Sağından gelen “karartı” ve çirkin bir korna sesiyle aniden irkildi; ellerinin direksiyonda, ve ayaklarının doğru pedalların üstünde olup olmadığını (göz kırpma hızında) kontrol edip olup biteni anlamaya çalıştı. Saniyeler sürdü; sağ şeritteki eski püskü, siyah kamyonet (kendisi beş şeritli yolda sağdan üçüncü şeritteydi) aniden önüne atlayıvermişti. Bunu yaparken “pişkince” kornaya basmayı da ihmal etmemişti! Normal şartlarda “bir şekilde” kendisinden özür dilenmesini sağlayacak kadar böyle tacizleri kafaya takar, gerekirse şehir dışına kadar takip ederdi! Bu kez yalnızca frene hafifçe dokunmakla yetindi. Kafasının karışık olmadığı anlar nadirdi, bazen de haddinden karışık olurdu. Yine de, daha önce bu sabahki gibi bir kafa karışıklığı yaşamamıştı. Sakin kalıp “derinlemesine” düşünmesi gerekiyordu…
Fakat önünde seyreden “ucube” yüzünden hem çok yavaş, hem de arada sırada frene dokunarak ilerleyebiliyordu. Trafik beklemediği kadar az sıkışık olduğundan, trafiğin genel seyrine kıyasla oldukça yavaş gittiğini fark etmişti. Bu çok rahatsız edici bir durumdu. Önce dikiz aynasına (her nedense) sonra da yan aynaya bakarak sollama yapmak için uygun şartlara sahip olup olmadığını kontrol etti. Yaklaşık yetmiş metre gerisinde “heybetli” bir tır, sol şeritte ve sol şeridin gerisindeyse hiçbir araç yoktu. Az önce sıkışıklığın az olduğunu düşünürken, şimdiki trafiğin “sıkışıklık” kelimesiyle ifade edilebilmesinin mümkün olamayacağını düşünerek “belli belirsiz” gülümsedi. Kadrana baktı, saatte atmış kilometre hızla ilerliyordu. Böylesine “boş” bir trafikte doksan kilometre hızla gitmenin hiçbir mahsuru yoktu. Zaten en sağdaki şeritten ilerleyen “iki” pick-up da tahminine göre doksan kilometre hızla geçmişlerdi; onu, önündeki “yaratığı” ve şimdi sadece on metre gerisinde olan beyaz tırı. Bununla birlikte tır; kendisine yoldaş bulmuş gibi, solunda, tıpkı kendisi gibi görünen -bir anda nasıl ortaya çıktığına şaşırdığı- kırmızı bir tırla yan yana, aynı hızda ilerliyordu. Bu şartlar altında sollama yapması mümkün değildi. Çünkü önündeki kamyonetle, arkasındaki beyaz tırla ve artık solunda bulunan kırmızı tırla arasındaki mesafe beşer metreydi. Kurgulanmış bir şaka gibi, bir de bunlara hemen sağında seyreden mavi bir tır eklendi.
