Arama

Dinozorlar - Sayfa 2

Güncelleme: 9 Kasım 2015 Gösterim: 32.260 Cevap: 22
Chelsea_Eny - avatarı
Chelsea_Eny
Ziyaretçi
3 Mart 2012       Mesaj #11
Chelsea_Eny - avatarı
Ziyaretçi
DİNOZORLARIN NESLİ NASIL TÜKENDİ:

Sponsorlu Bağlantılar
Dinozorların nasıl yok olduğuna dair bugüne değin bir çok iddia ortaya atılmıştır. Geçmişte, dinozorların kısa bir süre içinde toplu olarak nasıl yok oldukları uzun bir süre açıklanamamış ve yanardağ patlamalarından dünyadaki iklim değişikliklerine kadar çeşitli teoriler ortaya atılmıştır.
1980 de ise Nobel ödüllü fizikçi Luis Alvarez ve oğlu jeolog Walter Alvarez dinozorları bir göktaşının ortadan kaldırdığını ileri sürdüler. Alvarezler'in bu görüşü 85 li yılların sonları ve 90 lı yılların başlarında bilim çevrelerinde ağırlık kazanmış ve ilerleyen yıllarda da ortak kabul olmuştur. Yapılan araştırmalar da bu görüşü kanıtlamıştır. Dinozorların nasıl yok olduğuna ilişkin bilim adamlarının sahip oldukları bu görüş dinozorların sonunun 65 milyon yıl önce yaklaşık 10 km çapında bir göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla gerçekleştiğini açıklar. Bu göktaşı saatte 54.000 km hızla Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış ve çarpma anında 200.000 km³ madde buharlaşmış, erimiş ya da yüzlerce kilometre öteye savrulmuştur. Bu çarpma sonucu canlı türlerinin %70'inden fazlası yok olmuş ve 170 km çapındaki, Dünya'nın en büyük kraterlerinden biri olan Chicxulub krateri meydana gelmiştir. Çarpmanın 100 milyon megaton TNT'ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardığı tahmin edilmektedir. Çarpma sonucu oluşan toz tabakası atmosferi kaplamış, Dünya aylar boyu karanlıkta kalmış, sıcaklık suyun donma derecesine kadar düşmüş ve asit yağmurları yaşanmıştır. Aylarca süren bu karanlık ve soğuk dönemde bitkilerin fotosentez yapamaması besin zincirini yıkmış ve bu felaketler zinciri de dinozorların sonunu hazırlamıştır.Dünya hiç güneş görmeyince buz devri oluşmuştur. Dinozorlar da bu sırada ölmüştür.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 8 Kasım 2015 21:41
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
31 Mayıs 2012       Mesaj #12
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Dinozorlar - Edmontosaurus
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Edmontosauru
s 73-65 milyon yıl önce yaşadığı düşünülen otçul bir dinozor türüdür. Adını Kanada'nın Edmonton şehrinden alır.
3-4 ton ağırlığındaki bu canlının boyu 13 m civarındadır. Hem dört hem de iki bacağı üzerinde yürüyebilir. Çok keskin görme, işitme ve koklama duyularına sahiptir. Ördek gagalı dinozorlardandır
. Sürü hâlinde dolaşır ve göç ederler. ağaçların arkasına saklandıkları düşünülmektedir.

781px Edmontosaurus skull 7

800px Edmontosaurus ve t rex

Edmontosaurus scale
Kaynak: Vikipedi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen AndThe_BlackSky; 25 Haziran 2013 12:48 Sebep: Sayfa düzeni
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
1 Haziran 2012       Mesaj #13
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
800px Edmontosaurusskel
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
VIP VIP Üye
1 Haziran 2012       Mesaj #14
AndThe_BlackSky - avatarı
VIP VIP Üye
Edmontosaurus BW
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
1 Temmuz 2012       Mesaj #15
Avatarı yok
Yasaklı
Dinozorlar Soğukkanlı Değilmiş


Dinozorların da günümüz sürüngenleri gibi soğukkanlı hayvanlar olduğunu gösteren en güçlü kanıtlardan biri çürütüldü.

Dinozor kemikleri üzerinde geçmişte yapılan araştırmalar, "büyümenin duraklama çizgileri" olarak bilinen bazı işaretler bulmuştu.Günümüzde yaşayan soğukkanlı hayvanlarda da aynı işaretler olduğu için, dinozorların da soğukkanlı olduğu tahmin ediliyordu. Ancak Nature dergisine yazan bilim adamları, dünyanın çeşitli bölgelerinden 41 memeli türü üzerinde yaptıkları araştırmada aynı çizgileri bulduklarını söyledi.

Dinozorların soğukkanlı olduğu teorisi, 19. yüzyıla dayanıyor. Ancak 1960'lardan beri bu düşünceyi çürüten çeşitli kanıtlar sunuldu.Birkaç nadir istisna dışında fosillerde organ ve deri bulunmadığı için, dinozorlar hakkında bildiklerimizin çoğu kemik incelemesinden ve modern hayvanlarla yapılan karşılaştırılmalardan kaynaklanıyor.

Geride Kalmak

Büyümenin duraklama çizgileri, soğuk ya da kuraklık gibi sorunlu dönemlerde organizmaların gelişmelerini durdurup, tüm enerjilerini hayatta kalmaya harcamalarından kaynaklanıyor.Gelişmenin bir mevsimde durup, diğerinde yeniden başlaması da kemiklerde çizgilere yol açıyor. Bu çizgiler özellikle salyangoz türü yumuşakçaların kabuklarında kabartmalar olarak gözlemlenmekte.

Duraklama çizgileri ayrıca sürüngenlerin ve hem karada hem suda yaşayabilen amfibik hayvanların kemiklerinde görülüyor. Bu yüzden de bu durumun sadece soğuk ve susuzluk gibi aşırı ortamlardan daha fazla etkilenen soğukkanlı hayvanları etkilediği düşünülüyordu.

Bu nedenlerden olsa gerek, İspanya'nın Barselona şehrindeki Katalan Fosil Enstitüsü'nden (Catalan Institute of Palaeontology) Meike Köhler ve ekibi de keşiflerine oldukça şaşırmışlar.BBC'ye konuşan Dr Köhler "Başta böyle bir makale çıkacağını beklemiyorduk. Çevresel etkenlerin fosillerin ve mevcut memelilerin kemik yapılarını nasıl etkilediğini anlamak istiyorduk. Böylece geçmişte hayvanların bu koşullarla nasıl başa çıktığını öğrenecektik." dedi.

Ekip Kuzey Kutbu'nda yaşayan Svalbard ren geyiğinden, Güney Asya'nın Muntjac geyiğine kadar araştırdıkları her hayvanda duraklama çizgilerini gözlemlemiş.Dr Köhler "Bu duraklama çizgileri dinozor kemiklerinde sıklıkla görülür ama kimse memelilerde bunları araştırmamıştı" dedi.

ABD'nin Maryland eyaletindeki Johns Hopkins Üniversitesi'nin İşlevsel Anatomi Merkezi'nden paleontolog David Weishampel, bu araştırmayı "harika bir makale" ve dinozorlar tartışmasına önemli bir katkı olarak niteledi. BBC'ye yaptığı açıklamada Weishampel, "Sanıyorum ki pek çok paleontolog dinozorların sıcakkanlı olduğunu düşünüyor, ama daha önce elimizde somut kanıt yoktu" dedi."Modern kemik histolojisi ile fosil kemik histolojisi arasında bir bağlantı kurmanın vakti çoktan gelmişti. Bunu da çok iyi bir ekolojik ve metabolik karşılaştırmayla yapmışlar.'' Profesör Weishampel konunun kapandığını düşünüyor ancak Dr Köhler'e göre daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.

Köhler ''Ben tartışmanın gerçekten sona erdiğine inanmıyorum. Fakat ilk kez duraklama çizgilerinin sıcak ve soğukkanlılıkla bir alakası olmadığını söylemek mümkün oluyor.'' dedi.Dr Köhler ve ekibi büyümenin duraklama çizgilerini modern hayvanlarla ilgili çalışmalarında kullanmaya devam edecek.

Araştırmacı ''Bu dendrokronoloji gibi, yani ağaçlardaki yaş halkaları. Kemiklerden iskelet kronolojisi çıkarılıp, hayvanların yaşam süreleri, olgunluğa ulaşma yaşları gibi önemli verilere ulaşılabilir. Bu veriler sayesinde de hayvan topluluklarının nasıl tehditler altında oldukları ve sağlık durumları net olarak görülebilir'' dedi.



Kaynak: BBC / Nature (28 Haziran 2012,17:34)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 8 Kasım 2015 21:42
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
30 Temmuz 2012       Mesaj #16
Avatarı yok
Yasaklı
Tüm Dinozorları Bulabilecek miyiz?



Geçtiğimiz 200 yıl içinde paleontologlar 600’ün üzerinde non-avian (kuş olmayan) dinozor cinsi tanımlayıp isimlendirdiler.

İlk bakışta bu oldukça fazla dinozor çeşitliliği gibi görünebilir (Özellikle, herkesin bildiği bir avuç dinozor göz önüne alındığında…). Ama bu sadece buzdağının görünen kısmının bir parçası, hepsi bu… Günümüzde neredeyse her hafta yeni dinozor türleri tanımlanmakta ve paleontolog Steve Wabg ve Peter Dodson’ın 2006’daki tahminlerine göre 160 milyon yıllık hükümranlıkları süresince 1800’ün üzerinde dinozor cinsi ortaya çıkmıştır. Bunların çoğu henüz tanımlanmadı; ama acaba hepsini bulmak mümkün olabilir mi?

Fosil kayıtları, tahminlere açık bir tarihi anlam taşır. Paleontologlar ve jeologlar 150 yıldan fazla bir süredir bu konu üzerinde durdular. Yaşamış tüm dinozorların sadece bir kısmı fosil oluşturacak şartlarda ölmüşlerdir. Fosil oluşumu için dinozorların vücutları, sediment oluşumunun mümkün olduğu yerlerde –nehir yatakları, göller, kumul kaplı çöller, taşkın alanları, lagünler vb- bulunmalıdır. Bu, şu an yalnızca düşük yükseltili yerlerde yaşayan dinozorlarla ilgili fosil kayıtlarımızın varolduğu; yüksek lokalitelerde yaşayanlar hakkında elimizde fazla veri bulunmadığı anlamına gelmektedir. Söz konusu yüksek yerlerde yaşayan dinozorların yaşam alanları fosil oluşumunu desteklememektedir. Tabi eldeki bu fosil kayıt azlığına rağmen o bölgelerde dinozor cinslerinin yaşadığına dair şüphe yoktur.

Yeni bir cins keşfi için fosil kaydın varlığıyla birlikte teşhis için fosilin önemli bölgelerinin iyi korunmuş olması gerekmektedir. Fosilleşme ihtimali, zaman ve fosil araştırmalarındaki bazı yetersizlikler tam dinozor çeşitliliğini kavramamızda engel oluşturmaktadır.

Fakat bunlara rağmen manzara, karamsarlık oluşturacak kadar kötü değil. Henüz araştırmaların sürdüğü yığınla dinozor taşıyan kayaçlar var, hatta arazi çalışmaları yapılan geniş alanlardan sürekli sürpriz veriler sağlanmaya devam ediliyor. Paleontologların yeni dinozor cinsleri keşfetmeye ve tanımlamaya devam edeceklerine hiç şüphe yok. Ve daha da önemlisi atılan her adım bilim adamlarının öngörülerine güç katmakta, dinozor ilişkilerine ve özel grupların nerede- ne zaman gelişim gösterdiklerine dair bilime ışık tutmaktadır. Bu bilgileri kullanarak paleontologlar kayaçların içinde geçmişe göz atarak ve spesifik coğrafyaları hedef alarak yeni gruplar keşfedebilir. Tek tek tüm dinozorları bulamasak ve bulduğumuz cinslere dahil tüm türlere ilişkin veri sağlayamasak da dışarıda bir yerlerde keşfedilmeyi bekleyen inanılmaz sayılarda dinozor bulunmaktadır.



Kaynak : Smithsonianmag (11 Temmuz 2012)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 8 Kasım 2015 21:42
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Ağustos 2012       Mesaj #17
Avatarı yok
Yasaklı
NASA'nın Bahçesinde Dinozor Fosilleri Bulundu



NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nin arazisinde, Kretase döneminden kalma dinozor fosilleri bulundu.

Maryland eyaletindeki tesisindeki açık arazide bulunan fosilin, bir nodosaur’a ait olduğu düşünülüyor. 142-65 milyon yıl öncesini temsil eden Kretase Dönemi’nde yaşayan dinozorlardan biri olan nodosaur, dikenli bir zırhı olan, orta büyüklükte, kaslı bir otoburdu. Dinozor fosilini fotoğraflayan Ray Stanford, “Bu gerçekten nadir bir görüntü” yorumunda bulundu.

NASA yetkilileri, kampüs alanında aynı zamanda küçük etçil dinozorlar olan theropod’ların üç parmaklı ayak izlerini tesbit etti. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu, fosillerin bulunduğu taşlar üzerinde yaptığı araştırmada, fosillerin 110-112 milyon yıl öncesine ait olduğu tesbit edildi. Fosiller federal hükümetin alanında yer aldıkları için, çıkarılması yasaların ihlali anlamına geliyor. NASA yetkilileri, bu sebeple Maryland yönetimi ve paleontologlarla beraber çalışarak dinozor kalıntılarının bulunduğu bölgeyi koruma altına alacak.



Kaynak : Ntvmsnbc (22 Ağustos 2012,12:31)
Son düzenleyen Safi; 8 Kasım 2015 21:42
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
28 Ağustos 2012       Mesaj #18
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Dinozorlar milyonlarca yıl önce yaşamış olan çok iri sürüngenlerdi. Bilim adamları yere gömülü çok sayıda dinozor kemiği buldular . Bunları inceleyerek dinozorlara ilişkin pek çok bilgi elde ettiler . İlk dinozorlar yaklaşık 180 milyon yıl önce yaşadı. O zamanlar Dünya bugüne göre çok daha sıcaktı. Karalar bataklıklarla kaplıydı. Diplodokus gibi bazı dinozorlar bitkiyle besleniyordu. Dört ayağı üstünde yürüyen bu otçul dinozorun uzunluğu 27 metreydi. Bazı dinozorlar da et yiyordu. Etçil dinozorlardan , gorgozor arka ayakları üstünde durabiliyordu. Boyu 9 metreydi. Bu hayvan öbür dinozorları da yiyiyordu. Birçok otçul dinozor etçil dinozorlara karşı zırhlanmıştı. Ömeğin 5,5 metre uzunluğundaki ankilozorun sırtı kemik levhalarla kaplıydı. Bu levhalar düşmanlarını kandırmaya yarıyordu. Çünkü yere çöken ankilozor tıpkı bir kaya gibi görünüyordu. Dinozorların neden yok olduğu belirsizdir . Ama birçok bilim adamına göre Dünya´ya büyük bir göktaşı çarpmış, gökyüzünü saran toz ve duman örtüsü Güneş ışığını engellemiş, önce bitkiler , ardından da aç kalan otçul ve etçil dinozorlar ölmüştü.

DİNOZOR TÜRLERİ:

Dinozorlar, kalça yapılarına göre iki grup altında incelenirler: Birinci gruptakilerin kalça yapısı kuşlarınkine (Ornithischia), İkinci gruptakilerin kalça yapısı kertenkelelerinkine (Saurischia) benzemektedir.

Saurischia’lar ise Theropoda ve Sauropoda diye iki alt takıma ayrılır.

Therapoda’lar etçil olup ilk dinozor grubudur. İki ayak üzerinde yürürler. Bunların boyları 25cm. ile 10m. arasında değişir. En çok tanınanları Allosaurus olup, 140 milyon yıl önce Kuzey Amerika’da yaşamıştır.
Diğer alt takım da Sauropoda’lardır. Bunlar Theropoda’lardan daha sonra ortaya çıkmışlardır. Dört ayak üzerinde yürürler, otçul ve etçil formları vardır. 30 metre uzunluğa ulaşanları bulunmuştur. Bunlar dinozorların en iri temsilcileridir. Bu alt takıma ait örneklerden Diplodocus, Kuzey Amerika’da 140 milyon yıl önce yaşamıştır. Bunlar 24 metre uzunluğunda olup 10 ton ağırlığa sahiptir. Otçul bir kertenkeledir.

Dinozorlara ait bir diğer takım ise Ornitischia’lardır. Bunlar da, Ornithopoda, Stegosauria ve Ceratopsia alt takımlarına ayrılmaktadır.

Ornithopoda alt takımı üyeleri otçul olup iki ve dört ayağa sahiptirler.

Stegosauria üyeleri de karasal yaşama uyum sağlamıştır. Bunlar 150 milyon yıl önce Kuzey Amerika, Afrika ve Avrupa’da yaşamışlardır. Boyları 4.5 metre, yükseklikleri ise 2.5 metredir.

Ceratopsia’lar da kara hayatına uymuştur. Dört ayaklıdırlar. En önemli örnek Triceratops’tur. Bu cinsin temsilcileri 110 milyon yıl önce Kuzey Amerika’da yaşamıştır. Boyları 6 metre kadardı. Otçul idiler.

NE ZAMAN YAŞADILAR?

Bundan 230-250 milyon yıl önce Triyas Devri’nde yeryüzü henüz tek bir dev kıta görünümündedir. “Pangea” adı verilen bu kıtayı, yine tek ve dev bir okyanus olan Panthalassa çevrelemektedir. Ana kıta henüz dev bir çöl yapısındadır. Sadece okyanus kıyılarında tropikal ormanlar yer almaktadır. İklim sıcak ve kuraktır. Kutup bölgelerinde buzullar henüz oluşmamıştır. O zamanlarda, daha sonra devrin tüm kıtalarını istila edecek olan dinozorlar evrimlerinin henüz başlangıç aşamasında bulunmaktadır. Yaklaşık 230 milyon yıl önce, ilk dinozorlar henüz ne çok iri ne de çok çeşitli idiler. Fakat kısa zamanda yeni yaşam şekillerine uyabilmek için farklılaşmaya başladılar. Bazıları ataları gibi etobur kalırken diğerleri otobur hale geldiler. Trias Devri sonunda yani 215 milyon yıl önce Amerika’dan Çin’e; Afrika’dan Avrupa’ya kadar hemen hemen her yerde dinozor fosillerine rastlanmaktadır. Günümüzden 150 milyon yıl önce dinozorlar yerküre üzerindeki en geniş hayvan topluluğuydu.


NEDEN YOK OLDULAR
1. En popüler teoriye göre, 65 milyon yıl önce, dev bir asteroit yani göktaşı veya kuyruklu yıldız dünyamıza çarptı, çarpışmadan sonra öyle büyük bir toz kütlesi atmosferi kapladı ki, bu yüzden güneş ışınları dünyaya yıllarca ulaşamadı ve dinazorlar bu yüzden öldüler.

2. Yine 65 milyon yıl önce büyük volkanik patlamalar meydana geldi ve gökyüzünü küllerle kapladı, güneş ışınları dünyaya yine ulaşamadı ve dinazorlar buna dayanamayıp yok oldular.

3. Dünyamızın birçok kez buzul çağları geçirdiğini biliyoruz, bunlardan en sonuncusu 10.000 yıl önce yaşanan buzul çağı idi. Bu yüzden içme suyu kaynaklarının çoğu dahil dondu ve dünya buzullarla kaplandı ve dinazorlar bu koşullar altında yaşamaya dayanamadılar.

4. Ölümcül ve bulaşıcı bir hastalık dinazorların neslinin tükenmesine yol açtı.

5. Dinazorlar dünyada yaşanan bir soğuk – bir kurak iklim değişikliklerine dayanamadılar ve yok oldular.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
11 Kasım 2012       Mesaj #19
Avatarı yok
Yasaklı
Dinozorlar - Sauroniops

resizeca0trjuq

Yeni Bir Dinozor Türü Sauroniops

Paleontologlar, Fas'ta şimdiye kadar bilinmeyen yeni bir dinozor türü keşfetti.Yapılan araştırmaya göre, büyüklük açısından Tyrannosaurus'a (T-Rex) benzeyen etçil dinozorun yaklaşık 95 milyon yıl önce Afrika'da yaşadığı sanılıyor.Diğer tüm dinozorlara oranla çok büyük bir göz çukuruna sahip dinozora, J.R.R. Tolkien'in ünlü ''Yüzüklerin Efendisi'' adlı eserinde kendini kocaman kızıl göz olarak gösteren ''Kara Lord Sauron''un adı verildi.12 metre yüksekliğindeki Sauroniops'ın son derece geniş ve kalın bir kafatasıyla çok sayıda keskin dişe sahip olduğu, kafasının üzerinde de kocaman bir yumru bulunduğu belirlendi.


Kaynak : Gençbilim / Cretaceous Research (10 Kasım 2012,21:42)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
24 Aralık 2012       Mesaj #20
Avatarı yok
Yasaklı
Dinozorlar - Sauropod

121223titahlarge

Sauropodlar - Dev Dinozorlar

Sauropodlar, boyutları açısından dünyada yürümüş en büyük canlılardı.Sauropodlar devasa boyutlarına ve otobur olmalarına rağmen yeryüzünde 100 milyon yılı aşkın bir zaman boyunca gezegenin devleri olarak varlıklarını sürdürdüler.Hızlı metabolizmalarına rağmen Sauropodların nasıl olup da 100 milyon yıl soylarını devam ettirebildikleri uzun süre bilim dünyasında tartışıldı.Yeni bulgular bu gizemi çözüyor…İster otçul,ister etçil olsun,tüm dinozorlar yumurtlayarak çoğalırlar.Dinozorlar bir seferde çok sayıda yumurta bıraktıklarından bazı türlerin yaptığı yuva koruma ve yavru bakımı olmadan bile sayıları çok daha hızlı artabiliyordu.Bu da Sauropodların 100 milyon yıl boyunca varlıklarını sürdürüp çeşitlenmelerinin başlıca nedeni olarak görülüyor.

Sauropodlar yırtıcı etçiller karşısında varlıklarını ürkütücü boyutları ve bu boyutlara hızla erişebilmeleri sayesinde koruyabiliyorlardı.Etçillerin dev boyutlara ulaşabilmesi çok sayıda Sauropod yumurtasının ve yavrunun onlara neredeyse tükenmez bir besin kaynağı sunmasına bağlanıyor.Sauropodlar,ağaç tepelerinden otlamaya uygun uzun boyunları üzerindeki kafalarını ağırlaştırmayacak küçük dişlere sahiptiler.Silindir biçimli uçu küt dişler,jura döneminin sert lifli bitki ve yapraklarını koparıp yutmalarını sağlıyordu.

Bu bitkilerin besin değeri düşük olduğu için Sauropodlar çok büyük miktarlarda bitkiyi sürekli olarak sindirmek zorundaydılar.Birçok dinozor fosilinin mide bölgesinde bulunan cilalanmış taşların bu dev hayvanların çiğnemeden yuttukları bitkilerin öğütülmesinde yardımcı olmak üzere yutulduğu düşünülüyor.Sauropodların ,güçlü kaslarla donatılmış midelerinde bu taşlar yardımıyla püre haline getirilen besinin daha sonra bazı otçul memelilerde bulunan işkembe benzeri bir ön bağırsakta bakteriler yardımıyla sindirildiğine inanılıyor.

Sauropodlar çok çabuk büyüyorlardı ve 20-30 yıl için de yetişkin boyutlara ulaşıyorlardı.Tabii bu da hızlı bir metabolizma gerektiriyordu.Ancak aynı zamanda bu, aslında aşırı ısınma gibi bir sorunun ortaya çıkmasını gerektiriyordu.Yani yetişkin olduklarında metabolizmaları yavaşlıyordu.Günümüz hayvanlar aleminde böyle bir şey gerçekleşmemektedir.Bilimcilere göre bu farklı faktörler Sauropodları eşsiz ve uzun yıllar yeryüzünde hakimiyetini sürdürmüş bir canlı yapıyor.Şu ana kadar hiçbir memeli grubu dünyada böylesine üstün bir hayatta kalma rekoru elde edememişti.



Kaynak : Ntv Bilim Dergisi