Arama

Işıldama Nedir?

Güncelleme: 15 Aralık 2015 Gösterim: 630 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
15 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
IŞILDAMA a. Maddenin, elektromanyetik bir ışıma yayımlama olayı. (Bu ışımanın yeğinliği, belli dalga boylan ya da belli küçük tayf bölgeleri için, bu maddenin aynı sıcaklıkta yaptığı ısıl ışımanın yeğinliğinden daha büyüktür.) [Bk. ansikl. böl. Atom fiz.)

Sponsorlu Bağlantılar
—Jeofiz. Atmosfer ışıldaması, parçacıklar arasındaki çarpışma ya da tepkimeyle ya da Güneş ışınımıyla uyarılan atmosferdeki atomların ve moleküllerin yol açtığı ışık yayımı. (Bk. ansikl. böl. Jeofiz.)

—Metalogr. Katodik ışıldama, mikrosonda ya da taramalı elektron mikroskobuyla çözümleme sırasında kimi kimyasal bileşiklerin elektron demeti etkisiyle belli renklerde ışık yayımı.

—Miner. Kedigözü kuvarsı, Labrador fel- dispatı, kaplangözü amfibolü gibi bazı minerallerin, yapraksı ya da lifsi sistemlerindeki iç yansımaları devingen biçimde gönderme özelliği.

—Tem. parç. Işıldama gücü, iki demetin çarpışma halkalarında karşılaşması sırasında, saniyede etkileşim sayısını hesaplamaya yarayan ayırtedici büyüklük.

—ANSİKL Atom fiz. Işıldama, katilarda, gazlarda, sıvılarda, anorganik ve organik maddelerde gözlemlenir. Ateşböcekleri, kimi kabuklular, bu olayın doğal örneklerini oluşturur Işıldama çeşitli biçimlerde doğabilir: malzemeyi aydınlatma (ışılışıldama); a ya da /3 parçacıklarıyla (radyoışıldama) ve hızlandırılmış elektronlarla ışınlama (katodik ışıldama); sürtünme sonucu (sürtünmeli ışıldama); kimyasal bir tepkime sırasında (kimyasal ışıldama ya da biyoışıldama) vb.
Bütün hallerde, madde atomlarının elektronlarına belli bir enerji verilir (uyarma) ve denge haline dönüş, foton yayımına, yani bir elektromanyetik ışımaya yol açar. Demek ki tek tek atomlar için ışılışıldama, foton soğurma-yayım olayının yalnızca özel bir biçimidir: uyarma evresinde atom bir foton soğurur; bu olgu atomun elektronlarından birinin temel halden uyarılmış hale geçişine yol açar; uyarılmış halden temel hale dönüş ise ya doğrudan ya da ardışık evrelerle gerçekleşir; bu evrelerde uyarıcı fotonun enerjisinden zorunlu olarak daha düşük enerjili fotonlar yayımlanır; işte bu olaya ışıldama denir.
Moleküller için olay daha karmaşıktır; çünkü elektron düzeylerine, atomların molekül içindeki titreşim enerjilerine bağlı "titreşim" düzeyleri de eklenir. (KUŞAKLAR’ tayfı.) Molekül, bir fotonu soğururken, temel halden uyarılmış hale geçer; uyarılmış halin enerjisi ise bir elektron enerjisi ile bir titreşim enerjisinin toplamına eşittir. Titreşim enerjisi, başka moleküllerle çarpışmalar (bir sıvıda) ya da kristal kafesinin fotonlarıyla etkileşim (bir katida) sonucu değişen hızlarla yitirilir. Dolayısıyla temel hale dönüşe (elektron uyarısızlaşması) bir foton yayımı eşlik eder; bu fotonun enerjisi, uyarıcı fotonun enerjisinden daha düşüktür.
Uyarmayı yayımdan ayıran zaman araiığı çok değişkendir ve gerçek anlamıyla yayımdan önce oluşan uyartsızlaşma ara süreçlerine bağlıdır. Flüorışı, genellikle fosforışıdan farklıdır: flüorışıda yayım hemen hemen anlıktır (10* 8 saniyeden az), oysa fosforışıda daha uzun sürer. Bu ayrım, süre sıcaklığa bağlı olduğu ölçüde değişebilir; dolayısıyla uzun flüorışılar ve kısa flüorışılar gözlemlenir.

—Jeofiz. Atmosfer ışıldaması.
Gözlem koşulları. Gün boyunca, atmosfer ışıldaması, atomlar ve moleküller üzerine düşen milyonlarca kez daha yeğin Güneş ışığıyla örtülür. Işıldama gece, Yer çevresinde yaklaşık 100 km yükseltide ince bir ışık halkası çizer. Bu halka, Yer çevresindeki yörüngeden teğetsel gözlemeyle kolayca izlenebilir. Atmosfer ışıldamasını 1920'de Lord Rayleigh aydınlığa kavuşturdu; 1950’de kutup ışığı ya da şimşek ve göktaşları kökenli ışıklar dışında, üst atmosferin yayımladığı ışık biçiminde tanımlandı. Günümüzde aeronominin temel inceleme konularından birini oluşturur.

Oluşum mekanizması. Güneş ışığı atmosferdeki molekülleri ve atomları ayrıştırır ya da iyonlaştırır. Ayrışma ya da iyonlaşma ürünleri etkileşime girer ve yeniden birleşerek özgüi dalga boylarında ışık yayımlarına yol açar; nitekim atmosferden gelen ışığın tayfında atom tayf çizgileri ya da molekül kuşakları gözlenir. Gece, gökyüzünde görülen en yeğin kuşaklar mor ötesinde oksijen molekülü kuşağı (Herzberg kuşakları), kızıl ya da kızılaltında OH kökü kuşağı (Meinel kuşakları) ve kızılaltında oksijen molekülü kuşağıdır. En yeğin tayf çizgileri 557,7 nm'lik yeşilde (yaklaşık 100 km yükseltide üçlü çarpışma sonucunda yeniden bileşmeyle), 630 ve 636,3 nm'lik kırmızıda (üst atmosferde 02 iyonlarının yeniden bileşmesiyle) oluşan oksijen atomu tayf çizgileridir. En üst atmosferde yani, Yer tacında da oksijen atomunun 121,6 nm'lik yeğin morötesi tayf çizgisi gözlemlenebilir; bu olgu soğurulan fotonların dalga boyundan daha uzun boyda fotonların yeniden yayımından kaynaklanır. Bu tür tayf çizgilerinden bazısı, atmosfer bileşenlerinin etkisi altında kalan
kutup ışığında da izlenebilir, ama bu halde uyarma dolaylı ya da dolaysız olarak enerji yüklü parçacıklardan kaynaklanır; oysa öteki çizgilere Güneş ışınımı yol açar.

incelemenin yaran. Atmosfer tayfının ve yeğinliğinin saat ya da mevsime göre değişimleri incelenirse, yüksek atmosferin doğası, bileşimi, yoğunluğu, sıcaklığı ve dalgalanmaları hakkında bilgi elde edilebilir. Bu bölgede oluşan fizikokimyasal gelişmeleri araştırmada en etkili yöntem tayfların çözümlenmesidir.


Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

11 Mart 2009 / ThinkerBeLL Fizik