Arama

Org Nedir?

Güncelleme: 30 Ekim 2018 Gösterim: 1.944 Cevap: 3
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ORG

Ad:  org.JPG
Gösterim: 256
Boyut:  15.2 KB

a. (fr. orgue; “alet" anlamındaki yun. organon'un latinceleşmiş biçimi organum'dan).
Sponsorlu Bağlantılar
1. Belli sayıdaki borusu, körüklerdeki havanın basıncı altında, bir pedal sistemi ve bir ya da birçok klavyenin aracılığıyla ses veren çalgı. (Organol)
2.
  • Ağızlı org, değişebilen sayıda kamıştan borusu olan, her boruda serbest bir dilin bulunduğu, çoksesli havalı çalgı. (Borular, balkabağından ya da tahtadan yapılan hava haznesinin altında birleşirler. Bu tür çalgılara Güney-Doğu Asya’da, Çin, Kore ve Japonya'da rastlanır.
  • Büyük org, bir koro orgunun karşıtı olarak, tribün orgunun tümü.
  • Elektrikli org, klavye ile somye arasındaki bağlantıyı, elektrikli bir düzeneğin sağladığı çalgı.
  • Elektronik org, kilise orgunun tınısını taklit eden ya da yükseltilmiş, mekanik sinyallere dönüştürülmüş elektrik sinyalleri sayesinde özgün sesler üreten çalgı. (Organol)
  • Su orgu, HYDRAULİS’in eşanlamlısı.
Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 30 Ekim 2018 15:36
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Ekim 2018       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ORG
Organol. İ.Ö. III. yy.’da İskenderiyeli Ktesibios tarafından bulunduğu kabul edilen orgun, Batı Avrupa’ya VII. ve VIII. yy.'larda Venedik aracılığıyla girdiği sanılıyor. Org, XV. ve XVI. yy.'larda Güney Amerika’da, XVIII. yfy.’da Kuzey Amerika’ da, XIX. yy.'da Rusya'da, XX. yy.’da Asya ve Afrika’da da kullanılmaya başladı. Orgun tarihi, beş bölüme ayrılabilir:
Sponsorlu Bağlantılar

1. Antikçağ'da, pompaları suyun basıncıyla çalışan hydraulis, körükleri, insan koluyla hareket eden pnömatik orga dönüştü.

2. Ortaçağ'da üç org türü doğdu: kalçada taşınan ve tek elle çalınan portatif; daha büyük olan ve iki elle çalınan pozitif ve büyük tribün orgu. Ortaçağ orgunun, 12 ayaktan 1/2 ayağa kadar, birkaç yüz açık borusu vardı. Büyük bir yenilik olan registerin icadı, Ortaçağ’daki üç org türüne de yeni bir yapı kazandırdı. Her register, bir takıma karşılıktı. Bu register (üzerinde delikler bulunan sürgü çubuğu), somyede, tuşlarla hareket ettirilen ve havanın geçmesini sağlayan supaplar ile, boruların açık ayaklarının girdiği tabla arasına yerleştirilmişti.

3. Klasik dönemde özel boru sıralarını birbirinden ayırmaya yarayan bu buluştan olabildiğince yararlanıldı. Bu sıralardan bazıları, birçok orkestra çalgısını (flüt, trompet, kromorn, obua) taklit etme amacına yönelikti. Körük takımını ıslah eden org yapımcıları, çalgıya flüt ve trompet pedalyesi eklediler; takımlar bundan böyle, ağızlı, açık ya da kapalı ve dilli takımlar diye gruplandırıldı.

4. XVIII. yy.’ın ortalarından başlayarak, Avrupa'da orkestranın genişlemesi karşısında orgu orkestraya yaklaştırma çabalan görüldü. 4 ya da 5 klavyeli anıtsal tipte orgların takım sayısı 60, 80, hatta 90’ı bulabiliyor ve bunlar toplam 4 000 - 5 000 boruyu kapsayabiliyordu.

5. Birinci ve ikinci Dünya savaşları arasında, eski müziğin rağbet görmeye başlaması, org yapımcısını, klasik orgla senfonik orgun bir bireşimini tasarlamaya itti. Org yapımcıları, her tür müziğe, her tür anlayışa hizmet edebilecek bir org yapmayı tasarladılar.

Roma dünyasının çöküşünden sonra, org sirklerde ve tiyatrolarda kullanılmaz olduysa da, evlerde, senyör malikânelerinde, katedral ve manastır kiliselerinde kendisine yer buldu. XI. yy.’dan XVIII. yy.’a kadar ibadet çalgısı olan org, XVIII. yy.'daki dinsel konserlerde yeniden konser salonlarına girdi. XIX. ve XX. yy.’da zaman zaman tiyatrolarda da görüldü. Tarihi boyunca çoksesli bir çalgı olan org için, sanatçılar, cantus planus temalarından yola çıkılarak yazılmış özel ayetler ya da şarkı transkripsiyonları bestelediler. XVII. yy.’da org repertuvarına, operalardan, hatta danslardan alınmış öğeler girdi. Org için konçerto XVIII. yy.’da, senfoni XIX. yy.’da doğdu.

Org, 1930’ların başlarıyla 1960'ların sonları arasında ani bir gelişme gösterdi. 1927'de kurulan Paris derneği’nin ardından, org severler birçok yeni dernekler kurdular Org konserleri ve festivaller, çalgının repertuvarını yaygınlaştırdı; yorum ve doğaçlama yarışmaları, sanatçıların verimini artırdı. II. Vatikan temsilinden sonra, kilise orgu, ayindeki yerini yitirdi, buna karşılık org konserleri yoğunlaştı.
Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Ekim 2018       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Elektronik org.


Başlıca üç türü vardır: borulu orgu taklit eden ayin orgu; bir grup müzikçinin yerini tutabilecek tek bir çalgı isteğine cevap veren portatif org (bir rhythm box’ı [ritim kutusu] olan bu elektronik org türünde, programlanmış ritmik ve armonik eşlikler sağlayan tuşlar vardır) ve profesyonel varyete müzikçilerince kullanılan ve uygulamada sınırsız ses etkileri sağlayan sahne orgu.

Bu orglar, elektromekanik, elektrostatik, elektronik ve sayısal bir sistem sayesinde çalışır. Hammond’un geliştirdiği elektrometenik sistemde, hoparlörleri besleyen bir elektromıknatısta değişken bir akım indükleyen ses çarklı elektrik üreteçleri kullanılır. Dereux’nün buluşu olan elektrostatik sistem, kromatik gamın 12 yarım sesine karşılık olan 12 üreteç üzerindeki org borularının kayıtlarını eşmerkezli osilogramlar biçiminde yazar.

Çözümlenen ve yeniden bileştirilen bu veriler, hoparlör odalarında kilise orgunun tınısını veren ses titreşimlerine dönüşür. Elektronik sistem, armonikçe zengin dalgalar üretir. Ayıklanan ve süzülen bu dalgalar, orgun takım sayısınca kanal oluşturan çözümleyicilerden geçer. Her kanal, bir yükseltece bağlıdır. Sayısal sistem, gerçek bir sesi çözümleyerek, bir mikrobilgisayarın belleğine aktarılan sayısal verilere dönüştürür. Sayısal bir sentetizör, bu bilgileri yeniden işleyerek hoparlörlerde dinlenebilir elektromekanik titreşimlere çevrilen bir dizi elektrik gerilimine dönüştürür.
Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Ekim 2018       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ORG


Müzik aletlerinin en büyüğü olan orgdan bir orkestrada olduğu kadar çok çeşitli sesler elde edilebilir. Kabaca, bir boru sistemi, klavye, pedallar ve körükten oluşur. Ses, üflemeli çalgılarda olduğu gibi, boru içindeki hava sütununun titreşmesiyle elde edilir; değişik ses tonları ve notalar ise piyanoda olduğu gibi tuşlarla denetlenir. Bu özelliğinden dolayı hem klavyeli hem de üflemeli çalgılar sınıfına girer.

Org başlıca üç bölümden oluşur:


1) Değişik büyüklükteki borulardan oluşan boru takımı;
2) bir körük ya da günümüzde olduğu gibi bir vantilatör ile hava kanallarından oluşan hava kasası;
3) ses tonlarının ve notaların denetlenmesini sağlayan konsol.

Org Boruları


Metal ya da tahtadan yapılan org boruları değişik boylardadır. Hava kasasının üzerinde, ağızları hava almaya uygun biçimde aşağıda olmak üzere, düşey olarak dizilidir. En kısa boru en tiz (ince) sesi, en uzun boru ise en pes (kalın) sesi verir. Boruların öteki ucu kapalı ya da açık olabilir. Ucu kapalı bir boru, iki katı uzunluktaki ucu açık bir boru ile aynı sesi verir.

Orgda çentikli ve dilli olmak üzere iki çeşit boru vardır. Çentikli borular basit bir düdük biçimindedir. Hava kasasından gelen hava, borunun içindeki çentikten geçerken titreşir ve flüt sesine benzeyen bir ses çıkarır. Çentikli borulardan sayıca daha az olan dilli boruların içinde hava sütununu titreştiren, metalden bir dil (kamış) vardır. Dilli borular obua ya da trompet tonunda bir ses çıkarır. Büyük orglarda birden çok boru takımı bulunur.
Ad:  ORG1.JPG
Gösterim: 331
Boyut:  63.9 KB

Konsol


Konsol, orgdan elde edilecek ses tonlarının ve notaların denetlenmesi için gerekli düzenekleri içerir. Orgun klavyesi (manuel) piyanoda olduğu gibi tuşlardan oluşur. Klavye aletin alt bölümündeki pedal takımıyla birlikte boru takımlarına komuta eder. Her tuş, aynı notayı farklı tınılarla seslendiren birkaç boruyla bağlantılıdır. Büyük orglarda birkaç boru takımıyla, birden çok klavye ve pedal takımı vardır.

Klavyenin sağında ve solunda ses denetleme düğmeleri bulunur. Bu düğmeler boru takımlarının körükten gelen basınçlı havayla ilişkisini sağlayan tahta sürgülere bağlıdır. Orgcu ses elde etmek istediği boru takımının altındaki sürgünün düğmesini çekerek boruların ağzını açar ve içeri hava girmesine olanak sağlar. Tuşa basınca, hava kasasından gelen havanın borunun içinde titreşmesiyle ses elde edilir. Orgcu düğmeyi ittiğinde geri kayan sürgü borunun ağzını kapatarak sesin kesilmesini sağlar.

Bilinen ilk org İÖ 250'de Mısır'da yapıldı. Hydraulos adı verilen bu org su basıncıyla sağlanan havayla çalışıyordu. Romalılar hydraulos'u gladyatör gösterilerinde kullanırlardı. Avrupa'da 10. yüzyıldan sonra kiliselerde yaygın bir biçimde kullanılmaya başlayan orgun günümüzde de kilise müziğinde çok önemli bir yeri vardır. Tarih boyunca çeşitli aşamalardan geçen org, 15. ve 16. yüzyıllarda ses niteliği ve yapısı bakımından önemli değişikliklere uğradı. Org en parlak çağını, org müziğini yetkinleştiren büyük besteci Johann Sebastian Bach döneminde yaşadı.

Bach'ın ölümünden sonra gerilemeye başlayan org yapımı 20. yüzyılda yeniden önem kazandı. Org yapımında orgun yerleştirileceği salonun özellikleri göz önünde tutulduğundan, bütün orglar birbirinden farklıdır. Dünyanın en büyük orgu ABD'de Atlantic City'dedir. 40 bin kişilik bir salonda bulunan bu orgun 33 binden fazla borusu ve yedi klavye takımı vardır. İlk kez 1934'te ABD'de yapılan elektronik orgda borular ve hava mekanizması bulunmaz; sesler elektronik olarak üretilir.
kaynak: Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

24 Ocak 2012 / Misafir Cevaplanmış
16 Aralık 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
16 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Bilgisayar
5 Haziran 2013 / _Ceyda_ X-Sözlük
4 Şubat 2010 / BrookLyn Rüya Tabirleri