SİNMEK gçz. f.
1. Bir yere sinmek, bir canlı varlık sözkonusuysa, göze çarpmamak, kendini göstermemek için uygun bir yere bedenini tortop ederek saklanmak: Kedi korkuyla bir köşeye sindi.
2. Korkudan, yılgınlıktan vb. gerekli tepkiyi gösterememek: Zavallı adamcağız tehditler nedeniyle büsbütün sindi, önceki ifadesini de geri aldı.
3. Bir yere bir şeye sinmek, bir kokudan söz ederken, ona işlemiş, nüfuz etmiş olmak; etkisini çıkmayacakmışçasına sürdürmek; soyut bir şeyden söz ederken, bir yerde, bir şeyde kalıcı bir iz bırakmış olmak: Sigara kokusu sinmiş giysileri havalandırmak. Her tarafa bir korku, bir kuşku sinmişti.
4. Bir kimsenin ruhuna, düşüncesine vb. sinmek, bir şeyden söz ederken, bir kimsede bir alışkanlık, bir davranış biçimi olarak yer etmek: Sevgisizlik onun ruhuna sinmişti.
—Avc Bir av hayvanından söz edildiğinde durmak ya da koştuktan sonra hareketsiz kalmak ya da uçtuktan sonra yere konmak.
♦ sindirmek ettirg. f.
1. Bir kimseyi, bir topluluğu sindirmek, onları korkutarak, yıldırarak gerekli tepkiyi göstermez duruma getirmek: Onu da sindirdikten sonra, artık her istediğini yapabilir.
2. Bir besini, yiyecekleri sindirmek, sindirim aygıtında gereken değişikliklere uğratarak özümlemeye hazır duruma getirmek; hazmetmek: Akşam yediği yemeği sindirememiş.
3. Bir şeyi (bir şeye bir yere) sindirmek, onu, kalıcı bir iz bırakmasına yol açmak ya da bunu sağlamak: Zamanın eşyaya sindirdiği bir havaydı bu.
4. Bilgileri, düşünceleri vb. sindirmek, onları derinlemesine anlamak, zihnine iyice yerleştirmek; hazmetmek: Okuduklarını sindirememiş biri.
5. Bir şeyi (bir sözü, davranışı) [içine] sindirmek, onu kabullenmek, ona dayanmak: Bu iftirayı bir türlü içine sindiremedi.
6. Bir durumu sindirememek, ulaşılan olumlu bir duruma uygun davranışlarda bulunmamak: Eski arkadaşlarına sırt çevirmesi bu başarıyı sindiremediğini gösteriyor.
♦ sindirilmek edilg. f.
1. Korkutularak, yıldırılarak tepkisiz duruma getirilmek: Baskı rejimince sindirilmiş bir toplum.
2. Sindirim aygıtında gerekli değişikliklere uğratılmak; hazmedilmek.
3. Derinlemesine anlaşılmak, kavranmak, hazmedilmek: Sindirilememiş bilgiler.
1. Bir yere sinmek, bir canlı varlık sözkonusuysa, göze çarpmamak, kendini göstermemek için uygun bir yere bedenini tortop ederek saklanmak: Kedi korkuyla bir köşeye sindi.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir yere bir şeye sinmek, bir kokudan söz ederken, ona işlemiş, nüfuz etmiş olmak; etkisini çıkmayacakmışçasına sürdürmek; soyut bir şeyden söz ederken, bir yerde, bir şeyde kalıcı bir iz bırakmış olmak: Sigara kokusu sinmiş giysileri havalandırmak. Her tarafa bir korku, bir kuşku sinmişti.
4. Bir kimsenin ruhuna, düşüncesine vb. sinmek, bir şeyden söz ederken, bir kimsede bir alışkanlık, bir davranış biçimi olarak yer etmek: Sevgisizlik onun ruhuna sinmişti.
—Avc Bir av hayvanından söz edildiğinde durmak ya da koştuktan sonra hareketsiz kalmak ya da uçtuktan sonra yere konmak.
♦ sindirmek ettirg. f.
1. Bir kimseyi, bir topluluğu sindirmek, onları korkutarak, yıldırarak gerekli tepkiyi göstermez duruma getirmek: Onu da sindirdikten sonra, artık her istediğini yapabilir.
2. Bir besini, yiyecekleri sindirmek, sindirim aygıtında gereken değişikliklere uğratarak özümlemeye hazır duruma getirmek; hazmetmek: Akşam yediği yemeği sindirememiş.
3. Bir şeyi (bir şeye bir yere) sindirmek, onu, kalıcı bir iz bırakmasına yol açmak ya da bunu sağlamak: Zamanın eşyaya sindirdiği bir havaydı bu.
4. Bilgileri, düşünceleri vb. sindirmek, onları derinlemesine anlamak, zihnine iyice yerleştirmek; hazmetmek: Okuduklarını sindirememiş biri.
5. Bir şeyi (bir sözü, davranışı) [içine] sindirmek, onu kabullenmek, ona dayanmak: Bu iftirayı bir türlü içine sindiremedi.
6. Bir durumu sindirememek, ulaşılan olumlu bir duruma uygun davranışlarda bulunmamak: Eski arkadaşlarına sırt çevirmesi bu başarıyı sindiremediğini gösteriyor.
♦ sindirilmek edilg. f.
1. Korkutularak, yıldırılarak tepkisiz duruma getirilmek: Baskı rejimince sindirilmiş bir toplum.
2. Sindirim aygıtında gerekli değişikliklere uğratılmak; hazmedilmek.
3. Derinlemesine anlaşılmak, kavranmak, hazmedilmek: Sindirilememiş bilgiler.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Sinmek Nedir?
