (md. 5).
-Zool. ve Bot. Eskiden karmaşık dolayla- lalarta (çokterimli) adlandırılan ve ayn türnır sayılan canlı varlıklar, sistemi genelleşmen Linnö'den beri, birincisi türün içinde «er aldığı cinsi, İkincisi türü gösteren iki latince adla belirtilmeye başlandılar Bu bilimsel adlandırmaya ikili adlandırma adı verildi. İkili adlandırmanın başlıca kuralları şunlardır:
1. cins adı bileşik kökenli olsa bile tek bir sözcüktür: bu sözcük ya latincedir ya da latinceleştirilmiştir (doğa bilimcilerinin latincesi, yunanca köklerden ya da çağdaş dillerden kaynaklanır);
2. tür adları yalın ya da bileşik olabilir; istisna durumlar dışında, cins adının dilbilgisi bakımından cinsi neyse ona uydurulur Tür adları başlıca üç kökenden gelir;
a) türün biyolojik bir özelliğini (biçim, renk, yaşama alanı, davranış vb) gösteren bir ad ya da sıfat: cordiformis (ipsi), coenıleus (mavi), parisiensis (parisli), cursor (koşucu) vb;
b) yerli adlar ya da yakın yahut benzer bir cinsin adı: Prunus mahaleb (mahaleb eriği) vb;
c) türün adandığı kişinin adı. (O zaman ad, daima adın -in hali anlamını taşımak üzere latincei ya da -ii sonekini alır: cuvieri, tolunayi vb., ama baş harfi büyük olmaz. Aynı ad bir kişiye ya da bir yere ait olabilir: Saint-Pierre adası için Saint-Pierri denmez, sancb-petri denir; ayrıca yer adından kurallara uygun olarak türetilen bir sıfat da kullanılır Lyon yerine lugdunensis.) Bazen bu adlar açıklayıcı olabilir: özel adlar (Nector, Massena) ya da cins adlar (cor [kalp], cal-car [mahmuz]); ayrıca cins adlan bileşik ad da olabilir (mica auri, cor anguinum vb.);
3. özgül sıfatların baş harfi küçük yazılır; cins adları daima büyük harfle başlar;
4. ikili adlar italik yazılır. Türün özelliklerini tanımlamış olan kişinin ya da kişilerin adının kısaltılmış hali tür adına eklenir. Örneğin Cicindella gallıca Brul. (Cidndella cinsinden bu türe ga/fca adını vermiş olan doğa bilimcinin adı olan öru//e’nin kısaltması); floşa alpina L. (Linnö);
5. bir cins altcinslere ayrılırsa, eski ad cinsin ilk tipini içeren alt bölüme verilmelidir;
6. familya adları, hayvanlarda, örnek tip olan cinsin latince adına -idae takısı eklenerek yapılır. Örneğin Falco, Falconıdae; Felis, Felidae; Coluber, Cotubridae (Türkçe familya adlannda cinsin adına - güler takısı eklenir. Örneğin, kartal, kartalgiller, kedi, kedigiller.) Bitkiler için familya adlan, aynı koşullarla bilimsel adlarda cinsin adına - aceae türkçe adlarda gene -giller takısı eklenerek yapılır. Oymak adları -ini ya da -irtae ile sona erer: Carabidae, familya; Carabtnı, oymak. Takım adları genellikle -ateş ya öa jormes takısı alır (türkçede -ter, -lar takısı). Öbeklerin hiyerarşisi de şöyledir: çeşit, tür, altcins, cins, altoymak, oymak ya da altfamilya, familya, üstfamilya, alttakım, takım, üsttakım, altsınıf, sınıf, altşube, şube Örnek olarak benekli kertenkeleyi (Lacer- ta ocellata) alalım: bu hayvan omurgalılar şubesinin sürüngenler sınıfının, sauna takımının, kertenkeleler alttakımının, kerten- kelegiller familyasının, Lacerta cinsinden- dir; tür adı ocellata'rjır (benekli);
7. sınıflandırma kurallan öncelik yasasına da uyar ve böylece her takson için daha önce yayımlanmış ve kullanılmış en eski adın (kurallara uygun olmak koşuluyla) korunmasına olanak verir.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Sınıflandırma Nedir?
