IŞILDAMAK gçz. .
1. Kendi ışığıyla parlamak: Güneş ışıldıyor.
2. Işıklı yansımaları olmak, ışık yaymak, parıldamak: Güneşte ışıldayan çakıltaşları.
3. Bir duyguyu, ruhsal bir durumu, özellikle de bir doygunluk duygusunu güçlü bir biçimde belirtmek; parıldamak: Sağlıkla ışıldayan yüz. Yüzü neşeyle ışıldıyordu.
♦ ışıldatmak ettirg. f. Bir şeyin ışıldamasını sağlamak; parıldatmak.
1. Kendi ışığıyla parlamak: Güneş ışıldıyor.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir duyguyu, ruhsal bir durumu, özellikle de bir doygunluk duygusunu güçlü bir biçimde belirtmek; parıldamak: Sağlıkla ışıldayan yüz. Yüzü neşeyle ışıldıyordu.
♦ ışıldatmak ettirg. f. Bir şeyin ışıldamasını sağlamak; parıldatmak.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.