Arama

İnovasyon (Yenilikçilik) Nedir?

Güncelleme: 3 Aralık 2016 Gösterim: 43.621 Cevap: 4
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #1
NihLe - avatarı
Ziyaretçi

İnovasyon Sözcüğü

Ad:  İnovasyon1.jpg
Gösterim: 3355
Boyut:  51.6 KB

İnovasyon, Latince bir sözcük olan "innovatus"tan türemiştir. "Toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması" anlamındadır. Webster, inovasyonu "yeni ve farklı bir sonuç" olarak tanımlar. Türkçe'de "yenilik", "yenileme" gibi sözcüklerle karşılanmaya çalışılsa da, anlamı tek bir sözcükle ifade edilemeyecek kadar geniştir. Diğer yandan "yenilik" ve "yenileme" "inovasyon" sözcüğü ile ifade edilemeye çalışılan kavramın dışında da çağrışımlara yolaçmaktadır. Bu nedenle, "inovasyon"un teknik bir sözcük olarak kabul edilip, tıpkı "teknoloji" sözcüğünde olduğu gibi dilimize oturtulmasında yarar var.
Sponsorlu Bağlantılar

İnovasyonun Tanımı


Günümüzün hızla değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek için şirketlerimizin ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekmektedir. Bu değiştirme ve yenileme işlemi "inovasyon" olarak adlandırılır.

İnovasyon, yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirmek ve bunu ticari gelir elde edecek hale getirmek için yürütülen tüm süreçleri kapsar. Yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirme, yeni düşüncelerden doğar. İnovasyon sürekliliği olan bir faaliyettir. Bu nedenle, ortaya atılan, geliştirilerek işler hale getirilen ve sonuçta firmaya rekabet gücü kazandıracak şekilde pazarlanan bu fikirlerin ve sonuçlarının tekrar tekrar değerlendirilmesi ve yeni getiriler için yaygınlaştırılarak kulanılması gerekir. Bu sayede doğacak yeni fikirlerse yeni inovasyon faaliyetlerini doğurur.

İnovasyon, ya radikal fikirler sonucu daha önce denenmemiş ve geliştirilmiş ürün veya üretim yöntemlerinin ortaya çıkarıldığı büyük atılımlarla oluşur (radikal inovasyon), ya da adım adım yapılan, bir dizi geliştirme ve iyileştirme faaliyetini içeren çalışmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkar (artımsal inovasyon).

Araştırma-geliştirme (Ar-Ge), inovasyon için gereken en önemli faaliyetlerden biridir. Ancak girişimsel inovasyon yoksa, diğer bir deyişle Ar-Ge'yi yapanların girişimcilik niteliği yoksa, değer yaratılamaz; Ar-Ge sonuçları inovasyona dönüştürülemez. Dolayısıyla, teknoloji-tabanlı firmalar dışında kalan tüm firmalarda yürütülen inovasyon çalışmaları sadece "teknolojik inovasyon"u değil, "organizasyonel inovasyon" ve "sunumsal inovasyon"u da kapsar. Kaldı ki, teknoloji tabanlı firmalarda her ne kadar ağırlık teknolojik inovasyona veriliyorsa da, organizasyonel ve sunumsal inovasyona yeterli kaynak ayrılmadan başarılı olunması beklenemez.

Teknolojik İnovasyon
Teknolojik inovasyon, teknolojik ürün ve süreç inovasyonunu kapsar. Burada ürün, hem fiziksel bir ürünü hem de hizmeti ifade etmektedir. Teknolojik olarak yeni bir ürünün veya sürecin geliştirilmesinin yanısıra, mevcut ürün ve süreçlerde önemli teknolojik değişikliklerin yapılması da bu kapsamda değerlendirilir. Ürünün pazara sunulması ve sürecin üretimde kullanılması ile inovasyon gerçekleştirilmiş olur. Teknolojik ürün inovasyonu, tüketiciye yeni veya iyileştirilmiş hizmetler sunmak amacıyla performans özellikleri artırılmış bir ürünün geliştirmesini/ticarileştirilmesini ifade eder. Teknolojik süreç inovasyonunda ise, yeni veya önemli ölçüde gelişmiş bir üretim ya da dağıtım yönteminin uygulanması söz konusudur.

Organizasyonel inovasyon
Yeni çalışma ve iş yapış yöntemlerinin geliştirilmesi ve/veya uyarlanarak kullanılması ile bir firmanın rekabet gücünün yükseltilmesini ifade eder.

Sunumsal inovasyon
Yeni tasarımların ve pazarlama yöntemlerinin geliştirilmesi ve/veya uyarlanarak kullanılması ile bir firmanın rekabet gücünün yükseltilmesidir.

İnovasyon icat değildir. İcatların sonuçlarından yararlanabilir ancak asıl önemli olan ekonomik getirisi olan, henüz yapılmamış, bilinmeyen birşeyleri yapmaktır. Bu nedenle de fikirler ve kavramlar önem kazanır. Elektrikli süpürge J. Murray Spengler tarafından icat edilmiş olsa da ticarileştirilmesini ve satışını W. H. Hoover adlı bir deri imalatçısı gerçekleştirdi. Bunun için de Spengler adı değil, Hoover adı dünya çapında bilindi ve yayıldı.

İnovasyonun büyüklüğü yaratacağı etkinin büyük olacağı anlamına gelmez. Mevcut ürünlerde, hizmetlerde ve süreçlerde tamamlanmayı bekleyen küçük parçalar, büyük inovasyonları doğurur. Sony'ye milyarlarca dolar kazandıran küçültülmüş kulaklıklı kasetçalar (Walkman) gibi. İnovasyon için fırsatları ararken bir firmanın "Şu anda mümkün olanı daha çok değer elde eder hale nasıl getirebiliriz?", "Ne tür bir adım atarsak ekonomik sonuçlarımızda olumlu yönde değişir?", "Tüm kaynaklarımızın kapasitesini ne tür bir değişiklik artırır?" sorularına yanıt araması gerekir. Başarılı bir inovasyon, farklı düşünmek ve farkı yapmakla gerçekleşir. Einstein'ın dediği gibi "Bugün yarattığımız dünyanın problemleri, bu problemleri yaratırken düşündüğümüz şekilde düşünürsek çözülemezler."

Ayakta kalmak ve rekabet etmek için alıcıların ürünlerimizi tercih etmelerini sağlamalıyız. Tercih edilmek için ürünlerimize eklediğimiz özellikler inovasyondur. İnovasyon, bir şirketin daha yüksek kâr marjı kazanmasına neden olsa da bunun ne kadar süreceğini tahmin etmek imkansızdır. Günümüzde gelişen teknolojinin, değişen müşteri isteklerinin, bilgiye ve teknolojiye kolaylıkla erişen rakiplerin inovasyonu taklit etme becerilerinin hızlarını düşünürseniz, tek bir inovasyonla elde edilen rekabet avantajının ne kadar kısa sürebileceğini tahmin edebilirsiniz. Bu nedenle, sürekli olarak inovasyon yapmak gerekir.

focusinnovation.net

Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:32
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #2
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
İnovasyon bilim ve teknoloji dünyasının son yıllarıda en güncel sözcüklerinden biri. Anlamını karşılayacak tam bir Türkçe sözcük olmadığı için zaman zaman “yenilenme” olarak adlandırılan, ancak bu durumda sadece eksik değil, yanlış da anlaşılabilen bir terim. İnovasyon, "yeni ve değişik birşey yapmak" anlamındaki Latince "innovare" kökünden türetilmiştir.

Sponsorlu Bağlantılar
İnovasyon “bilim ve teknolojinin ekononomik ve toplumsal yarar sağlayacak şelikde yenilenmesi” anlamına geliyor. Türkçe karşılığı olarak kullanılan “yenilenme” sözcüğü inovasyonun ancak bir kısmını tanımlayabilmekte. İnovasyon denilince, bilim ve teknolojiyi kullanırken, çıktılarında ekonomi ve topluma yönelik yarar yaratması da özellikle vurgulanıyor. Tanımlamaya bakıldığnda bilim ve teknoloji politikalarındaki kısa ve uzun vadeli hedeflerin de inovasyon ile aynı olduğu düşünülebilir. Çünkü her ikisinde de toplumsal yarar amaçlamaktadır. Peki inovasyonu diğerilerinden ayıran nedir?

İnovasyon kendi başına ayrı bir etkinlik değil. Bilim ve teknoloji etkinliğinin tüm süreçlerini kapsıyor. Ancak inovasyondan beklenen, bilim ve teknoloji etkinliğinde bir fikrin kuram, eylem ve sonuç bakımından yarara dönüşmesi ve belki de anlam bakımından çok önemli olmak üzere bu yararın pazarlanabilir, somut bir çıktı ile birlikte olması. Dolayısyla, inovasyon basit anlamlı bir yenilenme değil, yenilenmenin kuramsal aşamasından başlayark yenilik ürününü de içine alan ve pazarlanabilme niteliğini kabul eden bir süreç.


Bu kadar geniş bir kuram, eylem ve çıktı süreçlerini içine alan etkinliğin her ülkenin, her bilimsel araştırma alanının, her sanayi ünitesinin kendi özelliklerine göre oluşturması doğal bir beklenti. Yani inovasyon duruma göre, yerel ve ulusal özelikleri olan bir etkinlik. Ülkeler ulusal öncelliklerine göre kendi inovasyon stratejilerini çizmek zorunda. Bu ise pek kolay değil. İktidar, beyin gücü, üniversite, planlama, olanaklar, sanayi, teknoloji, endüstri ve piyasa gibi tüm elemanlar inovasyonun içinde yer alan parçalar. Neredeyse bir ülkenin bilim ve teknolojisinini tüm elemanlarını içine alması gereken inovasyon etkinliğinin yürüyebilmesi öncelikle toplumun her kesiminin ve iktidar erkinin olayı benimsemesi ve desteklemesi ile yürüyebiliyor.

İnovasyon Buluş mudur?
İnovasyon nasıl ki yenilenme sözcüğününü karşılayamayacağı bir anlam yükü taşıyorsa bir buluş gibi anlaşılmaması da gerekli. İnovasyonu buluştan ayıran en iyi örneklerden birisi Türk Teknoloji Vakfı tarafından verilmiştir. Aynen naklediyoruz.

“SİNGER. Evet, tahmininizin aksine, Isaac SİNGER, dikiş makinasını icat eden ve dolayısıyla adını veren kişi değildir. Dikiş makinasını 1846 yılında, Boston'lu bir mucit Elias Howe icat etti. Ama, icadını inovasyona dönüştürmeyi beceremeyen Howe, hem icat ettiği makinaya adını verme hem de bundan milyarlarca dolar kazanma şansını kaybetti. Bu işi başaran Singer, dünyanın her tarafında dikiş makinası denince akla gelen marka ve isim oldu. Singer'in bunu nasıl yaptığı da sanayicilerimiz için önemli bir ipucu: Howe'un dikiş makinası için aldığı patentten yararlanarak. İnovasyon için patentler büyük ipuçları içerir ve sürekli yeni ürün ve üretim yönetim geliştirerek rekabet gücünü korumak hedefindeki girişimcilerin kendi alanlarındaki patentleri izlemeleri ve incelemeleri büyük yarar sağlar. İcatlar ve patentler inovasyon için büyük fırsatlar içerir ama girişimciden beklenen icat yapması değil, inovasyon yapmasıdır. Çünkü ancak o zaman pazar payını ve karlılığını artırıp rekabet gücünü yükseltebilir”

Araştırmalar ve inovasyon !
Türkiye’de üniversitelerin araştırma anlayışı, ağırlıklı olarak, yükseltme ölçütlerinde kullanılmak ve sadece dosyaya koymak üzere yapılan yayıncılığa indekslidir. Sistem bunu talep etmektedir. Amaç bir araştırmayı yapıp bundan sonuçlar çıkartarak toplum yararına bir şeyler elde etmeye çok az yakındır. Bu nedenle yakın zamanlarda Science sitasyon indeksteki sıramızın 45. likten. 25 liğe inmesinin prestij dışında ne geirdiği sorulmakta ve haklı olarak somut bir yanıt istenmektedir. Kamu kaynaklarının kamuya yarar sağlamayan bir şekilde “dosya yayınlarına” harcanmasındaki toplumsal yararın ne olduğu, hala bu sistemi savunanlar tarafından tatmin edici şekilde açıklanamamaktadır. Bu durum Türkiye’nin inovasyon çabaları ile de oldukça önemli bir ters örtüşüm içindedir. Dosyaya yapılan yayın inovasyon felsefesine temelden aykırıdır. İnovasyon üzerinde çalışan TUBİTAK, TTGV gibi kuruluşlar bu nokta üzerinde mutlaka düşünmelidir.


Eğitimde inovasyon olur mu?
İnovasyonu yenilenme gibi algılayacak olursak elbet eğitimde de inovasyon olacaktır diye düşünülebilir. Ancak OECD’nin temel tanımından harek ederek, amacın, yapılan yenilenmelerin, buluşların ticari yarara dönüşmesi ve pazarlanması söz konusu olacağı için eğitimde inovasyon değil yenilenme veya reformdan bahsetmek daha doğru olacaktır. Bugun batı ülkelerinde eğitimde inovasyondan söz edilmektedir. Ancak ulusal koşullarımız düşünüldüğünde “ticari yarara dönüşmesi ve pazarlanması” şeklinde nitelenen bir eğitim yaklaşımı doğru değildir. Madem ki inovasyon ulusal özellikleri gözetmek zorunda bizim bu konudaki anlayışımız da ulusal inovasyon süreçlerimize katkıda bulunacak şekilde toplumsal yarara yönelik bir eğitim yenilenmesi, reformu olmalıdır. Eğer eğitimde inovasyon sözcüğü kullanılacaksa da kesinlikle bu anlamda kullanılmalıdır.


Eğitimde yenilenme\reform olmadan inovasyon mümkün mü?
Yaratıcılık ve özgüvene dayanmayan, yetersiz ve baskıcı eğitim sisteminde kökten değişiklik yapılmadan ulusal inovasyonun gerektirdiği beyin takımını yetiştirmek bir düş. İnovasyon yaklaşımını bu yönüyle düşündüğümüzde acaba yine ıskalamak üzeremiyiz sorusu insanın aklın takılıyor?


Biz inovasyonu yoksa başka bir şey mi zannediyoruz? Ve biz inovasyonu eğitim temeli olmayan bir yapıda kuracağımız sanarak yine çağın gerisine mi düşeceğiz?
Eğtimde yenilenmeye biraz yakın eğilelim.

Eğitimde çağdaş yaklaşımlar büyük yeniliklerle geliyor. Öğretmenin rolü eskisi gibi değil. Öğrenciden beklenen de sınıfta oturup yüklenen bilgiyi toplamaya çalışan değil.
  • Düşünen.
  • Bilgi alışverişinde bulunan.
  • Fikir üreten.
  • Yaratan.
  • Kendine güvenen.
  • Çevresiyle ilişki kurabilen.
  • Takım anlayışına yatkın.
  • Tüm enformasyon teknolojilerini kullanmaya yatkın ve bunları kullanabilecek becerilerle donatılmış.
  • Yabancı dil bilen ( ki geleceğin AB de hedef 2 yabancı dil) kişiler yaratmak.
Ulusal inovasyon planları yaparken eğitimi de yenilenme içine çekmezsek, inovasyona tepede başlamaya kalkarsak bundan 10-15 yıl sonra yine başınmızı taşlara vurmamız işten bile değil. İnovasyon çalışmalarına baktığımızda bu konuda BTYK ve TUBİTAK gibi kurumların başı çektiğini görmekteyiz. İlk bakışta elbet böyle olmalı gibi geliyor. Acaba? Peki eğitimde reform? Nerede Ulusal Eğitim Bakanlığı? Nerede yükek öğretim kurulu?
Avrupa Birliği elektronik avrupa (eAvrupa) planlarını hazırladı bile. Hedeflenen; her eve, her okula, her kuruluşa internet bağlantısı. İkinci dünya savaşında bu yana en büyük ekonomik kriz ve ikinci büyük çöküş yaşayan bir ülke insanı olarak masal gibi geliyor değil mi.?

İnovasyon çalışmalarında gerçekçi olmamız gerekiyor. Toplumsal yarara dönecek olan bir yenilenme planı ülkemiz için zorunludur. Buna karşı çıkılamaz. Ancak, ayağımızı yere sağlam basmak, ulusal gelir düzeyi topu topu 2000 dolar civarında olan yoksul bir ülke olduğumuzu unutmadan, ulusal inovasyon stratejimizde gözümüzü eğitimde reformuna doğru biraz daha fazla çevirmemiz dileğiyle.
Kadri Yamaç

Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 14:58
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
21 Ekim 2006       Mesaj #3
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Firmalar, varlıklarını sürdürmek ve rekabet güçlerini artırmak için inovasyon yapmalıdır.
Bu amaçla,

  • Maliyetlerin azaltılması,
  • Yeni ürün ve hizmetlerin gelişirilmesiyle çeşitliliğe gidilmesi,
  • Ürün ve hizmet kalitesinin artırılması şarttır.
  • Bu zorunlukluklar, inovasyon fikirlerini ortaya çıkaran unsurlardır.
  • Böylece yeni pazarlara girmek ve varolan pazar payını artırmak mümkün olabilir.
  • İnovasyon, ekonomik büyümenin, artan istihdamın ve yaşam kalitesinin anahtarıdır.
Tüm sektörlerde faaliyet gösteren her türlü firmanın tüm iş alanlarında inovasyona gereksinimi vardır. İnovasyonun, inovasyon olarak adlandırılabilmesi için "firma için yeni" olması yeterlidir. Örneğin, tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir firma, yıkandığında buruşmayan bir kumaş geliştirebilir; bir restoran bilgisayar kontrollü sipariş ve faturalama sistemine geçebilir; bir seyahat acentası on-line rezervasyon ve bilgi servisi ile müşterilerine hizmet vermeye başlayabilir; bir ürünün teslim süresini kısaltmak veya bir hizmetin sunuş kalitesini artırmak için kalite standartları uygulanmaya başlanabilir; bir imalat firması tam zamanında üretim tekniklerini kullanarak üretim sistemini yeniden yapılandırabilir.

focusinnovation.net
Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:00
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
9 Kasım 2006       Mesaj #4
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
İnovasyon,
tek aşamalı aşamalı bir faaliyet değil; aksine, tüm organizasyonu fırsatları yakalayacak ve pazar payını artıracak şekilde iç ve dış faktörlerle etkileyen sürekli faaliyettir. Bu nedenle inovasyonu teşvik eden ve yöneten bir sistem kuran firmalar ürün ve hizmetlerini daha üstün özelliklerde geliştirme, üretme ve pazarlama şansına sahiptir.


İnovasyonun anahtar kelimeleri "değişiklik" ve "yenilik" olduğuna göre, bu noktada en önemli sorun değişimi yönetebilmektir. Değişim yönetiminin ana bileşenleri ise insan, iş süreçleri ve teknolojidir. Burada başarı, inovasyon faaliyetinin firmanın kurumsal stratejisi ile bütünleşmiş olmasına bağlıdır.

İnovasyonu başarıyla yöneten firmalar liderlik ve risk alma özelliğine sahiptir. Firmada çalışan herkese en yüksek düzeyde sorumluluk verilir: Tüm düzeylerdeki çalışanlar büyük sorumluluklarla yeni roller üstlenir; birbirleriyle sınırlı ilişkileri olan gruplar yerine işbirliği için biraraya gelmiş ekipler oluşur; daha verimli ve daha etkin bir ortam yaratılır.

İnovasyonu başarıyla yönetebilmeniz için,
  • Firmanıza özel bilgi, deneyim ve bunları kullanma yeteneğinin varlığı şarttır.
  • Kurumsal stratejinizin en önemli bölümünü inovasyon stratejiniz oluşturmalıdır. Bu stratejinin amaçlarının başında firmaya özel bilginin toplanması gelmelidir.
  • İnovasyon stratejiniz, teknolojideki mevcut ve beklenen gelişmeleri, tehditleri ve pazardaki talepleri değerlendirmenizi sağlayacak şekilde hızla değişen karmaşık dış ortamla başa çıkmanızı sağlayacak biçimde şekillendirilmelidir.
  • İç yapılar ve süreçler, potansiyel olarak birbiriyle çelişen gereksinimleri dengelemelidir. Burada amacınız, teknolojik alanlar, iş fonksiyonları ve ürün grupları içinde özel bilgilerin saptanmasını ve geliştirilmesini sağlamak ve bu bilgileri teknolojik alanlar, iş fonksiyonları ve ürün gruplarında kullanmak olmalıdır.

İnovasyonda Başarı için Edinmeniz Gereken Alışkanlıklar


Yazılı bir Stratejiniz Olmalı


"Strateji" askeri bir terimdir. Savaşı kazanmak için izlenmesi gereken yolu, taktikler bütününü tanımlar. Bir şirketin de varolabilmek ve büyüyebilmek için pazarda süregelen kıyasıya rekabet savaşını kazanması gerekir. Bunun için sahip olunması gereken en önemli silah iyi hazırlanmış, özümsenmiş ve başarıyla uygulanan bir stratejidir. Sadece inovasyonda değil, işinizin her alanında başarılı olmanız için stratejik düşünüp hareket etmelisiniz. Kurumsal stratejiniz, şirketinizin sürdürülebilir rekabet avantajının kaynağının ne olduğu, bu rekabet avantajını koruyabilmek için pazarda nasıl konumlanmanız gerektiği ve stratejik önceliklerinizin neler olduğu sorularına cevap vermelidir.

Şirketinizin stratejisi, müşterilerinizin gereksinimlerini rakiplerinizden daha iyi karşılamanız için belirlediğiniz taktiklerden oluşan bir kılavuzdur. Bu kılavuz, şirketin sahibi ve üst düzey yöneticileri tarafından, diğer yönetici ve çalışanların da görüşleri alınarak hazırlanmalıdır. Daha sonra şirket içinde özümsenen stratejinin tüm çalışanlarca uygulanması, uygulamanın da üst yönetimin denetiminde olması gerekir.

İnovasyon Stratejisi


Bir firmada inovasyon faaliyetlerinin başarısı, inovasyon stratejisinin firmanın kurumsal stratejisi ile bütünleşmiş olmasına bağlıdır.
İnovasyon stratejinizi geliştirebilmek için
  • Şirketinizde çalışanların ihitiyaç ve beklentilerini anlamanız,
  • İş yaptığınız pazarı tanımanız,
  • Paydaşlarınızın kimler olduğunu ve beklentilerinin neler olduğunu bilmeniz,
  • Pazarın, paydaşlarınızın ve çalışanlarınızın ihtiyaçlarını bir vizyon etrafında birleştirmeniz,
  • Bu vizyonun, herkes tarafından "paylaşılan" bir vizyon olmasını sağlamanız,
  • Şirketinizin hedeflerini, misyonunu ve stratejik planını hazırlamanız gerekir.
Daha sonra vizyon, misyon ve hedeflerinizde ifade edilen ihtiyaçlar doğrultusunda inovasyon fırsatlarını yorumlayarak inovasyon stratejinizi oluşturmalısınız. İnovasyon stratejinizi hazırlarken daima pazarın ve müşterilerinizin talep ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalısınız. Stratejinizde inovasyonu tanımlarken kesinlikle yeni ürün ve hizmet geliştirmeyle sınırlamayın. Yeni ve iyileştirilmiş süreçler ve yöntemler de rekabet avantajı kazanmanız için stratejinizde ön plana çıkmalı. Yine unutmamanız gereken, inovasyon stratejinizle geliştireceğiniz sistem, sadece varolan problemlerin çözümüne imkan sağlamakla kalmamalı. Her inovasyon faaliyeti, yeni inovasyon faaliyetlerini ortaya çıkarmalı.

İnovasyon stratejiniz, "farklılaşmanızı" sağlayacak hamleleri tanımlamalıdır. Bu hamleleri yapabilmek için gereken eylemler de stratejinizde açıkça anlatılmalıdır. Şirketinizin tüm birimleri inovasyon stratejisinin uygulanmasından sorumludur. Bu nedenle, stratejinizin ilgili birimler arasında sinerji yaratmayı hedefleyerek tasarlanması büyük önem taşır. Diğer önemli bir nokta ise, inovasyon stratejiniz, inovasyonda yatırım önceliklerinizin belirlenmesini sağlar. Şirketinizin kısıtlı kaynaklarının ne tür inovasyon faaliyetleri için nasıl kanalize edileceğini belirleyen araç bu strateji olmalıdır.

İnovasyon stratejisi, rekabet savaşında bir saldırı kararı gibidir. Her hamle yeni bir inovasyon faaliyeti için bir fırsat doğurur. Bu nedenle, inovasyon stratejinizin pazardaki, organizasyonel yetenek ve yetkinliklerinizdeki, iş hedefleriniz ve ihtiyaçlarınızdaki değişime bağlı olarak değişmesi, yaşayan bir doküman olması gerekir.
Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:01
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
30 Kasım 2007       Mesaj #5
NihLe - avatarı
Ziyaretçi

İnovasyon için "özgüven" şart!


İnovasyon, yeni ve değişik birşey yapmak, faydalı bir yeniliği yaratmak demektir. “İnovasyon” adlı yeni kitabında Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu, inovasyonun her alanda gerektiğini, bunun için de iş dünyasının özgüvene ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Kavrakoğlu, “Küresel rekabetin hakim olduğu iş dünyasında “alelade olanı herkes yapıyor, yeni bir şey eklemek gerek” diyor.

İnovasyonu siz nasıl tanımlıyorsunuz?


Faydalı bir yeniliği yaratmak diye özetleyebilirim. Bu faydalı yenilik her alanda olabilir. Son dönemde daha çok ticari alanda ve şirketlerde inovasyon gündeme geliyor. İnovasyonun bir boyutu yaratıcılıkla ilgili yeni birşey ortaya koyabilmesi; ikinci bir boyutu da ticari bir faydaya dönüşmesi, kazanca yol açmasına yada yeni bir iş kolunu yaratması.

Neden son dönemde inovasyon bu kadar gündemde?


Yarım yüzyıl geriye gidersek eğer, İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan eksiklik olağanüstü kısa bir sürede kapandı. 20 yıl içinde üretim tesisleri hızla gelişti, Asya büyük bir atılım yaptı. Önceleri ucuz mallar piyasaya sürüldü. Başta Japonya olmak üzere Çin, Kore, Tayvan’dan bol miktarda mal geldi. Derken 80’li yıllarda kalite akımı oldu, yine Uzak Doğu’dan kaynaklandı. Kaliteli mallar piyasaya çıkmaya başladı, bunun etkileri elektronik, otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlerde hızla görüldü. Bu yöntemleri iletişim ve küreselleşme sayesinde tüm dünya öğrendi. Öyle oldu ki artık her ülkede her mal bulunur oldu. Muazzam bir kapasite fazlası ortaya çıktı, yoğun bir rekabet başladı. Artık herkes kapasitesini kazanca dönüştürmek için çılgınca her sektöre, her müşteri kesimine saldırıyor. Bir diş macunu firması düşünün, pazar payını arttırmak için 30 çeşit diş macunu çıkarıyor. Muazzam bir çeşit patlaması yaşanıyor, bu da yanında maliyetleri getiriyor. Bir taraftan şirketler çok iyi para kazanırken diğer taraftan çok sayıda şirket iflas eder oldu. Günümüzün realitesi vahşi bir rekabet. Bu her alana taşındı, her sektör küreselleşti. Böyle olunca da bir marifet, hüner, yani inovasyon gerekliliği doğdu. İnsanlar farklı, faydalı ne yapabilirim diye düşünmeye başladı. Alelade olanı herkes yapıyor, yeni bir şey eklemek gerek.

Şirket nasıl yapıyor bu inovasyonu?


İnovasyon günümüzde olması gerekenden çok daha karmaşık bir hale getiriliyor, sanki bunu herkes yapamaz, çok iyi örgütlenmek gerek gibi ulvi bir hale geldi. İnovasyon iki türlü yapılabiliyor. Birincisi bilginin dikeylemesine geliştirilmesiyle yani arge ile. Burada dar bir alanda o güne kadar hiç üretilmemiş yeni bilgilerin üretilmesi hedefleniyor. Arge tabii sofistike bir iş. Örneğin bugün otomotiv, teknoloji, ilaç, bilişim firmaları yılda 7-8 milyar doları argeye yatırıyor. Yatay bilgi şeklinde yapılan inovasyon ise bir sektörün başka bir sektörden esinlenip yeni model yaratması. Ben buna bilgi kaldıraçlama diyorum.

Türkiye’de neden buluş yapılmıyor?


Hiç mi buluş yapılmıyor, yapılıyor ama patente konu olmayacak buluşlar yapılıyor demek ki. Yaratıcı bir millet olduğumuzu söyleyebilirim ama küresel düzeyde geçerli olan buluşlarımız yok. Bence önce yürek lazım. İş dünyasında özgüven eksikliği var. Bunu Alman, Japon yapar, biz yapamayız gibi güvensizliklerimiz var. İnsanın hiçbir zaman aşamayacağı tek sınır, kendi kendine koyduğu sınırdır.

Argeye verilen önemin az olmasınında payı var mı bunda?


Ne yazık ki argeye çok az emek veriyoruz. Argeye yapılan yatırımlarda Amerika, Japonya, Güney Kore başı çekiyor. Milli gelirlerinin yüzde 3’üne yakın bir para harcıyorlar. Avrupa Birliği çok daha düşük. Yüzde 1.5 seviyesinde. Türkiye ise 1000’de 6.5, yüzde 1’in altında. Argeyi 5 kat çıkarmamız lazım. Diğer taraftan bana göre çok büyük yatırımlar yapmadan bilgi kaldıraçlama ile de inovasyon yapılabilir. Ama tabii onun da kuralları var. Çok geniş bir bakış açınız olmalı, değişik sektörleri tanımalısınız ki bilgileri değişik yerlerden alıp yeni sentez yapın.

En çok hangi alanlarda inovasyon şart?


Her alanda yapılmalı. Biz küçümsüyoruz bazen, tekstil Türkiye’de bitti başka sektörlere kayalım diyoruz. Eğer inovasyonu tekstilde de yapabiliyorsanız bal gibi para kazanabilirsiniz. Japonya işçiliğin en pahalı olduğu ülke, tekstilde sürekli para kazanıyor. İtalya’nın bizim kadar tekstili var. Çünkü inovativler. Bizde büyük ölçüde emekle katma değer yaratılıyor. Bir takım işçiler çalışıyorlar, bilinen bir teknoloji, bilinen bir ipliği kumaşa dönüştürüyor. İtalya’da daha az insan çalışıyor bize göre fakat farklı bir dizaynda iplik üretiyor bu iplikle yapılan elbiseler üstünlük sağlıyor. İnovasyon için hayal etmek, odaklanmak ve inat derecesinde ısrarcı olmak şart.

Türk tipi inovasyon


Türkiye’nin yapmış olduğu iki önemli buluş örnek verilir hep. Bunlardan biri dolmuş diğeri vadeli çek. Dolmuş, paylaşılan taksi olarak bir Türk icadıydı. Vadeli çekin de aynı şekilde yurt dışında karşılığı yok. Yurt dışında çek nakit demektir. Ama bana göre çok mühim icatlar değil. Tabbiki Türkiye’de inovasyonlar oluyor ama çok az. Bu bir ülkede her bin kişiye alınan patent sayısıyla ölçülüyor. Türkiye’de bu rakamlar çok düşük. OECD ülkeleri sıralamasında biz hep en sonuncu çıkıyoruz.

Bilgi yoğun ürün


Bir üründe ne kadar çok bilgi varsa o kadar değerli. Misal 1 kilo plastik ürettiğinizde bunun değeri 1 milyon dersek, 1 kilo otomobil ürettiğinizde 10 dolar, 1 kilo uçak ürettiğinizde bunun değeri 1000 dolar. Buna kafayı takmalıyız. Kilosu 50 centten demir ihraç edeceğimize kilosu 5 dolardan kumaş ihraç edebilsek Türkiye’nin milli geliri çok daha artar. Çok nitelikli bir kumaş üretiyorsanız o kumaşın fiyatı 10, 20 doları bulur. O kumaşa kattığınız hünerle ilgili. Ne kadar bilgi, arge, ürge katarsanız o kadar para ediyor.

Bilgi kaldıraçlamada Toyota örneği


Bilgi kaldıraçlamayı en iyi uygulayanlardan biri Toyota. Just in time (tam zamanında üretim) uygulamasını süpermarketlerden aldılar. Toyota’nın patronu bir gün markete gidiyor ve stokların hiç tükenmediğini görüp, depolarının çok büyük olup olmadığını soruyor. Depo yok, malın tükenme hızına bakıp, telefonla sipariş veririz, mal hemen gelir cevabını alınca da bu sistemi kendi sektörüne uyguluyor. Macar bir mühendis tarafından bulunan cırt fermuarı da bir örnek. Mühendis tarlalarda gezerken çorabına yapışan dikenli otlardan esinlenip cırtı buluyor. Bir makyaj firması da otomotiv sektöründe kullanılan elektrostatik boyanın kolay çıkmadığını görüyor ve böylece kalıcı makyaj malzemesi üretiyor.
Yazan : Burcu Özçelik
Kaynak : Yenibiris.com
Son düzenleyen Safi; 3 Aralık 2016 15:04

Benzer Konular

25 Şubat 2013 / volture X-Sözlük
3 Aralık 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
18 Nisan 2010 / Daisy-BT Mimarlık