LEF -ffi (ar. leff). Esk.
1. Sarma, kendi üzerine katlayıp toplama.
2. Zarf, mektup, bohça vb’nin içine koyup yollama.
—Ed. Leff ü neşir, divan edebiyatında birkaç şeyi sıraladıktan sonra onlara uygun karşılıklara da yer verme sanatı. || Leff ü neşri mürettep, bir beytin birinci dizesinde sıralanan şeylerin karşılıklarının ikinci dizede aynı sıraya göre verildiği leff ü neşir türü. Örn. "Bu ne yüzdür bu ne gözdür bu ne zülf ü bu ne bâlâ / Biri lale biri nergis biri sünbül biri tûbâ ” (Bu ne biçim yüzdür, bu ne biçim gözdür, bu nasıl saç ve nasıl boydur? Biri laledir [yüz laleye benzetiliyor], biri nergistir [göz nergise benzetiliyor], biri sünbüldür [saç sünbüle benzetiliyor], biri tuba ağacıdır [sevgilinin boyu tuba ağacına benzetiliyor]) [Ahmet Paşa], || Leff ü neşri gayri mürettep, ikinci beyitte ilk beytin sonrası gözetilmeden yapılan leff ü neşir sanatı. Örn. "Aksi rûyün suya salmış saye zülfün toprağa / Anber etmiş toprağın ismin suyun adın gülab" (Yanağının yansıması suya, saçın da toprağa gölge salmış. Toprağın adını anber, suyun adını da gülsuyu yapmış [birinci dizede önce su sonra toprak, ikinci dizede önce toprak ve onunla ilgili olarak anber, sonra da su ve onunla ilgili olarak gülsuyu anılmıştır]) [Fuzuli],
1. Sarma, kendi üzerine katlayıp toplama.
Sponsorlu Bağlantılar
—Ed. Leff ü neşir, divan edebiyatında birkaç şeyi sıraladıktan sonra onlara uygun karşılıklara da yer verme sanatı. || Leff ü neşri mürettep, bir beytin birinci dizesinde sıralanan şeylerin karşılıklarının ikinci dizede aynı sıraya göre verildiği leff ü neşir türü. Örn. "Bu ne yüzdür bu ne gözdür bu ne zülf ü bu ne bâlâ / Biri lale biri nergis biri sünbül biri tûbâ ” (Bu ne biçim yüzdür, bu ne biçim gözdür, bu nasıl saç ve nasıl boydur? Biri laledir [yüz laleye benzetiliyor], biri nergistir [göz nergise benzetiliyor], biri sünbüldür [saç sünbüle benzetiliyor], biri tuba ağacıdır [sevgilinin boyu tuba ağacına benzetiliyor]) [Ahmet Paşa], || Leff ü neşri gayri mürettep, ikinci beyitte ilk beytin sonrası gözetilmeden yapılan leff ü neşir sanatı. Örn. "Aksi rûyün suya salmış saye zülfün toprağa / Anber etmiş toprağın ismin suyun adın gülab" (Yanağının yansıması suya, saçın da toprağa gölge salmış. Toprağın adını anber, suyun adını da gülsuyu yapmış [birinci dizede önce su sonra toprak, ikinci dizede önce toprak ve onunla ilgili olarak anber, sonra da su ve onunla ilgili olarak gülsuyu anılmıştır]) [Fuzuli],
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Lef Nedir?
