KADÜK sıf. (fr. caduc, caduque, lat. ca- dere, düşmek’ten).
1. Geçerliliğini yitirmiş, hükümsüz.
2. Kadük olmak, geçerliliğini yitirmek, hükümsüz olmak.
—Biyol. Her sene ya da zaman zaman, işlevi biter bitmez düşen organlara denir (Meşe ağacının yapraklan, geyiğin boynuzları ve gelinciğin çanakyaprakları kadüktür.)
—Huk. Geçerliliği son bulmuş bir hukuk işlemi için kullanılır. (Kadük bir yasa, kadük bir vasiyet ya da bağış.)
—Zool. Desidualı memelilerde endometriyum ya da dölyatağı mukozasının dölütle birlikte dışarıya atılan bölümü. (Eşanl. DE SİDUA.) [Bk. ansikl. böl.]
—ANSİKL. Memelilerde, blastosistin dölyatağında yuvalanması sırasında, embriyonu çevreleyen bükülmüş kadük'e ve döl- yatağının geri kalan bölümünü sınırlayan gerçek kadük'e rastlanır. Dölütün büyümesi dölyatağı ışığını daraltarak, yavrulama anında dölütle birlikte dışarıya atılan her iki kadüğün birleşmesine ve kaynaşmasına yol açar. Kadük ya da desidua, böcekyiyenlerde, kemiricilerde, yarasalarda, abalımemelilerde ve primatlarda bulunur.
1. Geçerliliğini yitirmiş, hükümsüz.
Sponsorlu Bağlantılar
—Biyol. Her sene ya da zaman zaman, işlevi biter bitmez düşen organlara denir (Meşe ağacının yapraklan, geyiğin boynuzları ve gelinciğin çanakyaprakları kadüktür.)
—Huk. Geçerliliği son bulmuş bir hukuk işlemi için kullanılır. (Kadük bir yasa, kadük bir vasiyet ya da bağış.)
—Zool. Desidualı memelilerde endometriyum ya da dölyatağı mukozasının dölütle birlikte dışarıya atılan bölümü. (Eşanl. DE SİDUA.) [Bk. ansikl. böl.]
—ANSİKL. Memelilerde, blastosistin dölyatağında yuvalanması sırasında, embriyonu çevreleyen bükülmüş kadük'e ve döl- yatağının geri kalan bölümünü sınırlayan gerçek kadük'e rastlanır. Dölütün büyümesi dölyatağı ışığını daraltarak, yavrulama anında dölütle birlikte dışarıya atılan her iki kadüğün birleşmesine ve kaynaşmasına yol açar. Kadük ya da desidua, böcekyiyenlerde, kemiricilerde, yarasalarda, abalımemelilerde ve primatlarda bulunur.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Kadük Nedir?
