Arama

Anlayana - Sayfa 3

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 574.963 Cevap: 3.995
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2005       Mesaj #21
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karşımdasın. Elimi uzatıp dokunabiliyorum sana. Ne büyük mutluluk bu... Gördüğüm en güzel şeysin. Senden öte tanımladığım başka hiçbir şey yok. Her şey senin adınla anılıyor benim dünyamda. Bütün çiçekler sen, bütün yıldızlar sen... Bir sanat eserisin, bakmaya doyamadığım. Tanrının bana armağanısın ve artıyor her geçen gün sana olan hayranlığım. Yüzünde kuşlar, gözlerinde hayatın ta kendisi var. Öyle gerçeksin ki...

Sponsorlu Bağlantılar
Gözümü acıyorum sen, kapıyorum sen... Hiç bitmeyen serüven... Günümün en keyifli anı, uykumun en tatlı rüyası... Seni soluyorum, havadasın. Seni kokluyorum, doğadasın. Hele şimdi sonbaharsın. Ya da sonsuz bahar. Seni yaşıyorum, canımdasın. Canımsın... Sarılsam sana, bin yıl geçse, bir an bile ayrılmasak... Ten tene, yürek yüreğe sonsuz baharın en aşk dolu iki yaprağı olsak... Ağaç ağaç gezip yeşersek, açsak. Yere düşsek, kalksak... Seni bilsem, bir tek seni. Seni görsem, bir tek seni... Sesin sarhoş etse beni... Öyle içimdesin ki...

Bir saniye iste benden sensiz geçirdiğim, veremem. Sensiz geçecekse geçmesin zaman, istemem. Seninle yeniden doğdum, yeniden doğuşun kanıtıyım ben. Senden önce geçen zamanı, sana ulaşmak için yürüyerek geçirmişim, kimmişim bilememişim. Şimdi başımı çevirip geriye bakmıyorum bile. O yol yüründü ve bitti, artık seninle yürünecek bambaşka bir yol var önümde. Yorgunluk nedir bilmeyeceğim, hiç şikayet etmeyeceğim ve bir tek adımda bile tökezlemeyeceğim uzun, aşk dolu bir yol... Öyle aklımdasın ki...

Ah, sensiz kalmıyor muyum bazen yıkasım geliyor gördüğüm bütün duvarları. Ardında seni bulurum sanıyorum. Ne ayrı koyduysa bizi, zaman ya da yollar, bir kalemde silesim geliyor. Sana dokunmamı engelleyen ne varsa, bir kadehi yere çarpıp tuzla buz eder gibi parçalamak istiyorum. İsyanım taşıyor, kendi öfkemden korkuyorum. Ve kavuşmak... Bunu düşünmek içimde kırılmış bütün aynaları tamir ediyor. Mavi bir yağmur başlıyor, ıslanıyorum. Maviye boyanıyorum. Öyle özlüyorum ki...

Sen ol, hep ol, benimle ol, bende ol... Sendeyim ben, yüreğimi koydum yüreğinin üzerine. Aşk bu, başka isim arama. Hem de en koyu, en deli, en tutkulu... Öğreneceğim çok şey var sana dair. Bilmediğim çok şey var. Ama bir şeyi öyle iyi biliyorum ki... Seni öyle çok seviyorum ki...
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2005       Mesaj #22
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Evet anlamlı olmalıydı her geçen günün bize kalan hatıraları. Yanyana gelmeyi çok isteyen iki yürektik seninle. Kimler bıçaklamadı ki sevdamızı yüreğimizin tam orta yerinden. Yüreksiz kimlikleriyle. Kıskançlığı bu dünyanın hangi bilinmez çöplüğüne atmalı,hangi tutulmaz buluta asmalı bilmem. Bu kadar mı kıskanır insan yürekten sevdiğini. Sevdiği için bu kadar mı uykusuz kalır gecelerce.

Sponsorlu Bağlantılar
Evet hepsi bu kadar değildi elbet. Daha fazlasıydı aşk zamanın kırık yelkovanları arasında. Yüreği elinde bir çocuktu ruhum sana. Kırmızı güllerin anlamını sende bulan. Ve her gelen gecenin sabahında fırtınalı denizlerine fırlatılan.

Şimdi dar bir koridoru tırnaklıyor düşlerim. Bir başında ben,diğer ucunda sen varsın. Ben hep buradayım,sen hep oradasın. Bu rüzgarı bir köşesinde oturduğun odamın kırılmış penceresinden çekiyorum saçlarına. Dayanamıyorum. Cam kırıkları içinde sana şiirler okuyorum. Gri renkli akşamlara dek sana yağmurdan kaçanlara inat ıslanıyorum.

Yolları hep ağzına aldığında mutlaka bir gidişin hüznünü yaşıyorum. Boşluğumda karanlık zamanların isyanı patlıyor. Ben zambak vadisinden hayatımda geçmedim. Ne var ne yok bütün bildiğim,yüreğimin gül bahçelerinde ayakizlerin tozlanıyor.

İyi bir ölüm olmalı bu uzaklık, hani şöyle ulaşılamadıkça sonsuza dek acılar çektirecek cinsten.Kitaplar arasına dalıpta aşklarını çaldığım şairler pazarında, eşine benzerine rastlanmayacak türden.

Daha çok senin olacağım dediğim saatler parçalanıyor içimde. Hani ellerimden tutupta, tırnaklanmadık bir yerinde bu aşkın, hiç mevsim kaldırmayacakmış gibi suskunluğuna düşen yalnızlık sevişmelerine bırakıyor beni sendeki aşkım.

Kimse duymasın, kimse bilmesin oldumu diyen dudaklarımızın dişlerimiz arasında gidip gelen sıcaklığı gibi.Gözlerin üzerine göz kapaklarımın kapanması ve fırtınaya yakalanmış geminin kamarasında aşkın günlüğünü yeniden yazar gibi.

Herşey akıp gidermiş,bildikçe sahnedeki oyunun sonunu,herşey bitermiş öylemi.?

Aklıma takılan her suskunlukta,uzaklara gitmeliyiz seninle. Bilinmeyen uzaklara. Geniş kanatlı kuşların şeffaf bakışlarından tutunarak bulutlara. Uzaklara gitmeliyiz seninle,çok uzaklara.

Ve kalmalıyız sen bir yerde,ben bir yerde. Unutulan bir doğum günü ertesinde. Ne anlatsa yürek, nasıl yalvarsa diye düşünmenin acizliğinde. Anlıyorum, yere bastığımı düşündürdüğün gün, gözlerinin yokuşuna sürülen bir bekleyiş benimkisi. Unutmak iş değil elbet, jöleli saçlarının masalara düşen gölgesinde duruyorum.
Mum ışığında kırmızı oluyorum. Affetmeyeceğini biliyorum.

Ve iç çekiyorum nedense dönüp yüzümü kendime.Aynaları kırıyorum yüzümden öte geçmesin diye kimse.Görmesin,görünmesin kendi gözlerim kendine diye.
Denizlerinin yosun kokusuna sarınan sahillerinin yalnızlığına bırakıyorum ellerinden kendimi.Yağmur başlıyor uzakları infaz edecekken.Sen geliyorsun, ayaklarımın altında yapraklar öpüşüyor, dudaklarıma kumlar yapışıyor ,oysa sen olman gerekirdi kumların yerine.Sen öpmeliydin beni yağmurların şerefine.
Bunu sende biliyorsun.

Bana aşk'a ait ne varsa okutuyor geceler. Gözlerimi ağrıtan bir ekranın arkasına saklanıyorum senden. Keman çalıyorum,kitap okuyorum,şiirler yazıyorum sana. Dedim ya,krallar vadisi burası,ben ancak kralları öldürüyorum. Beni görebildiğin kadar yaşıyorsun biliyorum. Beni göremediğin kadar seviyorsun. Ağlamak yok değilmi şimdi,ve çekip gitmek satır aralarında zamanı eriten bir dünyanın,elde kalan yokluğuna.

Yaşanılan günleri unutmak kolay mı sanırsın. Bunu bana değil kendi yüreğine sor.
Hüznün kabaran dalgaları ile boğuşmak ve denizfeneri sevişmelerinde gemilere ıslık çalmak kadar,taş duvarlara yaslanıp yalnızlık olmak. Benim gibi yazgıyı parçalayıp ruhunda yalnızlık kalırsın.Herşeye rağmen herşey güzel,anlıyorum,
Bu uzaklık beni öldürecek biliyorum.
Sende biliyormusun.?
Biliyorsan yüreğime,
Sadece üç kez dokun
Msn Angel
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2005       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
"Tüm hakları yalnızlığıma aittir."

Bırakıyorum benliğimi gecelere.Olmak istemezcesine nefes alıyor,ruhum. Bağırıyorum sesimi ben bile duymuyorum.Bir yerden tutmak istiyorum, bir yerde hissetmek, bir yerde tatmak istiyorum sevigiyi....

Dur diyorum zamana akmasın göz yaşlarım.Hayallerim dökük , kalbim kırık.İstemiyorum gelmek ta ki gidene kadar.Benliğimde yaşamak seninle sonsuzluğa...

Kalem tükenmesin kağıt bitmesin,Uyku görmesin gözlerim Sevgi görmesin yüreğim.Konuşamasın çatlamış dudaklarım.Dökülmesin yere göz yaşlarım....
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Blue Blood; 29 Kasım 2005 16:30
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2005       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ünlü bir şarkıcı olup, herkesin beni dinlemesini değil,taşlı bir kıyıda, ateşin önünde, fısıldamak istiyorum şarkımı sana makamlı makamsız..
Lüks lokantalar, vitrinde yemek gibi geliyor bana.İnan arabesk değil, yarim ekmek kaşar üstü kola paylaşmak
istiyorum seninle...
Tüm kitapları okuyup, yazarlarıyla tartışmak değil, Gece yatağımızda sarmaş dolaş, okuyup tartışmak bir kitabı. Senin fikirlerinle benimkilerle yoğurmak, benimkilerle seninkileri...
Bir sır vereyim sana, insanlar bilmiyorlar ama; ruh sevişir bedenden önce.
Geceler bizim.Ne su yatağı, ne mobilya, yatak odasında aşk ...
Yer yatağı sıcak gelir hep bana, ve çiçek, aldırma odayı oksijensiz bırakır çiçek diyenlere.
Onlarca yastık istiyorum aşk, yatak odamıza rengarenk, aldırma zevksiz olur diyenlere, Zevkli, içten duygu anlatımıysa, herhangi bir konuda; zevksiz bir şey yapamayız...
O kadar yoğunki duygularım sana....
Ne lüks villalar istiyorum onlarca odalı, ne dev malikane, ne yalı Duvarı olsun yeter metrekaresi önemli değil...
Bak bir sır daha sana, Eşlerin mutluluklarını, huzursuzluklarını, karakterlerini,geçmişlerini bir evin duvarı anlatır.
Bomboşsa duvarlar, ruh yoktur ikisinde de... Sadece yetmiş seksen yıl yasayacaklardır zaten.

Bizim, fotoğraflarımız olacak en sevgili anlarımızda çekilmiş,mutlaka gülerken.
Senin bana, benim sana hediyelerimiz olacak asılan, çirkinde olsa kendi elimiz değmiş resimler, Belki alçı kalpler, belki bir senin bir benim boyalı ellerimizle kaplayacağız duvarımızı rengarenk..
En güzel aşk şiirleri sana olacak
Duvarlarımız yalan söylemeyecek, buram buram yaşam sevgisi kokacak...
İnsanlar mutsuzlar sevgili, her şeye açlar ve doyumsuzlar...
Bense, bir tek seni istiyorum, bir tek seni aşk ...
Çünkü, sen benim her şeyimsin aşk, aşkım papatyam....
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Blue Blood; 5 Aralık 2005 00:06
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
17 Aralık 2005       Mesaj #25
NihLe - avatarı
Ziyaretçi


Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmiş.

Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını...


Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya bir cennet resmi yapıp içine gir diye...


Düşler serpiştirdim gizlice, düş kurmayı unutma diye.


Bir tanede elma şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu yeniden tadabil diye...


Güneşin batışını, billur suyun sesini, kırmızıyı gelinciklerin saflığını, taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığını da sığdırdım. Ruhlarımız aç kalmasın diye...


Kutuya biraz da sevecenlik koydum, güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür.


Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve özgürlüğü sunmak için....


Bir buket sevgi, bir yudum aşk ve yarım bir elma da koymadan edemedim. Paylaşmayı anımsayalım diye..


Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim. Hemen şimdi bunu yapalım diye...


İçtenliği, umudu neşeyi, bağışlayıcılığı, özgüveni ve açık yürekliliği unutmadım, "Ben" in dışına çıkıp bize ulaşabilelim diye...


Son olarak da bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta neler yazıyor. Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin.


Yaşamak için yarın ı bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver.


Kısacası bütünüyle "İnsan" ol. Unutma (!) yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin.


Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin her şeyi dene bir gün sonsuzluğun bulutlarına oturduğunda ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek...
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Aralık 2005       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Belki bir resim çok şeyleri anlatır...Anlayana...

okyanus6rk
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
28 Aralık 2005       Mesaj #27
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
KORKMAK
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten
korkuyor Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık
görmediği için.Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği
için.Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu
için.Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten
korktuğu için.Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini
bilmediği için.Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey
vermediği için.Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı
bilmediği için.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ocak 2006       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ne sen sor dedi ne ben söyliyeyim Böyle viran hayatı sen söyle neyliyeyimSöyle kaybettim yolumu nerelere gideyim Yaşamak acı yoksa ölmesine öleyim.Evet evet ! öyle olmasına öyleyimn belki asi belkide fevriyim Seni seviyorum geçmişim! elveda geleceğim! birgün tekrar geleceğim Ey sevgili geçmişim zaten seni tek geçmişim HERZAMAN! Ne şenmiş meğer geçmşim düşünürken geleceğimden geçmişim! ben öyle bir yol ki ! seçmişim seçmişim işte affet beni geçmişim hoşcakal GELECEĞİM !

Bir gün sana de geleceğim ! Msn Thinking
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Blue Blood; 3 Ocak 2006 15:39
onLy - avatarı
onLy
Ziyaretçi
23 Ocak 2006       Mesaj #29
onLy - avatarı
Ziyaretçi
Dünyanın gözyaşı olur mu diye sorma ne olur. sen gidince tüm dünyamı gözyaşı denizlerine sürükledin. dünyada bu kadar gözyaşı olduğunu bilmezdim ve bir insanın bu kadar içten ağlayabileceğine de görsem de inanmazdım. yazık ki gittin benden ve yazık ki anlatacak kelime bile bırakmadın bana. seni anatabilecek tek şey gözyaşı ve ben tüm benliğimle iki gözümle seni anlatıyorum sen gittin gideli ve ben senin gittigin yolları izliyorum. Yapacak birşey yoktu gidişine. kafayı koymuştun gitmeyi. giderken üzülme demiştin; unutursun ama unutulmuyor yaşananlar ve sensiz yaşanmıyor. İnsan nasıl unutur yaşamayı? sen ki gözlerinin yeşilligini götürüp tüm dünyamı kurak topraklara çevirmişken nasıl unuturum seni ve nasıl becerebilirim bu yaşama devam etmeyi. sanki çıkıp geleceksin sanki şaka yaptım diyip bana sarılıvereceksin ve uyanacağım bu kabustan. yine el ele verip yürüyeceğiz güneşe. bin yıl geçti bu yürek bekler bu şakanın biteceği günü ve bekler seni bir garip gittiğin köşe başında. yazık ki gidenler dönmüyor yazık ki elimden beklemekten başka birşey gelmiyor….
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ocak 2006       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çıkmaz sokaklardayım. yol bulamıyorum
her gece dikenli yatakta yatakta uyumak
rüyalaramı kalacaktı, seni görmek
dikenüstünde yatmak , bilirmisin
yürürken gölgenle yürümek
hayalinle konuşmak
beni hiç bilemedinki
zaten sen ne bilirsinki !!!
ne anlarsın halimden
ben sansa degil.gözlerindeki kendime aşıgım
ben sana degil gülüşüne aşıgım
ben sana degil. bendeki sana aşıgım
ben sana degil, gözlerindeki yaşa aşıgım
İçimi yakan sana aşıgım
zaman su dökmedi , kor oldu yaktı
zaman da senden yana çıktı
degermiydi, hiç düşündünmü!!!
birde benim gözümle. kendini hiç gördünmü !!