Arama

Para Nedir?

Güncelleme: 17 Şubat 2018 Gösterim: 11.296 Cevap: 4
VerSchL@GeN - avatarı
VerSchL@GeN
Ziyaretçi
23 Kasım 2007       Mesaj #1
VerSchL@GeN - avatarı
Ziyaretçi

PARA

Ad:  para.jpg
Gösterim: 242
Boyut:  16.6 KB

a. (fars. pare, parça'dan).
Sponsorlu Bağlantılar
1. Devletçe bastırılan, üzerinde itibari değeri yazılı kâğıt ya da metal ödeme aracı: Bozuk para. Kâğıt para.
2. Herhangi bir ülkede kullanılan para birimi: Mark, alman parasıdır.
3. Hangi biçimde olursa olsun tüm nakit paralar, menkul değerler, mal mülk: Çok parası var, çok zengin. Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir.
4. Esk. Kuruşun kırkta biri.
  • Para babaları, ellerindeki büyük parasal kaynakları kullanarak siyasi alanda etkili olan iktisadi çevreler.
  • Para babası, çok zengin kimse
  • Oyunda, kumarda para basmak, belli miktarda bir paraya oynamak.
  • Para bozmak, kâğıt ya da madeni bir parayı aynı değerde daha küçük kâğıt ya da madeni paralarla değiştirmek.
  • Para canlısı, parayı çok seven, ona aşırı ölçüde düşkün kimse için kullanılır.
  • Para cicoz, para nanay, hiç para yok (arg.).
  • Para çekmek, bankaya yatırılmış paradan bir bölümünü geri almak; bir kimseden çeşitli gerekçelerle para sızdırmak: Bugün bankadan bir milyon lira çektim. İkide bir babasına gidiyor, şunlar şunlar yapılacak, diye ondan para çekiyordu.
  • Para çıkarmak, para basarak piyasaya sürmek; bir kimse sözkonusuysa, başka yerde bulunan bir kimseye banka ya da posta kanalıyla para göndermek.
  • Para dökmek, bir iş ya da şey için çok fazla para harcamak: Bu üç gözlü evi yaptırabilmek için çok sıkıntı çekmiş, çok para dökmüştü; bir işi yaptırabilmek için ilgililere rüşvet vermek.
  • Para etmek, belli bir değeri olmak: Para edecek bir şeyi olsa hemen satacak, bu durumdan kurtulacaktı.
  • Para etmemek, değerine göre saklamamak: Tütünler bu yıl hiç para etmedi; bir iş ya da durum için, etkili olamamak: Adam direniyor, yalvarıp yakarmalar da para etmiyor.
  • Para getirmek, kazanç sağlamak: Bu para getirecek bir iş değil.
  • Para için her şeyi yapmak, para kazanmak için her yolu denemek.
  • Para ile değil, bir şeyin bedava sayılacak kadar ucuz olduğunu belirtmek için söylenir.
  • Para ile değil, sıra ile, her işin para ile yapılmadığını, sıra beklemenin gerekliliğini belirtmek için söylenir.
  • Para kesmek, sözkonusu bir devlet ise para basmak; bir kimse ise çok para kazanmak: Daha fazla göndere- mem, ben burada para kesmiyorum ya.
  • Para kırmak, çok para kazanmak.
  • Para pul, bir kimsenin elinde bulunan para ya da para edebilecek şeylerin tümü: Parasını pulunu olduğu gibi bu işe yatırdı.
  • Para saymak, bir şey için para ödemek: Bedava değil ya, para saydık aldık.
  • (Bir kimseden) para sızdırmak, kapmak, bir kimseden vermek istemediği halde tüm yollara başvurarak para almak.
  • Para tutmak, parasını gelişigüzel harcamayarak biriktirmek; sözkonusu satın alınan bir şey ise, karşılığı para olarak hesaplanmak.
  • Para üstü, paranın üstü, edimsel ödeme miktarıyla ödenecek miktar arasındaki fark; üstü: Paranın üstünü vermek. Ne zaman alışverişe gönderilse, paranın üstünü geri vermez.
  • Para vurmak, yasadışı yollarla para edinmek ya da çok para kazanmak.
  • Para yapmak, para kazanıp biriktirmek: Yurtdışına gidince iyi para yaptı.
  • Bir işe para yatırmak, o iş için gerekli yatırımları yapmak.
  • Bir yere para yatırmak, gerektiğinde almak üzere banka vb bir yere para vermek.
  • Para yedirmek, bir işi yaptırabilmek için bir kimseye rüşvet vermek; bir kimse için gereksiz yere para harcamak; Arkadaşına az mı para yedirdin? Para yedirmezsen işini yaptıramazsın.
  • Para yemek, yerli yersiz para harcamak, zimmetine para geçirmek ya da rüşvet almak; sürekli para harcamak durumunda bırakmak: Böyle para yersen, bir süre sonra beş kuruşsuz kalırsın. Para yiyerek köşeyi dönmek. Enflasyon nedeniyle inşaat umduğumuzun çok üzerinde para yiyor.
  • Paradan çıkmak, para harcamak zorunda kalmak.
  • Paran kadar konuş, "söz hakkın sahip olduğun para ölçüsündedir" anlayışını ifade eden söz.
  • Paranın gümüş olduğunu anlamak, savurganlıktan kaçınmak gerektiğini kavramak.
  • Paranın yüzü sıcak, paranın çekiciliğini, onu geri çevirmenin olanaksızlığını belirtmek için söylenir
  • Parasını çıkarmak, sözkonusu parayla alınan ya da parayla gerçekleştirilen bir şeyse, ödenen parayı karşılayacak kadar yarar sağlamak ya da yatırılan parayı kazanç olarak vermek.
  • Parasını sokağa atmak, değersiz bir mala ya da işe yatırmak.
  • (Bir kimsenin) parasını yemek, yaşamını kendi emeğiyle değil, başkasının parasıyla sürdürmek; asalak olarak yaşamak.
  • Parasıyla rezil olmak, harcadığı paranın karşılığını alamamak ya da rahat etmesi için para harcamasına karşın sıkıntı çekmek.
  • Bir şeyi paraya çevirmek, bir malı satarak değeri kadar para almak: Hisse senetlerini paraya çevirmek.
  • Paraya kıymak, yapılması ya da alınması istenen bir şey için gerekiyorsa bol para harcamaktan taşınmamak: Paraya kıyıp her şeyin en iyisini almak.
  • Paraya para dememek, çok para kazanır durumda olmak; herhangi bir miktarda parayı az bulmak; hiç düşünmeden bol para harcamak.
  • Parayı denize, sokağa atmak, parayı bcşuna harcamak, israf etmek.
  • Parayı mezara mı götüreceksin, parası olup da gerektiğinde harcamayanlara söylenen bir tür uyan, eleştiri sözü.
  • Parayı veren düdüğü çalar, parasız hiçbir şey elde edilemez.
Kaynak: Büyük Larousse


Son düzenleyen Safi; 17 Şubat 2018 02:27
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
9 Mayıs 2008       Mesaj #2
nünü - avatarı
Ziyaretçi

sağlam para


Uluslararası para piyasasında kolaylıkla değiştirilebilen ve kuru devamlı koruyan veya yükselen para.
Sponsorlu Bağlantılar

para birimi


Bir devletin para için kabul ettiği değer ve eder ölçüsü.

para kısıtlaması


1 . Para şişkinliğine karşı önlem olarak paranın piyasada azalmasıyla satın alma gücünün artması, deflasyon.
2 . Piyasada likit para dolaşımını sınırlandırma.

artı para


Banka tarafından müşteri hesabı için öngörülen limitten belirli bir miktar daha fazlasını kullanma imkânı veren tutar, acil ihtiyaç kredisi.

bloke para


Tutulmuş para.

bozuk para


Ufak birimlere ayrılmış para, ufaklık, ufak para, bozuk, bozukluk: "Hesap istedi. Bozuk paralarını sayıp borcunu ödedi."- N. Cumalı.
bozuk para gibi harcamak

çürük para


Ayarı düşük on akçe, sağ para karşıtı.

demir para


Madenî para.

para babası


Parası çok, varlıklı kimse.

para dolaşımı


Dolanım.

büyük para


Çok para.

kâğıt para


Devlet bankası tarafından piyasaya çıkarılan değeri kâğıt üzerinde belirtilen para, banknot.
Son düzenleyen Safi; 17 Şubat 2018 02:30
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
14 Nisan 2009       Mesaj #3
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
┌─────Para────
İsim, ekonomi Farsça p¥re

┌───Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit:──
"Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı." - F. Otyam.

┌───Kazanç:──
"Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir."- S. F. Abasıyanık.
Eskimiş Kuruşun kırkta biri.
Son düzenleyen Safi; 17 Şubat 2018 02:17
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
2 Mayıs 2014       Mesaj #4
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Elektronik Para (e-para, e-cash, sanal para) Nedir?
e-para, tam olarak, kullandığınız bilgisayarın sabit diskinde sizin adınıza bulunan, ve internet üzerinde yaptığınız alışverişlerde harcayabileceğiniz paradır. Siz harcama yaptıkça, harcadığınız miktar toplamdan düşülür. e-para kullanımı pek yaygın değildir. Ancak, gelecekte sık kullanacağımız bir araç olabilir. Aşağıdaki satırlar bazılarımıza şu an bir fantazi gibi gelebilir.
Temel olarak, gidip, e-para servisi veren bir bankadan, kredi kartımızla ya da peşin ödemeyle, bir miktar e-para alıyoruz. Daha sonra, banka bu miktarı bizim bilgisayarımıza transfer ediyor.Internet üzerinde bir alışveriş yaptığımızda da, eğer burada e-para geçiyorsa, sipariş formunda e-para ile ödeme yapılacağını belirtiyoruz. Miktar otomatik olarak bilgisayarımızdaki miktardan düşülüyor. Bütün bu işlemler, e-para servisi veren bankamızdan da kontrol ediliyor. Bazı uygulamalarda, e-para ödemesi doğrudan bankadan yapılıyor. Bu durumda, size bir e-posta mesajı ile, ilgili siparişi alıp almayacağınız soruluyor. Böylece, alışverişlerde, fiziksel olarak alışageldiğimiz "para dolaşımı" ortadan kalkıyor.

Elektronik Para (E-Para) Nedir?
Elektronik para Internet’te kullanılmak üzere geliştirilmiş para birimidir. Elektronik para günlük hayatta kullanılan mağaza çeklerinin Internet ortamındaki karşılığı olarak değerlendirilebilir. Bu sistemden yararlanmak isteyen kişilerin ilk olarak elektronik para hizmeti sunan şirketler tarafından geliştirilen sistemlere üye olmaları ve kart bilgilerini bu sitelerde tanımlamalıdırlar. Bundan sonra elektronik para ile anlaşmalı mağazaların sitelerinden diğer taraflar ile sanal alışveriş yapabilirler. Bu sistemler sayesinde kişiler her sitede kart bilgilerini siteye girmek zorunda kalmazlar.

Kişiler alışveriş yaparken bu sistemdeki hesap bilgilerini siteye yazar, sistem satıcıya ödemesini geçer ve alıcının kartından o miktar kadar ödeme çeker, böylelikle alıcı kendini güvence altına alır, sadece bir firmaya ödeme yapar. Elektronik para sistemleri, istenilen miktarda paranın bir banka hesabından çekilerek, Internet üzerinden yapılacak harcamalarda kullanılmak üzere elektronik ortamda saklanmasını sağlar. Türkiye’de bu sistem henüz uygulamaya geçmemiştir. Dünyada elektronik para ve ödeme hizmeti veren bazı kuruluşlara örnek olarak Paypal (www.paypal.com) en büyük ve gelişmiş sistemdir.
Son düzenleyen Safi; 17 Şubat 2018 02:26
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
28 Kasım 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
PARA
—Bank. Para hacmi karşılıkları, emisyon bankasının pasifinde kayıtlı para hacmi karşısında aktifinde gözüken öğeler. (Altın ve döviz, Hazine’den olan alacaklar, ekonomiye ve özel kişilere verilen krediler.)

—Bank, ve Bors. Paraya çevirmek, bir malı, bir taşınır değeri para karşılığında satmak. ll Bir parayı başka bir paraya çevirmek, bir çeşit parayı başka çeşit bir parayla değiştirmek.

—Bank. veTic. Para bozma makinesi, içine konulan madeni paraları aldıktan sonra karşılığında otomatik olarak aynı değerde daha ufak para ya da jeton veren makine.

—Huk. Para borcu, konusu para olan borç.ll Para cezası, yasaca öngörülen belli bir paranın devlet hâzinesine ödenmesini öngören ceza. ll Sahte para - KALPAZANLIK.

—İkt.
  • Para arzı, özellikle devletin para politikasının etkisiyle, iktisadi karar birimlerinin kullanımına sunulan para. (Bu kavram, para talebi kavramından önce ortaya çıkmıştır.)
  • Para benzerleri, kolayca (sermaye kaybına yol açmadan) ödeme araçlarına dönüştürülebilen kısa vadeli tasarruf. (Para benzerleri, vadeli mevduatı, cüzdan hesaplarını, kamu ve özel kesim tahvillerini, kamu ortaklık senetlerini, ticari senetleri ve hazine bonolarını, ücretlilerin sosyal güvenlik kurumlan tarafından yönetilen tasarruflarını içerir. Para benzerleri, TC Merkez bankası'nın tasarrufundaki para hacminin bir bölümünü oluşturur.)
  • Para bloku, paraları altına çevrilebilir olmayan ortak bir paraya bağlı ülkeler topluluğu.
  • Para darlığı, emisyon hacminin daralarak, piyasadaki toplam para talebinin altına düşmesi.
  • Para hacmi, dolaşımdaki kâğıt ve ufaklık paraların ve vadesiz mevduatın tümü. (Geniş anlamıyla alındığında, para hacmi kavramı, para benzerlerini de defterlerdeki hesaplar, tasarruf hesapları, vadeli mevduat, vb kapsar.)
  • Para rezervleri, bir ülkenin elinde bulunan ödeme araçlarının tümü; bir ülkenin altın ve konvertibl döviz olarak sahip olduğu servetin resmen açıklanan net tutarı.
  • Para talebi, iktisadi karar birimlerinin, ellerin de parabulundurmak konusunda gösterdikleri istek. (Özellikle Keynes tarafından iktisat bilimine sokulan bu kavram, monetaristlerce de kullanılır.)
  • Paranın değer kaybı ya da depresiasyon'u, ulusal paranın değerinin düşmesi. (Paranın değer kaybetmesi, uzun süreli bir enflasyonun ya da kambiyo piyasası üzerinde düşüş doğurucu bir etki yapan sürekli bir ödemeler dengesi bozukluğunun bir sonucudur. Paranın sürekli ve dirençli bir değer kaybına uğraması, bir devalüasyona yol açabilir.)
  • Çift maden para sistemi ya da bimetalizm, iki para standardının birlikte var olduğu para sistemi: altın standardı ve gümüş standardı.
  • Mal para, gerçek değeri, üzerinde yazılı nominal değere eşit olan ya da yapıldığı maddenin değeri ile temsil ettiği satın alma gücü aynı olan ödeme aracı. (Günümüzde kullanılmayan mal paralar, eskiden genellikle gümüş ya da altından yapılırdı.)
  • Metal karşılıksız para sistemi, kâğıt parayı zorunlu dolaşıma tabi tutan ve herhangi bir kıymetli maden stoku güvencesine dayandırmayan para sistemi.
  • Tek maden para sistemi ya da monometalizm, bimetalizmin tersine, ancak bir tek para standardı -genellikle altın- kabul eden para sistemi.
  • Tutulan para -ANKES.
—Kâğ. san. Para kâğıdı, renkli baskıya elverişli ve katlanmaya dayanıklı kâğıt.

—Kamu mal.
  • Para değerini yükseltmek, paranın yasal ya da itibari değerini artırmak.
  • Para kirası ya da fiyatı, sermaye piyasasında uzun, orta ya da kısa vadeli krediler bulabilmek için ödenmesi gereken faiz oranı.
  • Taze para, bir devlet borçlanmasında değişimi kabul edilen daha önceki borçlanmalara ait tahvillerle değil de nakit para ile ödeme.
—Parac.
  • Para basmak, kâğıt ya da metali dolaşıma çıkarılmak üzere para durumuna getirmek.
  • İtibarsız para, tedavüle sürüldüğü ülkede zorunlu geçerliği olmayan ve bu bakımdan çoğu yabancı paralarla bir tutulan para.
  • Patlak para, basılırken, kenarları çatlamış para.
  • Gömme para, çevre halkasıyla orta kısmı iki ayrı madenden oluşan para.
  • Ezik para, simgesi dövülerek silinmiş para.
—Uluslarar. ikt.
  • Para bölgesi, para konusunda belli bazı ortak kurallara bağlı ülkelerin tümü. (Sabit paritelere dayanan paralar, birbirlerine çevrilebilir; elde edilen dövizler bir araya getirilir ve tek bir ülke tarafından yönetilir; siyasi, iktisadi ve mali gücü en büyük olan ülkenin parası merkezi para rolü oynar, ilk para bölgesi [Sterling bölgesi] 1931'de kuruldu. Ayrıca, frank bölgesi [1945], dolar bölgesi, ruble bölgesi ve escudo bölgesi de vardır.)
  • Avrupa para sistemi, 1978’de, Avrupa Ekonomik topluluğu’na üye ülkelerin, para politikaları arasında uyum sağlamak amacıyla (özellikle bir Avrupa para birimi [ecu] oluşturmak ve bir Avrupa Para fonu kurarak) benimsedikleri sistem.
  • Uluslararası para sistemi, uluslararası para ilişkilerini uyumlu duruma getirmeyi amaçlayan sistem.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 17 Şubat 2018 02:37

Benzer Konular

10 Mart 2008 / asla_asla_deme Taslak Konular