Arama

Büyükbaş Hayvancılık

Güncelleme: 22 Eylül 2008 Gösterim: 69.554 Cevap: 15
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Büyükbaş Hayvancılık

Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye, 11.789.000 baş sığır varlığı ile önemli bir potansiyele sahip olmakla birlikte hayvan başına verimin düşük olduğu da bilinen bir gerçektir. Bunun pek çok ve genelde birbirine bağlı nedenleri vardır. Başlıcaları sığır populasyonunun genelde düşük verimli yerli ırklardan oluşması, başta kaba yem olmak üzere yem üretiminin yetersizliği, yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengesizlik, hastalık ve zararlılarla etkin bir mücadelenin yapılamaması, pazarlama zincirinin uzunluğu,üreticiler arasındaki örgütlenmenin yetersizliği, kredi ve teşviklerin yetersizliği şeklinde sıralanabilir.
Türkiye sığır varlığı 1928 yılından 1984 yılına kadar sürekli bir artış göstermiş, fakat 1984 yılında yapılan ilk genel hayvan sayımı sonuçlarına göre ani bir azalma olmuştur. Söz konusu yıldan günümüze kadar ise, önemli bir değişiklik olmamasına rağmen, az da olsa bir düşüş gözlenmektedir. Bu durum Türkiye’de son yıllarda üretimi arttırmak için sığır sayısını arttırmak yerine, birim hayvan başına verimi arttırma çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de sığır ıslahı çalışmaları başlangıçta yerli ırkların seleksiyon yoluyla verimlerinin arttırılması şeklinde yürütülmüş; daha sonra bunun yetersiz olduğu anlaşılınca yurt dışından kültür ırkı sığır ithal edilmeye başlanmıştır. Ciddi anlamda ithallere 1925 yılında başlanmıştır. 1958 yılında ise Dünya Kliseler Birliği’nin hibesi ile Esmer, Siyah Alaca, Jersey, Aberdeen Angus ve Hereford sığırları ülkemize getirilmiştir. Bundan sonra da sığır ithali çalışmaları hız kazanmıştır. Sığır ithalleri 1987 yılına kadar az da olsa devam etmekle birlikte, bu yılda gerek devlet eliyle,gerekse özel sektör tarafından gebe düve ithalleri hız kazanmıştır. Türkiye’de sığırcılığın geliştirilmesi için mevcut sığır populasyonu içerisinde yüksek verimli kültür ırklarının oranlarının arttırtılması ve yerli sığırlarımızın yüksek verimli kültür ırkı sığırlarla melezlenmesi hedeflenmiştir. Ne var ki ithaller tüm hızıyla sürerken, ülkemizin coğrafi özellikleri ve hayvanların yetiştirilecekleri işletme şartları yeterince dikkate alınmadığından istenilen başarıya ulaşılamamıştır.
Sığır ıslahı çalışmaları, kültür ırklarının ithali ile yeni bir boyut kazanmış ve yerli ırkların melezleme yolu ile ıslahı yanında, kültür ırklarının da saf olarak yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Melezlemelerde doğal aşımın yanında,1925 yılından itibaren uygulanmaya başlanan yapay tohumlamanın da etkisi olmuştur. Ancak yapay tohumlamdan istenilen başarının elde edildiğini sölemek mümkün değildir.
Genel hatlarıyla ele alınan ve mevcut durumu ortaya konulmaya çalışılan sığırcılığın ülke ihtiyaçlarına cevap verecek düzeye getirilmesi için belirtilen sorunların bir an önce ele alınıp çözüme kavuşturulması gereklidir.
Bunun için;
1) Halen tahminen 1997 yılı itibariyle %45’i yerli ırklardan oluşan sığır populasyonumuzun bir an önce ciddi bir melezleme programıyla ele alınarak melez genotiplerin sayısının arttırılması gereklidir.
2) Yapay tohumlama uygulaması ülkemizde uzun yıllardan beri yapılmasına rağmen,yeterli etkinlikte değildir. Tarım ve Köyişleri Bakanlı’nın yeterli desteğinin sağlanması yanında, özel sektörün de bu konuya daha etkin katılımı sağlanmalıdır. Bununla birlikte,daha önce uygulanmış olan köylere boğa barınakları kurmak suretiyle tabii tohumlamanın da etkinliği arttırılmalıdır.
3) Damızlık boğaların seçiminde bilimsel yöntemlere başvurulmalı ve ülkemizde döl kontrolü çalışmaları başlatılmalıdır. Bu konuda Tarım Bakanlığına bağlı üretim kuruluşlarının (TIGEM) potansiyelinden yararlanmak mümkündür.
4) Damızlık dişi hayvan ithali durdurulmalı veya kontrollü şartlarda en az düzeyde yapılmalıdır. Bunun yerine,yerli sığırlarımızın tohumlanmasında kullanılmak üzere döl kontrolü yapılmış boğalardan elde edilen sperma veya embriyo ithali yapılmalıdır.
5) Yeni kurulacak işletmelerin ihtiyaç duydukları damızlıkları yurt içi kaynaklardan temin etmeleri konusunda teşvikler uygulanmalıdır.
6) Ülkemiz,coğrafi yapı ve iklim açısından oldukça farklı bölgelere sahip olduğundan,kültür ırklarının adaptasyon yetenekleri de dikkate alınarak melezleme programlarının bölgesel bazda ele alınması gereklidir.
7) Ülke genelinde özel sektör entansif sığır yetiştiriciliğine teşvik edilmelidir.
8) Kaba yem açığını gidermek amacıyla yem bitkileri üretimi desteklenmeli, silaj yapımı ve kullanımı konusunda yetiştiriciler bilinçlendirilmelidir. Kesif yeme,önce önceden olduğu gibi sübvansiyon uygulanmalıdır.
9) Besiciliğe teşvik ve subvansiyon uygulanmalı, verilen kredilerin etkin denetimi yapılmalıdır.
10) Yıllardır gündemde olan et ithalatına son verilmeli ve üreticiyi koruyacak tedbirler alınmalıdır. Ancak,üretim-tüketim dengesi sonucu tüketiciye ucuz et temini gerçekleştirilemiyorsa ve bu nedenle mutlaka hayvansal ürünler ithal etmek gerekiyorsa; canlı hayvan ithal edilerek,daha sağlıklı ve imalat sanayinin hammaddesini de sağlayacak bir ithalat rejimi ele alınmalıdır.
11) Gerek et,gerek süt üreticilerine uygulanacak subvansıyonlar üretimi artırıcı yönde olmalı ve bu teşvikler miktar esasına göre değil, satış fiyatının belli bir oranı şeklinde olmalıdır.
12) Aracıların ortadan kaldırılması amacıyla; üreticilerin, birlik ve kooperatifler vasıtasıyla örgütlenmesi teşvik edilmelidir.
13) Hastalık ve zararlılara karşı etkin bir mücadele yapılmalı, bu amaçla ülkesel bazda ciddi programlar uygulanmalıdır.
14) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl ve İlçe örgütlerinin yetiştiricileri bilinçlendirmek amacıyla demonstrasyon çalışmalarına ağırlık vermesi gereklidir.
15) Özellikle batı bölgelerimizde uygulanan ve bir özel ıslah ve üretim modeli olan ANAFI benzeri projelerin uygulamaya konulması gerekir.

Konu başlıkları
  • Süt Sığırlarının Doğum, Buzağılama, Tohumlama ve Sürüden Ayrılma Kayıtları
  • Soykütüğü Belgesi
  • Islah Programı
  • Damızlık Süt Sığırlarında Soykütüğü Talimatı
  • Damızlık Olarak Kullanılan Boğa ve İneklerin Döl Verimi
  • Damızlık Değer Tahmini
  • Suni Tohumlama
  • Sığırların Süngerimsi Beyin Hastalığı

H€L€N - avatarı
H€L€N
Ziyaretçi
17 Kasım 2007       Mesaj #2
H€L€N - avatarı
Ziyaretçi

BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK


İNEK
Sponsorlu Bağlantılar
Büyük baş hayvanlar içinde en fazla sığır(inek, öküz ,dana, manda) yetiştiriciliği vardır. Sığırlar içinde de en fazla inek yetiştirilmektedir. Bütün bölgelerimizde inek yetiştiriciliği vardır. Ama en fazla Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum-Kars Bölümünde gelişmiştir. Karadeniz Bölgesinde gelişmesi yağışların fazla olmasından dolayı çayırların fazla olmasıdır. Erzurum-Kars bölümünde gelişmesi yaz yağışlarıyla oluşan gür ot ve çayırlıklardır. İnek yetiştiriciliği ayrıca şeker fabrikaları çevresinde de gelişmiştir. Şeker pancarı küspesinin hayvan yemi olarak kullanılmasından dolayı.

MANDA
Bol sulu bataklık ve göl kenarlarında beslenir. Yurdumuzda başta Karadeniz Bölgesi kıyı kesimi olmak üzere G. Marmara bölümünde yetiştiriciliği yaygındır. Et kalitesi düşük olduğundan yetiştiriciliği fazla gelişmemiştir.
Büyükbaş hayvancılık Doğu Bölgelerimizde mera hayvancılığı şeklinde iken Batı Bölgelerimizde ahır hayvancılığı şeklindedir.

Büyükbaş Hayvancılık Tarım Takvimi

OCAK
  • Elde bulunan sığırların , yetiştirme ve hastalıkları yönünden , sağlık kontrolleri yaptırılarak, sığır kadrosu belirlenir. Özellikle tüberküloz, paratüberküloz testleri ile , Brucellosis yönünden serolojik yoklamalar ve mastitis taraması yapılır.
  • Hayvanlar şimdiki durumları ve verimlerine göre gruplara ayrılarak , bakım ve yemleme programları saptanır.
  • Sağlıklı ve yüksek verimli yavru elde edebilmek için , ineklerin suni tohumlamasına başlanır. Bu mümkün olmadığı takdirde , veteriner kontrolünden geçmiş iyi nitelikli ve sağlıklı bir boğa ile doğal tohumlama yapılır.
  • Şecere , verim ve sağlık kartları aylık olarak işlenir.
  • Buzağı bölmelerindeki iç ısının 10-12 C,sığırların bulunduğu bölümdeki sıcaklığın ise 16-18C arsında tutulmasına çalışılır. Havalandırma kontrol altında tutulur.
  • Uygun hava koşullarında , hayvanlar ahır dışına çıkarılır. Ahır içi temizlenip %3 lük sodalı sıcak su ile yıkanır.
ŞUBAT
  • Sert ve rüzgarlı olmayan yağışsız günlerde ,sığırlar tımar edildikten sonra ahır dışına çıkarılır. Rutubetli ,temizlenmemiş taban ve toprak zeminlerin birçok mikroorganizmaların çoğalmalarına ortam hazırladığı ne bunların hayvanların sağlık durumlarının bozulmasına neden olduğu bilincine varılarak , diğer işler bittiğinde , derhal ahır temizlenip, zemine yataklık serilir.(Sap,saman , talaş gibi yataklıklar aynı zamanda hayvanlarda ısı kaybını da önler ).
  • Kanatlı ve eklem bacaklı zararlılar, kış aylarında alçak basınçlı ve sıcak ahırlarda saklanırlar. Pencere, kapı ve vantilasyon yolu ile hava değiştirilir ve bu yolla zararlıların ahırda yerleşmeleri engellenir.
  • Hayvanlar içeri alınırken ,ısı kontrolü yapılmalıdır.(Hayvanların fizyolojik uyum sağlamaları için,iç ve dış ısı arasında fazla bir fark olmamalıdır.)
  • Sığırların yeşil yem ihtiyaçları , silaj yemler veya hayvan pancarı ile karşılanmaya başlanır.
  • 4-8 aylık dişi danalara S.19 aşısı , doğumları yaklaşan sığırlara septisemi aşısı yapılır.Bütün sığırlara nokra için paraziter ilaçlama uygulanır.
  • Sığırlar haftada bir kere veteriner hekim kontrolünden geçirilir.Doğum yapacak sığırlar ayrılır;hasta hayvan varsa ,derhal tedavisi yapılır.Doğum yapacak inekler, doğumlarına iki ay kala sütten kesilerek kuruya alınır.
MART
  • Periyodik olarak sığırların tohumlanmasına devam edilir. Gelişmesi iyi 18-22 aylık Holştayn düveler ile, 18-24 aylık Montofon düvelerde ilk defa tohumlamaya verilir.(Tohumlamada yararlanılacak boğalar, 18 ayını doldurmadan, yetiştirme hastalıkları yönünden testleri ile verim kayıtları incelenmeden, tohumlamada kullanılmamalıdır. Her fırsatta suni tohumlamadan yararlanma yoluna gidilmelidir.)
  • Bütün sığır materyaline şarbon, yanıkara, gerektiğinde sığır vebası aşıları yapılır.
  • Nokra mücadelesine devam edilmelidir.Danaların septisemi serumu, numaralama ve boynuz köreltme işlemine devam edilir.Doğan buzağıların göbek kordonu temiz bir makasla kesilir,günde iki defa tentürdiyot döküp gazlı bezle fazla sıkılmadan bağlanır.
  • Sığırların rasyonlarında enerji ihtiyaçları iyi dengelenmeli, geçici de olsa, noksan besleme yapılmamalıdır. Gebeliğin ilk aylarında besleme kaba yemlere dayalı olabilir. İki yaşına gelmiş dişi materyali de fazla beslememelidir. Çünkü,fazla besleme nedeniyle, cinsel bezler yağlandığından, üreme gücü azalır.
  • Bu ayki çalışmalarda secere, verim ve sağlık kartları işlenir.
NİSAN
  • Sığırlar mevsim koşulları uygun olacağından , meradan dikkatli bir şekilde yararlandırılır. Sığırların yem ihtiyaçları verim, mera ve gelişme durumları gözönüne alınarak hesaplanır.
  • Sığırlara şap aşısı uygulanır.
  • Yemlik ve su kaynaklarının temizliği ve ilaçlaması yapılır. Gübrelikler kaldırılır.
  • Ahır koşullarının sağlıklı olması sağlanır.
  • Meme hastalıkları yönünden devamlı kontrol yapılır. Sağım süresince , birbirini izleyen iki ay arasında %5-10 olan süt azalması miktarı, bundan daha fazla miktarda olduğunda, sağım hatası ve beslenme hatası yanında, bir hastalık olasılığı düşünülmeli;varsa iyileştirme yoluna gidilmelidir.
  • Nokra mücadelesi titizlikle sürdürülür.
MAYIS
  • Tohumlamaya devam edilir. Doğuran inekler doğumlarından iki ay sonra , boğaya verilir.
  • Erkek danalar ve sürüye katılması istenmeyen dişi dana ve düvelerin vücut ağırlıkları en az 400-450 kg. olduğunda, kasaba sevk edilir.Kilo almayanların besisine çalışılır.
  • Ahır yemlemesinden tamamen mera hayvancılığına geçilir.Meraya , çiğ ve kırağı kalktıktan sonra çıkılmalı, sakin ve rahat bir otlatma sağlanmalı;parazit yumurtaları genellikle rutubetli çayır ve mera kısımlarında bulunduğundan, böyle yerlerde hayvan otlatılmamalıdır.
  • Hayvanlar iç parazitlere karşı ilaçlanır.Gübrelikte biriken gübre uzak bir yere götürülür veya satılır.
  • Aylık verim ve sağlık kontrolleri yapılır;kartlara işlenir.
HAZİRAN
  • Doğum sonrası sağım ve çiftleştirme işleri sürdürülür.
  • Parazit durumuna göre, dikkatli olarak iç paraziter ilaçlama yapılır. Günlük tımar işleri aksatılmadan yürütülür.
  • 4-8 aylık dişi danalara S-9 aşısı uygulanır.
  • Doğan buzağıların boynuz köreltmesi ve kulak numaralama işlemleri yapılır.
  • Mera gıda ihtiyacını karşılayabilecek durumda olduğundan, mera otlatılmasına geçilir. Yalnız, 10 kg’dan fazla süt veren sığırlara kesif yem ve nitelikleri bozulmamış kaba yem ile takviye yapılır. Ocak ayında doğan buzağılar erkek ve dişi ayrı ayrı sürüler halinde meralandırılır. Ot ve yem yemeğe alışan buzağılara verilen süt azaltılır ve su verilmeye başlanır.
  • Ahırlar temizlenerek badana ve dezenfeksiyonları yapılır.
TEMMUZ
  • Mera ihtiyacın tamamını karşılayacak durumda olduğunda; kısıtlı yemleme uygulanır.
  • Sağılan ineklerde meme hastalığına dikkat edilmelidir. Meme, meme başları ve süt sekresyonu sık sık kontrol edilmeli; sağım saatlerinin aynı saatlerde ve eşit aralıklarla yapılmasına çaba gösterilmelidir.
  • Hayvanlar ahıra alındığında sabah- akşam iki defa tımar edilir. Ahır temizliği ve dezenfeksiyonu yapılır. 6-8 baş hayvana 20cm. çaplı baca olacak şekilde ahırda havalandırma sağlanır.
  • Gebe ineklere septisemi aşısı uygulanır. Gebeliğin son günlerinde olan ineklerin gıdaları sulu, hazmı kolay, yumuşak ve gaz yapmayacak yiyeceklerden düzenlenir.
  • Aylık verim ve sağlık kontrolleri yapılarak kartlarına işlenir.
AĞUSTOS
  • Ahır besisi yapılanların dışındaki diğer sığırlarda mera hayvancılığına devam edilir. Gebe ineklerin gebelikleri ilerlediğinde, meralandırılmalarına özen gösterilir. Gerektiği takdirde suni meralardan yararlanılır.
  • Theileriosis hastalığına karşı koruyucu aşılama yapılır.
  • Bir yaşına gelmiş erkek ve dişi hayvanlara tüberculin uygulanır.
  • Günde sekizer saatlik aralarla üç defa sağım yapmaya çalışılır. (Bu yöntem fazla süt verimli sığırlarda kesinlikle uygulanmalıdır. Böyle sığırlar ilave yemler ile beslenmelidir).
  • Damızlık boğaların spermaları kontrol edilir.
  • 7-8 haftalık buzağılara erken sütten kesim düşünülebilir. Normal olarak 12-16 haftalık oluncaya kadar süt verilir.
EYLÜL
  • Gebe ineklere iyi bir bakım gösterilmelidir. Doğumlarına 1,5-2 ay kala sığırlar sütten kurutulmaya başlanılmıştır. Doğum locaları ve buzağı bölmeleri yeniden gözden geçirilerek noksanlıklar tamamlanıp, dezenfeksiyonları yapılır.
  • Herhangi bir nedenle yavru atımı görüldüğünde, böyle hayvanlar derhal tecrit edilerek, gerekli araştırmalar yapılmalı; bulaşıcı bir hastalık durumunda, etkin önlemler alınmalıdır.
  • 4-8 aylık dişi danalara Br. S. 19 aşıları uygulanır.
  • Doğumu yaklaşan sığırlara, buzağı septisemi aşısı uygulanır.
  • Kış ayları için gerekli gıda ihtiyaçları sağlanır. Silaj çukurları doldurulup, üzerleri tekniğine uygun bir şekilde kapatılıp, kış sezonuna hazır bir duruma getirilir.
  • Aylık kayıtlar tutulur.
EKİM
  • Şap ve yanıkara aşıları yapılır.
  • Tüberküloz, paratüberküloz testleri ve brucellosis yönünden serolojik yoklamalar yapılır.
  • Çevrede görülen salgın hastalıklara karşı gerekli tedbirler alınır.
  • Ay içinde nokra mücadelesi yapılır.
  • Genç hayvanlar ile yaşlılar ayrı meralarda otlatılır, ayrı ahırlarda barındırılır.
  • Aylık verim kontrolleri yapılarak, kayıtları tutulur.
KASIM
  • Tohumlama ve tohum hizmetlerine devam edilir.
  • Mevsim ve işletme koşullarına göre, yem değişikliğine-hayvan alıştırılarak geçilir.
  • Gebeliğin son üç ayında, ananın daha yoğun bir şekilde beslenmesine çalışılır.(İlk aylarda 5 kg, son ayda 10kg süt veriminde verildiği kalite ve miktarında yem verilmeli, yalnız kesif yem miktarı titizlikle dengelenmelidir.)
  • Doğum sonrası görülebilecek meme iltihabı ve diğer hastalıklar için, bir önlem olmak üzere, gebe analara antibiyotik kürü uygulanmalı; yemlere mineral karması katılmalıdır.
  • Bu ayın ortalarına kadar nokra mücadelesi yapılır.
ARALIK
  • Değişen hava durumuna göre, ahır iç sıcaklığı en az 15-20C olacak şekilde, kapı ve pencereler kapatılır. Yataklıklar sık sık değiştirilip, yerine kuru iki kat yataklık serilir.
  • Hasta hayvan olursa, tecrit bölmesine alınır. Salgın hastalık görüldüğünde, gerektiği şekilde işlemler yapılır.
  • Hayvanların kışlık yem, ot ve yataklık muhafaza yerleri, kar ve yağmur suları girmeyecek şekilde, kapalı tutulur. Bu konuda, gerektiğinde ahır tavanı çatı aralığından faydalanılabilir.
  • Damızlık kadronun %10’u kasaplık, %10’u da damızlık olarak satılacak şekilde ayarlanılarak, yeni yetiştirme yılına geçilir.
  • Hayvanların yaşama ve verim payları çok iyi hesap edilerek, içinde enerji ve mineral maddeleri içeren kaliteli yemlerle beslenmelidir.
  • Yıl sonunda mali hesaplar çıkarılır.

Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 01:11
H€L€N - avatarı
H€L€N
Ziyaretçi
18 Kasım 2007       Mesaj #3
H€L€N - avatarı
Ziyaretçi

Sağım Ünitesi

Serbest duraklı ahır sisteminde, sağım yeri işletmenin hayvan kapasitesine göre, işletmenin iş akışını kolaylaştıracak bir bölümde inşa edilmeli ve hayvanların sağım yerine girip çıkmaları fazla müdahaleye gerek kalmadan sağlanmalıdır. Bağlı duraklı ahır sisteminde genellikle hayvanların duraklarda sağılmasını sabit sağım sistemleri kullanılmaktadır.

Doğum Locası
Bir inek için yemlik ve suluğa sahip olması şartıyla 12-14 m² lik aln gereklidir.

Buzağı Bölmeleri, Barınakları
Süt sığırı yetiştiriciliğinde buzağıların sağlıklı büyütülmeleri önemlidir. Buzağı ölümlerinin önemli bir kısmı doğumu takip eden ilk günlerde ve süt emme döneminde olmaktadır. Bunun sebebi büyük oranda kötğü çevre şartlarıdır. Süt emme döneminde sağlıklı büyüyen buzağılar, daha sonra sağlıklı ve verimli olurlar. Buzağılar özellikle hayatının ilk haftalarında inek ahırlarında ve diğer buzağılardan ayrı, tek buzağıya yeterli büyüklükteki özel bölmelerde barındırılmalıdırlar. Sütle besleme dönemi sonuna kadar buzağıların birbirinden ayrı bırakılıp beslenmesi; birbirlerini sindirim sistemlerinde kıl yumaklarının oluşmasını engellediği gibi, hastalıklarının yayılmasının da önüne geçebilir. Bölmelerde bir kesif yem kabı, kuru ot için bir yemlik ve suluk koymak için de ayrı bir kısım olmalıdır. Buzağı bölmeleri sabit ve hareketli olabilir. Tabanda idrar asla biriktirilmemelidir. Bunun için taban eğimli yapılmalıdır. Buzağıların birbirini yalamamaları için bölmeler arası uygun bir malzemelerle kapatılmalıdır. En önemlisi bölmeler aydınlık, havalandırılabilir olmalı ve buzağılar hava cereyanından mutlaka korunmalıdır.

Açıkta Seyyar Buzağı Kulübeleri
Eskiden buzağılar ahırda anasının yanında havasız yerlerde büyütülmektedir. Buralarda ahırın kirli havasını solumakta, birbirleriyle ve kirli şeylerle temas hainde olmaktadır. Bu nedenle başta solunum sistemi ve ishal olmak üzere birçok hastalığa yakalanmaktadır.

Açıkta seyyar kulübeler, sürekli temiz hava, temiz kulübe, Ferdi halde tutulduklarından yemleme ve gelişmenin iyi takip edilmesi, hastalıkların hemen belirlenmesi,istendiği yere taşınması, temizliğinin kolay olması, işçiliğin az olması gibi bir çok avantajı söylenebilir. Bugün, Araştırma Enstitülerinde ve bazı Tarım İşletmelerinde buzağılar açıkta seyyar kulübelerde yetiştirilmektedir. Seyyar kulübeler, Ahşap, metal, plastik vb. malzemelerden basit ve ucuza yapılabilmektedir. Dolayısıyla sabit yatırım masrafları da azaltılmış olur.

Açıkta seyyar kulübelerde buzağılar dört mevsimde ve her türlü hava şartlarında dışar da yetiştirilebilir.

- Buzağıların Kulübelerde Bakım Beslenmesi
Buzağılar doğduktan hemen sonra anasından ayrılır. Gerekli müdahaleler yapıldıkta sonra hazır kulübelere konur. Buzağı biberonları ile günlük bir iki sefer Ağız sütü verilir. Böylece buzağılar kolayca suni emzirmeye alıştırılmış olduğu gibi, içip içmediği de kontrol edilmiş olur. Herhangi bir problem erkenden tespit edilmiş olur.

Daha sonra buzağılara canlı ağırlıklarını %10r17; u kadar süt sabah ve akşam verilmelidir. Bazı buzağı besleme programları bulunmasına karşılık pratik olarak, sabah ve akşam ikişer litreden dört litre sütten kesime kadar verilmelidir. Sütlerin ısısı vücut sıcaklığına yakın olmalıdır. Aksi halde ishale yakalanabilirler. Sütler emzikli kovalarla yada buzağılar hazırlanmış biberonlarla verilebilir. Bir haftalıktan itibaren kuru ot yada yonca, buzağı büyütme yemi ve su önlerine konulmalıdır. Günlük süt verilirken yem ve suları kontrol edilir. Altlıkları değiştirilir.
Sütten kesim için şu üç kurala göre karar verilebilir;
Canlı ağırlığa göre; hedeflenen canlı ağırlığa gelmiş buzağılar sütten kesilebilir.
Yaşa göre ; istenen aylık (2-3 ay arası) Yaşa Ulaşanlar sütten kesilebilirler.

Sütten kesildiğinde yeteri kadar yem yiyebileceklerine kanaat getirildiği zaman sütten kesilebilirler. Bunu 4-5 gün yedikleri günlük yem takip edilir, yeteri kadar günlük yem yiyebiliyorsa sütten kesilir.

Sütten kesilen hayvanlar kulübeden çıkarılıp, istenen şekilde yetiştirilip barındırılabilir. Her mevsimde ayni şekilde yetiştirilebilir.

- Açıkta Seyyar Kulübelerin Yapısı
Kulübeler 110 x 110 x 110 cm boyutlarında, kapalı yanları çitle çevrili gezinti alanına sahiptir. Yemlik ve suluk açık kısımda bulunmaktadır. Yağışlara karşı korunur durumda olmalıdır. Tabanı, ahşaptan ızgaralı olup altlık serilmesinde yarar bulunmaktadır. Kulübeler kuzey tarafı kapalı, rutubetsiz, drene edilmiş alanlara, yönleri güneye dönük yerleştirilmelidir.
Genç Hayvan Büyütme Üniteleri
Her bir hayvana büyüklüğüne bağlı olarak 30-60-cm yemlik uzunluğu gereklidir.
10-15 hayvanlık bir bölmeye bir adet otomatik suluk konmalıdır.
Yemlik ön kısım yüksekliği 40-50 cm civarında olmalıdır.
Hayvan başına 2,5 m² lik alan yeterlidir.
Hayvanlar bölme içersinde serbest olmalıdır.
Sığır Barınakları hakkında Genel Bilgiler

Bir hayvancılık işletmesinde, hayvanların barındırıldıkları alanlara barınak adı verilir. Sığır barınakları ahır olarak isimlendirilir.
İşletmeler büyüdükçe ve üretim entansifleştikçe barınak sistemi artar. Bu nedenle bir işletmede uygulanacak sisteme karar vermede sadece hayvanların çevre istekleri yeterli olmaz. Bunun yanında hem kuruluş, hem de işletme aşamasındaki maliyetleri dikkate almak gerekir.

İster yeni yapılsın isterse mevcut bir yapının yeniden düzenlenmesiyle elde edilecek olsun sığır barınaklarında (ahırlarda) aranacak genel özellikler şunlardır.

Barınaklar:
1) Hayvanları ve çalışanları kötü hava koşullarından korumalı,
2) Hayvanların yaralanmalarına yol açmamalı, aksine hareketlerini kolaylaştırmalı,
3) Hayvanlar yem ve su gereksinimlerini karşılayabilmeli
4) Sığırların yönetilmelerinde kolaylıklar sağlanmalı
5) Çeşitli yaş gruplarından hayvanların ihtiyaçlarına cevap verebilmeli.
6) Sağımın düzgün, temiz ve kolay yapılabilmesine imkan vermeli
7) Yem depolama ve gübre biriktirme imkanlarına sahip olmalı
8) İşgücü gereksinimini en aza indirmeli,
9) Yörede bol ve ucuz bulunan malzemeleri kullanarak ve düşük maliyetle inşa edilebilmelidir.

Bir süt sığırcılığı işletmesinin ihtiyaç duyduğu binalar ve bunların büyüklüklerini belirleme yanında önemli bir iş de bunların uygun yerleşimidir. Binalar yerleştirilirken genel yerleşim planı ve iş akışı ile binaların çevreye uyumu da göz önünde tutulmalıdır. Örneğin işletmenin zamanla büyütebileceği dikkate alınarak gelişim alanı başta düşünülmelidir. Ayrıca ahır dikkate alınarak gelişim alanı baştan düşünülmelidir. Ayrıca ahır ile gübrelik, yemlik ve sağım yeri gibi diğer bütünleyici ünitelerin konumları iş gücünü verimli kullanacak şekilde belirlenmelidir. İşletme yapılarının tümü ile genel yerleşim alanı arasında bunların birbirlerine zarar vermeleri veya gelişmelerini önlemelerine yol açacak bir etkileşime izin verilmemelidir.

a) Sığır barınaklarında yer seçimi:Yetiştirici büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için barınak yapaksa ilk bilmesi gereken konu ahırın nereye yapılacağıdır. Tesislerin kurulacağı arazinin hafif eğimli ve toprağın geçirgen olması oldukça önemlidir. İmkan var ise eğim cephesi güneye bakmalıdır. İşletme artıklarının yerleşim bölgelerinin yakınında olmamasına ve bölge hakim rüzgarlarının yönü dikkate alınarak tesislerdeki kokunun insanları rahatsıs etmemesine özen gösterilmelidir.

b) Barınaklarda Temel: Sağlam toprağın üzerine taş veya diğer inşaat malzemeleri ile barınağın temeli atılır. Temel derinliği sıcak yerlerde 30 cm, soğuk yerlerde 60 cm olmalıdır. Temel rutubete karşı tecrit maddesi ile korunursa çok iyi olur.

c) Barınaklarda Zemin: En iyi zemin tuğla ile yapılır. Bu amaç için hazırlanmış tuğlalarla çok sağlam bir zemin yapılır. Taş veya beton zemin oldukça iyidir.Taş zeminler soğuk tutar temizliği zor olur. Beton kullanılırsa önce taş döşemeli, arlarını çakıl ile doldurulup, üzerine kömür cürufu döküp iyice dövdükten sonra yüksek dozajlı betonu dökmelidir. Beton zeminde hayvanlar kayıp düşmesin diye üzerine oluklar açmayı unutmayalım. Ahırın uzunlamasına yani idrar kanalının gübre çukuruna doğru eğimi %1 olmalıdır. Durakların gübrelik ve idrar kanalına doğru eğimi %1-2 arasında olmalıdır.

d) Barınak duvarları: Duvar yapımı için tuğla, briket, betonarme, ker*** gibi inşaat malzemeleri uygundur. Duvarların iç ve istenirse dış yüzü sıvanmalıdır. Tesis kurulacak yer 1. ve 2. Derece deprem bölgesinde ise inşaatın sağlamlığı için ne yapılması gerektiği uzmanlardan öğrenilmelidir.

e) Ahırın Yüksekliği-Çatı-Tavan: Ahırların tabandan saçaklara kadar yüksekliği tesisin bulunduğu bölgenin iklimi ve ahırdaki hayvan miktarına göre değişmekle birlikte 3-3,5 metre arasında olmalıdır. Çatı için sıcağını dışarıya dışın soğuğunu içe geçirmemelidir. Yağmur suları içeriye akmamalıdır. Doğal havalandırmamayı sağlamak için 22-25 cm lik bir çatı eğimi olmalıdır. Ahırın tavan veya çatısının naylon, ziftli bez gibi gaz geçirmeyen maddelerden kaplanması kiremit altına bu maddelerden döşenmesi havalandırma açısından çok sakıncalıdır.

f) Ahırın Kapı, Pencere Ve Bacaları İle İlgili Bilgiler: Kapılar ahşap ve metal olabilirler. Şayet kapılar büyük ise metal olması daha iyi olur. Ahırın büyüklüğüne uygun olması gerekmektedir. Kapıların kenarları keskin köşeli olmamalıdır.

Pencereler hayvanlar için gerekli olan ışık ve havayı sağlamaktadırlar. Ahırda pencere hesaplaması ahırın büyüklüğüne göre hesaplanmaktadır. Ahırdaki pencere alanı ahırın taban alanının yirmide birinden az olmamalıdır. Örnek verecek olursak 200 m²r17;lik bir ahırımız varsa ihtiyaç duyulan pencere alanı 10 m² hesaplanmalıdır. Pencereler vasistaslı olmalıdır. Yani çerçeve alttan menteşe ile kasaya bağlı, üstten içeriye doğru açılacak şekilde olmalıdır. Pencereler ahşap ve metalden alabileceği gibi plastikten de olabilir Pencereler hayvanların omuz yüksekliğinden en az 40-50 cm yüksekliğinde olmalıdır. Yani içeriye giren hava hayvanlar üzerinde cereyan oluşturmamalı ve dışarıya doğru olan hava akımını engellememelidir.

Ahırda biriken kirli hava havalandırma bacalarından dışarıya çıkar. Baca olmassa ahır havalanamaz. İnşaat esnasında havalandırma bacaları konulmamışsa yaklaşık 5 m de bir ve mahya açıklığının sağ ve solunda olacak şekilde çatının en yüksek yerine boyutları 25 x 25 cm az olmayacak şekilde bacalar yapılmalıdır. Bacaların üzerine yağan yağmur ve kar sularının akmaması için uygun malzemeden şapka yapılmalıdır. Birden fazla bacanın gerektiği hallerde baca kesit ve yüksekliklerinin aynı olması gereklidir. Baca etkili yüksekliğinin yeterli bir havalandırma için en az 4 metre olması gereklidir. 100m² bina taban alanı için en az bir adet baca hesaplanmalıdır. Bacanın iyi çalışabilmesi için izole malzemelerle kaplanması, çatı mahyasından itibaren baca yüksekliğinin en az 60 cm olması ve baca ucunun 15-2 cm kadar tavandan içeri girmesi gereklidir.

g) Gübre Çukuru
Gübre çukurunun boyutları hesaplanırken 500 kg canlı ağırlığında bir hayvan ortalama yılda (500 x 0,08 x 365) 14,6 ton civarında gübre ürettiği ve gübre çukurunun yılda kaç kez boşaltılabileceği gibi unsurlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Süt Sığırı Barınakları
Süt sığırı barınaklarını planlarken;
Hayvanlar için en uygun çevre koşullarını sağlayabilmeli,
Maliyeti olabildiğince düşük olmalı,
Ahırımızı zamanla büyütebileceğimizi düşünerek yapmalıyız,
Ahırımızın çeşitli yaş gruplarından hayvanları barındırabilecek bölümleri olmalı,
Ahırda çalışanlar hem kolay ve zahmetsiz çalışabilmeli, hem de ahırımızın sağlık ve korunma koşulları iyi olmalıdır.
Süt sığırları için yapılacak barınaklarda süt sığırlarının çevre istekleride göz önünde tutulmalıdır. Genel olarak;

Sığırlar -18°C ile +24 °C arasındaki sıcaklığa adapte olabilirler. İnekler için en uygun ortam sıcaklığı 10-15 °Cr17; dir.
Ahırdaki nem oranının ise %60-80 arasında olması istenir.
Barınaklarda havalandırmanın da öneminden daha önceki konularda bahsetmiştik. Sağmal bir inek için saate 50 m³, bir buzağı için saate 10 m³ civarında havalandırma sağlanmalı, hayvan başına 20 m³ temiz hava ortamda bulundurulmalıdır.
Çalışanların işlerini kolaylaştırmak ve hayvanları daha kolay kontrol etmek için ise geceleri aydınlatma yapmak gerekmektedir. Aydınlatmada mümkünse floresan lambalar kullanılmalıdır. Her bir m² zemin alanı için 2,5 watt varise sağım ünitesinde her bir m² zemin alanı için 10 wattr17; lık ışık kaynağı kullanılmalıdır.
Hayvansal üretimin önemli bir kolunu oluşturan damızlık süt sığırları ve yavrularının bakımı ve beslenmesine gereken özen gösterilmelidir. Böylece daha fazla ürün elde edilerek kârın arttırılması sağlanmış olur.

SAĞMAL İNEKLERİN BAKIM VE BESLENMESİ
Günlük sağım sayısı işletmenin iş gücü ve ineklerin verim düzeyine bağlı olarak değişir. Genel uygulama günde iki sağımdır. Yüksek süt verimli ineklere sahip işletmelerde günde 3 kez sağım yapılır. Günde iki sağım yapmak için en uygun zaman aralığı 12 saattir. Eğer bu sağlanamıyorsa iki sağım arası en fazla 16 saat, en az ise 8 saat olarak düzenlenebilir.

Süt ineği yetiştiriciliği günümüzde mera şartlarından ayrılarak, tamamen ahır şartlarında yapılmaktadır. Bu nedenle ahırın fiziksel şartlarının tam anlamı ile yeterli olması gerekir. Ahırlar yoğun gaz birikiminin kolayca tahliye edileceği şekilde inşa edilmelidir. Ahırdaki zararlı gazları dışarı atmanın, hayvanlara ihtiyaçları kadar temiz hava sağlamanın ve ahır içindeki rutubeti azaltmanın en iyi yolu havalandırmadır. Bu nedenle yetiştiricinin hayvanların üşüyeceği korkusunu kafasından atması gerekir.

Normal olarak süt sığırlarının rasyonları % 60 kesif yem, %40 kaba yemdir. Bir ineğin günde tüketeceği kaba yem miktarı canlı ağırlığının % 2,5-4,5 u kadardır. Günlük silaj yemi tüketiminin 30-35 kg ı aşmamasına dikkat edilmelidir. Günlük kesif yem miktarı ise vücut ağırlığının % 2-3 ü kadardır.

İneklerin doğumdan sonra başlayan laktasyon dönemi 285-305 gün sürer. Laktasyon döneminde ineklerin beslenmesine ayrı bir özen gösterilmesi gerekir. Doğumdan sonra süt ineklerine özellikle kaliteli kaba yem yedirilmelidir. Karlı bir işletmecilik için mümkünse kaliteli kaba yem, işletmede üretilmelidir. Eksik kalan yem ise işletme dışından temin edilebilir.

GEBE İNEKLERİN BAKIM VE BESLENMESİ
Sığırlarda gebelik yaklaşık 280 gün devam eder. Gebeliğin bilinmesi özellikle kuruya çıkarma ve doğurma zamanının tespiti ve sürüde uygulanacak bakım ve beslemenin kararlaştırılması açısından önemlidir. Doğumu yaklaşan inekler sakinleşir ve hareketleri yavaşlar. Meme, özellikle düvelerde çok büyür ve gerginleşir. Doğumuna bir hafta kaldığı tahmin edilen inekler işletme içinde bu amaçla kullanılabilecek doğum bölmesine alınmalıdır. Doğum bölmesi 12-16 m 2 lik, aydınlık ve göz önünde bulundurulabilecek bir alan olmalıdır. Bölme temiz ve dezenfekte edilmiş olmalıdır. İnek doğum yapana kadar bağlanmamalıdır.

Gebeliğin ilk aylarında, yem rasyonlarının yüksek değerlerde besin maddeleri kapsaması gerekmez. Yaşama payının biraz üzerindeki besin değerleri yeterli olur. Gebelik ilerledikçe rasyonların besin maddesi kapsamı artış göstermelidir. Gebeliğin 5. ayında ortalama 5 kg süt verimine eşit, 7. ve 9. ayında ise 7-10 kg süt verimine eşit değerlerde beslenmelidir.

Bunun için örnek bir besleme programı şu şekilde olabilir.
İnek gebeliğinin ilk üç ayında;
Merada doyasıya ve günlük 1-1,5 kg kesif yem veya 4 kg kuru yonca, 10-15 kg silaj yemi, 1 kg ise kesif yem şeklinde beslenebilir.

Gebeliğin 5. ayında ise;
5 kg yoncalı kuru ot, 15 kg mısır silajı, 2 kg karma yem şeklinde bir besleme uygulanabilir.

KURUDAKİ İNEKLERİN BAKIM VE BESLENMESİ
Kuruya çıkarılan inekler mümkünse ayrı olarak barındırılmalıdır. Mastitis problemi olan ineklerin tedavilerine ağırlık verilmeli, sağmal ineklerden ayrılarak temiz bir bölmeye alınmalıdır. Eğer böyle bir imkan yok ise temizliklerine daha fazla özen gösterilmelidir.

İnekler doğumdan 2 ay önce mutlaka kuruya çıkarılmalıdır. Gebeliğin 7. ayından itibaren kurudaki inekler günde 8-10 kg süt verecek düzeyde beslenmelidir.

Böylece inek sonraki laktasyonda en iyi süt verimine hazırlanırken, sağlıklı bir buzağı da doğurmuş olacaktır.
Doğuma bir hafta zaman kala yedirilecek yemin miktarı hacimce azaltılmalı, gaz yapıcı yemler yedirilmemelidir. Kaliteli kuru ot, hasıl mısır, iyi kalite çayır otu gibi kolay hazmedilen yemlerden yararlanılmalıdır. İneklere, kuruya alındıktan sonra 2-3 hafta kesif yem verilmemeli, besleme sadece kaliteli kaba yemlerle yapılmalıdır. Doğuma 1 ay kala hayvanın yağlanmasını önlemek için, günde 3,5-4 kg geçmeyecek şekilde kesif yem verilmeye başlanmalıdır. Gebe ineklerin, vitamin ihtiyacını karşılamak üzere kuru dönemin başında ve sonunda olmak üzere özellikle A vitamini takviyesi yararlı olur.

Buzağıların Bakım ve Beslenmesi
Gebe inek, doğuma yakın steril bir bölmeye alınır.

Yeni doğan buzağı dış çevreyle, bu ortamda tanışır. Buzağı doğumdan 15-30 dakika sonra ayağa kalkar ve meme aramaya başlar. Memeler temizlenip kontrol edildikten sonra buzağının emmesine yardımcı olunmalıdır. Buzağıların büyük bir kısmı doğumdan 1 saat sonra yardım olmaksızın analarını emebilirler. Buzağıların beslenmesinde çok önemli bir yeri olan ağız sütü yani Kolostrum, ineğin doğumdan itibaren ilk 4 gün süresince verdiği süttür.

Buzağıların doğumu izleyen en kısa sürede ağız sütü içmeleri gerekir. Ağız sütü içinde taşıdığı bağışıklık maddeleri nedeni ile buzağının bakteriyel hastalıklara dirençli olmasını sağlar. Yalnız bu yararın sağlanması buzağının ilk 24 saat özellikle de ilk 6 saat içerinde yeterince ağız sütü içmesine bağlıdır. Ağız sütünün sindirimi kolaydır ve normalden % 40 daha besleyicidir. Ayrıca ishal yapıcı etkisi olan ağız sütü, ana karnında iken buzağının sindirim sisteminde biriken kalıntının atılmasını kolaylaştırır.

Doğumdan sonra buzağının siyaha yakın renkte jelimsi bir dışkı çıkarması ağız sütü içtiğinin göstergesidir. Anaya iyi ve kaliteli yeşil yem sağlanmışsa ağız sütü A vitamini bakımından zengindir. Buna rağmen buzağıya ilk 12-24 saat içinde enjeksiyonla A,D,E vitaminleri verilmelidir. Buzağıya içirilecek ağız sütü miktarı toplam ağırlığının % 6 sı civarında olmalıdır.

Buzağının sütten kesildikten sonra günlük 450-600 gr canlı ağırlık artışı kazanması için günlük 0,5 - 1 kg. kuru yonca otu ve 1-1,5 kg buzağı yemi tüketmesi gerekir. Süt kesiminde arzu edilen bu düzeye ulaşılabilmesi için buzağının önüne ikinci haftadan itibaren serbest olarak iyi kaliteli yonca otu, buzağı başlangıç yemi ve içme suyu mutlaka taze olarak verilmelidir. Buzağı başlangıç yemi; 1. haftadan itibaren 12. hafta sonuna kadar, buzağının önüne konulması gereken sindirilebilirliği yüksek kesif yemdir. Eğer yemler işletmede üretilecek ise yemin kalınlığı pratik olarak bulgur inceliğinde olmalıdır. Ayrıca lezzetini artırmak ve tozumayı önlemek için % 5 kadar melas katılmalıdır. Eğer yem piyasadan temin ediliyor ise pelet yem tercih edilmelidir.

Süt kesiminden sonra da buzağıların bakımına özen gösterilmelidir. Süt kesiminden sonra 2-3 hafta daha buzağı büyütme yemine devam edilmesi süt kesim stresini biraz daha azaltmaktadır. 3-6 aylık yaş grubunda bulunan buzağılarda 550-650 gr canlı ağırlık artışı sağlayabilmek için günde 2 kg kaliteli kuru yonca otu ve 1,5 kg buzağı büyütme yemi beslemede kullanılmalıdır.

Tüm hayvanların özellikle de genç hayvanların barınakları temiz, havadar ve güneş görecek şekilde olmalıdır. Hayvanların vücut gelişiminin normal olması için mutlaka meraya çıkarılmalıdır.

DANALARIN BAKIM VE BESLENMELERİ
Sütten kesilen erkek hayvanlar gruplar halinde barındırılmalıdır. Bu hayvanların barındırılacağı bölmeler yeterli yemlik ve suluğa sahip olacak şekilde oldukça basit yapılmalıdır. Bunun için en uygun barınaklar yarı kapalı sundurmalı ahırlardır. Bu tip ahırların hem inşaat maliyeti hem de işçilik ihtiyacı düşüktür. Bu barınaklar için;

Her bir hayvan için büyüklüğüne de bağlı olarak 30-60 cm lik yemlik uzunluğu yeterlidir.
10-15 hayvan konulan bir bölme için bir adet suluk yeterlidir.
Yemliklerin hayvanlar tarafında kalan kısmına 1,5-2 metre genişliğinde beton bir zemin yapılması faydalıdır.
Genç hayvanlar bağlanmamalı serbest olarak büyütme sistemi üzerinde durulmalıdır.
Bu dönemdeki danalara canlı ağırlıklarına göre yemleme yapılmalıdır. Yemlemede mümkünse Mısır Silajı, kesif yem ve Yonca, Çayır ve fiğ gibi kaliteli kaba yem kullanılmalıdır.

DÜVELERİN BAKIM VE BESLENMESİ
Kültür ırkı erkek ve dişileri için ergenlik çağı 6-8 aydır. Bu dönemde erkek ve dişi buzağıları birbirinden ayırmak gerekir. Düvelerin çok erken yaşta doğum yapmaları istenmez. Hayvanın hem kendisine hem de buzağısına zarar vermeyecek dönemde doğum yapması arzu edilir.

Bu dönem belirli bir yaşın yanında yeterli canlı ağırlığa ulaşması gereklidir. Düveler normalde en az 15 aylık ve yaklaşık 375 kg canlı ağırlığa ulaştığında damızlık olarak kullanılabilirler. Damızlık adayı dişilere aşırı veya yetersiz besleme yapılmamalıdır. Düvelerin canlı ağırlık artışı günde 650-700 gramı geçmemelidir. Düvelere verilecek kesif yem miktarı, hayvanın yaşı ve kullanılan kaba yemin kalitesine göre belirlenmelidir. Kaliteli kaba yem kullanılması halinde 1,5-2,5 kg kesif yem yeterli iken; kalitesiz kaba yem ile beslemede bu miktar 3-3,5 kg a kadar artırılmalıdır.

Düvelerin beslenmesine örnek bir rasyon şöyle olabilir.
3 kg yonca, çayır, fiğ gibi Kuru ot
8 kg mısır silajı
1,5-2 kg kesif düve yemi
Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 01:17
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
9 Eylül 2008       Mesaj #4
Bia - avatarı
Ziyaretçi

Büyükbaş Hayvancılık : Sığırlar


Sığırlarda Besleme Hataları Ve Besleme İle İlgili Hastalıklar
1- GENETİK ÖZELLİKLER VE ÇEVRE KOŞULLARI:
İneklerin verimleri ırkına göre değişir. Yerli kara ırkı, boz ırk, kırmızı ırk gibi ırklar süt verimi az ırklardır. Besleme ve çevre koşulları ne kadar iyi olursa olsun ırk özelliklerinin sınırlarını aşamazlar. Keza erkekleri de çok iyi seviyede besi tutmazlar. Holstein, esmer ırk, simmental gibi ırklardan gelen hayvanlara ise ' kültür ırkı' adını veriyoruz. Bu ırklar çok verimli olup, verimleri bakım ve besleme koşullarıyla ortaya çıkar. Tek başına ırkın iyi olmasından sonuç beklemek doğru olmaz. Kültür ırklarını iyi, kaliteli, dengeli ve yeterli yemlerle beslemek gerekir.

2- AHIR VE BARINAKLAR:

Sığırlar için kötü havalandırmalı ya da az havalandırmalı barınaklar yaşamı aksatacak derecede olumsuzluklar yaratır. Ahırda biriken gazlar sığırların solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanmasına zemin hazırladığı gibi, iştahsızlığa, yemden yararlanmanın azalmasına sebep olur. İdrar kokulu, havası pis ahırlardaki hayvanlar az yem tüketirler, yediklerinden yararlanamazlar ve verimleri düşer. Sağlıklı, verimli sığırlar için iyi havalandırılmış veya yarı açık ahır sistemleri tercih edilmelidir. Bu konuda ülkemizde yanlış olan soğuktan korkmaktır. Ancak soğuktan değil sıcaktan korkmak yerinde olur.

3- SU TÜKETİMİ:
Sığırların önünde daima temiz su bulundurulmalıdır. Böylece su tüketimi artar. Bu konuda yapılan en büyük hata sabah-akşam su vermektir . Önünde her zaman içebileceği su bulunan sığırlar daha çok su içerler, iştahları daha iyi olur. Verimleri artar. Su ihtiyacı çevre ısısına, süt verimine ve yeme bağlı olarak değişebilir. Bir ineğin su tüketimi 35-75 litre ve hatta bunun da üstündedir. İdrar, dışkı, terleme, soluma yoluyla su kayıpları olduğunu düşünürsek 30 litre süt veren bir ineğin en az 60-70 litre günlük su ihtiyacı vardır.

4- KABA YEM:

Kuru ot, yonca, mısır silajı, yeşil otlar kaba yem grubuna girer. En önemli sorun ülkemizde samanın kaba yem olarak kabul edilmesidir. Süt inekçiliğinde samanı kaba yem olarak kabul etmemek gerekir. Kaba yemsiz sığırcılık olmaz. Kaba yem az, kesif yemi çok olan rasyonlar sığırları mide ekşimesi = yem vurması; ya da asidoz dediğimiz hastalıkla karşı karşıya getirir. İştahsızlık, süt veriminde düşme gibi problemlerin yanı sıra ölüme kadar giden daha ağır problemler de yaratan bu hastalık kaba-kesif yem dengesinin sağlanmasıyla önlenmiş olur. Yem vurması aynı zamanda tırnak çürüğü, topallık gibi hastalıklara da zemin hazırlar. Kaba yemin kalitesi kesif yemden yararlanmayı da arttırır. Günlük ihtiyaçların tümünün kesif yemlerle karşılanması mümkün değildir. Kaba yemi saman olan sığırların enerji, protein, mineral ve vitamin ihtiyaçlarının tümünü kesif yemlerle karşılamaya çalışmak yanlış olacağından, kaba yemin silaj, yonca, kaliteli ot olması tercih edilmelidir.

5- GÜNLÜK TOPLAM YEM:

Sığırlar günlük olarak canlı ağırlıklarına, verimlerine orantılı bir miktarda yem almalıdırlar. Bu yemlerin bir kısmını kaba yem olarak, bir kısmını kesif yem olarak alsalar da miktarının canlı ağırlığa orantılı olması gerekir. Daha az yem verilen bir sığır, daha az verim verecektir. Bu doğaldır. Ancak olay bununla bitmez. Sığırlarda bir takım hastalıklar ortaya çıkar. Örneğin, hipokalsemi ( süt humması), ketosis, kızgınlık göstermeme, döl tutmama, iyi gelişmemiş yavru ve benzeri bir çok problemle karşı karşıya gelmek mümkündür.

6- DENGELİ YEM:

Yemler kaba ve kesif yem olarak dengeli olmakla beraber, diğer yandan protein, enerji, vitamin, mineral dengesinin de kurulmuş olması gerekir. Enerjisi düşük yemler özellikle doğumdan sonra geç kızgınlık gösterme, hiç kızgınlık göstermeme problemiyle karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde, özellikle ithal sığırlarda sık sık karşılaşılan bir sorundur. Diğer büyük sorunlardan biri de ketosis'dir. Vitamin ve mineral noksanlıkları da kemik gelişimi bozukluğundan, kızgınlık göstermemeye, kansızlıktan, ayak hastalıklarına, körlükten, deri problemlerine, süt hummasından, verim düşüklüğüne kadar bir çok hastalık ve bozukluğa sebep olur. Vitamin ve minerallerin tümünün bir arada ve dengeli olması gerekir.

Dengeli hazırlanmış yemlere sonradan yapılan ilaveler yemin dengesini bozar. Bundan özellikle kaçınmak gerekir. Doğum yaptıktan sonra kültür ırkları hızla süt vermeye yönlenirler. Bu durumda enerjisi yetersiz yemle beslenen ineklerde aşırı zayıflama görülür. Bunun sonucu doğumdan sonraki ilk kızgınlık ya gecikir, ya da hiç görülmez. Süt verimi günden güne artış göstereceği yerde azalır. Yeni doğum yapmış inekleri yüksek enerjili yemle beslemek gerekir. Böylece ketosis, abomasumun (şirdenin) yer değiştirmesi, karaciğer koması gibi hastalıklar da önlenmiş olur. Bu problemler kalsiyum-fosfor metabolizmasını da etkileyeceğinden süt humması ve kemik erimesi gibi olaylarda da artış olabilir. Bütün bunlardan çıkan sonuca göre yeni doğum yapmış kültür ırkı sığırlara özenli bir besleme rejimi uygulanması gerektiği kanaatine varılır. Bir başka çıkarılacak sonuç şudur; iyi besleme koşullarına sahip olmadıkça çok üstün verimli ineklere sahip olmanın bir anlamı yoktur.

7- KURU DÖNEM:
İneklere sağlanması gereken bir hazırlık dönemi olup, sağım doğuma 45-60 gün kala durdurulur. Bunu takiben 2-3 hafta iyi kaliteli kaba yemler verilir. Kesif yem verilmez. Ancak doğuma en az 2-3 hafta kala tekrar bir miktar kesif yem verilmeye başlanmalıdır. Gebe ineklere bu dönemde septisemi aşıları, Se ve E vitamini enjeksiyonları ile A, D, E vitamini enjeksiyonları yapılmalıdır. Kuru dönemin ikinci yarısında kesif yeme geçilmezse ve kaba yem sadece saman ise doğumdan sonra ketosis, hipokalsemi, hızlı zayıflama ve kızgınlığın gecikmesi gibi problemlerden biri veya birkaçıyla karşılaşmak adeta kaçınılmaz hale gelir.

8- YEMLERİN HAZIRLANMASI:
Yemler sığırların önüne konulmadan önce melas, silaj veya posalarla karıştırılırlarsa hem iştah arttırıcı etki yapar, hem de tozlanma önlenmiş olur. Ancak yemleri ayrıca ıslatmak, geceden suya koymak sakıncalıdır. Tükrük salgısını önleyen, yemin mayalanmasına veya bozulmasına sebep olan, işkembenin işleyişine engel olan bu uygulamalar yanlıştır.

Böyle uygulamalar yemden yararlanmayı azaltır. Diğer yandan istenirse toz yemler yerine pelet yemler tercih edilebilir. Isı ve basınç altında yapılan peletleme işleminde yemin sindirilme oranı ve besin değeri artar. Tozlanma azalır. Bütün vitamin ve mineraller peletle birlikte yapışık ve homojen duruma geçtiğinden ziyankarlık önlenmiş olur. Toz halindeki yemler dışkının yumuşamasına, işkembe ekşimelerine, karın şişkinliklerine neden olurlar. Bağırsaklardan hızla geçtiklerinden yemden yararlanma azalır. Arpa, mısır, buğday, yulaf gibi tane yemlerin kaba kırılmış olarak kullanılması yerinde olur. Sığır yemleri hazırlanırken un haline getirilmiş hammaddelerden uzak durulmalıdır. Sığırların alışık olmadıkları hiçbir yem birdenbire verilmemelidir. Mutlaka 1 veya 2 hafta alıştırma dönemi geçirilmelidir.

Çok taze kesilmiş yeşil bitkiler güneşte kurutulmadan sığırlara verilmemelidir. Küflenmiş yemlerden mutlaka kaçınılmalıdır. Kısa vadede olmasa bile uzun vadede problemler ortaya çıkabilir. Yemden yararlanma azalır.
Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 01:22
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Eylül 2008       Mesaj #5
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Süt Sığırlarında Doğum, Buzağılama, Tohumlama ve Sürüden Ayrılma Kayıtları

1. Amaç: Soykütüğü sisteminin yürütülebilmesi için gerekli olan kayıtların, düzenli ve bir örnek tutulabilmesinin sağlanması bu talimatın amacıdır.

2. Tutulması Gereken Asgari Kayıtlar:
a) Soykütüğü sistemi içerisindeki bir inekten doğan hayvanların, sistemin gerektirdiği aşağıdaki bilgilerinin toplanması ve buzağının bilgi işlem merkezi tarafından Ek 1’deki gibi doğum bildirim formu ile belgelendirilmesi gerekir.
  • Soykütüğü numarası
  • Doğum tarihi
  • Doğum tipi (normal, zor)
  • Doğum şekli (tekiz, ikiz vb.)
  • Ana ve baba no
b) Her inek için laktasyonunun başlamasını sağlayan ve süt verim denetlemesi sonuçlarının girilebilmesini sağlayacak buzağılama olayının aşağıdaki bilgileri içerecek şekilde tespiti yapılmalıdır.
  • Buzağılama tarihi
  • Buzağılama tipi (normal, zor)
  • Buzağılama şekli (tekiz, ikiz vb.)
c) Soykütüğü sistemi içerisindeki her hayvanın tohumlanması ile ilgili aşağıdaki bilgilerin tespitini içerecek bilgi edinme sisteminin oluşturulması gerekir.
  • Tohumlanan hayvanın numarası
  • Tohumlayan boğanın adı
  • Tohumlayan boğanın numarası
  • Tohumlama tarihi
  • Tohumlama sayısı
  • Tohumlayıcının adı soyadı veya kodu
d) Soykütüğü sistemi içerisindeki bir işletmede bulunan hayvanların sürüden çıkışları durumunda aşağıdaki bilgilerin tespitini içerecek bilgi edinme sisteminin oluşturulması gerekir.
  • Hayvanın numarası
  • Sürüden çıkış tarihi
  • Sürüden çıkış sebebi: Damızlık satış, kasaplık satış, ölüm, diğer vb.

3. Yetki:
Temel esasları içeren faaliyetleri yürütme ve bu bilgileri edinme yetkisi, soykütüğü sistemini yürütmeye yetkili kuruluşa aittir.
Soykütüğü sistemini yürütmeye yetki almak üzere Bakanlığa müracaat eden kuruluş bu faaliyette yararlanacakları imkanları ve bilgi edinme sistemini açıkça tanımlamak ve çalışmalarını tarafsızlık ve objektiflik ilkelerine uygun olarak gerçekleştireceklerini taahhüt etmek zorundadırlar.
4. Çalışma Kuralları:
  • Bu faaliyetlerde yer alan bilgilerin toplanması en fazla 1 aylık aralıklarla gerçekleştirilecektir.
  • Elde edilen bilgilerin güvenilirliği sağlanmalıdır.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Eylül 2008       Mesaj #6
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Soykütüğü Belgesi

1. Amaç:
Soykütüğüne kayıtlı sığırlara, kayıt niteliklerine bağlı olarak belge verilmesi işlemlerinin düzenlenerek birörnek hale getirilmesi bu talimatın amacıdır.
2. Yetki:
  • Soykütüğü belgesi düzenleme yetkisi, Bakanlık ve Bakanlığın yetki verdiği kuruluşa aittir.
  • Soykütüğü belgesi düzenlenmesi, Türkiye’de tek bir merkezde yapılır. Düzenlenen belgeler belge talep eden ve soykütüğü sistemini yürütmeye yetkili kuruluşa verilir.
  • Belgelerde, düzenleyen ve soykütüğü sistemini yürüten kuruluşun imzası ve mühürü olmalıdır. Aksi halde belgenin hiçbir geçerliliği yoktur.
3. Temel Esaslar:
  • Bir sığırın belge alabilmesi için mutlaka kendisinin, annesinin ve babasının soykütüğüne kayıtlı olması gerekir.
  • Belge alacak sığırın soykütüğünde bulunması gereken asgari bilgileri de şunlardır:
  • Soykütüğü numarası
  • Doğum tarihi
  • Cinsiyeti
  • Irkı
  • Baba numarası ve doğum tarihi
  • Ana numarası ve doğum tarihi
4 Soykütüğü Belgeleri:
a) Safırk Sertifikası:
Hem kendi hemde soylarının süt verim bilgileri olmayıp, sadece temel esaslarda belirtilen bilgilere sahip hayvanlara talep edilmesi halinde “Safırk Sertifikası” adı altında ve Ek 1’de bulunan belgeye benzer bir belge düzenlenir.
b) Damızlık Belgesi:
Temel esaslarda belirtilen bilgilerle birlikte süt verim ve/veya damızlık değerine sahip olan sığırlara “Damızlık Belgesi” adı altında Ek 2’de bulunan belge düzenlenir.
5 Damızlık Belgesinde Bulunacak Asgari Veriler:
  • Sığırın soykütüğü numarası,
  • Doğum tarihi,
  • Cinsiyeti,
  • Irkı,
  • Baba numarası ve doğum tarihi,
  • Ana numarası ve doğum tarihi,
  • Ananın ve/veya anneannenin süt verimleri,
  • Hayvanın doğduğu ve son bulunduğu işletme sahibinin adı ve adresi,
  • Belgeyi düzenleyen ve onaylayan kurumların mührü ve onaylayan şahsın adı, imzası.
6 Damızlık Belgesi Düzenlemede Aranan Koşullar:
a) İneklerde ve Genç Sığırlarda Aranan Koşullar:
Soykütüğüne kayıtlı inek ve genç sığırlara damızlık belgesi verilebilmesi için asgari şu bilgilere sahip olması gerekir:
  • Hayvanın kendisi veya annesi veya anneannesine ait en az bir laktasyon süt verimi biliniyor olmalı,
  • Hayvanın kendisi veya annesi veya anneannesine ait süte göre damızlık değeri biliniyor olmalı,
  • Hayvanın babası, suni tohumlama boğası veya annesinin (babaanne) en az bir laktasyon süt verimi bilinen tabii tohumlama boğası olmalıdır.
b) Tosun ve Boğalarda Aranan Koşullar:
Soykütüğüne kayıtlı tosun ve boğalarda damızlık belgesi verilebilmesi için asgari şu bilgilere sahip olması gerekir:
  • Boğaların damızlık değeri tahmin edilmiş olmalı,
  • Tosunlar, ineklerde aranan şartlara sahip olmalı.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Eylül 2008       Mesaj #7
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Islah Programı

1. Amaç:
Türkiye’de ihtiyaç duyulan denenmiş (yavru verimlerine göre değerlendirilmiş) kaliteli boğa yetiştirmek amacıyla uygulanacak döl kontrolü (yavru testi veya progeny test) çalışmalarını düzenlemek ve yönlendirmek bu talimatın amacıdır.

2. Yetki ve Sorumluluk:
Damızlık boğa yetiştirme, test etme, seçme, bu boğalardan sperma üretme ve pazarlama, test edilmekte olan ve denenmiş boğa spermalarının kullanılmasını düzenleme yetki ve sorumluluğu, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Bakanlıktan yetki alan kuruluşlara aittir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetki verdiği kuruluşlarca hazırlanacak ıslah programını onaylama ve denetleme yetkisine sahiptir.

3. Islah Amacı:
Gelecekte ulaşılması gerekn verim seviyesi belirlenerek bunu en optimal bir şekilde sağlayacak genotip tanımlanır. Bu genotipi elde etme ve populasyonda yaygınlaştırma yapılacak ıslah çalışmalarının (ıslah programının) amacıdır.
Islah çalışmaları başlatılırken, öncelikle ıslahı yapılacak her ırk ile ilgili ıslah amacı belirlenir. Bunun için populasyon analizi ve ekonomik analizlerin yapılması gerekir. Yapılan analizler sonucunda bugün ve gelecekte hangi verim özelliklerinin veya özellik gruplarının (örneğin süt verimi, döl verimi, sınıflandırma vb) ekonomik açıdan ne kadar önemli oldukları belirlenir; belirlemelere bağlı olarak ekonomik ağırlık katsayıları hesaplanır. Islahta kullanılacak ölçüt, yapılan hesaplamalar sonucunda bir formül halinde dökümanlaştırılır.
Örnek: Holstein Friesian Yetiştiriciliğinde ıslah amacı:
Laktasyonda (305 günde) % 4 yağlı 7000 kg süt verimi verebilen ergin yaşta 750 kg canlı ağırlığa ve 145 cm sağrı yüksekliğine ulaşan; sağlam yapılı ve sağlıklı; beklenen yüksek verimi verebilecek beden kapasiteli; hayvana rahat hareket yeteneği sağlayacak ayak ve tırnak yapılı; makinayla sağıma elverişli ve kolay sağılabilen, kapasiteli bir memeye sahip genotip elde etmek ve populasyonda yaygınlaştırmak.
Damızlık Değeri (süt) = süt verimi x eko.katsayı + yağ verimi x eko.katsayı
Damızlık Değeri(sınıf.)= sağrı yük. x eko.katsayı +……..+ tırnak x eko.katsayı
Top.Dam.Değ.= DDsüt x Ağ.Katsayısı + DDsın x Ağ.Katsayısı

4. Islah Modeli:
Planlanacak ıslah programları, suni tohumlamaya dayalı yürütülen denenmiş boğa elde etme ve bunlardan etkin yararlanmayı hedefleyen programlardır.
Bu programlarda, aday boğa ana ve babaları damızlık değerlerine göre seçilir; bunlardan elde edilen erkek buzağılar döllerine göre değerlendirilmek üzere teste tabi (döl kontrolü) tutulur; döl kontrolünde başarılı olanlar denenmiş boğa olarak suni tohumlamada kullanılır.
Bu nitelikteki programların temel özelliği populasyonda beklenen genetik ilerlemenin ağırlıkla babaların seçimiyle gerçekleştirilmesidir.
Damızlık değeri yüksek ineklerden yararlanma oranını yükseltmek amacıyla çoklu yumurtlatma (süper ovulasyon) ve embriyo transferi gibi biyoteknolojileri kullanan modeller koşulların uygun olması halinde gelecekte dikkate alınabilirler.

5. Islah Programlarında Öngörülen Faaliyetler:
a) Populasyon ve Çalışma Alanını Tanımlama
Islah amacı tanımlandıktan sonra, ıslah programına doğrudan ve dolaylı katılacak olan populasyonun ve bu populasyonun yaygın olduğu bölgeler tanımlanır.
Populasyon tanımında, toplam inek sayısı, işletme sayısı, tohumlama oranı gibi parametrelerin yanısıra populasyon analizi sonucunda elde edilebilen (ekonomik öneme sahip özellikler bakımından) verim seviyesi, kayıtlı ve kayıtsız inek sayısı gibi bilgiler açık bir biçimde yer alırlar.
Programın uygulanacağı alanı tanımlarken, öncelikle ulaşım ve üretim imkanları üzerinde durulur. Faaliyetleri etkiliyebilecek organizasyonlar da bu tanım içerisinde yer almalıdırlar.
b) Islah Populasyonu
Soykütüğüne kayıtlı, verimleri kontrol edilen ve denenmiş ya da aday boğa spermalarıyla tohumlanan ineklerin oluşturduğu grup, ıslah populasyonu olarak adlandırılır. Islah çalışmaları bu populasyonda yapılır ve burada elde edilen genetik ilerleme populasyonu oluşturan diğer hayvanlara suni tohumlama yoluyla aktarılır.
Islah populasyonunun büyük olması damızlık çalışmalarının başarısını doğrudan etkiler. Asgari sayı 10.000 baş inek olarak kabul edilebilir. Bunun yanında ıslah populasyonunun ana populasyon içindeki payı en az % 10 olmalıdır. Bu oran, populasyonu temsil etmek ve ona etkin ve ekonomik hizmet etmek ile ilgilidir.
Islah populasyonunda yapılan soykütüğü, verim kontrolleri ve tohumlama faaliyetlerinin ilgili talimatlara uygun bir şekilde yapılması zorunludur.
c) Damızlık Değer Tahminleri
Damızlık değer tahmini talimatı gereğince her 6 ayda bir damızlık değer tahminleri yapılır ve yayınlanır.
d) Boğa Analarının Seçimi
Damızlık değer sonuçlarına bağlı olarak en başarılı inekler boğa anası adayı olarak seçilirler. Bu inekler görevli bir ıslah komisyonu tarafından yerinde incelenerek uygun görülenlerin sahipleri ile sözleşme yapılır. Sözleşme ineklerin komisyon tarafından önerilecek bir boğanın spermasıyla tohumlanmasını ve erkek buzağı doğması halinde, doğumu izleyen ilk 6-16 hafta içerisinde ıslah programını yürüten kuruluşa, önceden belirlenen bir bedel karşılığında satışını kapsamalıdır.
Her yıl aday boğa anası olarak seçilen inek sayısı, ıslah populasyonundaki inek sayısının % 5’ini aşmamalıdır.
e) Boğa Babalarının Seçimi
Programın başarısının temelini oluşturan boğa babası seçimi, damızlık değer tahminleri sonuçlarına bakılarak düzenli bir şekilde en az 6 aylık aralıklarla yapılır. Gelecek kuşakta damızlık olarak kullanılacak boğaların elde edilmesi amacıyla boğa analarını tohumlayacak olan bu boğalar, boğa anası sayısına bağlı olarak en az 2 baş/yıl şeklinde seçilir.
Başka ıslah programlarından ve sürülerinden elde edilmiş seçkin boğalar da boğa babası olarak kullanılabilir.
Kuşaklararası süreyi kısaltmak ve tohumlamaları planlı uygulayabilmek amacıyla boğa babaları en fazla 1 yıllık bir süre için boğa analarını tohumlamada kullanılırlar. Daha sonra bu boğaların spermaları damızlık sürüyü oluşturan diğer ineklerin tohumlanmasında kullanılmak amacıyla satışa sunulur.
f) Döl Kontrolü (Progeny Test)
Boğa babaları ve yapay tohumlamada kullanılacak diğer boğaları belirlemek amacıyla, çiftleştirme programından elde edilen erkek buzağılar bir program dahilinde düzenli olarak izlenir. Belirlenen verim özellikleri dikkate alınarak en başarılı olanlar seçilir. Başarısız olanlar kesime gönderilir ve spermaları imha edilir veya ıslah programı dışındaki üretim sürülerinde kullanılır.
Döl Kontrolünde aşağıdaki özellikler dikkate alınmalıdır.
- Tohumlanan ineklerde geri dönmeme oranı (Non-Return) oranı
- Tohumlanan ineklerde ölü ve zor doğum olayları
- Deneme altındaki boğanın 1. laktasyonda bulunan ve tesadüfen seçilmiş en az 20 kızının sınıflandırma sonuçları
- Deneme altındaki boğanın en az 30 kızının 305 gün süt verimi (yağ ve protein verimleri gelecekte dikkate alınmalıdır).
6. Islah Programının Onayı ve Takibi:
- Islah programı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından onaylandıktan sonra uygulamaya konulabilir.
- Programda yapılan her türlü değişiklikler Tarım ve Köyişleri Bakanlığının onayına sunulmak zorundadır.
- Tarım ve Köyişleri Bakanlığı uygulamadaki gelişmeleri izlemek ve sapma olması halinde onayını geri çekmek yetki ve sorumluluğundadır.
- Bir bölgede birden fazla kuruluş ıslah programı çalışması yürütemez.
- Islah programını uygulayacak kuruluş, bölgede soykütüğü sistemi veri toplamadan sorumlu kuruluştan kayıtları alabileceğine
dair taahhütname almalı veya işbirliği protokolü yapmalıdır.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Eylül 2008       Mesaj #8
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Damızlık Süt Sığırlarında Soykütüğü Talimatı
Amaç:
Hayvancılıkta verimliliğin temelini teşkil eden bir soykütüğü sisteminin yürütülmesi amaçlanmıştır.
Tanım:
Soykütüğü; dünyaca tanınmış ve/veya Türkiye’de mahalli olarak geliştirilmiş ırkların özelliklerini gösteren sığırların ırk özelliklerinin ve verim seviyelerinin iyileştirilmesi amacıyla, teknik açıdan genetik özelliklerini tespit ederek ırk ile ilgili üretim ve seleksiyon aktivitelerini yönlendirmek ve bu sayede ekonomik değerlendirmeyi yapabilmek için oluşturulan bir sistemdir.
Soykütüğü yalnızca damızlık hayvanların soy bilgilerini değil, ekonomik açıdan önemli verim özellikleri ile ilgili bilgileri ve bunlara ilişkin değerlendirme sonuçlarını da içermekte olup soykütüğü sistemi aşağıdaki konu ve faaliyetleri içerir.
1- Tanımlama
2- Süt Verim Denetlemeleri
3- Sınıflandırma
4- Doğum, Buzağılama, Tohumlama ve Sürüden Ayrılma Kayıtları
5- Soykütüğü Belgesi
6- Islah Programı
7- Döl Verimi
8- Damızlık Değer Tahmini
Uygulama Şekli:
Soykütüğü sistemi 2 temel faaliyeti içerir:
a) Veri toplanması : Tanımlama, süt verim denetlemeleri, sınıflandırma ve doğum, buzağılama, tohumlama, sürüden ayrılma kayıtları konularınının yürütülmesi.
b) Toplanan verilerin : Soykütüğü belgesi, ıslah programı, döl verimi, damızlık değer değerlendirilmesi tahmini konularının yürütülmesi.
- Soykütüğü sisteminin konuları ve sisteme hizmet eden faaliyetlerle ilgili talimatlar ekler halinde verilmiştir.
- Soykütüğü sisteminin veri toplama ile ilgili unsurları, bir ilde bir ırk için Bakanlık veya yetki verdiği bir kuruluş tarafından Bakanlık talimatları doğrultusunda yürütülür.
- Soykütüğü sistemini yürütmek üzere Bakanlığa müracaat eden kuruluş; bu faaliyette yararlanacağı imkanlarını (personel, araç, donanım, laboratuar vb.) tanımlamak, en az bir yıllık çalışma programı hazırlamak ve çalışmalarını tarafsızlık ilkelerine uygun olarak gerçekleştireceklerini taahhüt etmek zorundadırlar.
Yetki verilen kuruluşun çalışmaları her yıl denetlenir ve kurallara uymayanlardan yetki geri alınır.
TALİMAT NO: 1

Süt Sığırlarında Tanımlama

1. Amaç:
Sığırlarla ilgili faaliyetlerde sığırların tek tek tanınması ve herhangi bir karışıklığa meydan vermeden kayıt edilmelerini sağlamak bu talimatın amacıdır.
2. Tanımlama:
Bir işletmedeki tüm sığırlar tanımlanmak zorundadır.
Soykütüğü sistemine giren sığırların tanımlanmasında 2 unsur vardır.
A) İsim : Sığırlara aşağıdaki hususlar dikkate alınarak isim verilir.
- İsim, en fazla 30 harf ve aralıktan oluşmalı, toplumun din ve ahlak kurallarına aykırı olmamalıdır.
- Dişilerde ananın, erkeklerde babanın isminin baş harfi ile başlayan isimler tercih edilir.
- İsimlerde rakam kullanılmaz. Ör: Ayşe-2 vb.
- Aynı işletmede bir isim, 15 yıl geçmeden aynı cinsiyette bir başka hayvan için kullanılamaz.
- İsim seçimi kurallar dahilinde olmak kaydıyla, yetiştirici tarafından yapılır.
B) Numara:
1- Numaralama Sistemi: Numaralamada aşağıdaki sistem uygulanır.
- Bir hayvana verilecek numara 14 haneden oluşur.
- İlk iki hane ülke kodudur ve “TR” olarak işaretlenir.
- 3. ve 4. haneler (2 hane) il kodunu ( trafik il kodu )gösterir.
- 5. - 9. haneler ( 5 hane ) il içi işletme numarasıdır. Numara yeterli olduğu sürece rakamlarla, daha sonra son hanesi harf olacak şekilde belirtilir.
- 10.-14. haneler ( 5 hane ) il içi hayvan numarasıdır. Numara yeterli olduğu sürece rakamlarla, daha sonra son hanesi harf olacak şekilde belirtilir.
ÖRNEK: TR060001500028 - Türkiye’de, Ankara’da, 15 numaralı işletmede, 28 numaralı hayvan.

ÖRNEK: TR060001A0005C- Türkiye’de, Ankara’da, 1A numaralı işletmede, 5C numaralı hayvan.


- Bir sığıra verilmiş olan soykütüğü numarası; hayvanın yaşamı boyunca taşıyacağı ve hiçbir şekilde değiştirilmeyecek (satış sonucu il, işletme ve ülke değiştirme gibi gerekçeler dahil) bir numaradır ve 15 yıl içinde herhangi bir şekilde bir başka sığıra verilemez.
2- Numaralama Küpesinin Özellikleri:
- Hayvanların numaralanması, TKB-TÜGEM tarafından önerilen kaliteli, 2 parçalı ve baskılı plastik numaralama küpeleri ile yapılır.
- Plastik küpenin rengi sarıdır.
- Soykütüğü numarası, aşağıdaki örnekte görüldüğü şekilde basılır. Numaralama küpesinde işletme numarasının yazılması şart değildir; Çünkü sığırın numarası, işletme içi değil, il içi seri numarasıdır. İstendiğinde boşluk kısmına silinmeyen kalemle yazılabilir.

- Küpenin üst kısmında soykütüğü konusunda Bakanlıktan yetki alan ve küpeyi takan kuruluşun simgesi veya kısaltılmış adı bir daire içinde basılır. Bu simgenin çapı en az 1.5 cm dir. - Orta kısmında ülke ve il (trafik) kodu yazılır. Bu bölümde yer alan harf ve numaraların büyüklüğü 0.8 -1.00 cm dir.
- En alt kısmında hayvanın il içi numarası yazılır. Buradaki rakamlar 1.5 –2.0 cm arasında değişebilir.
- Rakam ve harf gruplarının birbirinden uzaklığı en az 0.5 cm dir.
- Plastik küpenin arka parçasına yalnızca hayvanın il içi seri numarası yazılır ve rakam büyüklükleri en az 1 cm dir.
3. Numaralama Küpesinin Takılması:
- Bir ilde numaralama küpesi düzenleme ve takma TKB-TÜGEM veya yetki verdiği kuruluş tarafından yapılır.
- Bir işletmede doğan buzağılar 6 hafta içerisinde numaralanır. Yetiştirici numaralamanın zamanında yapılmasından sorumludur.
- Küpe, hayvanın sol kulağına takılır; fakat istenirse 2 kulağa da aynı numara takılabilir.
- Bir hayvana verilen soykütüğü numarası, Türkiye’nin her yerinde geçerli olup hiçbir şekilde değiştirilemez.
- Takılan bir küpenin herhangi bir şekilde düşmesi halinde gerekli saptamadan sonra boş bir plastik küpeye silinmeyen (permanent) bir kalemle numaranın tamamı veya en azından il içi hayvan numarası (son 5 hane) yazılarak yeniden hayvanın kulağına takılır.
4. Soykütüğüne Yeni Kayıt:
- Sistemin dışında olup da soykütüğüne girecek sığırların herbiri için EK 1’deki “Soykütüğüne Kayıt Formu” doldurulur ve ildeki soykütüğü bilgi işlem merkezinde dosyalanır.
- Sığırların soykütüğüne ilk kez kayıt edilebilmeleri için Tarım İl Müdürlüğü veya yetki verilen kuruluşun uzmanları tarafından sığırın ilgili ırkın özelliklerini gösterdiğine dair onayı aranır. “Soykütüğüne Kayıt Formu”nun ilgili uzman tarafından imzalanmış olması, sözkonusu onayın alınmış olduğu anlamını taşır. Form uzman ve yetiştirici tarafından imzalanmak zorundadır.
- İthal edilen damızlık sığırlar orjinal kulak numaraları değiştirilmeksizin ulusal soykütüğüne kayıt edilirler. Bu hayvanlara yeni soykütüğü numarası verilmez ve yeni küpe takılmaz. Ancak; metal kulak küpesi taşıyan sığırların tanınmasını kolaylaştırmak amacıyla, bu sığırlara, orjinal numaralarının eksiksiz bir şekilde yazıldığı plastik kulak küpesi takılabilir. Kulak numarasında (küpesinde) ülke kodu olmayan sığırlar, geldiği ülkeye göre aşağıdaki ülke kodu başa getirilerek kayıt edilirler.


ÜLKE



KOD



ÜLKE



KOD


Almanya
DE
Hollanda
NL
Fransa
FR
Danimarka
DK
Belçika
BE
İrlanda
EI
Yunanistan
GR
İspanya
ES
Portekiz
PT
İsrail
IL
Kanada
CD
Luksemburg
LU
ABD
US
İsviçre
CH
İtalya
IT
İngiltere
GB
Avusturya
AU



5. Spermaların Kaydı:
a) Yerli Üretim: Soykütüğüne kayıtlı olmayan yerli üretim spermaların kaydında, boğanın üretici kuruluş veya firma tarafından hazırlanan katalogu veya belgesi olmak zorundadır. Bilgi ve belgesi olmayan boğalar soykütüğüne kayıt edilemez. Belgedeki bilgiler soykütüğüne kayıt edilir ve belge dosyalanır.
b) İthal Sperma: Soykütüğüne kayıtlı olmayan ve ithal edilmiş spermalar, damızlık belgesindeki bilgilere göre soykütüğüne kayıt edilir. İlgili damızlık belgesi, ithalatçı firma veya Bakanlıktan temin edilir.
EK: 1

TALİMAT NO: 2

Süt Sığırlarında Süt Verim Denetlemeleri

1. Amaç:
Türkiye damızlık sığır yetiştiriciliğinde verim kontrolleri çalışmalarını uluslararası standartlara uygun bir şekilde düzenlemek ve birörnekliliği sağlamak amaçlanmıştır.
2. Temel Esaslar:
a) Verimleri denetlenecek her bir ineğin kontrol gününde verdiği süt miktarı, sütündeki yağ ve imkanlar ölçüsünde protein oranları belirlenir.
b) Verimleri denetlenecek ineklerin “Tanımlama” talimatnamesi uyarınca numaralanmış ve soykütüğüne kayıt edilmiş olması zorunludur.
c) Bir işletmede bulunan aynı ırktan tüm ineklerin verimleri denetlenir.
3. Yetki:
Bir ilde süt verim denetlemelerini yapma yetkisi, Bakanlıkça soykütüğü sistemini yürütmeye yetkili kılınan kuruluşa aittir.
Süt verim denetlemelerini yapma yetkisi almak üzere Bakanlığa müracaat eden kuruluş, bu faaliyette yararlanacakları imkanlarını (personel, araç, donanım, laboratuar vb.) açık bir şekilde tanımlamak ve çalışmalarını tarafsızlık ve objektiflik ilkelerine uygun olarak doğru biçimde gerçekleştireceklerini taahhüt etmek zorundadırlar.
Sütte yağ, protein vb. analizleri yapmak üzere, gerektiğinde başvuran kuruluşa ait olmayan bir laboratuardan da yararlanılabilir.
4. Denetleme Yılı:

Denetleme yılı 365 gün, artık yıllarda 366 gün olup her yıl 1 Ocak’ta başlar.

5. Personel:

Süt verim denetlemeleri ile ilgili görevlendirilecek personel (uzman, denetmen veya kontrolör) ile yetiştiriciler, Bakanlığın tespit edeceği aralıklarla Bakanlık veya yetki verilen kuruluş tarafından düzenlenen veya düzenlettirilen eğitim çalışmalarına katılırlar.

Denetmenlere, yetkilendirilen kuruluş tarafından görevlerine dair bir belge verilir.
6. Yöntem:
Süt verim denetlemelerinde aşağıdaki iki yöntemden birisi kullanılır.
a) A-Yöntemi (Memur): Denetlemeler görevlendirilen ve yetki verilen kişilerce yapılır.
b) B-Yöntemi (Beyan): Denetlemeler yetiştirici tarafından yapılır veya yaptırılır.
7. Çalışma Kuralları:
- Günde 2 sağım yapılan işletmelerde denetleme akşam sağımıyla başlar, sabah sağımıyla bitirilir. Günde 3 sağım yapılan işletmelerde ise denetlemeye öğle sağımıyla başlanır ve sabah sağımıyla tamamlanır.
- Denetleme tarihi akşam sağımının yapıldığı tarihdir.
- Laktasyona yeni başlayan bir ineğin süt verimi en erken buzağılamayı izleyen 5. günün akşamı kontrol edilir.
- Denetlemeler, denetleme yılı içerisinde yağ ve protein oranı için 3 ayı geçmeyen aralıklarla en az 4 defa yapılmalıdır.
- Denetmen önemli bir gerekçe olmaması halinde, yıl boyunca geçerli olan bir denetleme programını (süt ölçüm tarihleri) yetiştiricinin de onayını alarak hazırlar.
- Yetiştirici veya verim kontrolörü hazırlanan program uyarınca her ayın belirli bir gününde süt verimini ölçmek ve bilgi işlemden kendisine verilen formlara kayıt etmekle yükümlüdür.
- Denetmen, denetleme programında öngörülen kontrol tarihini izleyen gün dolu formları almak ve bir sonraki ay için boş formları iletmek üzere işletmeyi ziyaret eder.
- Denetmen, bu talimatnameye uygun olarak süt verim denetlemeleri yapma koşullarının işletmede olup olmadığına karar verir ve bu koşullara sahip olmadığını belirlediği işletmeleri, koşulları sağlayıncaya kadar süt verim denetlemelerinden çıkarır. Bu süre 6 ayı geçerse, işletme soykütüğü sisteminden de çıkartılır.
- B-Yönteminde (beyan), verilerin doğru olmadığını tespit eden denetmen birinci uyarıdan sonra tekrar yanlış bilgi veren işletmenin soykütüğünden çıkarılması için tutanak tutar, yetiştiriciye uyarı yazısı yazılır ve yanlış bilgi vermenin tekrarı durumunda işletme soykütüğünden çıkarılır.
8. Süt Miktarı, Sütte Yağ ve Protein Oranının Belirlenmesi, Süt Örneklerinin Alınması

- Verim tespiti amacıyla yapılan denetleme sağımları sırasında her bir ineğin süt verimi, soykütüğü sistemini yürüten kurumca sağlanan, asgari 250 gr duyarlı ölçekli süt ölçüm kovası veya süt ölçüm aletleriyle belirlenir.
- Yetkili kuruluş tarafından verilmeyen veya uygun görülmeyen aletler süt verimini belirlemede kullanılamaz. Ölçümde kullanılan aletler yılda en az bir kez mutlaka denetmen tarafından incelenir ve kullanımına izin verilen aletler kullanılabilir.
- Kullanılan aletlerin güvenilirliklerinden yetiştirici sorumlu olup, herhangi bir şüphe halinde süt verim denetlemeleri yinelenir veya daha önceki kontrol sağımları dikkate alınarak o dönem verimi tahmin edilir; bunlar mümkün olmaz ise işletmeden alınan veriler iptal edilir.
- Denetleme dönemi, yani iki verim kontrolü aralığı 25 günden kısa, 35 günden uzun olamaz.
- İşletme sahibi veya verim kontrolörü, her ay sağılan her bir ineğin ne kadar süt verdiğini ölçmek, elde ettiği değerleri süt kontrol formlarına işlemek ve bu formları bilgi işlem merkezine iletmekle yükümlüdür.
- İşletme sahibi, süt kontrollerini yapacağı günleri denetmenle birlikte planlamak ve hazırlanacak bu plana uymak zorundadır.
- Bilgi işlem, işletmeden gelen verileri en kısa sürede bilgisayara kaydetmek ve en geç 35 gün içerisinde ilgili formları ve işletmeye gidecek bilgileri işletmeye göndermek zorundadır.
- Yetkili kuruluş tarafından yetiştiricinin kullanımına sunulacak olan sütte yağ ve protein oranı tespitinde kullanılacak süt örneği şişeleri birörnek olmalıdır.
- Sütte yağ ve protein tespiti amaçlı çalışmalar işletmede en az yılda 4 defa (eşit aralıklarla ve en fazla 3 ay aralıklarla) yapılacaktır. Bir bireyin bu bilgilerinin değerlendirmeye alınabilmesi için her laktasyon için en az 3 kontrol sonucu bulunmalıdır.
- Süreç içerisinde hedef, yağ ve protein oranları tespitinin aylık aralıklarla yapılmasıdır.
- Süt örnekleri denetleme günü boyunca (24 saat) yapılan sağımlarda elde edilen sütü temsil edecek şekilde alınır. Numune memeden değil sağım bitiminde toplam sütten alınır .Süt numuneleri alımında aşağıdaki iki yöntemden birisi kullanılır:
a) Önce akşam sağımında elde edilen süt karıştırılarak süt örnek şişesinin yarısı kadar şişeye doldurulur ve şişenin ağzı derhal sıkıca kapatılır. Daha sonra sabah sağımından alınan eşit miktardaki süt şişeye doldurulup sıkıca kapatıldıktan sonra taşıma kabına konur.
b) Süt örnekleri, almaşıklı yöntemle birincide sabah sağımından elde edilen sütten, takip eden ikincide akşam sağımından elde edilen sütten alınıp, şişeye doldurulup sıkıca kapatıldıktan sonra taşıma kabına konur.
- Süt numunesi alındıktan sonra şişenin üzerine ineğin numarası yazılır ve ilgili forma kayıt edilir.
- Süt numuneleri analiz için en kısa sürede ve uygun koşullarda yetkili kuruluşa ait veya anlaşmalı bir laboratuara gönderilir.
9. Süt Verim Denetlemelerinde Güvenilirlik

- Güvenilirlik tespiti, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı veya Soykütüğü Sistemini yürütmekle yetkili kuruluş tarafından yapılır. Güvenilirlik tespiti için görevlendirilecek kişiler tarafsız olup, halen süt verim kontrolü yapmakta olan kişiler (verim kontrolörü) güvenilirlik tespiti görevini üstlenemezler.
- Güvenilirlik tespiti, beyan yöntemiyle yapılan süt verim kontrollerinde her ay işletmelerin en az % 5’inde yapılır. Memur yönteminde ise en az %1’inde güvenilirlik tespiti yapılır.
- Güvenilirlik tespiti, verim kontrolü yapılan günün hemen ertesinde 1-3 gün içerisinde yapılır. İnekler normal sağım saatlerinde sağılır.
- Güvenilirlik tespitinde elde edilen sonuçlar, süt verim denetlemelerinde alınan sonuçlarla karşılaştırılır ve aşağıdaki sapmalar belirlenir. Bu bilgilere dayalı olarak güvenilirlik hakkında karar verilir.
a) İnek başına bireysel sapmalar ve bunların ortalaması
b) Güvenilirlik tespiti ile süt verim kontrolü değerleri arasındaki sapmaların standart sapması test edilip (eş yapma ile mukayese veya T testi ile) doğruluğu belirlenir.
- Beyan yönteminde, yetiştirici tarafından bildirilen sonuçların doğruluğundan şüphelenildiğinde kontrol gününden sonra en geç 1 hafta içinde denetim sağımı denetmenlerce yapılır. Aynı zamanda yetiştiricinin süt alıcılarına sattığı günlük süt miktarları ile ilgili kayıtlar alınır ve bildirilen sonuçlar ile karşılaştırılır.
- Herhangi bir şekilde hile olduğu saptanan veriler değerlendirme dışı bırakılır ve bu durum ilgili yerlere (bilgi işlem, yönetim vb.) bildirilir.
- Süt verimini yükseltmek amacıyla hormon kullanımı yasaktır.
10. Süt Verimini Hesaplama Yöntemi

A- Denetleme döneminde mutlak süt veriminin hesaplanması

Kontrol sağımları sırasında belirlenen süt verimleri, kullanılan aletlerin sağlıklı olması halinde herhangi bir düzeltme yapılmaksızın mutlak süt verimi olarak kabul edilirler; ancak hasta olan veya yavru atan ineklerin durumu mutlaka kontrol formunda belirtilir ve bu bilgiler soykütüğüne (bilgisayar programına) kayıt edilir.
Hesaplamalarda TRAPEZ veya INTERPOLASYON YÖNTEMİ olarak tanınan yöntem kullanılır. Buna göre, denetleme dönemi, bir önceki denetleme günü ile bir sonraki denetleme günü arasında kalan süredir. Bu süre 25 günden kısa, 35 günden uzun olamaz.
- Dönem başında ve sonunda belirlenen süt verimlerinin ortalaması, denetleme döneminin ortalama günlük süt verimi olarak kabul edilir. Bu ortalama verim ile denetleme dönemindeki gün sayısı çarpıldığında aylık süt verimi elde edilir.
- Buzağılamadan sonra yapılan ilk kontrolde elde edilen süt verimi, buzağılamadan ilk kontrol tarihine kadar geçen sürede ortalama günlük süt verimi olarak kabul edilir.
- Kuruya çıkmadan önce yapılan kontrolde belirlenen süt verimi, kuruya çıkıncaya kadarki süre için ortalama günlük süt verimi olarak kabul edilir.
- Kuruya çıkma tarihi belirsiz ise, ortalama dönem süresinin yarısı kadar süreyle ineğin sağıldığı kabul edilerek son dönem için hesaplama yapılır.
- Kuruya çıkmadan buzağılayan ineklerin tamamladığı laktasyonun son dönem süresi, buzağılamadan bir gün öncesine kadar sürdüğü kabul edilir.
- Kontrol döneminde sürüden çıkarılmış olan ineklerin aylık süt verimi, sürüden çıktığı tarihe kadar hesaplanır.
B- Eksik verilerin tahmin edilerek tamamlanması
- Eksik veri tahmini sadece bir dönem için yapılır.
- Denetleme yapılmayan bir dönem için, yani iki bilinen kontrol arası süre 35 günden uzun 70 günden kısa ise önceki ve/veya sonraki dönemde elde edilen veriler kullanılarak ölçüm yapılmayan o dönem için hesaplanır.
- Eksik olan dönem öncesi ve sonrasındaki denetleme sonuçları belirlenmiş ise bunların ortalaması eksik dönemin değeri olarak kabul edilir.
- Buzağılama tarihi ile ilk kontrol tarihi arasındaki süre 70 günden fazla ise laktasyon verim hesabı yapılmaz. 70 günden az ise belirlenmiş olan süt verimi (yağ ve protein oranları dahil) tüm dönem için geçerli kabul edilir.
- Kontrol yapılmayan dönemden bir sonraki dönemde inek kuruya çıkmış ise bir önceki dönemin süt verimi değerinin yarısı, protein ve yağ oranlarının aynısı eksik dönemin verimi olarak kabul edilir.
- Kontrol yapılmayan bir dönemden bir sonraki dönemde inek sürüden çıkmış ise ve eksik kontrolden önceki iki döneme ait süt verimleri biliniyorsa (a ve b), bunların ortalamasından farkları çıkarılarak eksik dönem hesaplanır ( (a+b)/2 - (a-b) ). Aksi halde, eksik dönem için hesaplama yapılmaz.
C- Yağ ve protein verimlerinin hesaplanması
- Yağ ve protein verimlerinin hesaplanmasında önceden süt verimi için tanıtılan yöntem kullanılır.
- Oran olarak belirlenen yağ ve protein değerleri, sözkonusu dönemin süt verimi ile çarpılarak yağ ve protein verimi bulunur.
D- Hesaplanacak verimler
Yapılan verim denetlemelerinden elde edilen veriler kullanılarak her bir inek için aşağıdaki değerler hesaplanır.
- 305 gün laktasyon süt verimi. 305 günden az süren laktasyonların uzunluğu, kendi süreleri kadar kabul edilir, süt verimi için 305 güne kadar süt veriyormuşcasına işlem yapılmaz.
- Ortalama 305 gün laktasyon süt verimi
- Yağ ve/veya protein oranı
- Yağ ve/veya protein verimi
- Yıllık süt verimi
- Ortalama yıllık süt verimi
- Ömür boyu süt verimi
Ayrıca, Ortalama işletme (sürü) verimi de hesaplanır.
E- Verilerin güvenilirlikleri
- Herhangi bir şekilde hile olduğu saptanan veriler değerlendirme dışı bırakılır.
- Bilimsel sınırlar dışında kalan veriler değerlendirmeye tabii tutulmaz.
11. Verilerin Korunması ve Muhafazası

Her işletme için her bir denetleme dönemi ve yılı ile ilgili verim kontrol sonuçları kaybolmayacak ve karıştırılmayacak bir şekilde kayıt edilir.
Laktasyon veya yıllık süt verimi hesaplamalarında kullanılan kontrol verilerinin en az 2 yıl süreyle yararlanılabilir halde korunması gereklidir.
12. Yıllık Süt Verimlerinin Hesaplanması

- Yıl boyunca (Ocak-Aralık) yapılan tüm kontrollerde işletmede olduğu belirlenen inekler, yılın ilk 2 ayında buzağılamış olan düveler ve yılın son 2 ayında sürüden çıkarılmış olan ineklerin süt verimleri 365 (veya 366) gün üzerinden hesaplanır ve “A” ile işaretlenirler. Bu gruba girmeyen inekler ise “B” ile işaretlenirler ve bunlar için kısmi yıllık verimler hesaplanır.
- Yıllık süt verimi hesaplamasında A grubu inekler için 365 gün esas alınırken, B grubu inekler için sağılmaya başladıkları günden itibaren veya sürüden çıkarıldıkları güne kadar geçen süre dikkate alınır. İşletmedeki inek sayısı da buna göre hesaplanır. Burada her bir A ineği 1 olarak kabul edilirken, B inekleri işletmede göründükleri gün sayısının 365 güne oranı kadar dikkate alınırlar (örneğin 183 gün görünen inek 0.5 baş olarak kabul edilir).
- Süt verimi hesaplanmasında TRAPEZ yöntemi kullanılır.
13. Kısmi Verimlerin Tahmin Edilmesi

- Damızlık değer tahminlerinde kullanılan laktasyon sayısının artırılması, laktasyonunu tamamlamamış ineklerin de değerlendirilmeye alınarak erken yaşta damızlık değerlerinin hesaplanabilmesi amacıyla, en az bir verim kontrolü bilinen laktasyon süt verimleri, kısmi verim katsayıları kullanılarak tahmin edilir.
- Kısmi verim katsayıları her yıl sonunda mevcut veriler kullanılarak yeniden tahmin edilir.
14. Rapor

Soykütüğü sistemini yürütmekle yetkili kuruluş, her yılın sonunda yetkili makamlara ayrıntılı bir rapor hazırlayıp sunmakla yükümlüdür. Raporda yıl içinde yapılan çalışmalar, mevcut durum, sonuçlar, karşılaşılan sorunlar ve izleyecek yıl için planlanan çalışmalar hakkında aydınlatıcı bilgiler bulunur.
TALİMAT NO: 3


Damızlık Sığırlarda Dış Görünüşe Göre Sınıflandırma


1. Amaç
Daha yüksek süt, et ve döl verimli, daha dayanıklı ve uzun ömürlü hayvanların elde edilmesine yardımcı olacak dış görünüş özelliklerden yararlanarak damızlık sığırların sınıflandırılmalarında birörnekliği sağlamak bu talimatın amacıdır.
2. Tanım

Bir hayvanın damızlık için uygunluğunu belirlemek amacı ile süt, et ve döl verimleri gibi ölçülebilen özellikleri yanında ekonomik açıdan önemli olmalarına rağmen ancak görsel olarak belirlenebilen özelliklerine de bakılmalıdır. Bu amaçla hayvanın dış görünüş özelliklerinin belirlenmesine “Dış Görünüşe Göre Sınıflandırma” denilir.
3. Yetki
- Sınıflandırma faaliyeti, soykütüğü sistemini yürütmekle yetkili kuruluşlarca yapılır.
- Dileyen her kişi sınıflandırma yapamaz.
- Sınıflandırma uzmanları, Bakanlığın veya yetkili kuruluşların düzenleyeceği merkezi bir yerde toplu eğitimden geçmiş olmak zorundadır.
- Sınıflandırma, kişisel bir değerlendirme olup, ölçü ve tartıya değil sınıflandırmayı yapan kişinin değer yargısına dayanır. Bunun için sınıflandırmacıda olması gereken özellikler şunlardır:
- Sınıflandırması yapılan ırkı çok iyi tanımalıdır.
- Sınıflandırmacı hayalinde ırkın ideal tipini şekillendirmeli ve bu idealden ayrılan noktaları kolayca görebilmelidir.
- Sınıflandırmacı bu konularda eğitim görmüş olmalıdır.
- Diğer sınıflandırmacılarla aralarında fark olmaması için toplu eğitimlere katılmış olmalıdır.
- Yeterli tecrübeye sahip olmalıdır.
4. Sınıflandırma Zamanı
- Her inek 1. buzağılamasından sonra 2. - 5. aylar (30 - 150 gün) arasında mutlaka sınıflandırılır.
- İleriki laktasyonlarda sınıflandırma istenirse tekrarlanabilir.
- Her hayvan hayatında en az bir kere buzağılamasından sonraki 2. - 5. aylar (30 - 150 gün) arasında mutlaka sınıflandırılır.
5. Sınıflandırma Yöntemi
Dış görünüş özelliklerine göre sınıflandırmada farklı amaçlara hizmet eden 2 yöntem vardır. Sınıflandırma yaparken her iki yöntem birden kullanılacaktır.
A) 100 puan üzerinden sınıflandırma:
- İnekler 100 puan üzerinden değerlendirilir ve aldıkları puana göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılır.
> 90 Mükemmel : Bir inek ancak 3. buzağısından sonra bu puana ulaşabilir.
85 -89 Çok iyi : 1. ve 2. laktasyondaki ineklerde maksimum puan 88 dir. Bunlar içinden boğa anaları seçilir.
80 - 84 İyi : Damızlık kullanım
75 - 79 orta : Damızlık Kullanım
70 - 74 Yeterli : Damızlık Kullanımda dikkat !
65 – 69 Zayıf : Sürüden çıkarılması faydalı

- Damızlık sığırlar 100 puan üzerinden sınıflandırılırken vücut 4 bölüme ayrılarak değerlendirilir. Her bir bölümün toplam puandaki ağırlığı da farklıdır.
a) Süt Tipi : % 15
b) Beden : % 20
c) Ayak ve Bacaklar : % 25
d) Meme : % 40
- Her bölüm 100 puan üzerinden değerlendirmeye tabii tutulur. Daha sonra 100 üzerinden bulunan bu 4 değer her bölüme verilen ağırlık oranı ile çarpılarak toplanır ve 100 üzerinden sınıflandırma puanı bulunur.
Örnek:

Bölüm

Puanı



Ağırlık



( % )



Sınıflandırma Puanı


Süt Tipi

82



15



12.3


Beden

80



20



16.0


Ayak ve Bacaklar

75



25



18.6


Meme

84



40



33.6


TOPLAM PUAN

80.5 = 81



B- Doğrusal (Linear) tanımlama:
- Bu yöntemde inekler iyi ya da kötü olarak sınıflandırılmaz, dış görünüş bakımından mevcut durum ortaya konur. Amaç, değerlendirme değil tanımlamaktır.
- Doğrusal tanımlama yöntemi, boğaların kızlarının dış görünüşüne bakarak o boğanın döllerinin dış görünüş özelliklerinin tesbitinde kullanılır.
- Yöntemin bir diğer önemli kullanım alanı, amaçlı çiftleştirmedir. Islah amaçlı çiftleştirme yapabilmek için boğaların ve çiftleştirilecek hayvanın dış görünüş özelliklerinin bilinmesi gerekir. Aksi halde dış görünüş ihmal edilecek ve sadece verimlerine göre rastgele çiftleştirme yapılacaktır ki, bu da gelecek nesilin amaç doğrultusunda değiştirilmesini imkansız kılacak, gelecek nesil şansa bırakılmış olacaktır.
- Doğrusal tanımlamada uluslararası kabul görmüş 14 standart özellik olup Türkiye’de de bu özellikler ile hayvanları daha iyi tanımlamamızı sağlayacak 3 özellik daha olmak üzere toplam 17 özellik kullanılacaktır. Bu özellikler Ek 1 ve Ek 2’de verilmiştir.
- Her bir özellik için (1. özellik olan vücut yüksekliği hariç) 1-9 arası puanlama yapılır. Bu puanlama Ek 2’deki şemalarda olduğu gibi yapılır.
C- Boğaların kendi özelliklerinden yararlanarak sınıflandırma
- Damızlık adayı boğalarda sınıflandırma 1 yaş dolayındayken yapılır. Sınıflandırmanın başarılı olabilmesi amacıyla aday boğalar toplu olarak ve halka açık bir ortamda değerlendirilir.
- Kalıtsal hastalık ve deformasyonlar değerlendirmede dikkate alınır.
6. Sınıflandırma Kapsamındaki Özellikler
Sınıflandırmada kullanılan özellikler, hayvanların verim potansiyellerini tahmin etmede yararlanılabilecek özellikler olmalıdır. Damızlıkta kullanmayı önleyen özellikler de sınıflandırma kapsamında değerlendirilir. Sözkonusu özellikler Ek 1, Ek 2 ve Ek 3’de belirtilmiştir.
7. Toplanacak ve Değerlendirilecek Asgari Veriler
Sınıflandırılan sığırlar ile ilgili en azından şu bilgilerin toplanması ve bilgi işlem merkezine bildirilmesi gerekir. Bilgi işlemde olan bilgilerin tekrar bildirilmesine gerek yoktur.
- İneklerde: Kulak numarası, buzağılama ve sınıflandırma tarihleri, laktasyon sayısı, sınıflandıran uzmanın kodu (veya adı,soyadı)
- Boğalarda: Kulak numarası, doğum ve sınıflandırma tarihleri, sınıflandıran uzmanın kodu (veya adı,soyadı)
8. Sınıflandırmada Kayıt İşlemi

- Sınıflandırmacı, sınıflandırma yapılacak işletmeye giderken iki suret olarak hazırlanacak formu yanına alacak ve ilgili bilgileri ve değerlendirme sonuçlarını bu forma kaydedecektir.
- Sınıflandırma formu bir işletmedeki 5 hayvan için kullanılabilir. Beşden fazla hayvan değerlendirilecekse ikinci bir form kullanılır.
- Bu formun bir sureti işletmeciye bırakılacak ve boğa seçiminde kullanımı için bilgi verilecek, diğer nüshadaki bilgiler bilgisayara kaydedildikten sonra dosyalanacaktır.
Form (Ek 3) 5 ana bölümden oluşmaktadır.
1.Bölüm:
- İşletme No: İşletmenin soykütüğü numarası yazılır.
- İşletme Sahibi: işletmenin sahibinin adı ve soyadı yazılır.
- Adres: İşletmenin bulunduğu köy, ilçe ve ili yazılır.
- Tarih: Sınıflandırmanın yapıldığı günün tarihi yazılır.
- Sınıflandırmacı: Sınıflandırmayı yapan uzmanın adı soyadı yazılır.
2. Bölüm:
- İnek No: Değerlendirilecek ineğin kulak numarası yazılır.
- Laktasyon No: Değerlendirilecek ineğin kaçıncı laktasyonu olduğu yazılır.
- Son Buzağılama Tarihi: Değerlendirilecek ineğin son buzağılama tarihi yazılır.
3. Bölüm: 100 puan üzerinden sınıflandırma
- Süt Tipi : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
- Beden : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
- Ayak ve Bacaklar : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
- Meme : 100 puan üzerinden sınıflandırma puanı yazılır.
4. Bölüm: Doğrusal Tanımlama
Buradaki 17 özellik için 1 - 9 arası puanlama yapılır ve yazılır.
1. özellik ( vücut yüksekliği) cm olarak ölçülür ve yazılır.
5. Bölüm: Eksiklikler / İzlenimler
Hayvanda görülen eksiklikler / izlenimler (X) işareti ile tespit edilir.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 19 Ocak 2009 17:08 Sebep: Kırık Link
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Eylül 2008       Mesaj #9
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Döl Verimi

1. Amaç:
Bu talimatname, damızlık olarak kullanılan boğa ve ineklerin döl veriminin belirlenmesi amacıyla hazırlanmıştır.
2. Yetki:
Damızlık boğa ve ineklerin döl verimleri ile ilgili kayıtların tutulmasına ve elde edilen verilerin değerlendirilmesine Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve/veya soykütüğü sistemini yürütme yetkisini alan kuruluş yetkilidir.
3. Temel Esaslar:
- Tohumlamada kullanılan boğa ve diğer hayvanlar ilgili talimata göre numaralanmış ve kayıt altına alınmış olmalıdır.
- Gerek duyulan tohumlama kayıtları ilgili talimat uyarınca ve güvenilir olmalı, bununla ilgili önlemler alınmalı.
- Buzağılama kayıtları ilgili talimatlar uyarınca doğru ve güvenilir olmalı.
4. Döl Verimi Ölçütleri:
a) Boğanın Aşma Davranımı:
Tohumlamada kullanılan boğalarla ilgili libido, suni vajeni kabul etme ve sperma sağım sayısı özellikleri bu kriter için sperma üretme merkezlerinde kayıt edilirler.
b) Sperma Kalitesi:
Sperma miktarı (mililitre olarak ejekulat) payette çözülmeden sonra sperma yoğunluğu ve hareketi.
c) Geri Dönmeme Oranı (Non-Return-Rate):
Geri dönmeme oranı (GDO), boğaların tohumladığı inekler ve kızları dikkate alınarak iki şekilde hesaplanır. Boğalar için yapılan hesaplamalarda boğanın kendisine ait veriler kullanılırken, dişiler için boğa kızlarına ait verilerden yararlanılır.
Boğalar için GDO, tohumlamadan sonra 56. güne kadar tekrar kızgınlık göstermeyen ineklerin oranı olarak hesaplanır (Tohumlama günü hesaplama dışıdır). Kızlara dayalı GDO ise bir boğanın kızlarının 90. güne kadar yeniden kızgınlık göstermeyenlerin oranı anlamına gelir.
d) Tohumlama indeksi:
Gebelik başına ortalama tohumlama sayısı anlamını taşır. Bu Süre en fazla 1. tohumlamadan sonraki 120 günlük dönemi kapsar. Bu dönem içinde sürüden çıkarılan ve bir daha verileri kayıt edilemeyen inekler de (gebe kalmış kabul edilerek) tohumlama indeksi hesaplamasına dahil edilir.
Aynı günde yapılan birden fazla doz sperma ile tohumlama değerlendirme dışı bırakılır.
e) Buzağılama - İlk Tohumlama Arası Süre:
Buzağılama tarihi ile 1. tohumlama arasında kalan süredir. Buzağılama günü değerlendirme dışı bırakılır.
f) Servis Periyodu ( Buzağılama - Gebe Kalma Arası Süre):
Buzağılama tarihi ile en son tohumlama tarihi (gebe kaldığı tarih) arasında geçen süredir. Buzağılama günü değerlendirme dışı bırakılır.
g)Buzağılama Aralığı:
İki buzağılama arasında geçen süredir.
h) Doğan Buzağı Sayısı ve İkizlik Oranı:
i) Doğum Tipi:
Doğum tipi üçe ayrılır ve şu şekilde kayıt edilir.
- Normal doğum: Bir kişinin yardımıyla mekanik yardım malzemesi kullanılmadan gerçekleşen doğumlar,
- Zor doğum: Çok sayıda kişi ve mekanik yardım malzemesi kullanılarak veya Veteriner Hekim müdahalesi ile gerçekleşen doğumlar,
- Ölü Doğum: Doğumda buzağının ölü olarak doğması.
j) Sürüden Çıkarılma Nedenleri:
Sürüden çıkarılma nedenleri aşağıdaki şekilde gruplanabilir ve kodlanarak soykütüğüne kayıt edilir:
- Damızlık veya üretim amaçlı satış,
- Kasaplık satış,
- Ölüm
- Yaşlılık,
- Verim düşüklüğü,
- Döl tutmama,
- Hastalık,
- Dış görünüş (sınıflandırma) yetersizliği,
- Meme yangısı,
- Ayak Bozuklukları,
- Diğer (isteğe bağlı sebepler).
5. Değerlendirme:
En azından aşağıdaki değerlerin hesaplanması ve kullanıma sunulması zorunludur:
a) Boğalar için:
- GDO, 56. güne göre (tohumladığı ineklerden erkeklere ait döl verimi)
- GDO, 90. güne göre (dişi döllerinden)
- Doğum tipi grupları oranı: Aday boğalarla çiftleştirilen tüm dişilerin buzağılamaları dikkate alınır. Ölü, ikiz ve çoğuz doğumlar hesaplama dışı tutulur.
b) İnekler için:
- Doğan buzağı sayısı,
- Ortalama buzağılama aralığı.
6. Yayınlama:
- Boğalara ait GDO değerleri 56. gün esasına göre en az 300 tohumlamasından, 90. gün esasına göre ise en az 50 kızından veriler elde edildiğinde hesaplanır ve yayınlanır.
- Doğum tipi ve buzağı kayıpları ile ilgili sonuçlar, en az 50 ilkine buzağılamış inekten veya 150 inekten elde edilmiş ise yayınlanır.
- Boğa ve ineklerle ilgili döl verim sonuçları yılda en az bir kez yayınlanır (Bülten veya konu ile ilgili bir yayında).
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
13 Eylül 2008       Mesaj #10
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
Damızlık Değer Tahmini

1. Amaç:
Türkiye’de Sığır yetiştiriciliğinde damızlık değer tahminlerinin yapılmasında birörnekliği sağlamak ve uluslararası çalışmalarda geçerliliğini sağlamak bu talimatın amacıdır.
2. Yetki:
Damızlık değer tahminlerinin yapılması, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı veya Bakanlığın yetki verdiği kuruluş tarafından yapılır veya yaptırılır.
3. Genel Kurallar:
a) Tahmin Yöntem ve Modeli:
Damızlık sığırların verim ve akrabalık ile ilgili verilerinden en iyi şekilde yararlanarak damızlık değerlerini tahmin edebilmek için BLUP-Animal Model (Best Linear Unbiased Prediction – Animal Model) kullanılır.
Burada amaç, her bir damızlık sığır için süt verimi (305 günlük süt miktarı ve gelecekte de yağ ve protein verimi) ile sınıflandırma özelliklerinin damızlık değerlerini tahmin etmektir. Tahminlerde 1., 2., 3. laktasyon süt verimleri kullanılır.
b) Damızlık Değerlendirmede Başlangıç Yılı:
Damızlık değer tahmini, belirli bir buzağılama yılından (başlangıç yılı) itibaren kendi verimleri olan inekler ve bunların en az 1 kuşaktan anne ve babaları için yapılır.
Başlangıç yılı, tahminin yapıldığı tarihden en az 10 yıl öncesi alınır. Bu süre uzmanlarca yeniden belirlenebilir.
c) Damızlık Sığır Populasyonu:
Birbirleri arasında kan bağı (soy bağı) olan aynı ırktan, damızlık faaliyetler (verim kontrolleri, soykütüğü ve suni tohumlama) kapsamında bulunan damızlık sığırların oluşturduğu sığır varlığına “Damızlık Sığır Populasyonu” adı verilir.
Populasyondaki tüm sığırların damızlık değer tahminleri çalışmalarına dahil edilmesi hedeflenmelidir.

4.Damızlık Değer Tahmini Verileri:
a) Süt Verimleri
- Damızlık değer tahminlerinde, soykütüğüne kayıtlı 305-gün süt ve yapılabilirse yağ ve protein verimleri kullanılır.
- Tahminlerde 1., 2., 3. laktasyonlara ait veriler kullanılır.
- Laktasyon süresi 220 günün altında olan laktasyonlar değerlendirme dışıdır.
- Süt verimi 2.000 kg’ın altında olan laktasyonlar değerlendirmeye alınmaz.
- Buzağılama aralığı 270 günden az 650 günden fazla olan veriler düzeltilir veya değerlendirme dışı tutulur.
- Tahminlerde, henüz devam etmekte olan laktasyonlar da, o populasyon için hesaplanan katsayılar yardımıyla 305-güne tamamlanarak kullanılabilirler.

b)Soykütüğü Verileri:
- Hayvana ve cedlerine ait soy bilgileri olmalıdır.
- Soy bilgileri olmayan hayvanlar ve cedler için genetik gruplar oluşturulur.
c) Sınıflandırma verileri:
- İlgili talimatlar gereği yapılan sınıflandırma verileri kullanılır.
- Sınıflandırma değerlendirmenin yapıldığı tüm populasyonu kapsarsa değerlendirmeye alınır.
5. Yöntem:
- Damızlık değer tahmininde BLUP-Animal Model kullanılır.
- Bu modelde genetik ve çevre faktörleri birarada dikkate alınır.
- Populasyona ait kalıtım derecesi ile fenotipik ve genetik korrelasyonlar ve varyanslar tahmin edilmek zorundadır.

Bir sığıra ait damızlık değer iki kısıma ayrılabilir.
1) Ebeveynlerinin damızlık değerine bağlı olarak “ Beklenen Damızlık Değeri”
2) Kendine ve yavrularına ait verimlere bağlı olarak “Hesaplanan Damızlık Değeri”
Ebeveyleri bilinmeyen sığırlar için beklenen damızlık değer yerine, oluşturulan genetik gruplara ait değerler kullanılır.
6. Standartlaştırma (Kıyaslama Kuşağı):
Damızlık değerlerinin anlaşılabilirliğini yükseltmek amacıyla belirli bir dönem taban (baz) olarak kabul edilir, bu dönem “o” a eşitlenir ve diğer dönemler buna göre düzeltilerek standartlaştırılır.
Taban dönem boğalar ve inekler için ayrı ayrı belirlenir.
- Boğalarda: değerlendirmenin yapıldığı yıldan 9,10,11 yıl önce doğmuş boğaların damızlık değerlerinin ortalaması taban olarak alınır. Her yıl Temmuz ayında taban 1 yıl ileri kaydırılır.
- İneklerde: 5 yıl önce doğan ineklerin damızlık değerlerinin ortalaması taban kabul edilir. Ancak bu her 5 yılda bir kez değiştirilir.
Standartlaştırılmış Damızlık Değeri (SDD):
SDD = 100 + [(DD-Taban DD) / SS] x 12
Eşitlikteki;
DD : her hayvana ait damızlık değerini
Taban DD : Taban dönemin ortalama damızlık değerini
SS : Damızlık değerlerinin standart sapmasını
12: Sabit bir çarpım faktörü (bir st. sapma birimi karşılığı)
100 : Sabit toplama faktörünü
ifade eder.
7. İsabet Derecesi:
Damızlık değerlerin isabet derecesidir. Kız ve laktasyon sayısına göre değişir.

8.Yayınlama:
a) Yayınlanma şekli:
Damızlık değerlendirme sonuçları yazılı olarak yayınlanır.
b) Yayınlamada aranan ön koşullar:
Damızlık değerleri yalnızca yeterli bilgilere sahip olan sığırlar için yayınlanır.
- İnekler; kendi verimleri belli olmalı,
- Boğalar; en az 5 işletmede en az 10 kızı dikkate alınarak tahmin edilen damızlık değerine ve en az % 50 isabet derecesine sahip olmak
- Genç sığırlar; ana, baba ve annenin babasına ait damızlık değerlerinden hesaplanmış damızlık değerine sahip olmak.
c) Yayınlarda yer alacak asgari veriler:
Boğalarda:
- 1. laktasyonunu tamamlamış kızlarının sayısı,
- Bu kızlarının yetiştirildiği işletme sayısı,
- Süt ile mümkün olduğunda yağ ve protein verimlerine ait damızlık değeri,
- Standartlaştırılmış damızlık değeri,
- Damızlık değerlerinin isabet derecesi.
İneklerde:
- Değerlendirilen laktasyon sayısı
-Süt ile mümkün olduğunda yağ ve protein verimlerine ait damızlık değeri,
- Standartlaştırılmış damızlık değeri,
- Damızlık değerlerinin isabet derecesi.
9. Çalışmaların Denetlenmesi Dökümanlaştırılması ve Gelişmelere Uyumu:
a) Denetleme:
- Damızlık değerlendirmede kullanılan model ve programların karmaşık yapılarından dolayı en geç 3 yılda bir test edilmesi gerekir.
- Modelle ilgili yapılması gereken değişiklik bu konuda uzman en az 2 üniversite öğretim üyesinin görüş desteğini almış olmalıdır.
b) Dökümanlaştırma:
Kullanılan damızlık değer tahmini yöntemi, modeli ve kıstaslarla ilgili yapılan çalışmalar dökümanlaştırılmak zorundadır.
- Yöntem ve modelin içeriği,
- Damızlık değerlendirmede hangi verilerin kullanıldığı,
- İsabet derecesinin hesaplanması,
- Standartlaştırma verileri,
- Taban dönem (Kıyaslama kuşağı) ve verileri,
- Kullanılan doğum ve buzağılama yılları,
- Kullanılan genetik ve fenotipik parametreler,
- İlgili ağırlık katsayıları,
- Kısmi verimlerden tahminde kullanılan katsayılar,
- Değerlendirme dışı bırakma kriterleri
- Gerek duyulabilecek bilgiler.
c) Gelişmelere uyum:
Damızlık değerlendirmede kullanılacak program ve modeller bilimsel ve teknik gelişmelere uyarlanabilecek ve geliştirilebilecek durumda olmalıdır.
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...

Benzer Konular

18 Ocak 2011 / emre12345 Cevaplanmış
8 Şubat 2016 / kübra nur Soru-Cevap
26 Temmuz 2015 / Misafir Soru-Cevap
28 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
23 Nisan 2012 / Bir umut Soru-Cevap