PARASIZ sıf.
1. Parası olmayan kimse için kullanılır: Hiçbir şey alamam, bugünlerde çok parasızım.
2. Karşılığında ödeme yapmaksızın yararlanılan şey için kullanılır; bedava: Giriş parasızdır. Parasız ve zorunlu eğitim.
3. Parasız pulsuz, yoksul, züğürt: Burada parasız pulsuz kalmıştım; para harcamadan, bedava olarak: Parasız pulsuz verilen şey bu kadar olur.|| Parasız tellal, kendine görev olarak verilmediği halde bir haberi yaymayı kendiliğinden üstlenmiş kimse.
—Eğit. Parasız yatılı, yeme, içme, yatma, barınma, giyim, ders kitabı ve araç-gereci gibi her türlü gereksinimi devletçe karşılanan ve geceleri okulda ya da okulun pansiyonunda kalan öğrenci. (Bk. ansikl. böl.)
♦ be.
1. Bir ücret, bir karşılık ödenmeksizin, parasız olarak: Sinemaya parasız girmek. Bir kimseye parasız ders vermek.
2. Para olmadan, para kazanmaksızın: Parasız yaşanmıyor.
1. Parası olmayan kimse için kullanılır: Hiçbir şey alamam, bugünlerde çok parasızım.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Parasız pulsuz, yoksul, züğürt: Burada parasız pulsuz kalmıştım; para harcamadan, bedava olarak: Parasız pulsuz verilen şey bu kadar olur.|| Parasız tellal, kendine görev olarak verilmediği halde bir haberi yaymayı kendiliğinden üstlenmiş kimse.
—Eğit. Parasız yatılı, yeme, içme, yatma, barınma, giyim, ders kitabı ve araç-gereci gibi her türlü gereksinimi devletçe karşılanan ve geceleri okulda ya da okulun pansiyonunda kalan öğrenci. (Bk. ansikl. böl.)
♦ be.
1. Bir ücret, bir karşılık ödenmeksizin, parasız olarak: Sinemaya parasız girmek. Bir kimseye parasız ders vermek.
2. Para olmadan, para kazanmaksızın: Parasız yaşanmıyor.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Parasız Nedir?
