Arama

Mihrap Nedir?

Güncelleme: 19 Ocak 2016 Gösterim: 10.682 Cevap: 2
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
7 Aralık 2007       Mesaj #1
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
Mihrap
İsim
Sponsorlu Bağlantılar

Oda, köşk, baş köşe, yüksek yer, savaş âleti.
Câmide imamın namaz kılarken cemaatin önünde durduğu, kıble tarafındaki duvarın ortasında bulunan, oyuk, girintili yer anlamında bir terim.
Çoğulu "mehârîb"tir. Bu bölüm, savaş âletine benzetilerek mihrab denilmesi, şeytan ve kötü düşünce ve arzularla savaş yeri kabul edilmesindendir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Daisy-BT; 2 Eylül 2011 22:07 Sebep: Aktif linkler.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
2 Eylül 2011       Mesaj #2
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sponsorlu Bağlantılar
220px IstanbulHagia Sophia031

Ayasofya Camiinin mihrabı, İstanbul.

Mihrap (Arapça: محراب ). Câmide imamın namaz kılarken cemaatin önünde durduğu, kıble tarafındaki duvarın ortasında bulunan, oyuk, girintili yer anlamında bir terim. Çoğulu "mehârîb"tir. Bu bölüm, savaş âletine benzetilerek mihrab denilmesi, şeytan ve kötü düşünce ve arzularla savaş yeri kabul edilmesindendir.

Kur'an'da Mihrap

Kur'an'da "mihrap" sözcüğü ve çoğulu şu âyetlerde geçmektedir. Kudüs'te Mescid-i Aksa bünyesinde, Meryem'in barındığı bir bölme anlamında şöyle kullanılmıştır: "Rabbi onu, güzel bir şekilde kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Onu Zekeriyya'nın himayesine bıraktı. Zekeriyya Meryem'in bulunduğu mihrâba her girdiğinde onun yanında yiyecek, rızık buldu. "Bu,.sana nereden geldi ey Meryem?" dedi". Meryem; "O, Allah tarafındandır. Şüphesiz Allah, dilediğini hesapsız bir şekilde rızıklandırır" (Ali İmrân, 3/37).
Namaz kılınan yer ve mabed anlamında olmak üzere şöyle buyurulur:
"Zekeriyya mabedde (Mihrâb) namaz kılarken, melekler ona şöyle seslendiler": Allah sana, kendi sözüyle meydana gelen İsa'yı tasdik eden, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamber olan Yahya'yı müjdeliyor" (Ali İmrân, 3/39). "Zekeriyya mabedden (mihrâb) kavminin önüne çıktı" (Meryem, 19/11). "Ey Muhammed! Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvardan Davud'un ibadet yeri olan "mihrâba" tırmanmışlardı" (es-Sâd, 38/21). Çoğulu köşk ve saray anlamında kullanılır: "Cinler, Süleyman'ın istediği gibi saraylar (mehârib), heykeller, havuzlar kadar büyük çanaklar ve sabit kazanlar yaparlardı" (Sebe; 34/13).

180px Pergamonmuseum Gebetsnische 01

Mihrabın Mimarisi ve Tarihçesi

Mihrâb, günümüzde genellikle caminin kıble duvarı oyuk şekilde inşa edilerek ve çevresi de yazı veya diğer süs unsurları ile süslenerek yapılır. Çini, mermer veya ahşaptan yapılan ve sanat değeri oldukça yüksek mihrâplar vardır. Cami zemininden 15-20 cm. yüksek yapılanlarına da rastlanır.
Mihrâbın camilere günümüzdeki şekliyle girmesi Emeviler devrine kadar dayanmaktadır. İlk zamanlarda, yani; Peygamber döneminde kıble, mihrâb ile değil, renkli bir çizgi veya üzerinde belirli işaretler bulunan bir taş levha gibi herhangi bir işaret ile gösterilmekteydi. Emeviler devrinde camilerin ayrılmaz bir unsuru olarak dini hayata giren mihrâblar, Selçuklular ve özellikle Osmanlılar zamanında yapılan taş ve çini çeşitleriyle diğer İslamülkelerinin hiç birinde görülmeyen bir değişiklik arzetmiştir. Bilhassa Bursa'daki Yeşil Camii'nin mihrâbı, Selçuklular devrinde bile rastlanmayan bir zenginlik ve ve ihtişam gösterir. Ayrıca bu caminin çinili mihrabı kendi cinsleri arasında en büyük ölçüde yapılmış olanıdır.
Mihrâb süslemelerinde değişik renk ve stillerde şekillerin yanı sıra, nefis hatlarla "Âyetül-Kürsî" olarak bilinen Bakara sûresinin 255. âyetinin yazıldığı da olur. Mihrabın hemen üzerine "Zekeriyya, Meryem'in bulunduğu mihrâba her girdiğinde" anlamına gelen "Küllemâ dehule aleyhâ Zekeriyyal Mihrabe" (Ali İmran, 3/37) âyetinin yazılması alışkanlık haline gelmiştir. İslâmî bakımdan mihrabın çevresine böyle bir âyet veya hadis yazımı şart değilse de, cemaatin okuyarak yararlanması için mihrâbla ilgili bir âyetin yazılmasında bir sakınca bulunmaz. Ancak yukarıdaki âyetin yerine, namazın şartlarından birisi olan "kıbleye yönelme"yi hatırlatan; "Ey Muhammed! YüzünüMescid-i Haram tarafına çevir"anlamındaki, "Fevelli vecheke şatral-Mescidi'l-Haram" âyetinin (bk. Bakara, 2/114,149, 150) yazıldığı da görülmektedir.
Diğer yandan mihrâbın sağ üst kısmına "Allah", sol üst kısmına "Muhammed" veya üst kısma yalnız "İhlâs" sûresinin yazıldığı da görülür. Osmanlılarda geceleri imamın namazda görülebilmesi için mihrabın iki tarafına büyük ve yüksek bir şamdan konulmakta ve bunlara dikilen kalın mumlar geceleri yakılmaktaydı. Günümüzde petrol lambalarının veya elektriğin aydınlatmada kullanılmasıyla bu şamdanlar bazı büyük camilerde süs ve hatıra olarak korunmaktadır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Ocak 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
MİHRAP a. (ar. mih- rab).
1. Cami, mescit, rıamazgâh vb. ibadet yerlerinde, kıble yönünü gösteren ve yalnızca imamın namaz kıldığı, niş biçiminde bölüm. (Bk. ansikl. böl.)
2. Umut bağlanan yer.

—Esk. Mihrab-ı cemşit, güneş.

—El sant. Seccadelerde ve bazı halıların üst kısmında yer alan üçgen ya da kemer biçimli motif. (Seccadelerde tek, çift ya da çok sayıda mihrap bulunabilir. Seccade mihrabı kıbleye dönük olarak serilir. Bazı halılarda da bu motife rastlanır.)

—Mim. Mihrap duvarı, camide mihrabın yer aldığı duvar. || Mihrap önü kubbesi, çok ayaklı Selçuklu ulu camilerinde, mihrabın önündeki, çoğunlukla kare planlı mekânı vurgulayan kubbe. (Özellikle artuklu mimarlığında mihrap önü kubbesi, yapıya içten ve dıştan egemen olmuştur: Silvan Ulu camisi, Kızıltepe Ulu camisi, Mardin Ulu camisi. Bu türün son örneği Manisa Ulu camisidir. OsmanlIlarda mihrap önü kubbesinin yerini, merkezi kubbe almıştır.)

—Seram. Mihrap çinisi, mihrap yüzeyini ve aylamasını süslemek amacıyla belirli motiflerle hazırlanmış çini.

—Süslem. sant. Uzuh kenarı içtjpkey bir eğri biçiminde ya da dilimli üçgen boşluk. (Bu boşluk genellikle rumiler ve çin bulutlarıyla süslenir.)

♦ sıt. Saraç. Mihrap dikiş, saraçların iki atkı arasının biraz altından bir başkasını atarak sırımla yaptıkları dikiş.

—ANSİKL. Din ve Mim. Cami ve mescitlerin yanı sıra medrese ve türbelerde de kullanılan mihrap, İslam mimarlığında ilk kez Emeviler döneminde ortaya çıktı, ilk zamanlarda kıble, renkli bir çizgi ya da üzerinde belirli işaretlerin bulunduğu bir taş levhayla gösteriliyordu. Hz. Muhammet’in Medine’deki ilk camisinde cemaat, caminin K. duvarına konmuş bir taş parçasına yöneliyordu. Mekke kıble olunca bu taş G. duvarına geçirildi. Fustat’ta- ki eski Amr camisi'nde de (642) mihrap yoktu, ancak kıble açık olarak belirtilmişti. Araplar bü kıble levhalarını Arabistan' da ve Arabistan dışında mihrapla birlikte yüzyıllarca kullandılar. Bu tür taştan ya da alçıdan yapılmış levhalar, XIII. yy.’a değin özellikle ana ibadet mekânının cephesindeki payelere tutturuluyordu.
Sanat tarihçileri, yarım daire planlı bir niş biçimindeki ilk mihrapların kaynağını, kiliselerin absidalarına, buddha hücrelerine ya da musevi havralarında görülen kutsal niş formuna bağlarlar (Velit l’in bizanslı mimarlardan yararlanarak yaptığı Medine camisi, Ömer bin Abdülaziz'in Suriye'de yaptırdığı camiler). Şam’daki Ümeyye camisi’nde bugün Suriye mihraplarının değişimini yansıtan on iki mihrap bulunmaktadır. Ana mihrap mermerle kaplıydı, mihrap kemerinde mavi zemin üzerine altın yaldızla yazılmış yazıtlar vardı. Mihrap çerçevesi küçük sıra kemerlerle son buluyor bunun üzerinde ortada Kâbe olmak üzere, mozaikten manzaralar yer alıyordu. Mescidi Aksa’nın mihrabı, Selahattin Eyyubi’nin isteğiyle mermerle kaplanmıştı (1187). Bu mihrap geniş yay şeklinde sivri kemerli bir niş biçimindeydi. Kenger yaprağı başlıklı ikişer köşe sütunu vardı. Suriye mihraplarında renkli taş örgülü bezemeler yaygındı (Halep Sultaniye medresesi, Firdevs camisi ve medresesi, Kudüs Kubbet ül-Silsile). Suriye mihraplarının bir başka özelliği, mihrap kubbesinde yer alan opus sectile tekniğindeki manzara resimleridir. Daha sonraki mihraplar renkli mermer kakmalarla eski geleneği sürdürdü, bunlara Türkler'in etkisiyle mukarnaslar eklendi.
Irak'ta, yarım daire planlı, köşeleri sütunlu niş biçimindeki mihrapların yanı sıra, istiridye kabuğunu andıran, dörtgen biçiminde, yassı mihraplara da rastlanmaktadır(Ebu Hureyre türbesi), işlenmesi kolay olan alçıtaşının kullanılması, XIII. yy.’da mihrapların biçim ve bezemelerinin gelişiminde etkili oldu. Sincan’daki Zeynep türbesi’nin (1258), baştan başa süslemeli, şerit halinde yazıtlı bir mihrabı vardır. Alt ve üst bölümü vazo biçiminde burmalı sütunçeli, zikzaklı kemerli, zengin bezemeli, yivli şeritlerle süslü mihraplar da yapılmıştır (Musul Bedrettin camisi). Musul'da ilhanlı hükümdarı Argun döneminden Penceh Ali camisi'nin (1287) mukar naslı, çok köşeli mihrabında Selçuklu etkisi belirgindir. Irak’taki köşe mihraplarına Musul’daki Meşhed imam Avnüddin’in türbesinin mihrabı örnek gösterilebilir.
Mısır’da, Kahire’nin en eski camisi olan Tolunoğlu camisi’nin (ibni Tulun) [879] beş mihrabı vardır. Asıl mihrabı, yanları ikişer sütunlu, sivri kemerli, dört köşe çerçeveli, yarım daire planlı derin bir niş biçimindedir. Niş iç içe kademelidir (bu biçim daha sonraki Kahire camilerinde de yaygın olarak uygulanmıştır). Dar ve yüksek mihrap kemeri Fatımiler döneminde de görülmektedir (Camiülezher, el-Hâkim). El -Akmar camisi’nin mihrabı ise, üst bölümü istiridye motifli niş biçimindedir. El -Cuyûşi camisi'nin çiçekli kûfilerle çevrili, köşeleri kıvrıkdallarla süslü mihrabı dönemin en güzel örneklerindendir. Moğollar' ın Suriye'yi istilasından sonra, Suriyeli sanatçıların Mısır’a göç etmeleriyle, renkli mermer levhalar ve mozaikle bezemeli mihraplar yapılmaya başlandı (Kalavun külliyesi). Çerkez Memlukları döneminde mihrap süslemesi çok ince bir görünüm kazandı, kakmalarda sedef, firuze, akik, fildişi ve değerli taşlar kullanıldı. XII. yy.’a ait ahşap mihraplar da ayrı bir grup oluşturur (Seyyide, Rukeyye, Seyyide Nefise camileri).
Mağrib ülkelerinde ilk örnek, Kayrevan Sidi Ukba Ulu camisi’nin geniş yarım daire planlı, hafif sivri kemerli mihrabıdır. Kurtuba camisi’nin mihrabıysa batı üslubunun en gelişmiş örneğidir; bu mihrap beyaz mermer kaplamalı, 7-8 m yüksekliğinde, 3,5 m çapında, yedi köşeli bir niş biçimindedir. Üst bölümünde yaldızlı mermer sütunlar üzerinde üç dilimli kemerlerle süslüdür, bunun üzerinde de istiridye motifli tek parça taştan bir mermer lehva bulunur.
İran'da bilinen en eski mihrap, Isfahan' ın G.’inde, Nayin camisi’nde (X. yy.) görülmektedir. Bu alçı mihrap dört köşe biçiminde, köşelerinde başlıklı, kısa sütunlar bulunan iç içe iki niş biçimindedir. Bu mihrap biçimi XV. yy.'a değin devam etmiştir (Isfahan Mescidi Cuması). Başlangıçtaki bitkisel bezeme yerini daha sonra yazıya bırakmıştır. İran’da ayrıca çok sayıda çinili mihrap vardır (Kaşan camisi, Meramın ve Ardistan Mescidi Cuma camileri).
Timurlular döneminde mihrap yeni bir biçim kazandı; yarım daire ya da dört köşe planlı yassı niş yerine, büyük boyutlu, daha geniş ve derin, çok köşeli mihraplar yapıldı (Meşhed Gevherşad camisi, Herat yakınında Ziyaret Ebu Velit’in mihrapları). Safevi dönemi mihrapları mukarnaslı ve zengin çini mozaik süslemelidir (Isfahan Mescidi Şah).
Anadolu mihrapları biçimleri, taş ve çini süslemeleriyle bu mimari öğenin zengin örnekleridir. Artuklu bölgesinde Dunaysır (bugün Kızıltepe) Ulu camisi’nin mihrapları özel biçimleriyle (asıl mihrap biri istiridye, ötekisi yedi dilimli kemerli iç içe iki niş biçimindedir) dikkati çeker. Niğde Alaettin camisi’nin zengin bezemeli büyük taş mihrabı da çift nişlidir. Divriği Ulu camisi'nin mihrabı, dışa taşkın, kademeli sivri kemerli bir niş görünümündedir; geçmeler halinde palmet, lotus ve rumi kabartmalı bezemeleriyle ilgi çeker. Çinili mihrapların en gösterişli ve büyük örneği Beyşehir Eşrefoğlu camisi'nin mihrabıdır. Bunun yanı sıra Van Ulu camisi’nin günümüze ulaşmayan mihrabı, yalnız bordürde çinileri görülebilen Konya Alaettin camisi'nin mihrabı. Kayseri Kölük camisi’nin, Konya Sahipata camisi’nin ve Sadrettinkonevi türbesi'nin mihrapları belirtilebilir. Ankara’daki Aslanhane (Ahişerafettin) camisi’nin çini mozaik ve alçı kabartmalı mihrabı ince işçilikte bir örnektir. Beylikler döneminde, XIV. yy.'da çini sanatında görülen duraklama, mihrapları da etkilemiştir, çok az örnek arasında Birgi Ulu camisi’nin ve Kâzımkarabekir bucağında, Karamanoğulları döneminden kalma Ulu cami'nin, Karamandaki Hasbey darülhuffazı’nın ve ibrahimbey imareti’nin mihrapları belirtilebilir XIV. yy.’dan günümüze ulaşan ahşap mihrapların tek örneğiyse, Ürgüp’ün Taşkınpaşa köyündeki Taşkınpaşa camisi'nin ince işlemeli mihrabıdır (Ankara Etnografya müzesi).
OsmanlI döneminde çininin, taşın ya da ikisinin bir arada kullanıldığı mihraplar, mimariye koşut bir gelişim gösterirler. Bursa Yeşil cami'nin çini mozaik bezemeli büyük (15 m) ve görkemli mihrabı, çini sanatının yeniden dirilmeye başladığını ortaya koymaktadır. Gebze’deki Çobanmustafapaşa camisi'nin renkli taş kakmalı mihrabı memluk etkisini yansıtır. XVI. yy.’ın en zengin örneklerinden biri, İstanbul'daki Rüstempaşa camisi'nin beş köşeli, mukarnaslı mihrabıdır. Mukarnaslar dışında tüm mihrap beyaz zemin üzerine firuze, koyu mavi ve kırmızı renkli çinilerle bezelidir. İstanbul Sokullu külliyesi camisi'nin (1572) mihrabı, yalın mermer kaplanmış, buna karşılık mihrap duvarı osmanlı çinilerinin en güzel örnekleriyle kaplanarak göze çarpıcı bir zıtlık yaratılmıştır. Üsküdar'daki Çinili cami’nin mihrabı (1640), iri bitkisel motifli çinilerle bezelidir. Süleymaniye, Selimiye ve Sultanahmet camilerinin mermer kaplamalı, yüksek mihrapları klasik üslubun başyapıtlarıdır. Barok etkilerin başlamasıyla mihrap da değişikliğe uğramış, mukarnasların yerini kademeli yuvarlak silmeler almıştır (İstanbul Beylerbeyi camisi). Selim III döneminde yenilenen İstanbul Eyüp camisi'nin istiridye ma tifli, üzeri yaldızlı mermer mihrabında da barok etkiler belirgindir. Dolmabahçe camisi’nin kırmızı ve beyaz mermerden mihrabında, mihrap nişinin köşe dolgularında barok süslemeler, bordürde geometrik motifler görülür.

—Ed. Divan şiirinde sevgilinin kaşı için açık istiare biçiminde ya da teşbihle kullanılır: ' 'Kaşı mihrabı kıble-i ashab / Ruh-ı âli güli ciıran Ahmed" (Ahmet'in mihraba benzeyen kaşı ashabın kıblesidir, kırmızı yanakları ise cennet gülüdür) [Nev’i]


Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

14 Ocak 2016 / Misafir Cevaplanmış
8 Mart 2010 / BrookLyn Rüya Tabirleri