Arama

Egemenlik Nedir?

Güncelleme: 22 Nisan 2016 Gösterim: 56.190 Cevap: 9
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
14 Nisan 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Egemenliğin tanımı, egemenlik kavramının anlamı, egemenlik kelimesinin sözlük anlamı nedir?
Ad:  bayrak.jpg
Gösterim: 1888
Boyut:  32.9 KB

Egemenlik, bir Devlet'in ülkesi ve uyrukları üzerindeki yetkilerinin tümünü ifade eder. Bir başka deyimle egemenlik, Devlet'i başka tüzel kişiliklerden ve örgütlenme biçimlerinden -- örneğin şirketlerden, derneklerden, kulüplerden, çetelerden, din ve mezhep birliklerinden, feodal bağlılık ve yönetim birimlerinden -- ayıran özelliktir. Egemen olmayan Devlet olmaz; kaynağını Devlet'ten almayan egemenlik de olmaz.
Sponsorlu Bağlantılar

Günümüz Türkçesinde egemenlik, anlam genişlemesiyle, her türlü iktidar ve güç anlamında kullanılmaktadır. (Örnek: X ilinde falan partisi egemendir; Ali Ayşe üzerinde egemenlik kurdu.) Bu maddede, egemenliğin, sadece siyasi teori ve devletler hukukundaki özgün anlamı ele alınacaktır.

Kavramın Tarihçesi

Ortaçağ Avrupası'nın büyük bir bölümünde, kaynağını kralla vassalleri veya vassallerle diğer yerel güç odakları arasındaki sözleşmelerden alan feodal ilişkiler egemendi. Bunun yanısıra, çeşitli derecelerde bağımsız olan şehirler, köy birlikleri, federasyonlar, ortak yönetim alanları vb. mevcuttu. Ayrıca bazı yönleriyle krala bağlı, bazı yönlerden tamamen bağımsız olan Kilise de önemli bir siyasi güçtü.

Modern krallıkların ortaya çıkmasıyla birlikte, Devlet'i Devlet yapan temel hak ve yetkilerin tanımlanması sorunu ortaya çıktı. Fransız hukukçu Jean Bodin (1530-1596) modern egemenlik kuramının kurucusu sayılır. 1576'da yayımladığı Les six livres de la république (Devlet'e Dair Altı Kitap) adlı eserde Bodin egemenliği "Devlet'in mutlak ve kalıcı gücü" olarak tanımladı. "Mutlak", egemenliğin bölünemeyeceği ve paylaşılamayacağı anlamındaydı (ancak bu mutlaklık sadece kamu hakları alanındaydı ve bireyin özel haklarına tecavüz edemiyordu). "Kalıcı" olması ise bu gücün hükümdarın ölümü ile sona ermediği ve bireylerden bağımsız olduğunu gösteriyordu. Egemenlik belirtilerinin bir bölümünü hükümdar şahsen kullanabilir, bir bölümünü memurlarına ve kurumlara kullandırabilirdi. Ancak egemenliğin kendisi devredilemezdi.

17. yüzyılda Holandalı hukukçu Hugo Grotius (1583-1645) modern devletler hukukunun ilkelerini egemenlik kavramıyla temellendirdi. 1648 Westfalya Barışı ile, egemen devletlerin hukuki eşitliği ilkesi modern Avrupa devletler sisteminin temeli olarak benimsendi. 17. ve 18. yüzyıllarda Hobbes, Locke, Montesquieu, Rousseau gibi düşünürler egemenlik hakkının felsefi ve analitik temelleri üzerinde günümüze dek etkili olan düşünceler ürettiler.

Charles de Montesquieu (1689-1755), 1745'te yayımladığı Esprit des Lois (Kanunların Ruhu) adlı eserinde, egemenliğin üç uygulama alanını birbirinden ayırarak, yasama, yürütme ve yargı erklerinin dengelenmesinin önemine değindi. 1789'da kabul edilen ABD Anayasası, Montesquieu'nün görüşlerinin etkisiyle, yasama, yürütme ve yargının mükemmel denge içinde olacağı bir Devlet düzeni tasarladı.

Egemenlik ve Halk

Klasik dönem düşünürlerinin hemen hepsinde egemenliğin nihai kaynağı olarak halkın iradesi gösterilir. Roma hukukundaki omnis imperium ex populo ilkesi bu düşüncenin kaynağıdır. Devletin bir "Toplum Sözleşmesi" ile kurulduğu görüşü de aynı düşünceyi ifade eder. Ancak ilk kaynağı halk olan egemenliğin nasıl ve ne ölçüde hükümdara aktarıldığı, sınırlarının ne olduğu, o sınırlar aşıldığı zaman hangi tedbirlere başvurulacağı, egemenlik aktarımından sonra halkta hangi bakiye güçlerin kaldığı, tartışma konuları olarak kalır. Egemenliği halka dayandıran görüşle demokrasi fikri ilk kez 19. yüzyılda bağdaştırılmaya başlamış ve bu fikir ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında genel kabul görmüştür.

Türkiye'de "Egemenlik Milletindir" İlkesi

Türkiye'de milli egemenlik fikri ilk kez, padişahın cülusunda "anayasaya riayet ve vatana ve millete sadakat" yemini etmesini zorunlu kılan 3 Ağustos 1909 tarihli Kanun-ı Esasi (anayasa) değişikliğiyle gündeme geldi. 1876 Anayasası'nda hükümranlık hakkının temelleri tanımlanmamış, sadece bu hakkın "eski usul gereğince" Osmanlı hanedanından bir kimse tarafından kullanılacağı belirtilmişti. 1909 Anayasa değişikliğiyle hükümranlık hakkı vatan ve millete sadakat koşuluna bağlanıyor, "vatan ve milletin" anayasa yoluyla ifade bulan üstünlüğü teyit ediliyordu.

Ankara'da toplanan Büyük Millet Meclisi'nin 20 Ocak 1921'de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun birinci maddesi, "Hakimiyet bila kayd ü şart milletindir" (egemenlik koşulsuz ve sınırsız olarak ulusundur) ilkesini ilan ederek radikal bir adım attı.

Bu ilke, öncelikle padişaha ve onun şahsında somutlaşan geleneksel güçler dengesine verilmiş bir cevaptı. "Milleti" temsil ettiği kabul edilen Meclis'in, kendi dışında hiçbir güç ve irade tanımadığı bildiriliyordu.

Egemenlik ilkesi, aynı zamanda, Meclis'in gücünün hiçbir sınır tanımadığını da ifade ediyordu. Nitekim aynı Meclis bundan birkaç ay önce çıkardığı Hıyanet-i Vataniye Kanunu ile kendi yasallığına yönelik her türlü muhalefeti vatana ihanet sayarak ölümle cezalandırmış; Aralık 1920'de kurduğu İstiklal Mahkemeleri'ne ise, herhangi bir hukuki prosedüre bağlı olmaksızın Meclis adına tek celsede ölüm cezası verme yetkisini tanımıştı. Bu anlamda "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sloganı demokratik bir anlayıştan çok, bir tür Meclis diktatörlüğü düşüncesini yansıtıyordu.

Son düzenleyen Safi; 22 Nisan 2016 22:44 Sebep: Düzenlendi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ocak 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Egemenlik (Hakimiyet);egemen olma, hakimlik, üstünlük, amirlik manalarına gelmekte ve hükmeden, buyuran, buyruğunu yürütebilen üstün gücü ifade etmek için kullanılmaktadır. Egemenlik ,devlet kudretinin bir vasfıdır. İç hukukta en üstün kudreti, milletlerarası hukukta da bağımsız bir gücü anlatmaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
21 Nisan 2011       Mesaj #3
ener - avatarı
Ziyaretçi
Anayasamızın Egemenlik başlıklı 6. maddesi aynen şöyle demektedir: "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz."

Toplumda hiçbir kimse, hiçbir zümre, hiçbir sınıf ya da gurup, doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir.

Önemli olan, Millî Egemenlik fikrinin genç nesillerce, ruhunda ve anlamında gönülden benimsenmesi ve onu yaşatmasıdır.
Millî Egemenlik

Millî Egemenliğin en kısa tanımı şudur; "Egemenliğin tek meşru kaynağı ve sahibi Millettir." Millet iradesi, fertlerin iradelerinin bir araya gelmesinden ve kaynaşmasından oluşmaktadır. Millî egemenlik, milletin bölünmez iradesini temsil eder.
Atatürk'e göre, toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin manâsıyla millî egemenliğin kurulmuş olmasına bağlıdır. Bundan dolayı hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir.

Atatürk, "Türküm" diyen her insanın vatan toprakları üstünde ayrıcalıksız ve kaynaşmış bir Türk ulusunu temsil ettiğini özellikle vurgulamıştır. "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusun Olacaktır" ilkesi doğrultusunda hiç bir güç, hiç bir iç ve dış kuvvet bu hakkı ulusun elinden alamaz. Ulusumuz, en kutsal varlığı olan bağımsızlığını gerektiğinde canı pahasına korumuştur ve her zaman da koruyacaktır.
Son düzenleyen Safi; 22 Nisan 2016 22:12
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ULUSAL EGEMENLİK NEDİR ?
Ulusal egemenlik, hakimiyetin kayıtsız şartsız Türk Milleti'ne ait olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve milli kahraman Mustafa Kemal, ulusal egemenliği, bir vatan üzerinde yaşayan bir halkın bütün kararlarını kendisinin verebilmesi, yönetimini demokratik seçimlerle gelen siyasal partilerin oluşturduğu TBMM aracılığıyla kullanması gerektiğini söylemiştir.

Bu yönetim ilkesi aynı zamanda üç ilkeyi kapsar:

1. Emperyalistlere ve mandacılara karşı bağımsızlık.
2. Padişah ve halifeye karşı bağımsızlık.
3. İktisadi bağımsızlık.(İzmir İktisat Kongresi, Mustafa Kemal'in konuşması)

Cumhuriyetin kurucusu;
1.Askeri
2.Siyasal
3.İktisadi
bağımsızlığı ulusal egemenliğin ayrılmaz üç kavramı olarak belirtir. (Nutuk)

TBMM'NİN AÇILIŞI

23 Nisan 1920 aynı zamanda TBMM'nin açılış tarihidir...
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihi ön görüşmelerde 22 Nisan 1920 olarak kararlaştırılır. Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Atatürk bu tarihin, 23 Nisan 1920 Cuma gününe alınması ile ilgili aşağıdaki telgrafı yayınlar.

Telgraf :

Çok İvedi
- Allah’ın lütfuyla Nisan’ın 23’ncü Cuma günü, Cuma Namazı’ndan sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır. Vatanın istiklali, yüce hilafet ve saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü Cuma’ya rastlatmakla, o günün kutsallığından yararlanılacak ve bütün sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Veli Camii Şerifi’nde Cuma namazı kılınarak Kur’an’ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır. Namazdan sonra Sakal-ı Şerif ve Sancak-ı Şerif alınarak Meclis’in toplanacağı yere gidilecektir. Meclis’e girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde Camii Şerif’ten başlayarak Meclis binasına kadar Kolordu Komutanlığı’nca askeri birliklerle özel tören düzeni alınacaktır.

- Açılış gününün kutsallığını belirtmek için bugünden başlayarak vilayet merkezinde Vali Beyefendi’nin düzenleyeceği şekilde hatim indirilmeye ve Buhari Şerif okunmaya başlanacak ve hatm-i Şerif’in son kısımları uğur getirsin diye Cuma günü namazdan sonra Meclis’in toplanacağı yerin önünde tamamlanacaktır.

- Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde bugünden itibaren aynı şekilde Hatm-i Şerifler indirilmesine ve Buhari Şerif okunmasına başlanarak Cuma günü ezandan önce minarelerde sala verilecek, hutbe okunurken halifemiz, padişahımız, efendimiz hazretlerinin mübarek adları anılırken, padişah efendimizin yüce varlıklarının şanlı ülkesinin ve bütün tebaasının bir an önce kurtulmaları ve saadete kavuşmaları için ayrıca dua okunacak ve Cuma namazının kılınmasından sonra da hatim tamamlanarak yüce hilafet ve saltanat makamı ile bütün vatan topraklarının kurtuluşu için girişilen milli mücadelenin önemini ve kutsallığını, milletin her bir ferdinin kendi vekillerinden meydana gelmiş olan bu Büyük Millet Meclisi’nin vereceği vatani görevleri yapmaya mecbur olduğunu anlatan vaazlar verilecektir. Daha sonra halife ve padişahımızın din ve devletimizin vatan ve milletimizin kurtuluşu, selameti ve istiklali için dua edilecektir. Bu dini ve vatani merasim yapıldıktan ve camilerden çıkıldıktan sonra, Osmanlı vilayetlerinin her tarafından hükümet konağına gelinerek Meclis’in açılmasından dolayı resmi tebrikler yapılacaktır. Her hafta Cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-i Şerif okunacaktır. (Atatürk’ün Bütün Eserleri C.7, S.344,345)
Mustafa Kemal-21 Nisan 1920

DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI
Kiminin saçı siyah,
Kiminin saçı sarı...
Ankara'da buluştu,
Dünyanın çocukları.

Her Yirmi Üç Nisan'da
Tekrarlanır bu olay.
Buluşma nedenini,
Açıklamak çok kolay.

Bu kocaman dünyada
Ülke sayısı çoktur.
Oysa ki hiç birinin
Çocuk Bayramı yoktur.

Dünyanın çocukları
Yurdumuza koşuyor,
Her Yirmi Üç Nisan'da
Cıvıldaşıp coşuyor.

Türkiye konuklarla,
Kalpler sevgiyle dolsun.
Dünya Çocuk Bayramı
Herkese mutlu olsun!

Altan ÖZYÜREK
__________________
Yazık ki akşam oldu biz yine yalnız kaldık
Bir kıyısı görünmez denize daldık
Bir gemiye binmişiz bulanık bir gecede
ALLAH'ın denizinde ALLAH'tan uzak kaldık...Mevlana

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem,
Gelenin keyfi için geçmişe asla sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım,
Boğamazsam hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum.
Mehmet Akif Ersoy
Son düzenleyen Safi; 22 Nisan 2016 22:21
HayaLPeresT - avatarı
HayaLPeresT
VIP VIP Üye
15 Ocak 2013       Mesaj #5
HayaLPeresT - avatarı
VIP VIP Üye
Egemenlik nedir
Egemenlik ya da hâkimiyet, bir devletin ülkesi ve uyrukları üzerindeki yetkilerinin tümünü ifade eder. Bir başka deyimle egemenlik, devleti başka tüzel kişiliklerden ve örgütlenme biçimlerinden örneğin şirketlerden, derneklerden, kulüplerden, çetelerden, din ve mezhep birliklerinden, feodal bağlılık ve yönetim birimlerinden ayıran özelliktir. Egemen olmayan devlet olmaz; kaynağını Devlet’ten almayan egemenlik de olmaz.

1935 yılı dolayında Türkçe karşılığı olarak egemenlik kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” (Eski dilde: “Hakimiyet bila kayd ü şart milletindir.”)

Günümüz Türkçesinde egemenlik, anlam genişlemesiyle, her türlü iktidar ve güç anlamında kullanılmaktadır. (Örnek: X ilinde falan partisi egemendir; Ali Ayşe üzerinde egemenlik kurdu.) Bu maddede, egemenliğin, sadece siyasi teori ve devletler hukukundaki özgün anlamı ele alınacaktır.
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
1 Mayıs 2014       Mesaj #6
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Egemenlik
MsXLabs.org & TDK

1. isim Egemen olma durumu.
2. Milletin ve onun tüzel kişiliği olan devletin yetkilerinin hepsi, hükümranlık, hâkimiyet.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." - Anayasa
theMira
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
3 Mayıs 2014       Mesaj #7
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi
Egemenlik Nedir?
MsXLabs.org

Egemenlik ya da hâkimiyet, bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir. Bu güç siyasi erkin dayattığı yasallaşmış bir üst iradeyi ifade etmektedir.

Egemenlik aynı zamanda bir devletin ülkesi ve uyrukları üzerindeki yetkilerinin tümünü ifade eder. Bir başka deyimle egemenlik, devleti başka tüzel kişiliklerden ve örgütlenme biçimlerinden—örneğin şirketlerden, derneklerden, kulüplerden, çetelerden, din ve mezhep birliklerinden, feodal bağlılık ve yönetim birimlerinden—ayıran özelliktir. Egemen olmayan devlet olmaz; kaynağını Devlet'ten almayan egemenlik de olmaz.

Kaynak:
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Nisan 2015       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ULUSAL EGEMENLİK VE ULUSAL BAĞIMSIZLIK:
  • Ulus, millet demektir. Egemenlik ise devlet yönetme gücüdür. Bir devletin yasama, yürütme ve yargı güçleri ile silahlı güçlerinin tümüdür. Egemenlik tüm bu güçleri kullanabilme, emretme ve emirlerini yerine getirebilme gücüdür. Egemenlik, bir milletin geleceği ile ilgili son sözü söyleme ve son kararı verebilme yetkisi ve gücüdür.
  • Ulusal Egemenlik ise devlet yönetme gücünün millete(ulusa) ait olmasıdır. Devleti yönetme yetkisine sahip olanların(devlet yöneticilerinin), bu yetkiyi ulustan almalarıdır. Devleti yönetecek kişilerin, millet tarafından seçilmesi demektir.
  • Ulusal bağımsızlık; başka devletlerin sömürgesi olmamak, hür yaşamak demektir.

BAĞIMSIZLIK SEMBOLLERİMİZ:
Bir ülkenin özgür ve bağımsız olduğunu gösteren çeşitli semboller vardır. Bu semboller değerlidir. Devletler için çok önemlidir. Özgür bir şekilde yaşamımızı sürdürebilmek için onları korumalı ve saygı göstermeliyiz.

Devletimizin bağımsızlık sembolleri şunlardır:

Bayrağımız, İstiklal Marşımız, Atatürk ve Anıtkabir, Dilimiz, Cumhurbaşkanlığı Forsu, Başkentimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Lirası (Paramız) Anayasamız, Milli Takımlarımız, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız

Bayrağımız:
Ülkemizin en önemli bağımsızlık sembolüdür. Rengini vatan için can veren şehitlerimizin kanından alan bayrağımız bizim için çok kutsaldır. Bayrağımızdaki ay bağımsızlığın, yıldız da şehitlerimizin simgesidir. Bayrağımızdaki kırmızı renk eski Türk geleneklerine göre hâkimiyeti anlatır. Beyaz renk güç, ululuk ve adaletin yanında temizliği de ifade eder. Bayrağımızın resmi şekli 29 Mayıs 1936 yılında çıkarılan "Bayrak Kanunu" ile belirlenmiştir.

İstiklâl Marşımız:
İstiklal Marşımız da bayrağımız gibi ulusal egemenlik sembollerindedir. İstiklal Marşı'mızın yazarı Mehmet Akif ERSOY'dur. Marşı'mız TBMM tarafından 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilmiştir. Törenlerde söylediğimiz şekliyle 1930 yılında Osman Zeki ÜNGÖR tarafından bestelenmiştir. Bayrağa ve İstiklal Marşı'na saygı her Türk'ün milli görevidir.

Atatürk ve Anıtkabir:
Türk milletinin bağımsız ve egemen bir ulus olmasında en büyük pay Atatürk' ündür. Bu nedenle Atatürk ve anıtkabir bağımsızlık sembollerimizdendir.

Cumhurbaşkanlığı Forsu:

  • Ülkemizin birliğini temsil eden cumhurbaşkanlığı forsu da ulusal egemenlik sembollerimizdendir.
  • Cumhurbaşkanlığı Forsu; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın ikametgâhında, ziyareti süresince bulunduğu yerde, bayrak direğine çekilir, gece ve gündüz çekili kalır.
  • Cumhurbaşkanlığı Forsundaki 16 yıldız; Türklerin tarihte kurduğu devletleri temsil eder.
Başkentimiz:
  • Bağımsız her ülkenin bir başkenti vardır. Türkiye'nin başkenti Ankara'dır.
  • "Ankara'nın Başkent İlan Edilmesi" ile İlgili Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi: Milli Mücadele sırasında 23 Nisan 1920'de açılan TBMM, ülkemiz için ulusal egemenlik sembolümüzdür.
Paramız (Türk Lirası):
  • Ülkelerin bağımsızlık sembollerinden biri de paradır. Paralarda bir takım semboller ve kültürel öğeler bulunur. Paralar bu özellikleriyle ulusal egemenlik sembolü kabul edilir.
  • Ülkemizin para birimi Türk Lirasıdır.
Dilimiz:
Bağımsız olan her ülke yazışmalarını belli bir dil ile yapar. Ülkemizde resmi dil Türkçe'dir. Bu nedenle Türkçemiz de egemenlik sembollerimizdendir.

Anayasamız:
Uluslar kendi değerlerini barındıran anayasalar yaparlar. Anayasa, milletin ideal yaşam tarzını yansıtır. Bu yönüyle de anayasa bağımsızlığı simgeler. T.C Anayasası milletimizin egemenlik sembollerimizdendir.

Milli Takımlarımız:
Ülkemizin dünya devletleri karşısında temsil eden milli takımlarımız da egemenlik ve bağımsızlık sembollerimizdendir.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız:
TBMM'nin açıldığı gün olması ve millet egemenliğinin gerçekleşmesi yolunda atılmış en önemli gün olduğu için ulusal egemenlik sembollerimizdendir.
Son düzenleyen Safi; 22 Nisan 2016 22:15
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Nisan 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Egemenliğin Tanımı
Devletin sahip olduğu kuvvet ifade ederken, bu kuvveti kendine özgü diye niteliyoruz. Gerçekten de, devleti oluşturan milletin üzerinde etkisini sürdüren kuvvet, kişi olarak hiç kimse tarafından verilmiş değildir. O, bir siyasi nüfuzdur ki devlet kavramının özünde vardır ve devlet onu halk üzerinde uygulamak ve milleti dışa ve diğer milletlere karşı savunmak yetkisine sahiptir. Bu siyasi nüfuz ve kudrete “İrade veya Egemenlik” denir.
Egemenlik hiçbir anlam, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve yönde ortaklık kabul etmez.
Anayasa’nın özellikle bazı maddelerinin bilinmesi gerekmektedir. Örneğin birinci madde incelendiğinde; madde, iki hususu kapsamaktadır:
  • “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
  • “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve milletin kalacaktır.”
Egemenliğin Özellikleri
Devlette egemenliğin varoluşu iki temel mesele doğurur:
1. Egemenlik neden ibarettir? Egemenlikte ne vardır? Hudutları nedir? Egemenliğe dayanılarak hangi fiiller hukuken yapılabilir?
Bu, devletin egemenliği meselesidir.

DEVAMI Milli Bayramlar - 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Nisan 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
egemenlik ingilizcesi
  • sovereignty, dominance, preeminence.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

22 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
22 Nisan 2016 / By_Dark Cevaplanmış
22 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
17 Nisan 2014 / Misafir Soru-Cevap