Arama

I. Alaaddin Keykubad

Güncelleme: 16 Aralık 2016 Gösterim: 90.273 Cevap: 5
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
3 Haziran 2007       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!

1. Keykubad, tam adı ALAEDDİN KEYKUBAD

Ad:  Alaaddin Keykubat.JPG
Gösterim: 5554
Boyut:  28.3 KB

(d. y. 1192, Konya - ö. 30 Mayıs 1237, Keykubadiye, Kayseri yakınları),
Sponsorlu Bağlantılar
En ünlü Anadolu Selçuklu hükümdarı (1220-37).

I. Keyhusrev’in oğluydu. 1196’da tahtı II. Süleymanşah’a bırakan babası ve ağabeyi Keykâvus (sonradan I. Keykâvus) ile birlikte Konstantinopolis’e (İstanbul) gitti. Orada çok değişik bir çevrede yetişti, özel eğitim gördü. I. Keyhusrev 1205’te Konya’ da ikinci kez tahta çıkınca Danişmend İli (Tokat) melikliğine atandı. 1211’de babasının ölümü üzerine Keykâvus Kayseri’de sultan ilan edilince kenti kuşattı; varılan uzlaşma sonunda Ankara melikliğini kabul ederek kuşatmayı kaldırdı. 1212’de yeniden ayaklanmak üzereyken Ankara’yı kuşatan I. Keykâvus’a uzun bir direnişten sonra teslim oldu. Malatya yakınlarındaki Minşar (ya da Masara) Kalesi’ne kapatıldı. Hapis yaşamının bir bölümünü de Kezirpert Kalesi’nde geçirdi.

I. Keykâvus’un ölümü üzerine Ocak 1220’de Sivas’ta tahta çıktı. Sultanlığı Abbasi halifesi Nâsır tarafından da onaylandı. Moğol istilasının giderek batıya doğru yayıldığı bir dönemde hükümdar olan I. Keykubad, iç güvenlikle ilgili önlemler aldıktan sonra Akdeniz kıyısında önemli bir liman olan Kalonoros üzerine sefere çıktı. 1221’de ele geçirdiği kentte yeni bir liman, tersane ve kale yaptırdı. Kalonoros’a Alaeddin’den türetilen Alaiye (bugün Alanya) adı verildi ve kent Keykubad ile ardıllarının kışlık merkezi oldu.

I. Keykubad, kendisini tahttan indirme girişiminde bulunan emirleri öldürtüp yönetim kadrosunu yeniledikten sonra Kırım’a sefer düzenledi. Sonradan Çobanoğulları beyliğini kuracak olan Hüsameddin Çoban komutasındaki Anadolu Selçuklu donanması başarılı bir çıkarmayla 1224’te Suğdak’ı aldı. Kilikya Ermeni hükümdarı I. Levon’un ölümünden sonra başlayan karışıklıktan yararlanarak Kilikya’ya bir ordu gönderdi (1225). Bu arada Antakya prensi IV. Bohemond, Kral I. Hetum’a karşı I. Keykubad’la ittifaka girmişti. Anadolu Selçuklu ordusu önemli bir direnişle karşılaşmadan İsaurya bölgesindeki bütün kaleleri ele geçirdi; ama I. Keykubad Kilikya içlerine girmeyip I. Hetum’la anlaşmayı yeğledi. İsaurya bölgesine de Türkmenler yerleştirilerek yönetimi Kamereddin’e verildi. Bölge onun adından ötürü Anadolu Selçuklu döneminde Kame- reddin İli (daha sonra İç İl, bugün İçel) olarak anıldı.

I. Keykubad, daha önce Anadolu Selçuklularına bağlı olan Artukluların Eyyubilere bağlanması ve Artuklu emiri Mesud’un Celaleddin Harezmşah’la da ittifaka girmesi üzerine Güneydoğu Anadolu’ya sefer düzenledi (1226). Eyyubi-Artuklu kuvvetlerini yenerek Kâhta, Hısn-ı Mansur (Adıyaman) ve Çemişkezek kalelerini aldı. Kayseri’ye döndükten sonra, Anadolu Selçuklularına yeniden bağlanması koşuluyla Mesud’un barış önerisini kabul etti. Öte yandan Moğol tehlikesine karşı Eyyubilerle iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. 1228’de Mengüceklerin Erzincan-Kemah koluna son veren Keykubad, Trabzon imparatoru Andronikos’un Anadolu Selçuklu egemenliğinden kurtulmak için Celaleddin Harezmşah’a bağlanması ve Samsun ile Sinop’u almak için harekete geçmesi üzerine yeni bir sefere çıktı (1229). Trabzon’a kadar ilerleyip kenti kuşattıysa da ağır kayıplar vererek geri çekildi. Bu olayın hemen ardından Celaleddin Harezmşah Ahlat’ı ele geçirdi (1230). I. Keykubad, Eyyubi melikleri el- Kâmil ve el-Eşref’le ittifak kurarak Celaleddin Harezmşah’ı Erzincan yakınlarında yapılan Yassıçimen Savaşı’nda (10 Ağustos 1230) yenilgiye uğrattı ve Erzurum’a kadar ilerleyerek kenti teslim aldı. Ertesi yıl Celaleddin’i ağır bir yenilgiye uğratan Moğollar, İran’ın batı bölgelerini de istila ederek Anadolu Selçuklularının doğu sınırına dayandılar.

I. Keykubad, aldığı bütün önlemlere karşın Moğol ilerlemesini durduramadı ve halk Moğol akınları yüzünden batıya göç etmeye başladı. 1233’te Moğol kağanı Ögedey ile elçilik ilişkileri kuran I. Keykubad, onun “ilhan”ı (bağlı han) olmayı kabul etti. Ahlat’ı el-Eşrefe bıraktı. Ardından Eyyubiler Anadolu’ya girdi (1234). Harput Ovasında Eyyubileri yenilgiye uğratan I. Keykubad, ertesi yıl Siverek, Ürfa ve Harran’ı aldı; ama buradan ayrıldıktan sonra Eyyubi- ler bölgeyi yeniden ele geçirdiler. Bunun üzerine I. Keykubad 1236’da Diyarbakır’ın kuşatılması için yeni bir ordu gönderdi. Kuşatma sürerken Eyyubileri bölgeden tümüyle atmak için Kayseri’de sefer hazırlığına girişti. Ama ordunun hareket etmesinden önce verdiği bir ziyafette zehirlenerek öldü. Konya’ya^ götürülen canazesi, kendi adıyla anılan caminin (Alaeddin Camisi) yanındaki türbeye gömüldü.

I. Keykubad’ın hükümdarlığında, Anadolu Selçukluları en parlak dönemini yaşadı. Anadolu Selçuklu Devleti’nde ilk altın parayı (Keykubadî) bastıran hükümdar olan I. Keykubad, kara ulaşımı ve taşımacılığına önem vererek çok sayıda kervansaray yaptırdı ve yabancıların Anadolu’da ticaret kolonileri kurmalarına izin verdi. Onun döneminde paralı askerlerden oluşan 16 bin kişilik sürekli bir ordu vardı; savaş zamanlarında ise asker sayısı 50-100 bine çıkıyordu. Karadeniz ve Akdeniz’de bulunan iki donanma ile Alaiye’deki tersane de deniz gücünü oluşturuyordu. Kentlerin imarına önem veren I. Keykubad, Beyşehir’de Kubadâbad, Kayseri yakınlarında Keykubadiye, Akdeniz kıyısında Alaiye, Konya’da Alaeddin saraylarını yaptırdı. Ayrıca onun döneminde, Konya başta olmak üzere’büyük kentlerde çok sayıda cami, hamam ve hastane inşa edildi.

Kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 16 Aralık 2016 04:51
Biyografi Konusu: I. Alaaddin Keykubad nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Nisan 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Alaaddin Keykubat I


(?-1237 Kayseri)
Sponsorlu Bağlantılar
Anadolu Selçuklu hükümdarı.

Devleti, zamanında en parlak çağlarından birini yaşadı (hükümdarlığı 1220-1237). I. Gıyasettin Keyhüsrev'in oğludur. Ağabeyi İzzettin Keykavus'un saltanatını tanımayarak ona isyan ettiyse de başarılı olamayarak ağabeyine tutsak düştü. Uzun yıllar hapis hayatı yaşadı. Ağabeyinin ölümü üzerine de Anadolu Selçuklu tahtına geçti.

Alaettin Keykubat ilk iş olarak Alaiye (1223) ve Kırım'daki Suğdak limanlarını ele geçirdi. Böylece Akdeniz ve Karadeniz'de iki önemli ticaret limanı Anadolu Selçuklularının egemenliği altına girdi. Bu iki seferinden sonra, yine Anadolu-Suriye ticaret yolları üzerinde bulunan ve Kilikya Ermeni Krallığı'na bağlı olan Anamur ile Saint-Jean d'Hospitalier şövalyelerinin elinde bulunan Silifke ve Maraş kalelerini fethetti. Bunun ardından, doğuda bulunan Kâhta, Hısn Mansur (Adıyaman) ve Çemişkezek gibi kaleler ele geçirildi. Alaettin Keykubat'ın Anadolu Selçuklu tahtına geçtiği yıllar doğuda Moğol tehlikesinin iyice kendini gösterdiği yıllardı. Keykubat bu tehlikeye karşı bir yandan komşu devletlerle dostluk ilişkileri kurarken, öte yandan Moğolların gelebileceği yollar üzerindeki kaleleri ele geçirmeye çalıştı.

Eyyubi hükümdarı Melik'ül Adil'in kızı ile evlenerek (1225) aralarındaki ilişkileri akrabalık derecesine yükseltti. Erzincan'ı ele geçirerek oğlu Keyhüsrev'i buraya melik tayin etti. Bir yıl sonra Erzurum'u da aldı ve surlarını güçlendirdi. Artık bütün dikkatini doğudan gelebilecek Moğol tehlikesine çevirdi, askerî önlemlerin yanı sıra Moğollar ile dostluk ilişkileri kurmayı da ihmal etmedi. Devri gerçekten Anadolu'nun en parlak, en görkemli devirlerinden biri oldu. Daha hayattayken kendine "Uluğ Keykubat" denilmeye başlandı.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 16 Aralık 2016 04:43 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
28 Haziran 2015       Mesaj #3
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye

ALAETTİN KEYKUBAT I


(? 1192 Kayseri 1237),
Anadolu Selçuklu sultanı (1220-1237).

Gıyasettin Keyhüsrev l’in oğlu. Tahttan ayrılarak (1196) Bizans'a sığınmak zorunda kalan babasıyla birlikte dört yaşlarındayken, İstanbul’a gitti. Sekiz yıl kaldığı İstanbul'da özel eğitim gördü. Babası ikinci kez Selçuklu tahtına çıktığında (1205) Tokat meliki oldu. Babasının ölümü üzerine sultan olan kardeşi izzettin Keykavus I ile taht kavgasına girişti. Erzurum meliki Mugisettin Tuğrulşah, uç beylerinden Zahirettin ili ve Ermeni kralı Leon l'in desteğiyle kardeşini Kayseri’de kuşattı. Müttefiklerinin kendisini terk etmesi üzerine kuşatmayı kaldırarak Ankara’ya çekildi. Uzun bir direnişten sonra kardeşine teslim oldu (1213). Malatya yakınlarındaki Minsar (Masara) kalesine kapatıldı. Sekiz yıl, Malatya yakınlarındaki kalelerde mahpus yaşadı, izzettin Keykavus I öldüğünde, emirlerce, sultanlığına karar verildi ve hapis bulunduğu yerden alınarak Sivas'ta tahta çıkarıldı; görkemli bir törenle başkent Konya’ ya girdi, ilk olarak, yaklaşan moğol tehlikesine karşı önlemler aldı. Sınır kalelerini onarttı, yeni kaleler yaptırdı. Emirlerini, kendi paralarıyla Konya ve Sivas’ı güçlü surlarla çevirmeye zorladı. Böylece kendisinden daha zengin olan emirlerin servetlerini eriterek güçlerini kırma yoluna gitti. Daha sonra her biri başlı başına bir güç olan ve kendisini tahta çıkardıkları için saltanata ortak oldukları sanısına kapılan emirlerinin bir bölümünü Kayseri’ de bir saray ziyafeti sırasında öldürttü, bir bölümünü sürgüne yolladı, mallarına el koydu (1223). Öldürülen emirler arasında sultanı tutuklayan,sonra da tutuklu olduğu kaleden almaya gelen ve kendisinden intikam almayacağına dair bir ahitname imzalatan Ay Aba da bulunuyordu.

Ülkesinden geçen uluslararası ticaret yollarının güvenliğini sağlamak için bir dizi sefer düzenledi. Önce Akdeniz ticaretinde önemli yeri olan Kalonoros'u aldı (1221); yeniden inşa edilen ve sağlam surlarla çevrilen kente sultanın onuruna Alaiye (Alanya) adı verildi. Alaiye ile Antalya arasındaki Alara kalesini ele geçirdi. Ermeni krallığı’na karşı bir sefer başlattı; Manavgat ve Anamur’u alarak Silifke’ye doğru ilerledi (1221-1225). Ermeni krallığına kendisi adına sikke kesmeyi ve yıllık haracı iki misline çıkartmayı kabul ettirdi. Akdeniz'deki durumunu güçlendirdikten sonra, Trabzon Rum imparatorluğu'nun Karadeniz’deki üstünlüğüne son vermeye yöneldi. Sinop’ta bir deniz gücü oluşturdu. Selçuklu tüccarlarının yakınmaları üzerine Kastamonu emiri Hüsamettin Çoban'ı Karadeniz donanmasıyla Kırım seferine yolladı. Çoban, ticaretiyle ünlü Sudak’ı aldı (1225). Ruslar Sudak’ ta Selçuklu himayesini kabul ettiler, kente bir cami yapıldı ve bir türk garnizonu yerleştirildi.

Ülkesinin kuzey ve güney sınırlarında güvenliği sağlayan Alaettin Keykubat I, doğuda genişlemeye yöneldi. Daha önce Selçuklular'a bağlıyken Mısır Eyyubileri’ne bağlanan Artuklular’a savaş açtı. Kâhta, Adıyaman (Hısnımansur), Çemişkezek kalelerini ele geçirdi (1227). Artuk- lular’ın yardımına gelen eyyubi ordusunu yendi. Diyarbakır Artuklu hükümdarı Mesut'un, elinde kalan yerlere dokunulmamak koşuluyla Selçuklular’a bağlanma önerisini kabul etti. Anadolu sınırlarına dayanan Celalettin Harizmşah ve onu izleyen Moğollar’ın yarattığı tehlike karşısında Eyyubiler’le iyi geçinmek gereğini duydu. Elindeki Eyyubi esirlerini serbest bıraktı, Şam eyyubi meliki Adii'in kızıyla evlendi. Kendisine karşı Erzurum meliki Cihanşah, Celalettin Harizmşah, hatta Alamut’taki Haşhaşiler'in ittifakını sağlamaya çalışan, bağlısı Erzincan meliki Mengücekli Davutşah’ın üzerine yürüdü Davutşah, Orta Anadolu'da bir tımar karşılığında Erzincan'ı bırakmak zorunda kaldı. Yine bir Mengüceklinin elinde bulunan Şebinkarahisar’ı ele geçirdi. Cihanşah'ın elinde bulunan Erzurum'a yöneldi; ama, Cihanşah’ın Eyyubi meliki Eşrefe sığınması üzerine seferden vazgeçti. Trabzon Rumları’nın Sinop ve Samsun’u ele geçirme girişimleri üzerine, gönderdiği kuvvetlerle Trabzon’u kuşattı. Kuşatmanın başarısızlığına karşın Trabzon Rum imparatoru Selçuklu devletine bağlılığını bildirdi.

Melik Eşref ve Cihanşah ile arası açılan Alaettin Keykubat I, Celalettin Harizmşah ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Oğlu Gıyasettin’i Celalettin'ın kızıyla evlendirdi. Ancak Celalettin’in Ahlat'ı ele geçirmesi (1229) durumu değiştirdi: Selçuklular'ın bağlısı Artuklu beyi, Celalettin’in hizmetine girdi; Erzurum’daki Cihanşah da Celalettin ile birleşti. Keykubat, değişen güç dengesi karşısında Eyyubiler’in ittifakını sağladı. Beş bin kişilik seçme bir kuvvetle Sivas'a gelen Eyyubi meliki Eşref ile buluşarak doğuya yöneldi. Malazgirt kuşatmasını kaldırarak Anadolu’ya yürüyen Celalettin Harizmşah’ı Erzincan Akşehir’i yakınındaki Yassıçimen’de ağır bir yenilgiye uğrattı (1231); Celalettin, Ahlat'ı, Ma- lazgirt’i ve hâzinesini bırakarak Azerbaycan’a kaçtı Moğollar'ın dışında kimsenin yenemediği Celalettin’e karşı kazandığı bu yengi, hıristiyanlar ve müslümanlar arasında geniş yankı uyandırdı. Ardından Erzurum'u ele geçirdi, Ahlat'ı müttefiki Melik Eşrefe bıraktı. Böylece moğol tehlikesi karşısında Selçuklu devletinin toprakları doğuya doğru genişletilmiş oluyordu. Bu sırada kışlık merkezi Alaiye'nin Kıbrıs haçlılarınca ele geçirilmek istendiğini öğrenince hızla geri döndü. Harizmşah’ın yenilgisinden ve müslüman güçlerinin dağınık olmasından yararlanan bir moğol kolunun Sivas ve Malatya’ya kadar sokulması üzerine Kemulettin Kamyar’ı Moğollar'ı izlemekle görevlendirdi. Moğollar'ı yakalayamayan Kamyar, moğol akınına katılan Gürcülerin elindeki sınır kalelerini aidi; Eyyubiler’in elinde bulunan Ahlat’ı ek geçirdi. Keykubat I, Melik Eşrefin tutumunu, yaklaşan moğol tehlikesi bakımından sakıncalı bulmakta, savunması için bir istila yolu üzerindeki bu kaleye gerek duymaktaydı.

Yassıçimen, Doğu Anadolu’nun Selçuklu egemenliğinde birleşmesini sağlamakla birlikte, Diyarbakır’ın Eyyubiler’in eline geçmesine yol açmış; bu noktada Selçuklu ve Eyyubi çıkarları çatışmaya başlamıştı. Ahlat’ın belçuklular'ca ele geçirilmesi Eyyubiler’in kabul edemeyeceği bir durumdu. Sayıları 16’yı bulan eyyubi melikini, Mardin ve Harput Artukluları’nı yanına alan Melik Kâmil, büyük bir orduyla Anadolu üzerine yürüdü. Keykubat I, Kemalettin Kamyar’ı Toroslar’daki geçitleri tutmakla görevlendirdi, kendisi de Harizmşah savaşçıları, Gürcü. Frank ve Rus ücretli askerlerinin de bulunduğu ordusuyla harekete geçti. Toroslar'daki geçitleri aşamayınca Harput üzerinden Anadolu’ya yürüyen eyyubi ordusunu yendi. Harput'u alarak Harput Artuklu koluna son verdi (1233). Ertesi yıl Siverek, Sumeysat (Samsat), Harran, Urfa'yı ele geçirdi. Ancak, Selçuklu ordusunun geri dönmesi üzerine Melik Kâmil, Urfa ve Harran’ı geri aldı. Bunun üzerine Keykubat, bölgenin stratejik merkezi Amid’i (Diyarbakır) kuşattıysa da (1236) sağlam surlarla çevrili kenti alamadı. 1237 yazında, Eyyubiler’i tüm Güneydoğu Anadolu'dan atmak amacıyla ordusunu Kayseri’de topladı. Halife’den, Melik Kâmil'den ve Moğol Hanı’ndan gelen elçileri kabul etti. Küçük oğlu izzettin Kılıç Arslan’ı veliaht atadı. Verdiği bir şölen sırasında zehirlenerek (Büyük oğlu Gıyasettin Keyhüsrev tarafından zehirletıldiği ileri sürülür) öldü. Ölüsü Konya'ya getirildi ve adıyla anılan caminin yanındaki türbeye gömüldü.

Hükümdarlığı döneminde Anadolu Selçuklu devleti en parlak çağını yaşadı. Sırasında acımasız, dindar ama bağnazlıktan uzak (Konya surlarını, kentin on iki kapısını heykel ve kabartmalarla süsledi, Konya ve Kubadabad saraylarını insan figürlü çinilerle bezetti), şair (farsça şiirler yazdı), belki de mimar (Kubadabad ve Keykubadiye’nin planlarını kendisinin yaptığı söylenir) ve uzak görüşlüydü. Çok hesaplı, sağlam politikasıyla; her biri bir gereksemeyi karşılayan seferleriyle Anadolu Selçuklu devletini gücünün doruğuna ulaştırdı. Gelişen ticaretin yarattığı zenginlikle kentler büyüdü; cami, medrese, hastane, kervansaraylarla bezendi. Beyşehir gölü üzerinde Kubadabad; Kayseri yakınında Keykubadiye, Konya’da Alaettin sarayı’nı (köşk) yaptırdı. Döneminde Anadolu, Moğol istilalarından kaçan İran ve Türkistanlı bilgin ve sanatçıların sığınağı oldu.

MsXLabs & Büyük L.
Son düzenleyen Baturalp; 16 Aralık 2016 05:41 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
🌘 🚀
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
16 Aralık 2016       Mesaj #4
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

ALAADDİN KEYKUBAT


Anadolu Selçukluları'nın 3. Hükümdarıdır. Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğludur. Doğum tarihi bilinmemekle beraber. 1186-1196 tarihleri arasındaki bir yılda doğduğu sanılmaktadır. Çocukluk ve gençliğinde iyi bir eğitim görmüştür.

Babası'nın büyük oğlu İzzeddin Keykavus'a tahtı bırakmasından sonra, onunla bir1ikte Selçuklu beyliklerinin topraklarında maceralı bir hayat yaşadı. Kardeşiyle taht kavgasına girdi ve 1211 yılında yanına aldığı bazı beylerle birlikte Kayseri üzerine yürüdü. Ancak, kardeşini tahtından indirmeyi başaramadı. Ağabeyi İzzettin Keykavus 1220 yılında vefat ederken tahtın Alaeddin Keykubad'a verilmesini vasiyet etti. Kendisi bu sırada Kezirbert kalesinde hapiste bulunuyordu. Vasiyet üzerine hapisten çıkarıldı ve büyük bir törenle Kayseriye getirtilip tahta oturtuldu.

Alaeddin Keykubad, çok zeki, çalışkan ve dindar birisiydi. Atabeyi Celaleddin Karatay, onun hakkında şunları anlatmaktadır : ''on sekiz sene Sultanın hizmetinde bulundum. Gecenin üçte birinden fazlasını uykuda geçirdiğimi hatırlamıyorum. Bilakis onu geceleri Kur'an-ı Kerim okumak, namaz kılmak, dua etmek ve çalışmakla meşgul görürdüm.''

Moğolların ve Haçlıların Anadolu'ya yaptıkları birçok akını püskürterek, Anadolu'daki Türk Birliği'nin korunmasına büyük yardımı oldu. Geniş kültürü, üstün siyasi gücü ve samimi imanıyla bütünleştirdiği kişiliği sayesinde, Anadolu Selçuklu'larının kendisinden çok sözü edilen bir sultanı oldu...

Alaeddin Keykubad, tahta oturduktan sonra Kayseri, Konya ve Sivas başta olmak üzere Amasya, Erzurum ve Malatya'da büyük eserler yaptırdı. Özellikle Kayseri ve Iç kaleyi yeniden inşa etti. Dış kale surlarını tamir ettirip sağlamlaştırdı. Sultanhanı ve Karatay Kervan saraylarının yapılmasını sağlayarak, gelip geçen yolcuların dinlenmelerini temin etti...

Mevlanalya Babı Bahaeddin Veled'le, hocası Seyyid Burhaneddin'le Suhreverdi ve Muhyiddin-i Arabi ile dostluklar kurup, onların meclislerinde bulundu, sohbetlerini dinledi ve devletin imkanlarıyla iyi hizmet yapmalarını sağladı...

Onun iktidarı döneminde Alaiyye Kalesi, stratejik öneme sahipti. Burasını Kyr Vard adında bir komutan koruyordu. Bu kaleyi almak üzere hazırlıklara başladı. Kale üzerine yürüdü. Ancak, kale komutanı direnmekten vazgeçip teslim oldu. Sonra da Sultanın adil ve dürüstlüğünü görüp hayran kalınca müslüman olarak Kızı Huand'ı ona verdi. Daha sonra Mahperi Hatun adını alacak olan bu hanımdan Alaeddin Keykubat'ın öltimtinden sonra tahta geçen oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev doğdu.

Alaeddin Keykubad, Kayseri'de 1237 yılında bir ziyarette yediği yemekten zehirlendi ve burada öldü. Cenazesi büyük bir törenle kaldrılıp Konya'ya götürüldü... Orada defnedildi...

Kış aylarında Alanyada, yaz aylarında ise Kayseride, bugün Şeker Fabrikası alanı içerisinde kalan Keykubadiyye sarayında oturan bu büyük insan, alimleri koruduğu için buraya çok sayıda ilim adamı gelip yerleşmiş ve Kayseri medreseler bakımından Selçukluların en zengin vilayetlerinden birisi olmuştur.

Kendisinin ölümünden sonra, hanımları Mahperi Hatun ile Melike Adile Hanım Kayseri'den ayrılmamışlardır. Mahperi Hatun, kendi adıyla anılan Hunat Camii, Medresesi ve hamamını yaptırdı. Ölümünde dc, cami ile medrese arasındaki türbesine defnedildi. Melike Adile Hanım ise, Sivas yolu üzerinde, uğurevlerdeki bugün birisi ayakta kalan Çifte Kümbedlerden birisine defnedildi. Buradaki sarayı kendisinin ölümünden sonra korunamadığı için bugün tamamiyle yıkılıp gitmiş durumdadır.

Alaeddin Keykubad, Türk Tarihinin yetiştirdiği sçkin devlet adamlarından birisidir. ilim adamlarına saygısı vc onları koruma duygusu her zaman ön planda tutulmuştur. Siyasi dehası sayesinde hakimiyctindeki topraklarda imar işleri yapılmış ve bölünme olmamıştır. Zaten ağabeyi İzzeddin Keykavus'da kendisiyle taht kavgasına girmiş olmasına rağmen, ölümünden sonra tahtı ona emanet etmiştir. Bugün Kayseri'de onun yaptırdığı eserlerin hemen hepsi ayaktadır ve hizmet vermektedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
16 Aralık 2016       Mesaj #5
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
1. Alaaddin Keykubad
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
16 Aralık 2016       Mesaj #6
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi
1. Alaaddin Keykubad
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

9 Aralık 2006 / KisukE UraharA Müzik tr
16 Aralık 2016 / Daisy-BT Siyaset tr
16 Aralık 2016 / Daisy-BT Siyaset tr
25 Haziran 2015 / Jumong Hayali Karakterler