Arama

Sigorta Nedir?

Güncelleme: 1 Kasım 2015 Gösterim: 1.321 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
1 Kasım 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SİGORTA a. (ital. sicurta' dan).
1. "Sigortacı" denen bir kişinin, “sigortalı" denen bir grup başka kişiyle imzaladığı ve bunların "prim" ya da "kesenek" denen bir tutarı düzenli aralıklarla kendisine ödemeleri karşılığında (sigortacı bu tutarları, kendi yönetim giderlerini ve kârını çıkardıktan sonra, ortak bir kasaya yatırır), onların ileride karşılaşabilecekleri “hasar” denen bazı risklerden ötürü uğrayacakları zararları aralarında karşılamayı üstlendiğini bildiren sözleşme. (Bk. ansikl. böl.)
Sponsorlu Bağlantılar
2. Elekt. içinden geçen akım, belirli bir süre içinde belli bir değeri aştığında, özel olarak bu amaç için öngörülmüş, öğelerinden birinin erimesiyle, seri bağlı olduğu devreyi kesmeye yarayan aygıt. (Eşanl. DEVRE KESİCİ.)
3. (Bir kimseyi, bir şeyi) sigorta etmek, onu, o şeyi çeşitli risklere karşı sigortalamak. || Sigortası atmak, aşırı ölçüde öfkelenerek denetimini yitirmek (tkz.).

—Elekt. Sigorta buşonu, bir sigortanın, uçlarında metal kontaklar bulunan, genellikle silindirsel yalıtkan bir gövdeden oluşmuş, sökülüp takılabilir öğesi. || Sigorta kapağı, bir sigortanın, içine sigorta buşonu konan ve bunun takılıp çıkarılmasını kolaylaştıran vidalı bölümü. || Sigorta teli, erime öğesi olarak kullanılan kurşun lam ya da tel. || Ayarlı sigorta, ancak belirli tip ve ayarda sigorta buşonları takılabilecek biçimde tasarlanmış ve öngörülmüş ayardan yüksek bir öğenin yanlışlıkla takılmasını önleyecek düzeneklerle donatılmış sigorta.

—Huk. Soşya/ sigorta, çalışanları ve onların ailelerini hastalık, iş kazası, meslek hastalığı, analık, ölüm, işgöremezlik, yaşlılık ve kimi ülkelerde ya da mesleklerde işsizlik gibi toplumsal risklere karşı koruyan sistem. (Bk. ansikl. böl.)

—Isıbil. Eriyen sigorta, bir deliği tıkayan (tapa, pim, kurşun, pul) ve sıcaklığın aşırı derecede yükselmesiyle eriyerek delikten bir akışkan huzmesinin çıkmasına olanak veren, eriyebilir metalden parça. (Bk. ansikl. böl.)

—Jeod. ve Topogr. Arazide nirengi ve benzeri noktaların kaybolması durumunda noktayı yeniden yerine koymaya yarayan, genellikle betondan yapılan ve nirengi işareti düşeyinde bulunan nirengi yeraltı öğesi. (Dip sigorta betonu da denir.)

—Sig. Grup sigortası, sigortacıya, riskleri yeterince dağıtmak ve böylece grup üyelerinden her birine daha iyi koşullar sağlamak olanağını veren kolektif sigorta sistemi. (Özellikle, çalışanlarını bir ek sosyal sigorta rejiminden yararlandıran işletmeler ya da işletme grupları tarafından kullanılan bu sigorta türü, ücretli olmayanlar için de kişisel sosyal sigorta sözleşmeleri düzenlenmesine olanak verir.) || Kapsamlı sigorta, aynı bir sözleşmeyle birçok riski birden karşılayan sigorta türü. || Karşı sigorta, ölüm olduğu zaman, bir hayat sigortası için daha önce ödenmiş olan primlerin geri verileceğini garanti eden sözleşme, ya da işlem; sigortalıya, araçlarının üçüncü kişilere ait araçlarla çarpışması durumunda uğrayacağı hasarların sonuçlarına göre güvence veren sigorta. || Müşterek sigorta, aynı bir riskin, tazminat toplamı sigortalanan şeyin değerini aşmamak üzere, birden fazla sigortacı tarafından sigortalanması. || Sınır sigortası, yeşil kart sahibi olmayan yabancı turistlerin bazı ülkelerin sınırından geçerken yapmak zorunda oldukları, otomobil sürücülerine özgü sorumluluk sigortası. (Türkiye’ de uygulaması yoktur.) || Zorunlu sigorta, bazı koşullara sahip her kişiyi yasa gereği olarak sigortalanmakla yükümlü tutan sistem.

—ANSİKL. Huk. Sosyal sigortalar, sosyal güvenlik sisteminin büyük bir bölümünü oluşturur. Bu tür sigortalar, sigortadan yararlanacak kişilerin katılmak zorunda oldukları devletçe düzenlenen bir sigorta türüdür. Bu katılma, prim ödeme biçiminde gerçekleşir. Sosyal sigortanın finansmanına sigorta kapsamında bulunan ve gerektiğinde sigorta yardımlarından yararlanan sigortalılar dışında, işveren ve devlet de katılır. Sigorta kapsamına alınan gruplar yasayla belirlenir. Sigorta yardımlarından sigortalı kişiyle birlikte sigortalının eşi, çocukları, anne ve babası ile bakmak zorunda olduğu yani geçimleri sigortalı tarafından sağlanan kişiler yararlanır. Sosyal sigortaların sigorta kolları ve bunlardan yararlananlar çeşitli ülkelerde farklılık gösterir. Genel olarak sosyal sigorta kolları şunlardır: iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası, hastalık sigortası, analık sigortası, malullük sigortası, yaşlılık sigortası, ölüm sigortası, aile sigortası ve işsizlik sigortası. Zorunlu sosyal sigortalar ilk kez Almanya’da önce hastalık (1883), daha sonra iş kazası (1884) ve yaşlılık, malullük (1889) kollarında kuruldu. Öteki ülkelerde özellikle Birinci Dünya savaşı'ndan sonra hızla yaygınlaştı. 1948 yılında kabul edilen insan hakları evrensel bildirgesi’nin 22. maddesinde her kişinin, toplumun bir üyesi olarak sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu belirtilir. Uluslararası çalışma örgütü'nün 1952 yılında kabul ettiği 102 sayılı Sosyal güvenliğin asgari normlarına ilişkin sözleşme sosyal güvenlik sisteminin gelişmesinde etkili oldu. OsmanlI imparatorluğunda zekât, fitre vb. dinsel yardımlar dışında sosyal yardım kurumu niteliği gösteren avarız vakıfları gibi bazı vakıflar ve loncalar içinde oluşturulan yardım sandıkları görülür. XIX. yy.'ın sonlarında kamu yönetiminde çalışanları kapsayan çeşitli biriktirme ve yardım sandıkları kuruldu: askeri teksüt sandığı, sivil memurlar emekli sandığı vb. Dilaverpaşa nizamnamesi (1865) ile Maadin nizamnamesi’nde (1869) işçilere yapılacak sağlık ve öteki yardımlara ilişkin hükümler yer aldı. Cumhuriyet döneminde çıkarılan 3008 sayılı ilk iş kanunu (1936) sosyal sigortaların kadameli olarak kurulmasını öngörüyordu. Buna dayanılarak çıkarılan 1945 tarih ve 4772 sayılı kanun’la, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve analık sigortaları yürürlüğe kondu. Sosyal sigorta hükümlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla işçi sigortaları adıyla sosyal sigorta kurumu kuruldu. Daha sonra ihtiyarlık (1949), maluliyet ve ölüm (1950) sigortaları kabul edildi. 1965 yılında kurumun adı Sosyal sigortalar kurumu olarak değişti. Kamu görevlileri (memurlar) için de, daha önce kurulmuş olan çeşitli yardım ve biriktirme sandıkları 1949 yılında kurulan Emekli sandığı kapsamında birleştirilerek kamu görevlilerinin sosyal güvencesi sağlanmış oldu. 1971 yılında kurulan Bağ-kur ise esnaf ve sanatkâr vb. bağımsız çalışanları sosyal sigorta kapsamına aldı. Türkiye’de bu üç kurumdan başka bazı banka ve sigorta şirketlerinin sosyal sigorta sandıkları ile Ereğli kömür işletmesi’nde çalışan işçiler tarafından kurulmuş amele birliği, sosyal sigorta kurumlarının tümünü oluşturur.

—Isıbil. Sigortanın erimesiyle oluşan akışkan huzmesi bir alarm aygıtını harekete geçirebileceği gibi, ateşin sönmesini ya da basıncın aniden düşmesini sağlayabilir. iç ocaklı buhar kazanlarında ocağın tavanına konik yivli büyük vidalardan oluşan eriyen sigortalar yerleştirilir. Bu sigortalarda, eriyebilir bir alaşımla ya da bu tür bir alaşımla tespit edilmiş bir tapayla tıkanmış konik ya da silindirsel bir delik bulunur. Ocak tavanındaki su yüksekliği yetersiz olduğunda sözkonusu alaşımın erimesiyle suyun ve buharın geçmesi sağlanır.

—Sig. Sigorta iki temele dayanır: yardımlaşma ve bahis. Günümüzde sigorta alanında oyun anlayışı, yerini matematiksel kökenli bir yarı-mutlak kesinliğe bırakmıştır. Sigortacılık, çağdaş kapitalizme bağlı olarak gelişti. XIV. yy.'dan başlayarak denizcilik sigortası İtalya, ispanya daha sonra Fransa ve Kuzey Avrupa'da ortaya çıktı. XVIII. yy.’da sanayi devrimi ve kentsel yerleşim bölgelerinin çoğalması bir önceki yüzyılda Kuzey Almanya ve İngiltere’ de ortaya çıkan yangın sigortasının genellik kazanmasına yol açtı. Hayat sigortası, XVIII. yy.’ın ikinci yarısında İngiltere’de bir ölçüde gelişme gösterdi; kaza sigortası, XIX. yy.'ın sonunda, iş kazalarıyla ilgili mesleki sorumluluk yasalarıyla ve karayolu trafiğinin artmasıyla birlikte yaygınlaştı. Türkiye'de ise sigortacılık, 1870 Beyoğlu yangınından sonra kurulan yabancı sigorta şirketlerince yangın sigortasına ağırlık verilerek başladı. Hayat sigortasının kurulması ise, bu sigorta primlerinin hesaplanmasında faiz öğesine ağırlıklı olarak yer verildiği için, faizi yasaklayan dini engellerin de etkisiyle, oldukça gecikti. 1926’da, Kara ticareti k.’nda reasürans konusuna yer verildi, 1953’te kaza sigortalan zorunlu kılındı. ( TÜRKİYE'DE SİGORTACILIK.)
Üç büyük sigorta türü vardır: can sigortaları, mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları. Ama, mal sigortası sözleşmelerinin çoğu, aynı zamanda, bir sorumluluk sigortasını da içerir. Örneğin, sigortalıya, sigortalanan şeylerin hasara uğraması durumunda tazminat ödenmesini gerektiren yangın sigortası, sigortalıyı yangından zarar gören yabancı kişilerin bu zararını ödeme sorumluluğundan kurtaracak bir ikinci sigorta sözleşmesiyle birlikte düzenlenir. En yaygın mal sigortaları yangın, hırsızlık, su taşkını, dolu, hayvan ölümleri, cam kırılması, kötü hava koşulları vb. ile ilgili sigortalardır. Zarara uğrayan sigortalı, bir tazminat alır. Ancak, orantı kuralının uygulanması, sigortacıya ancak indirimli bir tazminat ödeme olanağını sağlar, yani sigortacının ödediği tazminat, tüm tazminatın, güvencedeki malların sigortalanmış değeriyle gerçek değeri arasındaki bir bölümünü kapsar. Gerçek ya da tüzel bir kişinin sorumluluğu sözkonusu olan her durumda, bir sigorta olanağı var demektir. Sigortacı, ancak hasar kurbanı bir tazminat talebinde bulunduğu zaman ve uğranılan hasarın derecesi ve sigorta tutarı kadar tazminat öder. Sorumluluk sigortası, ancak sigortalının sorumluluğu fiilen sözkonusu olduğu ölçüde işler.
Belli başlı can sigortaları şunlardır: ölüm sigortası, hayat sigortası, kaza ve maluliyet sigortası, hastalık sigortası. Karma sigorta, geçici bir ölüm sigortası ile müeccel (ertelenmiş) sermayeli bir hayat sigortasının birleşmesinden oluşur.

deniz sigortalan
Denizcilik tehlikelerine karşı sigortalar 26 haziran 1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk ticaret kanunu içinde ayn bir bölümde düzenlenmiş ve bir takım zorunlu kurallara bağlanmıştır. Bu nedenle deniz sigortaları, kara sigortalarından ayrı bir özellik taşır. Yasaya göre, deniz sigortaları şu kategorilere ayrılır: gemi sigortaları, bir ya da art arda birçok seyahati kapsayan, ya da belirsiz bir süre için düzenlenen sigortalar; emtia (mal taşıma) sigortaları, yalnız bir seyahat için muteber poliçeli, ya da herhangi bir gemiyle gönderilen ya da getirilen bütün malları kapsayan dalgalı poliçeli sigortalar; sorumluluk sigortaları, gemi tarafından üçüncü kişilere verilen zararların tazminini öngören, ama yalnızca gemiyle ilgili sigortanın tutarı yetersiz kaldığı zaman geçerlik kazanan sigortalar.
Deniz sigortalarının kapsamına giren riskler, aksine bir hüküm bulunmamak koşuluyla şunlardır: fırtına, batma, çarpışma, zorunlu yol, seyahat ya da gemi değiştirmeler, yükün denize atılması, yangın, yağma, teknede ya da makinelerde bilinmeyen bir kusur yüzünden ortaya çıkan hasar ve kayıplar vb.
Sigortalı hasardan sonra kalanların mülkiyetinden sigortacılar lehine hakkından vazgeçerek, sigorta edilen şey tümüyle zarara uğramış gibi, onun bütün bedelinin kendisine ödenmesini isteyebilir. Buna bırakma hakkı denir. Sigortalı, hasardan sonra sigortalanmış şeyden kalanlar üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçmediği takdirde, miktarı değişen bir karşılık diliminin çıkarılmasından sonra, hasarla orantılı bir tazminat ödenir (avarya kuralı).

sosyal sigortalar
Tarihçe. Daniel Defoe, 1697'de yayımladığı An Essay upon Projects adlı yapıtında, kaza, hastalık, maluliyet, yaşlılık, aile reisinin ölümü, ani servet kayıpları, genel olarak sefalet (hatta denizciler için işsizlik) konularında zorunlu ve yaygın bir sigorta sisteminden söz eder. Fransa’da da XVIII. yy.’da buna benzer birçok tasarı ileri sürüldü: Restif de La Bretonne, tam bir sosyal sigortalar sistemi düşündü; Lavoisier, kısmen devlet tarafından finanse edilen bir yaşlılık sigortası tasarısı hazırladı; Condorcet, bir “Birikim sandıkları düzenleme planı”, yanı yaygınlaştırılmış sigortalar önerdi. Ama, bütün bu kuramcıların atası, daha 1681'de ilk sosyal sigorta mevzuatının (Deniz malulleri sandığı) yaratıcısı olan Colbert’tir. Ulusal Konvansiyon, sosyal sigortalar konusundaki girişimlerini sınırlı tutarak yaşlılar için ilk emeklilik kuruntunu kurmakla yetindi. 1850'de, bir emekli sandığı ya da yaşlılar için ömür boyu gelir kurumu kuruldu. 1868'de, Napoleon III, iş kazası sigortası ve ölüm sigortası alanlarında etkinlik gösteren iki ulusal sandığın yönetimini, Caisse des db- pöfs'ya verdi. Avrupa'da mesleklerarası alanda ilk ulusal yasalar XIX. yy.'ın sonunda görüldü, ilk modern sosyal sigortalar sistemi 1883-1889 arasında Almanya'da kuruldu (bu ülkede daha XVII. yy.’da korporasyonlar tarafından hastalık sigortası kurumlan oluşturulmuştu). Almanya’nın XIX. yy.’ın ikinci yarısında hızla sanayileşmesi sonucunda ortaya çıkan devrimci sosyalist hareketin gelişmesini durdurmak isteyen Bismarck, bir yandan bir baskı politikası güderken, öte yandan da bir sosyal politika uyguluyordu. O dönemin muhafazakâr güçleri, yeni bir iktisatçılar okulunun etkisiyle Bismarck'ın bu sosyal politikasını benimsediler. "Devlet sosyalizmi” ya da "kürsü sosyalizmi" adıyla tanınan bu okul 1872’den başlayarak, "alman halkının gittikçe daha büyük bir bölümünü uygarlığın bütün yüksek nimetlerinden yararlandırmak amacıyla" bir devlet müdahaleciliğinin gerekli olduğu fikrini ileri sürdü. Böylece 15 haziran 1883 tarihli yasayla hastalık sigortası, 22 haziran 1889 tarihli yasayla da maluliyet ve yaşlılık sigortası kuruldu.
Bunu 1888 ve 1906’da Avusturya izledi. Büyük Britanya'da yaşlılık sigortası 1908'de kuruldu ve 1911’de hastalık -maluliyet riskleriyle işsizlik riski de sigorta kapsamına alındı. Çarlık Rusyası’nda 1912’den beri hastalık-analık sigortası bulunuyordu, sovyet hükümeti 1922'de yaşlılık-maluliyet sigortasını kurdu. Fransa'da, 1910’da, zorunlu işçi ve köylü emekliliği yasası çıkarıldı. 5 mart 1928 tarihli yasayla, bunu yeniden ele alan 30 nisan 1930 tarihli yasa, emekçileri hastalık, maluliyet ve yaşlılık risklerine karşı koruyacak bir sosyal sigortalar sistemi oluşturdu. 1935'te, Avrupa ülkelerinin çoğu, artık tam bir sosyal sigortalar sistemi uygulamasına geçmiş bulunuyordu.

• 1945'ten bu yana sosyal güvenlik yasaları. Sosyal güvenlikle ilgili yasalar bütün ülkelerde giderek arttı. Devletçi sistemlerden her zaman uzak durmasına rağmen ABD bile, zorunlu yaşlılık sigortası ile bir maluliyet sigortası çekirdeği oluşturdu. Bu arada sistemin temelleri de gelişti: başlangıçta, sosyal sigortalar, en yoksul emekçileri bile tasarrufa (gerçi işveren ve devlet de buna katkıda bulunuyordu) zorladığı halde, modern sosyal güvenlik anlayışı, ulusal gelirin belli bir bölümünün yeniden paylaştırılması amacını (hem sosyal adalet, hem de iktisadi bunalımlara karşı mücadele bakmından) taşır. Bu son yılların en önemli olaylarından biri de, sosyal sigortaların (ve sosyal güvenlikle ilgili diğer mevzuatın) önce bütün işçilere (kazançları ne olursa olsun), sonra da nüfusun tümüne yavaş yavaş ve sürekli bir biçimde yayılmasıdır.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

14 Haziran 2013 / NihLe Ekonomi
26 Temmuz 2010 / Ziyaretçi Arşive Kaldırılan Konular
8 Haziran 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
9 Haziran 2010 / Misafir Soru-Cevap
13 Mart 2016 / nötrino X-Sözlük